KobiEfor Sanayi Ekonomi Dergisi

Gebze Organize Sanayi Bölgesi (GOSB)

OSB TANITIM

Teknoloji altyapısıyla Türkiye’nin akıllı bölgesi; Gebze Organize Sanayi Bölgesi

İstanbul ve Kocaeli sınırında; Gebze’de yeralan, 22 bin istihdamı, 153 marka yatırımcısı, 6.5 milyar dolar ihracat rakamıyla Türkiye’nin örnek OSB’lerinden Gebze Organize Sanayi Bölgesi (GOSB), kalifiye personel, hammadde tedariki, pazara yakınlığı, üstün altyapısı ve her noktadan ulaşım kolaylığıyla tam bir cazibe merkezi.
Türkiye’nin kişi başına düşen üretim miktarının en yüksek olduğu İstanbul ve Kocaeli sınırında; Gebze’de yeralan Gebze Organize Sanayi Bölgesi,  kalifiye personel, hammadde tedariki, pazara yakınlığı, üstün altyapısı ve her noktadan ulaşım kolaylığıyla tam bir cazibe merkezi. Kocaeli ve civarında çarpık sanayileşmenin yol açtığı çevre kirliliğini önlemek, sanayiyi disipline edebilmek amacıyla 1986 yılında kurulmuş olan GOSB’da 191 parsel yeralıyor. GOSB’da bütün sanayi parselleri 10 bin metrekarenin üzerinde.  GOSB’a bağlı Tembelova ile birlikte Bölge toplamda 536.81 hektar alan üzerine kurulu. GOSB’da toplam 191 parselin 189’u tahsis edilmiş, 153 işletme üretim, 17 işletme inşaat, 19 işletme proje aşamasında. Bu işletmelerden 42’sini yabancı sermayeli kuruluşlar oluşturuyor. 2015 yılı itibarıyla toplamda yaklaşık 22 bin kişinin istihdam edildiği GOSB’da firmalar; gıda, ambalaj, plastik, elektrik-elektronik, makine, kimya, otomotiv ve bilişim sektörlerinde faaliyet gösteriyor.
GOSB Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım, GOSB’un fiziki altyapısı ve sunduğu hizmetlerin gelişmiş ülkelerdeki endüstri parklarıyla eş düzeyde, hatta bazı konularda daha da gelişmiş durumda olduğunu söylüyor. Bu nedenle; yabancı sermayeli kuruluşların, Türkiye’de GOSB’u tercih ettiğini belirten Yıldırım, bu kuruluşlar arasında; Almanya, Amerika, Avusturya, Danimarka, Fransa, Hollanda, İngiltere, İsveç, İsviçre, İsrail, İtalya, Japonya, Kore ve Lüksemburg’dan katılımcılar bulunduğunu aktarıyor. 
Kısaca GOSB
Vahit Yıldırım, GOSB’u şu başlıklarla özetliyor:
- “Türkiye’nin ve dünyanın kredi kullanılmadan tamamen yatırımcılarının finansmanı ile gerçekleşen,
- Türkiye’de altyapı yatırımları, kullanıcı talepleri gözönüne alınarak hazırlanmış, sektörel bazda gruplandırma yapılmış,
- Elektrik şebekesi yeraltında ve yedekli olan, Türkiye’de ilk defa scada uzaktan kontrol/kumanda sistemini kuran,
- Yol en kesitlerinin otoyol standardında yapıldığı,
- Türkiye’nin en kısa sürede gerçekleşen,
- 2495 Sayılı Yasa çerçevesinde, özel güvenlik teşkilatı kurarak bölgenin dış güvenliğini sağlayan,
- Özel itfaiye teşkilatına sahip,
- 4562 Sayılı OSB Kanunu’na ilk uyum sağlayan ve 1 numara ile tescil edilmiş,
- Bünyesinde teknopark oluşturmuş,
- ISDN hatlara sahip, hosting ve internet servis sağlayıcılığı hizmetleri veren,
- IP Telefon sistemini kurmuş ve akıllı bölge projesini başlatmış,
- Çevreye duyarlı, yeşilin sanayi ile dost olduğu ve bu konuda Cumhurbaşkanımız tarafından örnek gösterilen,
- Yönetim Merkezi ve Sosyal Tesisleri Türk mimarlık literatürüne girmiş,
- Türk çağdaş resim sanatının önde gelen sanatçılarının eserlerinden oluşan resim koleksiyonuna sahip,
- OSB-sanat-kültür-spor ilişkilerini en üst düzeye çıkaran,
- ISO 9001, ISO 14001, OHSAS 18001’den oluşan Entegre Yönetim Sistemi belgelerini alan,
- EFQM Mükemmellik Modeli çerçevesinde ‘Mükemmellikte Yetkinlik’ belgesine sahip,
- ‘Küresel İlkeler’ sözleşmesini imzalamış,
- ‘Temiz Türkiyem Yarışması’nda ülke genelindeki Organize Sanayi Bölgeleri içerisinde en temiz OSB ünvanına sahip,
- Ve deprem bölgesinde olup, Marmara depreminden etkilenmeyen bir OSB’yiz.”

