banner565

banner472

banner458

banner457

XII. KOBİ Zirvesi; Girişimci Ekosistemi

Türkiye’de ‘Girişimciliğin Geliştirilmesi’ hem kamunun, hem de özel kesimin başat gündemi haline geldi. Çünkü Türkiye üretime dayalı sürdürülebilir bir ekonomik büyümenin peşinde. TOSYÖV XII. KOBİ Zirvesi’nin gündemini bu nedenle “Girişimci Ekosistemi” olarak belirledi. Girişimciliğe bir yol haritası çıkarılacak ve sonuçlar izlenecek.

KAPAK 01.04.2016, 08:59 02.04.2016, 12:51
21405
XII. KOBİ Zirvesi; Girişimci Ekosistemi

Türkiye, girişimciliğe en çok ihtiyacı olduğu bir ekonomik dönüşüm sürecinden geçerken girişimci sayısı en az olan ülkelerden biridir. Bu nedenle girişimci yetiştirmek ve Türkiye’yi bir bütün olarak “Girişimci Ekosistemi”ne dönüştürmek toplumun gündeminde birinci sıraya yükselmiş bulunmaktadır. Sürdürülebilir bir ekonomik büyüme ve kalkınma hızını yakalayarak küresel rekabette öne çıkmamız ve bu arada 2023 veya 2050 yılları için tasarladığımız hedeflere ulaşmamız Türkiye’de girişimciliği geliştirmemize bağlı hale gelmiştir.
Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı’nın (TOSYÖV) her yıl gerçekleştirdiği tematik KOBİ Zirveleri’nin XII’incisi 27-28 Nisan 2016 tarihlerinde İstanbul’da, Dedeman Hotel’de, “Girişimci Ekosistemi” ana başlığı altında gerçekleştirilecek. Geniş bir kamu-özel sektör katılımıyla gerçekleştirilecek XII. KOBİ Zirvesi’nde girişimciliğin her yönüyle ele alınacağı ve konuyla ilgili faaliyetler için bir yol haritası çıkarılacağı açıklandı.  Okurlarımız adına bu fırsatı değerlendirmek için TOSYÖV Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Sönmez ile bir röportaj gerçekleştirdik; ilgi ve dikkatinize sunuyoruz:
KobiEfor:  XII. KOBİ Zirvesi’nin girişimcilik konusuna tahsis edilmesinde hareket noktanız ne oldu, girişimciliği niçin önemsiyorsunuz?
Yalçın Sönmez:
Girişimcilik ekonomik kalkınmada başat bir faktördür. Yeniliklerin ortaya çıkması, uygulanması ve yayılması, yeni sektörlerin oluşması girişimciler sayesinde mümkün olur. Ekonomik kalkınmayı hızlandıran girişimcilik yeni işler ve yeni iş alanları oluşturmak suretiyle üretimin artmasını sağlar.
Mevcut kaynakları daha etkin kullanarak yeni ürünler ortaya çıkaran girişimci, yüksek katmadeğer yaratarak ulusal zenginleşmeyi de mümkün kılar. Refah içinde yaşamak için girişimci sayımızı hızla artırmamız şarttır. Girişimci olmayı düşünen oranı ülkemizde yüzde 32’dir ve bu çok önemli bir fırsattır. Türkiye ‘Gelişmekte Olan’ bir ülkedir ve üretime dayalı ekonomik büyümede önü açıktır. Zirve’de girişimcilik konusunu derinlemesine ele alacağız ve yol gösterici bir sonuç bildirgesiyle girişimcilik faaliyetlerine rehber olmaya çalışacağız.
GİRİŞİMCİ KİMDİR?
KobiEfor: Çok değişik ‘girişimci’ tanımları yapılıyor. Doğru girişimci tanımı sizce nasıl yapılmalıdır?
Yalçın Sönmez:
Girişimcilik ‘kalıp’ şeklinde tanımlanırsa, dök içine insanı girişimci olsun gibi anlamsız bir noktaya varılır. Tanımı herkes kendine göre yaparsa o zaman da girişimciliği kendisiyle başlatmış olur ki bu da bu ülkede bizden önce girişimci kişi yaşamamış ve iş yapmamıştır anlamına gelir. Girişimci tanımını esnek ve bilimsel kriterlere göre yapmak ve güncel bir çerçeve içine oturtmak gerekir. Ayrıca yaptığımız girişimci tanımının örneğin; kadın girişimciliği, genç girişimciliği, eko girişimcilik, sosyal girişimcilik, küresel girişimcilik, yenilikçi girişimcilik, teknogirişimcilik, akademisyen girişimciliği, internet girişimciliği, ticari girişimcilik vb. tematik girişimci kategorilerinin tümünü birden kapsamasına özen göstermeliyiz. Bu temelde bir girişimci tanımını; a) Yeni bir fikrini iş modeline dönüştüren ve bunu yatırımcı ile buluşturup ticarileştirmek suretiyle ekonomik ve sosyal yarar oluşturana ‘bireysel girişimci’, b) Sıradışı ürün, hizmet veya teknoloji üreterek işletmesini geliştirmek suretiyle küresel rekabette kendine yer açan ve ülkesinin toplumsal refahına katkıda bulunana ‘yenilikçi girişimci’, ve bu kategorilerde başarısını, c) mikro, küçük veya orta ölçek bir kurumsal yapı içinde gerçekleştirene ‘Yenilikçi KOBİ’ diyebiliriz. O halde özetle girişimci; toplumsal refahı ve yaşam kalitesini yükselten bir ‘bileşen’dir.
