banner565

banner472

banner458

banner457

Kalkınmamızın yeni şartı; Dijital Dönüşüm

Türkiye dijital dönüşüm kulvarında ama en arka sıralarda koşuyor. Çözüm önerileri eğitim sistemi reformuna odaklanıyor. Başladık, hızlanmalıyız.

HABER 01.11.2019, 07:49 30.11.2019, 10:51
17662
Kalkınmamızın yeni şartı; Dijital Dönüşüm

Yapay zeka, robotik ve diğer akıllı otomasyon biçimleri hızla gelişiyor. Bütün sektörlerin anası olarak bu gelişmeye ‘Dijital Dönüşüm’ diyoruz. Sektör üretkenliği artırarak yeni ürün ve hizmetlerle ekonomiye büyük katkı sağlıyor.
Dijital dönüşüm sektörünün bir ayağı var ki, düne kadar ‘Hizmet’ diyorduk, artık bugün –yasal adlandırmayla– sanayi diyoruz; bildiğimiz ‘Yazılım’ sektörüdür.
Temel yazılım paketleri, hesaplamalar ve öğrenme algoritmaları gibi uygulamaları bünyesinde barındıran yazılım sektörü otomasyondan etkilenerek ilerliyor. Öyle bir noktaya gelindi ki, yapay zeka ve robotik uygulamalardan azami ölçüde yararlanırken bu teknolojilerin insan üzerindeki olumsuz etkisini en aza indirmek için önleyici politikalar aramaktayız.
Düğüm noktası da burası. Çünkü dijital dönüşüm geometrik bir gelişme veriyor; yeni meslekler, yeni iş kolları, toplumsal girişimcilik ve bilgi ekonomisi gibi zenginlikler çıkıp geliyor.

Türkiye durumu
Türkiye OECD ülkeleri arasında bilgisayar kullanımında ortalamanın gerisinde (yüzde 40) gidiyor. Elektronik yazılım kullanımında keza, OECD ortalamasının (yüzde 20) altında, en düşük seviyedeyiz.
Dijital araçların kullanım hızı da ülkelere göre. OECD ülkelerinden Danimarka, İsveç ve Hollanda’nın dahil olduğu bir grup dijital araçları ve yazılım programlarını kullanma oranında çok yüksek ama Yunanistan, Şili ve Türkiye gibi ülkeler bilgi teknolojileri kullanımında çok geride.

Dijital vizyon
2030 yılına kadar 75 milyondan 375 milyona kadar çalışanın meslek değiştirmesi ve istihdam edilmeleri öngörülüyor (McKinsey Global Institute). 2030’a kadar yüzde 50 artarak devam edecek. Bu artış bilişim teknolojileri ve yazılım alanında olacak.

Kamu vizyonu
• ‘Sürekli Eğitim Merkezleri’nde ve tematik teknik kolejlerde dijital teknoloji kullanıcıları yetiştirilecek.
• Üniversitelerimizde dijital teknoloji geliştiricileri yetiştiren programlar çoğaltılacak.
• Eğitimin her kademesinde eğitimcilere dijital yetkinlikler kazandırılacak.
• Dijital teknoloji alanlarında doktora öğrenimi desteklenecek.
• Özel teşvikler ve desteklerle dijital yetkinliklere sahip işgücü sanayi ile buluşturulacak.
• Dijital dönüşüm farkındalığı artırılacak ve yaygınlaştırılacak.
• Dijital dönüşüm paydaşları arasında işbirliği geliştirilecektir.
• Dijital dönüşüm sektörünün ilk aradığı, problem çözme becerisi ve yeni alanları öğrenme kapasitesidir. Sosyal iletişim, takım çalışması becerileri vb. devam ediyor. Bu husus eğitim iskeleti olacaktır.
• Odak teknoloji alanlarına (bulut bilişim, büyük veri, yapay zekâ, otonom robotlar vb.) yönelik teknoloji yol haritaları hazırlanacak.
• Uygulamalı Ar-Ge stratejisi hazırlanacak.
• Odak teknoloji alanlarında uygulamalı araştırma merkezleri kurulacak.
• Dijital Teknolojiler Programı başlatılacaktır.

