banner565

banner472

banner458

banner457

Tüm zorluklara rağmen büyüyorlar;“Türkiye Ekonomisine Yön Veren OSB’ler”

OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı Memiş Kütükcü, “OSB’lerde daha nitelikli üretimi önceleyen yeni bir dönem inşa etmek istiyoruz” diyor. OSB’lere pozitif ayrımcılığın arttırılmasını isteyen Kütükcü, Türkiye’de şu anda 307 OSB bulunduğunu, 2016’da 12 yeni OSB kurulduğunu açıklıyor.

OSB 01.01.2017, 08:56 30.04.2022, 21:01
12345


Türkiye’nin üreten gücü OSB’ler 55. yılında. İlk olarak 1961 yılında Bursa’da başlayan Türkiye’nin OSB serüveni yarım asırlık sürede ülkenin en başarılı olduğu üretim rejimi haline geldi. Biz de “Türkiye Ekonomisine Yön Veren OSB’ler” haber dosyamızda Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Yönetim Kurulu Başkanı Memiş Kütükcü ile konuştuk. Kütükcü, “Türkiye’nin Üreten Gücü” olarak nitelediği OSB’lerin ülke ekonomisine katkısının 2017 yılında da artarak devam edeceğini söylüyor.
Organize Sanayi Bölgeleri’nde (OSB’ler) daha yüksek nitelikli yeni bir dönem inşa etmek istediklerinin altını çizen Kütükcü, “OSB rejimi Türkiye’nin en başarılı olduğu üretim rejimidir. Hedefimiz bir yandan OSB’lerimizin sayılarını artırırken aynı zamanda niteliklerini de artırarak Türkiye’yi yeni başarılarla tanıştırmak. Ayrıca artık atıl durumda, üretime geçmeyen OSB istemiyoruz” diyor.

Türkiye’de toplam 307 OSB var: Şu anda Türkiye’de 307 OSB bulunduğunu aktaran Memiş Kütükcü, şu bilgileri veriyor: “Bu OSB’lerimizin 240’ı karma OSB, 41’i ihtisas OSB, 12’si tarıma dayalı ihtisas OSB, 12’si ıslah OSB, 2’si özel OSB statüsündedir. Ülkemizdeki 307 OSB’nin yüzde 74’ü işletme aşamasında yani üretimde olup, yüzde 12’sinin altyapı inşaat çalışmaları devam etmektedir. Diğer OSB’lerimizde ise planlama, kamulaştırma ve yer seçimi süreçleri devam etmektedir. OSB’lerimizde 51 binin üzerinde firma 1 milyon 727 bin kişiye istihdam sağlamaktadır. Ülkemizde sanayi sektöründe istihdam edilenlerin yüzde 34’ü, 70 ilden daha kalabalık bir nüfusu temsil eden OSB’lerimizde çalışıyor.”
12 yeni OSB kuruluyor: Memiş Kütükcü, 2016 yılında tüm ekonomik zorluklara, küresel daralmaya rağmen müteşebbislerin ihtiyacını karşılamak amacıyla; Adana, Artvin, Balıkesir, Çankırı, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Kocaeli, Ordu, Şanlıurfa ve Yozgat’ta 12 yeni OSB kurulduğunu açıklıyor. 
“2023 hedeflerine ulaşmak için daha nitelikli OSB’ler ve daha yüksek katmadeğer üreten sanayi tesisleri kurmak zorundayız”: OSBÜK olarak Türkiye’deki OSB’lerin niteliklerinin artırılmasını, yeni OSB’ler kurulması kadar önemsediklerini vurgulayan Kütükcü, şunları ifade ediyor: “Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için önceliğimiz OSB’lerimizin ve sanayi işletmelerimizin niteliklerini, ürettikleri katmadeğeri artırmak olmalı. Burada sizinle birkaç rakam paylaşmak istiyorum. Son 11 yılda Türkiye’de yıllık ortalama imalat sanayi üretimi yüzde 3.70 arttı. Türkiye bu oranla üretim artışında Avrupa’da 4’üncü sırada yer aldı. Yine son 11 yılda ortalama istihdam artışında yıllık ortalama yüzde 1.92 ile Avrupa’nın en fazla istihdam oluşturan ülkesiyiz. Sanayi üretimindeki artış ve oluşturduğumuz istihdam ülkemiz açısından son derece kıymetli. Ancak çalışan kişi başına ürettiğimiz katmadeğere baktığımızda 18 bin 17 Avro ile Avrupa’da son sıralardayız. Dolayısıyla üretilen katmadeğerde vasat bir ülke olmaktan kurtulmak ve 2023 hedeflerimize ulaşmak için daha nitelikli OSB’ler ve daha yüksek katmadeğer üreten sanayi tesisleri kurmak zorundayız.”
“OSB’lerimize pozitif ayrımcılığı artırmalıyız”: Memiş Kütükcü, Türkiye’de OSB’lerin en önemli birkaç sorununa değinerek, çözüm önerilerini aktarıyor: “Burada öncelikle şunu ifade etmek gerekir; Organize Sanayi Bölgeleri olarak Hükümetimiz’in ve Bakanlığımız’ın sanayinin, OSB’lerin sorunlarına çözüm odaklı bakış açısını memnuniyetle görüyoruz. Ancak OSB’lerimiz ve yatırımcılarımız, bugün dünya ile rekabet ediyor. Dolayısıyla her geçen gün daha fazla iyileştirme yapmalı, OSB’lerimizin pozitif ayrımcılığını artırmalıyız.
Hükümetimiz önümüzdeki aylarda Meclis’e sunulması planlanan Üretim Reform Paketi’nde psikolojik etkisi büyük olacak bir düzenleme yapıyor. OSB’lerdeki firmalara emlak vergisi muafiyeti getiriyor. Bilindiği gibi OSB sanayicilerimiz emlak vergisinden 5 yıl süreyle muaf idi. Yeni Kanun tasarısı ile firmaların üretime geçmeleri şartıyla yüzde 75 indirimli vergiye tabi tutulacaklar. Biz OSBÜK olarak bu muafiyetin arsa ve arazilerde tam muafiyete dönüşmesini istiyoruz.
Ayrıca Hükümetimiz’den OSB’lerde Valilikler ve belediyeler üzerinden yapılan kamulaştırma konusunda yetkinin yeniden OSB’lere verilmesini talep ediyoruz. OSB’lerin kamulaştırmayı kendi elleri ile yapıyor olması çok önemli bir avantaj sağlayacaktır.”

