banner565

banner472

banner458

banner457

Finansal Kurumlar Birliği IV. Olağan Genel Kurulu yapıldı.

Finansal Kurumlar Birliği IV. Olağan Genel Kurulu’na katılan Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Türkiye’nin tekrar bir üst sınıfa atlayabilmesi için yapısal reformları güçlü bir şekilde önümüzdeki dönemde uygulamaya geçirmesi gerekir” dedi. Şimşek, konuşmasında; varlık yönetim şirketlerini yakında yasal bir düzenlemeyle FKB’nin bir parçası haline getireceklerini de açıkladı.

HABER 01.06.2016, 08:43 01.06.2016, 15:28
5205
Finansal Kurumlar Birliği IV. Olağan Genel Kurulu yapıldı.

Bankacılık dışı finans kesiminin en önemli unsurlarından olan finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerini tek çatı altında toplayan Finansal Kurumlar Birliği’nin (FKB) İstanbul’da düzenlenen IV. Olağan Genel Kurulu’na Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek konuşmacı olarak katıldı. BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben, FKB Başkanı Osman Zeki Özger, FKB Üyesi 103 şirketin yöneticileri ve Birlik yönetiminin hazır bulunduğu Genel Kurul’da Türkiye ekonomisinin mevcut durumuna ve gelecekteki seyrine yönelik değerlendirmeler de masaya yatırıldı.
Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek Genel Kurul’daki konuşmasında büyüyen Türkiye ekonomisine vurgu yaptı. Ekonomide reformların devam edeceğini söyleyen Şimşek, bu sayede bankacılık dışı finans kesiminin rolünün güçleneceğine de işaret etti. Şimşek aynı zamanda, reel sektör ile finans sektörünün el ele birlikte gelişmesinin önemine dikkat çekti.
“Sağlam bankacılık sektörü, Türkiye’nin olmazsa olmazı”
Şimşek, sağlıklı bir bankacılık sektörünün Türkiye’nin olmazsa olmazı olduğuna işaret etti: “Türk bankacılık sektörü 2007 sonrasında ortaya çıkan küresel finans krizinde büyük bir stres testinden başarıyla geçti. Demek ki 2000’li yılların başında yaptığımız reformlar ve bu reformların güçlü bir şekilde uygulanması Türkiye’ye çok şey kazandırdı. Aslında son 2.5 yıldır da Türkiye’de bankacılık sektörü büyük bir stres testinden geçti, farkında değilsiniz. Çünkü liranın yüzde 40’a yakın değer kaybettiği, kredilerin büyüme hacminin yüzde 40’lardan tek haneli rakamlara doğru gittiği bir süreçten bahsediyoruz. Buna rağmen bankacılık sektörünün halen varlık kalitesi son derece iyi, yani yüzde 3.3 tahsili gecikmiş krediler var. Yüzde 3.3 tolere edilebilir, Avrupa Birliği’nde (AB) ortalama bu oran, şu an yüzde 5 civarı. Dolayısıyla bir stres testinden geçilmiştir.”
Şimşek, bankacılık dışı kurumların ve sermaye piyasalarının gelişmesinin Türkiye için çok önemli olduğunu vurguladı: “O nedenle FKB Genel Kurulu’nu bu anlamda önemsiyoruz. Sizin birliğinizi, beraberliğinizi ve bu anlamda sektörün daha da gelişmesi için ortaya koyduğunuz çabaları en güçlü bir şekilde destekliyoruz ve desteklemeye devam edeceğiz.”
Türkiye’nin reform sürecinin finans sektörü için olmazsa olmaz olduğunu aktaran Şimşek, şunları anlattı: “Türkiye eğer güvenilirliği artırabilirse katmadeğer zincirinde yukarı çıkabilirse 25 sektörel dönüşüm programını başarıyla uygulayabilirse o zaman sizin için iş imkanlarının sınırı yok. Türkiye reformları uygulayarak başarısını kanıtlamıştır. Reformların sonuçları ortada. Türkiye sınıf atladı. Şimdi Türkiye’nin tekrar bir üst sınıfa atlayabilmesi için bu yapısal reformları güçlü bir şekilde önümüzdeki dönemde uygulamaya geçirmesi gerekir.”