Sonuç: Türkiye’nin bir teknoloji merkezi haline gelebilmesi hedeflenmeli. Tüm paydaşlar elini taşın altına koymalı. Daha çok araştırma yapılmalı. Gelişen teknolojiler ve şartlar yakından izlenmeli. Gençler yüksek katmadeğerli alanlara yönlendirilmeli.

Geleceğin trendi; kritik teknolojiler
Dünyanın en büyük araştırma ve danışmanlık şirketlerinden Gartner’ın yaptığı araştırmalara göre 2022’de yapay zekadan elde edilen iş değeri 3.9 trilyon doları bulabilir. Gartner’ın En İyi 10 Stratejik Teknoloji Eğilimleri Raporu’na göre en önemli 10 stratejik teknoloji eğilimleri şöyle:
1) Özerk nesneler (Robotlar ve otonom nesneler): Robotlar ve otonom nesneler, insanların geleneksel olarak yaptığı işleri yapmak için yapay zeka kullanıyor. Gelecekte kara, hava, deniz ve dijital ağları “robotlar, araçlar, aygıtlar, ajanlar, zeplinler ve drone’lar (insansız hava aracı)” kaplayacak. Farklı koordinasyon, yetenek ve zekalarla çalışan otonom nesneler, birbiriyle iletişim kurarak da çalışabilecek. Otonom nesneler arasında geleceğin popüler yıldızları ise otonom otomobiller ve drone’lar olacak. İş dünyası açısından bakıldığındaysa yapay zeka destekli otonom nesnelerin otonom yeteneklerinin sağladığı olanaklar öne çıkacak. Öncelikle bu yeteneklerin iş süreçlerinde nasıl kullanılabileceği önem kazanacak. Geleceğin teknolojilerini günümüzde kullanmaya başlayan şirketler de var; örneğin; E-ticaret platformu Amazon, zeplinden dağılan drone’larla kargo teslimatı yapıyor.
Gartner, otonom nesnelerin işbirlikçi şekilde bir araya gelmesini, yani iletişim kurarak çalışmasını da bekliyor. Örneğin; bir drone büyük bir tarlayı incelediyse ve hasat için hazır olduğunu tespit ederse otonom bir biçerdöveri gönderebilir.
Otonom araçların kullanımının gelişme hızını; maliyetler, teknoloji, tüketici kabulü ve düzenlemeler belirleyecek. Gartner, 2020 civarında birçok “otonom araç” lansmanı bekliyor. Güvenli bir ulaşım seçeneği olarak öne çıkacak otonom araçlar, kaza sayılarını ciddi oranda azaltacak, yakıt tasarrufu sağlayacak, seyahat sırasında geçen zamanın da verimli kullanılmasını sağlayacak. Bu konuyla ilgili en önemli tartışma ise “ahlak ve adalet” konusunda. Bir bilgisayarın bir kazaya veya cezai bir faaliyete karışması durumunda, ölümcül seçenekle sorumluluk arasında nasıl karar vereceğiyle ilgili sorular şu anda cevapsız.

2) Artırılmış analitik: Artırılmış analitik, analitiğin geliştirilme, tüketim ve paylaşılma şeklini dönüştürmek için makine öğrenimini kullanan çözümlere atıfta bulunuyor. Gartner’a göre bu, veri hazırlama, veri yönetimi, modern analitik, iş süreci yönetimi, süreç madenciliği ve veri bilimi platformlarını içeriyor. Gelecekte “artırılmış analitikler” kullanılacak. Veri bilimcilerin daha fazla hipotez keşfetmek için kullanacakları bu “otomatik algoritmalar” veri ve analitikte üçüncü ana dalgayı yaratıyor. Veri bilimi ve makine öğrenim platformları, işletmelerin analitik kavrayışlarını geliştiriyor ve değiştiriyor. 2020’nin sonuna gelindiğinde, veri bilimi görevlerinin yüzde 40’ından fazlası otomatikleştirilecek. “Artırılmış analitikler” kişisel önyargıları ortadan kaldırırken gizli, görünmeyen kalıpları ortaya çıkarıyor. İşletmeler, algoritmalara istemeden önyargı ekleme riski taşıyor olsalar da artırılmış analitik ve otomatik bilgiler sonunda kurumsal uygulamaların bir parçası olacak.

