banner565

banner472

banner458

banner457

Endüstriyel çevre teknolojileri ve TEMİZ ÜRETİM

Endüstriyel çevre teknolojileri Türkiye’de, hem maliyet düşürücü ve karlılığı artırıcı, hem eko verimlilik sağladığı, hem de işçi sağlığı ve güvenliği mevzuatının kapsamına girdiği için güncelleşiyor. KobiEfor bu nedenlerle sektöre geniş açıdan bakmayı sürdürüyor.

DOSYA 01.02.2018, 08:54 31.01.2018, 15:40
7728
Endüstriyel çevre teknolojileri ve TEMİZ ÜRETİM
Eko-Verimlilik (Temiz Üretim), yüksek verime sahip üretim teknoloji ve yöntemlerinin kullanımıyla aynı miktarda üretim için daha az doğal kaynak ve enerji kullanımı ve daha az atık üretimi ilkesine diyoruz. Bunun anlamı, çevresel hassasiyetlerin doğal kaynakların korunması ile birleştirilmesidir.
Böylece doğal kaynak ve enerji tüketimini, toksik ve tehlikeli kimyasal kullanımı ve atık, atıksu ve emisyon oluşumu kontrol edilerek minimize edilmesi sağlanır.
Önemi ve faydaları: Eko-verimlilik uygulamaları ile sanayici için çevre konusu, sadece “çevre mevzuatı baskıları” ve “çevre korumaya yönelik ek maliyetler” olmaktan çıkmakta, üretim ve çevre maliyetlerinin minimize edilmesine yönelik fırsata dönüşmektedir.
Bazı önemli özetlemeler yapalım:
- Üretimde süreç verimliliğinin artırılması, enerji, doğal kaynak ve hammadde kullanımının azaltılması bir kuruluş için doğrudan işletme verimliliği ve karlılığıdır.
- Üretim süreçlerinin iyileştirilmesi ile ürün kalitesinde ve üründe tutarlılığın yanı sıra çalışma ortamında da iyileşme sağlanır.

