banner565

banner472

banner458

banner457

G20 TURKEY 2015-ANTALYA SORDU VE YANITLADI: Dünya Ekonomisi Nasıl Kurtulur?

KOBİ’LER VE KEYNES G20 TURKEY 2015 dünya ekonomisini krizden çıkarıp yeni bir yön verecek ve dünya ticaretini yeniden canlandıracak kararlar aldı.

KAPAK 01.12.2015, 09:00 30.11.2015, 15:30
14597
G20 TURKEY 2015-ANTALYA SORDU VE YANITLADI: Dünya Ekonomisi Nasıl Kurtulur?
G20 TURKEY 2015’in stratejik kararlarından birini, dünya ekonomisine, büyük altyapı yatırımlarıyla ivme kazandırılması oluşturuyor. G20 TURKEY 2015 dünya ekonomisini son 10 yılda KOBİ’lerin büyüttüğünden hareketle “kapsayıcı” politikalar uygulanmasını kararlaştırdı. Kapsayıcı politikalar, ekonomide her tür eşitsizliğin giderilmesini, kadınların ve gençlerin içerilmesini, finans sektörünün KOBİ’lere odaklanmasını da öneriyor.
TURKEY G20 TURKEY 2015 Zirvesi 15-16 Aralık 2015 tarihlerinde, çok yoğun bir katılımla ve Türkiye’nin dönem başkanlığında küresel örgütlenmeye kazandırdığı yeni perspektifle gerçekleştirildi. Dünyanın en büyük ekonomileri olan 19 ülke ve AB’den oluşan G20 Antalya Zirvesi Paris’e terör saldırısının gölgesine girmeden 2016 yılının bütün ülkelere yüklediği görevleri belirledi ve aldığı kararlarla dünyanın ufkunu açtı: 1) ‘Büyük Altyapı Projeleri’ gerçekleştirilecek. 2) ‘Dünya Ticareti’ yeniden canlandırılacak. ‘KOBİ’ler, ‘Kadınlar’, ‘Gençler’ ve ‘Emek’ dünyası kapsanacak.
G20 kimlik ve kişilik kazandı
G7 şu 7 büyük endüstriyel ülke tarafından 1975 yılında kuruldu: İngiltere, ABD, Fransa, Kanada, Japonya, İtalya ve Almanya. 1997 yılında Rusya katıldı, G8 oldu. 1999 yılında G8’e 16 ülke eklendi ve bu koalisyona G20 dendi. G20, devletlerarası ekonomik işbirliğinin en önemli forumudur. G20 üye ülkeleri global gayrisafi milli hasılanın yüzde 85’ini, global ticaretin yüzde 80’ini ve dünya nüfusunun 3’te 2’sini oluşturmaktadır. Arjantin, Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, Endonezya, İtalya, Japonya, Kore, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Türkiye, İngiltere, ABD ve Avrupa Birliği G20’nin üye ülkeleridir.
Özelliklerine bakıldığında durum şudur: G8 ekonomi seviyesi yüksek ülkelerin biraraya gelerek oluşturduğu bir hükümet forumudur, dünya ekonomisini etkileyecek kararlar alır. G20’nin en büyük çalışma alanı ise gelecekteki ve günümüzdeki ekonomik krizlere karşı önlem almaktır.
Dünyanın, GSMH’sı en yüksek 20 ülkesinden oluşan G20’ye 1999 yılında girmekle birlikte Türkiye 1976 yılında 72 milyar dolarlık milli geliriyle 17’inci büyük ekonomi olmuştu. 1979 yılında 16’ncılığa yükselen Türkiye 1980 yılında 20’inci sıraya gerilerken 1993 yılında 242 milyar dolarlık milli geliriyle yeniden 17’inciliği yakaladı. Türkiye, ani sıcak para kaçışı ile 2001’de hızlı küçüldü ve 22’nciliğe geriledi. Daha sonra Türkiye, 2003’te 18’inci, 2004’te 17’nciliğe yükseldi ve izleyen altı yılda bu sırayı korudu. Türkiye, 2011’de ise Endonezya’nın yükselişi sonucu 18’inciliğe indikten sonra 2012’de ise Hollanda’nın bir basamak düşmesi ile tekrar 17’nci oldu ve 2013’te de bu sırayı korudu. 
G20 Alt Grupları: G20’nin ana amaçlarından bir tanesi toplumun farklı kesimlerini biraraya getirerek daha geniş kitlelere ulaşmak ve daha kapsayıcı çözüm önerileri sunmaktır. İlk defa 2009 yılında Toronto Zirvesi’nde iş dünyasının temsilcileriyle yapılan konsültasyonlar farklı kesimlerden aktörlerin şu beş farklı grupta toplanmasıyla düzenli hale getirilmiştir:
- İş 20 (Business)-B20
- Sivil Toplum 20 (Civil Society)-C20

- Emek 20 (Labor)-L20
- Düşünce 20 (Think tanks)-T20
- Gençlik 20 (Young People)-Y20
Her yıl G20 başkanı bu beş grup için lider koordinatör atamaktadır. Atanan bu koordinatörler kendi alanlarında G20 liderlerine sunulmak üzere politika önerileri oluşturmak üzere bu alanlardaki önder kişilerle organizasyonlar düzenlemektedirler. Farklı konuları kapsayan bu alt grupların katkısıyla birlikte G20 daha şeffaf, daha kapsayıcı ve temsil gücü daha yüksek bir yapıya kavuşmuş olmaktadır.
Türkiye G20’nin 2015 yılı Dönem Başkanlığı’nı üstlendi ve bu önemli küresel platforma, iş dünyasından oluşan B20’yi daha da aktifleştirerek ve KOBİ’leri stratejik gündem maddesi haline getirerek önemli bir katkıda bulundu. Böylelikle G20’ye yeni bir kimlik ve kişilik kazandırdığımızı söylemek mümkündür.
Bu sayımızın kapak konusunda G20 TURKEY 2015’in alt gruplarının öne çıkardığı konularla ilgili oturumlarını seçerek okurlarımıza aktarmanın yararlı olacağını düşündük. Ayrıca G20 TURKEY 2015’in yayınladığı sonuç bildirgesini de özetleyerek dosyamıza ekledik.