3) Al odaklı geliştirme ortamları (Yapay zeka odaklı geliştirme): Gartner’a göre, yapay zeka gelişimi araçların, teknolojinin ve AI yetenekleriyle en iyi uygulamaların evrimini temsil ediyor. Gartner, 2022 yılına kadar, yeni uygulama geliştirme projelerinin yüzde 40’ında, ekiplerinde AI geliştiricilerin yer alacağını öngörüyor. Yapay zeka kendi uygulamalarını da kendi içinde geliştiriyor. Yapay zeka destekli çözümler oluşturmak için kullanılan araçlar, profesyonel geliştiricilere yardımcı olan ve görevleri otomatikleştiren yapay zeka destekli yeteneklerle destekleniyor. Bunlar, artırılmış analizler, otomatik testler, otomatik kod üretimi ve otomatik çözüm geliştirme. Yapay zeka özellikli araçlar, genel geliştirmeden işletme çözümü tasarımına kadar her yerde etkin kullanılıyor.

4) Dijital İkizler (Digital Twin): Dijital İkiz kavramı ilk olarak 2002’de Dr. Michael Grieves tarafından NASA’nın eşleme teknolojisi sonucunda ortaya atıldı. Dijital ikiz kavramı IoT ile birlikte daha etkili hale geldi. Dijital ikiz, sürecin, ürünün veya servisin sanal bir modeli, yani kopyası.  Sanal ve fiziki dünyaların birleştirilmesi, verinin analiziyle birlikte bir problemi oluşmadan önce görmeye olanak sağlıyor. Dijital ikiz ile yeni fırsatlar geliştirerek simülasyonlar aracılığıyla geleceği bugünden inşa edebilmek söz konusu.
Dijital ikizleri kullanmayan şirketlerin gelecekte rekabet yarışında geride kalacağı öngörülüyor. Dijital ikizlerin farkını ortaya koyan özellikleri ise şöyle: Gerçek zamanlı izleme ve kontrol için gerçek dünyayla bağlantılılar. Yeni iş fırsatlarını geliştirmek için büyük veri analitiği ve yapay zeka uygulamalarına sahipler. Etkileşime girebiliyor ve ‘eğer’ senaryolarını değerlendirebilme yeteneğine sahipler. Belirli iş sonuçlarını desteklemeye odaklanan modellerin sağlamlığı ön planda. Dijital ikizler, Nesnelerin İnterneti’nde (IoT), bakım ve güvenilirlik hakkında bilgi vererek, bir ürünün daha etkili bir şekilde nasıl performans gösterebileceği, yeni ürünler hakkında veriler ve artan verimlilik hakkında bilgi sağlayarak kurumsal karar vermeyi geliştirebiliyor.
Bir kurumun dijital ikizleri, gerçek zamanlı izleme sağlamak ve gelişmiş süreç verimliliklerini artırmak, örgütsel süreç modelleri oluşturmak için ortaya çıkıyor. Gartner, 2020’ye kadar 20 milyardan fazla ağa bağlı sensör olacağını tahmin ediyor. Bu da milyarca şey için dijital ikizlerin var olacağı anlamına geliyor.

5) Güçlendirilmiş kenar/ Sınır bilişim (Edge Computing): Kenar, insanlar tarafından kullanılan veya çevremizdeki dünyaya gömülen uç nokta cihazlarını ifade ediyor. Edge computing ise bilgi işlemin bu uç noktalara daha yakın yerleştirildiği bir hesaplama topolojisi olarak açıklanıyor. Gartner’a göre önümüzdeki beş yıl boyunca, daha büyük işleme gücü, depolama ve diğer gelişmiş yeteneklere sahip özel AI çipleri, daha geniş kenar aygıtlarına eklenecek. Daha uzun vadede, daha düşük gecikme süresi ve daha yüksek bant genişliği sağlayan 5G olgunlaştıkça, genişleyen kenar hesaplama ortamı, merkezi hizmetlere daha güçlü bir iletişim ortamı sağlayacak.
Edge Computing, aslında büyük verinin tümünü bulutta tutmak yerine verimliliği artırmak ve maliyeti azaltmak için trafiği yerel tutma fikriyle doğdu. Günümüzde, bu teknolojinin odağının çoğu nesnelerin interneti içinde sistemlerinin gömülü ve kapalı olarak da çalışmasını sağlıyor. Bu tip bir çalışma modeli, yüksek maliyetlerinden ve kabul edilemez gecikme seviyelerinden kaynaklanan zorlukları ortadan kaldırıyor. Dahası dijital iş ve BT çözümlerinin özelliklerini mümkün kılıyor. Teknoloji ve düşünme, deneyimin insanları yüzlerce uç cihazla bağlayacağı bir noktaya kayacak. Gartner tahminlerine göre 2028 yılına kadar sensör, depolama, hesaplama ve gelişmiş yapay zeka özelliklerinin “edge computing” cihazlarına gömülmesinde önemli bir artış bekliyor. Genel olarak veriler, endüstriyel cihazlardan ekranlara, akıllı telefonlara ve otomobil güç jeneratörlerine kadar çeşitli uç nokta cihazlarına doğru bağlı hale gelecek.

