KobiEfor Sanayi Ekonomi Dergisi

IX. KOBİ Zirvesi, 20-21 Mart'ta İstanbul'da..

ETKİNLİK

TOSYÖV Başkanı Rahmi Aktepe 20-21 Mart 2013’te İstanbul Ticaret Odası Meclis Salonu’nda yapılacak 9. KOBİ Zirvesi’nin gündemini açıkladı





IX. KOBİ Zirvesini TOSYÖV Başkanı Rahmi Aktepe ile konuştuk:

TÜRKİYE DEĞİŞİM GEÇİRİYOR



– KOBİ Zirveleri’nin genel olarak Türkiye ekonomisine özel olarak da KOBİ’lere 
katkılarını değerlendirir misiniz?

Rahmi Aktepe:
Türkiye son dönemde bir çok alanda büyük bir değişim geçirdi. Bu değişim süreci yapısal bir dönüşüme doğru yol alıyor. Ekonomimize baktığımızda son dönem göstergeleri, Türkiye’nin dünyanın büyüyen ekonomilerinden biri olduğunu gösteriyor. “Gelişmekte Olan Ülkeler”den  biri olarak dünyanın dikkatini üzerine çeken bir noktaya geldik. Bu noktaya gelişimizde KOBİ’lerimizin gösterdiği performansın yeri ve önemi tartışılmaz.

Son on yıllık süreçte KOBİ’lere sağlanan destekler ve finans olanaklarındaki çeşitlilik açısından da büyük bir aşama kaydedildi. Artık KOBİ’ler ve girişimcilerin ülkeye sağladığı sosyal ve ekonomik katkının varlığını kimse inkar edemiyor. TOSYÖV 1989 yılında kurulduğunda KOBİ’ler yine vardı ve ağırlıktaydı ama sınırlı bir ilgi alanı dışında henüz KOBİ’lerin ne olduğu dahi bilinmiyordu. TOSYÖV’ün çabalarının ve ilk çalışmalarının meyvelerinin bugün toplanıyor olmasından ötürü TOSYÖV camiası olarak gurur duyduğumuzu söyleyebilirim. Son on yıllık dönemde her yıl gerçekleştirdiğimiz KOBİ Zirveleri ile TOSYÖV olarak KOBİ’lerin büyümesi ve ülke ekonomisine daha aktif fayda sağlamasına dönük çok etkili bir platform oluşturmayı başardık. Gerçekleştirdiğimiz Zirveler sayesinde KOBİ’lere geleceğe dönük bir projeksiyon sağladığımızı, her KOBİ Zirvesi sonunda yayınladığımız sonuç bildirgeleri ile izlenen KOBİ politikalarına belli bir istikamet kazandırdığımızı söyleyebilirim. Her zaman olduğu gibi KOBİ Zirveleri dolayısıyla da bizimle birlikte olan ve organizasyonda yer alan KOSGEB ve TOBB’un katkılarını da unutmamak gerekiyor. Zirvenin, KOBİ’lere dönük çalışmalar yürüten ve çözüm ortağı olan kuruluşlar açısından da sahiplenilmesini ve kamunun desteğinin yanımızda olmasını da çok değerli bulduğumuzu ifade etmek istiyorum.



KOBİ’LERSİZ SERBEST PİYASA OLMAZ



– KOBİ’lerin önemini biraz daha somutlar mısınız?

Rahmi Aktepe:
Türkiye olarak KOBİ politikamız AB KOBİ politikaları ile uyumludur. AB’nin KOBİ’leri önemsemesi ve politik olarak desteklemesi, KOBİ’lersiz etkin bir serbest rekabet ekonomisi olamayacağı içindir. Desteklenmelerinin önemsenmesi ve zorunlu şarta bağlanması ise tüm angarya ve ekstra maliyetlerin KOBİ’lere transfer edilmesi nedeniyledir. Keza, ucuz işgücü, sosyal güvenlik maliyetinin asgariye indirilmesi, azami katma değer sağlama ve optimal karlarla ürün pazarlama sadece KOBİ’ler kanalıyla mümkün olabilmektedir. KOBİ’ler Büyük işletmelerin oksijen kaynağıdır da; çünkü Büyük şirketler KOBİ’lerden azami karı sağlayarak, sermayeyi yoğunlaştırmaktadırlar. KOBİ’ler fason üretim için de ideal kuruluşlardır.

