banner565

banner472

banner458

banner457

Denizcilik sektörü, büyüme potansiyeliyle göz dolduruyor

Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin denizcilik sektörü, dünyadaki birçok ülkeye göre çok daha avantajlı konumda. Türk denizciliğinin dönüm noktası 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nı kutladığımız Temmuz sayımızda, denizcilik ve kabotajı ele aldık.

DOSYA 01.07.2021, 00:01 28.07.2021, 10:30
26268
Denizcilik sektörü, büyüme potansiyeliyle göz dolduruyor

Üç tarafı denizlerle çevrili ve içsuları ile kapladığı alan açısından zengin Türkiye’de, denizcilik büyüme potansiyeliyle öne çıkan bir sektör. Pandemiyle gelen kapanma ve kısıtlama tedbirleri, ekonomik aktivitenin keskin bir şekilde yavaşlamasına neden olurken; küresel ticaretteki daralma, ekonomileri ve diğer sektörler gibi denizcilik sektörünü de olumsuz etkiledi. Yine de denizcilik sektörü, gemi inşadan lojistiğe, deniz sigortacılığından denizcilik eğitimine, deniz turizminden deniz ticaretine zengin alt kırılımlara sahip bir sektör olarak birçok alanda büyüme potansiyeliyle göz dolduruyor.

“Denizyolu taşımacılığı pandemiden önemli ölçüde etkileniyor”: UTİKAD (Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, denizyolu ile yapılan taşıma hacminin son yarım yüzyılda 20 kat artış göstermesinin, 2019’da tüm dünyada taşınan yüklerin hacmen yüzde 84 oranında denizyoluyla taşınmasının küresel denizyolu taşımacılığının önemini ortaya koyduğuna dikkat çekiyor: “Pandemi ve dünya ticaretindeki dengesizliğin neden olduğu yük hacimlerindeki düşüş, taşıyıcıların hizmetlerinin ve seferlerinin bir kısmını iptal etmesine ve gecikmelerin artmasına neden oldu, sefer iptalleri duyuruldu. Konteyner taşımacılığına yönelik talepte de yüzde 20-30’luk bir düşüş oldu. Azalan konteyner sayıları nedeniyle gemiler kapasitesini dolduramadan seferlerini yapmaya başladı. Bu durum gemi hatlarının maddi kayıp yaşamasına neden oldu ve dolayısıyla gemi ve sefer sayıları azaltıldı. ABD ile Çin ve Asya ülkeleri arasındaki ticaret dengesinin bozulması ve ABD’deki operasyonel sorunlar nedeniyle dünyada dolaşan konteynerlerin önemli bir bölümü Kuzey Amerika’ya yığıldı. Aynı anda armatörlerin sefer yapan gemi sayılarını azaltmasıyla birlikte Amerika’da biriken konteynerlerin tekrar dünya ticaretine ve dolaşımına dahil edilmesi yavaşladı.”

Konteyner sıkıntısının önüne geçebilmek ve ekipmanı daha hızlı toplayabilmek adına armatörlerin tüm dünyada serbest zaman ve detention sürelerini indirdiğini belirten Eldener, bunun da global ölçekte demuraj maliyetleri nedeniyle birçok tüccarın zarara maliyetlerinin artmasına neden olduğunu anlatıyor: “Çin’deki konteyner üreticileri durmaksızın konteyner üretiyor, ancak üretilen bu konteynerlerin önemli bir bölümü eskiyen konteynerlerin yerine dolaşıma sokuluyor. Dolayısıyla hissedilen konteyner sıkıntısına hızlı bir çözüm olamıyor.”

