banner565

banner472

banner458

banner457

Körfez Devleri İstanbul'da Buluştu

“Uluslararası Yatırım Zirvesi” 10-11 Nisan’da gerçekleştirildi.

ETKİNLİK 01.05.2014, 07:59 01.05.2014, 07:59
7711
Körfez Devleri İstanbul'da Buluştu

“Uluslararası Yatırım Zirvesi” enerji ve gayrimenkul alanında yarım trilyon dolarlık iş hacmi olan Körfez fonlarını ağırladı. Açılış konuşmasını Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yaptığı zirveye Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da katılarak Türkiye’nin potansiyel yatırım alanlarına ilişkin en üst noktadan bilgi verdi.
Körfez sermayesinin uluslararası yatırım fonları ve yatırımcıları İstanbul’da 10-11 Nisan’da düzenlenen “Uluslararası Yatırım Zirvesi”nde biraraya geldi. 55’i yabancı yatırımcı olmak üzere 500’den fazla kişinin katıldığı zirvede, “Enerji, İnşaat, Ekonomik ve Siyasi İstikrar” konuları görüşüldü.
İstanbul Yatırım Derneği ve Ortadoğu Ekonomi Platformu’nca düzenlenen zirvenin açılış konuşmasını Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yaptı. Bakan Mehmet Şimşek, Türkiye’nin bazı yapısal sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirterek, bu sorunların başında büyük cari açığın geldiğini ve bunun Türkiye’nin yumuşak karnı olduğunu söyledi. Mehmet Şimşek, şöyle konuştu: “Türkiye’nin orta ve uzun vadeli temelleri çok güçlü. Küresel ekonomi iyileşinceye kadar orta vadeli büyümeyi devam ettirmemiz lazım. Yakın ortağımız AB küresel ekonomik krizden çıkmaya çalışıyor. Arap Baharı’ndan sonra Suriye dışında bu bölgede durum daha iyileşmiş durumda. Herşeye rağmen çok önemli istihdam yarattık ve  4.8 milyonluk bir istihdam oluşturduk. Bu da orta vadeli büyümeyi destekleyecek durumda.”
Yatırımcıları Türkiye’ye yatırıma çağıran Şimşek, şöyle konuştu: “Para biriminin zayıflığı sürekli olmayacaktır. Çünkü Türkiye ana ticaret partnerlerinden daha hızlı büyüyor. Böyle bir durumda paranızı tabii ki hızlı büyüyen ülkeye yatırırsınız. Türkiye sadece gelecek 3 yıl değil, gelecek 30-50 yıl için de daha iyi getiriler sağlıyor. Yapısal sorunlardan bağımsız olan bir ekonomi yok. Bizim de yapısal sorunlarımız var. Mükemmel değiliz. Yükselen bir ekonomiyiz. Ve yüksek bir cari açığımız var.  Türkiye’nin sermayeye ihtiyacı var çünkü Türkiye komşuları gibi doğal kaynakların bahşedildiği bir ülke değil. Kilit sermayemiz aslında insan, yatırımın da gerçekleştiği bağlam bu.  Ancak kısa vadede uluslararası mevduatları cezbetmemiz gerekiyor.”
Şimşek, son 15 yılda emtia fiyatlarının çok arttığını bunun nedeninin de Çin gibi büyüyen ekonomiler olduğunu belirterek, emtiada bu artışın devam etmeyeceğini öngördü. Türkiye’nin borçluluk noktasına da değinen Şimşek, Türk hükümetinin uluslararası topluluk açısından hiçbir borca sahip olmadığını belirtti. Türk ekonomisi için genel görünümün iyiye gittiğini aktaran Şimşek, “Temel göstergeler kuvvetli, cari hesap açığı daralıyor, riskler düşecek. Dünya Bankası’na göre 10 yılda petrol fiyatları yüzde 20-30 düşüş gösterecek. Türkiye’nin hikayesi oldukça çekici bir hikayeye dönüşecek. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde Türkiye’deki enerji harmanının da sağlıklı hale geleceğini görüyoruz. Bunun da Türkiye’nin dışa bağlılığını azaltacağını görüyoruz. Ortak girişimler için muazzam fırsatlar var. Bizler sizi hem yenilenebilir enerjiye hem de santrallere davet ediyoruz. Sadece yenilenebilir enerji kaynakları ile sürdürülebilir bir sistem kurmak mümkün değil” çağrısında bulundu.
Şimşek, bütçenin 5’te 1’inin, vergi gelirlerinin 4’te 1’inin eğitime harcandığını belirterek, “Ben çok iyimserim. Çünkü bu alanda mevcut yatırımlara devam edersek 30-50 sene içinde Türkiye 2. ya da 3. büyük Avrupa ekonomisi olacak” dedi.

