banner565

banner472

banner458

banner457

TOSYÖV’den ekonomiye çözümler

TOSYÖV’ün ‘COVİD-19 Salgını ve KOBİ’lere Etkileri Raporu’, Ankara Sanayi Odası’nda yapılan basın toplantısıyla paylaşıldı.

HABER 01.07.2020, 00:03 29.07.2020, 20:32
18275
TOSYÖV’den ekonomiye çözümler

Raporu sunan TOSYÖV Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Kuleyin ve TOSYÖV Ekonomi Çalışma Grubu Üyesi Prof.Dr. Ramazan Aktaş, KOBİ’ler ve ekonomiyle ilgili tespitleri ve çözüm önerilerini açıkladılar.
TOSYÖV (Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı), TOSYÖV Ekonomi Çalışma Grubu tarafından hazırlanan ‘COVİD-19 Salgını ve KOBİ’lere Etkileri Raporu’nu Ankara Sanayi Odası’nda (ASO) yaptığı basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaştı. TOSYÖV Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Nezih Kuleyin ve TOSYÖV Ekonomi Çalışma Grubu Üyesi ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB ETÜ) İşletme Bölüm Başkanı Prof.Dr. Ramazan Aktaş’ın sunduğu rapor, COVID-19’un ekonomide ve sosyal yaşamda yarattığı etkileri, KOBİ’lere yansımalarını, sıkıntılarını ve çözüm önerilerini içeriyor. TOSYÖV Yönetim Kurulu Üyesi ve Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, TOSYÖV Yönetim Kurulu Üyeleri ve basın mensuplarının katıldığı toplantı, dijital platformlarda da canlı yayınlandı.
TOSYÖV Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Nezih Kuleyin, açılış konuşmasında, TOSYÖV’ün kuruluş amacı ve faaliyetleri hakkında bilgiler verdi. “TOSYÖV olarak biz KOBİ’lerin sivil toplum örgütüyüz” diyen Kuleyin, Covid-19 Salgını sürecinde TOSYÖV’ün sorumluluğu gereği toplumu krizden çıkaracak çözüm önerileri üzerinde çalıştığını, bu amaçla; TOSYÖV bünyesinde kurulan Ekonomi Çalışma Grubu’nun sözkonusu Raporu hazırladığını anlattı.
Ş. Nezih Kuleyin’in verdiği bilgilere göre; Rapor’da, Türkiye’nin salgınla mücadelesinin olumlu gidişatının sevindirici olduğu, ikinci bir dalga yaşanmaması ve aşının bulunmasıyla 2021’de salgının sağlık açısından olumsuz etkisinin büyük ölçüde ortadan kalkacağının yetkililer tarafından değerlendirildiği aktarılıyor. Salgının tüm reel kesimi etkilemesi sebebiyle önlemlerin kapsamının diğer krizlerde alınan önlemlerden daha farklı olması gerektiğine işaret edilen raporda, parasal desteklerin yanında işlerin yeniden tanımlanması, tedarik zincirinin çeşitlendirilmesi, sağlıkla ilgili risklerin yönetimi, uzaktan çalışma sisteminden daha fazla yararlanma gibi "yeni normal" olarak nitelendirilen her konuya dair hem devlet hem firmalar tarafında yeni düzenlemeler yapılması öneriliyor.
Nezih Kuleyin, COVID-19 sürecinde yaşanan krizi, kısa vadeli, gelip geçici bir olay olarak görmediklerini, bu nedenle odağına KOBİ’lerin konulduğu kısa, orta ve uzun vadeli olmak üzere 3 aşamalı bir kalkınma programına ihtiyaç olduğunu düşündüklerini söyledi. Bu dönemde KOBİ’lerin aktarılan parasal kaynakları mevcut borçlarını kapatmak için değil, yeni duruma adapte olmak için kullanmaları gerektiği uyarısını yapan Kuleyin, KOBİ’lere sadece para değil, dijital dönüşüm desteği verilmesinin önemine dikkat çekti. KOBİ’lere kredi verilmesi yerine karşılıksız kira ve vergi desteği verilmesini de öneren Kuleyin, kamuya olan yükümlülüklerini zamanında yerine getiren şirketlere pozitif ayrımcılık talep etti. Kuleyin, tedarik zincirinin kırılmaması için de eğitim, kaynak ve bilgi desteği sağlanmasını önerdi. Kuleyin’in açıkladığı çözüm önerileri şöyle:
Kısa vadeli kredi çözümleri pansuman etkisi yaratacak, ödemesiz dönemi uzun ve uygun faiz oranları ile uzun vadeli kredi olanakları yaratılmalı.
Kullanılacak destek ve teşvikler, sektör öncelikli ve firma analizi yapılarak dayanıklılık ve yaratıcılık özelliği taşıyan firmalara yönelmeli.
Borçlanma iş geliştirmeye yönelik yapılmalı, borç ödemeleri ise uzun vadeye yayılmalı.
KOBİ’lerin aksayan tedarik zincirlerini yeniden kurmaları için maddi ve yöresel destek verilmeli.
Sağlık sektörü özel olarak ele alınmalı ve gelişmesi için her türlü çaba gösterilmeli.
E-ticaret hızla gelişmekte ve gelişecektir. KOBİ’lerin ürünlerini e-ticaret ile satabilmeleri için yapacakları dönüşüm maddi olarak desteklenmeli.
Özellikle kritik sektörler ve vergi ödemelerini aksaksız gerçekleştirmiş KOBİ’ler için vergi indirimi ve erteleme sürelerinin uzatılması gündeme alınmalı.
İhracat için yapılacak tüm çabalar desteklenmeli. Girişimcilik yeni dönemde çıkış yolumuz olabilir. Daha etkin bir girişimci geliştirme programı gündeme alınmalı.