2016, Çin’e devredildi
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve B20 Dönem Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, görevi Antalya’da Çin Sosyal Bilimler Akademisi, Şangay Uluslararası İlişkiler Enstitüsü ve Renmin Üniversitesi delegasyonuna teslim etti.
Hisarcıklıoğlu devir sırasında yaptığı konuşmada, gelişmekte olan ülkeler için teknolojinin önemine dikkati çekti: "Ancak bu sayede gelecekte rekabet güçlerini koruyabilir ve sağlık, çevre, sosyo-ekonomik gibi alanlardaki meselelerin üstesinden gelebilirler. Aksi takdirde geriye düşme riski ile karşı karşıya kalırlar.”
Son 10 yılda teknoloji alanında dünyada baş döndüren gelişmeler yaşandığını belirten Hisarcıklıoğlu, özellikle bioteknoloji, nanoteknoloji ve bilişim alanlarının öne çıktığını söyledi. Bu 3 alanda kaydedilen ilerlemenin dünya ekonomisini yeniden şekillendirdiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, şu vurguyu yaptı: "Bu alanlardaki gelişmeler aynı zamanda çalışanların ve kurumların daha etkin ve üretken olmasını da sağlıyor.
Bu teknolojik gelişmeler 21'inci asırda karşımıza çıkan zorlukları aşabilmemiz için son derece kritik öneme sahiptir. Bunları başarmak için G20, dünya çağında bilim, teknoloji, inovasyon ağını kurmalı ve bu konulardaki standartları küresel bazda uyumlaştırmalı. Kamu-özel sektör ortaklığı ile çalışacak modeller tasarlamalı. Bunlara ek olarak G20, küresel büyüme için gerekli olan internet ve dijital ticaret üzerinde de odaklanmalı. KOBİ'lerin mutlaka dijital ekonomiye daha iyi bir şekilde entegre edilmesi gerekir. E-ticaretin kullanım alanının genişletilmesi, G20'nin internet yönetişimi konusunda liderlik üstlenmesi, dijital kurallar ve düzenlemeler konusunda da küresel çapta işbirliğine gitmesi lazımdır.”
L20- Eşitsizlik, İşsizlik,Ücretler Oturumu
Eşitsizlik, İşsizlik, Ücretler" isimli oturumda, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Başkanı Joao Antonio Felicio ve Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan birer konuşma yaptı.
Ergün Atalay konuşmasında, L20'nin ve tüm G20 ülkelerinin güçlü bir sosyal koruma, asgari ücret sistemi ile toplu pazarlık sistemini talep ettiklerini aktardı, ücretlerin ve çalışan kesimin satın alma gücünün artırılması, iç talebin canlandırılması gerektiğini, istihdam yaratacak büyük altyapı yatırımlarının zorunlu olduğunu söyledi.
Atalay, sosyal diyalog müessesini G20 düzeyinde sürdürmenin ekonomik ve siyasal açıdan çok kıymetli katkıları bulunduğunu, çalışan kesimin talep ve önerilerini dikkate almayan kararların ise ekonomik krizin etkilerini bütünüyle ortadan kaldırmayacağına inandıklarını dile getirdi.
ITUC Başkanı Joao Antonio Felicio ise L20'nin bir çözüm olduğunu, bu çözüm sayesinde nüfusun çoğunluğunun ve beklentilerinin dikkate alındığını söyledi. Ekonomik büyümenin bugünün toplumları için çok önemli olduğunu vurgulayan Felicio, bu yüzden sendikaların seslerini, uluslararası kurumlar ve hükümetler nezdinde duyurabilmelerinin önemine dikkat çekti:
"Dünyada işsizlik artıyor. Bizler açısından işsiz kalmak, çok büyük zorluklara yol açıyor. İlerleyen günlerde yapılacak toplantılarda bizler de taleplerimizi daha etkin bir şekilde dile getireceğiz. Buradaki tartışmaların verimli geçmesini diliyoruz, taleplerimizin burada temsil edilen hükümetlere de iletilmesini istiyoruz."
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan da G20 ve L20’nin önemine işaret ederek, bu organizasyonların Türkiye için siyasi ve ekonomik anlamda etkisini anlattı.
"Açık Veri: Kapsayıcı,Sürdürülebilir ve Güçlü Büyümenin Anahtarı" Konferansı
Türkiye Dönem Başkanlığı tarafından düzenlenen, "Açık Veri: Kapsayıcı, Sürdürülebilir ve Güçlü Büyümenin Anahtarı" Konferansı’nda Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz konuştu.  Kamuda şeffaflığın sadece adalet için değil, verimlilik açısından da gerekli olduğunu belirten Yılmaz, şunları söyledi: “Açık veri konusuna özel bir bölüm ayırdık, ilerleyen dönemlerde kamuda veri uygulamalarını hayata geçireceğiz. Bu bağlamda, kamu veri merkezlerinin bütünleştirilmesi ve etkin hizmet verilmesi amacıyla Kamu Bulutu Projesi’ni başlatacağız. Sadece kamu idarelerinde politika oluşturma ve uygulama süreçlerinde kalitenin artırılması için değil, gerek akademik araştırmalar gerekse de sivil toplumun çalışmalarına da yardımcı olacağının bilincinde olarak, kamu tarafından üretilen verilerin sağlıklı şekilde tutulması, sınıflandırılması, güvenli erişimin sağlanması öncelik verdiğimiz alanlardır.
İstatistiki Bilgi Altyapı: ‘İstatistiki Bilgi Altyapısını Geliştirme Programı’ ile de paylaşımcı, güvenilir verilerin kalitesinin ve sayısının artırılması, ulusal ve uluslararası ihtiyaçlar doğrultusunda üretilmesi gereken veri yelpazesinin genişletilmesi ve idari kayıtların sağlıklı bir şekilde tutulmasını hedefliyoruz.
Türkiye'de kayıtdışı ile mücadelede istatistiklerin daha güvenli hale getirilmesi için Türkiye İstatistik Kurumu ve diğer kurum ve kuruluşlarca yayınlanan tüm verileri ve istatistikleri tek çatı altında toplayan bir internet portalı kurulacak, veri gönderimi bu sistem üzerinden yapılacak.
Açık veri prensipler seti: G20 Yolsuzlukla Mücadele Çalışma Grubu tarafından prensipler seti oluşturuldu. tüm G20 ülkeleri için model teşkil edecek. Bu prensipler, Türkiye dönem başkanlığı ile birlikte özellikle Meksika, ABD, Kanada ve Almanya'nın katkıları ile hazırlanmış ve nihai hale getirilmiştir."