Rakamlarda düşüş
KobiEfor olarak biz de aynı zamanda Organize Sanayi Bölgeleri Derneği (OSBDER) Yönetim Kurulu Başkanı olan Vahit Yıldırım ile Türkiye’yi, GOSB’u ve KOBİ’lerin durumunu konuştuk.
Bir OSB’nin üretim, yatırım, büyüme ve ihracat rakamlarının en belirgin göstergelerinin bölgeye giriş çıkış yapan ticari araç sayısı, doğalgaz ve elektrik tüketimi oranları olduğunu anımsatan Yıldırım, “Bu yıl GOSB’a giriş çıkış yapan ticari araç sayısında yüzde 40 civarında düşüş sözkonusu. Bölgede doğalgaz ve elektrik tüketiminde özellikle elektrikte yüzde 25 düşüş var. Birçok firmamızda vardiyalar kalktı, tek vardiya ile çalışılıyor. Bugün GOSB’dan 6.5 milyar dolar ihracat, 3.5 milyar dolar ithalat yapılıyor. Eğer GOSB’da problem varsa Türkiye’de problem var demektir. Türkiye’de böyle bir OSB çok az. Önümüzdeki yılı ise öngöremiyoruz” diye konuşuyor.

“Sorunlara çözüm arayacağız”
Vahit Yıldırım, Türkiye’nin geldiği noktada en önemli sorununu; yarının belirsizliği olarak nitelendiriyor: “Bir seçim oldu ve bir aritmetik ortaya çıktı, bu aritmetiğin Meclis’e giren partiler tarafından iyi yönetilmediğini düşünüyoruz. Geldiğimiz noktada yeni bir seçim kararı alındı. Yine farklı bir aritmetik çıkacağını düşünmüyoruz, bunu düşündüğümüzde tekrar Haziran seçimlerindeki gibi kayıkçı kavgası yapıldığında ülkenin durumunu, ne hale geleceğini düşünmek bile istemiyorum. Ekonomik sıkıntılarda ilk yarayı alan genelde yatırımcı, sanayicidir. İşler düzelmeye başladıktan sonra en son durumunu düzeltmeye başlayan yatırımcı ve sanayicidir. Bunları düşündüğümüzde ister istemez B planlarınızı uygulama yolunda alternatifler yaratmaya çalışıyorsunuz. Ama Türkiye’de dinamikler var, ne kadar alternatifler yaratmaya çalışsanız bankaların, ana sanayinin durumu belli. Burada da açıkçası umutsuzluklarımız var. Bu dertlerimizi ve sorunlarımızı anlatacak icraatçı bir hükümet olmadığı için çok muhatap da bulamıyoruz. Bu, işin kötü senaryoları... Ancak kafamızı kuma gömecek halimiz yok, bu senaryolar ışığında bundan sonraki hayatımızı nasıl idame ettireceğimizi ve işletmelerimizi kapatmadan nasıl sürdüreceğimizi düşünüyoruz. Biraraya gelip zaman zaman bunların tartışmalarını yapıyoruz.” 

