banner565

banner622

banner472

banner458

banner457

banner626

Yeşil ve dijital dönüşen sanayi ivmeleniyor; TÜRKİYE, YEŞİL DEVRİM EKONOMİSİNİ SANAYİSİYLE BAŞLATTI

İklim krizi, ekonomik kriz, çevresel bozulma, bölgesel savaşlar ve göçlerle sarsılan dünya ekonomisinin sürdürülebilirlik için çıkış noktası; dijital ve yeşil dönüşüm (ikiz dönüşüm) ile toplumsal dönüşüm. Küresel rekabette başarı ve sürdürülebilir kalkınmanın yolu, yeşil ve dijital dönüşen sanayiden geçiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, her fırsatta, Türkiye’nin yeşil kalkınma devrimini başlattığını söylüyor. Türkiye Yeşil Sanayi Projesi ve Yeşil OSB’ler ise yeşil kalkınmanın temel taşları haline geliyor.

KAPAK 01.11.2024, 00:00 02.11.2024, 03:49
2758
Yeşil ve dijital dönüşen sanayi ivmeleniyor; TÜRKİYE, YEŞİL DEVRİM EKONOMİSİNİ SANAYİSİYLE BAŞLATTI
banner637

Derinleşen iklim krizi ve ekonomik kriz, çevresel bozulma, bölgesel savaşlar ve göçlerle sarsılan dünya ekonomisinin sürdürülebilirlik için çıkış noktası; dijital ve yeşil dönüşüm (ikiz dönüşüm) ile toplumsal dönüşüm. Küresel rekabette başarı ve sürdürülebilir kalkınmanın yolu, yeşil ve dijital dönüşen sanayiden geçiyor. Ülkelerin ekonomik, sosyal ve çevresel kalkınmaları, refahı ve dünyanın sürdürülebilirliği için önemli bir yol haritası sunan dijital ve yeşil dönüşüm sürecine ilişkin birçok ülke, politikalar, çeşitli destek ve teşvik mekanizmaları geliştiriyor.
Dünya genelinde yeşil ve dijital dönüşüm, sadece bir çevre koruma meselesi değil, aynı zamanda ekonomik büyüme, sosyal refah ve gezegenin sürdürülebilirliği için de bir fırsat olarak görülüyor. Türkiye de yeşil ve dijital dönüşümü destekleyici politikalar, projeler, destek ve teşvik mekanizmaları geliştirerek küresel sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlamayı amaçlayan ülkeler arasında yer alıyor.
Çevresel sorunların çözümünde ilk adım; ‘yeşil sanayi’ye geçiş: ‘Yeşil Sanayi’ kavramı, geleneksel üretim anlayışından enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kullanımı, düşük sera gazı emisyonu ve atıkların döngüsel ekonomi yaklaşımıyla geri kazanımını hedefleyen bir üretim modeline geçişi ifade ediyor. Çevresel sürdürülebilirlik ve doğal kaynakların korunmasının giderek daha fazla önem kazandığı günümüzde, yeşil sanayileşmeye yönelik farkındalık oluşturulması büyük bir gereklilik. Bu yaklaşım, çevre dostu ve sürdürülebilir üretim yöntemlerinin benimsenmesini teşvik ederken, iklim değişikliği ve diğer çevresel sorunlara karşı etkin çözümler sunma açısından kritik öneme sahip. Sanayi sektörünün çevresel sorunlara en   fazla neden olan alanlardan biri olması nedeniyle, bu sektörde çevreye duyarlı bir dönüşüm başlatılması, yeşil sanayiye geçişi ve dolayısıyla daha geniş çapta çevresel sorunların çözümünü destekleyecek ilk adım olarak görülüyor.

Dijitalleşme yeşil sanayiyi nasıl dönüştürür?
Uzmanlar sanayi üretimi ve diğer tüm binalardan salınan sera gazlarının önemli bir kısmının ısıtma ve soğutma sistemlerinden dolayısıyla enerjiden kaynaklandığına işaret ediyor. Bu da enerji tasarrufu, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjiye geçişi ön plana çıkarıyor. Türkiye sanayisinin örgütlü üretim alanları olan Organize Sanayi Bölgeleri’nin (OSB’ler) yeşil dönüşüm sürecinde dijital dönüşümün de önemli bir rolü mevcut. Yapay Zeka (AI), Büyük Veri (Big Data), Nesnelerin İnterneti (IoT), akıllı sensörler, akıllı sayaçlar, uçtan uca bilgi işleme ve enerji yönetimi çözümlerinden oluşan kapsamlı ve entegre bir veri tabanlı kontrol ve izleme sistemi olan SCADA gibi altyapıları kullanan OSB’ler ve imalat sanayisi üretirken ve tüketirken yeşil ve dijital dönüşümün birlikte hayata geçirilmesi stratejik değerde. Yapay Zeka (AI), Makine Öğrenimi (ML), Derin Öğrenme (DL), İş Zekası (BI), Nesnelerin İnterneti (IoT), Endüstriyel Nesnelerin İnterneti (IIoT), OT / VT Teknolojileri (Otomatik Tanıma ve Veri Toplama Sistemleri), Büyük Veri (Big Data) ve Analitik, Bulut Bilişim (Cloud Computing) Teknolojileri, Sanal Gerçeklik (VR) ve Artırılmış Gerçeklik (AR) Teknolojileri, Giyilebilir Cihazlar, 3D Teknolojileri (3 Boyutlu Teknolojiler), 5G Teknolojileri, Dijital İkizler (Digital Twins), Simülasyon ve Modelleme Teknolojileri, Akıllı Cihazlar, Akıllı Platformlar, Dronelar, Endüstriyel Robotlar, Otonom Araçlar, RPA (Robotik Süreç Otomasyonu), Siber Güvenlik Teknolojileri, Hiper Otomasyon gibi yeni nesil teknolojiler, enerji verimliliği, çevre dostu teknolojilere geçiş ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada kritik araçlar haline geliyor.
Dijitalleşme, yeşil sanayiyi akıllı üretim sistemleri, veri analitiği ve otomasyon yoluyla dönüştürerek enerji verimliliğini artırıyor, atıkları azaltıyor, kaynak kullanımını optimize ediyor, zaman ve maliyet tasarrufu sağlıyor, geri dönüşümü kolaylaştırıyor. Dijital çözümler, çevresel etkileri izlemeyi kolaylaştırırken; döngüsel ekonomi uygulamalarını destekliyor, sürdürülebilir üretim süreçlerine geçişi hızlandırıyor ve böylece ciddi bir rekabet avantajı sunuyor.
BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları: Dünyada yeşil ve dijital dönüşümü destekleyen birçok girişim ve stratejiyi geliştirenlerin başında Birleşmiş Milletler (BM) geliyor. Birleşmiş Milletler’in (BM) 17 maddeden oluşan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ülkelerin yol haritası haline geldi. Bu hedeflerle birlikte enerji verimliliğini artırma, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve döngüsel ekonomiye geçiş çalışmaları, özellikle dijitalleşmenin sürdürülebilirlik bağlamında artan önemi, yeşil dönüşüm hedeflerine ulaşılmasını destekleyen en önemli faktörlerden biri.
Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal): Bu alanda Avrupa Birliği (AB) de iddialı hedefleriyle öne çıkıyor. AB, 11 Aralık 2019’da açıkladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM-European Green Deal) ile 2030’a kadar karbon salınımını %50 azaltmayı, 2050 yılına kadar sıfır karbon salınımı ile iklim nötr bir kıta olmayı hedefliyor. Bu çerçevede karbon emisyonlarının azaltılması, yenilenebilir enerji yatırımları ve yeşil iş fırsatlarının artırılması ön plana çıkıyor. Uzmanlar, sanayiden finansmana, enerjiden ulaştırmaya ve binalardan tarıma uzanan bir dizi alanda AB politikalarında kapsamlı değişiklikler öngören Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın, ‘Tek Pazar’ın tesisinden bu yana AB’nin en büyük girişimlerinden birisi olduğunu ifade ediyor. AB bu dönüşüme 1 trilyon Euro bütçe ayırdı. Yaptırımlara uğramadan AB ile ticaret yapmak ve sürdürülebilir kalkınmak isteyen ülkeler, yeşil ve dijital dönüşümünü gerçekleştirmek zorunda.

