banner565

banner472

banner458

banner457

Artı İletişim Yönetimi

Artı İletişim Yönetimi Yönetici Ortağı ve İletişim Danışmanlığı Şirketleri Derneği-İDA Yönetim Kurulu Başkanı Esra Şengülen Ünsür, bu dönemde ihtiyatlı, dürüst, samimi ve tüm paydaşlarıyla dayanışma yapan markaların öne çıkacağını söylüyor.

AJANS 01.10.2020, 00:01 31.10.2020, 10:48
26264
Artı İletişim Yönetimi

Türkiye halka ilişkiler sektörünün liderlerinden Artı İletişim Yönetimi, “İletişimin gücüne inanıyoruz” diyor. İletişim danışmanlığı alanındaki uzmanlığını, dijitalin getirdiği yeniliklerle birleştirerek bütünleşik ve özelleştirilmiş iletişim stratejileri üzerinden çalışan ajans, entegre iletişimi savunuyor.
Artı İletişim Yönetimi, 2004 yılının Haziran ayında kuruldu. Artı, finanstan otomotive, perakendeden sağlığa geniş bir sektör yelpazesinde faaliyet gösteren 50’den fazla uluslararası ve yerli markaya iletişim danışmanlığı hizmeti veriyor. Artı’nın hizmet yelpazesinde; kurumsal iletişim, lider iletişimi, konu ve gündem yönetimi, kriz iletişimi yönetimi, medya ilişkileri, etkinlik yönetimi gibi hizmet alanlarının yanı sıra sosyal medyada topluluk yönetimi ve dijital iletişimin gerektirdiği tasarım yönetimi hizmetleri de yer alıyor.
Artı İletişim Yönetimi Yönetici Ortağı ve İletişim Danışmanlığı Şirketleri Derneği-İDA Yönetim Kurulu Başkanı Esra Şengülen Ünsür, “Pandemi, bizim sunduğumuz iletişim hizmetlerinde kritik bir kesintiye neden olmadı. Aksine markaların susmadığı, iç iletişim başta olmak üzere paydaş iletişimine belki de öncekinden daha fazla önem verdiği, üstelik sağlık nedeniyle yaşanma riski olan kriz iletişimi yönetimine ihtiyaç duyulan bir dönem olduğundan pandeminin ajansımızın sürdürülebilirliğine olumsuz bir etkisi olmadı. Artı olarak ise prensiplerimizden ödün vermeden, etik değerleri her zaman koruyarak müşterilerimize iyi hizmet vererek yolumuza devam etmeyi hedefliyoruz” diyor.
“Artı, Thinkneuro’nun kurucularından”: Esra Şengülen Ünsür’e göre; Artı’nın tarihindeki en önemli kilometre taşlarından birisi Türkiye’nin ilk nöropazarlama şirketi Thinkneuro’nun kurucularından olması: “Artı’nın ortakları, Thinkneuro’nun kuruluşuyla birlikte, halkla ilişkiler sektörünün temelini araştırmalara dayandırma ihtiyacına değerli bir katkı sunabilmiş oldu. Bugün teknolojinin geldiği noktayı kabaca düşündüğümüzde bile, beyin verileriyle elde edilen içgörülere ne kadar ihtiyacımız olduğunu tahmin edebilirsiniz. Hem sosyal medyanın gelişimi, hem de dijital iletişimde görselliğin önemi, Thinkneuro’nun Artı için değerini her geçen gün daha da artırıyor. Geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiğimiz Nöroİtibar araştırması da bunun en güzel örneğini oluşturuyor. Nöroİtibar araştırması, halkla ilişkilerin ana hedefi olan itibar tesisi konusunda Artı’ya son derece kritik veriler sağlayarak deneyimimizi veriyle desteklemek şansı sunuyor.”
“İhtiyatlı, dürüst ve tüm paydaşlarıyla dayanışma yapan markalar öne çıkacak”: Esra Şengülen Ünsür, Yeni Normal’de markalara önerdiği iletişim stratejisine de değiniyor: “Bireylerin hayatta kalma mücadelesine yöneldiği dönemler, markalar açısından sınırlı satış anlamına gelebiliyor. İşte tam burada itibar kılıcı markaların hata yapmasını bekliyor. Çünkü zor zamanlarda paydaşlarından uzaklaşanlar değil, iletişimini istikrarla sürdürenler kazanıyor. Başka bir deyişle iletişim sigortası primlerini düzenli ödeme zamanlarındayız. İhtiyat, belki de Covid-19 sürecinin dünyaya verdiği en büyük derslerden biri. Devletlerin, kurumların, markaların ve hatta bireylerin her duruma karşı hazırlıklı olması, tedbiri elden bırakmaması, finansını, insan kaynağını ve itibarını ihtiyatla planlaması gerektiğini pek çok acı deneyimle öğrendik. Kimi uzmanlar, önümüzdeki dönemde bu dersin devam edeceğini söylüyor. Her alanda ihtiyatlı olabilmiş markaların alması gereken temel aksiyonlardan biri de tüm paydaşlarıyla dayanışma oldu. Bugün tüketici beklentileri de bu yönde. Dürüstlük en büyük sigorta elemanlarından