OSBDER Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım; “Mevzuatla OSB’lerin önü açılmalıdır”
OSB’lere özel destek ve teşvik mekanizmaları geliştirilmesini, var olanların ise günün şartlarına uyarlanmasını isteyen Yıldırım, “Türkiye’nin geleceği, üreten ve istihdam yaratan ekonomik büyümededir. Bu ekonominin kök salacağı alanların da OSB’ler olduğu asla akıldan çıkarılmamalıdır” diyor. OSBDER (Organize Sanayi Bölgeleri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım ile OSB’lerin sorunlarını ve bu sorunlara çözüm önerilerini konuştuk. Yıldırım, dünya ve Türkiye açısından zorlu geçen bir yılı geride bıraktığımızı belirterek, 2016 yılının daha önceden öngörülemeyen pek çok olayın ve gelişmenin yaşandığı bir yıl olduğunu söylüyor. Vahit Yıldırım, bu olayların siyaset, ekonomi, sosyal pek çok temel yaşam alanımızı etkilediğine değiniyor: “Dünya ekonomisinde yavaşlamanın başlaması, Çin’in içine girdiği transformasyon dönemi, AB ülkelerinde resesyon seviyesine inen büyüme rakamları, ABD’de sosyo-ekonomik politikaların bir türlü istikrar yakalamaması 2016’ya 2015’ten miras kalmıştı. Bu gelişmelere 2016 yılında AB’de brexit ile başlayan büyük çatlak, bu çatlağın başta İtalya olmak üzere diğer ülkelere yansımaları, ABD’de başkanlık seçimleri ve FED’in istikrarsız tutumu ve özellikle Ortadoğu’da sıcak çatışmaya dönen gelişmeler de eklendi. Global ekonomide olumsuz esen bu kuvvetli rüzgarlara karşılık Türkiye ekonomisi gelişmekte olan bir ülke ekonomisi olmasına rağmen ciddi bir direnç gösterdi. Özellikle kamu yönetiminde elde edilen başarı Türkiye’nin uluslararası para ve finans piyasalarındaki konumunu korumasına yardımcı oldu.”
Vahit Yıldırım, “Ancak, tarihimiz boyunca çok sık yaşadığımız senaryo yine sahneye kondu. İç ve dış destekli hain terör saldırılarına maruz kaldık. Bu saldırılara 15 Temmuz’da demokrasi ve cumhuriyetimize yönelik yapılan alçak darbe girişimi de eklenince elbette ki canımız yandı ve çok üzüldük. Menfur saldırıda şehit olan vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyoruz” diyor.
Vahit Yıldırım, genel ekonomik tablomuzdaki büyüme hedeflerimizde geriye düştüğümüzü söylüyor ve bu zor günlerde OSB’lerin önemini vurguluyor:“Yatırımların canlandırılması hedefimiz bekleme dönemine girdi. Suriye ve Irak’ta yaşanan gelişmeler ve Rusya ile yaşadığımız sorunlu dönem, bazı AB ülkelerinin Türkiye’mize karşı takındığı haksız ve yakışıksız tutum ve nihayetinde Suriye’de içine girdiğimiz sıcak çatışma ortamı ülkemizde ekonomik değerlendirme ve projeleri de geriye attı. Yaşanan bu sis bulutu içinde ekonomi çarkları yavaşladı, işsizlik oranlarımız arttı.
Bu zor günlerde OSB’lerin stratejik değer ve önemi daha da öne çıktı. Çünkü piyasaların daraldığı, ihracat kanallarının azaldığı bir ortamda işletmelerimizin rekabet edebilir düzeyde üretim yapması için gereken temel şartlara haiz üretim alanları OSB’ler idi. OSB’ler içinde sağlanan elektrik, doğalgaz, su, iletişim gibi temel alanlardaki kaliteli ve rekabetçi uygulamalar, OSB’lerin sahip oldukları lojistik avantajlar, OSB’lerin çevresinde toplanan yeterli sayıda ve düzeyde mavi ve beyaz yakalı insan kaynağı ile OSB’ler içinde üretim yapan işletmelerimiz bu zorlu rekabet ortamında bir adım önde olmanın avantajlarını yaşadılar.
OSB’ler içinde kurumsal yapılanmalarını tamamlama imkanı bulabilen, Ar-Ge ve inovasyon bilincine erişmiş ve bu çalışmaları yapabilen işletmelerimiz ülke ekonomisinde üretim ve istihdamın lokomotifleri olmuştur.”
Yıldırım, OSB’lerin değişen global ve ekonomik şartlara uyum sağlayabilen, üretim ve istihdamı arttırabilecek bir yapıya kavuşabilmesi için bu şartlara uygun bir mevzuat yapılanması ihtiyacının uzun yıllardır ortada olduğunu ifade ediyor: “2016 yılında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız tarafından başlatılan ‘Üretim Reform Paketi’ çalışmaları içine OSB mevzuatı ile ilgili konuların da alınması bizleri umutlandıran bir gelişme olmuştur. Ayrıca Bakanlığımız’ın bu çalışmalara OSB’leri ve ‘OSB’lerin Sivil Toplum Çatısı’ olan OSBDER’i de katması ve katkılarımızı alma düşünceleri takdire değerdir. Bu çalışmalar esnasında özellikle OSBDER çatısı altında üye OSB’lerimizin katkıları ve katılımları ile ciddi bir çalışma süreci yaşadık. Bu süreç içinde OSB’lerin yaşadığı tüm mikro ve makro sorunları masaya yatırarak, uzmanlarımızın destekleri ile çözüm önerileri geliştirdik. OSB’ler olarak 2017 yılına bu önerilerimizin dikkate alındığı bir mevzuata sahip olabilmenin umudu ile giriyoruz. OSB’lerin ülke ekonomisindeki yerleri ve katkıları ortadadır. Bu şartlar altında OSB’lerimiz özel önemi ve desteği hak eden kuruluşlardır. Mevzuat, bu anlayış içinde düzenlenerek OSB’lerin önü açılmalıdır. OSB’lerimiz, OSB içinde bulunan katılımcı sanayiciler tarafından yönetilmeli, sahip oldukları özel hukuk tüzel kişiliğine uygun vergi mevzuatına tabi tutulmalı, arsa satışları ve aidatlar dışında yaşamlarını ve yatırımlarını sürdürebilecek düzenli gelir kaynaklarına sahip olabilecekleri imkanlara kavuşturulmalıdır.”  
Farklı coğrafi bölgelerde yer alan OSB’lerin farklı sorunları bulunduğunu da dile getiren Yıldırım, bu sorunları Ankara’da oluşturulacak tek tip yaklaşımlar ile çözmenin mümkün olmadığını kaydediyor: “Bu nedenle OSB’lerin kendi bağımsız yönetim anlayışları içinde yerel ve ulusal kamu kurumları ve kaynakları ile desteklenmesi gereklidir. Unutulmamalıdır ki OSB’ler geliştikçe bulundukları şehirler de gelişmekte, şehirlerimiz geliştikçe de üretim ve istihdama duyduğumuz ihtiyacı karşılama şansımız da artmaktadır.
OSB’ler sanayi ile kentlerin uyum içinde yaşayabildikleri özel yapılanmalardır. Bu nedenle yatırımların OSB’ler içine yönlendirilmesi, ülkemizin yaşam kalitesini yükseltecek, çevre ile barışı sağlayacak, işgücü hareketlerini dengeleyecek, mesleki eğitim ve sağlık yatırımlarını artıracaktır. Bu yönlendirmenin gerçekleşmesi içinde OSB’lere özel destek ve teşvik mekanizmaları geliştirilmeli, var olanlar ise günün şartlarına göre geliştirilmelidir.  
OSB’ler çocukluk ve gençlik günlerinde ihtimamla bakılması gereken, olgunluk günlerinde ise kendi ayakları üzerinde durmasına imkan sağlanan çocuklarımız gibidir. Bu nedenle OSB’lere çizilen rollerin, bu rollere uyan mevzuat ile desteklenmesi ve değişen, gelişen şartlara uyum sağlayabilecek esneklik ve kabiliyette olması çok önemlidir.
Bu çizgiyi yakalamanın tek yolu da ortak çalışma kültürü içinde, OSB’ler ile kamunun fikir sinerjisinin yaratılmasıdır. Ortak mutabakatlar içinde atılacak her adım, OSB’lerin ülke kalkınmasında aldığı rolü daha da güçlendirecek ve arttıracaktır. Türkiye’nin geleceği, üreten ve istihdam yaratan ekonomik büyümededir. Bu ekonominin kök salacağı alanların da OSB’ler olduğu asla akıldan çıkarılmamalıdır.”

İstanbul Anadolu Yakası OSB’nin hedefi; örnek OSB olmak
Nitelikli kalkınmanın üslerinin OSB’ler olduğunu vurgulayan İstanbul Anadolu Yakası OSB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çökmez, “İAYOSB örnek OSB olma yolunda önemli bir dönüşüm geçiriyor. Sanayicilerin yönetimde yüzde yüz söz sahibi olduğu Genel Kurul Yönetim modelini benimseyerek İstanbul Anadolu Yakası OSB’nin (İAYOSB) değerini arttıracak, bölgemizi hem fiziksel, hem de yönetimsel erk çerçevesinde planlı bir büyüme sürecine dahil etmek için geliştirilecek projeler ekseninde çalışmalarımız devam etmektedir. Şeffaf, yenilikçi, katılımcı ve sorumluluk sahibi felsefemizden hareketle belirlediğimiz hedeflerimize ulaşarak Türkiye’nin ‘örnek’ OSB’si olma yolunda çalışmalarımıza devam edeceğiz” diyor.
Murat Çökmez, sanayiciyi ana eksenine alan yönetim modelinin diğer bir uygulamasının ise “temsilcilikler” ve “ortak satın alma” olduğuna değiniyor: “Ortak Satın Alma kapsamında OSB’mizin ve sanayicilerimizin ortak ekonomik menfaatlerini korumak ve geliştirmek amacıyla; Türkiye’nin her bölgesindeki otellerde konaklama, yeme-içme, sağlık ve eğitim programları için yapılan anlaşmalar ile sanayicilerimize avantaj sağlandı. Üyelerimize daha hızlı ve yerinde hizmet sunmak amacıyla İAYOSB Bölge Müdürlüğü binasında İstanbul Sanayi Odası (İSO), KOSGEB ve Marmara Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi (MİTTO) temsilciliğine yer verdik.”
İstanbul Anadolu Yakası OSB'den yapılan ihracatın 400 milyon 500 bin TL; ithalatın ise 390 milyon 755 bin TL olduğu bilgisini paylaşan Çökmez, 2023 İhracat Stratejisi hedefini yakalayabilmek ve dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi arasına girebilmek için inovasyon ve Ar-Ge’yi ön planda tuttuklarını dile getiriyor. Çökmez, İAYOSB yönetimi olarak üretimlerinin niteliğini güçlendirecek çözümlerin üniversitelerle el sıkışmaktan geçtiğinin bilincine vardıklarını ve bu yolda güçlü adımlar attıklarını kaydediyor.