Karbon vergisi geliyor
Fit for 55 Paketi ve SKDM: Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında; AB’nin iklim, enerji, arazi kullanımı, ulaşım ve vergilendirme politikalarının 2030’a kadar 1990’daki seviyesine kıyasla %55 emisyon azaltımı sağlanacak şekilde gözden geçirilmesi için “Fit for 55 (55’e Uyum)” mevzuat değişikliği paketi, Avrupa Komisyonu’nca 14 Temmuz 2021’de yayımlandı. Paketin uluslararası ticareti etkileyecek en önemli unsurlarından birisi, dünyada ilk kez uygulamaya konulacak olan Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM).
1 Ekim 2023’te yürürlüğe giren SKDM, geçiş döneminin ardından 1 Ocak 2026’dan itibaren asıl uygulama dönemine girecek. SKDM ile AB’ye ihraç edilen ilk etapta demir-çelik, çimento, alüminyum, gübre, elektrik ve hidrojen sektörlerindeki ürünlerin üretimindeki karbon emisyonları ve üretiminden kaynaklı (dolaylı) emisyonların raporlaması istenecek. 2026 itibarıyla ithal ürünlere gömülü emisyonlar için AB Emisyon Ticaret Sistemi’ndeki (ETS) haftalık karbon fiyatları dikkate alınarak, AB’de yetkilendirilmiş ithalatçılar tarafından karbon ücreti ödenmeye başlanacak. Çimento ve gübre sektörlerindeki dolaylı emisyonlar da ücretlendirmeye tabi olacak.

Döngüsel ekonomi ve çevresel sürdürülebilirlik
Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın ana unsurlarından bir diğeri de ilgili tüm ürün mevzuatına etki edecek olan döngüsel ekonomi. Bu ana tema altında 2020’de sırasıyla; AB Yeni Sanayi Stratejisi ve Döngüsel Ekonomi Eylem Planı açıklandı. Böylece AB, hammadde temini aşamasından ürünlerin üretimi, tüketimi ve atık yönetimine dair döngüsel bir yaklaşımla yeni kurallar getirileceğini açıkladı, elektronik ve bilişim teknolojileri, piller ve araçlar, ambalaj, plastikler, tekstil, yapı ve inşaat, gıda, su ve besinler öncelikli sektörler olarak belirlendi.
Avrupa’nın iklim-nötr düzene geçişine yönelik siyasi taahhüdün hukuki açıdan bağlayıcı bir yükümlülüğe dönüştürülmesi amacıyla 2021’de Avrupa İklim Yasası kabul edildi.
Dijital ürün pasaportları geliyor: Gümrük Birliği kapsamında Türkiye’nin de uyum sağladığı ürün mevzuatında önemli değişiklikler getirecek olan ve 2022’de açıklanan Sürdürülebilir Ürün İnisiyatifi ile gıda, yem ve medikal ürünler haricinde tüm ürün grupları için sürdürülebilirliğin bir norm olarak belirlenmesi amaçlandı. Bu çerçevede açıklanan Yeni Eko-Tasarım Tüzüğü Taslağı ile ürünlerin daha dayanıklı, tamir edilebilir, karbon emisyonu düşük, zararlı kimyasallardan ari, geri dönüştürülebilir olmasına yönelik AB düzeyinde ortak kurallar belirlenmesi, bu doğrultuda ürünlerin AB piyasasına arzı için karşılaması gereken standartların sürdürülebilirlik ekseninde şekillendirilmesi, ürüne ilişkin söz konusu bilgilerin tüketici, piyasa gözetimi otoriteleri, geri dönüşüm sektörünce kolayca ulaşılabilir olmasını sağlamak üzere ürüne eşlik edecek “dijital ürün pasaportları” geliştirilmesi, zorunlu yeşil kamu alımları kriterleri getirilmesi amaçlandı.
Bu çerçevede, AB’nin Döngüsel Ekonomi Eylem Planı kapsamında öncelikli ürün gruplarından başlamak üzere tüm ürünlere yönelik mevzuat tasarıları hazırlaması öngörülüyor. İlk aşamada batarya, tekstil, yapı malzemeleri, ambalaj ve ambalaj atıklarına ilişkin mevzuat taslakları/stratejiler yayımlandı. AB tarafından 2023’te açıklanan Yeşil Mutabakat Sanayi Planı ile de sanayi sektörünün yeşil dönüşümü ve rekabet edebilirliği ve ekonominin dönüşümüne yönelik yatırımları sağlamak için bir politika çerçevesi çizildi. Planın, Avrupa Yeşil Mutabakatı, AB Sanayi Stratejisi ve özellikle Döngüsel Ekonomi Eylem Planı kapsamında sanayiyi dönüştürmeye yönelik sürdürülen çabaları tamamlaması öngörülüyor. AB’nin açıkladığı Atık Sevkiyatı Tüzüğü Taslağı ile AB bir taraftan üçüncü ülkelere kontrolsüz atık ihracatını kontrol altına almayı hedefliyor, diğer yandan AB içindeki mevcut atıkların bir kaynak olarak ekonomiye kazandırılması ve döngüsel ekonomi hedeflerinin desteklenmesini amaçlıyor.

TÜRKİYE’DE YEŞİL KALKINMA DEVRİMİ BAŞLADI
Türkiye, yeşil dönüşüm ve dijitalleşme sürecinde aktif bir rol üstleniyor. 2053 Net Sıfır Emisyon hedefiyle iddiasını ortaya koyan ülkelerin başında gelen Türkiye, yeşil kalkınma devrimine başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu konudaki kararlılığını sık sık dile getirerek, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelede öncü bir ülke olma hedefinin altını çiziyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadeledeki hedeflerinin, sürdürülebilir kalkınma ve yeşil dönüşüm çabalarının bir parçası olduğunu belirterek, Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’na taraf olması ve 2053 yılına kadar karbon nötr olma hedefi belirlemesinin bu çabaların somut bir göstergesi olduğunu ifade ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 2053 vizyonunun ilk ve en kritik hedeflerinden birinin yeşil kalkınma devrimi olduğunu her fırsatta vurguluyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da bu süreçteki önemli açıklamalarında, yeşil dönüşümün sanayinin geleceği için kritik öneme sahip olduğunu söylüyor. Bu dönüşümde dijital teknolojilerin entegrasyonunun, sürdürülebilir büyüme için zorunlu olduğuna işaret eden Bakan Kacır, Türkiye’nin yeşil sanayi dönüşümüne yönelik atılımlarını desteklemek için TÜBİTAK ve KOSGEB gibi kurumlarla iş birliği içerisinde projeler geliştirdiklerini anlatıyor.

