banner565

banner472

banner458

banner457

Türkiye Bilişim Zirvesi, İstanbul’da yapıldı. Bakan Özlü: “Türk sanayisi bilişimle büyüyebilir”

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü ile TÜBİSAD işbirliğiyle İstanbul’da düzenlenen Türkiye Bilişim Zirvesi’ne katılan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, bilişim sektörünün stratejik önemine dikkat çekti. TÜBİSAD Başkanı Kübra Erman Karaca ise Türkiye’nin 2023 hedefine ulaşması için bilişim sektörünün yıllık yaklaşık 2 katı büyüme hızı yakalaması gerektiğini söyledi.

ETKİNLİK 01.04.2018, 08:55 31.03.2018, 14:11
13384
Türkiye Bilişim Zirvesi, İstanbul’da yapıldı. Bakan Özlü: “Türk sanayisi bilişimle büyüyebilir”

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Genel Müdürlüğü ve Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) işbirliği ile İstanbul’da düzenlenen Türkiye Bilişim Zirvesi’ne katıldı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından, sanayi üretiminde katmadeğeri ve ileri teknoloji ürünlerini artırmak amacıyla başlatılan “Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programı” kapsamında düzenlenen Zirve’de Sanayide Yüksek Teknolojiye Dönüşüm Programı ve yerlileştirme çalışmalarına ilişkin bilgilendirme yapıldı, öneriler değerlendirildi. Toplantıya Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Dr. Veysel Yayan, Sanayi Genel Müdürü Zübeyde Çağlayan, diğer Bakanlıkların üst düzey temsilcileri, TÜBİSAD Yönetim Kurulu Üyeleri ve bilişim sektörü temsilcileri de katıldı.