6) Sürükleyici deneyim / Sanal teknolojiler: Sürükleyici deneyim trendi, insanların dijital dünya ile etkileşim ve dijital dünyayı algılayış biçiminin nasıl dönüştüğünü ortaya koyuyor. Artırılmış gerçeklik, karma gerçeklik ve konuşma platformları… Gartner, algı ve etkileşimde kombine bir dönüşümün sürükleyici kullanıcı deneyimine yol açacağını tahmin ediyor, cihazların cihazlarla konuştuğu ve adeta çevrenin tamamen bilgisayar ortamı haline geldiği bir geleceğin tablosunu çiziyor. 
Yapılan tahminlere göre 2028’e kadar sanal gerçeklik (VR), artırılmış gerçeklik (AR) ve karma gerçeklik (MR) gibi teknolojiler, insanların dünyayı algılayış biçimini değiştirecek. Algı ve etkileşim modellerindeki bu değişim, geleceğin sürükleyici kullanıcı deneyimine yol açacak. Çok modlu deneyimle insanlar, bilgisayarlar, giyilebilir cihazlar, otomobiller, çevresel sensörler ve tüketici cihazları da dahil olmak üzere yüzlerce kenar aygıtına bağlı hale gelecek. Çok modlu deneyime sahip cihazlar, tüm insani duyuları ve gelişmiş bilgisayar duyularını (ısı, nem ve radar gibi) kullanacak.
Şekilleri algılayabilen ve bir kullanıcının pozisyonunu izleyebilen, insanların dünyalarını görmelerini ve onlarla etkileşime girmelerini sağlayan bu yeni sanal teknolojiler pek çok işin yapısını farklılaştıracak. Onların yarattığı verimlilik biçimi, geleceği bugünkü hayallerimizin ötesine taşıyacak. 2022 yılına gelindiğinde, işletmelerin yüzde 70’i tüketici ve işletme kullanımı için sanal teknolojileri deneyecek ve yüzde 25’i üretime dağıtmış olacak. Sanal kişisel asistanlardan sohbetlere kadar uzanan iletişim platformlarının geleceği, platformun yüz tanımaya dayanan, duyguları tespit etmesini sağlayacak genişletilmiş duyusal kanalları içeren etkileşimlerde daha yüksek iletişim teknolojileri kullanılacak.

7) Blockchain: BT liderlerinin önümüzdeki birkaç yıl içinde teknolojiyi agresif bir şekilde kullanmasalar bile blok zincirini değerlendirmeye başlaması gerekiyor. Blockchain, bir ağdaki tüm katılımcılar tarafından paylaşılan, kronolojik olarak düzenlenmiş, kriptografik olarak imzalanmış, değiştirilemeyen işlem kayıtlarının genişleyen bir listesi olarak tanımlanıyor.
Blockchain, şirketlerin bir işlemi izlemesini ve merkezi bir otoriteye ihtiyaç duymadan tüm taraflarla çalışmasını sağlıyor. İş verimsizliğini büyük ölçüde azaltıyor, finanstan devlete, sağlık hizmetlerine, imalat, tedarik zincirine ve diğer tüm alanlara genişleyen uygulamalara sahip blockchain potansiyel olarak maliyetleri düşürebilir, işlem masraflarını azaltabilir ve nakit akışını iyileştirebilir. Saf blok zincir modellerinin olgunlaşmamış olması nedeniyle ölçeklenmesi zor olabilir. 2030 yılına kadar blockchain teknolojisinin 3.1 trilyon dolara ulaşan bir değer yaratacağı tahmin ediliyor.

