banner565

banner472

banner458

banner457

Yakın gelecekte dijital dönüşümün temeli; Yapay zeka

İş hayatının odağına yerleşen dijitalleşme,  uzaktan çalışma modeli ve akıllı teknolojilerin temelinde yapay zeka (Al-Artificial Intelligence) var.

HABER 01.01.2021, 00:01 29.01.2021, 09:43
29126
Yakın gelecekte dijital dönüşümün temeli; Yapay zeka

Ülkelerin yakın gelecekte kalkınmasında stratejik önemdeki yapay zeka ile ilgili tartışmalar gündemimizi çok meşgul edecek.
Dijital dönüşüm kasırgası, Pandemi ile birlikte şiddetlendi. İş hayatının odağına; dijitalleşme,  uzaktan çalışma modeli ve akıllı teknolojiler yerleşti. Akıllı teknolojilerin temelinde ise yapay zeka (Al-Artificial Intelligence) var. Derin öğrenme ve doğal dil işlemeye dayanan yapay zeka teknolojileri; makinelerin deneyimden öğrenmesini, yeni girdilere uyum sağlamasını ve insan benzeri görevleri gerçekleştirmesini sağlıyor.
Kullandığımız akıllı telefonlardan, sürücüsüz otonom araçlara, yapay zekalı sanal asistanlardan robotlara, yüz tanımadan, akıllı sağlık hizmetlerine, chatbotlara (sohbet robotu) kadar hayatın her alanında hakim olmaya başlayan yapay zeka barındıran ve yapay zekalı yeni teknolojilerle donanmış akıllı teknolojiler ile insanlar, cihazlar, içerikler, işler ve hizmetler arasında iletişim kuran teknolojiler; iş dünyasını da yeniden şekillendiriyor.
Küresel araştırma ve danışmanlık firması Gartner’ın yayınladığı 2020 yılı stratejik teknoloji trendleri listesinde yapay zeka veya yapay zekalı yeni teknolojiler barındıran akıllı teknolojiler öne çıkıyor. Bu trendlerden hiper otomasyon; çoklu makine öğrenmesi, paketlenmiş yazılım ve otomasyon araçlarının birleşiminden oluşuyor. Hiper otomasyonda; makine öğrenmesi ve doğal dil işlemeyi içeren yapay zeka önemli bir teknoloji. Gartner’a göre hiper otomasyon teknolojisinin gelişimiyle otomasyonun boyutu değişecek, iş ve kaynak yönetimi için daha fazla araç kullanılacak, çevik bir yapı gerekecek.
Bir başka stratejik teknoloji trendi; artırılmış insan (human augmentation), teknoloji ve bilimi birleştirerek insanların bilişsel ve fiziksel kapasite ve yeteneklerini artırmak anlamına geliyor. Öğrenme ve karar verme gibi bilişsel süreçlerin gelişiminde insanların ve yapay zekaların birlikte çalışması, akıllı ilaçlar, insan beynini bilgisayar ağlarına bağlamaya çalışan veya beynin kapasitesini artırmaya çalışan beyin implantları geliştiriliyor, fiziksel artırmada ise insanların fiziksel kapasitelerinin yükseltilmesi, genetik iyileştirmeler için çalışılıyor.
Gartner raporundaki trendlerden otonom cihazlar, önceden insanların gerçekleştirdiği fonksiyonları yapay zekayla gerçekleştiren fiziksel cihazlar demek. Robotlar, dronelar, sürücüsüz araçlar ve çeşitli akıllı aletler, kara, deniz, hava gibi çeşitli ortamlarda çalışabiliyor.
Rapora göre; en dikkat çekici stratejik trendlerden biri de yapay zeka güvenliği. Geleceğin yükselen trendi; yapay zeka teknolojileriyle eş zamanlı olarak siber güvenlik konusu da öne çıkıyor. Yakın gelecekte; nesnelerin interneti, bulut bilişim, mikro servisler, makine öğrenmesi, yapay zeka ve akıllı cihazlar gibi alanlarda potansiyel siber saldırı olasılıkları da hızla artıyor. İş dünyası için büyük fırsatlar sağlayan yapay zeka teknolojileri aynı zamanda ciddi güvenlik tehditleri de oluşturuyor. Bu noktada; yapay zeka temelli sistemlerin korunması, siber güvenlik savunmasını artırmak için yapay zekanın güçlendirilmesi ve saldırganların yapay zekayı kötüye kullanımının öngörülmesi sözkonusu.
Firmalar, yapay zeka teknolojili akıllı teknolojilere yatırım yaparken güvenlik, gizlilik, sağlığa etkileri ve etik gibi konuları da göz önünde bulundurmak zorunda. Yapay zekanın kullanıldığı her alanda veri toplama ve veriye dayalı bir makine öğrenmesinden sözedildiği düşünüldüğünde; uzmanlar bu akıllı teknolojilerin aynı zamanda KVKK (Kişisel Verileri Koruma Kanunu) kurallarını da altüst edeceğini öngörüyor. Yapay zeka, hayatımızı kolaylaştırdığı kadar, yakın gelecekte önemli etik tartışmalara ve yasal süreçlerde yeni düzenlemelere ihtiyaç duyan bir alan. Uzmanlar ayrıca, yakın gelecekte hayatın her alanını yönetme potansiyeline sahip ve kalkınmada stratejik önemdeki yapay zeka teknolojilerine ilişkin; dünyadaki her ülkenin olduğu gibi Türkiye’nin de bu alanda acilen stratejik politikalar belirleyip uygulamaya başlaması gerektiğini ifade ediyorlar.

