banner565

banner472

banner458

banner457

Ekonomilerin stratejik ve kritik eşiği; ‘Enerji Tasarrufu ve Verimliliği’

İklim değişikliğiyle mücadele, Avrupa Yeşil Mutabakatı hedeflerine ulaşmak, çevrenin korunması, kaynakların etkin ve verimli kullanılması, yenilenebilir enerji kaynakları ile yeşil ve döngüsel ekonomiye geçiş, yeni nesil teknolojilerle sürdürülebilir büyüme ve kalkınma için ‘Enerji Tasarrufu ve Verimliliği’ hayati önemde. Türkiye Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı ile 2023’e kadar enerji tüketimini yüzde 14 azaltmayı, 2033’e kadar 30.2 milyar dolar tasarruf etmeyi hedefliyor.

DOSYA 01.06.2022, 00:00 24.06.2022, 10:41
25547
Ekonomilerin stratejik ve kritik eşiği; ‘Enerji Tasarrufu ve Verimliliği’

Enerji; bireyleri, şirketleri, kurumları, ülkeleri, bölgeleri, kıtaları ve özetle tüm Dünya’yı yakından ilgilendiren çok önemli bir konu. Bu nedenle Dünya ekonomisinin en öncelikli gündem maddelerinden biri de hızla artan enerji maliyetleri. Kaynakların verimli ve etkin kullanılması, enerji maliyetlerinin düşürülmesi, iklim değişikliğiyle mücadele, Avrupa Yeşil Mutabakatı hedeflerine ulaşma, çevrenin korunması, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ile yeşil ve döngüsel ekonomiye geçiş, yeni nesil teknolojilerle sürdürülebilir büyüme ve kalkınma için; ‘Enerji Tasarrufu ve Verimliliği’ stratejik değer taşıyor. Enerjinin tasarruflu ve verimli kullanılmasında ise sürdürülebilir enerji yönetimi, dijital dönüşümle birlikte; akıllı cihazlar, akıllı evler, akıllı binalar, akıllı fabrikalar, akıllı şehirler, Endüstri 4.0, yenilenebilir enerji yatırımları, yeşil evler, yeşil binalar, yeşil fabrikalar öne çıkıyor.
Enerji tasarrufu ve verimliliği konusunda hem kamunun hem özel sektörün projeleri bulunuyor. Enerji verimliliği politikaları, bir taraftan ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma hedeflerinin sürdürülebilirliği ile doğrudan ilişkili olması diğer taraftan ise toplam sera gazı salımlarının azaltılmasında oynadığı kilit rol nedeniyle hassasiyetle ele alınması gereken alanların başında geliyor. Enerji tasarrufu ve verimliliği; enerji arz güvenliğinin sağlanması, dışa bağımlılık risklerinin azaltılması, çevrenin korunması ve iklim değişikliğine karşı mücadelenin etkinliğinin artırılmasının sağlanması gibi Türkiye’nin 2023 yılı ulusal strateji hedeflerinin ve enerji politikalarının en önemli bileşenlerinden biri olarak öne çıkıyor. Enerji verimliliği çalışmalarıyla Türkiye’nin Enerji Yoğunluğu’nun (milli gelir başına tüketilen enerji) 2023 yılına kadar, 2011 yılına göre en az yüzde 20 azaltılması hedefleniyor.
Türkiye’nin ilk enerji verimliliği eylem planı olan Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı (2017-2023), 2018’de yürürlüğe girdi ve 6 farklı sektörde 55 eylemin hayata geçirilmesi ile 2023’e kadar 10.9 milyar ABD doları yatırımla kümülatif olarak 23.9 milyon ton eşdeğer petrol (MTEP) enerji tasarrufu sağlanması bekleniyor. Bu da 2023’te Türkiye’nin birincil enerji tüketiminde yüzde 14 azalmaya denk geliyor. 2033’e kadar sağlanması beklenen tasarruf karşılığı ise 30.2 milyar dolar.

