banner565

banner472

banner458

banner457

31.10.2015, 23:59 5657

Hayat Boyu Öğrenmek Üzerine…

İnsan doğumundan itibaren hayatta kalabilmek adına üzerine sürekli bir öğrenme çabası içindedir. Önceleri anne babanın ve sonra çevrenin sorumluluk ve kontrolünde olan öğrenme; sonrası ve kişinin aklı ermesi ile birlikte yavaş yavaş bireyin sorumluluğu haline gelmektedir.
Bu doğal akış ne yazık ki bireyin yetişkin olmasıyla birlikte bazen çok ilginç ve bir o kadar da anlaşılmaz şekilde yavaşlamaya, farklılaşmaya ve engellenmeye başlar.
Hayatın evresinde hiçbir şey aynı değildir ve sürekli bir değişim sözkonusudur ama yetişkin olan birey öğrenmeyi sadece okula ve okulda yapılan süreçlere indirger -keza okulda bile sürekli bir öğrenme direnci içindedir- sonrası kitap, defterler kapatır; kendine güya yeni bir sayfa açar ve öğrenmeye okumaya ve gelişmeye ara verir.
Bunun aksini yapan insanlar var; okula gidemediği halde okumaya ve öğrenmeye hayatlarını adayan insanlar görebilirsiniz ama bunların sayısı azdır. Yine de umut vericidir. Ama bu yazının konusu bu kişiler değil. Okul sonrası veya şimdilerde hemen hemen büyük çoğunluk,  okumayı, öğrenmeyi, gelişmeyi, kendine sürekli yatırım yapmak yerine daha çok hazza odaklanan, hayatın değişim ve gelişimlerini ıskalayan, öğrenmeye direnen bireylerini konu almaktadır.

Ünlü Yönetim Bilimci Peter Drucker, “İşler iyi giderken eğitiminizi iki katına çıkarın, kötü giderse dört katına” ve yine ünlü Gelecek Bilimci olan AlvinToffler ise “Dünün cahilleri okuma yazma bilmeyenlerdi, bugünün cahilleri ise öğrenmeye direnenlerdir” der. Yine ünlü Düşünür ve Filozof Mevlana ise “Düne ait her şey dünle gitti, bugün yeni şeyler söylemek lazım” derken öğrenmenin, bilmenin ve araştırmanın yaşam için ne kadar önemli olduğunu söylemeye çalışarak insanları daha iyi, mutlu ve başarılı bir yaşam adına uyarma görevlerini üstlenmektedirler. Ünlü Fizikçi Einstein’da “aptallığın; aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemek olduğunu” vurgularken öğrenmenin ve kendini geliştirmenin önemine farklı bir bakış açısı getirir.

Kadıköy’deki kitapçılar ve sahafların olduğu yerin şimdi sadece içkili lokantalar ve kafelere dönüşmesi içimi sızlatan bir olaydır; öyle yerlere de ihtiyaç var ve önemli belki ama kitapçıların yerlerinin barlara dönüşmesi ise bence bir uygarlık sorunu…

Eğitim, kişinin okula gitmesi; bilmem ne okulunda öğrenim görmesinin de ötesinde; yaşamsal sorunlarını çözebilmek; mutlu, refah, barış içinde, huzurlu ve insanca yaşayabilmek için kendini hayat boyu öğrenci olarak görmesi, yaşamında gerekli olan bilgi ve becerileri kaslarına geçirmesi sürecidir; sonu yoktur; hayat boyu süren bir olgudur ve ana teması da “merak”tır. Öğrenmek ve bilmek istemek insanca bir eylemdir ve bir haktır. Zira bütün gelişimler ve uygarlık bu olgudan kaynaklanmıştır. Bunun aksi olan merak etmeme, cahil kalma kötü niyetli olmasa bile bir insanlık yanlışıdır ve bir ölçüde bağışlanamaz.
Günümüz insanı yaşadığı sorunları daha hızla çözebilmek adına okumaya, bilmeye, araştırmaya ve hayat boyu öğrenci olmaya; dolayısıyla kendini geliştirmeye dünden daha fazla ihtiyacı vardır; öğrenmesi de artık hayat boyu sürmek zorundadır; aksi takdirde, insan sorunların altında ezilmeye başlayacak, acıları artacak ve kendini kocaman dünyada Sivaslılar’ın deyimiyle “cıscıbıl” yani çırılçıplak hissedecektir.

Yorumlar (0)
banner557