Dünya markalarının tercihi Gebze Güzeller OSB
Gebze Güzeller OSB Yönetim Kurulu Başkanı Adem Ceylan: “OSB’mizdeki tüm firmaların çözüm ortağıyız.” Hayata geçirdiği projelerle fark yaratan Gebze Güzeller Organize Sanayi Bölgesi (Gebze Güzeller OSB), bünyesindeki dünya çapında firmalar ve onlara sunduğu hizmetleriyle Türkiye’nin örnek OSB’lerinden biri. Gebze Güzeller OSB Yönetim Kurulu Başkanı Adem Ceylan; “Yıllardır emek verdiğimiz, gecemizi gündüzümüze katarak bugünlere getirdiğimiz Gebze Güzeller OSB, sadece bizim değil, tüm Türkiye’nin gururudur. Başarı tesadüflerden ibaret değildir; başarmak için canla başla çalışmak gerekir. Uluslararası arenada faaliyet gösteren büyük ölçekli şirketler bizleri tercih ediyorsa bunun arka planında benim ve yönetici arkadaşlarımın büyük payı vardır. Gebze Güzeller OSB’de biz şirketlere engel değil, çözüm üretiyoruz. Sanayicilerimizin maliyetini düşürecek çalışmalara ve işbirliklerine odaklandık” diye konuşuyor.
Gebze Güzeller OSB’nin Türkiye’nin ilk OSB’lerinden biri olduğunu vurgulayan Adem Ceylan, modern altyapısı, Scada sistemi, su ve enerji tasarruf sistemleri, güneş enerji sistemleri ve daha birçok teknolojik özelliğiyle dünya markalarının tercih ettiği bir OSB konumunda olduklarını söylüyor: “Kocaeli’nin örnek sanayi alanlarından biri olan Gebze Güzeller OSB, 2016 yılı itibariyle yüzde 100 doluluğa ulaştı.” 
“Tüm OSB’ler için model olabilecek bir okula sahip olacağız”: Adem Ceylan, sanayicilerin ihtiyaç duyduğu ‘nitelikli ara eleman’ ihtiyacını karşılayacak bir meslek lisesi projesi yürüttüklerini anlatıyor: “İnşaatı devam eden okulumuzun tüm masraflarını kendimiz karşılıyoruz. Adem Ceylan Meslek Lisesi adı ile eğitim-öğretime başlayacak okulumuz, 40 sınıflı, 1700 öğrencili, 5 laboratuvarlı, kapalı spor salonu, açık spor tesisleri, 500 kişilik tribün kapasiteli bir kapalı spor sahası ile mesleki eğitim-öğretimin yanısıra birçok spor dalının icra edilebileceği bir kampüs olarak hizmet verecek. ‘Elektrik, Elektronik, Makine, Metal ve Lojistik’ olmak üzere 5 ana bölüm bulunacak okulumuz, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olacak ancak bizim tarafımızdan yönetilecek. Bilim ve teknolojinin ışığında, sanayicilerin beklentilerini karşılayacak ve onlarla aynı dili konuşabilecek öğrenciler yetiştireceğiz. Sadece bölgemiz için değil ülkemizdeki tüm OSB’ler için model olabilecek bir okula sahip olacağımızı düşünüyoruz.”
Adem Ceylan, Gebze Güzeller OSB bünyesinde kadınların istihdamına katkı sağlamak gayesiyle hayata geçirdikleri kreş projesi neticesinde OSB içerisinde her açıdan mükemmel olarak tanımlanabilecek bir anaokul bulunduğunu da aktarıyor: “Anaokulun tüm masraflarını kendimiz karşıladık ve eşimin adı verilmiştir. ‘Nurşen Ceylan Anaokulu’ eğitim-öğretimde ihtiyaç duyulabilecek tüm donanımlara ve gerekli altyapıya sahip. Okulumuz, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak eğitime devam ediyor.”
Güneş enerjisini hayata geçiren ilk OSB: OSB’de ilk önce rüzgar enerji üretim kapasitesini ölçmek için ‘Rüzgar Tribünü’ inşa ettiklerini, daha sonra güneş enerji sistemlerini hayata geçiren ilk OSB olduklarını dile getiren Adem Ceylan, “Birçok OSB’de henüz düşünce aşamasında olan ‘Güneş Enerji Sistemleri’, Gebze Güzeller OSB’de çalışır duruma geldi. 650 bin Avro’yla 6 bin 500 m2 alan üzerine sistemleri yerleştirdik ve üretim yapıyoruz. Günlük en yüksek 720 KW’lık ortalama ise 500 KW’lık enerji üretimi sağladık” açıklamasını yapıyor.
“TÜBİTAK Laboratuvarı kurulacak”: Gebze Güzeller OSB içerisinde TÜBİTAK’ın bir laboratuvarı olacak ve doğrudan TÜBİTAK bu laboratuvarda çalışmalar yapacak. Ceylan, Bölge sanayicileri ve meslek lisesi öğrencileri açısından bu laboratuvarın büyük bir ilham kaynağı olacağı kanaatinde olduğunu ifade ediyor.

“Üretim heyecanı devam ediyor”
OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın,  gelecekte OSTİM’i, sürdürülebilir bir sanayi bölgesi olarak Türkiye’ye ve dünyaya örnek bir kurum olarak gördüklerini söyledi.
OSTİM, 5 milyon metrekarede, 17 ana sektörde, 139 iş kolunda, on binlerce farklı ürün, 5 bin 200 işletme, 60 bin çalışanıyla bir sanayi kentidir. Bir kalkınma ekosistemi olan OSTİM, çağın gereklerine uygun altyapı, işbirliği ve dış tedariğe elverişli üstyapı unsurlarıyla rekabetçi ve yenilikçi projelerin bir parçası olmak isteyen yatırımcılara fırsatlar sunuyor.
OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, farklı sektörlerde yedek parça ve yan sanayi imalatından komple endüstriyel tesis kurulumuna kadar çok geniş yelpazede faaliyet gösteren OSTİM’in, esnek imalat yeteneğine sahip işletmeleriyle Türkiye’nin en büyük tedarik merkezi olduğunu söylüyor.
Dünyanın sayılı üretim alanlarından biri olan OSTİM’in, kuruluşundaki vizyonunu geliştirerek bugün bölgesinde ve yakın coğrafyada örnek bir model haline geldiğini belirten Aydın, “Yalnızca üretmekle kalmayıp farklı kulvarlara açılmış, yerli sanayinin milli bir kimlik kazanmasında öncü rol üstlenmiştir. Türkiye’deki başarısını kanıtlayan ve uluslararası alanda örnek gösterilen, tasarımından üretimine kadar birçok milli projenin ana aktörlerinden biri durumunda olan OSTİM; bilgi ve tecrübelerini Orta Doğu, Afrika, Orta Asya ve Balkanlar başta olmak üzere tüm dünya ile paylaşmaktadır” diyor.
“Projeler süratle ilerlemektedir”: Orhan Aydın, 2016’ya büyük ümitlerle girildiğini, ancak yılın son dönemlerinde son derece stresli, ülkemiz açısından şanssız günler yaşadığımızı kaydediyor: “Demokratik düzene, meşru hükümete, milli iradeye, ülkemizin geleceğine kast eden 15 Temmuz kalkışması üstümüze gelen büyük bir şer’di. Her işte bir hayır vardır. Bu beladan da bir hayır çıkacak diye ümit ediyoruz. Reel sektör tarafına baktığımızda; özellikle küçük işletmeler, KOBİ’ler ve OSTİM olarak biz, dayanıklı, dinamik ve şartlara uyum sağlayarak; eğilmeden, bükülmeden, kırılmadan, dökülmeden dayandık ve hala da dayanmaya devam ediyoruz.” 
OSTİM ve küçük işletmelerin profiline bakıldığında 2016 yılında bölgede elektrik tüketiminde bir düşme olmadığını belirten Aydın, “Sevindirici bir durum. Her şeye rağmen insanlar ürünlerini satmak için, üretim için, yurtdışına açılmak için çaba sarf ediyor. Üretim heyecanı devam ediyor. 2016 yılında yoğun şekilde KOBİ’lerin projelerini yürütmede, ayağımızı gazdan kesmeden devam ettik. Özellikle bölgemizde yürüyen kümelenme faaliyetleri var; çok önemsiyoruz. İşbirliği, güçbirliği ve rekabet odaklı bu projeleri Ekonomi Bakanlığımız’ın katkılarıyla sürdürmeye çalışıyoruz. Firmalarımızın da bundan faydalandığını görmek bizi memnun ediyor. Verdiğimiz emeklere değiyor” diye konuşuyor.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndaki raylı sistemler ve enerji ile ilgili projelerinin çıkmasının OSTİM için de yeni bir başlangıç olduğunu anlatan Aydın, “2016’da olduğu gibi 2017’de de bu çabalarımızı sürdüreceğiz. ‘Kümelenmeler, İşbirlikleri ve Ortaklaşa Rekabet’ başlığı altında kurumsal olarak firmalarımıza destek olmaya devam edeceğiz. Gelecekte OSTİM'i, bugün modern kavramlarla konuştuğumuz yeni sürdürülebilir sanayi bölgesi olarak, Türkiye'ye ve dünyaya örnek olabilecek bir kurum olarak görüyoruz. 2017 yılında ülkemizin yapılması gereken milli projelerine çözüm üretme konusu çok açık önümüzde. Bölgemizin, KOBİ’lerimizin ve Türk sanayisinin gelişimi adına başlatılan projeler süratle ilerlemektedir” açıklamasını yapıyor.