“Reklamla fiziki mekan ve söylemlerle finans merkezleri oluşmaz”: Ancak büyüyen ülkelerde finans merkezlerinin olacağını aktaran Şimşek, reklamla fiziki mekan ve söylemlerle finans merkezlerinin oluşmayacağını söyledi. Şimşek, varlık yönetim şirketlerini yakında bir yasal düzenleme ile FKB’nin bir parçası haline getireceklerini açıkladı. Şimşek, Maliye Bakanlığı’ndan yakın dönemde ilgili arkadaşları çağırdıkları bilgisini verdi: “Vergi düzenlemeleri itibarıyla benzer uygulamaları hayata geçirmek için güzel bir çalışma yapılmış. Maliye Bakanımız’ı buradan tebrik ediyorum. Vergi uygulamalarında bir harmoniye ihtiyacımız var. Benim döneminde de biz epey bu konuyu çalıştık. Özellikle finans sektörünün vergilendirilmesinde, Türkiye’nin menfaatlerini gözeterek, minimal düzeyde. Niye? Çünkü Türkiye’nin kaynağa ihtiyacı var. Türkiye’nin en büyük sorunu kaynak sorunudur. Bu yeni bir şey değildir. Eskiden kamudan kaynaklanıyordu. Şimdi özel sektörün yatırımları için kaynağa ihtiyacımız var.
Bizim yatırımlarımızın daha da artması lazım. Yatırımların milli gelire oranı yüzde 20 civarında. Bunu sınırlayan ne? Cari açık. Yani iç tasarruflarımızın yetersiz olması. İşte o nedenle bu sektörün önünü açıp, dünya fonlarını Türkiye’ye çekmemiz lazım. Burada hepimizin üzerine görev düşüyor.”
“Bu işler rasyonel bir zeminde götürülmediği zaman cezayı vatandaş ödüyor”: Şimşek, dünyada en cömert bireysel emeklilik teşviklerinin Türkiye’de olduğunu söyledi. Hazine olarak bir reform çalışmasını daha bitirdiklerini belirten Şimşek, Bireysel Emeklilik Sistemi’ne (BES) otomatik katılım meselesini tamamladıklarını kaydetti.
“KOBİ’lerin finansmana erişiminden, finans sektörünün, sermaye piyasalarının kaynak havuzunun daha da büyütülmesine kadar ve dolayısıyla kalıcı bir şekilde daha düşük bir maliyetle finansa erişimin önünü açacak düzenlemeler, heyecan verici reformlar şu anda mutfakta pişirilmiş, hazır durumda”  diyen Şimşek, yakında Meclisin bunları çalışacağını ve peyderpey hayata geçirileceğini anlattı.
Finans kurumlarının ekonomide ağırlığı arttı
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, küresel finans merkezleri endeksine ilk kez 2009 yılında 72. sıradan giren İstanbul’un Eylül 2015 itibarıyla 47.’liğe yükseldiğini belirterek, “2018 yılında 25, 2023 yılında da ilk 10 içinde yeralması hedeflenmektedir” dedi.
Finans kurumlarının ekonomide ağırlığının arttığını vurgulayan Akben, Türkiye’de bankacılığın sistem içerisindeki payının halen yüksek olduğunu, bu yüzden finansal kuruluşların veya diğer faizsiz bankaların katılım bankalarının da sistem içerisinde paylarının daha da büyümesini arzu ettiklerini söyledi. Akben, banka dışı mali sektörün aktif büyüklüğünün 2015 sonunda, 2008 sonuna kıyasla yüzde 222 büyüdüğünü; kredi hacminin ise yüzde 796 arttığını kaydetti. Banka dışı mali kuruluşların 2015 sonu itibarıyla 94.6 milyar lira ile finans sektörü içindeki payının yüzde 4’lere ulaştığını aktaran Akben, bu sektörün KOBİ’lerin finansmana erişimini artırmada önemli bir rol üstlenmelerini beklediklerini kaydetti.
“20’ye yakın madde değişikliği teklifimiz var”: Akben, konuşmasından sonra basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Akben, katılım bankacılığı ile ilgili BDDK bünyesinde bir daire kurulduğunu hatırlattı, sözkonusu dairenin her zaman çalışma içerisinde olduğunu aktardı. Akben, yalnızca katılım bankacılığı için değil tüm sektör için 5411 Sayılı Kanun ile ilgili kendilerinin 20’ye yakın madde değişikliği teklifi olduğunu açıkladı.
“Haziran başından itibaren İstanbul’da faaliyetlerimize devam edeceğiz”: Akben, tadilatların tamamlandığını, Haziran başından itibaren İstanbul’da faaliyetlerine devam edeceklerini, Ankara’yı tamamen kapatacaklarını ve sadece bir irtibat büroları olacağını söyledi.
“İran’daki bankaların Türkiye’ye ilgileri devam ediyor”: Akben, geçen haftalarda Bank of China’nın izninin tamamlandığını, sözkonusu bankanın yakında Türkiye’de faaliyete geçeceğini aktardı. İran’daki bankaların Türkiye’ye ilgilerinin devam ettiğini de vurgulayan Akben, İran ile ticaretin şu anda bazı bankalar üzerinden sürdürüleceğini, ondan sonra Türkiye’de bir takım banka açma niyetleri olduğundan sözetti.
“Güçlü finansal yapının önemli yapı taşlarından biriyiz”
