banner565

banner472

banner458

banner457

6. Boğaziçi Zirvesi, 80 ülkenin siyasilerini buluşturdu. “Daha az yoksulluk, daha fazla refah”

Uluslararası İşbirliği Platformu tarafından düzenlenen 6. Boğaziçi Zirvesi, ‘Daha Az Yoksulluk, Daha Fazla Refah’ temasıyla 9-10-11 Aralık tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirildi. Zirve, 80’i aşkın ülkenin siyaset ve iş dünyası temsilcilerini buluşturdu.

ETKİNLİK 01.01.2016, 08:51 02.01.2016, 16:02
11575
6. Boğaziçi Zirvesi, 80 ülkenin siyasilerini buluşturdu. “Daha az yoksulluk, daha fazla refah”
Uluslararası İşbirliği Platformu tarafından, TİM evsahipliğinde; 6. Boğaziçi Zirvesi, “Daha Az Yoksulluk, Daha Fazla Refah” temasıyla İstanbul’da, 80 ülkenin siyaset ve iş dünyasının önde gelen isimlerini tek çatı altında topladı. Her yıl farklı bir tema ile toplanan Zirve’nin bu yıl ki konu başlığı “İkiz Hedefler: Yoksulluğu Yok Etmek; Refahı Taban Seviyesinde Büyütmek.” Katılımcılar, üç gün süren Zirve’nin ilk gününden itibaren küresel yoksulluğu en aza indirirken refah seviyesini artırmanın yollarını tartıştı. Her yıl farklı bir ülkenin yatırım fırsatlarının değerlendirildiği Zirve’de bu yılın odak ülkesi Katar oldu.
Zirve’nin açılışına katılan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, kalkınmanın temel amacının insan olduğunu, daha nitelikli bir kalkınma oluşturmak için en önemli aracın da yine insan olduğunu söyledi.
Birleşmiş Milletler’in (BM) 2000 yılında bütün dünya için ortaya koyduğu ‘Bin Yıl Kalkınma Hedefleri’ doğrultusunda önemli ilerlemeler kaydedilmesine rağmen henüz arzu edilen seviyeye ulaşılmadığına dikkati çeken Yılmaz, “Dünya genelinde hala 800 milyonun üzerinde insan aşırı yoksullukla mücadele ediyor. Okul çağındaki yaklaşık 60 milyon kız çocuğu temel eğitime erişemiyor. 6 milyon çocuk 5 yaşına gelmeden hayatını kaybediyor. Kadınların özellikle işgücü piyasasında karşılaştıkları ayırımcılık sürüyor. Üstelik bu olumsuzluklar ağırlıklı olarak bazı bölge ve ülkelerde yoğunlaşıyor” diye konuştu.
2023 perspektifinde mutlak yoksulluğu sıfırlamayı hedeflediklerini belirten Yılmaz, “Bundan sonra Türkiye de gelişmiş ülkeler gibi artık sadece göreli yoksullukla uğraşacak. Mutlak yoksulluk meselesini gündemimizden tamamen çıkarmak niyetindeyiz” dedi.
Yılmaz, ekonomi politikaların sosyal politikalarla eş güdümlü uygulanması sonucunda Türkiye’nin gelir yoksulluğunun yanısıra eğitim ve sağlık boyutlarını da dikkate alan İnsani Gelişme Endeksi’nde de önemli ilerlemeler sağladığını kaydetti. Yılmaz, bu endekste 2008 yılında 175 ülke arasında 85. sırada olan Türkiye’nin 2013 yılında ülke sayısındaki artışa rağmen 16 kademe yükselerek 187 ülke arasında 69. sırada yeraldığını anlattı.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, yoksulluğun minimize edilmesine yönelik çalışmaların, refahı arttırıcı önlemlerin, uzun vadede ekonomik büyümeyi desteklediğine işaret etti. OECD ülkelerinde nüfusun en zengin yüzde 10’luk kesiminin, nüfusun en fakir yüzde 10’luk kesiminden 9.5 kat daha fazla kazandığını ifade eden Büyükekşi, bu oranın 1980’lerde 7 kat olduğunu anımsattı. Dünyanın yoksulluk ve refah konularındaki zorlukların yanında konjonktürel zorluklarla da karşı karşıya olduğunu hatırlatan Büyükekşi, 2014 yılı boyunca doların değer kazanması ve hammadde fiyatlarının düşüşü gibi etkenlerin dünya ticaretinde daralma meydana getirdiğini ifade etti.