Türkiye’nin yeşil ve dijital dönüşüm adımları
SKDM, ETS ve Karbon Vergisi uygulamaları hayata geçtiğinde ihracatının yaklaşık %50’sinden fazlasını AB ülkelerine yapan Türkiye’nin sanayisi, ihracatı ve ekonomisi yeniden şekillenecek. Yeşil ve dijital dönüşüm, Türkiye’nin sürdürülebilir üretim ve düşük karbon salınımı gereksinimlerine uyum sağlaması, Avrupa pazarıyla entegrasyonunu sürdürebilmesi ve rekabet gücünü koruması için stratejik değerde. Dijitalleşme, sanayi verimliliğini artırarak üretim süreçlerini iyileştirirken; Türkiye’nin yeşil dönüşüme yönelik uyum sürecini hızlandıracak stratejik bir destek sağlıyor. Yeşil ve dijital dönüşüm adımları, Türkiye’nin ekonomik büyümesi, istihdam olanaklarının artırılması ve çevresel sürdürülebilirlik hedefleri açısından büyük bir potansiyele sahip.
Türkiye ve uluslararası iklim anlaşmaları: Ozon tabakasının korunmasına ilişkin Viyana Sözleşmesi ve Montreal Protokolü’nü Türkiye, 1991’de imzaladı. Ardından 1992’de kabul edilip, 1994’te yürürlüğe giren ve 194 tarafı bulunan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (BMİDÇS), Türkiye 2004’te katıldı. 1997’de imzalanıp, 2005’te yürürlüğe giren Kyoto Protokolü’ne Türkiye, 2009’da taraf oldu. Türkiye, Paris Anlaşması’nı 2016’da, New York’ta 175 ülkeyle birlikte imzaladı. Paris Anlaşması, 2021’de Cumhurbaşkanı Kararı ile onaylandı. Anlaşma onay belgesi, ulusal beyanla birlikte 2021’de BM Sekreteryası’na tevdi edildi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2053 yılı için Net Sıfır Emisyon Hedefi ilan edildi.
Türkiye’de Ticaret Bakanlığı 2021’de, 9 ana başlıkta toplam 32 hedef ve 81 eylemi içeren Yeşil Mutabakat Eylem Planı’nı yayımladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yeşil Mutabakat Çalışma Grubu’nun oluşturulduğunu da açıkladı. 8 bakanlığın katıldığı çalışma grubunun liderliğini Ticaret Bakanlığı üstleniyor. Yeşil Mutabakat Eylem Planı’nın uygulanmasını takip etmek, küresel politika gelişmeleri doğrultusunda çalışmaları yönlendirmek ve gerekli koordinasyonu sağlamak üzere; Ticaret Bakanlığı’nın ilgili Bakan Yardımcısı’nın başkanlığında Strateji ve Bütçe Başkan Yardımcısı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Çevre ve Şehircilik, Dışişleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Hazine ve Maliye, Milli Eğitim, Sanayi ve Teknoloji, Tarım ve Orman, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlıklarının bakan yardımcılarının katılımıyla Yeşil Mutabakat Çalışma Grubu tesis edildi.
Türkiye’nin yeşil ve dijital dönüşüm adımlarının en dikkat çekicilerinden biri  ‘Türkiye Yeşil Sanayi Projesi’ bir diğeri ise ‘Yeşil OSB’ler’ oldu.

TÜRKİYE YEŞİL SANAYİ PROJESİ
Sürdürülebilirlik ilkesiyle şekillenen 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için Türkiye, 2023’te sanayide yeşil dönüşüm kapsamında önemli bir girişim başlattı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda, KOSGEB ve TÜBİTAK’ın aracılığı, Dünya Bankası’nın finansman desteğiyle hayata geçirilen 6 yıl sürecek 450 milyon dolar bütçeli ‘Türkiye Yeşil Sanayi Projesi’ hayata geçirildi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın açıkladığı Proje ile işletmeler, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ilgili kuruluşları (25 milyon dolar) ve Proje Ortakları; KOSGEB (250 milyon dolar) ve TÜBİTAK (175 milyon dolar) tarafından desteklenecek. Proje ile Türkiye sanayisinin, daha sürdürülebilir, çevreci ve rekabetçi bir geleceğe doğru yönlendirilmesi amaçlanıyor.
Bakan Kacır, Türkiye Yeşil Sanayi Projesi ile birlikte ‘Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritası’nı açıkladı.

Yeşil Sanayi Destek Programı (KOSGEB)
KOSGEB’in yürüttüğü Yeşil Sanayi Destek Programı küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeşil dönüşümünü verimli gerçekleştirmelerine katkı sağlamayı amaçlıyor.
Kimler başvurabilir?: Küçük veya orta ölçekli sanayi KOBİ’leri, 2+ yıllık işletmeler
Proje konuları: Enerji verimliliği, su verimliliği, hammadde verimliliği, sürdürülebilir ve iklime dayalı atık geri dönüşümü, endüstriyel simbiyoz, döngüsel ekonomi.
Proje süresi: En az 8 ay ve en fazla 12 ay
Son başvuru tarihi: 30 Kasım 2024
Sanayi KOBİ’lerinin Güneş Enerjisi Yatırımlarının Desteklenmesi Proje Teklif Çağrısı
Proje konusu: Güneş enerji sisteminin (GES) kurulması ve işletilmesi.
Destek üst limiti: 14.000.000 TL
Destek Oranı: %60
Destek Türü: Geri ödemeli.
Sanayide Temiz ve Döngüsel Ekonomi Proje Teklif Çağrısı
Proje konuları: Enerji verimliliği, su verimliliği, hammadde verimliliği, sürdürülebilir ve iklime dayanıklı atık geri dönüşümü, endüstriyel simbiyoz, döngüsel ekonomi.
Destek üst limiti: 4.000.000 TL
Destek oranı: %70
Destek türü: Geri ödemeli.