“Bilişim Devrimi’ni yakalamalıyız”
Toplantının açılışında konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, Zirve’nin sektörün tüm paydaşları için önemini belirterek, önümüzdeki günlerde elektronik, otomotiv, kimya ve gıda sektör zirvelerini hayata geçireceklerini açıkladı.
Faruk Özlü, Türkiye’nin yüksek teknoloji yolculuğunda uyum içinde hareket etmesinin ve somut çözümlere imza atmasının önemine işaret etti: “Bugünün dünyasını değişimden, teknolojiden, dijitalleşmeden ve bilişimden bağımsız olarak anlamamız mümkün değildir. Bu kavramları anlamadan, bu kavramların içini doldurmadan bir yere varamayız. Öncelikli olarak, çağın getirdiği yeni üretim, tüketim ve pazarlama süreçlerini çok iyi anlamak ve analiz etmek zorundayız. Dolayısıyla Sanayi 4.0 sürecini, her yönüyle kavramak durumundayız. Dijital teknolojilerle bağlantılı olan bulut bilişim, büyük data, yeni sınai internet uygulamaları, algoritmalar, kodlamalar, akıllı fabrikalar, robotlar, sensörler ve 3 boyutlu yazıcılar gibi kavramlara yabancı kalamayız. Tüm bu yeni kavramlar, önümüze, aşmamız gereken yepyeni bir eşik koymaktadır. O eşik, Bilişim Devrimi eşiğidir.  Bilişim Devrimi ile şekillenen dünya bilim ve teknoloji omurgası üzerinde yükselmekte. Önceki sanayi devrimlerini, ne yazık ki hep geriden takip ettik. Yıllar boyunca, bütün enerjimizi, aradaki bu uçurumu kapatmak için sarf ettik. Ancak bu kez, ‘Bilişim Devrimi’ni ve teknoloji çağını ıskalama şansımız yok.”
Bakan Özlü, 48 milyon kişinin her gün internete bağlandığı, 47 milyon kişinin sosyal medyayı aktif kullandığı, her 10 evin 8’inin, internet erişiminin bulunduğu, her 4 kişiden 1’inin internet üzerinden alışveriş yaptığı Türkiye’de, bilişim temelli teknolojiler ve yeni dünyayı görmezden gelme lüksü olmadığını ifade etti. Bu yüzden bu gerçeğin ışığında  tüm politikaları ürettiklerini, planları yaptıklarını aktaran Özlü, 2023 hedefini koyarken de 2071 hedefini belirlerken de aynı bilinçle hareket ettiklerini kaydetti.
Demir medeniyetinin yerini data medeniyetine bıraktığını söyleyen Özlü, “Data medeniyetinin en önemli iki teknolojisi, yapay zeka ve büyük veridir. Yapay zeka konusunda, çok hızlı davranmalıyız. Nitelikli yazılımcılarımızı; hiçbir ülkeye kaptırmadan, çok büyük projelerle himaye etmeliyiz” dedi. Bilişim toplumunun ve bilişim devriminin zorunlu kıldığı insan kaynağı faktörünün önemine değindi.
Eğlence değil, ürün odaklı kodlama: Faruk Özlü, bilginin internetinden, değerlerin internetine geçildiğini dile getirdi: “Değerin interneti dönemini şekillendirecek Blockchain teknolojisinin, buradaki büyük dönüşümün anahtarı olduğunu unutmamalıyız. Üretim ve yaşam ekosistemindeki varlıkların yönetimi nasıl dijitale geçiririz? Nasıl marka olacak dijital platformlar üretiriz? Artık bu sorulara yanıt aramalı ve ona göre pozisyon almalıyız. Eğlence odaklı değil, ürün odaklı kodlamaya konsantre olmalıyız. Ortaya ticari bir ürün çıkarmayan, kalıcılığı olmayan, katmadeğer oluşturmayan kodlama anlayışına son vermeliyiz. Ülkemizin cari açık verdiği mühendislik yazılımları, güvenlik yazılımları gibi kritik alanlarda ciddi ürünler ortaya koymalıyız. Altını çizerek yeniden ifade etmek istiyorum: Eğlence odaklı değil, ürün odaklı kodlamayı esas almalıyız.”
“Yazılım ürünlerine Yerli Malı Belgesi düzenlemesinin önünü açtık”: Temel çıkış noktasının eğitim ve bilişim farkındalığı olacağını aktaran Özlü, sektöre bu anlamda önemli görevler düştüğünü söyledi. Bakanlık ve Hükümet olarak bütün imkanları sektör için seferber etmeye devam edeceklerini belirten Özlü, TÜBİTAK ve KOSGEB tarafından bilişim alanında faaliyet gösteren firmalara sunulan katkılar hakkında bilgi verdi: “Bu iki ilgili kuruluşumuzun destek ve teşvikleri 2018 yılında da devam edecek. Ayrıca hayata geçirdiğimiz düzenlemelerle bilişim teknolojisi ve yazılım üreticilerini, sanayici kapsamına aldık. Kamu ihalelerinde, yerli malı yazılım ürünlerine yüzde 15 fiyat avantajı zorunluluğu getirdik. Burada bir düzenleme var ama bunun uygulamasında sıkıntılar yaşıyoruz. Bu sıkıntıları hep beraber aşacağız. Yazılım Ürünlerine Yerli Malı Belgesi düzenlenmesinin önünü açtık. Yazılım üreticilerinin sanayici vasfı kazanmasıyla birlikte 255 işletme, Sanayi Sicili’ne kayıt yaptırdı. Şu ana kadar 33 yazılım işletmesi, yazılım ürünleri için 80 yerli malı belgesi aldı.”
“Siber güvenlik, eşittir, milli güvenlik”: Bugün artık bilişimin, stratejik bir sektör olduğunun altını çizen Özlü, bilişimin milli güvenlikle doğrudan ilgili olduğunu söyledi: “Siber güvenlik, eşittir, milli güvenlik. Siber güvenlik alanında yapılan yatırımlar, doğrudan milli güvenliğe yapılan yatırımlardır.” Bakan Özlü’nün verdiği bilgilere göre; dünyada günde 230 bin kötü niyetli yazılım üretiliyor. 2017’de, siber saldırılar sonucu dünyada oluşan kayıp, yaklaşık 500 milyar dolar. Bu rakamın, 2020’de, 2 trilyon doları aşması beklenmekte. Özlü, “Bu nedenle siber güvenlik artık bir sanayi koludur. Son 5 yılda ülkemizin siber güvenlik harcaması, 340 milyon dolar civarındadır. Bu harcamadan, yerli ürünlerimizin aldığı pay sadece 45 milyon dolardır. Tüm bu tehditleri ve rakamları bir araya koyduğumuzda; bilişim ve siber güvenlik alanında, kimseye bel bağlamadan, kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorundayız. Sayın Başbakanımızın imzasıyla oluşturulan Yerlileştirme Kurulu’nda, yerli bilişime ve siber güvenlik yatırımlarına özel bir paragraf açacağız. Mühendislik ve güvenlik yazılımları gibi kritik alanlarda, çok özel gayret göstereceğiz. Milli ve yerli duruşumuzu, ortaya koyacağımız yerli bilişim ürünleriyle ticarileşen yazılımlarımızla güçlendireceğiz. Endüstri alanındaki veri güvenliğinin sağlanması için milli siber güvenlik teknoloji altyapısı ve sanayi ekosisteminin geliştirilmesine, büyük önem vereceğiz” diye konuştu.
“Türk sanayisi bilişimle büyüyebilir” diyen Özlü, reel sektörle bilişimi buluşturacak, bunların eşgüdümünü sağlayacak çok daha fazla sayıda platforma ihtiyacımız olduğunu vurguladı. Özlü, hem kamunun, hem şirketlerin, hem de bilişim ve yazılım sektörünün çok daha fazla proje üretmesi gerektiğine dikkati çekti. Özlü, bütün sektörlerin, özellikle bilişimden ve yazılımdan beklentilerinin yüksek olduğunu kaydetti: “Bilişim ve yazılımı her sektörün ihtiyaç duyduğu, olmazsa olmaz görüyoruz. Bilişim ve yazılım zorunlu sektör. Bu beklentileri karşılayacak ortak bir akıl, ortak bir vizyon ve ortak bir inançla hareket etmeliyiz. Bizler Bakanlık ve Hükümet olarak, bu eşgüdüm kanallarını sonuna kadar açık tutmaya devam edeceğiz.”