Endüstriyel cazibe merkezi; Dudullu OSB gelecek koşusunda projeleriyle öne çıkıyor
Küçük, orta ve büyük ölçekli sanayicilerin önemli üretim adresi; Dudullu Organize Sanayi Bölgesi (Dudullu OSB), teknokent, spor kompleksi ve kreş gibi büyük ölçekli projelere attığı imzasıyla iddialı. Dudullu OSB Bölge Müdürü Murat Fırat, Dudullu OSB’nin 2017’de teknokent projesine odaklanacağını söylüyor.
İstanbul Dudullu Organize Sanayi Bölgesi (İDOSB) 265 hektar alan üzerinde esas bölüm olan Fabrikalar Bölgesi ve bölgeye bağlı 3 kooperatif (DES, İMES ve KADOSAN) olmak üzere 4 ayrı bölgede, 3 bine yakın firma, 30 bin kişilik istihdam ve yıllık 2 milyar doları aşan ihracat rakamıyla Türkiye’nin en önemli üretim üslerinden birisi. Yüzde 100’e yakın doluluk oranı, hayata geçirdiği kreş, spor kompleksi gibi sosyal ve kentsel projeleri, üniversite-sanayi işbirliğini öne çıkaran teknokent projesi ile Dudullu OSB, gerçek anlamda bir endüstriyel cazibe merkezi.
Dudullu OSB Bölge Müdürü Murat Fırat, “Dudullu OSB; küçük, orta ve büyük ölçekli sanayicilerin şehir içindeki üretim adresi. Bölgede üreticiler, tedarikçileriyle bir bütünlük içinde büyüyor. Dudullu OSB; modern, çağdaş, yaşanabilir, çevreye duyarlı, insana saygılı altyapısıyla örnek bir alandır. Kentin içinde kentli OSB’yiz” diyor.
Dudullu OSB Boğaziçi Teknokent, 2017’de faaliyete geçecek
Dudullu OSB’nin Boğaziçi Üniversitesi ortaklığıyla yürüttüğü Teknokent Projesi’ne odaklandığını anlatan Murat Fırat, sanayinin içinde; örnek teşkil edecek fiziki altyapısıyla ilgili firmaların çekim merkezi olacak Dudullu OSB Boğaziçi Teknokent’i hayata geçirdiklerini söylüyor. Dudullu OSB Boğaziçi Teknokent, 15 bin 500 metrekare toplam kapalı alana sahip olacak. Akademisyen desteği ve eğitim altyapısını Boğaziçi Üniversitesi sağlayacak. Komplekste yeralacak işletmeler Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetlerini yürütecek.
Murat Fırat şu bilgileri veriyor: “Dudullu OSB içinde yeralan firmaların teknokent avantajlarından yararlanmaları için proje önemli bir fırsat. Dışarıdan gelen talepleri de değerlendireceğiz. Daha şimdiden ciddi talep alıyoruz. 2017 yılında faaliyete geçmesi planlanan Dudullu OSB Boğaziçi Teknokent’in içinde küçük ölçekli araştırma projeleri için kuluçka merkezi kurulması da planlanıyor ve teknokent içinde 100 işletmenin yeralması hedefleniyor. Projenin Dudullu OSB’de olması önemli bir lojistik avantaj sağlayacak, Anadolu Yakası’nın en önemli teknokent projelerinden birini hayata geçireceğiz. Zira küçük, orta ve büyük ölçekli firmaların ortasında bir noktada teknokent kuruluyor. Ulaşımın merkezi lokasyonda olması diğer bir artımızdır.”
Murat Fırat, yürütecekleri bir diğer önemli projenin de ilkokul, ortaokul ve lise olduğuna değiniyor: “Eğitime önem veren Dudullu OSB Yönetimi, teknokent projesinin bitmesinden sonra okul projesini devreye almak istiyor. 2017 yılı ve sonrasında Bölge’nin kalifiye insan ihtiyacını karşılayacak nitelikte bir eğitim kampüsü oluşturmayı düşünüyoruz. 26 dönüm bir arazi ayırdık. Kampüsümüzde ilkokuldan meslek yüksekokuluna, üniversiteye kadar her eğitim kademesinde okul yeralacak. Kreşimizin iyi bir eğitim vermesi nedeniyle kreş velilerimizin kreşe eşdeğer eğitim veren bir ilkokul talep etmesiyle bu proje doğdu. İlkokul, ortaokul ve bir mesleki anadolu lisesi ile fen lisesi ayarında bir okul düşünüyorduk. 2016 yılında yaşanan siyasi ve ekonomik kriz olmasaydı, sanayicimizin desteğiyle 50 milyon TL’lik bu projeyi 2017’de hayata geçirecektik. Bu projemizi bir süreliğine öteledik.” 
OSB’lere örnek kreş projesi; Dudullu OSB Kampüs Kreş
Dudullu OSB’nin örnek olduğu kreş projesi tam bir başarı hikâyesi. Kampüs Kreş markasıyla Füsun Önay yönetiminde başarılı bir ekip tarafından faaliyet yürüten kreş yüzde 100 doluluk oranıyla çalışıyor ve yoğun talep alıyor. 5 bin metrekare açık, 5 bin metrekare kapalı alanı bulunan kreşte 0-6 yaş grubunda 321 çocuğun bakım ihtiyacının karşılanmasının yanısıra eğitimi ve öğretimi sürdürülüyor. Murat Fırat, OSB olarak kreşten kâr beklentisi içerisinde olmadıklarının altını çiziyor: “Kendi ayakları üzerinde duran yapılar inşa etmek OSB olarak önceliğimiz. Kreşte bu anlamda bölgenin örnek yapısı oldu. Mekan büyüklüğü, nitelik ve kontenjan açısından Türkiye’nin en büyük kreşini açtık. Geniş fiziki alanlarının yanısıra kreş bünyesinde hayvanat bahçesi, yüzme havuzu mevcut. Kreşimizle iddialıyız.”
Kreş bünyesinde çocukların rutin sağlık kontrollerini yapmak, hastalık durumunda önlemleri almak üzere sürekli görev yapan bir hemşire, çocuklarla birebir iletişim kurarak gelişimlerini takip eden, veliler için rehberlik hizmeti veren uzman 3 psikolog, çocukların günlük alması gereken besin değerlerine uygun olarak sağlıklı ve hijyenik yemekler pişiren profesyonel bir yemekhane kadrosu bulunuyor. 
Kampüs Kreş diğer kreşlerden farklı olarak 0-2 yaş grubu bebeklere de hizmet veriyor, onlara özel tasarlanmış etkinlik ve uyku odalarının yanısıra çevre işyerlerinde çalışan annelerin süt izni kapsamında bebekleriyle zaman geçirecekleri, onları anne sütü ile besleyebilecekleri emzirme odaları da mevcut.
We + Will + Club = WE’LL CLUB
Dudullu OSB’nin öne çıkan projelerinden biri de Oya Ezgi Köktürk yönetiminde faaliyet gösteren, çevre yerleşim yerleri ve bölge firmalarının önemli bir ihtiyacını karşılayan WE’LL CLUB Spor ve Yaşam Kompleksi. Murat Fırat, “Yola çıkarken hedefimiz,  müsabakaların düzenlenebileceği uluslararası standartlara sahip bir spor salonu altyapısı ve Türkiye’nin önemli sporcularının ilk tercihi olmaya aday üst düzey bir antrenman ortamı yaratmak, amatör sporcular içinse tüm aile bireylerinin birlikte spor yapabileceği bir spor kompleksi olmaktı” diyor.
Üyelerinde “Biz” duygusu ve aidiyet hissi yaratmak, tüm bölge çalışanlarına ve sakinlerine “birlikte” hareket etmenin “Biz” olmanın o büyük ve güçlü duygusunu yaşatmak istedikleri için WE’LL CLUB adında bir tesis kurduklarını aktaran Fırat, ‘Aradığın Her Şey İçinde’ sloganıyla Ağustos 2015’te hizmete açtıkları We’ll Club’ın çok kısa sürede her yaştan profesyonel ve amatör sporcular için tüm imkan ve hizmetleri en yüksek kalite ve standartlarda, birçok spor branşını kapsayacak şekilde tek çatı altında sunan bir spor ve yaşam merkezi haline geldiğini ifade ediyor: “30.000 metrekarelik tesisimizde; yarı olimpik kapalı yüzme havuzu, 2.000 metrekarelik en son teknolojiye sahip fitness ekipmanları içinde barındıran bir fitness alanı, 1.000 metrekare kapalı spor sahası (Basketbol, voleybol ve hentbol), masa tenisi ve squash, 2 kulvarlı, 140 cm uzunluğunda tartan koşu pisti, spor salonu ve yüzme havuzunda aktivitelerin izlenebileceği 300 kişilik teleskobik tribün, tüm donanıma sahip 7 adet grup egzersiz ders stüdyoları, çocuklarınızı güvenle bırakacağınız 650 metrekarelik We’ll For Kids alanı, sauna, buhar odası, şok duşu, hakem ve seminer odalarından 250 kişilik kapalı otoparka kadar uluslararası standartlarda bir spor tesisinde olması gereken her şey mevcut.”
Murat Fırat, yürüttükleri bir diğer projenin de spor kulübü olduğunu söyledi: “Bölgemizi ticaret ve sanayinin dışında sporda da başarılı kılmak, yetenekli çocuklarımızı keşfetmek ve spora yönlendirmek adına Dudullu OSB Spor Kulübü’nü faaliyete geçirdik.”