KOBİ Enerji Verimliliği Destek Programı
KOSGEB, KOBİ Enerji Verimliliği Desteği başlattı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, yeşil dönüşüm noktasında elektrikli araç ve şarj altyapıları gibi yeni teknolojilerin çok önemli etki oluşturacağını belirterek, “Özellikle üretici KOBİ’lerimizin karbon emisyonlarını azaltıp enerji verimliliklerini artırmaları gerekiyor” dedi. KOSGEB aracılığıyla KOBİ Enerji Verimliliği Destek Programı’nı başlattıklarını duyuran Varank, bu destekle enerji etüdü maliyetleriyle etüt sonucu önerilen değişiklikler doğrultusundaki giderlerin bir kısmını karşılayacaklarını aktardı: “Örneğin; ellerindeki verimsiz elektrik motorlarının verimlileriyle değişimi için 100 bin, verimlilik artırıcı giderleri içinse 400 bin liraya kadar destek vereceğiz.”
100 bin KOBİ kapsamda: KOBİ Enerji Verimliliği Desteği’nden öncelikli olarak  ‘Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik’ kapsamında destek alan işletmeler dışındaki KOBİ’ler yararlanabilecek. Yıllık enerji tüketimi 500 TEP (Ton Eşdeğer Petrol) değerinin altında olan yaklaşık 100 bin işletme destekten faydalanabilecek.
Program Enerji Motorları Desteği ve Verimlilik Artırıcı Destek olarak iki ayrı modüle sahip. Enerji Motorları Desteği, 10-99 TEP yıllık enerji tüketen KOBİ’lere yönelik olarak kurgulandı. Bu desteğin ilk aşamasında Enerji Verimliliği Danışmanlık (EVD) şirketleri, etüt proje sertifikası olanlar veya enerji yöneticileri, işletmelerin motor etütlerini yapacak. Hazırlanan rapor, KOSGEB sistemine girilecek. KOSGEB, işletmelere ilk etapta rapor için 2 bin 500 TL’ye kadar destek verecek. Rapor, KOBİ’nin kullandığı motorun değişimi yönünde olur ve işletme de bu değişikliği yaparsa KOSGEB’den 100 bin liraya kadar geri ödemesiz destek alacak.
Programın ikinci modülü olan Verimlilik Artırıcı Destek’te ilk aşamada enerji etüdü yapılacak. Yetkilendirilmiş kişiler; işletmede kazanlardan fanlara, fırınlardan termal ölçüme kadar detaylı bir etüt yapacak. Rapor, KOSGEB sistemine girdikten sonra işletmeye 30 bin liraya kadar destek ödemesi gerçekleştirilecek. İşletme, rapordaki tespitlere uygun değişikliklere giderse KOSGEB’den 400 bin liraya kadar geri ödemesiz destek alacak. Bu destekten TEP değeri 100-500 arası olan işletmeler yararlanabilecek.
Sırada yeni destekler var: KOSGEB, çevreyi ve yeşil kalkınmayı desteklerine adapte etmek için emisyon azaltılması, daha temiz ve döngüsel ekonomiye geçiş, çevre kirliliği üreten sanayinin ortadan kaldırılması, enerji verimliliğinin artırılması gibi konularda ihtiyaçlar kapsamında yeni destek mekanizmaları da oluşturacak.