Türkiye’de KOBİ’ler deri, gıda, tekstil, döküm v.s. gibi üretim talebinin kitle üretimine elverişli olmadığı veya satış miktarının çok küçük olduğu sektörlerde etkin olabilmektedirler. Pazarda esnektirler, küçük çaplı siparişleri karşılayabilirler ve yan sanayi olabilirler. Büyüklerde rantabl olmayan parça üretimini minimum karlarla gerçekleştirebilirler. Ülke düzeyine yayılabilen özellikleriyle Bölgesel Kalkınma planlarının da değişmez aracı KOBİ’lerdir.



KOBİ’LERİN TÜRKİYE’NİN MÜŞTEREK GÜNDEMİ



– IX. KOBİ Zirvesi’nin ana konusu ve oturum konuları nelerdir?

Rahmi Aktepe:
KOBİ Zirvesi’nin bu yılki ana konusu “KOBİ’ler İçin Yeni Pazarlar ve Fırsatlar” olarak belirlendi. Oturum başlıklarımız ise şunlar olacak:

– Dünya’da ve Türkiye’de Mali ve Finans Politikalarının Piyasalara Etkisi,

– Başarıya Giden Yolda Teşvikler ve Destekler,

– KOBİ’ler Yeni Pazarlar ve Rekabet Destekleri,

– KOBİ’lerde Bilişim ve İnovasyon Formu,

– Piyasalarda Meydana Gelen Yeni  Gelişmelerin Sektörler Üzerindeki Etkileri



Bu başlıklardan oluşan oturumlar yanında KOBİ’lere hizmet üreten kuruluşların değerli yöneticilerinin yer alacağı çağrılı konuşmacılardan oluşan bölümlere de Zirve programında yer veriyoruz.



İHRACATTA KOBİ’LERİN YÜKSELİŞİ



– Ana temayı “KOBİ’ler İçin Yeni Pazarlar ve Fırsatlar” olarak seçmenizin sebeplerini anlatır mısınız?

Rahmi Aktepe:
Türkiye iç pazar olarak dinamik bir yapıya sahip. Bu dinamizmde KOBİ’lerimizin performansı çok etkili. Yabancı yatırımcıların Türkiye’ye gösterdiği ilgiden bunu anlayabiliyoruz. Fitch’in notumuzu artırmasıyla düzelen moraller ile Türkiye ekonomisinin dinamik, enerjik ve güçlü yapısıyla 2013 yılında sürdürülebilir büyüme hedefine odaklanacağını düşünüyoruz.

Türkiye’nin ekonomik büyümesine ihracatın katkısı ilk kez 2012 yılında belirleyici olmaya başladı. Bu gelişmenin işsizlik oranı üzerindeki olumlu yansımasını da gördük; önemli bir istihdam yaratılmış oldu. Dünyada ve Türkiye’de istihdam politikaları KOBİ’lere dayanan politikalardır. İhracatın Türkiye ve özellikle KOBİ’ler açısından taşıdığı önemin altını çizmek istiyoruz.

Bu noktada, TOSYÖV olarak Türkiye’nin her yerinde gerçekleştirdiğimiz onlarca etkinlikten de biliyoruz ki, KOBİ’lerimiz iç pazardan dünya pazarına açılma yönünde büyük bir istek duyuyorlar. Görece rekabet gücü kazanan ve kendine büyüme hedefi koyan KOBİ’lerimize iç pazar kafi gelmiyor. Bardağın taştığı bir noktada ürettiğimiz ürün ve hizmetlerin dış pazarlarda tercih edilebilirliği de arttı. Yüksek katma değerli ve kaliteli üretim anlayışı KOBİ’lerin küresel rekabet edebilirliğinde önemli bir etken. Devletin de dış ticarete yönelik geliştirdiği önemli destek modelleri var. Bu eksende KOBİ’lerin yeni pazarlara ve bu pazarlarda var olan fırsatlara odaklanmasının önemini düşünerek bu yılki ana konumuzu belirledik.



