banner565

banner472

banner458

banner457

01.09.2014, 08:05 14414

Yeni Hükümet’in ekonomi gündemi

Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçildi, Prof.Dr. Ahmet Davutoğlu AKP Genel Başkanlığı’na ve Başbakanlığa getirildi. Yeni Hükümet kuruldu, programını sundu ve çalışmaya başladı. Hayırlı olsun.
Başbakan Davutoğlu, 2’nci ekonomik sıçramanın eşiğinde olduğumuzu söyledi. Bu durumda yeni Hükümet’in ekonomide reformları hızlandırmasını bekliyoruz.
Bu sayımızın kapak konusunda Türkiye’nin; BM–UNDP 2014 İnsani Gelişme Raporu’ndaki görünümünü inceledik. Buna göre Türkiye son on yılda, 2005 dolar kuru sabitiyle  kişi başına düşen milli gelirini yüzde 42.66 artırarak; 12.890 dolardan 18.391 dolara çıkarmış. Ancak eğitim, bölgesel gelişme ve kadın–erkek eşitliği konularında aynı başarıyı gösterememiş. Orta gelir ve orta gelişmişlik düzeyini aşamamış.
Yeni Hükümet, büyüme-kalkınma imkan ve dinamikleri açısından kapasitesi olan bir ekonomiyi, kısmen kırılgan gündemiyle birlikte devraldı. Gündem; Ar-Ge harcamalarının yükseltilmesini, yüksek teknolojiyle üretmenin genel üretim içindeki payının artırılmasını, inovatif girişimciliğin yaygınlaştırılmasını, cari açığı azaltıcı politikalara odaklanmayı gerektiriyor.
Bu saydığımız görevler ancak “eğitilmiş insan” ile yapılabilir. Türkiye’nin geride kaldığı insani gelişme konularının başında da eğitim geliyor. Türkiye’nin verimli ve yüksek katmadeğerli üretim için nitelikli işgücüne ihtiyacı var. Bunu gerçekleştirdiğimiz takdirde 2023 hedeflerine ulaşabiliriz.
Başbakan Davutoğlu parti genel başkanı seçildiği kongredeki konuşmasında bu yaşamsal konunun altını; “Yeni bir ekonomik sıçrama için insan kaynağını ve katmadeğeri arttırmak zorundayız. Öylesine büyük bir eğitim reformu, bir Ar-Ge atılımı gerçekleştireceğiz ki Türk ekonomisi katmadeğerini misliyle arttırabilsin” diyerek çizdi. Bu cümle; eğitimi ortalama/yıl bazında arttırmaya işaret ettiği gibi,  aynı zamanda kalite olarak yükseltmeyi de ima ediyor. Bir reformun “büyüklüğü” de zaten “kalite”yi yükseltmesiyle olur.
Dar bir zamanda üç seçimin yapılacağı bir döneme girmiştik. Bunlardan ilk ikisini yaptık. Geriye dokuz ay sonra yapacağımız genel seçim kaldı. Türkiye’nin ekonomik ve siyasal gündemi de dokuz ay sonraki seçime dönük olarak şekillenecek.
Bu şu anlama gelir: Hemen sonuç alacak reformlar yapmak. Bunlar “mikro reformlar”dır. Nitekim Başbakan Yardımcısı Prof.Dr. Numan Kurtulmuş yeni Hükümet’in mikro  reformlara girişeceğini söylemiştir. Bunun da anlamı açıktır. Çünkü; yatırım ortamının iyileştirilmesi, teşvik sisteminin gözden geçirilmesi, Ar-Ge ve inovasyona daha çok destek sağlanması, finansmana ulaşımın kolaylaştırılması, istihdam yüklerinin ve enerji maliyetlerinin azaltılması reel ekonominin değişmez beklentisidir.

Bu durumda bize düşen; Hükümet’e hatırlatmak, talep etmek ve çözüm önermek olacaktır.

30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutluyor, şehitlerimizi ve kahramanlarımızı rahmetle anıyorum.

 

Yorumlar (0)
banner557