OECD Genel Sekreteri Jose Angel Gurria da yaptığı konuşmada, açık verinin, dinamik ve kapsayıcı büyümeyi teşvik eden en önemli araçlardan biri olduğunu dile getirdi. Açık veri kullanımı sayesinde vatandaşların ihtiyaçlarının daha iyi anlaşılacağını ve politik kararlar alınırken daha açık bir şekilde hareket edilebileceğini belirten Gurria, "Bu konu fırsat konusudur. Haydi gelin hep beraber bu fırsatı yakalayalım. Ortaklaşa arzumuzu özel sektör, devlet, sivil toplum kuruluşları olarak daha iyi bir yaşam için daha açık verileri kullanıma sunalım" dedi.
İş Dünyası ve Emek ile Dialog Oturumu
Zirve’nin geleceğe analitik açıdan bakan bir oturumu da İş Dünyası ve Emek ile Dialog Oturumu oldu. Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve B20 İstihdam Görev Gücü Koordinatör Başkanı Ali Koç’un konuşması oturuma damga vurdu. Pek çok ülkede zenginliğin geçmişe kıyasla arttığını ancak bunun eşit paylaşılmadığını belirten Koç, "Verilere baktığımızda bu eşitsizliğin yakın gelecekte de artarak devam edeceğini görüyoruz" dedi.
“Orta ve uzun vadede yapacağımız çok şey var. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra dünya 50 kat zenginleşti ama burada gelir dağılımına baktığınızda büyük uçurum olduğunu görüyorsunuz” diyen Ali Koç görüşünü şöyle özetledi: “Bunun sürdürülebilir olmadığını anlayabilmek için Einstein olmaya gerek yok. İşçi kesimine baktığınızda ise gelirden en düşük pay onların. Bu durumun asgari düzeye indirilmesi için yapılacak pek çok senaryo bulunuyor.
2. Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük göç dalgasıyla karşı karşıyayız. 60 milyon insan vatanını terk ederek, daha zengin ülkelere doğru gitmek istiyor ve iş arıyor. Bu insanlar, düşük ücret ve kötü insan hakları şartları altında çalışmaya hazır. Küreselleşmenin insani tarafına bakıldığında, insanın işin odak noktasında olmadığını görüyoruz."
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) Genel Sekreteri Luca Visentini de “Bütün dünyadaki insanlara düzgün iş ve hayat, sosyal adalet ve iyi bir gelir dağılımı sağlarsak terörizm olmaz" dedi. Visentini, şunları söyledi: "Bu açıdan Avrupa iyi bir rol oynayabilir ama rolünü iyi oynamıyor. Avrupa geçmişte herkes için tünelin ucundaki ışıktı ama ekonomik krizden sonra yanlış politikaların etkisiyle ekonominin ve dünyanın kara deliği haline dönüştü. Yanlış kemer sıkma politikaları Avrupa sanayisini mahvetti ve sosyal adaletin yok olmasına neden oldu. Avrupa'da belki ilk defa 2. Dünya Savaşı'ndan sonra demokrasinin ve adaletin eksik olduğunu, hakların korunmasında yeterli olunamadığını görüyoruz."
OECD Sendikal Danışma Komitesi (TUAC) Genel Sekreteri John Evans da Türkiye'nin G20 dönem başkanlığında istihdam konusundaki çalışma grubunun yaptığı girişimlerin önemli olduğunu ifade etti. Evans, "Önümüzdeki yıl G20 Dönem Başkanlığı Çin'e geçecek. Benim çağrım şu ki aramızdaki mutabakatı, bugüne kadar edindiklerimizi kaybetmeyelim" dedi.
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkan Yardımcısı ve Sivil Toplum 20 (C20) Türkiye Yürütme Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay ise konuşmasında; kapsayıcı büyüme, toplumsal cinsiyet eşitliği, sürdürülebilirlik, yönetişim, vergi ve yolsuzlukla mücadele konularına odaklandıklarını belirterek, "Bütün bu temel alanlarda hep eşitsizlikleri inceledik. Çünkü sorunların can damarı burası. Eşitsizlik insanların gelişimini de engelliyor. Bunun için kapsayıcı bir büyüme şart" diye konuştu.
G20 Liderleriyle Ana Oturum: Büyüme ve İstihdam İçin Daha Kapsamlı Bir Çerçeve
G20 Liderler Zirvesi kapsamında,"G20 Liderleriyle Ana Oturum: Büyüme ve İstihdam İçin Daha Kapsamlı Bir Çerçeve" başlıklı B20-L20 Ortak Toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kanada Başbakanı Justin Trudeau'nun katılımıyla gerçekleşti.
Oturumu açan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu,  G20 tarihinde ilk kez işadamları, işçi örgütleri ve liderlerin biraraya gelerek ekonomik sorunları tartıştıklarına işaret etti. Hisarcıklıoğlu, vatandaşların refahının amaçlandığını, bu nedenle ekonomik gelişmeye ihtiyaç olduğunu söyledi.
Daha fazla ticaret: Küresel anlamda daha fazla ticarete ihtiyaç duyulduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, bu yıl küresel ticarette büyümenin yüzde 2'de kalacağını, bu büyüme hızının küresel kriz dönemlerindeki büyüme ile aynı olduğunu belirterek, Dünya Ticaret Örgütü'nün Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması'nın tüm ülkeler tarafından onaylanmasını beklediklerini vurguladı. Diğer önerilerinin daha fazla altyapı olduğuna değinen Hisarcıklıoğlu, "Dünya bugün bir altyapı boşluğu ile karşı karşıya. Daha fazla şeffaflığa, altyapıya ve yatırım stratejilerine ihtiyacımız var" diye konuştu.
KOBİ'lerin küresel değer zincirine entegre edilmesi gerektiğini de ifade eden Hisarcıklıoğlu, B20 tarafından bu yıl tesis edilen Dünya KOBİ Forumu'nun da G20 liderleri tarafından onaylanmasını istediklerini bildirdi. Kadınların ve gençlerin istihdamının artırılmasının işsizlik sorununun çözümünde kilit öneme sahip olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, bunun için çok hızlı gelişen teknolojiye adaptasyon ve becerilerin geliştirilmesine ihtiyaç bulunduğunu söyledi.