İMES Sanayi Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Akar:“2017 yılı ülkemiz için yeni bir yükselişin başlangıcı olmalı”
Türkiye’nin de dünya ile birlikte 4. Sanayi Devrimi’ne hazırlanmasının önemini vurgulayan İMES Sanayi Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Akar, Türkiye’nin artık daha fazla teknoloji üreten ve ürettiği teknolojiyi daha fazla ticarileştirebilen bir ülke haline gelmesi gerektiğini söylüyor.  
Her dalıyla sanayi, ekonominin temelini teşkil eden ve kalkınmada lokomotif görev üstlenen stratejik bir sektördür” diyen İMES Sanayi Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Akar, gelişmiş ülkelere bakıldığında ilerlemenin öncüsünün her zaman sanayi olduğunun görüldüğünü söylüyor.
Kemal Akar, “Hal böyleyken Türkiye ekonomisi 1980 öncesinde ithal ikameci sistem üzerinden yürüyordu. Türk ekonomisinde özel sektörün yeri yok denecek kadar azdı. Yeterince üretim yoktu, insanlar saatlerce kuyruklarda beklerdi. Daha sonra Özal döneminin başlaması ile Türkiye ciddi bir atılım gerçekleştirdi. 1980’li yıllarda başlayan iktisadi dönüşümde çoğu tarım ürünü 8 milyar dolarla ihracat yolculuğumuz başladı. 2002 yılına gelindiğinde 36 milyar dolar olan ihracatımız, gelişen sanayimiz, dış politikamız ve büyüyen ekonomimizle hızla büyüyerek 158 milyar dolara yükseldi” diyor.
2015’teki ülkemizdeki siyasi hareketliliğe rağmen ekonominin büyümeye devam ettiğini kaydeden Kemal Akar, “Elde ettiğimiz yüzde 4’lük büyüme ile Avrupa’nın en hızlı büyüyen ülkesi olduk. Türkiye, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 4.8 büyürken bu büyümenin sürükleyicisi, yüzde 5.9 büyüyen sanayi üretimimiz oldu. Sanayi üretimimizdeki sürdürülebilir büyüme ve üretim endeksli gelişme, Avrupa’daki bazı ülkelerin 2008 krizini halen atlatamamış olmasına rağmen bizim sanayi ve üretim endeksli gelişmemiz bu krizler karşısında ülkemizi daha güvenli bir liman yapmaya yetti. Bununla birlikte, ülkemiz sanayisi nicelik olarak büyürken, katmadeğeri yüksek ürünler üreterek; nitelik olarak da büyümelidir” diye konuşuyor.
Dünyanın artık endüstri toplumundan bilgi toplumuna, işgücü ağırlıklı teknolojiden yüksek teknolojiye doğru hızlı bir geçiş içerisinde olduğunu belirten Kemal Akar, bu yeni düzende, bilgiyi üretime dönüştürebilen ülkelerin uluslararası rekabette avantaj kazandığına, bu araçtan etkin olarak yararlanamayan ülkelerin yarışın dışında kalma tehdidiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekiyor: “Kısacası, günümüz dünyasında güçlü olanı ’bilgi’ tayin etmektedir. Son yıllarda Türkiye’nin imalat sanayisinde niteliksel ve niceliksel bir dönüşüm yaşanmış ve özellikle imalat sanayinin genelinde düşük teknolojili üretimden orta teknolojili üretim yapısına geçişte önemli bir mesafe alınmıştır. Ancak bu bizim için kesinlikle yeterli değildir. Dünya, 4. Sanayi Devrimi’ni tartışmaya başlamış durumda. Almanya, Amerika, Kore; buna yönelik ciddi adım atıyor. Bizler 2017 yılını ülkemiz için yeni bir yükselişin başlangıcı olarak görmeli, 4. Sanayi Devrimi’ne hazırlanmalıyız. Türkiye'nin artık daha fazla teknoloji üreten ve ürettiği teknolojiyi daha fazla ticarileştirebilen bir ülke haline gelmesi gerekmektedir.”

Demir-çelikte marka; DES Sanayi Sitesi
Yürüttüğü projelerle marka değerini artıran DES Sanayi Sitesi, işyerlerinin de maddi değerini katlayarak büyütüyor. DES Sanayi Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Öztürk, DES’in demir-çelik sektörünün cazibe merkezi olduğunu söylüyor. DES Sanayi Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Öztürk, yürüttükleri projelerle DES’in marka değerinin arttığını, işyerlerinin de maddi değerinin katlanarak büyüdüğünü söylüyor. Muammer Öztürk, altyapısı ve üstyapısı eksiksiz DES’in yürüttükleri projelerle demir-çelik sektörünün cazibe merkezi olduğunu vurguluyor. Muammer Öztürk, DES Yönetimi’nin göreve geldiği ilk günden bu yana yaptıkları çalışmaları özetliyor: “İlk önce Bölge’nin temizliğine odaklandık. Fazla ara yapılaşmalar ve sundurmalar konusunda işyeri sahipleriyle görüşülerek düzeltmeler yapıldı. 89 bloğun arası temizlendi, yeşillendirildi, ağaçlandırıldı ve sulama sistemi kuruldu.
İkinci olarak, ilk yapılan imar planı çerçevesinde terk edilmiş alanlardan yapılan çalışmalarla A tipi işyeri için (her 100 metrekare dükkan) yaklaşık 35 metrekare alanı arsa tapularına ilave edebilmek için çalıştık. Tapularda büyüme olacak. Bu da site genelinde 52 bin 500 metrekere yer ve bu bir servet demek. Bugün sitemizde metrekaresi 1500 dolardan daha aşağıda olan yer yok. Dolayısıyla üyelerimize toplamda 70-80 milyon dolarlık ek bir menfaat sağlamış olacağız. Geleceğe yatırım yapıyoruz. Yaklaşık 200 bin TL para harcadık, çalışmamız tamamlanmak üzere.
Üçüncüsü; DES Sanayi Sitesi’nin içine serpiştirilmiş toplamda 8 büfemiz vardı. Dudullu OSB ile anlaşarak onları yıktık, yerlerine 22 tane 100 metrekare A tipi işyeri yapıyoruz. Teklifleri aldık, ihale aşamasına geldik, 2017 yılında 5 ay içinde bu projemizi de bitirmeyi planlıyoruz. Eski büfe yerlerimizden toplamda 7-8 bin TL kira gelirimiz vardı, bu yeni işyerlerinden 70-80 bin TL gibi aylık bir kira geliri elde edebileceğiz. Genel Kurul’da bu işyerlerinin kiraya verilerek değerlendirilmesi kararı alındı. Yaklaşık 25 bin metrekarelik bir inşaat olacak, bu tesislerin altına da 2 katlı 500 araç kapasiteli bir otopark yapmayı düşünüyoruz. Sitemizde şu anda otopark yok.
Bir diğer projemiz; sosyal tesislerimizin yenilenmesi. Sitemiz içerisinde ticari ömrünü tamamlamış 40 sosyal tesis yıkılacak, yerine yenilerinin yapılmasını planladık. Bu projenin maliyeti de 20-25 milyon TL’yi bulacak. 2 kat otoparkı bulunan 65 tane işyerinin yer alacağı bir çarşı kuracağız. Projemiz hazır, fizibilite çalışmaları yapılıyor, Genel Kurul kararının ardından hayata geçireceğiz. İçindeki mevcut işyeri sahiplerini de mağdur etmeyeceğiz. Sitemizin çıkış kapısına konteyner yerleştireceğiz, bu işyerlerindeki kiracılardan isteyenler bu konteynera taşınabilecek, 2 yıl boyunca da kira almayacağız.   
DES Sanayi Sitesi’nde bulunan trafo merkezini dışarı çıkararak kooperatife 400-500 bin dolar değerinde bir işyeri kazandırdık. Sitenin etrafını tel çitlerle çevirdik, istinat perdelerini yaptık. Sitemizin en tepesinde yer alan ticari alanı kazık sistemi denilen sistemle kuvvetlendireceğiz. Kot farkı bulunan yerde 1500 metrekarelik bir antrepo, üstüne de bir gaz istasyonu yapmayı düşünüyoruz. 
Eski idari binamızı da kuvvetlendirdik ve kiraya verdik, yıllık 500 bin TL kira gelirimiz sözkonusu. Bir toplantı salonumuz yok, şu andaki idari binamızın en üst katına bir toplantı salonu inşa etmeyi düşünüyoruz. Proje çalışmalarımız devam ediyor. Mevcut alanın yarısına 400 kişilik çok amaçlı bir salon, diğer yarısına da ofisler yapmayı planlıyoruz.”