Kral Faysal Araştırma ve İslami Çalışmalar Merkezi Başkanı Prens Turki Al Faisal Al Saud, “Yoksulluğun ortadan kaldırılması bizim amacımız ve ödevimiz. Bunun için küresel ekonomimizi yöneten kuralları tekrardan gözden geçirmeliyiz. Sosyal adaleti sağlayacak yapıda kurallar belirlemeliyiz. Uluslararası siyasal ve ekonomik düzenin yeniden gözden geçirilerek insan odaklı bir bakış açısıyla ele alınması gerekiyor. Refahın tabana yayılmasını sağlamak için bu noktaların oldukça önemli olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
Katar eski Başbakan Yardımcısı, eski Sanayi ve Enerji Bakanı H.E. Abdullah Bin Hamad Al-Attiyah, şunları ifade etti: “Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada özel sektörün büyük bir önemi var. Gıda, güvenlik, toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitim, sürdürülebilirlik gibi hedefler özel sektör ve kamu sektörünün biraraya gelmesini sağlıyor. Sürdürülebilir tarım, enerji ve iletişim gibi birçok konuda hala önümüzde bazı problemler mevcut.”
Türk iş dünyasını temsilen toplantıda söz alan Akbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Üye Suzan Sabancı Dinçer, gelişmekte olan ülkelerdeki nüfusun yüzde 14’üne karşılık gelen neredeyse 900 milyon insanın yoksulluk içinde yaşadığına dikkat çekti: “Gelişmekte olan bölgelerdeki her beş kişiden biri günlük 1.25 dolardan da az bir harcamayla geçimini sağlıyor. Yaklaşık 2.2 milyar insan ABD’nin yoksulluk sınırı olan günlük 2 doların altında bir miktarla geçimini sağlamaya çalışıyor. Bugün dünyadaki her dokuz insandan biri hala yetersiz besleniyor. Hepimiz büyümenin sürdürülebilir olması ve zenginliğin daha adil şekilde paylaşılması gerektiği konusunda aynı fikirde olsak da hala cevap vermemiz gereken zor sorular ve üstesinden gelmemiz gereken problemler var.”
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkan Yardımcısı Cihan Sultanoğlu, “Özel şirketlerin, insanların hayatlarında ciddi biçimde fark yaratmanın pratik yollarını bulmasına ihtiyacımız var. Bu da yoksul kesimler için istihdam ve pazar yaratmak, insan haklarını korumak ama bir yandan da yeşil teknolojileri desteklerken iklim değişikliği ile mücadele etmek ve israfa varan tüketim kalıplarına son verebilmek için oyunun kurallarını değiştirecek stratejiler oluşturulmasını gerekli kılıyor” diye konuştu.
TOBB Başkan Yardımcısı Ali Kopuz, şunları kaydetti: “Sadece gelişmekte olan ülkelerin kalkınma hedefleri için 1.5 trilyon dolar altyapı yatırımı yapılması gerekli. Böyle büyük kaynakların bulunabilmesi için küresel proje finansmanını sağlayacak kurumsal bir yapı oluşturulması oldukça önemli.”
Küresel Emtia Fiyatlarındaki Gelişmeler ve İhracat Hedefleri konulu yuvarlak masa toplantısının onur konuğu TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, tüm dünyada ilk 9 ayda ihracatın yüzde 13 düşüş yaşadığını, IMF’ye göre 2 trilyon dolar mal ticaretinin azaldığını söyledi.