KOBİLERİN REKABET ENGELLERİ



– KOBİ’lerimiz yeni pazarlara açılmada yeterince rekabetçi midir, değilse bu konuda 
neler yapılmalıdır?

Rahmi Aktepe: Rekabet edebilirlik KOBİ’ler açsından hayati bir konu. Rekabetçilik dediğimizde KOBİ’ler açısından bir çok konuyu birden değerlendirmek gerekiyor. IX. KOBİ Zirvesi’nde rekabetçiliğin bütün unsurları tartışılacaktır. Mesela kalite, girdi maliyetleri, pazarlama stratejileri, bilişim ve teknoloji, inovasyon, Ar-Ge, finansmana erişim gibi başlıca konuları bu kapsamda sıralayabiliriz. KOBİ’lerimizin kendi öz gayretlerine, tüm teşvik ve destek mekanizmalarına rağmen KOBİ’lerin rekabetçiliğinin önündeki engelleri tamamen ortadan kaldırdığımızı söyleyemeyiz. Rekabetçilik açısından KOBİ’lerin kendi içlerine dönük yapmaları gerekenlerin yanında devletin de alması gerektiği sorumluluklar bulunmaktadır. Kurumsallaşma, markalaşma, kalite standartları, uluslar arası standartlara uyum gibi kendi adlarına yapmaları gerekenler yanında devletin de atması gereken adımlar var.

Yakın bir dönem önce Kore, Brezilya gibi ülkeler ekonomik durgunluğa karşın KOBİ’ler için ayırdıkları kaynakları artırarak etkili bir vergi indirimi için çalışma başlattılar. Gelişmekte olan ülkeler arasında en pahalı elektrik kullanımında Türkiye Brezilya’nın önünde 2. sırada yer alıyor. Sadece enerji maliyetleri açısından baktığımızda bile rekabetçilik açısından ciddi bir dezavatajımız var. Ama KOBİ’ler her şeye rağmen gözlerini dış pazarlara dikmişlerse rekabetin önündeki engellerin aşılması konusunda atılacak adımların hız kazanması gerekir ve böyle olmasını umuyoruz.



YAVAŞLAMA KOBİ’LERİ YAVAŞLATTI



– Krizden sonra geldiğimiz bugünkü noktada Türkiye ekonomisini ve KOBİ’lerin durumunu kısaca özetler misiniz?

Rahmi Aktepe: Küresel krizin başlangıcından itibaren yaklaşık 5 yıl geçmesine rağmen, dünya ekonomisinde henüz tam istikrar sağlanamadı. Türkiye açısından 2012’nin zor geçtiğini düşünen iş dünyasının umudu 2013’ün ikinci yarısında. Genel göstergelere baktığımızda faizlerin düşüşü, döviz kurlarında belli bir istikrarın sağlanması, IMKB’nin yükselişte olması, ihracatın 150 milyar dolara ulaşmış olması gibi olumlu yönler var. 2011 sonu itibari ile Çin’den sonra en hızlı büyüme gerçekleştiren Türkiye 2012’de beklendiği gibi, alınan makro ekonomik tedbirlerle büyümesini yüzde 8’lerden yüzde 3 civarına düşürdü. 2012’nin üçüncü çeyreğinde büyümenin yüzde 1.6 ile beklentinin altında kalması nedeniyle ümitlerin biraz gölgelendiği düşünülse de bu yumuşak iniş ile, Türkiye ithalat artışını ve cari açığını önemli ölçüde azalttı.