Reformlar başlayacak
Bakan Şimşek, belki 2015 yılındaki seçimlerden sonra kapsamlı bir işgücü piyasası reformu yapılacağını aktararak, bunun işsizlik oranının düşük olmasını sağlayacak önemli bir faktör olduğunu kaydetti. Türkiye’deki bölgesel kalkınma farklılıklarını ortadan kaldırmak istediklerini anlatan Şimşek, “Gelir dağılımı farklılıklarını ortadan kaldırmak istiyoruz. Türkiye’nin bazı bölümleri Belçika seviyesinde, bazı bölümleri en az gelişmiş ülkeler seviyesindedir. Kalkınma farklılıklarını ortadan kaldırmak istiyoruz. Güneydoğu’nun aklınızın bir köşesinde olması lazım. Biz adil toplum, eşit gelir dağılımı amaçlıyoruz” açıklamasını yaptı. Bakan Şimşek, Ortadoğu’daki birçok dost ülkenin paralarını Batı’da tuttuğuna dikkati çekerek, “Paranızı Batı’da tutuyorsunuz, Batı da alıp o parayı Türkiye’ye yatırıyor” dedi. KOBİ’lere yatırım yapılması ve Türk şirketlerinin satın alınması gerektiğini belirten Şimşek, şirketlerin işbirliğine açık ve esnek olduğunu söyledi. Şimşek, şu bilgiyi verdi. “Biz bu krizi boşa harcamayacağız ve daha fazla reform yapacağız. Seçimi kazandık ve bu işin kolay tarafıydı, şimdi iş reform yapma zamanıdır.”

Genç Türkiye’ye güvenin
İstanbul Yatırım Derneği Başkanı Mehmet Ulusoy ise Türkiye’nin genç nüfusuyla önemli bir potansiyel oluşturduğunu belirterek, yatırımcılara şu çağrıda bulundu: “Genç Türkiye’ye ve devlet desteğine güvenin.”
Ortadoğu Ekonomi Platformu Başkanı Edin Özel de 21 yüzyılın yatırım yüzyılı olacağını belirterek, “Bu dönüşüme bizler hızla ayak uydurmalıyız. Hatta uzun vadeli düşünüp gelişmelerin önünde olmalıyız. Gelişmeler bizi değil, biz gelişmeleri yönlendirmeliyiz. Sadece bugünü ve yarını değil, en az 50 yıl sonrasını da görmeliyiz. Ortak geleceğimiz için birbirimize daha fazla entegre olmamız gerekiyor” diye konuştu.