Hisarcıklıoğlu, "Beşinci tavsiyemiz makro ekonomik koordinasyon. Daha fazla güvene ve şeffaflığa ihtiyacımız var" dedi.
Ticaret itici güç: Nestle Üst Yöneticisi Paul Bulcke ticaretin büyümede itici güç olduğunu, bunun da ekonomik ve sosyal kalkınmayı beraberinde getirdiğini kaydetti. Dünya ticaretinin giderek azaldığına işaret eden Bulcke, "Mali krizlerden dolayı pek çok koruyucu tedbir alınmıştır. Bu da ironiyi beraberinde getiriyor. Dünya ticaretinde kör noktaya gelmiş durumdayız" diye konuştu. Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması'nın bugüne kadar 51 ülke tarafından onaylandığına da işaret eden Bulcke, G20 ülkelerinin bazılarının da sözkonusu anlaşmayı henüz onaylamadığını söyledi. Bulcke, "Neden G20 liderleri bu anlamda liderlik göstermiyor, dünyadaki serbest ticareti tesis edemiyorlar" diye sordu.
Altyapının önemi: Uluslararası Para Fonu (IMF) Direktörü Christine Lagarde, altyapı yatırımlarının ekonomik büyümeyi kısa ve uzun vadede iten önemli bir güç olduğunu, bu nedenle altyapı yatırımlarının desteklenmesi gerektiğini bildirdi. Altyapı projelerine ivme kazandırılmasının çok önemli olduğunu, finansal kuruluşlar olarak bu alanda çalışmaya devam edeceklerini vurgulayan Lagarde, "Aynı zamanda İslam finansmanını desteklemek de önemli. Gerçekten bunun büyüme açısından çok önemli bir rolü olabilir. Altyapı projelerinde kamu sektörünü özel sektörle biraraya getirebilmek de çok önemli. Bu birleşmenin daha fazla olması gerekiyor. Geleneksel olarak bunun az olduğunu söyleyebiliriz" değerlendirmesinde bulundu.
Krizin maliyeti: İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney şöyle konuştu: “Finansal istikrar ve düzenlemelerin tutarlılığı, büyümenin önşartlarından en önemlileri arasındadır. Krizin kümülatif maliyeti GSYH'nin 4'te 1’i oranında yani 60 trilyon dolar. Aynı zamanda kaybedilen istihdamı da katarsak kaybedilen maliyet daha fazladır.
Finansal kapsayıcılık çok önemli. Bugün teknolojiyi kullanıyoruz ve bilgiyi çok iyi bir şekilde bankalar arasında paylaşabiliyoruz. Sistemimize zarar veren konuları elimine edebiliyoruz. KOBİ'ler küresel finans sistemine bu sayede erişim sağlayabiliyor. Bu konuda çalışmalarımıza devam edeceğiz."
Yatırımlar: OECD Genel Sekreteri Angel Gurria "Yatırımlar yarının büyümesinin tohumlarıdır. Eğer yatırımı yapamayacak, bunu başaramayacak olursak, büyüyemeyeceğiz" diye kesin konuştu ve şöyle devam etti: "Küresel büyümede yavaşlamayı getiren unsurlardan biri inovasyonun olmaması, diğeri ise yönetişim ve düzenlemeyle ilgili konular. Biz aslında ticaret gen haritası üzerinde çok çalıştık, küresel değer zincirlerinden, aynı zamanda katmadeğer yaratmaktan bahsediyoruz. Hizmetler sektörü, ticaretin kendisinden daha korumacı. Ticaretin kolaylaştırılması anlaşması da çok fazla umut vadediyor. Ticaretin kolaylaştırılması anlaşmasına devam etmemiz gerekiyor çünkü tarifeleri düşürmenin tek yolu bu.
Şimdi artık ulusal düzeye dönmemiz, ulusal düzeyde yatırım stratejileri geliştirmemiz, bilhassa da bunu altyapı yatırımları için yapmamız gerekiyor.
Son 10 yılın geleneksel büyüme lokomotifi, özellikle gelişmekte olan ülkelerde KOBİ'lerdir. KOBİ'ler anlamında da bir düşüş ve yavaşlama sözkonusu oldu, kredilerin KOBİ'lere akışında sorunlar yaşandı. Bu hususlar verimlilik değerlerinde negatif büyümeyi getirdi. Verimlilik gerçekten de düşüş gösteriyor. İngiltere olsun, Meksika olsun, Türkiye, ABD neresi olursa olsun verimlilikte bir düşüş var. Büyümeyi orta dönemde iyi seviyelerde tutan bütün göstergelerde yavaşlama ve düşüş var. Bütün bunları inovasyonla ilgili politikaları da getirerek, bertaraf etmemiz gerekiyor ama bu konuda da pek iyi haberler yok. Burada da bir yavaşlama ve gerileme var.
KOBİ'ler, küresel değer zincirleri, eğitim, sağlık, istihdam olanakları, maaşlar, iş kalitesi bütün bu konularda kapsayıcı çalışmamız gerekiyor çünkü eşitsizlikler büyüyerek artıyor. Bu, büyümenin önündeki engellerden biri de bu."
Dijital toplum: Hindistan'ın Bharti Enterprises Grup Üst Yöneticisi ve Milletlerarası Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Sunil Bharti Mittal, dijital toplum yaratmanın gücünün çok fazla olduğunu vurguladı. Bir çok ülkede altyapı eksikliği bulunduğuna işaret eden Mittal, dijital dünyanın çok şey vaadettiğini bunun için de telekom şirketlerinin desteklenmesi, sözkonusu alanlara daha büyük yatırımlar yapılması gerektiğini belirtti.
KOBİ kredileri: İspanyol bankası BBVA Yönetim Kurulu Başkanı Francisco Gonzalez, 2009'dan bu yana en düşük büyüme oranlarının görüldüğünü söyledi. Büyümenin teşvik edilmesinin bir numaralı öncelik olması gerektiğini vurgulayan Gonzalez, bu amaçla KOBİ'lere kredi verilmesinin kolaylaştırılması ve finansal düzenleyici çerçevelerin iyileştirilmesi önerilerinde bulunduklarını ifade etti. Gonzalez, KOBİ'lerle ilgili kredi bilgilerine erişimin kolaylaştırılmasının finansmana erişim konusundaki sıkıntıları ortadan kaldıracağını kaydetti.