Yeşil Dönüşüm Odaklı Ar-Ge ve Yenilik İçin 175 Milyon Dolar (TÜBİTAK)
TÜBİTAK tarafından verilen bu desteğin 3 bileşeni bulunuyor: Yeşil İnovasyon Teknoloji Mentörlük Desteği (20 milyar dolar), Sanayide Yeşil Dönüşüm Desteği (126.5 milyon dolar), SAYETM Yeşil Dönüşüm Desteği (25 milyon dolar).
Kimler yararlanabiliyor? KOBİ’ler ve büyük firmalarla üniversiteler, araştırma altyapıları ve kamu araştırma merkezleri bu destekler aracılığıyla yeşil dönüşüm odaklı teknolojik çözümler geliştirecek.
Destek türü: Özel sektöre yönelik hibe ve faizsiz geri ödemeli (kredili) destek. Projelerde ortak olarak yer alacak araştırma kurumlarına hibe destek.
Yeşil İnovasyon Teknoloji Mentörlük Desteği
Hedef kitle: KOBİ’ler
Bütçe: 210 bin TL
Destek süresi: (maks.) 6 ay.
KOBİ’lerin çözüm ortaklarından alacağı hizmetin %90’ı TÜBİTAK tarafından hibe olarak verilecek.
Sanayide Yeşil Dönüşüm Desteği
Hedef kitle: KOBİ, büyük ve ortaklı
Bütçe: (maks.) mikro / küçük 7.5 milyon TL, orta 12 milyon TL, büyük 22.5 milyon TL.
Destek süresi: (maks.) 24 ay
Faizsiz geri ödemeli finansman.
Destek oranı: Büyük %70, KOBİ’ler %80, Deprem Bölgesindeki KOBİ’ler %90.
Geri ödeme oranı: Büyük %50 (%30), KOBİ %40 (%20)- Proje bittikten 1 yıl sonra başlayacak.
Toplam geri ödeme süresi: 4 yıl.
SAYEM Yeşil Dönüşüm Desteği
Hedef kitle: Özel sektör öncülüğünde üniversite ve kamu işbirliğiyle ihtisaslaşmış Ar-Ge ve yenilik platformları.
Bütçe: (maks.) 300 milyon TL / Platform
• KOBİ 15 milyon TL, Büyük 60 milyon TL
• Araştırma Kurumları 10 milyon TL (hibe)
Destek süresi: (maks.) 36 ay
Destek oranı: Büyük %70, KOBİ’ler %80, Deprem Bölgesindeki KOBİ’ler %90.
Firmalara faizsiz geri ödemeli finansman.
Geri ödeme oranı: Büyük %50 (%30), KOBİ %40 (%20)-Proje bittikten 1 yıl sonra başlayacak.
Toplam geri ödeme süresi: 4 yıl.

GÜNCEL ÇAĞRILAR
Sanayi KOBİ’lerinin Güneş Enerjisi Yatırımlarının Desteklenmesi
Son başvuru tarihi: 30 Kasım 2024
Sanayide Temiz ve Döngüsel Ekonomi
Son başvuru tarihi: 30 Kasım 2024
1831-Yeşil İnovasyon Teknoloji Mentörlük Çağrısı TÜBİTAK, KOBİ’lere yönelik bu hizmetin Çözüm Ortakları aracılığıyla verilmesini sağlayacak.
Başvuru aralığı: 16 Mayıs 2024-1 Ocak 2030
Destek süresi: 6 ay
Proje bütçesi üstü limiti: 210.000 TL
1707-Siparişe Dayalı Ar-Ge Projeleri İçin KOBİ Destekleme Çağrısı: (3. Çağrı Dönemi) Çağrıya KOBİ ve büyük ölçekli bir müşteri kuruluş ve en az bir tedarikçi kuruluş  başvurmalı ve tedarikçi kuruluş KOBİ ölçeğinde olmalı.
Çağrı kapanış tarihi: 30 Kasım 2024
Proje bütçesi: En fazla 7500.000 TL
Proje süresi: En fazla 24 ay.
1701 BİGG Ortaklı Siparişe Dayalı Ar-Ge Projeleri İçin KOBİ Destekleme Çağrısı 2024-3
BİGG veya teknogirişim sermayesi almış tedarikçi kuruluşlar için üst limit 300.000 TL ve oran proje destek tutarının en fazla %10’u olacak şekilde genel gider desteği verilecek.
Çağrı kapanış tarihi: 30 Kasım 2024
Proje bütçesi: En fazla 7500.000 TL
Proje süresi: En fazla 24 ay.

Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritası
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye Yeşil Sanayi Projesi’nin Bakanlık ayağında da teknik yardım ve kapasite geliştirme faaliyetleri kapsamında 25 milyon dolarlık bir bütçeyi yöneteceklerini, bu doğrultuda Türkiye ekonomisi için oldukça kritik rol üstlenen 6 sektöre odaklanan ‘Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritası’nı da açıkladı: “Yol haritamız kapsamında; demir-çelik, alüminyum, çimento, kimyasallar, plastik ve gübre sektörlerinde sanayi kuruluşlarımızın teknolojik ihtiyaçlarını tespit ettik. Çığır açıcı Ar-Ge ve yenilik temelli çözümler için tüm paydaşlarımızla birlikte 2026, 2030 ve 2035 yıllarına yönelik hedeflerimizi ortaya koyduk.”
Ticaret Bakanlığı koordinasyonundaki Avrupa Yeşil Mutakabatı Eylem Planı kapsamında Türkiye’nin yeşil kalkınma hedeflerine ilişkin sanayi kuruluşlarının teknolojik ihtiyaçlarının belirlenmesi amacıyla Mart 2022’de, 13 kamu kurumu ve 27 özel sektör şemsiye temsilcilerinin katılımıyla ‘Teknolojik Dönüşüm/Gelişim İhtisas Çalışma Grubu’ kuruldu. Türkiye ekonomisi için kritik olan, lokomotif sektörlere üretim zincirlerinin ilk aşamalarına temel girdiler sağlayan ve karbon emisyonu açısından ön plana çıkan ‘demir-çelik, alüminyum, çimento, kimyasallar, plastik ve gübre’ sektörlerinde ‘Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritası’ hazırlandı. 371 özel sektör temsilcisiyle kurulan sektörel odak gruplarda; demir çelik sektörü; Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD), alüminyum sektörü; Girişimci Alüminyum Sanayicileri ve İşadamları Derneği (GALSİAD), kimya sektörü; Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği (TKSD), plastik sektörü; Türkiye Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV), çimento sektörü; Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği (TÜRKÇİMENTO), gübre sektörü Gübre İmalatçıları, İthalatçıları ve İhracatçıları Birliği (GÜİD) tarafından biraraya getirildi. 13 kamu kurumu, 371 özel sektör temsilcisi, 27 STK, 100 akademisyen ve araştırmacıyla hazırlanan Harita’da, Türkiye’nin yeşil üretime yönelik teknolojik yeteneğini üst seviyelere taşıyacak 31 teknolojik hedef, yeşil üretim teknolojilerinin yerli geliştirilmesine odaklanan 72 kritik ürün, 6 sektörde yeşil teknoloji üretimi ve istihdamı tetikleyecek 189 sektörel uygulama yer alıyor.
Türkiye, döngüsel ekonomi ve sürdürülebilirlik: Türkiye sanayisinin yeşil ve dijital dönüşümüyle sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşmak için çevredostu üretim süreçleri, yenilenebilir enerji, enerji ve kaynak verimliliği, enerji tasarrufu, geri dönüşüm, atık yönetimi, karbon ayak izinin azaltılması, şirketlerin yeşil dönüşüm yol haritalarını hazırlamaları, döngüsel ekonomiye geçiş destekleniyor. Büyük ölçekli şirketlerden KOBİ’lere kadar her ölçekteki sanayi kuruluşunun Ar-Ge, Ür-Ge, inovasyon, tasarım, prototip geliştirme, standart geliştirmeyle yeni ürün veya süreç geliştirme faaliyetlerine, birçok kurum ve kuruluş aracılığıyla hibe, faizsiz geri ödemeli destekler ve teşvikler veriliyor. Küresel pazarda Türkiye sanayisine rekabet avantajı kazandıran yeşil ve dijital dönüşüm, sürdürülebilir kalkınmaya öncülük ediyor. Türkiye’nin uluslararası yeşil değer zincirlerine entegre olmasını sağlayacak yeşil ve dijital dönüşüm, temiz, güvenilir, sürdürülebilir enerjiye ulaşılmasını, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını yaygınlaştırılarak karbonsuzlaşma çabalarını destekleyecek.