Rusya ile Türkiye arasında sıkıntı yaşanmadan önce sadece bavul ticaretinin yüzde 30, turizmin ise yüzde 20 düşüş gösterdiğini belirterek, “Türkiye sadece pariteden 13 milyar TL, emtia fiyatlarından 6.5 milyar TL ve çevre ülkelerdeki sıkıntılardan kaynaklı olarak ise 4 milyar TL olmak üzere toplam 24 milyar TL negatif etkilendi. Ama Türkiye’nin dünya ticaretinden aldığı pay artıyor. Türkiye 2023’te dünya ticaretinden yüzde 1.5 pay almak istiyor. Bunun için reformlara ve ihracata daha fazla odaklanmak gerekiyor” dedi. Daha sonra gerçekleştirilen panelin başkanlığını TİM Genel Sekreteri Halil Bader yürüttü. Bader’in sorularıyla yönlendirdiği oturumda Katar Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Sultan Bin Rashid Al-Khater, “Katar’da rezervleri oluşturduk. Bu rezervlerle sıkıntıları atlatabildik. Katar yeni sektörler oluşturmaya başladı. Ulusal gelirini artırmaya ve yabancı yatırımcıyı çekmeye çalışıyoruz” diye konuştu. 
Filistin eski Dışişleri Bakanı Nabil Shaath ise Filistin ve Suriye’deki sorun çözülmeden dünya genelinde sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin yürütülmesinde problem olacağını söyledi.
Zirve’nin öğle yemeği bölümünün onur konuşmacısı KKTC 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, bugün 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın ortaya çıkardığı ortamda huzur ve güven içinde yaşadıklarını vurgulayarak, “Elbette refahı herkes tatmak ister ama huzur ve güven yoksa... Bugün Suriye’deki zenginlere bakın, hepsinde para var ama huzur ve güven yok” dedi. Eroğlu, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’in Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni devlet olarak tanımasa bile Kıbrıs sorununa çözüm bulacak taraflardan olduğuna işaret ederek, iki kesime de eşit muamele yapılması gerektiğini kaydetti.
“Küresel sürdürülebilir büyüme adına altyapı yatırımlarının rolü ve finansmanı” konusunun ele alındığı Uluslararası Müteahhitlik Paneli’ni TÜSİAD Uluslararası Koordinatörü Bahadır Kaleağası yürüttü.
EMAAR Bölge CEO’su Ozan Balaban, Türkiye’de ucuz işgücü avantajından sözederek, “Türkler risk alabiliyor” dedi.
STFA İnşaat Grubu Başkanı Mustafa Karakuş, inşaat sektöründe başarı için riski ve fırsatları çok hızlı izleyip ona göre aksiyon almanın, değer katmanın, kaynakları iyi kullanmanın ve verimliliğin önemine dikkat çekti.
Al Rawda’dan Osman Kaldırım, Avrupa ve Asya için de Türkiye’nin çok önemli bir noktada olduğunu belirtti. Uluslararası Müteahhitler Birlikleri Konfederasyonu Başkanı Emre Aykar, son 12 yılda dünyada başarı öyküsü yazan inşaat sektörünün GSMH’nın yüzde 9-10’u mertebesinde Türkiye’de yıllara göre değişse de son yıllarda bu rakamın yüzde 6 mertebesinde olduğunu ifade etti. Aykar, Türkiye’de inşaat sektöründe direkt olarak 2 milyon kişinin dolaylı olarak da 6 milyon insanın istihdam edildiğini anlattı.
Ağaoğlu Şirketler Grubu İcra Kurulu Üyesi ve İş Geliştirme Grup Başkanı Burak Kutluğ, Türkiye’de altyapısı sağlam şehirlere, daha fazla kentsel dönüşüme ve yola ihtiyaç bulunduğunu söyledi. Kutluğ, “Altyapı, insanların gelir eşitsizliğine ve yoksulluğa çözüm, büyümenin de yakıtı” dedi.
Uluslararası Tahkim Hukukçusu, Partner, Kabine Hukuk’tan Ural Aküzüm, “Uluslararası hukuku temel alan bir müteahhitlik sektörünü yaratmalıyız. Türkiye’de sektörün önünü çok açık görüyorum” dedi.
