banner565

banner472

banner458

banner457

TBD Genel Başkanı Rahmi Aktepe: “Teknoloji Üreten Türkiye vizyonuyla yolumuza devam edeceğiz”

Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Genel Başkanı Rahmi Aktepe, “51. yılını kutlayan TBD olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ‘Teknoloji Üreten Türkiye’ vizyonuyla yolumuza devam edeceğiz. Sürdürülebilir bir kalkınmanın sağlanması için yerli ve milli teknolojiler ile destekli dijital dönüşümün gerekli olduğuna inanmaktayız” diyor.

HABER 01.04.2022, 00:00 25.04.2022, 09:35
20736
TBD Genel Başkanı Rahmi Aktepe: “Teknoloji Üreten Türkiye vizyonuyla yolumuza devam edeceğiz”

Bu yıl kuruluşunun 51. yılını geride bırakan Türkiye Bilişim Derneği (TBD), Türkiye’nin dijital (sayısal) dönüşümüne katkı sağlamak için verimlilik, yenilikçilik, sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk ilkeleri çerçevesinde etkinlik ve projeler gerçekleştiriyor. 1971’de kurulan ve 1994’ten beri de Kamu Yararına Dernek niteliğini taşıyan TBD’nin, bilişim sektörünün örgütlenmesinde, meslek görev tanımlarının ve standartların tanımlanmasında, Türkçe’ye bilişim terimlerinin kazandırılmasında, devlet katında bilişim mesleğinin gelişmesinde çok önemli katkıları bulunuyor. TBD Genel Başkanı Rahmi Aktepe ile bilişim sektörünü konuştuk.

Türkiye bilişim sektörünün Dünya’daki konumunu kısaca değerlendirir misiniz, bilgi toplumuna geçiş sürecinde artı ve eksilerimiz sizce nelerdir, bundan sonrasına ilişkin ne yapılmalıdır?
Türkiye Bilişim Sektörü 2020’de, TL bazında bir önceki yıla kıyasla yüzde 22 oranında büyüyerek 189 milyar TL’lik hacme ulaştı. İhracat 10 milyar 520 milyon TL’ye istihdam ise 158 bin kişiye yükseldi. Küresel bilgi ve iletişim pazarı büyüklüğünün ise 2021’de yüzde 8.4 büyüme ile 4.1 trilyon dolar seviyesine ulaştıktan sonra yıllık yüzde 5.3 büyüme ile 2025’te 5.0 trilyon dolar büyüklüğe ulaşacağı öngörülüyor. 2020’de Avrupa’da ilk kez çevrimiçi alışveriş yapanların oranı yüzde 13 iken Türkiye’de yüzde 25’i buldu. 2019’da 136 milyar TL olan e-ticaret pazarı, 2020’de 250 milyar TL’ye ulaştı. 5G ve fiber internet, nesnelerin interneti, akıllı uç bilişim, yapay zekâ, siber güvenlik ve veri işleme teknolojilerini hem pazar büyüme beklentisi ve uyum hem de sektörler üzerindeki dönüştürücü etkisi ile öne çıkan teknolojiler olarak değerlendiriyoruz.

‘Bilgi Toplumu’ olma yolunda yerli ve milli yazılım endüstrisi neden önemlidir? Bu yolda atılan adımları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yazılım sektörü, diğer sektörlere kıyasla en fazla genç nüfusun istihdam edildiği sektör olarak dikkat çekiyor. Son yıllarda yazılımda atağa geçen Türkiye, ayrıca sahip olduğu genç nüfus ile bu alanda yüksek bir potansiyele sahip. Türkiye’de geçtiğimiz yıllara göre yaklaşık yüzde 20 civarında bir büyüme göstermiş olan yazılım sektörünün yanı sıra bilgisayar teknolojileri sektöründe de bir önceki yıla göre en yüksek büyüme yazılım alanında meydana geldi. Türk yazılım sektörünün her yıl yüzde 25 oranında büyüyecek bir potansiyeli olduğu öngörülüyor.
Yazılım sektörümüz yabancı yatırımcıların ilgisini çekmiş ve ülkemizden Turcorn’lar çıkmaya başlamıştır. Sektörün gelecek yıllarda 160 milyar dolar büyüklüğe ulaşması hedeflenmişti ancak, TL’nin Dolara karşı yüksek oranda değer kaybetmesi dünya pazarında dolar bazında bu değere ulaşmamızı biraz zorlaştırmaktadır.