Denizyolu konteyner taşımacılığı büyüme ivmesinde: Aşılamanın en üst seviyeye çıkmasıyla dünya ticaretinin hızlı bir şekilde büyüyeceğini ve denizyolu konteyner taşımacılığının dünya ticaretindeki önemini eskisinden daha fazla arttıracağını değerlendiren Eldener, “BIMCO, Mart’ta 15.000 ve üzeri TEU kapasitesi olan 45 ULCV (Ultra Geniş Konteyner Gemisi) tipi konteyner gemisi siparişi ve buna ek olarak daha küçük gemiler için 27 sipariş verilerek rekor kırıldığını açıkladı. Bu gemilerin iki, üç yıl sonrasında servise gireceklerini düşündüğümüzde, dünya deniz yolu konteyner taşımacılığının büyüyerek yoluna devam edeceğini öngörebiliriz. Dünya konteyner ihtiyacı her yıl yüzde 4 büyümektedir ve Çin haricinde, önümüzdeki sene Hindistan ve Malezya’nın da hacim konteyner üreten ülkeler arasına katılması beklenmektedir” diyor.

Çin’de başlayan koronavirüs salgını, küresel ticarette tedarik sıkıntısını da beraberinde getirdi. Bu zor zamanların ardından 2021’in Türkiye özelinde sektörlere değer katacağı noktaların da ufukta görünmeye başladığını vurgulayan Eldener, şunları söylüyor: “Türkiye de dahil olmak üzere bazı ülkeler, Çin’den gelen hammaddelere veya yan ürünlere bağımlı olmanın, kriz dönemleri için büyük risk taşıdığının farkına vardı. Bu nedenle dünya genelindeki tedarikçilerin büyük bölümü, ürün ya da hizmet aldıkları pazarları çeşitlendirme yoluna gittiler. Pandemi sürecinde, Çin’den yeterince hizmet ve tedarik sağlayamayan küresel şirketlerden bazıları, satın alma operasyonlarını Türkiye’ye yönlendirdi. Küresel ticaretteki bu hedef değişimini pandemi şokuyla başvurulmuş geçici bir yöntem olarak değerlendirmiyoruz. Muhtemelen, Türkiye’ye yönelen satın alma eğilimleri, 2021 ve sonrasında da artarak devam edecektir.”

Hava ve deniz taşımacılığı hizmetlerinde büyük potansiyel: Eldener, 2021’de yoğunlaşmamız gereken bir başka konunun yeni pazarlar olması gerektiğine işaret ediyor: “Uluslararası ticaret faaliyetleri anlık gelişmelere bağlı olarak kısa sürede değişkenlik gösterebilmektedir. Bu nedenle olası krizlere her zaman hazırlıklı olmalıyız. Türkiye, dış ticaret faaliyetlerinde ağırlıklı olarak Avrupa ve Doğu Asya pazarlarına odaklansa da özellikle Afrika ve Orta Doğu’dan artarak gelen talepleri de dikkate alarak bu bölgelerdeki yatırım ve operasyonlarımızı artırmalıyız. Özellikle; Tunus, Batı Afrika ve Güney Afrika’da hava taşımacılığı ve deniz taşımacılığı hizmetleri noktasında büyük potansiyel olduğunu görüyoruz.”

Dijitalleşmeyle gelen evrim: Eldener, bu zorlu süreçte denizyolunun en büyük evriminin ise dijitalleşme alanında yaşanmaya başladığını belirtiyor: “Uzun süredir kullanılan geleneksel evrak ve usuller dijitalleşmeyle değişebilecek. Dijitalleşme, konşimento dahil olmak üzere evrak işlerinde, gemi ve yük takiplerinde küresel deniz ticareti paydaşlarının arasında bir köprü olacaktır.” Sektörde faaliyet göstermek isteyen firmalar için bir zorunluluk olan yetki belgelerinin yüksek ücretlerinin firmaları daha en başından zorladığına da değinen Eldener, “Sektör bu vb. yüksek ücretlerle uğraşmak zorunda kalmadan, enerjilerini, birikimlerini kendi firmalarını ve sektörü geliştirebilecek adımlar atmaları için teşvik edilmelidir. Pandemi süreci bize bir kez daha gösterdi ki kriz anının kurtarıcı, alternatif taşıma modu demiryolu ve intermodal taşımalardır. Konteynerleşmenin hızla arttığı günümüzde terminallerimizin intermodal taşımacılığa elverişli hale getirilmesi büyük önem arz etmektedir. Bunu başarabilirsek Intermodal taşımacılığının yaygınlaştırılması ile ülkemizin dış ticaretine ve lojistik akışlarına katkı sağlayabiliriz.”