Çevreye duyarlı ve sürdürülebilir üretim için Yeşil OSB’ler
Endüstriler, verimliliği ve karlılığı en üst düzeye çıkarırken ekolojik ayak izlerini azaltmaya, çevre dostu teknolojilerle üretim yapmaya, yeşil ve dijital dönüşüme ve döngüsel ekonomiye geçişe odaklanıyor. Bu süreçte en dikkat çeken yenilikçi çözümlerden biri de Yeşil Organize Sanayi Bölgeleri (Yeşil OSB’ler).
Yeşil OSB’ler, kaynak yönetimi ve atık azaltmadan enerji verimliliğine, iyi üretim uygulamalarından yenilenebilir enerji kullanımına kadar faaliyetlerin tüm yönlerine çevresel hususları entegre ediyor. Bu bölgelerde doğal çevre ile uyum içinde faaliyet gösteren işletmeler, ekonomik büyümeyi ve sürdürülebilir kalkınmayı destekliyor, sosyal refahı teşvik ediyor. Yeşil OSB’ler, ekonomik büyümeyi çevresel sürdürülebilirlik ile birleştirerek endüstriyel manzarada devrim yaratıyor. Uzmanlar, Yeşil OSB’lerin, gezegeni gelecek nesiller için koruyarak ekonomik refaha ulaşmanın mümkün olduğunu gösteren bir umut ışığı görevi gördüğünü söylüyor.
İklim değişikliğini önlemek amacıyla 2016’da yürürlüğe giren Paris Anlaşması çerçevesinde Türkiye’nin sunduğu Ulusal Katkı Beyanı’nda, artıştan azaltım olacak şekilde %21 sera gazı emisyon azaltım hedefi taahhüdü verildi ve bu   hedef COP 27’de %41 olarak revize edildi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bu çerçevede OSB’lere yönelik düzenlemeler içeren bir program ortaya koydu, Dünya Bankası ile birlikte Yeşil OSB ve Yeşil Endüstri Bölgesi Sertifikasyon Sistemi’ni oluşturdu. Sistem, Türkiye’deki sanayi bölgelerini, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda “Sürekli Gelişim” prensibi benimsenerek uluslararası standartlara ulaştırmayı amaçlıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Türk Standardları Enstitüsü (TSE) tarafından belirlenen 4 başlıktaki 40 farklı kriteri yerine getiren OSB’lere Yeşil OSB Sertifikası veriliyor.
Yeşil OSB Tasarım Sertifikası: Bütün bunların yanı sıra sanayinin yeşil dönüşüm, düşük karbonlu üretim ekosistemi ve döngüsel ekonomi uygulamalarına hazır olması amacıyla Yeşil OSB Tasarım Sertifikası oluşturuldu ve 01.01.2025 tarihinden sonra kurulan ve ilave alan tahsis edilen OSB’ler için Yeşil OSB Sertifikasyon sistemi zorunlu tutuldu. Yeşil OSB ve Yeşil Endüstri Bölgesi Sertifikasyon Sistemi projesi kapsamında uygunluk değerlendirmesi TSE tarafından gerçekleştiriliyor.
404 OSB’den 9’u Yeşil OSB Sertifikası’na sahip: Türkiye’de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca sicil verilerek tüzel kişilik kazanan OSB sayısı 360’a ulaştı. Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı 42 Tarıma Dayalı İhtisas OSB (TDİOSB) ile birlikte Türkiye’de toplam OSB sayısı 404’e ulaştı. 404 OSB’den yalnızca 9 OSB’nin Yeşil OSB Sertifikası mevcut.  OSB’lerin çatı kuruluşu OSBÜK’ün (Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu), Haziran 2024’teki 22 Oloğan Genel Kurulu’nda, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü ve TSE Başkanı Mahmut Sami Şahin tarafından, TSE’nin belirlediği 4 başlıktaki 40 farklı kriteri yerine getiren 9 OSB’ye Yeşil OSB Sertifikası verdi. ASO 2. OSB, Konya OSB, Makine İhtisas OSB, Kocaeli Gebze Güzeller OSB, Demirtaş OSB, Bursa OSB, Düzce 2. OSB, Başkent OSB ve Nilüfer OSB olmak üzere 9 OSB Yeşil OSB Sertifikası; Antalya OSB ise TS ISO 46001 Su Verimliliği Yönetim Sistemi Belgesi aldı.

Yeşil ve dijital dönüşen sanayi ve sürdürülebilirlik ilkeleri
Yeşil ve dijital dönüşen sanayi, çevresel sürdürülebilirlik ilkesine dayanarak doğal kaynakların korunması, enerji verimliliğinin artırılması ve çevre dostu üretim süreçlerinin benimsenmesini amaçlıyor. Yeşil ve dijital dönüşen sanayinin temel ilkeleri şöyle:
• Enerji Verimliliği
• Yenilenebilir Enerjiler
• Atık Yönetimi ve Geri Dönüşüm
• Çevre Dostu Teknolojiler
• Sosyal Sorumluluk
• İnovasyon ve Araştırma
• Su Koruma ve Etkin Su Yönetimi
• Eğitim ve Farkındalık.

Nasıl yeşil ve dijital sanayi olunur?
• Doğal kaynakların sürdürülebilir kullanılmasını hedefliyor. Bu, ormanların, su kaynaklarının, minerallerin ve diğer doğal kaynakların aşırı tüketimini önlüyor.
• Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim ve enerji sistemlerini benimseyerek, sera gazı emisyonlarını azaltarak iklim değişikliğiyle mücadeleye katkıda bulunuyor.
• Enerji verimliliğini artırarak işletmelerin enerji maliyetlerini düşürüyor. Bu, sürdürülebilirliği desteklerken aynı zamanda işletmelerin ekonomik performansını artırabiliyor.
• Atık üretimini azaltmayı, geri dönüşümü teşvik etmeyi ve atıkları sürdürülebilir bir şekilde yönetmeyi amaçlıyor. Bu, çevre üzerindeki olumsuz etkileri en aza indiriyor.
• Çevre dostu üretim teknolojilerini benimseyerek toksik maddelerin kullanımını azaltıyor ve doğal kaynakların daha etkili kullanımını sağlıyor.
• Sürekli olarak çevre dostu teknolojileri geliştirmeye yönelik bir itici güçtür. Bu, yeşil inovasyonu teşvik ediyor ve rekabet avantajı sunuyor.
• Sadece çevresel değil, aynı zamanda sosyal sorumluluk ilkelerine de odaklanıyor. Çalışan hakları, yerel topluluklarla işbirliği ve adil iş uygulamaları sosyal sürdürülebilirliğin bir parçası.
• Doğayı koruma, biyoçeşitliliği sürdürme ve iklim değişikliğiyle mücadele gibi çevresel faydalar sağlıyor.
• Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kullanımı, işletmeler için enerji ve maliyet tasarrufu sunuyor.
• Sürdürülebilir teknolojilerin geliştirilmesini teşvik ederek inovasyonu artırıyor ve rekabet avantajı sağlıyor.
• Sosyal sorumluluk ilkeleri, işçi haklarına saygı, adil ücret uygulamaları ve yerel topluluklara destek sağlayarak sosyal refahı artırıyor.
• Doğal kaynakların sürdürülebilir kullanılmasını benimseyerek uzun vadeli sürdürülebilirliği destekliyor.