Enerji verimliliği yatırımlarıyla yıllık 1 milyar 562 milyon dolar tasarruf
Enerji Verimliliği Derneği Genel Başkanı Ali İhsan Sılkım, Türkiye’de UEVEP’nın (Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı) uygulamaya geçilmesiyle enerji verimliliği alanında belirlenen yol haritasına göre eylemlerin büyük bir kısmının gerçekleştirildiğini belirterek, 2017-2021 arasında enerji verimliliğine 6 milyar 447 milyon dolar yatırım yapıldığını, elde edilen  tasarrufun parasal karşılığının yıllık 1 milyar 562 milyon dolar olduğunu aktardı: “Önlenen sera gazı emisyonu yıllık 15.61 mton CO2 eşdeğeridir. Kümülatif azaltım miktarı 43.16 milyon ton CO2 eşdeğeridir. 12000 ilave istihdam sağlanmıştır. Bu sonuçlara göre planda yer alan 2021 yılı çeşitli yatırımlar %90-%400 arasında gerçekleştirilmiştir. Ülkemizde gerçekleştirilen büyük yatırımlardan biri olan Deriner barajının 1.3 milyar dolara mal olduğu düşünüldüğünde enerji verimliliğiyle elde edilen yaklaşık 1.5 milyar dolar tasarrufun ülkemiz için büyük kazanımlar getirdiği aşikardır.”
Ali İhsan Sılkım, enerji verimliliği alanında önceki çalışmaların kapsamlarının genişletilerek daha etkin hale getirildiğini, sektörde yetkin insan kaynağının geliştirilmesine yönelik eğitimlerin devam ettiğini, Enerji Verimliliği Kanunu’nda değişiklikle VAP (Verimlilik Arttırıcı Projeler) desteklerine, hibe veya faiz desteği şeklinde desteklenmek üzere imalat sanayi sektörünün yanı sıra bina, hizmet ve tarım sektörlerinin de dahil edildiğini anlattı: “Enerji Performans Sözleşmeleri’nin kamuda uygulanmasına yönelik ikincil mevzuat çalışmaları tamamlanmıştır. Kamu kurum ve kuruluşlarının 2 milyon TL ve üzeri yatırım bedeline sahip enerji tasarrufu sağlayan projeleri için 15 yıla kadar enerji performans sözleşmeleri imzalayabilmeleri imkânı sağlanmıştır. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yeşil ve sürdürülebilir tahvil ihracı çalışmaları başlatılmıştır. Ulusal Enerji Verimliliği Finansman Mekanizması, Enerji Verimliliği projelerinin Enerji Verimliliği Yarışmaları ile desteklenmesi, Elektrik Dağıtım ve Perakende Şirketlerine yönelik Enerji Verimliliği Yükümlülük Programı getirilmesi, geliştirilmesi gereken öncelikli alanlar olarak görülmektedir.”
Sanayide enerji verimliliğinin kilit noktası dijitalleşme ve yeni teknolojiler: Enerjinin en yoğun kullanıldığı alanların başında sanayi endüstrileri geldiğine ve enerji verimliliği çalışmalarının en büyük etkilerinin bu alanlarda görüldüğüne dikkat çeken Sılkım, önerilerini şöyle sıraladı: “Dijitalleşme ve yeni teknolojiler bu alanda ki tasarrufların kilit noktasını oluşturmaktadır. Verimli elektrik motorlarının kullanılması, üretim hatlarının revize edilerek zaman ve maliyetlerin azaltılması, atık enerjinin geri kazanılması gibi enerji de birçok tasarruf sağlayan çalışmalar yapılabilir. Ayrıca işyerlerinin çatılarına uygulanan güneş enerjisi panelleri, kendi enerjisini üreten firmalar, bir yandan değişken enerji maliyetlerini öngörülebilir ve sabit maliyetlerle karşılarken ihtiyaç fazlası enerjilerini satarak verimliliğin yanında ilave bir gelir kaynağı da yaratabilir.