Yönetenler açısından baktığımızda dış kaynaklı negatif etkilere karşı politika belirleme ve ekonomiyi yönetmede  zorluklar yaşandığını görebiliyoruz. Ancak yine de, ABD ve Avrupa’yı derinden etkileyen durgunluğa rağmen durumumuzu daha iyimser değerlendirebiliyoruz. Aslında 2013 beklentileri içerisinde kendimiz için beklediğimiz olumlu gelişmeler umarız özellikle Avrupa ülkeleri için de gerçekleşir. AB’deki borç krizi aşılır ve yeniden büyüme trendine dönülürse Türkiye bundan olumlu etkilenecektir.

Sanayi üretiminin azalması ihracatın yavaşlaması gibi nedenlerin altında yatan gerçek aslında biraz da yakın komşularımız olan başta Suriye ve Arap ülkelerinde yaşanan istikrarsızlık ve savaşlar yanında en yakın ve zengin pazarımız olarak kabul edebileceğimiz AB ülkelerinde yaşanan ekonomik durgunluklardır. Afrika pazarı ile ilgili açılımlar, yeni pazar arayışları tabiidir ki iş dünyası açısından yeni fırsatlar anlamına gelmekte. Ancak yine de zengin ve yakın pazarların önemini unutmamak gerek.



KOBİ’LERİN VERGİ YÜKÜ HAFİFLEMELİ



– Türkiye 2013 yılında gevşek mali politikalara ama aynı zamanda vergi reformlarına yöneldiğini açıkladı. Bu bağlamda KOBİ’ler adına beklentileriniz ve talepleriniz nelerdir?

Rahmi Aktepe:
Dünyanın gelişmiş 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefleyen büyüme stratejisinin gerçekleşmesi bazı koşullara bağlıdır. Mesela yeni iş alanları yaratacak ve işsizlere iş imkanı sağlayacak olan girişimcilere destek verecek bir vergi sistemi, ülkemizin acil ihtiyacıdır. Büyük ölçüde kayıt dışılığı azaltmaya odaklanan bir vergi reformunun, kayıt dışılığı önlemek yerine kayıtlı ekonomiyi de engellemesi söz konusu olabilmektedir. Aynı şekilde bütçenin gelir kalemlerinin tutturulması ve bütçe açığının azaltılmasına odaklanmış vergi politikasının büyüme, istihdam konusunda çoğu zaman olumsuz etki yarattığı hususu iş dünyasının sıklıkla gündeme getirdiği konular arasında yer almaktadır. Özetle ifade etmek gerekirse KOBİ’lerin rekabetçiliğinde, büyüme ve istihdamı artırma ana hedefiyle, vergide adalet duygusunun tesis edileceği vergi sistemi, ülkemizin ekonomik dinamizmine büyük katkı sağlayacaktır.



KOBİLERDE YARATICILIK OLMAZSA OLMAZDIR



– Girişimci, yaratıcı ve yenilikçi olmaları açısından KOBİ’lerimizin durumu, eksiklikleri ve ihtiyaçları nelerdir?

Rahmi Aktepe: Rekabette yaratıcılık ve yenilikçilik son yıllarda sıkça dile getirdiğimiz KOBİ sorunlarından biridir. Buna kısaca inovasyon da diyebiliriz. Yaratıcı olmak ve yenilik yapmak bir girişimcinin en temel özellikleri arasında yer alır. Yanısıra, bu özelliklere sahip olan işletmeler hızla değişen şartlara uyumda ve rekabet üstünlüğü elde etmede büyük bir avantaj sağlamaktadırlar. Günümüzde gelişmiş ekonomilerde sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın en önemli aracı olarak görülen KOBİ’lerin en önemli özelliği yaratıcı ve yenilikçi bir düşünce sistemine sahip olmalarıdır. Sürdürülebilir yenilikçiliğin gerçekleştirilebilmesi ve rekabette hayatta kalabilmek, ancak çığır açıcı fikirlerin oluşumu ve bunların uygulanması ile mümkün olacaktır. Bunun da yolu değer yaratmanın keşfi anlamına gelen İnovasyon kavramının KOBİ’ler tarafından doğru algılanmasının sağlanmasından geçiyor.



