KobiEfor Sanayi Ekonomi Dergisi

Deprem bilinci, betonla başlar

DOSYA

‘Dünya Afet Risklerinin Azaltılması’ günü olan 13 Ekim’de bir açıklama yapan Türkiye Hazır Beton Birliği, (THBB) Başkanı Yavuz Işık, Türkiye’nin deprem ve afetbölgesinde bulunması açısından yüksek derece riskli bir coğrafyada yeraldığını vurgulayarak Türkiye’nin yapı stoğunun uzun ömürlü ve afetlere dayanıklı olması için KGS belgeli hazır beton kullanımının yaygınlaştırılması gerektiğini beli

Birleşmiş Milletler tarafından her yıl 13 Ekim ‘Dünya Afet Risklerinin Azaltılması’ günü olarak kutlanıyor. Toplumların afet risklerine karşı nasıl hazırlandıkları, neler yapmayı planladıkları konusunda farkındalık yaratmak amacıyla toplantılar, konferanslar ve faaliyetler düzenleniyor. Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Başkanı Yavuz Işık sağlıklı yapılaşmanın; doğal afetlere dayanıklı, güvenli ve sürdürülebilir KGS belgeli beton kullanımına bağlı olduğunu hatırlatarak, merdiven altı üretimin mutlaka engellenmesi gerektiğine dikkat çekti.
Yavuz Işık, Türkiye’de kaliteli betonun üretilmesi ve kullanılması için çaba gösteren Türkiye Hazır Beton Birliği üyesi tüm hazır beton tesislerinde AB standartlarına uygun üretim yapıldığını kaydetti. Tesislerin, Türkiye’deki ilk sektörel özdenetim sistemi olan KGS tarafından sürekli ve habersiz denetlendiğini belirten Işık, “Türkiye’de üretilen 107 milyon m3 betonun yüzde 65’i üyelerimiz tarafından üretilmekte ve KGS denetiminden geçmektedir. Avrupa standartlarında üretimin sembolü olan KGS belgeli betonlar ile inşa edilen yapılar, afetlere ve dış etkilere karşı daha dayanıklı oluyor. Bunun için merdiven altı üretimi engellemek adına KGS belgesinin zorunlu olması gerekiyor” dedi.

Son yıllarda inşaat yatırımlarının artmasıyla hazır betona olan talebin de artmaya devam ettiğini ifade eden Işık, “Bu hızlı büyüme, sektörde beton konusunda fazla bilgisi olmayan birçok kişi ve firmanın hiçbir denetime tabi tutulmadan faaliyet göstermesine sebep oluyor. Kalitesiz ve merdiven altı üretimi engellemek için beton üreticilerinin sürekli denetlenerek ürettikleri betonun kalitesini belirli bir standartta tutmak gerekiyor. Hazır betonda kaliteli üretim için KGS’nin uyguladığı denetim sistemi esas alınarak tüm tesisler ciddi bir şekilde denetlenmelidir. KGS’nin 20’nci yılında tüm firmaları, tesislerini KGS denetimlerine açmaya davet ediyoruz” diye konuştu.


Sinpaş Yapı Ankara’da marina yaşamı başladı
Sinpaş Yapı’nın marina konseptiyle başkente değer katan projesi Marina Ankara Ankaralılar’a ayrıcalıklı bir yaşam vaadediyor. Ankara’nın merkezinde konumlanan marina konseptli proje; küçük yelkenlilerin ve kayıkların yeralacağı masmavi su alanı, kıyı kıyı dolaşılabilen iskeleleri, meydanı, tropikadası, kanyonu, köprüleri, sahil yolu, deniz feneri, kafe ve restoranlarıyla yepyeni ve ayrıcalıklı bir yaşam sunuyor. Marina Ankara projesi Mart 2018’te teslim edilecek.
120 bin metrekarelik bir alanda kurulan Ankara’nın ilk ve tek marinası Marina Ankara, Sinpaş Yapı’nın özgün konseptiyle sunduğu marina manzarasının yanısıra projeye hemen komşu konumundaki Eymir Gölü manzarasıyla da cazibesini arttırıyor. Üstelik ev sahipleri ve projeden ev almayı düşünen herkesin keyifli bir yaşam sürmesi için birbirinden renkli ve yenilikçi sosyal alanları da Marina Ankara’da bulmak mümkün olacak.