OSB’lerde İkiz Dönüşüm Seferberliği başladı OSBÜK, Türkiye İş Bankası ve Ekonomi Gazetesi iş birliği ile OSB’lerde İkiz Dönüşüm Buluşmaları, Konya OSB’de başladı.
OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı Memiş Kütükcü, OSB’lerde ikiz dönüşüm seferberliği başlattıklarını açıkladı: “Hedefimiz; OSB’lerimizi Türk sanayisinin dijital dönüşüm ve yeşil dönüşümü kapsayan ikiz dönüşümünde öncü haline getirmek.” Kütükcü, OSBÜK olarak sanayi üretiminin %45’inin gerçekleştiren 81 ildeki 404 OSB’nin ve 2 milyon 600 bin kişiye doğrudan istihdam sağlayan 67 bin fabrikanın dünyadaki yeni döneme adapte olmalarına katkı sağlamak için OSBÜK bünyesindeki İhtisas Kurulları’nı çalıştırdıklarını, kurdukları OSBÜK Yeşil Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Merkezi’nde OSB’lerin ikiz dönüşümüne rehberlik ettiklerini, ayrıca OSB’lerin dijital dönüşümüne rehberlik edecek 2 bin Dijital Elçi yetiştirdiklerini anlattı.
Kütükcü, OSBÜK ile Türkiye İş Bankası arasında imzalanan protokolle başlatılan OSB’lerde İkiz Dönüşüm Programı’nın OSB’lerin yeşil ve dijital dönüşümüne önemli katkılarda bulunacağını kaydetti: “Türkiye’de üretimi ve OSB’leri destekleyen herkes kazanır. Çünkü, Türkiye üretimle ve ihracatla büyüme rotasını seçmiş bir ülke. Türkiye’nin üreten gücü OSB’ler olarak hedefimiz, Cumhuriyetin ilk yüzyılında olduğu gibi, ikinci yüzyılında da Türk sanayisine lokomotiflik yapma vizyonumuzu geliştirerek sürdürmek. Bu hedefe ulaşmak için üretim dostu olmaya devam edeceğiz.”
“Küresel pazarda söz sahibi olmak ancak OSB’lerin güçlenmesiyle mümkün”: İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Yılmaz, Türkiye'nin en büyük 1000 sanayi kuruluşunun 600’den fazlasının OSB’lerde yer aldığını, ihracatta katma değeri yüksek ürünler üretmenin, inovasyonu teşvik etmenin, küresel pazarda söz sahibi olmanın ancak OSB’lerin güçlenmesiyle mümkün olabileceğini söyledi: “Tüm sektörlerde olduğu gibi OSB’lerde de dijital dönüşüm bir zorunluluk. Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum için sanayi kuruluşlarının yeşil dönüşümü iş modellerine entegre etmesi gerekiyor. Karbonsuzlaşma hedefleri doğrultusunda 2026’ya kadar sürdürülebilir finansman alanına yönelik 300 milyar TL kaynakla yeşil dönüşüme katkı sağlamayı taahhüt ettik. İş Bankası için KOBİ’lerin ikiz dönüşümü stratejik bir alan. Şubat’ta MEXT Teknoloji Merkezi iş birliğiyle ‘100 KOBİ’nin İkiz Dönüşüm Yolculuğu projemizi hayata geçirdik. OSBÜK ile imzaladığımız protokolle de OSB’lerde faaliyet gösteren işletmelerin yeşil ve dijital dönüşüm projelerine destek sağlamayı, OSB’lere ihracat kredileri, teminat mektubu, ticari kredi kartı gibi finansman ihtiyaçlarının yanı sıra sigorta ve vergi ödemeleri alanlarındaki ürün ve hizmetlerle katkı sunmayı amaçlıyoruz.”

“Türkiye Yeşil Fonu 400 milyon doların üzerine çıkacak”
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Genel Müdürü Murat Bilgiç, “Dünya Bankası ile Aralık 2023’te imzalarını attığımız Türkiye Yeşil Fonumuz, dünyada krediyle finanse edilerek kurulan ilk girişim sermayesi yatırım fonu olma özelliğini taşıyor. İlk etapta, 155 milyon dolarlık bir fon olarak kurduğumuz bu özel fonun çarpan etkisiyle 400 milyon doların üstüne çıkmasını öngörüyoruz. Halihazırda kuruluşunda son aşamaya geldiğimiz Türkiye Yeşil Fonumuz ile sermaye girişi yoluyla da kaynak temin ederek bu kaynağı ülkemizdeki nitelikli yatırımcılarla buluşturacağız” açıklamasını yaptı.


Türk sanayisinin ikiz dönüşümü için stratejik işbirliği
“İkiz Dönüşüm: Türkiye ve Avrupa Birliği Arasındaki Stratejik Fırsatlar” etkinliği, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu işbirliğinde MESS Teknoloji Merkezi MEXT'te düzenlendi. Dijital ve yeşil dönüşüm (ikiz dönüşüm) alanında AB ile iş birliği ve sinerji olanaklarının değerlendirildiği toplantıya, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve AB Türkiye Delegasyonu temsilcileri ile AB üyesi ülkelerin Türkiye’de yerleşik Büyükelçi Yardımcıları, Konsolosları, Konsolos Yardımcıları, Ticari Ataşeleri ve Bilim ve Teknoloji uzmanları ve MESS ekosistemindeki firma temsilcileri katıldı.
“İkiz dönüşüm, Türkiye ve AB olarak ortak hedefimizdir”: T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Ahmet Halit Hatip, şunları söyledi: “İkiz dönüşüm, Türkiye ve AB olarak daha sürdürülebilir ve verimli bir gelecek için ortak hedefimizdir. Bu hedef doğrultusunda Dijital Dönüşüm Destek Programı, Yeşil Dönüşüm Destek Programı, Türkiye Yeşil Sanayi Projesi, Türkiye Yeşil OSB Projesi gibi çok sayıda ikiz dönüşümü destekleyen program ve projeyi hayata geçirdik. Model Fabrikalar, İnovasyon Merkezleri ve Dijital Dönüşüm Merkezlerine bugüne kadar 1.2 milyar TL üzerinde dijital dönüşüm yatırımı yaptık. IPA Rekabetçi Sektörler Programımızda AB ile birlikte 2007’den günümüze, imalat sanayi, Ar-Ge, teknoloji transferi ve yenilik alanlarında geliştirilen projelere 760 milyon Avro’luk hibe desteği sağladık. Beyaz eşyadan, tekstile, makinadan otomotive birçok spesifik sektörde 50 milyon Avroluk yatırım yaparak son teknolojiye sahip 6 tane Dijital Dönüşüm Merkezini hayata geçirdik. Dijital Avrupa Programı’nda Avrupa Komisyonu’nca açılan çağrıda başarılı olan, aralarında MEXT’in de bulunduğu 5 ADİM (Avrupa Dijital İnovasyon Merkezi) konsorsiyumumuz, toplam 9 Milyon Avro’luk bir yatırım hacmiyle 2025 başında faal hale gelerek firmaların ve kamu kurumlarının ikiz dönüşümüne önemli ölçüde katkı sağlayacak.”
İkiz dönüşüme AB desteği devam edecek: Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilčinskas, “AB, Türkiye’yi ve Türk işletmelerini ikiz dijital ve yeşil dönüşüm yolculuklarında desteklemiştir ve desteklemeye devam edecektir. Türkiye AB’nin beşinci en büyük ticaret ortağı haline gelmiştir. AB, Türkiye'deki en büyük yatırımcı olmaya devam etmektedir. ” diye konuştu.
Yapay zeka odağıyla ikiz dönüşüm:  MEXT Genel Müdürü Efe Erdem, “MEXT liderliğinde oluşturulan ‘AI EDIH Türkiye’ Konsorsiyumu ile Dijital Avrupa Programı bünyesindeki Avrupa Dijital İnovasyon Merkezleri (ADİM/ EDIH) ağına katılmaya hak kazandık. AI EDIH Türkiye olarak, yapay zekâ odağı ile Türkiye’nin dijital ve yeşil dönüşümünde öncü olacağız” dedi.