Kapsayıcılık: Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Genel Sekreteri John Danilovich, büyüme ve refahın ayak izinin daha fazla derinleştirilmesi ve böylece herkesin o ayak izine sığmasının sağlanması gerektiğini dile getirdi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Alın teri kutsaldır
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın B20 ve L20 ortak oturumunda yaptığı konuşmadan alıntılar:
- G20 Başkanlığı’nda Türkiye'nin başlıkları ‘Kapsayıcılık’, ‘Yatırım’ ve ‘Uygulama’ şeklinde belirlendi. Gençlik, kadınlar ve KOBİ'ler kapsayıcılığın içine alındı. Kapsayıcılıkla beraber, kapsayıcı bir büyüme anlayışı var. Bunu buraya taşımış olduk. Bu bakımdan çok önem arz ediyor, kimseyi dışlamıyorsunuz. Çünkü gelir gruplarını burada masaya yatırdık. Az gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeler önem arz ediyor. Gelişmiş ülkelerin bu noktada o diğer gelir gruplarına karşı duruşunu kapsayıcılık içerisinde ele almış bulunuyoruz. Yatırımlar noktasında, altyapı yatırımları önem arz ediyor. Altyapı yatırımlarında 2030'a kadar bir rakam var ki bu rakam birilerini ürkütebilir. Nedir bu  80 trilyon dolar ile 100 trilyon dolar arasında bir yatırımın gerçekleşmesi. Burada kamu-özel işbirliği büyük önem arz ediyor. Eğer kamu-özel işbirliğiyle bu adım atılırsa o zaman bu problem ortadan kalkar. Altyapı yatırımları olmaksızın üstyapıyı gerçekleştiremezsiniz.
- Etkin ekonomi ve istihdam politikalarının uygulanabilmesi için işçi, işveren temsilcileri arasında güçlü bir sosyal diyaloğun tesis edilmesi şarttır. Bu diyaloğun G20 çerçevesinde başarılabilmiş olması memnuniyet vericidir.
- Alın terini kutsal gören, emeğin karşılığının tam ve zamanında verilmesini emreden bir medeniyetin mensupları olarak bu konu bizim için çok önemli. Bu konuda Türkiye olarak başarılı sonuçlar elde ettiğimizi memnuniyete ifade etmek isterim.
- G20'nin başarısı için devletlerin yanısıra işveren, işçi, gençler, kadınlar, sivil topum ve düşünce kuruluşlarının bu süreci sahiplenmesi büyük önem taşıyor.

Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin Türkiye’ye saygı
Küresel ekonomi ve maliye sistemlerinin yönetiminde Yirmiler Grubu'nun rolü gittikçe artmaktadır. G20 tarafından alınan kararlar sayesinde 2008-2009 yıllarındaki kriz sonuçlarının atlatılmasının yanısıra küresel mali piyasaların istikrarlılığı ve şeffaflığının arttırılması için de elverişli koşullar oluşturulmuştur. Fakat günümüzde ekonomi, henüz istikrarsız kalmış ve sürdürülebilir ve dengeli bir seyir trendini yakalayamamıştır. Bu şartlarda Yirmiler Grubu'nun faaliyetleri özellikle güncelliğini korumaktadır.
G20'nin bu seneki önemli kazanımlarından bir tanesini özellikle kaydetmek istiyorum. O da, yatırım esaslı iç talep mekanizmalarının teşvik edilmesinin öngörüldüğü somut taahhütler içeren yatırım stratejilerinin ülkelerimiz tarafından oluşturulmasıdır.
ABD ve AB yaptırımlar uygularken Türkiye müstakil bir tutum sergiledi. Ankara'nın bağımsız ve kendi milli çıkarlarına uygun bir dış politika izlemesi derin bir saygıya layık. Böyle pragmatik bir yaklaşım başta iş dünyasındaki temaslar olmak üzere Rus-Türk işbirliğinin gelişmesi için yeni ufuklar açmaktadır. Türkiye bizim öncelikli dış ekonomik ortağımız. İkili ticari hacmimiz geçen yıl 31 milyar doları aştı. Sanayi alanındaki işbirliğimizi pekiştirmekte, inşaat, hafif sanayi, metalürji ve tarım alanında büyük projeler gerçekleştirmekteyiz. Nükleer enerji dahil olmak üzere enerji, telekomünikasyon gibi ileri yüksek teknoloji sanayi dallarına öncü önem veriyoruz. Turizm diğer önemli işbirliği alanıdır. Geçen yıl Türkiye'yi tatil için 3.3 milyondan fazla Rus vatandaşı ziyaret etti. Genel olarak ikili ticari ve ekonomik ilişkilerimizin potansiyeli çok daha büyüktür.

Dünya KOBİ Forumu (World SME Forum) Konferansı
G20 2015 Zirvesi’nin odaklandığı KOBİ’ler konusu Antalya’da özel bir forumda değerlendirildi. Dünya KOBİ Forumu CEO'su Tunç Uyanık yaptığı konuşmada, dünyada KOBİ'lerin potansiyelinin yeterince anlaşılamadığına dikkat çekti. Uyanık, “Oysa ekonomik gelişme ve eşit gelişim açısından KOBİ'ler büyük önem taşımaktadır” dedi. TOBB ve Milletlerarası Ticaret Odası’nın (ICC) ortaklaşa çalışması sonucunda Dünya KOBİ Forumu'nun kurulduğunu da hatırlatan Uyanık, B20 ve G20 maliye bakanları tarafından da teşvik edilen Forum’un, önemli bir bölgesel oluşum olduğunu ve oldukça ilgi gördüğünü kaydetti. OECD'nin de partner olarak Dünya KOBİ Forumu'na katılacağını belirten Uyanık, bu tür kurumların ağlarına ulaşma şansı buldukları için de oldukça mutlu olduklarını bildirdi.
Uyanık konuşmasını şöyle sürdürdü: “KOBİ'ler özellikle uluslararası ticarette sıkıntı yaşıyor. Uluslararası pazarlarda KOBİ'lerin karşısına çıkan en önemli sorun ürün ve hizmet kalitesidir. Bu sorun ancak sertifikasyon standart uygulamalarıyla çözülebilecektır.