8) Akıllı alanlar: Akıllı alan, insanların ve teknolojinin etkin olduğu sistemlerin giderek daha açık, bağlantılı, koordine ve akıllı ekosistemlerde etkileşimde bulunduğu fiziksel veya dijital ortamlar olarak tanımlanıyor. Akıllı alanlar; hedef kitleler veya endüstri senaryoları için daha etkileşimli ve otomatik bir deneyim yaratmak için insanlar, süreçler, hizmetler ve nesneler de dahil olmak üzere çoklu unsurları bir araya getiriyor. Akıllı şehirler, dijital işyerleri, akıllı evler ve fabrikalar… Teknoloji günlük yaşamın daha da bütünleşmiş bir parçası olduğunda akıllı alanlar hızlandırılmış bir veri trafiğine sahip olacak. Akıllı alanların en kapsamlı örneği, iş, konut ve endüstriyel toplulukları biraraya getiren akıllı kentsel ekosistemler olacak.

9) Dijital etik ve gizlilik: Hayatlarımız giderek daha dijital hale geldikçe, bireyler, kuruluşlar ve hükümetler dijital etik ve mahremiyet sağlamak için çalışıyor. İnsanlar kişisel bilgilerinin kamu ve özel sektörde nasıl kullanılacağını ve dijital kimliklerini nasıl kontrol edip nasıl güvence altına alabileceklerini bilmek istiyor. Dikkat etmeyen işletmeler ise tüketici tepkisi riski altında. Geleceğin iletişimi etik ve güvene dayanmalıdır. Hükümetler, şirketlerin uyması gereken düzenlemeleri giderek daha fazla devreye almayı planlıyor. Tüketiciler kendilerini giderek daha iyi koruyor. Şirketler başarılı olmak için müşterinin güvenini kazanmalı ve bunu sürdürülebilir hale getirmeli.

10) Kuantum bilişim: Kuantum hesaplama, bilgiyi kuantum “kesitler”i olarak gösteren ve atom altı parçacıkların kuantum durumuna dayanan bir tür klasik olmayan hesaplama türü. Kuantum bilgisayarlar katlanarak ölçeklenebilir paralel bir hesaplama modeli. Kuantum bilgisayarlar teorik olarak aynı anda milyonlarca hesaplama üzerinde çalışabiliyor. Bu bilgisayarlar bugün ticari olarak temin edilebiliyor.
Gartner’a göre kuantum bilişim, 2019’dan sonra ortaya çıkacak ve potansiyel kuantum bilişim uygulamaları arasında optimizasyon, malzeme bilimi, kimya, kişiselleştirilmiş tıp ve biyoloji var. Gartner, önümüzdeki birkaç yıl boyunca kuantum işlemlerinin başlamasını beklemiyor, kuruluşların teknolojinin ne anlama geldiği ve gerçek dünyadaki iş sorunlarına nasıl uygulanabileceğini anlamaya başlaması gerektiğine inanıyor.

TEKNOPARKLARDA DİJİTAL DÖNÜŞÜM ALANLARINDA AR-GE YAPAN FİRMALARIN DAĞILIMI
Yapay Zeka                             94
Büyük Veri ve İleri Analitik       70
Sanallaştırma
(Artırılmış/Sanal Gerçeklik)      62
Bulut Bilişim                           46
Nesnelerin İnterneti                27
Siber Güvenlik                        22
Endüstriyel Otomasyon ve
Robotik Teknolojiler                13
Yeni Nesil (akıllı)
Sensör Teknolojileri                13

Eklemeli İmalat                      7
Toplam                               354

Kaynak: BSTB Ar-Ge Web Portali, 2018

AKIN SERTCAN
Logo Yazılım Türkiye Genel Müdürü
Türkiye’nin en büyük bağımsız yazılım kuruluşu Logo Yazılım olarak uzun yıllardır devam eden başarılı performansımızı 2019’un ilk yarısında da sürdürdük ve net satış gelirimizi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 26 artışla 176 milyon TL’ye yükselttik. Faiz, amortisman ve vergi öncesi faaliyet karımız aynı dönemde (FAVÖK) yüzde 21 artış göstererek 61 milyon TL’ye, net dönem kârımız ise %5 artış göstererek 37 milyon TL’ye ulaştı. Müşterilerimizle işbirliği içerisinde tutku ve çeviklikle değer yaratma hedefiyle çalışarak liderliğimizi devam ettiriyoruz.