Veri Bilimi ve Yapay Zeka Kongresi’nde dijital ikiz şovu

Yapay zeka çağında bir ilk Türk İstatistik Derneği’nin 12. Uluslar arası Veri Bilimi ve İstatistik Kongresi’nde yaşandı.  Kongrenin açılış konuşmasını Türk İstatistik Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Turhan Menteş’in Dijital İkizi yaptı. Prof.Dr. Menteş’in Dijital İkizi, yapay zeka ve veri biliminin günümüz dünyasını şekillendiren en güçlü araçlardan biri olduğunu belirterek, yapay zekanın yalnızca teknik bir araç olmaktan çıkıp, ekonomik ve sosyal alanlarda derin etkiler;  kamu sektörü, finans ve sağlık gibi alanlarda devrim niteliğinde dönüşümler yarattığına dikkat çekti: “Yapay zeka teknolojileri geliştikçe kişisel verilerin korunması da büyük önem kazanıyor.” KOBİ'ler dijitalleşmeyle maliyetlerini %35 azaltabilir  Uzmanlar,  KOBİ’lerin %67’sinin dijital dönüşüm eksikliği nedeniyle rekabette geri kaldığını söylüyor. Eclit CEO’su Erdem Telci,  “Dünya Ekonomik Forumu verileri, KOBİ’lerin istihdama ve GSYİH'ye katkısının %70’e ulaştığını söylüyor. McKinsey, küresel e-ticaret hacminin de 2030’a kadar 7 trilyon dolara ulaşmasını bekliyor. Bu nedenle perakende gibi özellikle geleneksel sektörlerin dijital dönüşüm sürecine girmesi, yenilikçi teknolojileri iş süreçlerine entegre etmesi gerekiyor. Dijitalleşme, büyük ölçüde rekabet edebilme kapasitesini güçlendirmenin ilk adımı olarak karşımıza çıkıyor” dedi. 2023'te 626.4 milyar dolar olan küresel bulut bilişim pazarı büyüklüğünün 2028'de 1266.4 milyar dolara ulaşmasının beklendiğini aktaran Telci, teknoloji odaklı yatırımlar ve dijital ekonomiye uyumun KOBİ’lerin şoklara olan direncini artırırken, hayatta kalmalarına yardımcı olduğunu belirtti: “Rekabet ve maliyet avantajları açısından da KOBİ’ler çok önemli mesafe kat ediyor. Uluslararası Ticaret Odası (ICC), geleneksel yollarla gerçekleştirilen ticaretin doğurduğu maliyetin dijitalleşmeyle %35’e varan oranlarda azaltılabileceğine dikkat çekiyor.”
“İhracatçılar, Türk ekonomisinin akıncıları” Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından Ticaret Bakanlığı desteğiyle bu yıl 11.’si düzenlenen Türkiye Innovation Week 2024’teki Türkiye'nin Girişimcileri, İnovaTİM İnovasyon Yarışması ile İnovaLİG Şampiyonları Ödül Törenleri'nde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ihracatçıları Türk ekonomisinin akıncıları olarak niteledi.  Ticaret Bakanlığı’nın desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) ev sahipliğinde bu yıl 11'incisi düzenlenen Türkiye Innovation Week 2024, ‘Out of the Box: Human, Culture, Model’ temasıyla Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi. Türkiye Innovation Week 2024’e, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanısıra Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ticaret Bakanı Prof.Dr. Ömer Bolat, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak,  Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı katıldı. Etkinliğin son günündeki Türkiye'nin Girişimcileri, İnovaTİM İnovasyon Yarışması ile İnovaLİG Şampiyonları Ödül Törenleri'nde şampiyon firmalara ödüllerini  Bakan Kacır, Bakan Bak, TİM Başkanı Mustafa Gültepe, TİM Başkan Vekili Kutlu Karavelioğlu ve TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici  verdi.
İnovasyona dayalı ihracatın önemi: Etkinlik kapsamında düzenlenen İnovaLİG Şampiyonları Ödül Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, programın 2014’te 460 başvuruyla başladığını, her sene bir önceki yıldan daha fazla teveccüh olduğunu, geçen yıl ilk kez 2 bin sınırının aşılmasının sevincini yaşadıklarını, bu yıl ise 67 farklı ilden 2 bin 302 firmanın başvuru yaptığını belirtti. Firmalarda, inovasyona dayalı ihracat bilincinin her yıl daha fazla yaygınlaştığını aktaran Yılmaz, geçen yılın inovasyon şampiyonu 30 firmanın 2023'te toplamda 6.8 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini kaydetti. Yılmaz, bugünkülerle birlikte 124 farklı firmaya ödül verdiklerine dikkati çekerek, gelecek yıl 2 bin 500 başvuruyu geçeceklerine inandığını, ‘Türk ekonomisinin akıncıları’ olarak gördükleri ihracatçıları her zaman desteklediklerini ve sıkıntılarında yanlarında olduklarını söyledi.
“Akıl ve alın terine güvenen bir Türkiye var”: Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, şunları kaydetti: “Bu yeni dönemde teknoloji üretme ve geliştirmede yapamazlar, başaramazlar diyenlere inat, artık kendi evlatlarının kabiliyetlerine, akıl ve alın terine güvenen bir Türkiye var.  Teknoloji odaklı ürün ve hizmetler sunma kabiliyetinin, sürdürülebilir başarı ve rekabet avantajını belirlediği bu yeni dönemde iş dünyası için inovasyon, dijitalleşme ve Ar-Ge'ye yatırım yapmak artık bir tercih değil zorunluluktur. Afrika'dan Orta Doğu'ya, Avrupa'dan Uzak Asya'ya köprü kuran, yeni işbirlikleriyle geliştiren, oyun değiştiren bir Türkiye var. Nitelikli, genç ve üretken beşeri sermayesiyle, eşsiz ticari bağları ve lojistik imkânlarıyla yatırımcıların gözdesi bir Türkiye var.”