“Bankalar, reel sektöre güvenmeli”
Önümüzdeki dönemde krizin atlatılmasında bankaların reel sektöre bakışının en önemli etken olacağını vurgulayan Yıldırım, bankaların tutumunun kritik önemine dikkat çekiyor: “Reel sektör ve bankalar eğer birbirlerini iyi anlayabilirlerse ve eğer bankalar reel sektöre güvenebilirlerse bu durumu elbirliğiyle atlatabileceğimizi düşünüyorum. Diğer bir konu bankaların bağlı olduğu BDDK’nın belli kriterleri var. Bu kriterleri BDDK, bankalara uygulayın derse bankaların da  reel sektöre belli yaptırımları olmak durumunda. Sanayici ve yatırımcılar bankalardan yatırım kredileri ve diğer kredileri kullanırken mutlaka bir teminat isteniyor. Örneğin; bir yıl önce evinizi, arazinizi veya fabrikanızı ipotek verdiniz, ekspertis o tarihte neydi, 20 milyon TL diyelim. Geçen yıl Ağustos ayında bu paranın karşılığı 10 milyon dolardı. Yerinizi verdiniz ve 10 milyon dolar kredi kullandınız. Bugün 10 milyon dolar 30 milyon TL oldu. Dolayısıyla sizin 10 milyon TL’lik bir teminat açığınız oldu. BDDK’da bankalardan bu teminat açığının karşılığını istiyor. Bankalar reel sektöre diyor ki ‘Teminat açığın var, ek teminat ver veya teminat açığı kadar rakamı kapat.’ Teminat açığı kadar ek teminat veremiyor veya bu kadar rakamı kapatamıyorsanız, bununla ilgili banka bir karşılık ayırmak ve ayırdığı karşılıktan da herhangi bir faiz almamak durumunda. Sanayi ne yapacak? Direkt teminat verecek veya bu açık kadar kapama yapacak. Bunların ikisini yapamadığı takdirde banka diyor ki; ‘Bununla ilgili bir karşılık ayırıyorum, bunun bir maliyeti var, bu maliyeti de sana rücu ederim.’ Diyelim ki bir yatırım yaptınız, bununla ilgili bir faiz oranınız var, faiz oranınız 2.5-3 puan daha artmış. Sıkıntının olduğu durumda bu nasıl yönetilebilir bir durum? Şu anda reel sektör bu sıkıntısını giderene, bundan sonra işleri düzelene, kapasitesini arttırana kadar, hayatını devam ettirmek mecburiyetinde. Burada ekstra bir malvarlığı varsa satacak veya bankadan bununla ilgili farkı kompanse edecek. Böyle bir duruma da bankalar çok sıcak bakmıyor, verecek ipoteğiniz yoksa veya bilançolarınız iyi değilse bankalar bu sefer alamadı mı reel sektör zora girer. Türkiye’de kredi hacminin ağırlığı aslında bireysel kredilerde. Bunu ödeyecek olanlar yine reel sektörlerde çalışacak insanlar. Onun için mutlaka reel sektörün ayakta tutulması lazım. Bununla ilgili yasal düzenlemeleri yapacak hükümetin olmaması nedeniyle burada ciddi sıkıntı var. BDDK ve bankalar daha insaflı davranırsa reel sektör bu süreci biraz daha iyi atlatabilir. 1 Kasım’a kadar güven ortamı oluşacağını düşünebilmek için yeterli süre yok. Türkiye’deki kurların artışı ciddi sıkıntı yaratıyor.”

“Türkiye’yi geleceğe taşıyan KOBİ’ler”
Vahit Yıldırım, dünya piyasalarını değerlendirerek KOBİ’lerin önemini vurguluyor: “Ortadoğu riskli bir bölge. Düşünüldüğü kadar ihracatta işlem hacmimiz çok da artmadı. Belli ülkelerin ihracat kalemi petrol ve doğalgaz. Özellikle petrol fiyatlarının düşüşüyle oralarda da ekonomik daralmayla ilgili sıkıntı var. Bana göre; Avrupa’da tek üreten yalnızca Almanya.
Avrupa pazarı çok içaçıcı görünmüyor. Aslında 78 milyon nüfusumuzla kendi iç dinamiklerimizi harekete geçirmek zorundayız. Türkiye’de ana sanayi-yan sanayi ilişkisini gözden geçirmek lazım. Ülkenin dününde ve bugününde Türkiye’yi bir yerlere taşıyanlar KOBİ’ler. KOBİ’lerin çoğunluğu iç piyasadaki ana sanayiye mahkum. Ana sanayi ödemelerin vadeleri konusunda yan sanayisi olan KOBİ’ler üzerine çullanmamalı. KOBİ’lerin Türkiye’de bana göre sahibi yok. Her bir sıkıntıda telef olan KOBİ’ler. Telef olanlardan yeşerip büyüyen birileri oluyor. Bugün Güney Kore’yi Güney Kore yapan KOBİ’lerdir. KOBİ’leri de bugün belli bir yere getiren Güney Kore’nin ana sanayisidir. Bu ülkenin bugün marka yaratamamasının, markalaşamamasının kökünde ana sanayi vardır, hala işin kolayına kaçıyorlar. 1970’lerden bugüne kadar büyük ana sanayidir. Katmadeğerli üretim yapılmıyor. Bir düzenleme yapılmalı, ana sanayiye ‘Sen KOBİ’lere üretim yaptırıyorsan fatura tarihinden itibaren 1 haftada ödeyeceksin’ denmeli. Şimdi 60 günde ödeniyor, bir sıkıntı olduğunda ‘120 güne çıkardım vadeyi’ diyor ana sanayi. Asıl sıkıntı olduğunda vadeyi düşürmek gerekiyor. Hangi yan sanayi buna ‘Hayır’ diyebilir ki…”