Mebuskent’e ilgi artıyor
Batıkent Çakırlar Bölgesi’nde projeyi gerçekleştiren Aymor Grup’un Yönetim Kurulu Başkanı Kürşat Ayhan, 388 dönümlük bir alanda yapımı hızla süren ve 332 villa ve 10 bloktan oluşan Mebuskent’te, 2+1 dairelerin de satışına başladıklarını bildirdi. Mebuskent’i her kesimin ihtiyacını düşünerek tasarladıklarını anlatan Ayhan, projede küçük aileler için 2+1, kalabalık aileler için 3+1 ve 4+1 daire ve bahçeli villa seçenekleri bulunduğunu belirtti. “Şehir içinde koca bir şehir” konseptiyle Mart 2013’te inşasına başlanan projede son 3 blokun da tamamlanmasıyla konutlar 2016 yılında teslim edilecek ve Mebuskent’te yaşam başlayacak. Toplam 4-5 bin kişilik bir nüfus barındıracak Mebuskent, zengin yeşil alanları farklı sosyal imkanlarının yanısıra güvenli bir yaşam kalitesi sunuyor. Mebuskent’te toplam yeşil alan oranı yüzde 87’ye ulaşıyor; yani beton alanların payı sadece yüzde 13. Zengin bir botanik parkı niteliğinde tasarlanan Mebuskent yerleşkesinde her türden toplam 23 bin ağaç bulunacak, aile başına 25 ağaç düşecek. Buna göre Mebuskent’te oturacak her ailenin küçük bir korusu olacak.

İncek Yumrutepe’de yaşam başlıyor
Ankara’nın bol oksijenli bölgesi olan İncek Yumrutepe, şehir merkezinden uzaklaşmadan, temiz havayı içine çekebileceğiniz bir yerleşim merkezi haline geldi. Birçok yatırımcının gözde bölgesi haline gelen İncek, ev sahibi olmak isteyenlerin ilgi odağı oldu. İncek Yumrutepe’nin kent merkezine en yakın bölgesinde LEMA Grup tarafından inşa edilen Uptown İncek, Ankaralılar’ı ihtiyaç duydukları temiz hava ile buluşturuyor. LEMA Grup Yönetim Kurulu Başkanı Emre Katırcı; “Uptown İncek projemizi hayata geçirirken bir yaşam merkezi kurmanın ötesinde konut sahiplerine doğa ile iç içe ve aradıkları temiz havayı soluyabilecekleri bir hayat sunma amacı ile yola çıktık. Mogan Gölü ve ODTÜ Ormanı’na yakınlığı ile dikkat çeken projemiz, ailelerin bu tarz bir yaşam için şehirden uzak yerlere yerleşmesine gerek kalmadığını gösteriyor. Kasım ayında doğa ile iç içe bir yaşam başlıyor” dedi.

Iglo Architects, enerjide minimum kayıp hedefliyor
Türkiye’de ve yurtdışında farklı ölçeklerde birçok projeye imza atan Iglo Architects, endüstri yapıları tasarımında sürdürülebilir kriterleri gözönünde bulunduruyor ve enerji tüketiminin oldukça yoğun olduğu bu tür yapılarda minimum kayıpla sonuçlanan aşamalar kaydediyor.
Iglo Architects kurucularından Mimar Zafer Karoğlu, 2000’li yılların başında sanayici profilinin değişmeye başlamasıyla birlikte endüstri yapılarının bir dönüşüm sürecine girdiğini, bunun en önemli kazanımlarının da bu tür yapılardaki enerji dengesini optimize etme çalışmaları ve bunun yapı tasarımına olan yansımaları olduğunu söylüyor.
Iglo Architects’in, otomotiv yan sanayi sektörü tedarikçilerinden Parsan Makina için tasarladığı ve uygulandığında konusunda dünyanın en büyük üç sanayi tesisinden biri olarak anılacak Parsan Sanayi Kampüsü, 180.000 metrekarelik bir alana yayılacak. Tüm birimlerinin, doğal havalandırma ve aydınlatmadan optimum ölçüde faydalanacağı biçimde kurgulanan kampüste, güney ve doğu yönlerindeki çatı yüzeylerine de solar paneller entegre edilerek, güneş enerjisi üretimi hedefleniyor.