KOBİLER VE BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ



– Bilişim teknolojileri ve inovasyon konularında KOBİ’lerimizin düzeyi ve ihtiyaçları nedir, neler yapılmalıdır?

Rahmi Aktepe: Yapılan gözlemler, araştırmalar gösteriyor ki KOBİ’lerimiz bilişim teknolojisinden umduğumuz oranda yararlanamıyor. Belki günlük işlerimizi bir ölçüde hızlı ve doğru yapabiliyoruz; örneğin sevk irsaliyelerini, faturaları, işçi bordrolarını bilgisayarla düzenleyip muhasebe kayıtlarını olabildiğince düzgün tutuyoruz; ama bunun ötesine pek geçemiyoruz. Bilişim derken donanım, yazılım ve internet teknolojilerini bir arada değerlendirmek gerekiyor.  İş süreçlerinde de her türlü iyileşmeyi sağlayan yazılımların, internetin sağladığı olanakların KOBİ’ler tarafından çok daha aktif kullanılması gerekiyor. Ar-Ge ve İnovasyonun KOBİ’lerde nüfuz bulmasında bilişimin sağladığı olanakların onlara doğru aktarılması da önemli. Bu bakımdan aslında KOBİ’lerin bu anlayışı hayata geçirmelerinin önündeki başka bir engelle karşılaşıyoruz. Bugün işletmeler ciddi bir nitelikli işgücü ihtiyacı duymaktalar. KOBİ’lerin insan kaynaklarının Ar-Ge, İnovasyon ve Bilişim gibi konularda eğitimli ve uygulayıcı özellikte çalışanlardan oluşması rekabette büyük fırsatlar yaratacaktır.



YENİ TEŞVİK SİSTEMİNDE KOBİLER



– Yeni Teşvik Sistemini KOBİ’ler için değerlendirir misiniz?

Rahmi Aktepe:
  Yeni teşvik sistemi insanlara doğduğu yerde doyacağı bir sistemi sağlamayı amaçlıyor. Geçmişte çıkan teşviklerin amacı da buydu. Bu kadar açık vurgulanmasa da iş yaratacak, istihdam sağlayacak, memleket sınırları içerisinde bölgesel gelişmişlik farklarını en aza indirmeyi amaçlamıştı teşvik sistemleri ve uygulamaları. Ama o farklar hâlâ çok belirgin devam ediyor. Eskilere göre bir değişim yok mu? Tabii ki var ama demek ki yeterince etkili olmadı, yatırım çekemedi, doyuramadı ki yeni bir teşvik sistemine ihtiyaç duyuldu. Yeni Teşvik Sistemi Stratejik Yatırımlar sağlamalı. Sistemde Stratejik Yatırımlara ilk kez özel bir yer tanındı, bu yaklaşımı destekliyoruz. Teknolojik gelişimi sağlayacak, yüksek katma değerli yatırımlara öncelik verilmesi gerekiyor. Türkiye’yi altı bölge olarak yatırımda cazibe yaratacak biçimde planlamak, bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltmayı düşünmek doğru bir yaklaşım.



REKABET GÜCÜNE ODAKLANILMALI



– TOSYÖV olarak KOBİ’lere yönelik 2013 yılı çalışma konseptinizi ana hatlarıyla özetler misiniz?

Rahmi Aktepe:
2013 yılı KOBİ’ler açısından çok önemli. TÜİK’in açıkladığına göre sanayi üretim endeksi, 2012 yılı Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3.8 azalma gösterdi. 2012 yılı ile ilgili büyüme rakamı henüz belli değil, bunun yüzde 3 civarında olması bekleniyor. 2012 yılında uygulanan mali politikalarla büyümeden fedakarlık edilmesi, artan cari açığın bir sebebi olarak  olarak gösterilmişti. Bir yandan cari açık, bir yandan büyüme zorunluluğu arasında ekonomimizi ciddi bir sınav bekliyor.