Kaliteli eğitim ve Ar-Ge şart
TOSYÖV Ekonomi Çalışma Grubu Üyesi ve TOBB ETÜ İşletme Bölüm Başkanı Prof.Dr. Ramazan Aktaş, COVID-19 Salgını’nın (Pandemi) yarattığı tahribata değindi ve rapordan dünya ve Türkiye’ye ilişkin bilgiler verdi. Aktaş; “Bu kriz son olmayacak ve kendimizi yeni dönemlere hazırlamalıyız, kaliteli eğitim ve Ar-Ge şart” dedi.
Prof.Dr. Ramazan Aktaş rapordan şu bilgileri paylaştı:  “Salgın sürecinde ülkeler arası ticaretin durma noktasına geldiği ve ülkelerin kendine yetebilme kavramına yöneldiği dönemde lojistik sektörü de kritik önemdedir. Tedarik zincirleri iç ve dış piyasalarda yeniden yapılandırılmalıdır. Talep kırılganlığı yüksek sektörlerden turizm sektörü için çıkış yolu olarak uzmanlar, devlet desteklerini, uygun borçlanma yöntemlerini ve düşük faizli kredileri işaret ediyor. Makine sektöründe en güncel üç sorun; ‘likidite problemi, kapasite kullanım düşüklüğü ve şehirler/ülkeler arası seyahat engeli.’ Türkiye’de imalat alt kalemlerinde yer alan tarım ve hayvancılık, tekstil, kayıtlı medyanın basılması ve mobilyacılık gibi belli sektörlerde KOBİ’ler, istihdam açısından daha fazla ağırlığa sahiptir. İstihdamın korunması ve sekteye uğramaması adına bu sektörlere özel önem verilmelidir.
Küresel anlamda yeni teknoloji devrimleri karşımıza çıkabilecek, işsizlik problemi katlanarak artacak. Ülkelerin bu küresel krizden çıkabilmek için birlikte hareket etmeleri gereklidir.”