Karbondioksit salımının en yüksek olduğu alanlardan ulaşım sektöründe; karayolları ulaşımında, demiryolu ve havayolu ulaşımına göre daha fazla enerji tüketildiği için toplu taşımada özellikle raylı sistemlerin çoğaltılması enerjide büyük oranda verimlilik ve tasarruf sağlayacaktır. Araçların periyodik bakımlarının yapılması, verimli sürüş tekniklerine uygun kullanım yakıt tüketimini azaltır. Agresif sürüş tarzı, yüksek devirde araç kullanmak, yüksek hızlarda seyrin, yakıt tüketimini fazlalaştırdığını unutmamak gerekir. Avrupa Birliği’nin (AB) araç hızlarına dikkat çeken verimlilik uygulamaları bulunuyor. Gelişen teknolojiyle akıllı ulaşım sistemleri, elektrikli araçların kullanımının artması ve altyapısının oluşturulmasıyla enerji tasarrufunda yüksek verimlilik bir diğer önemli hedeftir. Ülkemizde de elektrikli araçların üretimi, yayılımında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın koordinasyonunda 81 ilde 1500 adet hızlı şarj kurulumu hibe programı bu gelişimi daha da hızlandıracaktır.”
Etkili tasarrufta konutların önemi: Etkili tasarruf alanlarının başında konutların geldiğine dikkat çeken Sılkım, 2050’ye kadar Dünya’da binalarda tüketilen enerjinin 11 PetaWatt saatten 20 Petawatt saate çıkacağı, yani iki kat artacağının öngörüldüğünü, binalarda enerji kimlik belgesi çalışmalarının hızlandırılarak enerji verimliliğini arttırıcı eylem planları hazırlanmasının tasarruf arttırıcı en önemli etkenlerden biri olduğunu vurguladı. Sılkım’ın verdiği bilgilere göre; binaların yalıtımıyla ısıtma-soğutma enerji giderlerinin azaltılması, aydınlatma sistemlerinin LED ampullerle dönüşümü elektrikte yüksek oranda tasarruf sağlıyor, evleri akıllı hale getirmek, enerji tasarrufundaki en önemli uygulamalardan biri. Sılkım, insanların  günlük hayatında ufak dokunuşlarla büyük enerji tasarrufu yapabileceklerini de söylüyor ve şunları öneriyor: “Enerji tasarruflu etiketlemelere sahip sınıfı yüksek cihazların kullanılması ve cihazların mümkün olduğunca ihtiyaç amaçlı kullanılması, TV setleri, bilgisayarlar, oyun konsolları, mikrodalga fırınlar vb. cihazlar kullanılmadığında fişinin çekilmesi veya kapalı tutulması.  Buzdolabının mevsime göre çalışma sıcaklığının sağlanması ve kapı contalarının sağlamlığı. Yaz aylarında 2-5 0C, kış aylarında 5-8 0C ideal çalışma sıcaklıkları. Aydınlatma sistemini LED ampullerle yapmak. Soğutma sisteminin periyodik bakım ve kontrollerini yaptırmak. Binalara dış cephe ve çatı yalıtımı sağlayarak asgari %35 enerji tasarrufu sağlamak mümkün. Yalıtım yaptırmak özellikle artan enerji maliyetleri ve sağlanan sübvansiyonlar dikkate alındığında kesinlikle ihmal edilmemeli ve yaz aylarında yalıtım çalışmaları tamamlanmalıdır. Maalesef ülkemizde TS 825 standardına uygun olmayan, yalıtımsız binalar çok önemli ekonomik kayıplara neden olmaktadır.”
Enerji Çocuk Projesi: Sılkım, Enerji Verimliliği Derneği olarak birey bazında enerji hanım, enerji çocuk gibi enerji verimliliği farkındalık arttırıcı çalışmaların yanı sıra bilinç endeksi çalışmaları, elektrik dağıtım sektörünü konu edinen Hasat Projesi gibi çalışmalarla da sektörel bazda enerji verimliliği çalışmalarını sürdürdüklerini, Enerji Çocuk Projesi ile okullarda Enerji Verimliliği Kulüplerinin kurulması, Enerji Çocuk Liderlerinin Oluşturulması, Enerji Verimliliği konulu öykü ve proje yarışmalarının düzenlenmesi, Enerji Çocuk Naz Çizgi Film çalışmalar yaptıklarını ifade etti.

