banner565

banner472

banner458

banner457

Forum İstanbul 2023

Forum İstanbul 2017, “Türkiye Geleceğini Yeniden Tasarlıyor” ana temasıyla 4-5 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirildi. Siyaset ve iş dünyasının buluştuğu etkinlikte hem küresel ekonomi hem Türkiye ekonomisi farklı konularla değerlendirildi.

ETKİNLİK 01.06.2017, 08:50 31.05.2017, 17:26
9100
Forum İstanbul 2023

16.Forum İstanbul 2023 Konferansı “Türkiye Geleceği’ni Yeniden Tasarlıyor” ana temasıyla İstanbul’da gerçekleştirildi. 2 gün süren konferansa Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ile çok sayıda kurum temsilcisi katıldı.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisi ile ilgili değerlendirmesinde göstergelerin büyümenin hızlanacağına işaret ettiğini söyledi. Şimşek, piyasalarda bir normalleşme olduğunu, bunların büyümeyi destekleyici gelişme şeklinde seyrettiğine dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Büyümede ufak bir sorunumuz var. İç talep ağırlıklı büyüyoruz. Yeniden dengelenme sürecinin başlaması, güçlenmesi gerekiyor. Ümit ederiz ki dış talepteki büyüme bunu sağlar. Cari açık son yıllarda gerçekten ciddi bir iyileşme gösterdi. Bu kısmen küresel enerji fiyatlarıyla ilişkili ama kısmen biz de biraz çabaladık. Ama bu sene cari açık biraz artabilir. Yani yüzde 4'ün biraz üzerine çıkabilir. Hem petrol fiyatlarında bir miktar artış oldu, hem de büyüme bu kadar hızla gidecekse takdir edeceksiniz ki kısmen o yansır." Şimşek, enflasyonun tekrar çift haneli rakamlarda olduğunu belirterek, "Bu kabul edilebilir bir durum değil” dedi.  Mehmet Şimşek, yatırım ikliminin önemli olduğunu vurgulayarak, "Yatırım varsa üretim, verimlilik, istihdam vardır. Aslında yatırımların milli gelire oranında gelişmekte olan ülkelerin ortalamasının altındayız. Ama fena bir rakam değil, yüzde 28-29 civarında. İyi noktadayız ama arzuladığımız seviye bu değil. Keşke bunun büyük bir kısmı makine teçhizatı olsa ama değil. Kompozisyonu iyileştirmemiz lazım. Yatırım iklimini iyileştirmemiz lazım. Çünkü hem dünyadan yatırım çekmemiz hem de Türkiye'deki yatırımcıları harekete geçirmemiz lazım" görüşlerini aktardı.

“Büyüme özel sektör eliyle yapılmalı”
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci yeni şeyler söylemek gerektiğini dile getirerek, “Artık Türkiye'yi özel sektör eliyle büyütmek zorundayız. Özel sektör eliyle, daha çok üreterek ve daha çok ihracat yaparak ihracata dayalı büyüme eksenini merkeze alarak Türkiye'yi büyütmek zorundayız. Bunu yaparken de 65. Hükümet olarak vermemiz gereken destekler konusunda ne yapılması gerekiyorsa hepsini yaptık. Dünyanın en iddialı yatırım teşvik sistemi bugün Türkiye'de” dedi. Zeybekci, ihracat seferberliği için 2017 yılını yeniden bir başlangıç olarak gördüklerini belirterek, "2003 dahil 2016 sonu itibarıyla Türkiye her yıl ihracatını yüzde 10.3 ortalama ile artırdı. Tekrar aynı ortalamaya dönmemiz lazım" diye konuştu.
Nihat Zeybekci panelde ise makro ekonomiye ilişkin bilgiler verdi. Nihat Zeybekci, Türkiye'de e-ticaretin büyüme hızının yaklaşık yüzde 2'ler seviyesinde bulunduğunu, dünya ile aradaki farkın kapanmasının Türkiye için imkansız olmadığını vurguladı: "Teknoloji 4.0 önümüzdeki yıl bugünlerde bu kadar yoğun konuşulmuyor olacak. Çünkü o dönem geçmiş ya da planlanmış, halledilmiş, bir şekilde tüketilmiş olan bir teknolojik yenilik haline gelecek." Şu an da Kredi Garanti Fonu ve Eximbank kaynaklarıyla Türkiye’de ekonominin, yatırımcının, finans ihtiyacı duyan özel sektörün kullanımına sunulan toplam kaynak tutarının 250 milyar lira olduğunun altını çizen Zeybekci, şunları söyledi: Hedefimiz, toplam ihracatın yüzde 24-25 aralığındaki bir bölümünü finansa edebilen Eximbank’ımızın yüzde 26’nın üzerine çıkarak dünyada ikinci sırada olan yerini, yani Kore Eximbank’ından sonra gelen sırasını inşallah 2017 sonuna kadar bir numaraya getirmek."