Yapay zeka, kalkınmada stratejik önemde
Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Başkanı Rahmi Aktepe, Türkiye’nin yapay zeka alanında ön saflarda yer almasının, kalkınmasında stratejik öneme sahip olduğunu söyledi.
Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Başkanı Rahmi Aktepe, TBD tarafından hazırlanan “Türkiye’de Yapay Zeka Teknolojilerinin Gelişimi İçin Görüş ve Öneriler Kavramsal Raporu”nun tanıtım toplantısındaki konuşmasında, yapay zeka konusundaki çalışmalara TBD’nin TOBB ETÜ ev sahipliğinde 45 kamu, özel sektör temsilcisi ve akademisyenin katılımıyla organize ettiği bir çalıştayla başlandığını, daha sonra TBD bünyesinde oluşturulan “Yapay Zeka Odak Ekseni”nin yaklaşık bir yıl süren yoğun çalışmaları sonunda bu raporun hazırlandığını anlattı.
Raporla ülkenin kalkınmasına ve küresel rekabette hak ettiği yeri almasına büyük ivme kazandıracak yapay zeka teknolojileri ve değerlerinin geliştirilmesinin amaçlandığını dile getiren Aktepe, yapay zeka konusunda ilgili kurumlara yardımcı olmayı hedeflediklerini söyledi. Aktepe, yapay zeka uygulamalarının, 1960’lı yıllarda insanoğlunun kendisi gibi düşünen, öğrenen ve sorun çözen makineler yapma çabalarıyla başladığını ifade etti: “İçinde bulunduğumuz milenyumda yapay zeka teknolojilerini geliştiren ve doğru kullanımını başaran ülkelerin büyük atılım yapacağı öngörülmektedir. Türkiye’nin bu alanda ön saflarda yer alması, kalkınmasında stratejik öneme sahiptir.”
Rahmi Aktepe, ayrıca TBD olarak yürüttükleri Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi çalışmasını da yakın zamanda açıklayacaklarını sözlerine ekledi.
“En önemli eksiklik insan kaynağı”: TBD Merkez İcra Kurulu Başkanı Aydın Kolat da teknoloji kullanan değil, üreten Türkiye istediklerini belirterek, teknolojideki hızlı gelişmelerin alışkanlıkları derinden etkilediğine dikkati çekti. Yerli ve milli endüstrinin geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Kolat, en önemli eksikliğin nitelikli insan kaynağı olduğunu söyledi. Kolat, yapay zeka teknolojisinin küresel düzeyde 15 trilyon dolarlık ekosisteme sahip olacağının öngörüldüğünü aktardı: “2030’a kadar yapay zekanın etkisiyle sağlık, eğitim, kamu hizmetlerini kapsayan hizmet sektöründe yüzde 21, perakende ve toptan ticaret, konaklama ve gıda hizmetlerinde yüzde 15 artış beklenmektedir.”
“Yapay zekaya en fazla yatırımı ABD ve Çin yapıyor”: Yapay zekaya en fazla yatırımı ABD ve Çin’in yaptığını kaydeden Kolat, bu alanın, yaratacağı ekonomik değerden toplam 10.7 trilyon dolar kazanç sağlayacağını, ABD ve Çin’in ortak yanlarının, yapay zeka strateji belgeleri perspektifinde öncü adımlar atmaları olduğunu dile getirdi: “Strateji belgeleri, yapay zeka kavramının ulusal çerçevesinin çizilmesi ve yatırım analizinin yapılmasında önemli bir role sahiptir. Yapay zekanın stratejisinin olması, yerli ve milli yapay zeka endüstrisinin geliştirilmesiyle anlam ifade edecek. Aynı zamanda nitelikli insan kaynağının karşılanması, beyin göçünün önlenmesi ve Ar-Ge kültürünün oluşturulması gerekir.”
Yapay zeka alanında etiğin önemine de işaret eden Kolat, “Üretilen algoritmaların, açıklanabilir ve kontrol edilebilir olması gerekir. Yani yapay zekaya sahip makineler için yaşanacak kazada kimin sorumlu tutulacağına ilişkin netlik bulunmuyor. Aynı zamanda söz konusu teknolojiyle boşa çıkacak insan kaynağına ne olacağının belirlenmesi lazım” dedi.

Yorumlar (0)