KOBİ'lerin performansıyla ilgili şeffaf ve etkili bir ölçüm bulunmuyor. KOBİ'lerin performansını doğru şekilde ölçebilmek için endeks ve etkin veri tabanları oluşturacağız. KOBİ'lerin finansal araçlara ulaşım ve inovasyon kapasitelerinin artırılması konularında da çalışma yapıyoruz.”
Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Genel Sekreteri John Danilovic de uzun uğraşlar sonucu TOBB ve ICC ortaklığında Dünya KOBİ Forumu'nun faaliyete başladığını, bu konuda verdiği destekten dolayı da Türk hükümetine teşekkür ettiğini bildirdi.
Ulusal ve uluslararası pazarlarda KOBİ'lerin gelişimi için ellerinden gelen çabayı gösterdiklerini ifade eden Danilovich, ICC'nin Dünya KOBİ Forumu partneri olarak iyi işleyen KOBİ'lerin varlığı için gerekli araçları ve gereçleri sunacağını söyledi.

Küresel KOBİ Finansmanı Paneli - İslami Finansman
G20 2015 TURKEY’in dünya gündemine soktuğu KOBİ konularından biri de “İslami Finans” oldu. İlgili panelde konuşan Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz konuyu şöyle özetledi: “KOBİ'lere ilişkin bu yılki çalışmalar daha çok finansman sorunlarına ve küresel değer zincirine katılımlarını desteklemek üzerine oldu. Finansman sorunlarını aşmak için alternatif piyasa merkezli finansman ve makro-ihtiyati tedbirler ortaya konuldu. Bu yıl ki diğer bir hedef İslami finansın potansiyeline dikkati çekmek oldu. İslami finansın KOBİ'lerin finansman sağlama sorunlarına cevap olabilecek hayati bir rol oynayabileceğine inanıyoruz. İslami finans, risk paylaşımcı ve varlık bazlı finansman ilkeleriyle KOB'ilerin risklerini çeşitlendirmesine yardımcı olabilir.
Bu yeni alternatifi araştırmak ve uluslararası finans sitemine dahil etmek üzere fikirler geliştirmek amacıyla bu misyonu Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası’na verdik.”
Panelin diğer konuşmacısı; GPFI Onursal Patronu Hollanda Kraliçesi Maxima, KOBİ'lerin önemini vurgulayarak, dünyada istihdamın üçte ikisini KOBİ'lerin üstlendiğini bildirdi. Ekonomik kalkınma için KOBİ'lerin desteklenmesinin çok önemli olduğunu belirten Kraliçe Maxima, KOBİ'lerin neredeyse yarısının büyümelerinin önündeki en önemli engelin finansmana ulaşım eksikliği olduğunu kaydetti.

SONUÇ BİLDİRGESİ
''Antalya Zirvesi'' adını taşıyan G20 Liderler Zirvesi Sonuç Bildirgesi açıklandı. Bildirgenin özet aktarımı şöyle:


GİRİŞ
1. Bizler, G20 Liderleri olarak, insanlarımızın refahını artırmak için güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyümeyi elde etmeye yönelik ilave ortak eylemlerimizi belirlemek üzere 15-16 Kasım 2015 tarihlerinde Antalya'da biraraya geldik. Büyümenin güçlü ve kapsayıcı olması konusunda son derece kararlıyız ve daha fazla ve daha kaliteli istihdam oluşturacağız. Kapsayıcı büyümeyi ilerletmek ve güveni sağlamlaştırmak için tüm politika araçlarının kullanılması ve bütün paydaşlarla güçlü bir ilişki kurulması gerektiğinin bilincindeyiz.
2. Hedeflerimizi gerçekleştirmek için bu yıl, verdiğimiz sözleri yerine getirmek amacıyla geçmiş taahhütlerimizin uygulanması, büyümenin güçlü bir destekçisi olarak yatırımların artırılması ve büyümenin nimetlerinin herkesçe paylaşılabilmesi için eylemlerimizde kapsayıcılığın desteklenmesi olmak üzere üç sacayağı etrafında kapsamlı bir gündem benimsedik. Bu gündemi uygularken aynı zamanda, düşük gelirli gelişmekte olan ülkelerle olan diyaloğumuzu da güçlendirdik.
TOPARLANMANIN GÜÇLENDİRİLMESİ VE POTANSİYELİN ARTIRILMASI
3. Küresel ekonomik büyüme dengesiz görünümünü sürdürmekte ve bazı büyük ekonomilerdeki olumlu görünüme rağmen beklentilerimizin altında seyretmeye devam etmektedir. Finansal piyasalardaki riskler ve belirsizlikler devam etmekte ve jeopolitik zorluklar giderek küresel bir soruna dönüşmektedir. Bunlara ilaveten küresel talepteki eksiklik ve yapısal sorunlar, cari ve potansiyel büyüme üzerinde baskı oluşturmayı sürdürmektedir.
4. Güçlü, sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme için eşgüdüm halinde sağlam makroekonomik politikaları uygulamaya devam edeceğiz. Merkez Bankalarımız, görev tanımlarıyla tutarlı olacak şekilde, fiyat istikrarını sağlamaya ve ekonomik aktiviteyi desteklemeye devam edecektir. Maliye politikalarını, büyümeyi ve istihdam oluşturulmasını desteklemek için kısa vadeli ekonomik koşulları dikkate alarak esnek bir şekilde uygulayacağımıza dair taahhüdümüzü yineliyoruz. Ayrıca, verimliliği, kapsayıcılığı ve büyümeyi desteklemek amacıyla bütçe harcamalarının ve gelirlerinin dağılımını gözden geçirmeye de devam edeceğiz. Büyük ve oynak sermaye hareketliliğinden kaynaklanan risklerin olduğu bir ortamda, yeterli bir küresel finansal güvenlik ağının sağlanmasını da içeren uygun çerçevelerle finansal istikrarı sağlayacağız ve finansal küreselleşmenin nimetlerinden istifade edeceğiz.
5. G20'nin toplam GSYH büyümesini 2018 yılına kadar yüzde 2 oranında artırma yönündeki hedefimize bağlılığımızı yineliyoruz. İstihdam oluşturulması, kapsayıcılığın sağlanması, eşitsizliklerin azaltılması ve fiili ve potansiyel büyümenin artırılması için talebi destekleyici önlemler ile yapısal reformlar içeren büyüme stratejilerimizin tam olarak ve zamanında uygulanması en önemli önceliğimizdir. 