Dijital dönüşüm sürecinin Pandemi’de hızlanmasıyla birlikte TBD, bu konuda nasıl bir yol haritası belirledi?
Bu süreçte, iletişim teknolojileri ve siber güvenliğin önemi, değil on, bir yıl öncesine göre bile kat be kat artmış durumdadır. Tüm bu değişimler, dijital teknolojilere tabi olmak durumunda bulunan tüm diğer sektörler için; planlanabilirlik, ölçülebilirlik, test edilebilirlik ve izlenebilirlik gibi kavramları gündemde üst sıralara taşımaktadır. Hedefimiz ise, 21’nci yüzyılın ilk çeyreği bitmeden, kendi ürettiğimiz ileri teknoloji ürün ve çözümler ile dünyaya açılmak.

TBD’nin Dijital Türkiye Endeksi çalışmasında gelinen noktayı özetler misiniz?
TBD tarafından özgün olarak geliştirilen Dijital Türkiye Endeksi’nin önemli özelliği ve diğer endekslerden farklılığı;
• Ulusal politika ve stratejiler ile uyumlu,
• Dijital Türkiye vizyonunu ve Millî Teknoloji Hamlesi’ni destekleyen,
• Uluslararası gelişmeleri ve kavramları adresleyen,
• Kurum, teknoloji ya da uygulama yerine sorun-çözüm odaklı,
• Dijital dönüşüm istatistikleri için kurumlar arası işbirliğini ve paylaşımı motive eden,
• Kamu, özel sektör, akademi ve STK’lar olmak üzere farklı paydaşların katılımı ile sürdürülebilir,
• Toplumsal ve ekonomik dönüşümü özellikle vurgulayan bir bakış açısıyla geliştirilmiş olmasıdır.

Özellikle, e-Devlet Kapısı (Dijital Türkiye Platformu), Elektronik Belge Yönetim Sistemi, T.C. Kimlik Kartı, merkezi bütçe, ihale yönetimi gibi hizmetler ile siber güvenlik ve açık kaynak kodlu yazılım çalışmaları güçlü yanımız olmuştur. Alana yönelik güncel stratejiler, açık veri, kamu bilişim uzmanlığı, kurumsal mimari, kurumlar arası veri yönetişimi gibi unsurlarda ilgili faaliyetlerin eksik kaldığı gözlemlenmiştir. Yerli yazılım sektörünün geliştirilmesi ve veri yönetişimi konusundaki faaliyetlerin yerine getirilmesinde eksiklikler olduğu tespit edilmiştir.
Ayrıca, ülkemizde her ne kadar dijital veri etrafında kişisel verilerin korunması, açık veri portalı, ulusal veri sözlüğü ve endüstriyel bulut çalışmaları gibi önemli çalışmalar yürütülüyor olsa da net bir dijital veri politikamızın ve ilgili tedbirlerimizin olmadığı görülmektedir.

Ülke olarak kendi özgün teknolojisini üreten bir ülke olma yolunda nasıl bir dönemden geçiyoruz?
Yüksek teknolojili ürün ihracatı ve Ar-Ge yatırımlarının Gayrisafi Yurti İçi Hasıla’ya (GSYH) oranı göz önüne alındığında, sanayide dijital dönüşüm yarışında Türkiye’nin henüz yolun başında olduğu görülüyor. Türkiye’deki firmaların büyük çoğunluğu sanayide dijital dönüşüm konusunda bilgi ve ilgi seviyelerinin yüksek olduğunu düşünüyor fakat dönüşüme hazır olduğunu düşünen şirketlerin oranı nispeten daha düşük bulunuyor. Bünyesinde dijital dönüşümü gerçekleştiren firma sayısı oldukça az olurken; firmalar dijital dönüşümün önündeki en büyük engellerin yatırım maliyetlerinin yüksekliği ve yatırımın geri dönüş belirsizliği olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin rekabetçi yapıya bürünmesine ve yüksek teknoloji ihraç eden bir ülke olmasına katkıda bulunacak hamleler kritik önem taşırken bunda en büyük rol kamuya düşüyor.