2013’te 13 milyar dolar özelleştirme yapıldı
Zirvenin ilk gününde “Mega Projeler ve İnşaat” başlığı altında düzenlenen panelde konuşan Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanı Ahmet Aksu, 1984 yılında başlanan özelleştirmeler çerçevesinde bugüne kadar 100’ün üzerinde kamu şirketini, kamu varlığını özel sektöre devrettiklerini açıkladı. Aksu, şu bilgileri verdi: “Bugüne kadar 60 milyar dolar civarında özelleştirme yapmışız. Bunun 52 milyar dolarlık kısmı son 11 yılda AK Parti hükümetleri döneminde gerçekleştirildi. Tecrübelerimiz de artarak devam ediyor. 2003’den önce, senede 10-12 ihale yapılırken son 2 yıldır ortalama 250 civarında her yıl ihale gerçekleştiriyoruz. Birçok kamu varlığını, atıl durumdaki arsa ve araziyi ekonomiye kazandırıyoruz” diye konuştu.
Dünyadaki krize rağmen 2013 yılının özelleştirme bazında kendileri için çok başarılı bir yıl olduğunu söyleyen Aksu, 13 milyar dolar civarında bir özelleştirmeyi gerçekleştirdiklerini açıkladı. Aksu, önümüzdeki dönem yapılması planlanan özelleştirmeler konusunda ise şu bilgileri verdi: “Portföyümüzde şu anda elektrik üretim tesislerinden şeker fabrikalarına, limanlardan arsa ve araziye kadar 15’in üzerinde şirket olarak kuruluş var. Bunun haricinde de Türkiye’nin en önemli yerlerinde her büyüklükte her yatırımcıya hitap edebilecek 25 milyon metrekareyi aşkın arsa portföyümüz var. Önümüzdeki bir iki yıl içerisinde, elimizdeki en önemli varlıklardan bir tanesi elektrik üretim tesisleri var. Elektrik üretiminde Türkiye’nin kapasitesi 50 bin megavatı aşmış durumda. Devletin kontrolünde olan 25 bin megavatlık bir kapasitemiz vardı. Geçtiğimiz yıl 2 tane termik santralin özelleştirmesini gerçekleştirdik. İçinde bulunduğumuz ay da 4 tane termik santralle ilgili teklifleri alıyoruz, en kısa zamanda onları da sonuçlandıracağız. Arkasından 8 tane daha termik santralimiz var. İlgi duyan yatırımcılar bizden bununla ilgili bilgi alabilirler.”
Liman özelleştirmelerine de değinen Aksu, Kalamış Marina ile ilgili ihale sürecinin devam ettiğini, daha sonra Derince Limanı ihalesine çıkacaklarını, Tekirdağ Limanı ve Ordu Limanı ile ilgili ihale süreçlerini gerçekleştireceklerini anlattı. Aksu, 25 şeker fabrikası için özelleştirme modeli üzerinde çalıştıklarını dile getirerek, gayrimenkul ve arsa özelleştirmelerine ilişkin de detaylar paylaştı.

TOKİ, 11 yılda 64 milyar lira yatırım yaptı
Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkan Yardımcısı Ahmet Şahin de Kayaşehir, Halkalı Toplu Konut Alanı, İstanbul Ataşehir, Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm projelerinden bahsederek 11 yılda TOKİ’nin konut sektörüne yaptığı yatırımın 64 milyar lira civarında olduğunu, bu kaynağın TOKİ tarafından üretildiğini, devlet bütçesinden pay alınmadığını vurguladı. Şahin, sosyal konut konusunda da 500 bin konut hedefine ulaştıklarını ve 2023 yılına kadar yeniden 500 bin sosyal konut için çalışmalara başladıklarını aktardı.
Zamil Group Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Abdurrahman el-Zamil ise Suudi Arabistan ve Körfez bölgesi ekonomisi hakkında bilgiler paylaştı. Bu bölgede öngörülen büyüme rakamlarına işaret eden el-Zamil, böyle zengin bir pazardan Türkiye’nin yatırımcı çekebilmesi için yapması gerekenler olduğunu aktardı. el-Zamil, bugün Türkiye’nin Suudi yatırımcıların gayrimenkul alanında birinci hedefi olduğunu anlattı.
İki ülke arasındaki ticaret hacminin 9 milyar dolara çıktığını kaydeden el-Zamir, şöyle konuştu: “Türkiye son 10 yılda bir mucize yarattı. Ama mega projeleri ve bizim bunlara katılımımızı konuşacaksak, ‘Suudi özel sektörü acaba tek başına Türkiye’deki bir mega projeye yatırım yapacak mı? diye sorarsanız, cevabım: Hayır. Suudileri ya da Körfez ülkelerinden yatırımcıları mega projelere çekmenin yolu konsorsiyumlardan geçer. Bunun başında da çok yüksek itibara ve güvenilirliğe sahip Türk şirketlerin olması lazım. Bu Türk konsorsiyumun içinde mükemmel bankacılar olmalı, çok iyi hazırlanmış fizibilite çalışmaları olmalı.”