Yeni Fikirtepe için şirketler güçbirliği yaptı
Türkiye’nin önde gelen gayrimenkul şirketleri Kadıköy Fikirtepe’de yaklaşık 4 yıldır devam eden İstanbul’un en büyük kentsel dönüşüm projesinin hızla ve başarılı bir şekilde tamamlanması için güçbirliği yaptı. Bölgede proje geliştiren şirketlerden 17’si biraraya gelerek Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Derneği öncülüğünde Fikirtepe Platformu’nu hayata geçirdi.
Başkanlığını Nuhoğlu İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ali Nuhoğlu’nun yaptığı platform, Kadıköy’ün modern ve çağdaş yeni yüzü olmaya aday. İstanbul’daki kentsel dönüşümün en büyük ve simge projesi Fikirtepe’nin kentsel dönüşümünün tüm tarafların beklentilerini karşılayacak şekilde tamamlanmasını amaçlıyor.

Platformun halihazırda; Baysaş, CC Group, Dumankaya, Ekşioğlu Yapı, Emay, Erkan Grup, Güral İnşaat, Haldız İnşaat, Nuhoğlu, Pana Yapı, Sefa İnşaat, Selka NSK, Sinanlı Yapı & Yiğit Group, SVR Group, Şua İnşaat, Teknik Yapı ve Vartaş şirketleri olmak üzere 17 üyesi bulunuyor.

İstanbul Kadıköy’de 1.350.000 metrekarelik bir alanda hayata geçirilen kentsel dönüşüm projesi tamamlandığında bölgede 35.000 konut ve 2.500 ticari alan yeralacak. Kadıköy Fikirtepe’de, 57 yapı adasının 20’sinde inşaat çalışmalarına başlandı. Türkiye’nin en teknolojik, modern ve yenilikçi inşaat firmalarının gerçekleştirdiği kentsel dönüşüm tamamlandığında projenin toplam değeri 18 milyar dolar seviyesine ulaşacak.

Kartall MESA, Kartal’da
İnşaat sektöründeki 46 yıllık köklü geçmişi bulunan MESA’nın Kartal’daki Kartall MESA, düzenlenen kampanya ile hem yaşam hem de yatırım için cazip fırsatlar sunuyor. İstanbul’un yükselen cazibe merkezi Kartal’da, metronun ve E-5’in hemen yanı başında yükselen Kartall MESA’da sınırlı sayıdaki hemen teslim konutlar için peşin ve taksitli ödeme seçenekleri bulunuyor. Kampanyanın peşin ödeme seçeneğinde 2+1 evler yüzde 15 oranındaki özel bir indirim ile sunuluyor. Kartall MESA’da ayrıca sadece yüzde 30 oranında peşinatla hemen oturuma hazır bir eve; 24 aylık sabit taksitler, 1 ve 2 yıl sonra ödenecek yüzde 30’luk ara ödemelerle sahip olmak da mümkün. Ayrıca; MESA bünyesinde oluşturulan özel ödeme planı ile 24 ay vade farksız taksitlerle yapılandırılan Kartall MESA’da evsahibi olma fırsatı da sunuluyor.