“Verimlilik ve küresel işbirliği adına, Nesnelerin İnterneti” konusunun ele alındığı Ulaştırma, Telekomünikasyon ve Bilişim Paneli’nin moderatörlüğünü yürüten Ericsson Sürdürülebilirlik ve Pazarlama Ortadoğu Strateji Başkanı Alp Uysal, yüzde 15 oranında karbon emisyonunu düşürebilme oranına sahip bilişim sanayinin kendi başına kritik bir rol oynayabileceğini söyledi. Birgün bütün her şeyin birbiriyle bağlantılı hale geleceğini öngören ve bu vizyona “ağ toplumu” dediklerini ifade eden Uysal, “2020’ye gelindiğinde nesnelerin interneti ile 20 milyar, 2030’da 50 milyar cihaz birbiriyle bağlantılı hale gelmiş olacak” açıklamasını yaptı.
Panelin Ana Konuşmacısı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, dünyada yaşayan 8 milyar insanın 6 milyarının uçak yolculuğu ile tanışmadığını, dünyadaki adaletsizliğin, kalkınmadaki uçurumun, refah paylaşımındaki anormalliğin böyle sonuçlar doğurduğuna dikkati çekti. Bakan Yıldırım, geçen 11 yılda Türkiye’de ulaşım ve bilişim alanlarındaki değişiklikleri tüm vatandaşların yaşayarak gördüğünü belirterek, bilginin ışık hızıyla yayıldığını, bugün yeterli görülen şeyin yarın iş göremez hale geleceğini söyledi.
Binali Yıldırım, Türkiye'de ulaşım ve iletişim alanlarında destan yazdıklarını vurgulayarak, karayolu, demiryolu, havayolu ve denizyolu alanlarında yaptıkları çalışmaları ve projeleri anlattı. Bir Türk firmasının Marmaray’ın yanında daha derinden araçlar için bir tünel yaptığını, bunu da gelecek yıl içerisinde hizmete alacaklarını aktaran Yıldırım, “108 metre derinden, iki kıta arasında yapılan bu proje de büyük bir mühendislik başarısıdır. Bu proje göreve başladıktan sonra tamamen benim tasarladığım bir projedir. Ayrıca bu proje devletin bütçesinden yapılmıyor” yorumunu yaptı.
IBM Avrupa ve Orta Doğu ve Afrika Kurumsal Kimlik Direktörü Celia Moore, nesnelerin interneti ile bilgileri biraraya getirip akıllı bilgiye dönüştürebildiklerini belirtti.
Asharqia Başkanı Abdul Rahman Al-Otaishan, bugün Türkiye’nin ticaret ve sanayi eksenine dönüştüğünü ve dünya ekonomisinden büyük pay elde ettiğini belirterek, hükümetlerin ülkeler arasındaki taşımacılığa çok önem vermesini istedi.
Datatroniq Kurucu Üyesi ve CEO Stefan Weingaertner, büyük veri kavramının öneminden sözederek, her türlü uygulamanın mümkün olduğunu ancak bu noktada bu verilerle neler yapılabileceğinin önemine dikkat çekti.
“Ekonomide Kadının Yeri/Refahın Taban Seviyesinde Büyümesinde, Kadının Ekonomiye Entegrasyonu” konulu oturumun ana konuşmacısı KAGİDER Başkanı Sanem Oktar, küresel anlamda cinsiyet eşitliği sağlanmasıyla global gayri safi milli hasılaya 28 trilyon dolar ek gelir yaratılacağını söyledi. Oktar, “2014 yılında G20 ülkelerinin liderleri 2025 yılına kadar 100 milyon kadına yeni iş imkanı yaratmayı taahhüt ettiler. Yine G20 ülkeleri 2025 yılına kadar kadın ve erkek arasındaki işgücüne katılım farkını yüzde 25 azaltmaya söz verdiler. Bu da dünya gayri safi milli hasılasında 7 trilyon dolarlık artışa denk geliyor. Bu rakam ayrıca Türkiye için, 3 milyon kadına yeni iş istihdamı yani kadın istihdamının yüzde 29’dan yüzde 41 seviyelerine çıkarılması fırsatı anlamına geliyor” diye konuştu. 