Yılmaz: “Yatırım ortamını iyileştiriyoruz”
Zirvenin ikinci gün açılış konuşmasını yapan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, bugünkü dünyada sadece ekonomik gelişmelere bakarak yatırım yapmanın doğru olmadığını söyledi. Geçen yıl Türkiye’ye gelen uluslararası doğrudan sermayenin 12.8 milyar doları bulduğu bilgisini veren Yılmaz, bir taraftan Türkiye’den çıkıp başka yerlere yatırım yapan yatırımcıların da olduğunu, kendisinin verdiği rakamın net değil brüt olduğunu kaydetti. Yılmaz, şöyle konuştu: “2014-2018 dönemini kapsayan kalkınma planı Meclisimizden de geçerek kabul edildi. Bu planda da üzerinde en fazla durduğumuz şey yatırım ortamının iyileştirilmesi. Türkiye’nin bütün dünyadan gelecek yatırımcılar için ama özellikle de kendi doğal coğrafyasından kültürel coğrafyasından gelecek yatırımcılar için çok daha avantajlı hale getirilmesi. Bürokrasiyi sürekli bir şekilde azaltmaya devam edeceğiz. Özellikle yatırımcılar için yatırım yeri tahsisi konusunda sistematik bir takım altyapılar, bilgi altyapıları kurmaya dönük çalışmalarımızı önceliklendiriyoruz.”
Bakan Cevdet Yılmaz, 2014-2018 dönemi sonunda hedeflerinin Türkiye’ye 94 milyar dolarlık uluslararası yeni bir yatırım girişi sağlamak olduğunu söyledi. Diğer bir hedeflerinin ise Dünya Bankası’nın iş yapma kolaylığı sınıflandırmasında da Türkiye’nin ilk 50 ülke arasına girmesini istediklerini aktaran Yılmaz, çalışmalarının da bu yönde olduğunu kaydetti. Yılmaz, 2014-2018 yılları arasında kamu olarak 250 milyar dolarlık bir yatırım hacmi öngördüklerini kaydederek, “Bu dönem, 2023 yılına kadar uzatıldığında ise yaklaşık 700 milyar dolarlık bir yatırım hacmi öngörüyoruz. Aynı dönemde bu tutarlara ilave olarak 200 milyar dolarlık kamu-özel sektör işbirliği modeli ile projelerin gerçekleştirileceğini tahmin ediyoruz” bilgisini verdi.

THY, Afrika önceliğini sürdürüyor
Zirvenin ‘Özel Oturum’ bölümünde konuşan Türk Hava Yolları (THY) Genel Müdürü Temel Kotil ise ekonomik güç ile seyahat arasında bir korelasyon olduğunu, 20 yıl sonra farklı bir Afrika, farklı bir Türkiye, farklı bir Uzakdoğu olacağını kaydetti. Afrika’yı diğer havayollarına nazaran dünyaya daha iyi bağladıklarını bildiren Kotil, THY’nin Afrika’da güçlü bir taşıyıcı olduğunu dile getirdi. Krizlerde daha çok çalışıldığı için daha çok para kazanıldığını vurgulayan Kotil, son 3 yıl içerisinde Avrupa’nın en iyi havayolu seçildiklerini, bu durumun bundan sonra da devam etmesini umut ettiğini ifade etti.