Önümüzdeki dönemde de sürdürülebilir büyümeye odaklanacağız. Kurum kültürümüzün temelini oluşturan müşteri odaklı Ar-Ge ve inovasyon yaklaşımımızla kuruluşumuzdan bu yana olduğu gibi 2020 de de Ar-Ge yatırımlarına öncelik vereceğiz.

BURAK AYDIN
SabancıDX Genel Müdürü
Hizmet portföyümüzü büyütüyoruz

Türkiye’de dijital dönüşüm farkındalığının sektör fark etmeksizin yüksek olduğu bir dönemdeyiz. Araştırmalar da 5 yıl içerisinde bilişim yatırımlarının tüm yöneticiler için kritik öncelik haline geleceğini gösteriyor. Bu gerçeklerden hareketle SabancıDx hizmet portföyümüzü ‘Büyük Veri, İleri Veri Analitiği, Siber Güvenlik, Endüstriyel IoT, Robotik İşgücü, Yapay Zeka ve Blockchain’ gibi yeni nesil teknolojilerle büyütüyoruz. Dijital dönüşümün bir kültür olduğuna inanan SabancıDx olarak bu kültürün yayılabilmesi için bilginin, ilhamın ve deneyimlerin paylaşılmasına çok değer veriyoruz.

“KobiEfor, titiz yayıncılık anlayışıyla 20 yıldır iş dünyasının sesi”
KobiEfor dergisine titiz yayıncılık anlayışıyla 20 yıldır iş dünyasının sesi olduğu için ve en son gelişmeleri takip edebilmemizi sağladığı için teşekkür ederim. Dijitalleşmenin etkisiyle hızlanan geleceği, bir 20 yıl daha KobiEfor sayfalarından takip etmek dileğiyle.

AHMET OTURGAN
IAS Satış ve Pazarlama Genel Müdürü
2020’de de çalışmalarımız artan hızıyla devam edecek

IAS’de 2019 yılı, caniasERP’nin yeni versiyonu 802’ye kazandırdığımız Endüstri 4.0 alanında attığımız önemli adımlarla geçti. 802 versiyonuyla müşterilerimize pek çok yenilik ve yeni bir kullanıcı deneyimi sunduk. Webclient teknolojimiz ve IASDB de diğer iki önemli gelişme bizim için 2019 yılı içinde. Operasyonlarımızı global anlamda daha da genişlettik. 2020’de de çalışmalarımız artan hızıyla devam edecek. Bu yolculukta bizlere destek veren güvenilir basın kuruluşlarının varlığına da minnettarız!

EMRE ALAMAN
HP Türkiye Genel Müdürü
HP olarak dünyanın en güvenli PC’lerini ve yazıcılarını oluşturuyoruz