2017’de Liman, Sakarya’yı daha da büyütecek
Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim
Kurulu Başkanı Mahmut Kösemusul, “Sakaryamız’ın büyümesi demek, Türkiye’nin büyümesi demektir” diyor. “Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası olarak yaşanan tüm sıkıntılara rağmen umudumuzu diri tutarak hedeflerimiz doğrultusunda yüksek gayretle çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz. 2017, yeni başlangıçların, yeni hedeflerin, yeni başarıların temelini oluşturan bir yıl olacak” diyen Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Kösemusul, 2017’nin her zamankinden daha çok çalışmaları, Türkiye’nin geleceği için adeta bir seferberlikle mücadele etmeleri gereken bir yıl olacağını vurguluyor: “İş dünyası olarak biz hazırız ve kararlıyız. 15 Temmuz hain darbe girişimi sürecinde aziz milletimiz darbecilerin tankları ve mermileri önünde nasıl dik durdularsa; iş dünyamız da 2017’de oluşabilecek tüm sıkıntıların önünde aynı kararlılık ve güvenle dimdik duracaktır.” 
Karadeniz’den dünyaya açılan milli üretim ve otomotiv şehri Sakarya: “Sakaryamız’ın büyümesi demek, Türkiye’nin büyümesi demektir” diyen Mahmut Kösemusul, SATSO olarak hedeflerinin; ihracatta ilk 5 il arasında olan, 2017’de hizmete girecek Karasu Limanı işlevselliğiyle Karadeniz’den dünyaya açılan otomotiv şehri Sakarya projesini gerçekleştiren, tüm kurumların aidiyet duygusuyla şehrin büyüme ve gelişme sürecinde yer aldığı işbirliği ortamını sağlayan, tarım, turizm desteklerinin alınması ile bu alanlarda marka oluşturan bir Sakarya’ya kavuşmak olduğunu söylüyor.
Yeni OSB’ler: Mahmut Kösemusul, ildeki sanayi yatırımlarıyla ilgili ise şu bilgileri paylaşıyor: “Birinci OSB, Hendek 2. OSB, Söğütlü 3. OSB ve Karasu OSB ile firmalarımız gurur duyduğumuz üretimler yaparken Ferizli OSB’de üretim başladı. Ferizli OSB Genişleme Alanımız var. Kaynarca Mobilya İhtisas OSB, Kaynarca Makine İhtisas OSB, Adapazarı Karma OSB ve Söğütlü 2. OSB ile ilgili çalışmalarımız hızla devam ediyor. Karasu’da otomotiv bölgesi olarak Bakanlar Kurulu’nca ilan edilen 222 hektarlık bir alanımız var ve bu alanda özellikle savunma sanayinde Sakaryamız’ın adını sıkça telaffuz ettirecek güçlü bir yatırım geliyor.”
OTB’ler ile ticarete yeni bir soluk: Kösemusul, sadece sanayide değil ticarette de kümelenme çalışmalarını sürdürdüklerini, Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla Organize Ticaret Bölgeleri oluşturarak şehrin ticaretine yeni bir soluk getirdiklerini aktarıyor: “Yeni Kamyon Garajı ve Tır Parkı tamamlanırken şimdi sıra Galericiler Sitesi, İnşaat Malzemecileri ve Geri Dönüşümcüler Siteleri’nde inşallah bu projelerde de 2017 yılında sonuca yaklaşacağız.”  
Milli Tank, Milli Tren, Yerli Otomobil:  Kösemusul, “Karasu ilçemizde Bakanlar Kurulu kararı ile oluşturulan Otomotiv İhtisas Münferit Bölgesi’nde BMC yatırım kararı alarak yerli ve milli üretimler gerçekleştirecek.  Gurur duyduğumuz Milli Tank ‘ALTAY’, Sakaryamız’da OTOKAR’da üretiliyor. Milli Tren için şehrimizin markası TÜVASAŞ’ta çalışmalar sürüyor. Dünyanın sıfır hata ile üretim yapan tek fabrikası TOYOTA, Sakarya’mızda. Yerli oto üretimi için gereken tüm parametreler Sakarya’mızda mevcut ve biz bu çalışma için şehir olarak hazırız” diye konuşuyor.
Doku Kültürü Laboratuvarı: Otomotiv sektöründeki yüksek tecrübelerini diğer sektörlere de genişletmek amacıyla çalışmalar yaptıklarını belirten Kösemusul, “Süs bitkiciliği alanında Sakarya olarak iddialıyız. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı desteğiyle bir Doku Kültürü Fizibilite Çalışması yapıyor ve Doku Kültürü Laboratuvarı kuruyoruz” diyor.
İki yeni lise: Kösemusul, SATSO olarak Sakarya’ya endüstri meslek lisesi kazandıracaklarını, TOBB’un ise şehre yeni bir kız meslek lisesi hediye edeceğini açıklıyor: “2017-2018 eğitim öğretim yılına yetiştireceğiz. Bir müjdemiz daha var. Çok yakın bir zamanda şehrimize değer katacak Hayat Boyu Öğrenme Merkezi kuracağız.”

Konya OSB, 5. sanayi
hamlesini 2017’de yapacak
Konya Organize Sanayi Bölgesi ve OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü, 40 yıl önce kurulan Konya OSB’nin 4’üncü genişleme hamlesini tamamladığını, kamulaştırma çalışmalarında sona gelinen 5. genişleme alanında yeni bir sanayi hamlesine hazırlandıklarını söylüyor. Hedeflerinin 7 milyon metrekareden oluşan 5. genişleme alanını 2017’nin ilk yarısında tahsise açmak olduğunu belirten Kütükcü, “Bölgemizin 4. genişleme alanında 2013 yılının sonunda tahsis ettiğimiz 104 sanayi parselinden 68’inde üretim başladı. İnşaatı devam eden 36 firmamızın da üretime geçmesiyle toplam fabrika sayımız 585’e ulaşacak.  Hedefimiz 2017’nin ilk yarısında 5. genişleme alanımızı da yatırıma açarak, bölgemizin üretim gücünü artırmak” diyor.
Memiş Kütükcü, Türkiye’nin 3. büyük OSB’si haline gelen ve 38 bin çalışanla 40 farklı sektörde üretim yapılan Konya OSB’nin sanayi altyapısını geliştirmek amacıyla sürekli olarak yatırım yaptıklarını ifade ediyor: “Innopark Teknoloji Geliştirme Bölgemiz, Bilim Merkezimiz, atık su arıtma tesisimiz, içme suyu arıtma tesisimiz, güneş enerjisi santrallerimiz, meslek lisemiz, öğrenci yurdumuz, sosyal tesislerimiz, 470 km fiber optik altyapımız, yeşil alanlarımız ve yatırımcıyı önceleyen bakış açımızla dünya standartlarında bir OSB haline geldik. Konya OSB son 3 yılda 400 milyon Euro’nun üzerinde uluslararası yatırım aldı. Bu yatırım tutarı birkaç yıl içerisinde 700 milyon Euro’ya ulaşacak.” 
Innopark TGB, KOS’ta faaliyete geçti: Kütükcü, Konya Sanayi Odası’nın öncülüğünde Konya OSB’ye kazandırdıkları, Innopark Konya Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nden, “Burası Konya’nın Ar-Ge serbest bölgesi olacak” diye bahsediyor.