GİRİŞİMCİLİK EĞİTİMİ
KobiEfor: Potansiyel bir girişimci hangi yollardan yürüyerek gerçek bir girişimci olabilecektir ya da girişimci sayısını nasıl artıracağız?
Yalçın Sönmez:
Girişimciliğin özellikleri eğitim yoluyla sağlanır. Bunun iki ayağı var; biri formel eğitimin girişimci yetiştiren bir sistem özelliği taşıması, diğeri de potansiyel girişimci adaylarına girişimcilik eğitiminin verilmesidir. Türkiye bu konuda başlangıç aşamasındadır. Hükümet kapsamlı bir Girişimciliği Geliştirme Stratejisi hazırlamış bulunmaktadır. Önümüzdeki yıllarda bu strateji temelinde Eylem Planları hayata geçirilecektir. Özel sektör ve kamu, ayrı ayrı veya ortaklık yapılarıyla girişimci eğitimine odaklanacaktır.
Bu süreçte eğitim sistemi dönüşecek, girişimci yetiştiren bir özellik kazanacaktır. Bu kapsamda girişimcilik konusu ilk/orta öğretim ve  üniversite müfredatına yerleştirilmelidir. İlk/orta öğretim ve üniversite öğretmenlerinin girişimcilik konusundaki bilgi ve becerileri geliştirilmeli, eğitim fakülteleri müfredatına girişimcilik eğitimleri eklenmelidir. Eğitimin bütün kademelerinde girişimcilik projeleri üretilmeli, “girişimci okul” kavramına geçilmelidir. Sadece girişimci yetiştiren üniversiteler bugünden hedeflenmelidir. Ayrıca girişimciyi her aşamada yetkinleştiren ve sapmaları engelleyen bir ‘Girişimci Danışmanlık Sistemi’ kurulmalıdır.
İnformel alanda ise hayat boyu öğrenimde girişimcilik eğitimini yaygınlaştırmamız gerekmektedir. Mevcut KOBİ’leri birer girişimci KOBİ’ye bu çerçevede dönüştürebiliriz. KOBİ’lerde girişimcilik eğitimini özellikle; her KOBİ’yi  küçük bir ‘girişimci ekosistemi’ne dönüştürecek derinlikte modelleştirmeliyiz.
Girişimcilik eğitiminde henüz gelemediğimiz bir diğer yetkinlik düzeyinden de söz etmeliyim; girişimcilik eğitimi sektörel farklılıklar temelinde çeşitlendirilmelidir. Ayrıca eğitimi ülkenin ekonomik bölgelerine ve endüstriyel kümelenmelere göre de çeşitlendirmemiz gerekir çünkü, bölgeler ve sektörler itibarıyla bakıldığında girişimcilik indeksinin farklılaştığı görülür. Girişimcilik eğitimi programları ve müfredatları Türkiye’nin ekonomik ve sosyal mozayiği ile örtüşmelidir ki verimli sonuçlar alabilelim.
GİRİŞİMCİ FİNANSMANI
KobiEfor:  Girişimcinin fikrine ve projesine yatırımı kim yapacak, bu riski kim üstlenecek, bu soruların Türkiye ortamında cevabı nedir?
Yalçın Sönmez:
Girişimcilikte erken aşama hassastır. Erken aşamaya finansal destek için bir fon kurulması gerekmektedir. Ayrıca alternatif finans araçları da geliştirmeliyiz. En önemlisi de “Girişimci Bankacılığı”nın bankacılık sektörüne girmesi ve orada sistemleşmesidir. Bireysel katılım sermayesi Türkiye’de henüz oluşmaktadır ki bunun da farkındalığını artırmaya ve yaygınlaştırılmasına ihtiyacımız bulunmaktadır. Yenilikçi girişimcilerin ticarileştirme projelerine bürokratik süreçlerden arındırılmış, hızlı işleyen bir kredi garanti mekanizmasının kurulmasına acil gereksinme duyulmaktadır. Girişim sermayesi aynı zamanda risk sermayesidir ve bu yönde kurulmuş fonları güçlendirme görevi de kamuya düşmektedir. Gelişen İşletmeler Piyasası mevzuatını da yenilememiz ve bireysel katılım sermayesine çıkış kolaylığı sağlamamız, girişimciliği geliştirmemiz açısından etkili bir düzenleme olacaktır. Değişken sermayeli yatırım ortaklıklarıyla ilgili mevzuatın da gözden geçirilmesi yaygın bir beklenti haline gelmiştir.
