banner565

banner472

banner458

banner457

01.07.2013, 18:06 9877

10. Beş Yıllık Kalkınma Planı

Kalkınma Ajansları’yla Kalkınma Planı ilişkisine dikkatinizi çekmek istiyorum...

2014-2018 yılları arasında ekonomik ve sosyal büyümeyi, kalkınmayı ve gelişmeyi yönlendirecek temel belge niteliğindeki 10’uncu beş yıllık kalkınma planı, TBMM Genel Kurulu’nda kabulü sonrası yürürlüğe girmiş olacak.
Dergimiz bu sayısında  konuyu en geniş biçimde siz değerli okuyucuların bilgisine sunuyor.
Bu yazımda;  10. beşyıllık planın uygulama süreçlerinde önemli enstrümanlardan biri olan  kalkınma ajanslarıyla olan ilişkisini irdeleyerek  çıkacak veri ya da bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye’de 1960’lı yılların başında beri bugüne kadar 9 kez beş yıllık  kalkınma planı uygulanmış. Kalkınma planlarını kuruluş yasası gereği hazırlayan Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) zaman zaman tartışılan bir kurum oldu. Bir dönem “Bize plan değil, pilav lazım”, “Planlı dönemler sosyalist ülkelerde yapılmaktadır” gibi söylemlerle anıldı.
Ülkenin kalkınmasına yönelik, Doğu Anadolu Projesi Ana Planı (DAP), Doğu Karadeniz Bölgesel Gelişme Planı (DOKAP), Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ve Zonguldak-Bartın-Karabük Bölgesel Gelişme Projesi (ZBK) gibi bölgesel planlar ve çok sayıda projeler DPT tarafından hazırlanarak hükümetlerin onayına sunularak devreye sokuldu ve izleme çalışmaları gerçekleştirildi. Beş yıllık kalkınma planlarını ve yıllık plan uygulama programlarını hazırlayarak hükümetlere sunan DPT geçtiğimiz yıllarda Kalkınma Bakanlığı için çıkarılan “Kanun Hükmündeki Kararname” ile kapatıldı. Planları yapma görevi Kalkınma Bakanlığı’na verildi. Kurulduğundan bu yıla kadar 5 yıllık süreler halinde hazırlanan ‘Kalkınma Planları’ bu yıl ki 10. Kalkınma Planı ile 4 yıla indi. Türkiye 2023 Hedefi’ne, dörder yıllık kalkınma planı ile ulaşacak. Planına göre 2014-2018 arası 5 yıllık dönem sonunda yıllık ortalama büyüme oranı yüzde 5.5 olarak; milli gelir 1.3 trilyon dolar ve kişibaşı milli gelir de 16 bin dolar olarak öngörülmekte. Yine aynı dönemde cari işlemler açığının ortalama yüzde 5.8 olarak gerçekleşeceği belirtilirken işsizlik oranının da yüzde 7.2’ye ineceği öngörülmekte.
Planı ve hedeflerini tartışmaktan öte uygulama süreçlerinde önemli enstrümanlardan biri olan Kalkınma Ajansları’yla Kalkınma Planı ilişkisine dikkatinizi çekmek istiyorum. AB’ye uyum yasaları çerçevesinde 2006 yılında çıkartılan yasa ile bölgesel kalkınmayı hızlandırmak, bölgeler arasındaki eşitsizliği gidermek, kaynakların yerinde ve etkin kullanılmasını sağlayarak yeni girişimcilerin akılcı projelerini hayata geçirmek temel amaçlar olarak belirlenmişti.
Kalkınma ajanslarının bütçe kaynaklarını merkezi bütçe, büyükşehir belediyelerinden, ilçe belediyelerinden, İl Özel İdaresi’nden, sanayi ve ticaret odalarından ayrılacak kaynaklardan  sağlanması yasa ile öngörülmüştü. Bugün sayıları 26 olan Kalkınma Ajansları  kurulma aşamasında  bir hayli umut ve heyecan yaratmıştı. Yapısında Sivil Toplum Kuruluşları’nın (STK) da varlığı katılımcılığın somut göstergesi olarak görüldü. Sayısal çoğunluk STK ve meslek kuruluşlarından yana olmasına karşın kamu kaynaklarının kullanımı ve denetimi nedeniyle yönetim ve proje belirlemelerinde kamu ağırlığı giderek önplana çıkmaya başladı. Organizasyon yapısı birden bire kamu kuruluşu niteliğine dönüşüverdi.
Örneğin, üye sayısı 100’ü bulan, kentin önemli insanlarından oluşan, iş dünyasının, sosyal hayatın içinden gelen insanlardan oluşan “Kalkınma Kurulu”nun bir yetkisi yok. İl valisinin başkanlığını yaptığı  Yönetim Kurulu’na danışmanlık ya da tavsiye niteliğinde öneriler sunan konumda. Sistem istemeyerek de olsa Vali ve Genel Sekreter  ikilisine bağlı işler konuma gelmiş durumda. Bütçe kaynaklarını oluşturan belediye payları  yüzde 1’den yüzde 0.5’e (yüzde yarıma) indirildi. Kalkınma ajansları bu miktarı bile belediyelerden tahsil edebilmek için zorluklarla karşılaştıkları için çözüm olarak  İller Bankası’na başvurmak zorunda kaldılar.

Finansman darlığı nedeniyle kalkınma ajansları projelere mali destek vermekte zorlanır duruma geldiler.

Bir başka sorun da 666 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ajans bünyesinde çalışanların ücretlerinin dondurulması oldu. Bu durum da ajanslarda nitelikli eleman istihdamında sıkıntılar yaratan bir süreci başlatmış oldu. Bir başka sorun da yerel sosyal yapılardan ve siyasal ilişkilerden kaynaklanan sorunlar oluşturmakta. Büyük umutlarla kurulan ve Türkiye’nin bölgesel kalkınması ile ulusal kalkınmasını uyumlaştırmasına katkı sağlayacağına inanılan ‘Bölgesel Kalkınma Ajansları’nı sorunlarla boğuşur durumdan kurtarmak gerekiyor.

2023 hedeflerine ulaşımda önemli bir belge niteliğinde olan 10’uncu Kalkınma Planı’nı başarıya ulaştıracak en önemli enstrümanlardan olan Kalkınma Ajansları’nın sorunlarını ivedi olarak çözmek de DPT deneyimi olan Kalkınma Bakanı sayın Cevdet Yılmaz’a düşüyor. Umarım sayın Bakan, Kalkınma Ajansları’nın yaşadığı bu sorunlara el atar.

Yorumlar (0)
banner557