HP olarak, kısıtlı bütçeleriyle ekonomiye muazzam katkı sağlayan, maddi manevi büyük emek harcanarak kurulan, Türkiye’nin kalbi olan KOBİ’lerimizin işlerine konsantre olup başka detaylarla vakit kaybetmemeleri için ihtiyaçları olan en son teknolojiyi geliştiriyoruz.
KOBİ’lerin de dijital dönüşüm sürecini sancısız geçirmesi için elimizden gelen tüm desteği veriyoruz. Dijital dönüşüm birçok fırsatı beraberinde getirirken güvenlik sorunu da öne çıkıyor. PWC araştırmasına göre tüm şirketlerin üçte birinin siber savunmaları saldırıya uğruyor ve bunun ortalama maliyeti 9.5 milyon dolar. HP olarak hem çevrimiçi hem de çevrimdışı dünyayı daha güvenli bir hale getirmeyi görev olarak görüyoruz ve dünyanın en güvenli PC’lerini ve yazıcılarını oluşturuyoruz, güvenlik konusunda farkındalık çalışmalarına devam ediyoruz.
Son dönemde hayata geçirdiğimiz Bilgisayar Yenileme Programı ile kurumları sadece cihazları değil, aynı zamanda kullanıcıların kimlik bilgilerini ve verilerini de koruyan güvenlik özelliklerini içinde bulunduran HP Elite serisi bilgisayarlarla buluşturmaya çalışıyoruz. Ömrü dolmuş şirket bilgisayarlarının yenilenmesi sürecindeki tüm adımlarda kurumlarımızı destekliyoruz.
Yazıcı tarafında ise HP Yönetilebilen Baskı Hizmetleri (MPS) hizmeti ile kurumların baskı ortamlarını siber saldırılara karşı korumalarına yardımcı oluyoruz.
Yakın zamanda küresel çapta yapılan bir araştırmaya göre Avrupalı küçük işletme sahiplerinin yaklaşık yüzde 75’i, kurulumu ve yönetmesi kolay bir yazıcıya ihtiyaç duyduğunu belirtiyor. Kısıtlı kaynaklarla rekabet etmeye çalışan KOBİ’lerimizin rahatlıkla ve son derece büyük bir maliyet avantajıyla kullanacakları dünyanın ilk toner doldurulabilir tanklı lazer yazıcısı HP Neverstop serisini Türkiye’de satışa sunmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Yazıcı, HP orijinal toner maliyetlerinde yüzde 80’e varan tasarruf sağlıyor.
Tüm bu ürün ve hizmet portföyümüzü, müşterilerimize daha fazla katmadeğer sunacak şekilde sürdürülebilirlik özelliklerini ve avantajlarını dikkate alarak geliştiriyoruz. Bu yıl HP’nin dünyada 80, Türkiye’de ise 30. yılını kutluyoruz ve sürdürülebilirlik politikasını merkeze alarak, çevresel etkileri azaltmak için geniş kapsamlı bir strateji izliyor olmaktan büyük bir gurur duyuyoruz.

KOBİ’lerin gücüne güç katıyor
KOBİ’lere rekabet avantajı kazandırırken ‘Küresel dönüşümde KOBİ’lerin gücüne güç katmak’ misyonunu layıkıyla yerine getiren bir yayın olan KobiEfor’un 20. yılına ulaşmış olmasından büyük mutluk duyuyor, başarılarından dolayı içten tebriklerimizi sunuyoruz.

ALP ATAY
Egebimtes İş Geliştirme Yöneticisi

Egebimtes, çözümleriyle uçtan uca hizmet veriyor

Son yıllarda hızla artan dijital dönüşüm hareketi sektör fark etmeksizin teknolojiyi tüm kurumlar için vazgeçilmez bir öğe haline getirmiştir. Biz de Egebimtes olarak bu dönüşüm yolculuğunda; Sistem Entegrasyonu, Siber Güvenlik, KVKK Uygulamaları, Netsis Destek Hizmeti, Endüstri 4.0 ve Bulut çözümlerimizle uçtan uca hizmet vererek kurumlara çözüm odaklı yaklaşımımızla destek veriyoruz.

“Sektörün nabzını tutan; KobiEfor”
KobiEfor dergisi, 20 yıllık varlığı ile sanayi sektörünün önde gelen dergilerinden biri olmasının yanı sıra ele aldığı konu ve haberlerle sektörün nabzını tutan, yenilikleri ilk ağızdan okuyucusuyla buluşturan bir dergidir. Kendilerine uzun soluklu bir yayın hayatı ve başarılı nice yıllar diliyoruz.

EVREN DEMİRBAŞOĞLU
Digital Planet CEO’su
Türkiye’de e-Dönüşüm sektörünün en büyük e-Fatura platformlarından biriyiz