Yeni hükümetten beklentiler
Bu süreçte en çok KOBİ’lerin etkileneceği konusunda uyaran Yıldırım, çözüm önerilerini özetliyor: “Şu anda hükümet kurulduktan sonraki sürece kadar yara alan bir reel sektör var. Reel sektörün aldığı yaraların en büyüğü; özellikle yatırımlardan dolayı borç stoğunun büyümesi. Borç stoğu, faiz oranlarından dolayı büyüdü. O arayı kapatmak için KOBİ’ler ciddi etkilenecek. Vergi düzenlemeleri yapılabilir. Alınan kredi yatırımda kullanılmışsa o yatırımda kullanılan kredi miktarının belli bir yüzdesi faiz olarak tekrar geri iade edilebilir veya vergiden mahsup edilebilir. O yarayı iyileştirmek lazım eğer o yarayı iyileştirmezseniz, oradaki insanların ve reel sektörün toparlanma süreci uzun sürebilir ve bana göre bu sıkıntı yaratıyor. Reel sektörün sıkıntı yaşaması herkesi etkiler. Sonuçta çalışanların da ödemeleri var. Üretimden dolayı kazançlarda ciddi düşüş var. Yeni yasalardan dolayı benim işlerim düştü deyip insanları işten çıkaramıyorsun. Ciddi bir sarmal var, bunların hepsini tek tek tedavi etmek lazım. Enerji maliyetlerinde de ciddi bir sıkıntı var, petrol ve doğalgaz fiyatları düşüyor ama aynı oranda üreticiye yansımıyor. Bunun sebebi de enerjinin üstündeki vergi yükünün fazla olması. Bundan sonraki süreçte Türkiye sanayisinin kalkınmasında Kore ve Tayvan modellerine baktığımızda bizlerin hammadde maliyetleri var. Bana göre; Türkiye hammaddesini üretici olarak çok rekabetçi ve toplu alamıyor. Burada özellikle sanayi odaları, ticaret odaları, bakanlıklar; hammadde alımlarıyla ilgili KOBİ’lerin üzerindeki yükü kaldırmalı.  KOBİ’ler hammaddeyi bireysel olarak alıyor, oysa Tayvan’da KOBİ’ler her yılın ikinci yarısından sonra bir sonraki yılın taleplerini ilgili bağlı bulundukları odalara aktarıyor. Yılın son çeyreğine kadar bu rakamlar belli oluyor, odalar bu talepleri, ilgili bakanlıklarına aktarıyor. Ardından Tayvan hükümetinin ilgili birimi, dünyada ihaleye çıkıyor, gelişmiş olan ülkeler o hammaddeye 1000 dolar diyorsa gelişmekte olan ülkeler o hammaddeye 1100 dolar diyorsa mutlaka gelişmekte olan ülkelerden  alıyor. Türkiye’de hammadde üretenlere bakıyorsunuz, üretiminin yüzde 70-80’i ihracata çalışıyor. Hammadde KOBİ olarak rakibime gidiyor. Burada finans maliyeti ve temrin süresi var. Hammaddenin rekabet edilebilir birim fiyatı uygun olsun, diğer tarafını KOBİ halleder zaten.”

GOSB’un yeni dönem projeleri:
SCADA sistemi yenileniyor: Vahit Yıldırım, GOSB’da yeni dönem hayata geçirecekleri projelerden de sözediyor: “SCADA sistemimiz yenileniyor.  3 milyon 100 bin Avro’luk SCADA ihalemizi Siemens kazandı.”