Gül: “TMSF 7 milyar doların üzerinde rezerv biriktirdi”
2. Gün gerçekleşen ‘Türkiye’de Yatırım Yapmak’ panelinde konuşan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Şakir Ercan Gül, TMSF olarak 7 milyar doların üzerinde bir rezerv biriktirdiklerini ve bu fon rezervi ile dünyada bir numara olduklarını söyledi. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vahdettin Ertaş, bir rapora göre 2030 yılına kadar dünyanın 21 trilyon dolar altyapı yatırımı yapması gerektiğini belirterek, “Bu kadar büyük yatırımları kamu kaynaklarıyla finanse etmek hemen hemen hiçbir ülkenin üstlenebileceği bir yük değildir” dedi. Ertaş, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşılabilmesi için enerji ve ulaşım sektöründe sadece 250 milyar dolarlık projelendirilmiş yatırımları olduğunu belirterek, bunu kamu kaynaklarıyla finanse etmenin oldukça zor olduğunu ve özel sektörün kaynaklarına oldukça ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Enerji Türkiye’nin en önemli yatırım kalemi
Zirvenin öğleden sonraki özel oturumunda konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması için 118 milyar dolarlık yatırım yapmak durumda olduğunu, sektörü vergi dahil geçen yıl 95 milyar dolarlık bir hacim ile kapattıklarını, enerji sektörünün büyük ve önemli bir sektör olduğunu söyledi. Yıldız, Türkiye’nin geçen yılki net ithalatının 52 milyar dolar civarında olduğunu ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti: “O yüzden hem ticaretini hem de üretimini enerji sektöründe ciddi rakamlarla yapmak durumdayız. Geçen yıl Türkiye’de 14.1 milyar lira yatırım yapıldı. Bizim her yıl ortalama 7.8 milyar dolardan daha fazla yatırım yapmamız gerekiyor ki ekonominin büyümesini karşılayabilir olalım. Bugün iki nükleer santralin değeri 44 milyar dolar ve bu da yaklaşık 100 milyar lira yapıyor. Biz 100 milyar liraya 100 liralık Hazine garantisi vermedik. Projenin kendisinin bunu garanti edebileceğini anlattık. Gerek Rusya gerek Japonya’ya 100 liralık Hazine garantisi vermedik. 60 yıllığına anlaşma yapıyoruz. Türkiye’nin neredeyse 100 yıllık projelerini dizayn ediyoruz.”
Yıldız, katılımcılara şöyle seslendi: “Türkiye’deki nükleerle ilgili yatırımcılarımıza tavsiyemiz şu olacak; ister Rusya ister Japonya her ikisiyle de 4 bin 800 megavatlık santral kuruyoruz ve buraya ortak alabiliriz. Yüzde 10, yüzde 20 hatta yüzde 49’a kadar. Bu manada görüşmelere açığız.”

“Türkiye’nin kalkınmasından istifade edin”
“Uluslararası Yatırım Zirvesi”, AK Parti Ekonomi İşleri Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un yaptığı kapanış konuşmasıyla sona erdi. Kurtulmuş, Türk milletinin seçim sonuçları ile ekonomik ve siyasi istikrarı sürdürme isteğini ortaya koyduğunu anlatarak, yabancı yatırımcıların her geldiklerinde, demokrasisi, kalkınması daha iyiye gitmiş, sosyal bütünlüğünü daha iyi sağlamış bir Türkiye göreceklerini kaydetti. Kurtulmuş, şöyle konuştu: “Biz istiyoruz bu sürecin içerisinde sizler sadece dışarıdan takip etmeyin, dostlarımız ve kardeşlerimiz olarak, sizler de buraya gelerek bu kalkınma sürecinden istifade edin. Hem Türkiye’nin, hem de bölgenin kalkınmasını, büyümesini hep beraber sağlayalım. Ümit ediyorum ki bu toplantının ikincisi, körfez ülkelerinden birinde olsun.”

Yorumlar (0)