“Yeşil dönüşüm için yılda 13.5 milyar dolar yatırım şart”
“Türkiye’de yeşile dönüş enerji alanında başlamalı”: Sılkım, Avrupa Yeşil Mutabakatı’na göre 2023’te AB’nin ithal ettiği ürünlerde gömülü karbon emisyonları raporlanmasına başlayacağını, 2025 sonu itibariyle AB’ye ihraç ettiğimiz ürünlerin azaltılamayan karbon salınımlarının bedelinin ihraç edilen ürün üzerinden AB’ye ‘Sınırda Karbon Uyarlaması Mekanizması’ çerçevesinde ödeneceğini, dolayısıyla Türkiye’de AB için üretim yapan sektörlerin yenilenebilir enerji kullanmaları, enerji verimliliği sağlamaları, su ve karbon ayak izlerini hızlıca düşürmelerinin rekabetçi olabilmeleri için elzem olduğunu söyledi: “Türkiye’nin 2019’da 506 milyon ton CO2 eşdeğeri olarak açıklanan toplam sera gazı emisyonu içinde enerjinin (elektrik, ısıtma, ulaşım vs.) payı % 72 oranındadır. Elektrik üretiminin payı 140 milyon tondur (%28).
Elektrik, birçok sektör için hayati öneme sahiptir. Bu durum Türkiye’de yeşile dönüşün enerji alanında başlaması gerektiğini göstermektedir. Bu dönüşüm Türkiye’de elektrik üretiminin karbondan arındırılması için yılda 13.5 milyar dolarlık bir yatırımın yakın gelecekte yapılması gerektiğini işaret etmektedir. Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi kurulmasıyla sağlanacak tecrübeler önemlidir.”
Sılkım, Sınırda Karbon Düzenlemesi’nin AB ile ticaretinde Türkiye ihracatçısına bir yük getirse de Türkiye’nin bu yükü kaçınılmaz yeni ‘karbon nötr’ ekonomi ya da ‘döngüsel ekonomiye’ geçiş için bir dönüşüm fırsatı olarak görmesinin gerekliliğine değindi. Sılkım, yapılan kamuoyu araştırması sonuçlarına göre 2019’da Enerji Verimliliği Bilinç Endeksi’nin 0-200 değer aralığında 157.7 olarak tespit edildiğini, bunun da kamuoyunun enerji verimliliği konusunda orta üst seviyede bilinç düzeyi olduğunu, bilgi ve bilinç düzeyinde yeterlilik olduğunu ama bilginin davranışa dönüşünde yeterli seviyede olunmadığını paylaştı.