TOSYÖV olarak 2013 yılında KOBİ’lerin rekabet gücüne etki eden unsurlarda iyileşme sağlayacak politikalar üzerine yoğunlaşmayı hedefledik. Bu kapsamda TBMM ile ilişkilerimizi güçlendirerek karar alma mekanizmaları ve milletvekilleri ile daha yakın bir ilişki içerisinde olarak sahada gördüğümüz eksiklikleri KOBİ’lere avantaj sağlayacak boyutta çözmeyi hedefliyoruz.

Bir sivil toplum kuruluşu olarak gördüklerimizi aktarmaktan çekinmeden hızla ülkemizi hedeflerine ulaştırmada önümüze çıkan bariyerleri kaldırmak amacındayız. Geçen yıllarda KOBİ’lerin finansmana erişimi konusunda Ticaret ve Sanayi Odalarımızla ve KOSGEB’le  birlikte bir çok ilde düzenlediğimiz etkinlikler hem destek sağlayan kuruluşlar, hem de KOBİ’ler tarafından ilgiyle izlendi. Bu etkinliklerimizi bu yıl da sürdüreceğiz. Ayrıca ihracat destekleri konusunda da çalışmalarımıza hız vereceğiz. Üniversite Sanayi işbirliğine, Genç ve Kadın girişimciliği konularına odaklanacağız.



FİNANSAL ARAÇLAR KOBİLERİ ZORLAMAMALI



– Mali piyasaları KOBİ’lerimizin erişebilirliliği açısından, değerlendirebilir misiniz?

Rahmi Aktepe:
TOSYÖV olarak faktoring ve leasing kuruluşlarını, bankaları ve İMKB’yi  KOBİ’ler için birer çözüm ortağı olarak görüyoruz. Bankacılık dışı finans sektöründe öne çıkan  sektör Faktoring sektörü. Bankacılık dışı finans sektöründe dağılımda faktoring işlemleri yüzde 81, finansal kiralama yüzde 10, tüketici finansmanı yüzde 8 ve varlık yönetimleri yüzde 1’lik bir paya sahip. 69 ülkede ihracat faktoringi yapılıyor. Dışa açılmayı ve büyümeyi hedefleyen işletmeler açısından her tür finans olanağının doğru ve karlı değerlendirilebileceğinin düşünülmesi gerekiyor. Yasal düzenleme atağı ile Finansal Kiralama  Faktoring ve Finansman Şirketleri Birliği Kanunu ile finansal kiralama, faktoring ve tüketici finansmanı konusunda sağlam bir yasal zemin oluşturulduğunu söyleyebiliriz. Faktoring ve finansman şirketleri ilk defa bir kanun sahibi olurken Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Birliği kurulacak. Tüm çalışmaların KOBİ’ler için alternatif finans olanaklarından yararlanmasını ve KOBİ’lere yeni olanakları sağlamasını bekliyoruz. Güçlü bir ekonomik yapı içerisinde KOBİ’lere uygun çözümlerin yanında olacağımızı belirtmek isterim.

Buradaki bakış açımız KOBİ’lere yüklü maliyet getirmeyen, makul maliyetlerde finansal çözümler sağlanmasıdır. Bankalar tarafından sağlanan KOBİ kredileri için de aynı bakış açısındayız. Yüksek faizler ve tek taraflı risk değerlendirmeleri ile KOBİ’leri zorlayan, çözümden çok sorun yaratacak bakış açıları yerine, işletmelerin  finansman zorluklarını aşmasına yardımcı, yatırımların önünü açan ve yatırım maliyetlerinde yüksek girdiler getirmeyen bir bankacılık anlayışı bekliyoruz.