“Muazzam fırsatlar var”
TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Kübra Erman Karaca, Bilgi ve İletişim Teknolojileri’nin (BİT) her sektörde ve toplumun her alanında radikal değişikliklere yol açtığını ve açmaya devam ettiğini söyledi. Yeni teknolojilerin, doğal kaynaklar, finansman ve insan kaynaklarının kullanımında getirdiği yeniliklerle sürekli bir değişime ve iyileşmeye neden olduğuna dikkat çeken Karaca, bütün bu değişimlere uyum sağlayabilecek insanlar, kurumlar ve ülkeler için muazzam fırsatların ortaya çıktığını aktardı: “Yapay zeka, nesnelerin interneti, dijital iletişim, robotik, blok zincir, 3D baskı, büyük veri, veri analizi, akıllı ulaşım gibi teknolojideki büyük değişimler ekonomide ve toplumsal hayatta önemli etkiler yapmaktadır. Dünya çapında yaşanan değişime uyum ve bu değişimden fayda sağlamak mümkündür. Bu noktada ‘Sanayide Yüksek Teknolojiye Dönüşüm Programı’ ve yerlileştirme çalışmalarını dikkatle takip ediyor ve katılıyoruz. Programın detaylandırılıp etkili bir şekilde hayata geçirilmesi durumunda bilgi ve iletişim sektörleri ile diğer kilit sektörlerimizin gelişimine, sanayi ve ekonomimizin rekabet gücünün artışına çok önemli katkıda bulunacağına inanıyoruz.’
“İki katı hızla büyümeliyiz”: Karaca, Türkiye’nin ekonomik büyüklük açısından 2023’te dünyada ilk 10 ülke arasına girmesi için belirlenen hedeflere göre temsilcisi oldukları BİT sektörlerinin 2016’da 94.3 milyar TL olan hacminin, 2023’te 160 milyar dolara ulaşması gerektiğini paylaştı: “Sektörümüzün 2016 yılı büyüme hızı yüzde 14.4’tür, son 5 yıllık büyüme ortalaması da yüzde 15’tir. Diğer tüm faktörler dışarıda bırakılacak olursa 2023 hedefine ulaşmak için 2017-2023 yılları arasında 2016’da kaydedilen büyümenin yaklaşık 2 katı hızda bir yıllık ortalama büyüme hızı yakalanmalıdır. Bu hedef doğrultusunda; sektörlerde elde edilmiş başarıların izlenmesi, bunların sürdürülebilmesi ve etkilerinin artırılması için gerekli eylem planlarının hayata geçirilmesi de BİT sektöründeki büyümenin başarıya ulaşması için getirilen yeni önerilerin gerçekleştirilmesi kadar önem taşımaktadır.”
TÜBİSAD olarak “Türkiye’nin Dijital Ekonomi’ye Dönüşümü” raporunu Bakan Faruk Özlü’nün katıldığı bir toplantı ile geçen ay kamuoyu ile paylaştıklarını anımsatan Karaca, BİT sektörünün büyümesi ve Türkiye’nin dijital ekonomiye dönüşümünün hız kazanması için TÜBİSAD’ın acil eyleme geçilmesi gereken politika önerilerini bir kez daha yineledi. Karaca, dijital ekonomi stratejilerini ve politikalarını yönlendiren bir yönetişim modeli ve yapılanmasının zorunlu olduğunu ve tüm kamu kurumlarını kapsayıcı ve denetleyici sorumlulukta olması gerektiğini ifade etti: “Dijital değişimin yönetimi, koordinasyonu ve etkinliği devletin en üst seviyede ve rolde bu konuyu sahiplenmesi ile  ilgili mevzuat ve kanunlarla desteklenmesiyle mümkün olacaktır.” Karaca, Türkiye’nin yüksek teknolojiye dayalı dijital ekonomiye geçişi ile yerli üretim ve teknolojilerin geliştirilmesinin  ancak özel sektör, kamu ve tüm toplum kesimlerinin sahiplenmesi ile mümkün olacağını dile getirdi.