Meslek Yüksekokulu ve Teknik Lise Projesi:  Vahit Yıldırım, 2009 yılından beri OSB’ler içindeki teknik okulların mutlaka OSB’lere devredilmesi gerektiğini savunduğunu hatırlatıyor: “GOSB’da varolan ve Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı teknik lisemizde 710 öğrenci eğitim alıyor. Bugüne kadar mezun olan öğrencilerin yüzde 1’i bile GOSB’da çalışmadı. Çünkü eğitimin müfredatını tamamen Milli Eğitim belirliyor. Milli Eğitim’e bağlı hiçbir teknik okulun eğitiminin sanayi için verimli olduğunu düşünmüyoruz. Bu teknik okullardaki atölye ve ekipmanların teknolojileri 25 yıl öncesine ait, eğitmenlerin kalitesi, bilgisi ise tartışılır. Bu okullar aynı zamanda devlete ciddi bir maliyet getiriyor. Bu okulların OSB’lere devredilmesini istiyoruz. OSB’ler hangi branşlarda eğitime ve ne kadar öğrenciye ihtiyacı olduğunu biliyor, iyi eğitmenlere ulaşabilir. OSB’deki teknik okulda eğitim alan öğrenciler de mezun olduklarında bölgedeki firmalarda çalışacaklarını bilir, OSB’de kendi okulu olduğunu bilerek hareket eder.”
Günümüzde üretim sürecinde kaliteli insan kaynağına ulaşmanın en önemli unsur olduğunun altını çizen Yıldırım, Gebze Ticaret Odası işbirliğiyle 2 yıllık eğitim veren bir meslek yüksekokulu ve bir teknik liseyi hayata geçireceklerini anlatıyor: “GOSB’da 6 bin metrekarelik alanı bu projeye tahsis ettik.  GOSB’un bütün finansmanını karşılayacağı Proje’nin maliyeti; 12 milyon TL civarında. Milli Eğitim ise teknik okullardaki öğrenci başına 6250 TL, kalan kısmını ise OSB karşılayacak. Önümüzdeki yıl Haziran ayında başlayacak Projemiz’in 8 ayda tamamlanmasını planlıyoruz, 2017-2018 eğitim-öğretim yılında toplam 1000 öğrenci eğitime başlayacak. Elektrik-elektronik, mekatronik, gıda, lojistik, metal ve kalıpçılık alanlarında eğitim vereceğiz. OSB’nin içindeki teknik okullarda atölyeye gerek yok, fabrikaların hepsi aynı zamanda günün teknolojisine uygun atölyeler.”

Hastane ve Tıp Merkezi Projesi: Bölgede yalnızca GOSB’a verilmiş Sağlık Bakanlığı’ndan aldıkları lisans ile hastane ve tıp merkezi açabileceklerini belirten Yıldırım, konuyla ilgili Acıbadem Sağlık Grubu, Anadolu Sağlık Grubu ve Medikal Park Hastaneler Grubu ile görüştüklerini aktarıyor: “Bölge’de yaşanacak sağlık problemleri, meslek hastalıkları ve acil durumlar düşünüldüğünde GOSB’da bir hastane kurulmasını istiyoruz ancak sağlık kuruluşları ‘ilk müdahaleler için tıp merkezi kuralım’ diyor. Anlaşma yapıldığında lisansımızı ilgili sağlık kuruluşuna devredeceğiz, sosyal donatı alanlarımızda 5 bin metrekarelik bir yer tahsis edeceğiz. Yatırımı onlar yapacak.”
Yol problemi çözülüyor: GOSB’dan TEM Otoyolu’na çıkış ile ilgili projenin ihalesinin gerçekleştiği bilgisini veren Yıldırım, bölgedeki 4 OSB’nin 10 milyon 250 bin TL, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Karayolları’nın 10 milyon TL’sini karşılayacağı projenin 8 ayda teslim edileceğini ifade ediyor: “GOSB’un ödeyeceği miktar; 6 milyon TL. TOSB, proje için 2 milyon TL, Gebze Güzeller OSB 1 milyon 250 bin TL ve Gebze Plastikçiler OSB ise 1milyon TL ödeyecek. En büyük sıkıntımız TEM Otoyolu’na giriş. Projenin tamamlanmasıyla trafik yükümüz ciddi anlamda azalacak. TEM Otoyolu’na ulaşmak için 35-40 dakika vakit kaybediyorduk, projenin hayata geçmesiyle yaklaşık 5 dakika sonra yola çıkabileceğiz. Bu yol projesi tamamlanınca Şekerpınar Kavşağı’nda yaşadığımız trafik sorunu da azalacak.”