“TÜBİTAK Yasası önemli bir gelişme olacak”
"Sanayide ve ekonomide dijital dönüşüm" başlıklı oturumda konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü,Türkiye’nin AB standartlarında Patent Kanunu olduğunu hatırlattı: "Gerçekleştirdiğimiz ikinci çalışma Türkiye'nin teknoloji yönetiminde yapısal dönüşümü öngören, kısa adı TÜBİTAK Yasası'dır. Bakanlar Kurulu'nda kabul edildi. Meclis’te ilgili komisyonda kabul edildi. Önümüzdeki dönemde inşallah kanunlaştıracağız. Bu önemli çünkü Türkiye'de hem Ar-Ge ve teknoloji harcamalarındaki fonlama noktasındaki dağınıklığı topluyor hem de özel sektörün Ar-Ge merkezi açan şirketlerimizin Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesinde önemli bir adım oluşturuyor. Bunu çok önemsiyoruz. Biz teknoloji transfer eden değil üreten bir Türkiye istiyoruz. Şahsen transfere karşı değilim. Ama her zaman transfer eden bir durumda olmak iyi bir şey değil. Biz Türkiye'nin kendi teknolojisini üreten bir ülke olmasını istiyoruz."
Sanayi 4.0’a ilişkin de bilgi veren Özlü, 2018 yılında sanayide kullanılacak robot sayısının yaklaşık 3 milyon olmasının beklendiğini, yine 2018'de birbirine bağlı cihaz sayısının 13 milyardan 29 milyara çıkacağını vurguladı.
Özlü, şunları söyledi: "2020 yılında nesnelerin interneti pazarının büyüklüğü 1.7 trilyon dolara yükselecek. Endüstriyel robotların yaratacağı ekonomik etki 1.2 trilyon dolar olacak. 2025'ler için yapılan tahminlere göre gelişmiş ülkelerde imalat süreçleri yüzde 15 ile yüzde 25 oranında otomasyona dayalı olacak. OECD ekonomilerindeki yenilik aracılığıyla GSYH artışı verimlilik artışına bağlı hale gelecek. 2030'lara geldiğimizde dijital teknolojilerin verimlilik, gelir dağılımı ve çevre üzerine güçlü etkileri olacak. Küresel ticaret hacminin yarısı akıllı nesnelerin etkileşimini kullanacak. Yapılan çalışmalardan sonra aslında gelişmiş birçok ülke bu durum karşısında kendi yol haritalarını geliştirmeye çalışıyor." Özlü, önceki sanayi devrimlerinin geriden takip edildiğini belirterek, şimdi böyle bir lüksün bulunmadığını, Almanya'dan 3-5 yıl geriden gelindiğini, dünyadaki çoğu ülkenin de benzer durumda olduğunu kaydetti.

Odak konu verimlililik
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya,  ekonomide rekabetçiliği ve verimliliği artıracak yapısal reformların güçlü büyümenin temel sürükleyicisi olacağını ifade ederek, “Maliye politikalarının ekonominin potansiyeli ve büyümenin kapsayıcılığını artıracak şekilde oluşturulması önem arz etmektedir. Ekonomik aktörlerin mali yapılarının güçlendirilmesi, aşırı borçluluğun vade ve kur uyumsuzluğunun önüne geçilmesi, düzenleme ve denetleme faaliyetlerinin iyileştirilmesi ve sistemik riskleri sınırlayacak makro ihtiyati çerçevenin oluşturulması büyümenin sürdürülebilir ve dengeli olması açısından önemlidir. Böyle bir ortam para politikalarının da etkinliğine katkıda bulunacaktır” diye konuştu. Çetinkaya, Türkiye’nin bu dönemde finansal sistem açısından sergilediği görünüme bakıldığında söz konusu uluslararası reformlara hızlı ve büyük ölçüde başarıyla geçildiğinin görüldüğünü belirtti.

Lojistik ve enerjide fırsatlar var
Türkiye Varlık Fonu (TVF) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bostan, yarının "süper starı" olması umulan küçük firmalara yatırım yapıp yapmayacaklarına ilişkin, belli sektörlerde tasarımlara başladıklarını ifade etti. Finansal teknoloji alanında Türkiye'de büyük fırsatlar olduğunu düşündüğünü, lojistik ve enerji alanlarında da fırsatlar bulunduğunu belirten Bostan, "Bunlara uluslararası arenadan çok ciddi ilgi var. Yani hem bizim paydaşlarımızdan hem de diğer şirketlerden büyük ilgi var. TVF'nın kurulmasındaki amaçlardan birisi de Türkiye'ye bir giriş kapısı açmak... Önümüzdeki dönemde farklı sektörlerdeki alanlarda hamlelerimiz olacak" diye konuştu.
Devraldıkları markalardan birçoğunun önemli olduğunu, burada hala değer artışı imkanı bulunduğunu ifade eden Bostan, bu varlıkların, gelirlerinin menkulleştirilmesi ve bunların yatırımcılarla buluşturulmasının, daha geniş bir yatırımcı kitlesine ulaşmalarını sağlayabileceğini, bunun da ülkenin daha hızlı bir sürdürülebilir büyüme yakalamasına katkı sunacağını kaydetti.

Büyükekşi: “2017 ihracatta atılım yılı”
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ise 2017 yılını ihracat için bir "atılım yılı" ilan ettiklerini söyledi: “İlk 4 aydaki gelişmeler, bizlere bu beklentilerimizde, ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koydu. Geçtiğimiz günlerde açıklanan Nisan ayı verilerine göre, ihracatımız ilk dört ayda yüzde 9'a yakın artış kaydetti. Yılın geri kalanında da ihracatımızın bu performansını sürdüreceğine olan inancımız tam. Amacımız, yıl sonunda OVP hedefi olan 153.3 milyar doları aşarak 155 milyar doları yakalamak. Bu başarımızda, Ekonomi Bakanımız’ın katkıları bizler için son derece önemli. Özellikle son dönemde, başta yeşil pasaport olmak üzere, ihracatçılarımızın çok önemli taleplerine müspet yanıtlar verildi."

Eximbank sıkı para politikasının etkisinden kurtulacak
Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım ise bu yılın sonunda 25.8 milyar dolar kredi, kabaca 14 milyar dolarlık sigorta işlemi yapan, yani 40 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan bir banka olacaklarını kaydetti. İlk 4 ayda sıkı para politikaları içerisinde hedefleri açısından tam istedikleri yerde olmadıklarını belirten Yıldırım, ama bu haftadan itibaren bu sıkı para politikasının etkilerinden kurtulacaklarını dile getirdi. 

Yorumlar (0)