6. Büyümenin kapsayıcı olmasını, istihdam yaratmasını ve toplumun tüm kesimlerine fayda sağlamasını temin etmeye kararlıyız.
7. G20 Kaliteli İşlerin Geliştirilmesi Çerçeve Belgesi’yle uyumlu olarak daha fazla ve daha iyi kaliteli işlerin geliştirilmesine ve G20 Beceriler Stratejimiz’le becerilere yatırım yapmaya ve geliştirmeye odaklanmış durumdayız. Girişimciliğin teşvik edilmesi dahil olmak üzere, gençlerimizin işgücü piyasasına daha iyi entegre olmasını desteklemek konusunda kararlıyız.
8. Özellikle özel sektör katkısıyla yatırımları arttıracak güçlü bir ivme sağlamak için yatırım ortamının geliştirilmesi, kamu yatırımları da dahil olmak üzere verimli ve kaliteli altyapı yatırımlarının teşvik edilmesi, küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) desteklenmesi ve bilgi paylaşımına katkı sağlayacak somut politika ve eylemleri bünyesinde barındıran Ülkelere Özel Yatırım Stratejileri’ni geliştirdik.
9. Yatırımların hazırlanma, önceliklendirilme ve uygulanma süreçlerinin geliştirilmesi amacıyla kamu-özel işbirliği (KÖİ) modellerinde rehberler ve en iyi uygulama örneklerini geliştirdik. Ayrıca, altyapı yatırımları ve KOBİ'lerin finansmana erişimini kolaylaştıracak şeffaf ve anlaşılır menkul kıymetleştirme ile varlığa dayalı finansman dahil alternatif finansman yapılarını değerlendirdik. Bu bağlamda, yatırım ortamını geliştirmek, uzun dönemli finansmanı kolaylaştırmak, kurumsal yatırımcıların katılımını artırmak, alternatif sermaye piyasası araçları ve varlığa dayalı finansman modellerinin gelişimini desteklemek ve de kaynak kullandırmaya, bilançolarını optimize etmeye ve özel sektör finansmanını harekete geçirmeye yönelik çok taraflı kalkınma bankalarını teşvik etmek üzere bakanlarımıza çalışmalarına devam etmeleri yönünde çağrıda bulunuyoruz. Ülkelerin altyapı projelerini daha iyi hazırlama, önceliklendirme ve finanse etmelerini sağlayacak yöntem ve araçların ortaya çıkarılması amacıyla girişimlerimizi artırıyor ve araç setleri geliştiriyoruz. Küresel Altyapı Merkezi'nin bu çabalar doğrultusunda önemli katkı sağlamasını bekliyoruz. Özel sektör yatırımlarını destekleyecek güçlü kurumsal yönetim çerçevesini mümkün kılmaya yönelik G20/OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri’ni kabul ediyoruz. KOBİ'lerin uzun vadeli finansman imkanlarının geliştirilmesine özel önem verdik.
10. Küresel ticaret ve yatırım, ekonomik büyüme ve kalkınmanın önemli itici güçlerini oluşturmakta, istihdam yaratmakta ve refah ile kapsayıcı büyümeye katkıda bulunmaktadır. Küresel ticaretteki büyümenin kriz öncesi dönemin altında kalmaya devam ettiğini not ediyoruz. Bu durum hem dönemsel hem de yapısal faktörlerin bir sonucudur. Bu nedenle, gözden geçirilmiş büyüme stratejilerimiz dahil olmak üzere ticaret ve yatırımın kuvvetlendirilmesi yönündeki çabalarımızı daha iyi koordine edeceğimize dair güçlü taahhüdümüzü teyit ediyoruz.
11. DTÖ çok taraflı ticaret sisteminin omurgasıdır ve ekonomik büyüme ile kalkınmayı geliştirmek için merkezi bir rol oynamaya devam etmelidir. Çok taraflı ticaret sisteminin daha iyi ve etkin çalışması gerektiği konusunda mutabıkız ve sistemin işleyişinin iyileştirilmesi için birlikte çalışma kararlılığımızı yineliyoruz.
DAYANIKLILIĞIN ARTIRILMASI
12. Küresel finansal sistemin dayanıklılığının geliştirilmesi için finansal düzenlemeler gündeminin ilave temel unsurlarını ve bankaların toplam zarar karşılama kapasitelerine yönelik uluslararası ortak standardı tamamladık. Ayrıca küresel sistemik önemi haiz sigorta şirketlerinin zarar karşılama kapasitelerine yönelik yükümlülüklerin ilk versiyonu üzerinde uzlaştık.
13. Daha güçlü ve dayanıklı bir finansal sistem inşa edebilmek için yapılması gereken kritik çalışmalar bulunmaktadır. Bilhassa merkezi karşı tarafların dayanıklılığı, toparlanma planlaması ve çözümlenmesi konusundaki çalışmaları bekliyoruz ve FSB'nin bir sonraki toplantımızda bizleri bilgilendirmesini istiyoruz. Finansal sistemde ortaya çıkan, önemli bir kısmı bankacılık dışı sektörlerden kaynaklanabilecek, risk ve kırılganlıkları izlemeye ve gerektiğinde bunlara yönelik tedbirler almaya devam edeceğiz.
14. Küresel olarak daha adil ve modern bir uluslararası vergi sistemine ulaşmak amacıyla iddialı G20/OECD Matrah Aşınması ve Kar Kaydırma (BEPS) Projesi kapsamında geliştirilen tedbirler paketini onaylıyoruz.
15. Büyüme ve dayanıklılık gündemimizi destekleyecek şekilde 2015-2016 G20 Yolsuzlukla Mücadele Eylem Planı’nın etkili şekilde uygulanması yoluyla, yolsuzluğa karşı küresel düzeyde hoşgörüsüzlük kültürü oluşturulması yönünde taahhüdümüzü sürdürüyoruz. Şirketlerimizin etik ve yolsuzlukla mücadele konularındaki küresel standartlara uymalarına yardımcı olacak Özel Sektörde Dürüstlük ve Şeffaflık G20 Yüksek Düzeyli İlkeleri’ni onaylıyoruz. Kamu sektörlerimizin dürüstlük ve şeffaflığının temini zaruridir. Bu bakımdan G20 Yolsuzlukla Mücadele Açık Veri İlkeleri ile G20 Kamu Alımlarında Dürüstlüğün Teşviki İlkeleri’ni onaylıyor ve varlık beyanı çerçevelerine ilişkin devam eden çalışmaları memnuniyetle karşılıyoruz.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN DESTEKLENMESİ
16. Herkes için kapsayıcı ve sürdürülebilir bir gelecek inşa edilmesine yönelik çabalarımızda kimsenin arkada bırakılmamasının sağlanması için 2030 Gündemi'nin sonuçlarının uygulanmasına kuvvetle bağlıyız. Kalkınma konusundaki diyalog ve angajmanımızın güçlendirilmesi için G20 ve Düşük Gelirli Gelişmekte Olan Ülkeler Çerçevesi'ni onaylıyoruz.
