banner565

banner472

banner458

banner457

 “İnşaat malzemelerinde de ‘mücbir sebep hali’ ilan edilmeli” Ekonomik İstikrar Kalkanı inşaatı ‘kısmen’ kapsadı

İnşaat sektörü Ekonomik İstikrar Kalkanı paketinde ‘kısmen’ destek buldu. Türkiye İMSAD Başkanı Tayfun Küçükoğlu, “Ekonomik İstikrar Kalkanı tedbirleri kapsamında ‘mücbir sebep hali’ ilan edilen sektörler arasına inşaat malzemesi sanayisinin de dahil edilmesiyle sektörün bu zorlu süreci en az hasarla atlatacağımıza inanıyoruz” dedi.

DOSYA 01.04.2020, 07:59 28.04.2020, 10:09
12608
 “İnşaat malzemelerinde de ‘mücbir sebep hali’ ilan edilmeli” Ekonomik İstikrar Kalkanı inşaatı ‘kısmen’ kapsadı

Dünya genelinde yaşanan Koronavirüs Salgını, arz ve talepte yarattığı sorunlar ile üretim ve hizmet faaliyetlerinin durması veya aksaması sonucunda önemli çapta ekonomik ve sosyal sorunlara da yol açıyor. İnşaat sektörü de bu sorunların yaşandığı alanlardan biri.
Salgının ekonomik tahribatına karşı açıklanan Ekonomik İstikrar Kalkanı paketinde inşaat sektörü için “500 bin liranın altındaki konutlarda kredilendirilebilir miktarını yüzde 80’den yüzde 90’a çıkartacak, asgari peşinatı yüzde 10’a düşürülecek” desteği yer alıyordu. Tedbirleri uygulamaya  koyan Hükümet, vergi süreçleri bakımından mücbir sebep hükümlerinden faydalanacak sektörleri tebliğ ile açıkladı. İnşaat sektörü de mücbir sebep hali kapsamında yer alıyor. Tebliğde inşaat sektörünün kapsamı ise şöyle belirtildi: “Bina projelerinin geliştirilmesi, ikamet amaçlı binalar ile ikamet amaçlı olmayan binaların inşaatı, binaların yeniden düzenlenmesi ve yenilenmesi faaliyetleri, yıkım işleri, ısıtma, havalandırma, soğutma ve iklimlendirme sistemlerinin kurulumu, binaların iç ve dış boyama ve işleri, duvar ve yer kaplama gibi bina inşaatı ile özel inşaat faaliyetleri.”
‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’ ile önemli bir adım atıldığını ve bu adımın çok değerli olduğunu vurgulayan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, şu açıklamayı yaptı: “Ekonomik istikrarın sağlanması adına alınan tedbirlerden etkilenen sektörlerin vergi ödevlerini yerine getirmeleri bakımından ‘mücbir sebep’ hükümlerinden faydalandırılmasını, inşaat malzemesi sanayicileri olarak son derece değerli bulmaktayız. İnşaat malzemesi sanayisinin kapsam dışı kalmasıyla, ‘lokomotif sektör’ ve ‘istihdamda sünger sektör’ özelliklerini hızlıca kaybetmesi ve işsizliğin artması söz konusudur. Özellikle enerji tüketiminin yüksek olduğu fabrikalarımızda hem sanayiciler hem de çalışanlar sıkıntılı günler geçirmektedir. İstikrarlı üretimde zorlanan inşaat malzemesi üreticilerimizin kapsam dışı kalarak üretim faaliyetlerinin zaafa uğraması ülkemiz ekonomisinde ve sektörümüzde çok daha büyük zararlara yol açacaktır. Küresel salgın tehdidine karşı topyekûn mücadele edilmesi, sanayi ve ticaretin bütün olarak ele alınması gerektiği inancındayız.”
Küçükoğlu, Türkiye inşaat malzemesi sanayisinin gerek toplam üretimi ve istihdamdaki payı, gerekse diğer sektörlerle yakın ilişkisinden dolayı ülke için stratejik öneme sahip olduğunu belirterek, “Türkiye, inşaat malzemesi üretiminde dünyanın en büyük 5 ülkesinden biridir. İç pazarın 90 milyar dolardan (2018) 66 milyar dolara (2019) gerilemesi nedeniyle ihracata odaklanarak 2019 yılında 21.5 milyar dolar değerinde 50 milyon ton inşaat malzemesi ihraç eden sektörümüzün, rekabet gücünü ve istihdam kapasitesini korumak için mücbir sebep destek kapsamına alınmasına ihtiyacı bulunmaktadır. Sektör olarak, ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’ kapsamına inşaat malzemesi sanayisinin de dahil edilmesi konusunda kamunun gerekli düzenlemeleri yapacağına ve bir memleket meselesi haline gelen içinde bulunduğumuz bu zorlu süreci en az hasarla atlatacağımıza inanıyoruz” diye konuştu.