Raporun çözüm önerileri
“COVID 19 ile Ekonomik Mücadelede Yapılması Gereken Hususlar” bölümünden satırbaşları:
Salgına karşı alınacak önlemlerdeki temel hedef; reel anlamda ekonomik canlanma olmalı. Öncelikli olarak KOBİ’leri de içeren salgın dönemi, geçiş dönemi ve sonraki süreçleri de kapsayan orta ve uzun vadeli kalkınma programları oluşturulmalı.
Yetkili kuruluşlar ve yöneticiler tarafından sektör temsilcileri ile yapılacak toplantılar ve gerekli görülen alanlarda eğitimlerin verilmesi sürecin daha iyi yönetilmesinde faydalı olabilecek.
Normalleşme sürecinde dünyada ve Türkiye’deki yetkili sağlık kuruluşlarının tavsiyelerinin harfiyen yerine getirilmesi devamlılığın sağlanması açısından kritik. Tekrar eski kısıtlamaların yaşanmaması için şirketler, kriz ortamında olduğunu düşünerek yatırım analizlerini, faaliyet planlarını  gözden geçirmeli.
Firmalar, bakım-onarım, iş güvenliği gibi alanlara biraz daha ağırlık vererek olası büyük talep canlanmasında üretime geçip hızlı tepki verebilecek kapasiteyi sağlamalı.
Dış ticarette vergi, gümrük ödemeleri gibi hususlarda büyük teşvikler sunulabilir. Firmalar da kendilerini, fırsatları sürdürülebilir avantaja çevirecek şekilde hazırlamalı. Öncelikle devletin sağladığı teşvik paketlerinden yararlanmalı, likiditeleri bozulmamalı. Tüm finansal kuruluşlar aracılığıyla kontrollü şekilde düşük maliyetli, daha uzun vadeli krediler kullandırılmalı.
Kullanılacak finansal destek ve teşviklerin verimli ve doğru kanallarda değerlendirilmesi ekonomik canlanma açısından oldukça önemli. KOBİ’ler teşviklere başvururken yapacakları projeleri planlamalı, teşvike neden ihtiyacı olduğunu anlatmalı.
Devletin sağladığı teşvikler devamlı olmalı. Kısa çalışma ödeneği belirli müddet daha devam ettirilmeli. Finansal destek paketlerine ek olarak tüm sektörlerde faaliyet gösteren firmalara yönelik vergi oranları azaltılmalı, enerji ve hammadde kullanımlarına yönelik teşvikler ve vergi destekleri sağlanmalı.
Sürdürülebilirlik için KOBİ’ler faaliyet alanlarını ve çalışma politikalarını olası gelecek dalgalara ve krizlere göre düzenlemeli. İzolasyon sürecinde geçilen evden çalışma, çevrimiçi satışlar gibi faaliyetlerin devamında olmazsa olmaz koşulların uygulanabilirliği şirket politikalarıyla ayarlanmalı, bu konuda sistematik planlar, çevrimiçi alt yapılar oluşturulmalı. KOBİ’lere, maddi teşviklerin yanında sistemsel eğitimler de verilmeli.
KOBİ’ler yeni politikalarında çalışanların ve müşterilerin hijyenini ve sağlığını korumaya yönelik düzenlemeleri yapmalı. Şirket hedefleri konulurken gerekli hijyen koşulların sağlanması ve kalite standardına sahip ürünlerin üretilmesi tüketicilerin taleplerinde iyi yönlü hareket için öncü koşul olmalı.
Yetkili devlet kurumları doğrudan ya da dolaylı olarak finansal kuruluşlar aracılığıyla KOBİ’lere yönelik düşük faizli ve ödeme vadesi salgın etkilerinin bitimine göre düzenlenmiş kredileri ulaşılabilir kılmalı. KOBİ’ler kendi yapısına en uygun doğru borçlanma yöntemleri kullanmalı.