GİRİŞİMCİLİK KÜLTÜRÜNÜN GELİŞTİRİLMESİ
KobiEfor:  Türkiye’de ‘Girişimcilik Kültürü’ne düzeydedir?
Yalçın Sönmez:
Kültür değer sistemlerinin bütünlüğüdür. ‘Girişimcilik Kültürü’ dediğimizde  yaratıcılık ve yeni fırsatlara odaklanan iş yapma kültüründen söz etmiş oluruz.
Girişimci bireyler gereken kültürü eğitim yoluyla kazanırlar. Örneğin; hata yapmaktan korkmamak, bir probleme birden fazla çözüm üretebilmek, ekip çalışması yapabilmek gibi... Girişimci kültürü okullar ve medya aracılığıyla ülkeye yaygınlaştırılır. Girişimcilik kültürünü artıran yayınlar çoğalır. Çocuklar ve gençler düzeyinde girişimcilik ödüllendirme sistemleriyle teşvik edilir. Deneysel öğretim yöntemleri kullanılır. Bağımsız davranabilen, inisiyatif alan, pasif izleyicilikten çıkıp soran ve araştıran birey modeli idealize edilir. Bilgiye susamış ve hayatın sorunlarını analiz edebilen ve bunları çözüm bulmayı “takıntı!” haline getirmiş kişi(ler), emin olabiliriz ki girişimci olacaktır.
GİRİŞİMCİ FİNANSMANI VE ERİŞİM SORUNLARI
KobiEfor:  Türkiye’de girişime ve girişimciye yatırım ne durumdadır? Girişimci finansmanı açısından Türkiye’deki yapıyı ve uygulamaları kısaca değerlendirir misiniz?
Yalçın Sönmez:
Girişimciye yatırıma “Risk Sermayesi” diyoruz. Ayrıca girişimciye finansal desteklerden söz ediyoruz. Girişimcinin bir yatırımcının sermayesine ve finansal desteğe ihtiyacı ağırlıklı olarak ilk aşamalardaki bir sorundur. Bir de girişimci küçük işletmelerin, gerek kuruluş gerekse büyüme/yenilikçilik aşamalarında yapısal ve dönemsel nedenlerle finansmana erişimi sözkonusudur. Türkiye bu konuda emekleme dönemindedir. Girişimciliği geliştirmemiz için finansal sorunları çözmek ve destekleri oluşturmak zorundayız. Bunun için “Risk Sermayesi” karakterinde üst ve alt fonların oluşturulması gerekir.
Girişimciliğin erken aşamasına yönelik en az bir üst fon kurulması, yenilikçi girişimcilerin ticarileştirme projelerine yönelik destek sağlayabilecek kredi garanti mekanizması, bireysel katılım sermayesi sistemi, bankacılık sistemine ‘Girişimci Bankacılığı’ modellerinin sokulması ve uygulanması, değişken sermayeli yatırım ortaklıklarına ilişkin ikincil mevzuatın oluşturulması, ‘Gelişen İşletmeler Piyasası Mevzuatı’nda girişim sermayesi fonlarına ve bireysel katılım sermayesine çıkış kolaylığı sağlanması, yeni alternatif finansal araçların geliştirilmesi, girişimci desteklerine öncelik ve ön ödeme, yenilikçi girişimcilere ve yeni girişimlere mevzuat kolaylıkları, öncelikli ve yenilikçi sektörlere yönlendirme vb. gibi...
SANAYİ 4.0 GİRİŞİMCİSİ
KobiEfor: Girişimcilik kavramını güncelleştirmek gerekirse neler söylersiniz?
Yalçın Sönmez:
Girişimcilik günümüzün, devletler, bireyler ve bütün kurumlar için başta gelen en kapsamlı konusudur. Türkiye Girişimcilik Konseyi (TGK) en azından bir ortak kabul olarak girişimcilik konusunun bütün sorunlarını tespit ve çözümlerini planlamak üzere kuruldu ve TOSYÖV olarak biz de üyesiyiz. Diğer yandan Türkiye olarak “Sanayi 4.0” adını alan yeni bir endüstriyel devrimin içinden geçmekte olduğumuzu görmüş bulunuyoruz. Bu perspektif ile konuşursak; TGK’nın şemsiyesi altında ve girişimciliğin küresel gündemi temelinde özerk alan örgütlenmelerini gerçekleştirmemiz gerektiğini, hatta bu faaliyeti ‘Girişimcilik Bakanlığı’ mertebesine kadar derinleştirmemizin yararlı olacağını söyleyebilirim. Diğer yandan Sanayi 4.0 bütün sektörleri, bütün mesleklerin niteliğini ve toplamda ekonomiyi ve sosyal hayatı kökten dönüştürüyor.
Bu anlamda özel olarak, Sanayi 4.0 girişimciliğini tanımlamamız ve bu girişimci modelini üretecek bir ekosistem oluşturmamızın şart olduğunu da eklemem gerekiyor.

Yorumlar (0)