banner565

banner472

banner458

banner457

01.04.2013, 12:12 1157

KOBİ'ler ve Yönetim Kalitesi

 Türkiye geneline baktığımızda ekonomi hayatındaki işletmelerin içinde KOBİ’ler büyük bir ağırlık oluşturuyor. Ülkemizdeki işletmelerin yaklaşık yüzde 98’i KOBİ olarak tanımlanıyor. Türkiye’de 1.5 milyon işyeri bulunmaktadır. Bunların yalnızca 1209 tanesi 500 ve üzeri çalışan sayısı olan büyük işletmeler gurubunda yer almaktadır. Yine bir başka araştırmaya göre dünyadaki şirketlerin yüzde 80’i aile şirketleridir. Bu dağılım içerisinde:

–İtalya’da en büyük 100 şirketin 43’ü,

–Fransa’da en büyük 100 şirketin 26’sı,

–Almanya’da en büyük 100 şirketin 17’si aile şirketleridir.

Aile şirketlerinin ülkedeki tüm şirketlere oranı ise İtalya’da yüzde 99, Almanya’da yüzde 80, ülkemizde ise yaklaşık yüzde 90’ıdır. Gerek KOBi’ler, gerekse aile şirketleri ekonomide böylesi ağırlıklı pay sahibi işletmeler konumundadırlar. İstihdam ve diğer göstergelerde de önemli pozisyon almışlardır.
KOBİ’lerimiz istihdamın içinde yüzde 77.8 paya sahipler. 2009-2011 yılları arasında ihracat içinde ki payları yüzde 60’a, ithalattaki payları yüzde 40’a ulaşmıştır. KOBİ ve aile şirketleri için sürdürülebilirlik ve başarı kavramlarının altında çok önemli bir yapısal anlayış yaklaşımı yatmaktadır. Bunun adı ‘KURUMSALLAŞMA’dır. Bunu başarabilen işletmeler kalıcı olabilmektedir. Tipik örneklerinden biri 400 yıllık varlığıyla Krupp, 100 yıllık geçmişi ile Mielle’dir. Geride bıraktığımız yıl, ülkemizde bulunuşunun 100. yılını kutlayan Bosch bir başka örnektir. KOBİ’lerde ise hem ülkemizde, hem de dünyada örnekler bulabilmek zordur. Sorunlar demetini açtığımızda KOBİ’ler için kurumsallaşma başlığı altında temelde yönetim kalitesi ve yetkinliği ile ilgili başlıkların oluşturduğu küme ile karşı karşıya kalıyoruz.
WEF verilerine göre küresel rekabet endeksi sıralamasında 43’üncü sırada bulunan ülkemizde sıralama faktörleri işletmelerimiz için de benzer noktalardadır. Neden benzer tanımını söylemekteyiz? Çünkü işletmeler daha dinamik, çevik olmaları gereken doğal bir ayıklanma sürecinin içindedirler. Her işletme ister büyük, ister küçük, ister özel, ister kamu kategorisinde olsun bir yönetim modelini uygulamalıdırlar. Bu model dünya gelişim sürecindeki gelişmeleri kapsayan uyumlu bir model olmalıdır. KOBİ ve aile işletmelerini artık yöresel boyutlarda değil, küresel boyutlarda değerlendirme ve geliştirme bağlamında kurgulamalıyız. Buna mecburuz. Türkiye’nin bugün ihraç ettiği ürünlerin kg değeri 1.5 USD, Almanya’nın 4.5 USD değerindedir. 2023 hedeflerinde belirtilen 500 milyar USD hedefi için en az 100.000 ihracatçı firmaya ihtiyaç bulunmaktadır. Bugün gelişmekte olan ülkeler pazarı mevcut potansiyelin en az 4 katı kadar büyüyecektir.
KOBİ’ler ihracatta; katmadeğeri daha yüksek ürün ihracatı, cari açığa olumlu katkıları, esnek olmalarının getirdiği avantajları, ülkenin standartlarının ve kalite yapısının gelişmelerine katkıları, dış pazar açılımı ile iç pazar krizlerinde dengeleme ve azaltma katkıları ile bir kaldıraç olarak görülmeli ve geliştirilmelidir. Bunu yaparken dış pazarın cazibesine kapılarak iş planını bozma, ürün hizmet kalitesini düşürme, finansman sorunları ve ihracat garantilerini gözden kaçırma gibi risklerle tanışmayı öğrenecek ve karşılıklarını geliştireceklerdir.
Dünya pazarlarındaki cazibe ve artış gözden kaçırılmamalıdır. Bu artışın nasıl karşılanacağı denkleminin bir tarafında KOBİ ve aile işletmelerinin başarılı büyümeleri ve sürdürülebilirlikleri yer almaktadır.

Rekabet edebilir teknolojilere ulaşma.
Rekabet edebilir ölçeklere varan büyüklükleri yakalama.
Rekabet edebilir yönetim anlayışını uygulama.
Denklemin çözüm tarafında yer alan başlıklardır.

KalDer olarak uzun bir süredir KOBİ’lerde bu değişimi yaratmaya çalışıyoruz. Önce farkındalık yaratma yönünde çalışmalar yaparak, Anadolu’yu da kapsayan bir bölgesel yayılım stratejisi oluşturduk. Çok sayıda Anadolu şehrimizde bilgilendirme toplantıları düzenledik. Bu bölgelerde yalnızca KOBİ’ler değil, aile şirketlerinde de önemli başlangıçlar yapıldı. Yöresel olma özelliğini ve ölçek boyutunu küresel boyuta taşımış bazı işletmeler KalDer ve Mükemmellik Modeli ile tanıştılar. Özdeğerlendirmelerini yaptılar. İyileştirme alanlarını belirleyip çözümlere odaklandılar. Dış gözlem ve değerlendirme ile tanıştılar. Kıyaslama fırsatlarını, yenileşim (inovasyon) süreçlerini tanıdılar.
KOBİ’ler için KOSGEB ile imzaladığımız işbirliği protokolü eğitim aşamasında finans desteği sağlama yönünde önemli bir adım oldu. KalDer’in KOBİ’ler için “Mükemmellik Yolculuğu” sürecektir. Yapılan araştırmalar KOBİ’lerin bu süreçte büyük işletmelere göre yaklaşık yüzde 30 oranında genel performans açısından daha başarılı olduklarını göstermektedir. KOBİ’ler ülkemizin büyüme çabalarında en önemli ortaklardan biridir. Bu nedenle hepimizin gündeminde her zaman bulunması gereken maddelerden biri olmalıdır.

Yorumlar (0)
banner557