UNESCO Cinsiyet Eşitliği Bölümü Direktörü Nezaket Emine Atasoy ise kadınların dünyadaki işin yüzde 66’sını, gıda üretiminin yüzde 50’sini yaptığını bunun yanında gelirin yüzde 10’unu aldığını belirterek, “1995-2005 yılları arasında kadınların istihdama katılımı ile global ekonomiye Çin’in yaptığı katkıdan daha fazlası sağlandı” dedi.
Zirve'nin son gününün açılışında "Küresel Enerji Piyasası" başlıkla yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan ABD Enerji Bakanlığı Direktör Yardımcısı Carmine Difiglio, halihazırda Çin'de yaşanan ekonomik sıkıntıların diğer ülkelerde de ekonomik yavaşlamayla devam ettiğini belirterek, dünya genelinde üretilen petrol üretimine değindi. Difiglio, ABD'de petrol üretiminin azaltılacağını belirterek, bu düşüşün bir dönüm noktası olabileceğini aktardı.
Uluslararası Enerji Ajansı (IAE) Enerji Piyasaları ve Güvenliği Direktörü Keisuke Sadamori ise düşük petrol senaryosunun 2020'ye kadar sürebileceğini söyledi. Doğal gaz konusunda Çin, Hindistan ve Güneydoğu Asya'nın kilit noktada olduğunu dile getiren Sadamori, doğal gaz talebinin zamanla artacağını belirtti.
Eski IAE Direktörü Nobuo Tanaka da Asya'da enerji talebinin çok hızlı büyüdüğünü belirterek, "IAE verilerine göre Hindistan enerji talebinde Çin'i geçmiş durumda" dedi. Geçen yıl enerji fiyatlarının düşmeye başladığını dile getiren Tanaka, bu düşüşün 2020'ye kadar devam edebileceğini, IAE verilerine göre düşük fiyatların devam etmesi durumunda küresel pazarın Orta Doğu'ya bağımlı hale geleceğini söyledi.
UNDP Raporları’na göre; iş dünyasının yeni fırsatı “kapsayıcı işler”
BM Kalkınma Programı’nın (UNDP) İstanbul Uluslararası Özel Sektör ve Kalkınma Merkezi (IICPSD), Zirve kapsamında özel sektörün Küresel Hedefler’e katkısını odağına alan “Business +: Kapsayıcı İşler: Yeni, Sürdürülebilir ve İnovatif Bir Özel Sektör” ve “Incluir: Brezilya’da Kapsayıcı Piyasalar: İş Dünyasındaki Güçlükler ve Fırsatlar” başlıklı iki raporunun küresel lansmanını yaptı. Raporların tanıtım toplantısında konuşan UNDP İstanbul Uluslararası Özel Sektör ve Kalkınma Merkezi Direktörü Marcos Neto, dünyanın Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşması yolunda özel sektöre çok önemli görev düştüğünü söyledi.  Raporlara göre kapsayıcı iş modelleri kalkınma hedeflerini temel iş stratejisinin merkezine konumlayarak sürdürülebilir bir iş ortamı sağlıyor.
Yoksulluğu Yok Etmek; Refahı Taban Seviyesinde Büyütmek ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH) konulu yuvarlak masa toplantısının başkanlığını İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Kamil Eren yaptı. Fas Kraliyet Kabinesi Üyesi Youssef Amrani, tüm dünyada kalkınmada 2011 yılından bu yana ilerleme kaydedildiğini ama açlık ve yoksullukta ilerleme hedeflerinin tutturulamadığını kaydetti. KKTC Dışişleri Bakanı Emine Çolak, uluslararası camiada devlet olarak tanınmamanın her şeyi zor hale getirdiğini ifade etti. Bölünmeye sebep olan geçmiş yerine sürdürülebilir kalkınmaya odaklanılması gerektiğini dile getiren Çolak, ekonomik zorluklar, izolasyon, ambargo ve dışlanma gibi sorunlarla karşı karşıya olan Kıbrıslı Türkler’in uluslararası toplumun tam bir ferdi olarak olarak sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasının çok zor olduğunu belirtti.