17. Bu seneki çalışmalarımız, enerjiye erişim, gıda güvenliği ve beslenme, insan kaynaklarının geliştirilmesi, kaliteli altyapı, finansal kapsayıcılık ve iç kaynakların harekete geçirilmesi gibi alanlarda sürdürülebilir kalkınmayı desteklemektedir. Ürettiğimiz, tükettiğimiz ve sattığımız gıdanın tüm boyutlarıyla-ekonomik, sosyal ve çevresel-sürdürülebilir olmasının sağlanmasına yönelik taahhüdümüzün altını çizen G20 Gıda Güvenliği ve Sürdürülebilir Gıda Sistemleri Eylem Planı'nı onaylıyoruz.
18. Kalkınmada ve yoksulluğun ortadan kaldırılmasında özel sektörün güçlü bir rolü vardır. G20 Kapsayıcı İş Çağrısı yoluyla düşük gelirli kişilerin ve toplulukların piyasalara alıcı, üretici ve tüketici olarak katılımları için fırsatlar yaratılması yolunda bütün paydaşların ortak çalışma ihtiyacını vurguluyoruz. Para transferlerinin ortalama küresel maliyetinin yüzde beşe indirilmesi yönündeki taahhüdümüz somut eylemler içermektedir. Ödemelere, tasarruflara, kredilere ve benzeri hizmetlere erişimi açmaya yardımcı olmak yoluyla finansal tabana yayılmayı geliştireceğiz.
19. G20 Enerji İşbirliği Prensipleri’ne odaklanmaya devam edeceğiz ve Enerji Bakanlarımız’ın ilk kez düzenlenen toplantısını memnuniyetle karşılıyoruz. Dünyada 1.1 milyardan fazla insanın elektriğe erişimi olmadan yaşadığının ve yaklaşık 2.9 milyar insanın yemek pişirmek için geleneksel biyoyakıt kullanmak zorunda olduğunun bilinciyle ilk aşamasında sorunun en yoğun olduğu Sahra-Altı Afrika'da elektriğe erişimin iyileştirilmesine odaklanan "G20 Enerjiye Erişim Eylem Planı: Enerjiye Erişimde Gönüllü İşbirliği"ni onaylıyoruz.
20. Enerji verimliliğini geliştirme, temiz enerji teknoloji yatırımlarını artırma ve bu alandaki araştırma ve geliştirme faaliyetlerini destekleme konularını da içeren enerjiye ilişkin eylemlerin, iklim değişikliği ve etkileriyle mücadelede önemli olduğunun bilicindeyiz. G20 Yenilenebilir Enerji Seçenekleri Listesi'ni onaylıyoruz. Enerji verimliliği alanındaki işbirliğimizi ileri taşımada bu yıl içinde katılımcı ülkeler tarafından kaydedilen gelişmelerin altını çiziyor ve başta ağır iş makinaları olmak üzere taşıtların emisyon performansı ve verimliliği, ürünler, binalar, endüstriyel enerji yönetimi, elektrik üretimi ve enerji verimliliğinin finansmanı alanlarındaki çalışmaların 2015 yılı sonuçlarını gönüllülük esasına dayalı olarak desteklemeyi kabul ediyoruz.
21. İklim değişikliği zamanımızın en büyük sınamalarından biridir. 2015'in iklim değişikliği ve etkileriyle ilgili etkin, güçlü ve müşterek eylem gerektiren kritik bir yıl olduğunun farkındayız. Lima Eylem Çağrısı’nda belirtildiği üzere, iki derecenin altı hedefini teyit ediyoruz.
22. Başlıca insani, siyasi, sosyal ve ekonomik sonuçlarıyla mevcut göç krizinin boyutu, küresel bir endişe haline gelmiştir. Anılan krizin ve uzun dönemli sonuçlarının üstesinden gelinebilmesi için koordineli ve kapsamlı yanıtlara ihtiyaç duyulmaktadır. Dünyanın çeşitli bölgelerinde benzeri görülmemiş sayılara ulaşan mülteciler ve yerlerinden edilmiş kişilere koruma ve destek sağlanması ve kalıcı çözümler bulunması yönündeki tüm çabalara yönelik desteğimizi güçlendirmeye devam etmeye kararlıyız.
23. Küresel büyümeye fırsatlar ve sınamalar getiren internet ekonomisi çağında yaşıyoruz. ‘Bilgi İletişim Teknolojileri’nin (BİT) kullanımına ve güvenliğine yönelik tehditlerin, dünyada ekonomik büyüme ve kalkınmanın güçlendirilmesi için interneti kullanmaktaki müşterek kabiliyetimize zarar veren riskler taşıdığını kabul ediyoruz.  Birleşmiş Milletler'in bu konudaki normların geliştirilmesinde oynadığı temel rolü not ediyoruz.
SONUÇ
24. Ekonomilerimizin gerçek ve potansiyel büyümesini yükseltmek, istihdam oluşumunu desteklemek, dayanıklılığı güçlendirmek, kalkınmayı teşvik etmek ve politikalarımızın kapsayıcılığını artırmak için beraber hareket etmeyi sürdürmeye kararlılığımızı devam ettiriyoruz. Türkiye'ye G20 Başkanlığı için ve bu yıl başarılı bir Antalya Zirvesi'ne evsahipliği yaptığı için teşekkür ediyoruz. Çin Başkanlığı kapsamında 2016 yılı Eylül ayında Hangzhou'da gerçekleşecek bir sonraki toplantımızı bekliyoruz. Ayrıca, 2017 yılında Almanya'da biraraya gelmeyi de bekliyoruz.

Yorumlar (0)