Emre Eldener’in Denizcilik ve Kabotaj Bayramı mesajı ise şöyle: 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı denizlerdeki bağımsızlığımız, özgürlüğümüzün ve milli egemenliğimizin temel teminatlarından biridir. Denizciliğe gereken önceliği vermek, deniz kaynaklarından en verimli şekilde yararlanabilmek, bu alandaki rekabet gücümüzün ve etkinliğimizin artırılması bakımından da büyük önem taşımaktadır. UTİKAD olarak Türk denizciliğinin dönüm noktası, bayrağımızı denizlerde sonsuza kadar dalgalandıracak ‘1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nı’ kutluyor, denizcilik sektörünün Türkiye’nin ekonomik alandaki kalkınmasına olan katkılarının artarak devam etmesini umuyoruz.”

Küresel deniz ticaretinde sıçrama öngörüsü
İMEAK Deniz Ticaret Odası, Denizcilik Sektör Raporu 2021’e göre; küresel deniz yolu ticaretinin salgın öncesi tahminlerin yaklaşık 500 metre ton altında kalacak olmasına rağmen, 2019 seviyelerinin üzerine çıkarak 2021’de yüzde 4.2 oranı ile 12 milyar tona sıçrayacağı öngörülüyor. Aşı sayesinde genel anlamda iyileşme sağlansa da ekonomik faaliyetlere kademeli bir dönüş söz konusu olabileceği belirtilen raporda, “Mevcut projeksiyonlar, global deniz ticareti gelişiminin 2020’de yüzde 2.2 oranında sabit kalacağını ve deniz ticaretinin toplam 12.167 milyar ton, 2021’de de 12.446 milyar ton olarak gerçekleşeceğini göstermektedir” deniliyor.

Türk Deniz Ticaret Filosu: Rapor verilerine göre; Türk Deniz Ticaret Filosu’nun ithal ve inşa durumları itibariyle sayısal ve tonaj analizi tablosunda, toplam 505 geminin 270’i ithal, 235’i inşa yoluyla edinildi, ithal gemilerin DWT’si 5.0 milyon, inşa gemilerin ise 1.4 milyon. 1000 GT ve üzeri Türk Deniz Ticaret Filosu’nu oluşturan 505 geminin yüzde 26.3’ünü kuru yük gemileri, yüzde 11.7’sini kimyevi madde tankerleri, yüzde 9.3’ünü konteyner gemileri, yüzde 9.3’ünü hizmet gemileri ve yüzde 9.1’ini dökme yük gemileri oluşturuyor. Diğer tip gemiler ise filonun sayısal olarak ancak yüzde 34.3’üdür.

Deniz ticareti: Raporda 2020’de dünya deniz ticaretinin yüzde 90’ının, Türkiye’nin dış ticaretinin ise yüzde 88.8’inin denizyoluyla taşındığı ifade ediliyor.

Gemi inşa sanayisi: Raporda Türk gemi inşa sanayisine de değiniliyor: “2002’de 37 faal tersane sayısı, Mart 2021 itibariyle 84’e ulaştı. Bu tersaneler, Marmara ve Batı Karadeniz’de yoğunlaşmış, 10  tersane yatırım aşamasında ve 15 alan da tersane alanı olarak belirlenmiş durumda.”