Gaziantep OSB Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Köken; Türkiye’nin en büyük Organize Sanayi Bölgesi
Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi (Gaziantep OSB), 43 milyon 250 bin metrakare alan üzerindeki 5 bölgede yer alan tüm firmaların faaliyete geçmesiyle birlikte önümüzdeki 5 yıl içerisinde 1500 firma ve 200 bin çalışana ulaşacak. Gaziantep OSB Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Köken, “Bölgemiz’de toplam 960 firmamızda 130 bin kişi istihdam ediliyor. 5. Bölge’nin de faaliyete geçmesiyle Türkiye’nin en büyük Organize Sanayi Bölgesi haline gelen Gaziantep OSB’den 173 ülkeye ihracat yapılıyor. Kabuğuna sığmayan, sürekli üreten her daim çarkları dönen, sürekli istihdam sağlayan, gelişen ve değişen bir OSB’den bahsediyoruz” diyor.
Deniz Köken, Türkiye sanayisinin en önemli merkezlerinden biri olan Gaziantep’te, ekonomiyi destekleyecek sanayi yatırımlarının bulunmasının kaçınılmaz bir ihtiyaç olduğunu vurguluyor: “Amacımız, örnek sanayi tesisleriyle ilimizin ve ülkemizin ihtiyaçları dikkate alınarak, düşük maliyetli ve her türlü altyapısı hazırlanmış sanayi parsellerini üretmek, tahsis etmek ve gelişmelerini sağlamaktır. Gaziantep’teki çok sayıda yeni yatırım olması sanayicilerimizin konulan hedeflere ne kadar inandığını göstermektedir. 2017 yılında da hedeflerimizi yakalamak için yine aynı azim ve inançla çalışmalarımıza devam edeceğiz” diye konuşuyor.

“Eskişehir ekonomisinin dinamizminde
en önemli pay, sanayide”
Eskişehir Sanayi Odası Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Savaş M. Özaydemir; uzun zamandır iç piyasaya olduğu kadar ihracatla da büyüyen Eskişehir’in de dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmelerden belli oranda etkilendiğini söylüyor. Özaydemir, “Ancak ileri teknoloji ürünleri konusunda ülkemize göre bir adım önde olan Eskişehir, bu konuda adımlarını hızlandırabilirse gelişimi daha da sürdürecektir” diyor.
Diğer taraftan Eskişehir ekonomisinin dinamizminde en önemli payın sanayi sektörüne ait olduğunu vurgulayan Özaydemir, “Eskişehir’de şehir nüfusunun kırsal nüfusa göre süratle artması, yetişmiş işgücü varlığı, yüksek tüketim gücüne sahip iç pazarlara yakınlığı, lojistik avantajları, enerji ve hammadde kaynaklarının uygunluğu yanında gelişmiş bir OSB’nin bulunması sanayi için gerekli altyapı yatırımlarını yeterli hale getirmektedir. Ayrıca Odamız’ın il sanayine yönelik gerçekleştirdiği önemli yatırım ve projelerle bölge sanayinin gelişimi giderek artmaktadır” diye konuşuyor.
Bugün Eskişehir sanayisinin temsilcisi olan ESO (Eskişehir Sanayi Odası) üyelerinin 2016 yılı sonu tahmini cirolarının 10 milyar dolar, ihracatları toplamının 2.3 milyar dolar ve toplam çalışan sayısının ise 61 bin 550 kişiye ulaşmasının beklendiğini ifade eden Özaydemir, ancak bunu sağlamak için bir dizi tedbirin de alınması gerektiğine dikkat çekiyor: “İlk olarak kısa ve orta vadede fayda getirecek en önemli katkı sanayici ve ticaret ile uğraşanların yurtdışı uçuşları dikkat edilerek Hasan Polatkan Havalimanı’ndan uçak seferlerinin acilen başlatılması gerekliliğidir. Yine yan sanayiye önemli katkılar sağlayacak olan ‘Milli Yüksek Hızlı Tren’in üretimi için prosedürlerin hızlandırılması beklentilerimiz arasındadır. Üçüncü üniversite için ciddi adımlar atılması, bu üniversitenin teknik ve mühendislik bölümleri üzerine inşa edilmesi ise son derece önemlidir. Tüm bunların yanısıra sorunların çözümü için siyasi iradenin destek vermesi ise en çok beklentilerimiz arasındadır.”

Kilis OSB, 2017’de yeni yatırımcılarını bekliyor
Gıda ve tekstil sektörünün ağırlıklı olduğu ve 43 sanayi parselinin bulunduğu Kilis OSB, 90 hektar üzerine kurulu. Kilis OSB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Eryılmaz, genişleme alanı; 170 hektar alan üzerine kurulu 2. Bölge’nin işlemlerinin bittiğini anlatıyor. Yatırımcıların ön tahsislerinin yapıldığını aktaran Eryılmaz, “2017’den umutluyuz” diyor ve yakın zamanda 2. Bölge’de yatırımların başlayacağını, gelen yoğun talep üzerine Kilis’e 3.OSB’nin kurulmasıyla ilgili çalışmalara başladıklarını anlatıyor.

“Kocaeli OSB’leri ile işbirliğine devam edeceğiz”
Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu,  2017’de Oda olarak UFUK 2020 projelerinden Türk KOBİ’lerinin ve şirketlerinin daha fazla pay alması konusunda çalışma yapmak istediklerini kaydediyor.
Kocaeli OSB başkanları ile bir araya gelerek yaptıkları toplantıların öneminden de sözeden Zeytinoğlu, “Bu çalışmaların meyvelerini gördük. Umarız bu çalışmalara daha hızlı devam edeceğiz” diyor. Zeytinoğlu, bir araya gelerek sorunlara daha hızlı eğilme ve çözme yoluna geçtiklerini ifade ediyor.
Mermerciler Sanayi Sitesi’nin ıslah OSB’ye dönüşme çalışmaları yürüttüğünü belirten Zeytinoğlu, mümkün olan bütün sanayi kümelerinin ıslah OSB olmasında fayda gördüğünü dile getiriyor. Zeytinoğlu, Oda olarak en hızlı takip ettikleri projenin ise Bizimköy Engelliler Üretim Merkezi olduğunu vurguluyor.

Samsun Merkez Organize Sanayi Bölgesi’ne bir ilk
Samsun Merkez Organize Sanayi Bölgesi sosyal tesis alanında 4 bin 600 metrekarelik bir alan üzerinde inşaatı devam eden ve Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Metal, Metroloji ve Kalibrasyon Laboratuvarı'nın Teknik Yardım Projesi Yenilikçilik Odak Grup Toplantıları devam ediyor. Daha önce Çorum, Amasya ve Sinop'ta gerçekleştirilen Yenilikçilik Odak Grup Toplantısı'nın dördüncüsü ise  Samsun TSO evsahipliğinde Samsun'da gerçekleştirildi. Proje kapsamında, metal sanayine yönelik ‘Bölgesel Yenilikçilik Sistemi’ kurulması için bir yol haritası geliştirmek için düzenlenen toplantıya sektördeki öncü firmalar, kamu kurum ve kuruluşları ve özel sektör temsilcileri katıldı.
Samsun TSO Yönetim Kurulu Üyesi Orhan Bülbüloğlu, finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından karşılanan ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı IPA-1 kapsamında gerçekleştirilen projenin Karadeniz Bölgesi için büyük önem taşıdığını söyledi. Bülbüloğlu, "Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın sözleşme makamı, odamızın da proje faydalanıcısı olduğu projede Çorum, Amasya, Sinop ve Tokat Ticaret ve Sanayi Odaları da paydaşlarımız olarak yer alıyor. Proje ile birlikte bölgemize orta ve uzun vadede katmadeğer oluşturacak uluslararası akreditasyona sahip bir metal laboratuvarı ile nitelikli uzmanların kazandırılması beklenmektedir" dedi.
Proje bölgedeki KOBİ'lerin inovasyon altyapılarını güçlendirecek.

DOSABSİAD'da gündem; 'SANAYİ 4.0'
Türkiye'nin küresel rekabetçiliğini geliştirebilmesi için ıskalamaması gereken bir konu olan Sanayi 4.0, Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İşadamları Derneği (DOSABSİAD) evsahipliğinde gerçekleştirilen seminerde masaya yatırıldı.
Okan Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleştirilen seminerin açılış konuşmasını yapan DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Adnan Kar, artık Endüstri 4.0 döneminin başladığını ifade ederek, "Endüstri 4.0 ile birlikte makine ve yapay zeka kavramının ortaya çıkacağını söyleyebiliriz. Ayrıca 4. Sanayi Devrimi’nde akıllı robotlar ile birlikte simülasyon, yatay-dikey yazılım entegrasyonu, nesnelerin interneti, siber güvenlik, bulut, 3d baskı, örnekli eklemeli üretim, zenginleştirilmiş gerçeklik ile büyük veri ve analizi süreçleri daha da önem kazanacak" dedi.
Sanayi 4.0'da sahada oyuncu olabilmenin büyük önem taşıdığını dile getiren Kar, “Haliyle doğru kararlar almak ve bu kararları etkin ve hızlı bir şekilde uygulamak durumundayız” diye konuştu.
Türkiye’nin üretimde rekabetçi olma avantajını ele geçirmek için Endüstri 4.0 dönüşümünün uygulayıcı öncü ülkeleri arasında yer alması gerektiğini de savunan Kar, "Uzun süredir Türkiye’nin üretimde Ar-Ge ve inovasyona ağırlık vermesi gerektiğini konuşuyoruz. Sanayicilerimizi bu bağlamda teşvik etmek için devletimiz de çaba sarf ediyor. Dolayısıyla artık sanayide otomasyonun aktif olması daha elzem bir hale gelmiştir. Daha yenilikçi, daha esnek, daha verimli ve daha hatasız bir üretimi sağlayan bu yeni sistem global rekabeti daha da tetikleyecektir" dedi.