DMI Trust Grup CEO’su Khalid Abdulla Janahi, “Etkili bir liderliğe ihtiyacımız var. 1950’den bu yana evrensel insan haklarından bahsediyoruz ama olmuyor. Siyasi yolsuzluk ortamı içindeyiz” dedi. UNDP İstanbul Uluslararası Özel Sektör ve Kalkınma Merkezi (IICPSD) Direktörü Marcos Neto, eşitsizliğin kalkınmanın merkezinde olması gerektiğini belirterek, “Şirketlerin kar elde etmeye devam etmesi ve yoksulluk için çalışması, makul ölçekte hizmetler sunması önemli. Tüm dünyada 3 milyon açık pozisyon var. İnsanlar çalışmıyor. İş dünyası ile insanlar arasında uyumsuzluk var. İnsanları eğitip bu alanlarda istihdamı sağlamak gerekiyor” diye konuştu.
“Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı” başlıklı panelin moderatörlüğünü yürüten World Bank Group Yatırım İklimi Departmanı Viyana Ofis Başkanı Ivan Nimac, hükümetlerin daha eşit bir oyun alanı sağlayabilmek için bu ajansları kurduklarını belirterek, bugün sektörel düzeyde çok daha hedeflendirilmiş çalışmalar yapmaya başladıklarını söyledi. 
Panel’in Ana Konuşmacısı ISPAT&WAIPA Başkanı Arda Ermut, Türkiye’nin resmi yatırım destek ve tanıtım ajansı olarak doğrudan yabancı yatırım eğilimlerini takip ettiklerini ve onları çekecek şekilde çalıştıklarını ifade etti.
GE Türkiye CEO’su ve Başkan Canan Özsoy, Türkiye’de yenilenebilir enerjiye desteklerin arttığını, GE olarak Türkiye’de bu alanda üretilen ürünleri özellikle rüzgar enerjisi alanındaki ürünleri dışarıya da ihraç etmeye başladıklarını ifade etti.
KPMG Türkiye Ortağı Raymond Timmer, “Bölgedeki ekonomik volatilite ile ilgili sıkıntı var, altyapı, hukuk ve eğitimle ilgili sıkıntılar var. Endüstriyel sanayi kümeleriyle ilgili Hükümet’in düzeltmeleri olabilir” dedi. Timmer, 2023 hedeflerine ulaşılabilmesi için bütün sektörlere değil, belli sektörlere odaklanılması gerektiğine dikkat çekti.
WAIPA Genel Sekreteri Bostjan Skalar, Türkiye’nin hedeflerine ulaşabilmesi için sektörel bazlı çalışma yapması gerektiğine değindi. Skalar, belirlenen 15-18 sektörün 3 sektöre indirilmesini önerdi.
“Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinde (SKH) Özel Sektörün Rolü” başlıklı panelin moderatörlüğünü yürüten Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) İstanbul Direktör Yardımcısı Gülçin Salıngan, sosyal sorumluluk programlarının amaçlarına işaret etti: “Kurumsal, sosyal sorumluluk ve hayırseverlik programları genellikle ticari amaçlı programlardır ve o işletmeye kar kazandırmak amaçlı programlardır.”
Alman Parlamento Üyesi Volkmar Klein, gelişmekte olan ülkelerde hatalar ve kuralların eksikliğinin yaygın şekilde gözlemlendiğini belirterek, "Bazı gelişmekte olan ülkelerde her iki hata bile eş zamanlı yapılıyor. Devlet kötü bir girişimcidir bunu biliyoruz" değerlendirmesini yaptı.
Alman Yatırım Bankası (KfW) Tacikistan Ofisi Direktörü Kristin Laabs, finansmana erişimin zor olduğu ülkelerde şeffaflıkla ilgili sorunların olduğunu vurguladı.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Küresel Politikalar Danışmanı Casper Sonesson, “Kapsayıcı iş kavramı büyük potansiyel barındıran bir kavram ve hükümetlerden biraz daha desteğe ihtiyacı var” dedi.

Yorumlar (0)