e-Dönüşüm sürecinin gelişmesine öncülük ederek Türkiye’de e-Fatura resmi olarak kullanılmaya başlanmadan önce, e-Fatura konseptini ilk kez uygulamaya geçirdik. Digital Planet olarak 2000’den beri yeni teknolojilerle iş dünyasına, KOBİ’lere yenilikçi çözümler üreten bir Ar-Ge şirketi olarak hizmet veriyoruz.
e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv, e-İrsaliye, e-Makbuz, e-Bilet ürünlerimizle ‘kâğıtsız ortam’ anlayışını destekleyen hizmetler sunuyoruz. Digital Planet olarak; yıllık 1 milyar e-Arşiv Fatura işleme hacmimiz ile Türkiye’de e-Dönüşüm sektörünün en büyük e-Fatura platformlarından biri ve Avrupa’da ilk üç arasındayız.
“Kişiselleştirilmiş Akıllı Doküman” kavramı altında ödüllü ilk yüksek sıkıştırmalı dijital doküman arşiv teknolojisini Türkiye ile tanıştırdık. Bunların yanında platform bağımsız ve herhangi bir yazılım entegrasyonuna ihtiyaç duymadan dokümanları sıkıştırarak şifreleyen ve saklayan bir platform olarak lanse ettiğimiz “CUTU”, mobil ödeme platformumuz “PayALL” ve birçok yeni ürünümüz ile pazardaki yönlendirici ve yönetici konumumuzu güçlendirdik ve güçlendirmeye devam edeceğiz.
Özellikle e-Dönüşüm ürünlerimiz ile kurum içi süreçleri değiştirmeden, 250’nin üzerinde ERP, genel muhasebe, ön muhasebe ve e-Ticaret yazılımı yapan firmalar ile iş ortaklığı havuzumuz sayesinde, şirketlerin e-Dönüşüm’e geçişlerinde kolay ve hızlı entegrasyon sağlıyoruz. Bunun yanında; 7/24 destek ve yüzde 99’a yaklaşan kullanıcı memnuniyeti ile her geçen gün artan müşteri sayımıza cevap verebilen güçlü bir alt yapıya sahibiz. 12 binin üzerinde müşteri referansımız var. Saymış olduğum bu çok sayıda önemli imkân sayesinde bizimle çalışan firmalara ciddi tasarruf ve maliyet avantajı sağlıyoruz.

KobiEfor bilgilendiriyor
“KobiEfor’un bugüne kadar kamu ve özel kuruluşlarla kurduğu işbirliği ve güçbirlikleri sayesinde etkili olan projeler gerçekleştirdiğini görüyorum. Bu doğrultuda mecranız, karar alıcılar ve uygulayıcılar arasında bilgilendirici olma noktasında konumlanmıştır. Dolayısıyla medya-okur ilişkisinin ötesine geçerek ülkemizin bir adım ileriye gidebilmesine, büyümesine ve gelişmesine katkı sağlamayı hedefleyen projelerde yer alıyorsunuz. KobiEfor’un bu çabasını gönülden kutluyorum ve ülkemizde özellikle organize sanayi bölgelerindeki firmalara olan katkılarının her geçen gün artacağına gönülden inanıyorum.”

KORAY GÜLTEKİN BAHAR
Sovos Foriba CEO’su
“KobiEfor son derece önemli ve stratejik bir görevi yerine getiriyor”

e-Dönüşüm çözümlerinde Türkiye’nin lider şirketlerinden biri olan Sovos Foriba olarak, ekonomimizin büyümesi, şirketlerimizin katmadeğerli ürün ve hizmetler sunabilmeleri ve global anlamda rekabet güçlerini artırabilmeleri adına KOBİ’lerin dijital dönüşümünün hayati bir önem taşıdığına inanıyoruz. Bu doğrultuda, “küresel dönüşümde KOBİ’lerin gücünü artırma” vizyonuyla 20 yıldır yayın hayatını sürdüren KobiEfor’un, son derece önemli ve stratejik bir görevi yerine getirdiğini düşünüyoruz. KobiEfor, işletmelerin yüzde 90’ından fazlasının KOBİ’lerden oluştuğu ve dijitalleşme konusunda uzun bir yol katetmesi gereken ülkemizde, şirket ve yöneticilerin en doğru bilgilerle donanmaları, yerel ve global gündemi en şeffaf biçimde takip edebilmeleri ve çağı yakayabilmeleri adına kilit bir rol üstleniyor. Sovos Foriba olarak, KobiEfor ile aynı vizyonu taşımaktan memnuniyet duyuyor, 20’nci yayın yılınızı en içten dileklerimizle kutluyoruz.

Yorumlar (0)