Van OSB’ye  50 milyon avro'luk yatırım
Van Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Yönetim Kurulu Başkanı Şemsettin Bozkurt, İran veTürkiye'de bulunan iki firma tarafından Van'a 50 milyon avro değerinde bir yatırım yapılacağını açıkladı.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine yönelik yatırım ve kalkınma hamlesinin yatırımcıları harekete geçirdiğini belirten Bozkurt, “Daha teşvik paketleri açıklanmadan WILCO ve AIDA Group tarafından yaklaşık 50 milyon avro'luk bir yatırımın Van’a yapılması için harekete geçtik. Öz sermayeleriyle yola çıkan yatırımcılarımıza bu anlamda Kalkınma Bakanlığı’nın vereceği teşvikler de son derece önemlidir" dedi.
Van OSB'de kurulması planlanan 50 milyon avro'luk MDF fabrikası için 100 bin metrekareye yakın bir arsa tahsisi sağlayacaklarını belirten Bozkurt, “Bu arsa tahsisi üzerinde yaklaşık 70 bin metrekarelik bir yapı inşa edilecek. Bu alanda doğrudan 500 kişiye istihdam sağlanacak. Dolaylı olarak da tedarikçisi, nakliyecisi, diğer bayileriyle birlikte 2 bine yakın bir istihdam sağlanacak. Bu yatırımı Van'a kazandırmak için milletvekillerimiz sayın Beşir Atalay ve Burhan Kayatürk'e teşekkür ediyoruz” diye konuştu.
WILCO Group Genel Müdürü Mehmet Avcı WILCO ve AIDA Group olarak iki grup şeklinde bu yatırımı gerçekleştireceklerini belirtti: "WILCO Group Türkiye'de 65 ilde yaklaşık 3 bin personelle temizlik, güvenlik, endüstriyel tedarik ve savunma sanayi alanlarında faaliyet gösteren bir gruptur. AIDA Group İran'da MDF fabrikası olan bir gruptur. İran ve Türkiye'de olan iki grubun ortak yatırımı olacak.”

Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) doldu
407 firma ve 35 bin çalışanıyla Çukurova Bölgesi'nin 'sanayi üssü' olarak tanımlanan Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi (AOSB), yüzde 99.4'lük doluluk oranına ulaştı. Yılda 1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren AOSB'nin 16 milyon metrekarelik kurulu alanına, 1 milyon metrekarelik yeni alan eklenmesi için çalışma başlatıldı.
Plastikten kimyaya, gıdadan tekstile kadar çok sayıda sektörde yüzlerce firmanın üretim yaptığı AOSB'nin Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sütcü, Türkiye'nin en büyük 10 Organize Sanayi Bölgesi arasında yer aldıklarını söyledi. Elektrik ve doğalgaz tüketimi sürekli artarken üretimin de yükseldiğini belirten Sütcü, katmadeğeri yüksek ürünlere yöneldiklerini vurguladı. İstihdam ve ihracat önceliğiyle çalıştıklarını anlatan Sütcü, "AOSB'de istihdamı artıracak, işsizlik sorununu çözecek emek yoğun işletmelerin kurulmasını istiyoruz. Türkiye'nin ihracat rakamlarını yükseltirken ithalat rakamlarını ise düşürmesini istiyoruz" dedi.
Sütcü şu bilgileri paylaştı: "Yeni tahsis alanımızdaki yatırımlar tamamlanınca firma sayımız 500'e, mevcut 35 bin kişilik istihdam da en az 50 bine ulaşacak. Türkiye'nin Ortadoğu ülkelerine açılan kapısıyız. Adana ayrıca Suriye ve Irak'taki kriz bittikten sonra bu ülkeleri besleyecek ilk şehir. AOSB, Türkiye'nin Afrika ülkelerine açılan kapılarından biri. Yüzünü Avrupa ülkelerine dönmüş ve ihracatının büyük bir bölümünü Avrupa'ya yapıyoruz. Bizi, bölgedeki diğer OSB'lerden ayıran en büyük özelliğimiz ABD ve Avrupa üzerine yoğunlaşmış olan ihracatımızdır."

Kastamonu Ticaret Borsası’nın Fabrikası
Kastamonu Ticaret Borsası'nın 'Rekabetçi Sektörler Programı' kapsamında yaklaşık 10 milyon avro yatırımla Organize Sanayi Bölgesi'nde hayata geçirdiği Kastamonu'da Endüstriyel Orman Ürünleri İçin Ortak Kullanım İşleme Tesisi'nde deneme üretimine başlandı.
Yerel ekonominin dönüşümüne ivme kazandıracak proje ile orman ürünlerinde verimliliğe dayalı bir üretim gerçekleştirilmesi, üretim çeşitliliği sağlanması ve bölgenin rekabet gücünün artırılarak sosyo-ekonomik gelişime katkı sağlanması hedefleniyor.
Fabrikanın açılışında konuşan Kastamonu Ticaret Borsası Başkanı Sedat İşeri, "Bugün burada sizlerle birlikte çok önemli bir güne tanıklık ediyoruz. 2009 yılından bu tarafa üstün gayretle sürdürdüğümüz bu projede mutlu sona ulaşmanın heyecanı ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bu tesis sadece Ticaret Borsası'nın değil, Kastamonu'nun ve Türk Milleti’nin bir malıdır, dolayısıyla kutsal bir yerdir" diye konuştu.
Kastamonu'da 700'e yakın KOBİ'nin orman ürünleri sektöründe faaliyet gösterdiğine dikkat çeken İşeri, "Ancak KOBİ'ler değişen tüketici taleplerine cevap vermek ve gelişen teknolojiye uyum sağlamak konularında ciddi sorunlar yaşıyor. Mevcut üretim yapısında kereste açık arttırmayla toptancıya, toptancıdan da üreticiye yeniden satılıyor. Mobilya ürünlerinin imalatı için gerekli hammadde ya yurtdışından ya da Türkiye'nin diğer illerden sağlandığı için maliyet artıyor. Masif panel ve ahşap lamine üretiminin olmaması ise sektörde büyük sıkıntı yaratıyor.
Yerelde tekdüze ve katmadeğeri düşük ürünler imal ediliyor. Diğer yandan yerel KOBİ'lerin büyük bölümü 60 metrekarelik işleme birimlerine sahip bulunuyor. 90 kadar işletme yalnızca yapı kerestesi üretiyor. KOBİ'lerin teknolojiyi takip etmek, yeni pazarlara açılmak ve yeni ürünler üretmek gibi hedefleri olmasına rağmen sınırlı bütçeleri buna izin vermiyor” diye konuştu.

Balıkesir OSB’ye 100 milyonluk yatırım
Balıkesir Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB) toplam 88 bin metrekare alan üzerine 100 milyon liralık yatırım yapacak olan HEG ve MAYSEL firmaları ile OSB Yönetimi arasında arsa tahsis protokolü imzalandı.
Balıkesir sanayisi ve Balıkesir Organize Sanayi Bölgesi için önemli günlerden birinin yaşandığını belirten Balıkesir Sanayi Odası Başkanı İsmail Uğur şu değerlendirmeyi yaptı: “Sıkıntılı günlerden geçiyoruz ama biz sanayiciler olarak umutluyuz. Tünelin sonundaki ışığı biz görüyoruz. Bugünkü yatırımlar da bunun en güzel örneği.” HEG ve Maysel firmalarını tebrik ettiğini belirten Uğur, "Bu firmalar eli öpülesi başta taşınası firmalar. Bu tip sanayiciler Türkiye'yi ayakta tutan, Türkiye ekonomisine ciddi olarak destek olan firmalar. OSB'de artık doluluk oranı bitmiş durumda. Ocak ayında da birkaç yatırımcımızla yeni anlaşmamız olacak" diye konuştu.
HEG Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Uysal  “HEG Balıkesir'deki kaynakları kullanmayı planlayan bir firma. Sözleşmeli çiftçilik modelleri olsun, sütçülük olsun sonuçta tam entegre bir yatırım söz konusu olacaktır” dedi.
Maysel Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Bütün ise, "Biz de tüm Türkiye'yi doyuran il konsepti ile örtüşmek adına Balıkesir'in kaynaklarını tarım, sebze, meyve, süt ve bu tür kaynaklardan ve bunlardan üretilmiş ürünleri donuk ve artı 4 olarak ulaştırmak için buradayız" dedi.

GOSB kendi modelini Rusya'ya taşıyor
Gebze OSB, Kazan'da kendi adıyla bir Organize Sanayi Bölgesi kuruyor. GOSB, bu yatırımdan her yıl yüzde 25 kira getirisi elde edecek.

Yorumlar (0)
banner557