Sign of the City Awards başvurularına büyük ilgi
İnşaat ve gayrimenkul sektörünün en iyiye teşvik edilmesi; kaliteli, çevreci ve sürdürülebilir vizyona sahip projelerin yaratılmasına katkı sağlamak amacıyla düzenlenen "Sign of the City Awards”ın başvuru süresi sona erdi.  Yarışmaya 101 farklı proje ile 140’ın üzerinde başvuru yollandı.
Sign of the City Awards kapsamında kaliteli, çevreci ve sürdürülebilir bir vizyona sahip olan inşaat ve gayrimenkul markalarının projeleri, toplam 3 aşamalı değerlendirme sisteminden geçerek, büyük ödüllere ulaşmaya çalışacak. İlk aşamada olan başvurular; stratejik partner EY Türkiye’nin yapacağı teknik değerlendirmeyle elenerek, tam ve eksiksiz olması, kriterlere uygunluğu incelendi. 21 Eylül-9 Ekim tarihleri arasındaki ikinci aşamada ise jüri üyeleri, teknik elemeyi geçen projeler arasından online olarak yapacağı ön elemeyle her kategori için 5 finalist belirliyor. Final aşamasında Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Kentsel Tasarım Araştırma Merkezi Müdürü Prof.Dr. Güzin Konuk başkanlığındaki uzman ve sektörün önde gelen isimlerinden oluşan jüri, ödül sahiplerini belirleyecek.

Koleksiyon'dan Cap & Borges

Standart çalışma alanlarının sıradan düzenlemeleri genelde birbirine benzer, masalar ile dolapların yerleşimi birbirini tekrar eder. Koleksiyon ise Borges serisiyle her projenin kendine has bir biçimde geliştirebileceği bir ‘açık’ yapı imkanı sunan tasarım anlayışı ile ofisleri tekdüzelikten kurtarıyor. Mimar ve planlamacılara kendi referans noktalarını ya da ölçeklerini yaratmak için tasarım sisteminin ögeleri ile oynama imkanı veriyor.
Studio Kairos tasarımı olan Borges özgün düzen ve sonsuz olasılıklar sunmasıyla öne çıkıyor. Merkezinde bulunan raf aksı tasarımının omurgasını oluşturuyor. Bu merkezi eksen üzerinde çalışma tablaları, çeşitli büyüklük ve formlarla çalışma masalarından, toplantı masaları kadar uzanabiliyor. Bu merkez omurga ofislerde gerekecek teknolojik çözümlere, kablolara bir yuva olma özelliğini de taşıyor. Aynı aks üzerinde serinin yeni tasarımlarından ‘Cap’e yer verilerek bireysel çalışma alanları yaratılabiliyor. Aks üzerine dahil edilebilen tüm bu unsurlar herhangi bir araca ihtiyaç duyulmadan istendiğinde değiştirilebiliyor.

Danfoss’tan ‘Elektrikli Döşemeden Isıtma Sistemi’
Danfoss’un ‘elektrikli döşemeden ısıtma sistemi’ döşeme altındaki şapın içerisinde bulunan ısıtma kabloları, sistemin bulunduğu mekanlardaki konfor sıcaklığını kontrol etmeyi sağlayan sensörler ve programlanabilen termostatlardan oluşuyor. Elektrikli döşemeden ısıtma sistemi; ekonomik, çevreye duyarlı, estetik ve konforlu kullanımı ile tercih ediliyor. Elektrikli döşemeden ısıtma sistemi kullanılarak; kapalı mekanların tamamı ısıtabiliyor.
Aynı zamanda konfor ısıtması olarak banyo, mutfak, koridor gibi genellikle seramik ve benzeri malzeme ile döşenmiş alanlar da ısıtılabiliyor. Esnek ve estetik bir çözüm olan uygulamada, mekanlarda sisteme ait tek ürün olarak termostat görünüyor. Böylece sistem, iç mimari tasarımı açısından farklı çözümler üretilmesine yardımcı olurken yer işgal eden ve çoğu zaman görüntüyü bozan radyatörlere de gereksinim kalmıyor. Isınan havanın yukarı doğru hareket ettiği sistemde, iç mekanlarda döşemeden yukarıya doğru çok yoğun olmayan bir hava hareketi ile konforlu bir ısıtma sağlanıyor. Toz tanelerinin ortama yayılmasını önemli ölçüde azaltan yöntem, böylece astım ve alerji hastaları açısından sağlıklı bir ortam oluşturuyor.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.