“Destekler yurtdışı müteahhitlik hizmetlerini kapsamalı”
Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün, “Yurtiçinde 200'ü aşkın alt sektöre talep yaratan, yaklaşık 2 milyon vatandaşımızı istihdam eden, yurtdışındaki projelerle de ülkemize önemli döviz girdisi sağlayan sektörümüz ekonomimizde toparlanmanın sürmesi ve hedeflerin yakalanabilmesi açısından önem taşımaktadır” dedi.
Desteklerin yurtdışı müteahhitlik hizmetlerini de kapsamasını isteyen Yenigün, “Mevcut olağanüstü durum nedeniyle yaşanabilecek gecikmelerde desteklerin sürmesi önemli. Tüm ülkeler tarafından uygulanan farklı nitelikteki önlemlerin projelerimizde gecikmelere ve neticede cezai yaptırımlara muhatap olmamaları için hükümetler arası temasların gündemde tutulması uygun olacaktır” açıklamasını yaptı.

“Atılan adımlar olumlu”
Hükümetin açıkladığı Ekonomik İstikrar Paketi’ni sektör açısından değerlendiren GYODER (Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Feyzullah Yetgin, pakette gayrimenkul sektörünü olumlu etkileyecek düzenlemelerin yer almasını hem sektör hem konut alıcıları açısından çok önemli bulduğunu söyledi.
Yetkin şöyle devam etti: “‘500 bin liranın altındaki konutlarda kredilendirilebilir miktarın yüzde 80’den yüzde 90’a çıkarılması, asgari peşinatın yüzde 10’a düşürülmesi’ şeklinde yapılacak düzenleme, peşinatını tamamlayamadığı için konut alımını ertelemek zorunda kalan önemli bir kesimi harekete geçirecektir. Gayrimenkul sektörünün, kamunun yeni yol haritasına paralel bir şekilde tekrar hareketleneceğine ve büyümeye, gelişmeye devam edeceğine inanıyoruz.”

Şubatta kısmı iyileşme yaşayan inşaat sektörüne Koronavirüs engeli
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektöründeki ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koyuyor. THBB, Hazır Beton Endeksi’nin 2020 Şubat Ayı Raporu’nu açıkladı. Rapora göre son iki aydır faaliyetteki yavaşlama Şubat ayı itibarıyla geride bırakılmış göründü. Güven Endeksi yükselmekle birlikte eşik değerin altında kaldı. Sektörün güveni hâlâ istenilen düzeyde görünmüyor.

Raporun sonuçlarını değerlendiren Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) ve THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık şöyle konuştu: “113 bini aşan aylık konut satışlarında ipotekli satışlarda sıçrama göze çarpıyor. Ocak ayında ipotekli konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 546.1 oranında artış göstererek 42 bin 237 olmuştur. Ertelenmiş olan konut talebi son 5 aydır hayata geçmeye başlamış, ancak en son açıklanan Şubat ayı Tüketici Güven Endeksi 57.3 değeri ile oldukça düşük gerçekleşmiş gözüküyor. Bu da tüketim davranışında önümüzdeki dönemde olumsuz bir tablo ile karşılaşabileceğimizin göstergesi olabilir.” Koronavirüsü nedeniyle bütün ülkelerin ekonomilerinin olumsuz etkilenmeye başladığını hatırlatan Işık, “Bu etkilerin ortaya çıkaracağı ekonomik hasarın boyutları önümüzdeki dönemde ortaya çıkacaktır. Türkiye’nin bu süreçte, Koronavirüsü ve diğer jeopolitik risklerin yaratacağı ekonomik etkileri azaltmak için faiz politikası başta olmak üzere ekonomik tedbirler alması beklenmektedir” dedi.

Yorumlar (0)