- Kuruluşlar sadece bugünkü yönetmelikler ile uyum içinde olma avantajı elde etmekle kalmaz, ileride baskısı daha da artacak olan düzenlemelere karşı da hazırlıklı duruma gelinir.
Türkiye’de “Temiz üretim” kavramı çok yenidir.  Enerji verimliliği boyutu dışında yeterince bilinmemekte ve uygulanamamaktadır. Bu konuda şu iki adım atılmıştır: 1) 2008 yılı sonunda yürürlüğe giren, UNIDO sorumluluğunda TTGV tarafından yürütülen UNIDO Eko-Verimlilik (Temiz Üretim) Programı. 2) Çevre ve Orman Bakanlığı adına TTGV tarafından yürütülen ve 2010 yılı başlarında tamamlanan “Türkiye’de Temiz Üretim Uygulamalarının Yaygınlaştırılması için Çerçeve Koşulların ve Ar-Ge İhtiyacının Belirlenmesi” Projesi.
Endüstriyel işçi sağlığı ve iş güvenliği
Türkiye’de endüstriyel  işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına erişmemiz birkaç yıl öncedir.  Böylelikle temiz üretim  kavramı bu alanı da etkilemiştir. Sanayileşme hamlesini tamamlamaya çalışan ülkemiz için temiz üretim  iş güvenliği anlamına da gelmelidir. Örneğin; baca gazı emisyon kontrolleri çevre sağlığı ve iş güvenliği açısından oldukça önemlidir. Filtrasyon sistemleri, çevre sağlığının korunması yanı sıra geri kazanım projeleri ile oldukça önemli bir tasarruf olanağı sağlamaktadır.
Çevre Bakanlığı’nın yönetmelikleri ile zaten tüm sanayi tesislerinde  baca gazı filtrasyon sistemleri kurulumu zorunlu hale getirilmiştir. Bu nedenle endüstriyel tesislerin baca gazı, emisyon kontrolleri ve geri kazanım sistemlerini kurmak gerekmektedir.
Çevresel kazanımın tümü ekonomik kazanımdır, gündemin en başına yazılmalıdır.
Bendeki çöp sende hazinedir
2018 yılı  Davos’unda öne çıkan konu “ döngüsel ekonomi” oldu; endüstriyel çevre teknolojilerinin ufkunu açan yeni görüş ve politikalar ortaya çıktı; örneğin; “geri dönüşüm ekonomisi” gibi. Bu bağlamda toplam 1.3 trilyon dolarlık ciroya sahip 30 önde gelen şirket, geri dönüşüm ekonomisi uygulamak için güç birleştireceğini açıkladılar. Duyuru, ‘sıfır atıklı’ tedarik zincirlerinin gerçekleşmesini ima ediyor; “ONE man’s trash is another man’s treasure”, yani “Bir adamın çöpü başkasının hazinesidir” diyor.
Üstelik burada sözkonusu olan fikri projeler değil, ‘olgu’ların birleşmesidir. Örneğin; İsveçli büyük perakende firması H&M’in Close The Loop (Döngüyü Kapat) kampanyası Davos’un da başlıca gündemlerinden oldu. Davos’ta Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi (WBCSD) tarafından yapılan açıklamada fiilen atılmış adımlardan bahsedildi. Girişim Factor10 ismiyle hayata geçiriliyor.
Ekonomik yeni model geliyor
Geleneksel “Al, Yap ve At” ekonomi modeli terk ediliyor. Tasarımla yenilenen bir ekonomi modeline gidiliyor.
Şirketlerin ürettiği, kullandığı ve imha ettiği, küresel ticareti oluşturan maddeler yeniden elden geçirilecek. Bugünün ekonomi modelinde çok miktarda atık üretilirken, çevresel bozulma, iklim değişikliği, doğal kaynakların hızlı tüketimi, ithal hammadde ve yakıt ihtiyacının artması gibi dezavantajlar var. Yeni sistemde atık ortadan kalkacak.
Atık yok, kazanç var
Hesap şöyle:  2030’a kadar döngüsel ekonomiye geçmek 4.5 trilyon dolarlık iş fırsatı yaratacak.
Bununla Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne yaklaşılacak. Hiçbir şeyin boşa gitmediği sistem çözümleri üretilecek. Fazla atığı ortadan kaldıran sistemler benimsenecek. Bunlar kamudan beklentilerle  yakalanacak hedefler olmayacak. Döngüsel ekonomiyi küresel ölçekte uygulamak için gerekli olan kritik enerji özel sektörden çıkacak.
Büyüklerden öncülük beklenir. Girişimde yer alan şirketlere bakalım: BMW, ExxonMobil, Honda, Dow gibi devler… Türkiye’nin de bu yeni model için profil verebileceği özel sektörü bulunmaktadır.
Atık olmayan atıklara doğru
Coca-Cola, Evian, Walmart, Marks & Spencer gibi markaların bulunduğu 11 şirket, 2025 yılına kadar yüzde 100 yeniden kullanılabilir, geri dönüştürülebilir ya da gübreleşebilen ambalaj için yeni taahhütte bulundu. Bu 11 şirket toplamda her yıl altı milyon tondan fazla plastik ambalaj üretiyor.
Döngüsel ekonomi konusunda alarm verici yeni bir rapor  da açıklandı.
Raporda, lineer ekonominin doğal kaynaklar üzerinde baskıya neden olduğu, kullanılan hammaddelerin yüzde 90’dan fazlasının ekonomiye geri dönmediği söyleniyor. Raporda, döngüsel bir ekonominin doğal kaynak kullanımını yüzde 28 azaltacağı, sera gazı emisyonlarını yüzde 72 düşürebileceği gösteriliyor.

Sonuç 
Döngüsel ekonomi, geleneksel lineer ekonomi modelinin panzehri olacak. Çünkü lineer modelde her şey sıfırdan üretiliyor, döngüsel ekonomide ise geri dönüşüm ön planda. Bu ekonomik model, herhangi bir malın bütün girdilerinin, o malın ekonomik ömrü dolduktan sonra yeni alanlarda hammadde olarak kullanılması ve bu suretle ekonomiye yeni ürünler katılması üzerine kurulu. Döngüsel ekonomi modelinde “üretim-tüketim-atık yönetimi ve atıktan kaynağa dönüşüm” halkası sayesinde doğal kaynak kullanımı da azalmış oluyor.

Yorumlar (0)