Altyapı ve üstyapısı tamam: Vahit Yıldırım, asfaltlarını yenilediklerini, altyapı ve üstyapılarında bir eksikleri bulunmadığını bildiriyor. 
Güvenlik önlemleri artırılıyor: Yıldırım, GOSB’un tamamının 7 gün 24 saat güvenlik kamera sistemiyle izlenmesi projesini de başlattıklarını kaydediyor: “Varolan güvenlik önlemlerimiz genişleyerek, çok daha profesyonel hale gelecek.”

Tembelova’da altyapı ve üstyapı tamam: GOSB Yönetimi’ne bağlı Tembelova’da, altyapı ve üstyapı inşaatlarının bittiğini anlatan Yıldırım, bölgenin GOSB standartlarına ulaştığını dile getiriyor: “Tembelova’da 42 parselimiz mevcut.”

40 bin metrekarelik yeni alan: Yıldırım, “GOSB Teknopark ile bir protokol imzaladık, daha önce teknopark alanı olarak verdiğimiz ancak yatırım yapılmayan 40 bin metrekarelik alanımızı geri alıyoruz.  Yatırımı henüz yapılmayan ve GOSB Teknopark’a bıraktığımız alana da 1 yıl içinde yatırım yapılacak. Aynı zamanda GOSB Teknopark’ın da yönetim kurulundayım. Daha önce yönetim kurulunda bizden üye gönderiyorduk, ancak şimdi yönetim kurulundayız, bu nedenle işler daha hızlı ilerleyecek. Geri aldığımız alanda yer yapıp kiralayabiliriz veya bu alanları yeşil alan ilan edip, GOSB içerisindeki belli yeşil alanları sanayi parsellerine çevireceğiz” diyor.

GOSB sosyal donatı alanları
GOSB Camii: Yapımına 2013 yılında başlanan GOSB Camii’nin açılışı, 25 Haziran 2015 tarihinde gerçekleştirildi. GOSB’un önemli bir arterinin köşe noktasında yeralan GOSB Camii tasarımında Mimar Sinan’ın da eserlerindeki “kare taban üzerine oturtulmuş tek açıklıklı geniş kubbe ile sonsuzluğu sembolize eden bir metafor oluşturma” hedefi etkili olmuş. Camide 2.185 kişi aynı anda ibadet edebiliyor.

GOSB Meydan: GOSB’un merkezinde konumlanmış, hem GOSB’a hem de çevresindeki diğer OSB’lere ve yerleşkelere hizmet veren, bölge çalışanlarının farklı ihtiyaçlarına cevap vermesi amacıyla GOSB Meydan olarak adlandırılan bir sosyalrekreasyon alanı oluşturulmuş. GOSB Meydan’da, Finansbank, Garanti Bankası, Halk Bankası, İş Bankası, TEB, Yapı ve Kredi Bankası, Vakıflar Bankası ve Ziraat Bankası’nın ‘Bankacılık Hizmetleri’ binaları, GOSB’un merkezinde, ana yol üzerinde bulunan alanda yeralıyor. Aynı alanda, Koçtaş’a ait Depofix Yapı Marketi ve Egro Cafe, GOSB katılımcılarına hizmet veriyor.
Aynı alanda yeralan GOSB Meydan Binası’nda ise Acil İhtiyaç Noktası, Atıştırsan, Derindere Otomotiv, Edirne Közde Köfte, Fotografik Ajans, Gökhan Eczanesi, İlke Otomasyon, İş Leasing, İzge Ajans, Kaya OSGB, Koçel Çelik Eşya, Mobil Vinç, Proket, Remax-Vega Gayrimenkul, Seyidoğlu, Sunrise Cafe-Restoran, Toksan Makine, Vakıfbank, Yapı Hidrolik ve Pnömatik, Yapı ve Kredi Bankası ve Ziraat Bankası faaliyet gösteriyor.
Bölge çalışanlarının mesai dışında vakit geçirebilecekleri bir ortam yaratılması amaçlanan halı saha ise bu alanda 2015 Temmuz ayı içerisinde GOSB katılımcılarının hizmetine açılmış.
GOSB Yönetim Binası’ndaki 170 kişilik konferans salonu ve çok amaçlı salon, toplantılar, kokteyl, resim ve heykel sergisi, ürün sergileri vb. etkinlikler için son derece uygun.
Konuklarına seçkin bir ortamda a la carte olarak hizmet sunan GOSB Restoran’ın yanısıra Bölge’de, tenis kortları ile yarı olimpik bir havuz da hizmet veriyor. 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.