“İnovasyonda da öncü olmak istiyoruz”: Ticaret Bakanı Prof.Dr. Ömer Bolat, inovasyon ve teknolojik dönüşümün üretim ve ihracat hedefleri için kilit öneme sahip araçlar olduğunu belirtti:“2012’den bu yana yüksek teknolojili ürün ihracatını iki katına çıkardığımızı, orta ve yüksek teknolojili ürün ihracatında ise 100 milyar dolar seviyesine yaklaştığımızı gururla ifade etmek isterim.  Girişimci ruhunun ve yenilikçi kapasitenin bir göstergesi olan bu tür organizasyonlar sayesinde Türkiye,  Ar-Ge faaliyetleri, teknoloji girişimleri ve inovatif çözümleriyle dünyaya örnek. Amacımız, ülkemizi hem bölgesel hem de küresel çapta pek çok startupa, unicorna hatta decacorna ev sahipliği yapan, ileri teknolojiler üreten inovatif firmalar açısından bir cazibe merkezi haline dönüştürmektir.”
“Gelecek Çılgın Türkler'in”: Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, genç ve dinamik Türkiye'nin teknolojide, dijitalde ve yapay zekâda da güçlü olması gerektiğini söyledi: “Bakanlık olarak Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ile yaptığımız protokol çerçevesinde yaklaşık 950 bin gence yapay zekâ eğitimi vereceğiz.Hayallerinizin peşinde koşun. Yapmak istedikleriniz için kapılar kapansa da yolunuza devam edin. Engeller sizi durdurmasın. ABD'de Silikon Vadisi varsa Türkiye'de Gebze Yüksek Teknoloji Üniversitesi, ODTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi var. Bizim gücümüz var. Gençlerle çok şeyler yapacağız.”
“Türkiye'yi inovasyon ekosisteminin merkezine taşımak istiyoruz”: TİM Başkanı Mustafa Gültepe, küresel inovasyon liginde, son 12 yılda 74.’lükten 37. sıraya çıktıklarını, yüksek teknolojili ürün ihracatını 10 yılda 2 katına çıkardıklarını, orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatında 100 milyar dolara koştuklarına dikkat çekti. ‘Out of the Box: Human, Culture, Model’ temasıyla düzenlenen etkinlikte bu yıl ABD, Çin ve İsveç'in paydaş ülke olduğunu aktaran Gültepe, “TİM olarak, uluslararası işbirliklerimizi pekiştirerek Türkiye'yi inovasyon ekosisteminin merkezine taşımak istiyoruz” dedi.
“Hiçbir başarı tesadüf değil”: Etkinliğin ilk gününün ilk oturumunda, Formula 1'in efsane pilotlarından McLaren sürücüsü ‘Uçan Fin’ lakaplı ve iki kez dünya şampiyonu olan Mika Pauli Häkkinen, Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) Genel Sekreteri Serhan Acar'ın sorularını yanıtladı.
Kariyer yolculuğunu ve kendisini iki kez şampiyonluğa taşıyan süreci anlatan Häkkinen, hiçbir başarının, hiçbir şampiyonluğun tesadüfen kazanılmadığını vurguladı: “Sıra dışı bir hedefte başarılı olabilmek için bireysel yetenek tek başına yeterli değil. Örneğin; yarış kariyerim boyunca deha düzeyinde diyebileceğimiz, benimle aynı dili konuşan, yaratıcılıkta sınır tanımayan harika bir ekiple çalıştım. Tabii ekibin yanı sıra birçok faktörün bir araya gelmesi lazım. Örneğin; ekibi ve sizi her koşulda motive edecek bir lider olmalı. Teknolojinin tüm imkânlarını kullanmak gerekiyor. Bütün bu çalışmalar için gerekli bütçeyi sağlayacak bir finansör olmalı. Tabii hepsinden önemlisi de bıkmadan, yorulmadan çalışmak durumundayız. Bir işte başarıyı hedefleyen, alanında en iyi olmak isteyen birinin günde en az 10 saat çalışması gerekiyor.”Ödül alan girişimlerTürkiye'nin Girişimcileri 2024 Ödülleri'nde TİM-TEB Girişim Evi kategorisinde ‘En Hızlı Büyüyen Girişimci’ ödülünü Shipentegra alırken, ‘En Fazla Ülkeye İhracat Yapan Girişimci’ ödülü ise Toffu'ya verildi. Türkiye Geneli kategorisinde de ‘Hedefim Küresel Başarı’ ödülünü DRN Lojistik, ‘Kadın Teknoloji Girişimcisi’ ödülünü GC Savunma, ‘Çevre ve Sürdürülebilirlik Dostu Girişimci’ ödülünü Tumurly, ‘Genç Girişimci’ ödülünü de Neuraturk aldı. İnovaTİM İnovasyon Yarışması'nda Sürdürülebilirlik kategorisinde Retile, Nature's Renewables, Biotexura, Fondöten İstasyonu ve Ecocrate firmaları ödül alırken, Yapay Zekâ kategorisinde ise Sağlıklı Tarlam, Hemix, Effiorbit, Lintech ve Havade ödüle layık görüldü. İnovaLİG Ödülleri'nde ise KOBİ ölçeğinde ‘İnovasyon Stratejisi’ kategorisinde, S.Y.K. Tekstil, Dof Robotik Sanayi, Sanver Mühendislik, ‘İnovasyon Organizasyonu ve Kültürü’ kategorisinde SBS Bilimsel Bio Çözümler, Tunay Gıda, Netpak Ambalaj, ‘İnovasyon Döngüsü’ kategorisinde SMS Sanayi Malzemeleri, Bioclean Çevre Teknolojileri, Destek Patent, ‘İnovasyon Kaynakları’ kategorisinde Termo Isı Sistemleri, Etkin Tıbbi Cihazlar, Simsoft Bilgisayar Teknolojileri, ‘İnovasyon Sonuçları’ kategorisinde Milvus Robotics Teknoloji, Ubc Kimya İnşaat ve Madencilik, Saykal Elektronik ödül aldı. İnovaLİG büyük ölçekli firmalarda ise ‘İnovasyon Stratejisi’ kategorisinde Roketsan, Borçelik, Aygaz, ‘İnovasyon Organizasyonu ve Kültürü’ kategorisinde TUSAŞ, TEI Tusaş Motor Sanayi, THY Teknik, ‘İnovasyon Döngüsü’ kategorisinde Türk Hava Yolları, Asaş Alüminyum, Yiğit Akü, ‘İnovasyon Kaynakları’ kategorisinde Aselsan, Beyçelik Gestamp, Kayalar Kimya, ‘İnovasyon Sonuçları’ kategorisinde Yorglass, Ege Profil, CMS ödüle layık görüldü. Türk Ekonomi Bankası, Turkcell, Ziraat Bankası, VakıfBank, Halkbank, Türkiye Sigorta, İhracatı Geliştirme AŞ, Türkiye Teknoloji Fonu, Hayat Holding ve Trendyol'a da özel ödül verildi.

Yorumlar (0)