banner565

banner472

banner458

banner457

“Ortak hedeflere ulaşmak için adımlarımızı hizalamalıyız”

Dijital ekonomiye giden yolda, dijital dönüşümün olumlu etkileri kadar, tahripkâr etkilerinin en yoğun hissedileceği kesimin KOBİ’ler olduğunu söylememiz mümkün. Aynı şekilde bizi bu yolda en çok güçlendirecek kesimler olduklarını da… Dijital dönüşümün gereklilikleri ve süreçleri konusunda KOBİ’lerin bilgilendirilmesi, geleneksel iş yapış biçimlerinin değiştirilmesi için KOBİ’lere dijitalleşme için destek verilmesi ve KOBİ’lerin ölçek ekonomisinden yararlanabilmesi için gerekli iş modellerinin geliştirilmesi büyük önem taşıyor.  

HABER 01.12.2021, 00:50 26.12.2021, 21:18
20746
“Ortak hedeflere ulaşmak için adımlarımızı hizalamalıyız”

Levent Kızıltan
TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı


Bilgi ve iletişim teknolojilerinin ekonomilerde ve toplumsal yaşamın her alanında, geçmiş dönemlerden kopuş niteliğindeki değişimlere yol açması, 21’inci yüzyılın başlarında pek çok gelecek öngörüsünün temelini oluşturuyordu. 21’inci yüzyılın ilk 20 yılını geride bıraktığımızda değişimin beklenenin de ötesinde radikal olduğunu görmemek mümkün değil. Zira bu 20 yılın sonu itibarıyla yaşadığımız Pandemi, gözlerimizin önündeki filtreyi kaldırarak geleceğe bugünden bakmamızı sağladı.
Üretimden eğitime, sağlıktan altyapılara kadar insan ve toplum yaşamını ilgilendiren her alanda gelecek, artık bilgi ve iletişim teknolojilerinin sunduğu imkânlarla şekilleniyor. Doğal kaynakların, finansman kaynaklarının ve bütünüyle insanın koruması gereken bir gelecekte yeni nesil teknolojiler sürekli bir değişime ve iyileşmeye neden olabilecek potansiyelleriyle tüm dünyaya heyecan veriyorlar.

Hedefte geleceğin olduğu bir ortamda dijitalleşme ve dijital ekonomiye geçiş, ülkemiz için işte bu nedenle artık, hem birçok paydaşla birlikte yürüyeceğimiz stratejik bir yolculuk hem de uluslararası sahada akılla koşmamız gereken bir yarış. Zira aynı hedefe birlikte yürüyen özel sektör, kamu ve sivil toplum bileşenleri belirli bir eşgüdüm ve ritmi paylaşırken, ülkemizin küresel rekabette yeni fırsatları değerlendirmesinin yolu da engellere karşı ortak bir irade sergilemesi gerekiyor.
Yarışlarda atletlerin yollarını birbirinden ayıran kulvarlara, bu sefer aynı hedefe yürüdüğümüz bir yolculukta da ihtiyacımız var.  Altyapıyı kuran, düzenleyen, denetleyen kamu sektörü; yatırım yapan, bilgi üreten, insan yetiştiren özel sektör ve teknolojiyi toplumsal ihtiyaçlarla bağını kurarak yönlendiren, farkındalığı artıran sivil toplum kendi kulvarlarında aynı ritimle yürüdüklerinde, ortak hedefe aynı anda varmamız işten değil. Adımlarımız kulvarlarımızdan çıkarsa, işte o zaman birbirimize takılıp tökezlememiz de uzak bir ihtimal değil.

2020 itibarıyla yepyeni bir dönemeçten geçiyoruz. Türkiye’nin bilgi ve iletişim teknolojilerinde üretici olarak sergilediği performansın kullanıcı olarak sergilediği performansın gerisinde kalması, bu ürünlerde ithalatçı konumda olmasına sebep oluyor. Ayrıca mevcut makroekonomik koşullar altında teknoloji kullanımındaki eşitsizlikler de artıyor. Özellikle kadınların, gençlerin ve öğrencilerin gerek bilgisayar gerekse internet kullanımında sosyal medya uygulamaları haricinde diğer ülkelerdeki kadın, genç ve öğrencilere kıyasla geride kaldıklarını görüyoruz. Bir bakıma, tökezliyoruz. Sivil toplum, özel sektör ve düzenleyiciler olarak yeniden hizalanmamız, taze bir nefes almamız gerekiyor.

Dijital ekonomi stratejileri ve politikalarını yönlendiren bir yönetişim modeli oluşturmak, yola hız kesmeden devam etmek için atacağımız ortak adımlardan biri olabilir. Bu modelde kamunun bir sektör oyuncusu gibi değil, ekosistemin destekleyicisi olarak konumlanması büyük önem taşıyor. Özel sektörün yatırımlar, bu ortak yönetişim modelinin oluşturacağı veriler altında öngörülebilirlik becerisini artırabilir ve yatırımlarının sürdürülebilirliğini güçlendirebilir. Sivil toplumun teknolojiye erişimini kolaylaştıran, teşvik eden, destekleyen mekanizmalar yolculuğun en önemli bileşenini güçlendirmemizi kolaylaştıracaktır.
Dijital ekonomiye giden yolda, dijital dönüşümün olumlu etkileri kadar, tahripkâr etkilerinin en yoğun hissedileceği kesimin KOBİ’ler olduğunu söylememiz mümkün. Aynı şekilde bizi bu yolda en çok güçlendirecek kesimler olduklarını da… Dijital dönüşümün gereklilikleri ve süreçleri konusunda KOBİ’lerin bilgilendirilmesi, geleneksel iş yapış biçimlerinin değiştirilmesi için KOBİ’lere dijitalleşme için destek verilmesi ve KOBİ’lerin ölçek ekonomisinden yararlanabilmesi için gerekli iş modellerinin geliştirilmesi büyük önem taşıyor.

KOBİ’lerin yeni dönemde iş yapış şekillerinden insan kaynağının adaptasyonuna kadar tüm süreçleri ciddi bir şekilde ele alarak dijitalleşmeye başlamaları, faaliyet gösterdikleri sektör ve ölçeklerine göre altyapılarını güçlendirmeleri, özellikle evden çalışmayla birlikte daha büyük bir tehdit haline gelen veri güvenliğini sağlamak için uzman desteği almaları da son derece faydalı olacaktır. Ancak bu yolda KOBİ’ler yalnız koşmuyor. Onların ihtiyaç duyduğu bilgiye ve finansmana erişim sıkıntılarının giderilmesi, iletişim dünyasındaki yerlerini güçlendirecek 5G ya da fiber yatırımların hızlanması da en az onların attıkları adımlar kadar önem taşıyor. 

Yorumlar (0)