IX. KOBİ Zirvesi’ne hazırlık

IX. KOBİ Zirvesi’ne  davet ve katılım bağlamında TOSYÖV Başkanı  Rahmi Aktepe kurumsal ziyaretlerde bulundu. Zirve’nin katılım zenginliğinin fotoğrafını genişleten bu ziyaretlerden bazılarışunlar:



KOSGEB:

TOSYÖV Başkanı Rahmi Aktepe, Başkan Yardımcısı ve Devlet eski Bakanı Ayfer Yılmaz ve Yönetim Kurulu Üyesi Halil Özgökçe ile birlikte KOSGEB Başkanı Mustafa Kaplan’ı ziyaret etti. KOSGEB iş birliğiyle düzenlenecek IX. KOBİ Zirvesi’nin yeni KOBİ politikalarının oluşumuna katkı sağlayacağının vurgulandığı toplantıda ayrıca geçen yıl TOSYÖV işbirliğiyle başarıyla gerçekleştirilen KOSGEB Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri’nin bu yılda daha geniş kitlilere ulaşacak şekilde devam ettirilmesi üzerinde duruldu.



TİM:

TOSYÖV Başkanı Rahmi Aktepe, Başkan Yardımcısı Osman Deveci’yle birlikte Türkiye İhracatçılar Meclisi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyükekşi’yi ziyaret etti. IX. KOBİ Zirvesi hakkında bilgi verilen ziyarette, zirvenin Türkiye KOBİ’leri  açısından önemi vurgulandı.



İSTESOB:

TOSYÖV Başkanı Rahmi Aktepe ve Başkan Yardımcısı Osman Deveci, İstanbul Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İSTESOB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konferedasyonu (TESK) Genel Başkan Vekili Faik Yılmaz’ı ziyaret etti. TESK ile yapılacak işbirliği çalışmalarının görüşüldüğü ziyarette Ankara’da yürütülen TOSYÖV TESK  işbirliğinin İstanbul’da da gerçekleştirilmesi konuşuldu.



İSO:

TOSYÖV Başkanı Rahmi Aktepe ve Başkan Yardımcısı Osman Deveci, İstanbul  Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük’ü ziyaret etti. Toplantıda ODTÜ ile ortaklaşa hazırlanan “inovasyon” konusundaki proje taslağı sunuldu. Bu konuda işbirliği için görüş alışverişinde bulunuldu. Toplantıda IX. KOBİ Zirvesi de değerlendirildi.



İTO:

TOSYÖV Başkanı Rahmi Aktepe ve Başkan Yardımcısı Osman Deveci, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yöne tim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş’ı  ziyaret etti. Geçmiş üç dönemde İstanbul Ticaret Odası ev sahipliğinde gerçekleştirilen KOBİ Zirveleri dolayısıyla  teşekkür edilen toplantıda karşılıklı memnuniyetler ifade edildi. Önümüzdeki dönemde daha büyük işbirliklerinin yapılması ve 2014 yılında gerçekleştirilecek  X. KOBİ Zirvesi’nin daha geniş kitlelere hitap edecek şekilde, bizzat KOBİ’lerin de içinde olduğu, farklı illerdeki ticaret ve sanayi odalarının katılımının sağlanması konuları ele alındı.



ALTINDAĞ BELEDİYESİ:

TOSYÖV Başkanı Rahmi Aktepe ve Başkan Yardımcısı Fikret Üçcan, Ankara Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’yi ziyaretlerinde Altındağ ilçesi Hamam önü semtinde yapılan restorasyonla bağlantılı olarak, restorasyon  alanından  TOSYÖV’e bir mekan tahsis edilmesi konusunu görüştüler. Tiryaki; bu  konuda yardımcı olabileceklerini söyledi. TOSYÖV  faaliyetleri hakkında bilgilerin aktarıldığı toplantıda Veysel Tiryaki, 2014 yılında yapılması düşünülen X. KOBİ Zirvesi’ne Altındağ Belediyesi’nin destek sağlaması konusunda istekli olduklarını dile getirdi.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.