KOBİ’lerin önceki borçlarının ödeme planlarında yapılandırmalara gidilmeli.
Likit kaynaklar oluşturmak açısından vadeli satış yapan tüm şirketler için alacaklar konusunda da düzenlemeler yapılmalı.
Destek programlarında sektörlerin ve şehirlerin üretim ağlarındaki yer alışları ve önemlerine göre dikkat edilmeli, bu anlamda ağırlığı olan sektörlere öncelik verilmeli. Özellikle seyahat kısıtlamalarına ve sosyal izolasyona fazlaca bağımlı olan ulaşım, turizm, restoran ve mağazacılık gibi hizmet yoğun sektörler, müşteri potansiyellerini daha iyi incelemeli. Müşterilerinin gelirlerinde azalış olma ihtimalini dikkate alarak uygun fiyatlı ürün veya paketler sunarak olası müşteri sayısını artırabilirler.  • İmalat alanında faaliyet gösteren KOBİ’lerin üretim devamlılığı için tedarik zincirindeki anlaşmalar yeniden yapılandırılmalı, alınan siparişlerin zamanları da düzenlenmeli. Üretim süreçlerinde  zaman zaman yaşanacak aksamalar karşısında stoklama konusunda adımlar atılmalı. İşletmeler stok yönetimi konusunda revizyona gitmeli, yönetilebilir düzeyde stok oluşturmalı.
Yerel yönetimler ticaretteki daralmayı hafifletebilir, üretici ve tüketicinin bir pazar ortamında bir araya getirilmesinde köprü görevi görebilirler.
Teknoloji ve sağlık sektörlerinde faaliyet gösteren KOBİ’ler, bu dönemde alması gereken tedbirlerin yanında oluşacak fırsatları da yakından takip etmeli.
Teknoloji, sağlık ve eğitim faaliyetleri için yapılacak yeni ve iyi planlanmış projelerde salgın öncesinde de yoğun verilen ve bu dönemde artması beklenen Ar-Ge teşviklerine yönelik gerekli başvurular yapılmalı.
Ar-Ge faaliyetlerine yönelik yatırımlar artmalı. Çalışma şekillerinin yeniden düzenlendiği, eğitim alanında hızlı adımların atıldığı bu dönemlerde hayatı kolaylaştırmaya yönelik projelerin yapılması olumsuz etkileri terse çevirebilir. Örneğin; ilaç sektöründe aşı ve tıbbi malzeme üretiminde Ar-Ge’nin önemi büyük.
İlaç sektöründe salgına yönelik etkilerin azaltılması ve hatta bitirilmesi amacıyla yatırımlar artırılmalı. Bu konuda faaliyet gösteren KOBİ’lere maddi teşvikler verilmeli ve akademik anlamda mentörlük gibi danışmanlık destekleri, kritik bir adım olacaktır.
Yapılacak projelerde risk yönetimi konusunda da uzmanlardan destek alınmalı.
Çalışanların girişimci davranışları teşvik edilmeli, kendilerini geliştirmelerine yönelik fırsatlar verilmeli.


TOSYÖV Ekonomi Çalışma Grubu
Prof. Dr. Işın Çelebi 
(T.C. Ekonomiden Sorumlu Devlet eski Bakanı)
Ayfer Yılmaz (T.C. .Ekonomiden Sorumlu Devlet eski Bakanı)
Ali Coşkun (T.C.  Sanayi ve Ticaret eski Bakanı)
Ahmet Kenan Tanrıkulu (T.C.  Sanayi ve Ticaret eski Bakanı)
Hilmi Develi (20. Dönem Denizli Milletvekili-KOSGEB eski Başkanı)
Prof.Dr. Tamer Müftüoğlu (Rekabet Kurulu eski Başkanı)
Prof.Dr. Ramazan Aktaş (TOBB ETÜ İşletme Bölüm Başkanı)
Ferit Parlak (Dünya Gazetesi Ankara Temsilcisi)

Yorumlar (0)