“Yazılım ürünlerinin yerli malı sayılmasının önünü açtık”
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Genel Müdürü Zübeyde Çağlayan, yürüttükleri yerlileştirme çalışmalarından söz ederek, “kimya ve ilaç sanayi, gıda sanayi, yarı iletken elektronik ürünler, makine ve teçhizat, motorlu kara taşıtları” olmak üzere 5 odak sektörü belirlediklerini,  stratejik önemi sebebiyle “bilişim ve yazılım sanayi”sini de odak sektörlere ilave ettiklerini söyledi.  Çağlayan, bilişim ve yazılımı lokomotif sektörler olarak gördüklerini ve yazılım ürünlerinin yerli malı sayılmasının önünü açtıklarını vurguladı: “Bilişim Vadisi Projesi’nde ilk etabı tamamladık. Projeyi TÜBİTAK ve KOSGEB de destekliyor. Bilişim Vadisi’nde 5 bin Ar-Ge ve yazılım firmasının olması hedefleniyor. Sektörü davet ediyoruz.” BİT’de ticarileşmenin yeterli seviyede olmadığına değinen Çağlayan, genişbant haberleşme teknolojilerinin önemli bir fırsat olduğuna işaret etti ve bu alanda kümelenmeyi desteklediklerini söyledi. Yapay zeka konusunu da önemli bir potansiyel olarak gördüklerini aktaran Çağlayan, “Siber güvenlik olmazsa olmaz” dedi. Akıllı şehirler ve oyun pazarının da önemli bir fırsat olduğuna işaret eden Çağlayan, kamunun bilişimde yerli ürün kullanımını özendireceğini de belirtti.
TÜBİSAD’ın Bilişim Sanayi Sunumu’nun ardından Bakan Özlü, sektör temsilcilerinin sorunlarını dinledi.

Yorumlar (0)