biriyse, liderlerin dürüstlüğü de kaçınılmaz bir gereklilik haline geliyor. İhtiyatlı, dürüst, dayanışmayı bilen ve paydaşlarının sesine kulak veren liderlerin sivrildiğini rahatlıkla görüyoruz. Literatüre göre kriz dönemlerinde liderlerden ‘adaptasyon’, ‘dayanıklılık’ ve ‘güvenilirlik’ beklenir. Bunlar elbette yerinde beklentiler. Ancak bir gerçek var ki; CovidD-19 döneminde liderlerin kurumsal performansı yükselten bu değerli yetkinliklerinin yanında ayrıştırıcı karakter özelliklerini ortaya koymaları bekleniyor. Samimi liderler, ‘bizden biri’ olduklarından onların böylesine belirsizlikle dolu bir dönemde bir sorunun çözümünü o anda bilmemelerinden ya da endişelerinden ‘zayıflık’ algısı çıkarmayız. Hata yaparlarsa kolaylıkla affedebiliriz, yetersizliklerini anlayışla karşılayabiliriz. Kayıplarında da zaferlerinde de yanlarında olabiliriz.”
“Dijital yatırımlarınızı ertelemeyin”: Pandeminin dijitalleşme adımlarını henüz tamamlayamamış tüm sektörlere ve kurumlara hızlı bir adaptasyon şartı getirdiğini belirten Ünsür, dijital yatırımlarını erteleyen herkesin hızla bu yatırımları yapmak zorunda kaldığını ifade ediyor: “Bundan sonra ‘normal’ düzende de uzaktan çalışma başta olmak üzere pek çok dijital uygulamanın en azından kısmen kalıcı olacağına inanıyorum.”
“İtibar tesisi, marka değerini yükseltir”: “Bir kampanyanın başarı ölçüsü ‘satış’ mıdır?” sorumuzu, Ünsür şöyle yanıtlıyor: “Satış elbette bütün markaların hedefindedir ama halkla ilişkiler ile satışa ulaşmak uzun bir yoldur. Süreli bir kampanya gerçekleştirip ürün veya hizmet sattırmak halkla ilişkilerin konusu değildir. Halkla ilişkilerin başarısı satış üzerine kurulu değildir. Satış, iyi bir iletişim sürecinin sonunda diğer değişkenlerin de yolunda gitmesi halinde markanın yanal kazanımlarından biri olabilir. Dolayısıyla da bizim uzmanlığımızda başarılı iletişim süreçleri, markanın ya da kurumun itibarının tesisine katkı koyar, itibarın korunması için çalışır ve dolayısıyla marka değerinin yükseltilmesine katkı sunar ki son derece kıymetlidir.”
Ajans seçiminde dikkat edilmesi gerekenler: Esra Şengülen Ünsür, bu süreçte KOBİ’ler ve markaların ajans seçiminde dikkat etmeleri gereken noktaları ise şöyle sıralıyor: “Ajans seçiminin iki boyutu var. İlki deneyim ve profesyonellikle belirlenecek kısa listedir. Sektördeki varlığı, deneyimi, o zamana kadar hayata geçirdiği projeler, hizmet verdiği kişi ve kurumların memnuniyeti gibi tamamen profesyonel bir başarı potansiyeli elbette sorgulanır. Böylece bir kısa liste hazırlanır. Ancak ikinci boyut, ajans seçiminde son kararı verdirir. O karara da markaya hizmet verecek ekiple tanışarak erişilir. Ajanstaki ekipler, müşteri tarafının iş arkadaşlarıdır. Her gün belki de defalarca telefonda konuşulan, kriz gibi hassas zamanlarda markanın en yakını olan, kurumun sırlarına hakim ve dolayısıyla size güven veren insanları, adeta dostunuzu seçer gibi seçersiniz. Karşılıklı bir güven ve uyum yakalandığında da performans çok ciddi oranda artacaktır.”
“Halkla ilişkiler sektörü, pandemi sürecini doğru yönetebildi”: Esra Şengülen Ünsür, Pandemi (Covid-19 Salgını) ve ‘Yeni Normal’ sürecinin sektöre etkilerini ise şöyle değerlendiriyor: “Pandeminin başından bu yana İDA üyeleri arasında düzenli görüşmeler ve anketler yapıyoruz. Sektörümüzün önemli bir kısmını da temsil ettiğinden rahatlıkla söyleyebiliriz ki Türkiye’de halkla ilişkiler sektörü pandemi sürecini doğru yönetebildi. Öncelikle çalışan sağlığını korumak adına hızla ve tüm birimleriyle uzaktan çalışma sistemine geçebilen ilk sektörlerden olduk. Adaptasyon yeteneği güçlü bir sektör olarak sürece çalışma yerimiz değişse de hemen uyum sağladık; hizmet verdiğimiz markalarla yakın çalışmaya devam ettik. Sürecin ilk dönemleri genellikle yoğun iç iletişim faaliyetleriyle doluydu. Haziran ve hatta Temmuz ayından itibaren ise markalarımızın rutin iletişim faaliyetleri geri döndü. Şimdi ihtiyatlı ancak serin kanlı şekilde hep birlikte çalışmaya devam ediyoruz.” 

Yorumlar (0)