Rekabetin bu kadar yoğunlaştığı günümüzde işletmelere nasıl seslenirsiniz, önerileriniz nelerdir?
Türkiye’de yazılım ve yatırım maliyetlerinin teknoloji lideri ülkelere kıyasla düşük olması bu konuda ciddi bir avantaj sağlamaktadır. Ar-Ge destekleri oyun sektöründe, özellikle yüksek oranda yenilikçilik ihtiyacından dolayı çok önemlidir. Eğitim ve yetenek gelişiminin hem şekillenmesi hem de ilerlemesi için temel tasarım yaklaşımı, oyun tasarımı, görsel iletişim, yazılım mühendisliği, işitsel tasarım ve uygulama, pazarlama konularının gelişmesi ve desteklenmesi önem arz etmektedir. Bu nedenle yeni bölümler yerine üniversitelerin ilgili bölümlerinde oyun benzetimi dersi oluşturulması daha yararlı olacaktır. Türkiye’de de oyun geliştirme başta olmak üzere oyun endüstrisinin en önemli konularından biri finansmandır. Büyük dinamiklere uygun fırsatları yakalayabilmek, Türkiye’deki önemli avantajları hayata geçirerek yüksek katmadeğer ve kazanıma sahip bir oyun coğrafyası olunması fırsatı bulunmaktadır.
Bu sektörü ileriye taşıyacak adımlar, ekonomi için ayrı bir önem taşımaktadır. Türkiye ekonomisinin büyüme sürecini geliştirmek ve sürdürülebilir kılmak, temel politika belgeleri ile sektör strateji belgelerinin ortak hedefidir.
Diğer yandan, veriden değer yaratmak geleceği şekillendirmenin yoludur. Veri madenciliği, veri sahipliği, bilgi platformları, veri borsası, kamu kurumları arasında veri paylaşımı ve sınır ötesi veri paylaşımı TBD olarak önem verdiğimiz konuların başında gelmektedir.

Bilişim sektörünün büyümesi aynı zamanda insan kaynağı ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Gelinen aşamada kalifiye işgücünün geliştirilmesinde, sorunların tespiti ve çözüm önerileriniz nelerdir?
Ülkelerin bilgi toplumu olma yolunda atabilecekleri en büyük adımlardan bir tanesi, bilgi teknolojileri eğitimine yatırım yapmaktır. Bu sayede vatandaşlar, katmadeğeri daha yüksek olan işlerde çalışarak ülke ekonomisine önemli faydalar sağlayabilmektedir. Türkiye’de yetişen bilgisayar mühendislerinin yaklaşık yüzde 30’u gelişmiş ülkelerde istihdam edilmektedirler. Bu nedenle nitelikli insan kaynağı açığının kapanması her geçen gün zorlaşıyor. Bu açığın kapatılmasına yönelik olarak yaşam boyu eğitim kapsamında farklı meslek grubundaki insanların sertifikalı eğitim programları ile dijital yetkinliklerinin arttırılarak bilişim alanına kazandırılması diğer taraftan da beyin göçünün engellenmesine yönelik programların hayata geçirilmesinin ülkemize önemli kazanımlar sağlayacağını TBD olarak değerlendiriyoruz.

Dijital dönüşümde önümüzdeki dönem hangi konu başlıklarında büyüme öngörüyorsunuz?
2022’de ülkemizde yazılım sektörünün yüzde 20-25 oranında büyümesini ve ihracata olan katkısının da artacağını öngörmekteyiz.  Bunun için de 2022’de 5G ve onu destekleyecek fiber altyapının yaygınlaştırılması önem kazanmaktadır. Öte yandan gerek KVKK açısından, gerek Bulut Bilişime olan yatırımların artması ve gerek ise yerli veri merkezi sektörünün gelişmesi ve ihracatı açısından önemli olan; yerli veri merkezleri teşvik ve destek mevzuatını çok önemsiyor ve hayata geçmesini bekliyoruz. Yerli yazılım belgesi uygulama usül ve esaslarının yeniden revize haliyle hayata geçirilmesinin yerli milli yazılım sektörümüzün yapılanması ve gelişimine önemli katkılar sağlayacağını öngörmekteyiz.

Yorumlar (0)
banner557