Finansal Kurumlar Birliği (FKB) Başkanı Osman Zeki Özger; FKB’nin kuruluşundan bugüne kadarki 3 yıllık sürede temsil ettiği sektörlerin ekonomideki payının büyümesi, insan kaynağı kalitesinin artırılması ve Türkiye’nin 2023 hedeflerine katkı sunmaya yönelik projelerinin hızla devreye alınması yönünde çok önemli atılımlarda bulunduğunun altını çizdi.
“Üç sektörün aktif büyüklüğü 95 milyar TL’ye ulaştı”: Bankacılık dışı finansman alanının en güçlü temsilcisi konumundaki Finansal Kurumlar Birliği olarak, üç sektörden toplam 103 üye finansal kuruluş ve 7.135 çalışanı temsil ettiklerini belirten Osman Zeki Özger; 2015 sonu itibariyle üç sektörün 95 milyar TL’lik bir aktif büyüklük üretip, 156 milyar TL’lik işlem hacmine de aracılık ettiğini söyledi. Özger, “Kurucu Yönetim Kurulu olarak, Birliğimizin kuruluş sürecinden itibaren geçen üç yılda; sektörlerimizin önünü açmaya ve finansal sistem içindeki konumlarını güçlendirmeye yönelik pek çok projeyi hayata geçirdik” dedi.
“İhracatçı faktoring şirketlerimiz Eximbank aracılığıyla TCMB ihracat reeskont kredilerinden yararlanmaya başladılar”: Özger, ayrıca 2015 yılında Birliğin girişimleri ile ihracatçı faktoring şirketlerinin Eximbank aracılığıyla TCMB ihracat reeskont kredilerinden yararlanmaya başladıklarını aktardı. Özger, bu yıl da FKB’nin Eximbank ile olan işbirliği çerçevesinde faktoring şirketlerinin, Eximbank’ın kısa vadeli ihracat sigorta poliçeleri ile ihracat faktoringinde hizmet verdikleri 75 olan ülke sayısını 238’e çıkartacaklarını beklediklerini ifade etti.
“FKB üyesi firmalar artık Takasbank para piyasasında işlem yapabiliyor”: Birlik olarak üyelerinin Takasbank para piyasasında işlem yapabilmesi için başlattıkları çalışmaları sonuçlandırdıklarını belirten Özger, 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu uyarınca para piyasalarından ve organize piyasalardan fon sağlama yetkisi bulunan üye şirketlere Takasbank bünyesinde işletilmekte olan Banka ve aracı kurumların kısa süreli fon fazlarını değerlendirip fon ihtiyaçlarını karşıladıkları Takasbank Para Piyasası’na katılımcı olma imkanı getirildiğini dile getirdi. Özger, Birliğin 3 yıllık faaliyetleri arasında GİB tarafından 435 nolu VUK Tebliği çıkartıldığını ve finansman şirketlerine de bankalar gibi dekont düzenleyebilme imkanı verildiği hususunun bulunduğuna da dikkat çekti.
İhracatçı KOBİ’lere özel destek: Özger konuşmasını şöyle sürdürdü: “TAYSAD, EXIMBANK, KOSGEB gibi değerli işbirliklerimizle 2015 yılında başlattığımız ve 2016 yılında da sürdüreceğimiz yurt çapındaki etkinliklerimizle özellikle ihracatçı KOBİ’lerimize ulaşacak ve finansman ihtiyaçlarına yönelik özel çözümlerimiz hakkında bilgilendirmeye devam edeceğiz. Küçük işletme ihtiyaçlarına duyarlı iş ortamında; KOBİ’lerimizin rekabet güçlerinin uluslararası düzeyde artırılması ve ülkemizin ekonomik büyümesine katkılarının yükseltilmesi amacıyla hazırlanan ‘KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı’ında yeralan ‘KOBİ’lerin Finansmana Erişimlerinin Kolaylaştırılması’ stratejik başlığında da FKB’nin tüm sektörleri olarak görev alıyoruz.
Yine kuruluş vizyonumuzda da yer aldığı üzere; faaliyetlerimizin en önemli parçalarından biri de sektörel standartlarımızı yükselterek, bu doğrultuda insan kaynağı kalitemizi geliştirmektir. Bu amaçla Birlik çatısı altında kurduğumuz Eğitim İktisadi İşletmesi 2015 yılında 60’ın üzerinde program düzenleyerek, 700’ün üzerinde sektör çalışanımıza eğitim verdi. Diğer yandan Marmara Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi işbirliği ile gerçekleştirdiğimiz temel uzmanlık sertifika programımızı da sürdürüyoruz. Halihazırda 35 kişiye sertifikalarını vermiş bulunuyoruz.”
FKB Genel Kurulu’nda açılış konuşmalarının ardından Başkanlık Divanı Seçimi’ne geçildi. Genel Kurul, yeni Yönetim Kurulu’nun belirlenmesi ile son buldu. 

Yorumlar (0)
banner557