“Hedefleri tam yakalayamasak da çok önemli adımlar attık”
Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği (EYODER) Yönetim Kurulu Başkanı Onur Ünlü, “Türkiye’de 2007’de yürürlüğe giren Enerji Verimliliği Kanunu ile hız kazanmaya başlayan enerji verimliliği, gelişmekte olan ülkemizin artan enerji talebinin karşılanması ve buna bağlı oluşan cari açığının azaltılması konusunda en önemli kaynağımız. Her ne kadar bu alanda hedeflerimizi tam olarak yakalayamamış olsak da çok önemli adımlar attık” dedi.
İklim değişikliğiyle mücadele için yeşil dönüşüm sürecinin artan önemi, global ortamda yaşanan gelişmeler nedeniyle yükselen enerji fiyatları ve çeşitli nedenlerle artan maliyetleri azaltabilmek için işletmelerin enerji verimliliği çalışmalarına gereken önemi vermeye başladığını belirten Ünlü, şunları söyledi: “Önümüzdeki beş yıllık Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı ile konulacak hedefleri müteşebbis ruh ile yakalayıp, geçeceğimize inanıyorum. Enerji verimliliği ülkemiz için yeni sayılabilecek bir konu olsa da Kamuda Enerji Performans Sözleşmelerine İlişkin Tebliğ, VAP destekleri, enerji verimliliği projelerinin 5. Bölge Yatırım Teşviki kapsamında kabul edilmesi gibi çok önemli çalışmalar yapıldı. Ancak önümüzde atılması gereken çok fazla adım var. Kamuda Enerji Performans Sözleşmeleri ile ilgili olarak belediyelerin teminat verebilir bir yapıya kavuşturulması, enerji performans sözleşmelerinin finansmana erişiminin kolaylaştırılması ve hukuki altyapının düzenlenmesi sürece önemli bir katkı sağlayacaktır. Ayrıca bu desteklerin ticari binalara, üniversitelere ve hatta konutlara yayılması, enerji verimliliği ve seferberliği için büyük bir adım olacaktır.”
“Sürdürülebilirliğin üç adımını uygulamalıyız”: Onur Ünlü, enerjiyi verimli kullanmak için sürdürülebilirliğin üç adımını uygulamamız gerektiğini vurguladı: “Yani kaynak kullanımını azaltmak, hammadde ve enerjiyi yeniden kullanmak, son olarak üretim esnasında ortaya çıkan atıkları geri dönüştürmek. Toplum olarak da evlerimizde ısıtma/soğutma sıcaklık ayarlarını optimize etmek veya tasarruflu ampul gibi basit önlemlerin bile enerji kullanımını ciddi ölçüde düşüreceğine dikkate almalıyız.”
Onur Ünlü, önerilerini şöyle özetledi: “İş dünyası hem maliyetlerini kontrol altında tutmak hem de doğaya geri dönüşü olmayan zararlar vermemek için enerji ve kaynak verimliliği odaklı bir yaklaşımı benimseyerek, enerji kullanımını azaltmalı, geriye kalan kısmı da temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarından tedarik etmelidir. Diğer taraftan AB, Dünya Ticaret Örgütü’nden vize aldığı takdirde, 2026’da hala AB’nin belirlediği emisyon oranlarına ulaşamayan işletmeler aradaki fark için vergi ödemeye başlayacak. Dolayısıyla artık işletmelerin çok daha verimli ve emisyondan arınmış bir şekilde hayatlarına devam etmeleri gerekiyor.”
Bu durumun yeşil dönüşümü hızlı gerçekleştiren KOBİ’lere hem yeni pazarlara erişme hem de ihracat pazarını büyütme için bir fırsat sunduğuna dikkat çeken Ünlü, Türkiye’nin, artan nüfusu ve gelişmekte olan bir ülke olması nedeniyle enerji talebinin de artan bir ülke olduğunu kaydetti: “Bu talebi karşılamanın en etkin yolu enerji verimliliği. Bu sayede yeni enerji santrali yatırımı, enerji dağıtım hattı yatırımı ve/veya cari açığımızı artıran enerji ithalatının önüne geçmiş olacak, eldeki kaynaklarımızı ülkemizin sosyo-ekonomik gelişmesine ayırabileceğiz. Enerji Performans Sözleşmeleri ile finanse edilebilen enerji verimliliği yatırımları ve iklim krizinin oluşturduğu farkındalıkla birlikte sürdürülebilir enerji yönetimi hem kamunun hem de özel sektörün gündeminde daha fazla yer almaya başladı. Enerji hizmet şirketleri ilk kez kömür ve doğal gaz gibi fosil yakıtlardan çıkmaya yönelik işletmelerden talepler almaya başladı. Bu işletmeler enerji verimliliğini maksimize ederek tüketimlerini azaltmayı, tamamen elektrik kullanmayı, bunu da yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamayı hedefliyor. Dolayısıyla kamuda atılan her adım özel sektörün enerji verimliliği için büyük katkı sağlıyor.”

Enerji verimliliği nedir?
T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın tanımına göre; “Enerji verimliliği, binalarda yaşam standardı ve hizmet kalitesinin, endüstriyel işletmelerde ise üretim kalitesi ve miktarının düşüşüne yol açmadan, birim veya ürün miktarı başına enerji tüketiminin azaltılmasıdır.”

Yorumlar (0)