Yat ve tekne endüstrisi: Raporda, “Türkiye, sahip olduğu kıyıları, yat turizm olanakları, kültür ve tarih zenginliği ile özellikle mega yatlar için önemli bir uluslararası pazar imkanı sağlamaktadır. Dünyanın en cazip turistik ve tarihi noktalarından biri olan İstanbul Ataköy ve Zeytinburnu’ndaki yapımı planlanan yeni tesisler ve limanlar içinde mega yat bağlama imkanlarının da yer alması, ileriye dönük olarak ülkemizin mega yat turizm gelirlerinin de artmasını sağlayacak, bu yatırımlar ülkemiz için bir kazanç ve prestij kaynağı olacaktır. Türkiye 2021 yılı Ocak ayı itibariyle 3.497 m uzunluk ile dünyada üçüncü sıradaki yerini korumaktadır” deniliyor.
Raporda deniz turizmi gelirlerinin (2020’de 2.6 milyar dolar) Türkiye’nin turizm gelirlerinin yaklaşık yüzde 20’sini oluşturduğu kaydediliyor.

Rapor verilerine göre; Türkiye kıyılarında 2020 sonu itibarıyla 56 (Kültür ve Turizm Bakanlığından Belgeli 37 yat limanı ve çekek yeri vardır) ve 15.000 (kara+deniz) bağlama kapasiteli yat limanı var.

2020 Yılı Deniz Turizmi Aracı Filomuz;
• Ticari Yat 1.947 adet
• Günübirlik Gezi Teknesi 2.662 adet
• Yüzer Restoran (Yüzer Tesis) 39 adet
• Dalabilir Deniz Turizmi Aracı 2 adet.

Denizcilik ve Kabotaj Bayramı nedir?
Denizcilik ve Kabotaj Bayramı, her yıl 1 Temmuz’da kutlanan milli bir bayramdır. Kabotaj bir ülkenin kendi karasularında ve kendi limanları arasında gemi işletme ve her türlü liman hizmetlerini kendi kontrolünde bulundurma hakkıdır. Büyük Türkçe Sözlük kabotajı; “Bir ülkenin iskele veya limanları arasında gemi işletme işi” olarak tanımlıyor. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Batılı ülkelere verilmiş kapütilasyonlar nedeniyle imparatorluğun kabotaj hakkı yoktu. 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması uyarınca kapitülasyonlar lağvedildi. Böylece Türkiye kabotaj hakkına kavuştu. 19 Nisan 1926’da çıkarılan 815 sayılı yasaya göre Türkiye limanları arasında sadece Türk teknelerinin hizmet görmesi zorunluluğu getirildi. Yasa aynı yıl 1 Temmuz’da yürürlüğe girdi. Bu tarih 1935’ten  itibaren Kabotaj Bayramı olarak kutlanmaya başlandı. 2007’de kabotaj kelimesine denizcilik kelimesi de eklenerek bayramın adı Denizcilik ve Kabotaj Bayramı oldu.

“İlk 5 aylık rakamlar ümit verici”
İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, son dönemde konteyner piyasalarında yaşanan sıkıntılara değinerek, bu sorunun yalnız Türkiye’de değil tüm dünyada hem ihracatçı, hem de ithalatçıları olumsuz etkilediğini söyledi. Kısa vadede hızlı bir iyileşmenin maalesef öngörülmediğini, pandemi nedeniyle konteynerlerin gittikleri ülkelerden çıkamaması, özellikle yoğun ithalat yapan ülkelerde bu konteynerlerin birikmesi, ithalatın azalması sonucu ülkemize gelen konteynerlerin azalması gibi nedenlerle öncelikle boş konteyner krizinin yaşandığını kaydeden Kıran, ardından yüksek navlun konusunun ortaya çıktığını ifade etti. Pandeminin uzamasının, bu sorunu da uzattığını aktaran Kıran, limanlardaki yük hareketleri konusunda ‘ilk 5 aylık rakamların ümit verici olduğunu’ belirtti: “İlk 5 ayın sonunda geçen yılın aynı dönemine göre limanlarımızda elleçlenen hem ihracat, hem ithalat, hem transit, hem kabotaj dediğimiz yüklerde artış var. Bu açıdan talebin gayet sıcak olduğunu görebiliyoruz. Ülkemizin dış ticaretinin yüzde 90’ı denizyolu ile yapılıyor. Dolayısıyla limanlarımızdaki hareketlilikten, ülkemiz ekonomisinin hareketliliğini de görme imkanımız oluyor.”

Yorumlar (0)