banner565

banner472

banner458

banner457

01.04.2015, 08:00 11484

OBAMA SIRRI

Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen siyasal iletişim uzmanları, seçim kazandıran iletişim stratejilerini pazarlama dünyasının temsilcileriyle HEDEF “HEDEF KİTLE” konferansında paylaştı.
Element Strateji Yönetimi ve Danışmanlık tarafından düzenlenen HEDEF “HEDEF KİTLE” konferansından aktaracağım notların KobiEfor okurlarına yararlı olacağını düşünüyorum.
Konferansta, başta ABD Başkanı Barack Obama’nın dijital kampanya ve ulusal saha direktörleri olmak üzere, siyasal iletişim alanında uzman birçok yerli ve uluslararası uzman konuşmacıydı.
Etkinlikte, seçim kampanyalarında kullanılan iletişim yöntemlerinin incelikleri, hedef kitleyi bulma; doğru mesajları üretme ve hedef kitleye doğru kanaldan ulaşma yaklaşımları seçim kampanyalarının ve siyasal iletişim dünyasının önemli isimleri tarafından enine boyuna masaya yatırıldı.


Pazarlama ve siyaset
Element Strateji Yönetimi ve Danışmanlık Ltd. Şti’nin Kurucusu, Pollie Ödüllü Siyasal İletişim Danışmanı Dr. Gülfem Saydan Sanver; “Gündemin siyaset tarafından belirlendiği Türkiye’de iletişime daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğini” vurguladı.

“Siyaset ile iletişim hayatın ta kendisidir. Bu nedenle bu konferansı yalnızca siyasetçilere açmadık. Başta pazarlama dünyası olmak üzere herkesin siyasal iletişimden alacağı dersler var” diyen Sanver; tema olarak ABD Başkanı Barack Obama için 2008 ve 2012 başkanlık seçimlerinde yürütülen kampanyaları değerlendireceklerini söyledi.


Obama’yı nasıl kazandırdık?
2012 seçimlerinde Obama’nın Ulusal Saha Direktörü Jeremy Bird, hedef kitleye sahada ulaşmanın ve doğru mesajı doğru kitleye iletmenin püf noktalarını paylaştı.
Ölçekli yapı: “Mesajınızı milyonlarca insana ulaştırmak istiyorsanız öncelikle ölçekli bir yapı oluşturmalısınız” diyen Bird; “Obama kampanyasında eyalet, bölge ve mahalli temelde kurduğumuz direktörlükler, gönüllüleri eğitti ve her gönüllüden birer ‘lider’ yarattık. Yerel düzeyde yetkilendirme, insanların kampanyaya olan adanmışlığını artırdı, bu sayede seçmenlerle daha kişisel bir ilişki kurmayı başardık” diye konuştu.
Açık kapı politikası: Bird şunları söyledi: “Açık kapı politikaları izledik. Her bölge, her ırka aynı mesaj dilini kullandık, kişisel bir dil kullandık. Sizin mesajınızın, hikayenizin  içinde müşterinin de hikayesi olmalıydı, buna özen gösterdik. Kitlelerin ortak çıkarı neydi, onu tespit ettik ve ona fokuslandık....

Aynı yollardan geldik: “Mesajları tanımlarken, şu soruyu sorduk ve test ettik: a) Söylediklerimiz nasıl cevaplanırdı veya bizim cevabımız ne olurdu? Bu mesajda amacın ne, neye ulaşmak istiyorsun? Mesajı bu argümanlar üstüne oturttuk. Sürekli ‘Biz’ kelimesini kullandık. Sürekli ortak, kültür, ortak yaşam değerlerimizi dile getirdik, ‘Aynı yoldan geçmişiz’ gibi vb. Bu mesajlarımızı iletmek için ayrıca internet teknolojilerini mesajlarımızın içinde, ‘yeni’, ve ‘değişim’ kelimelerini çok kullandık.”


Sosyal medya-geleneksel medya
“Sosyal Medya Gazeteciliği Öldürüyor Mu?” panelinde konuşan Gazeteci Yazar Haluk Şahin, “Haberin topluma dağılış şeması değişiyor. Eski medyanın suyunun kaynamaya başladığını görebiliyoruz. Eski medyaya artık nostaljik gözlerle bakabiliyoruz” dedi.
Hesap soran medya: Haluk Şahin, şunları ifade etti: “Sosyal medya hatırlatıyor, bu topluluk hesap soruyor, sosyal medyanın kendine göre bir hızı, ritmi var, bazen siz de ona uyuyor, akıntıya kapılıyorsunuz. Geleneksel medyaya kendi anlayışımızı katamıyoruz, ama sosyal medya kendi anlayışımızı katma özgürlüğü sağladığı için demokrasi aracı olabiliyor. Sosyal medya etiği için de ilkokullardan başlayıp etik dersi verilebilir mi sorusuna da eğilmek gerekli.”
Medya etiği: Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Mehveş Evin, geleneksel medyaya olan ihtiyacın sürdüğünü belirtti: “Sosyal medyada gazeteci hata yaptığında bunu sürekli takip eden insanlar var. Sosyal medya, söylendiği kadar kuralsız değil. Geleneksel medyaya olan güven sıklıkla tartışılıyor. Gazetecilerin de medya etiği konusunda eğitim alması gerektiğini düşünüyorum.”
Nezaket ve zerafet: Gazeteci Volkan Karsan, sosyal medyada, iltifatların hakarete dönmemesi için, nezaket ve zerafetin ilke olması için ilkokuldan başlayan eğitimin önemli  olduğunu söyledi. Karsan, “Sosyal medyayı basının nasıl yararına kullanırız sorusuna yanıt vermeliyiz. Küresel ve yerel sosyal medya kullanımı bir hayli farklı. Gazetecilik sorumluluk gerektiren bir iş” dedi.
Sosyal medya ve demokrasi: 54. Dönem Turizm Bakanı ve Basın Konseyi Başkanı Bahattin Yücel, “Sosyal medyada patronlar yok. Dolayısıyla kural da yok” diye konuştu.
“Gazete ve dergilerin, uyması gereken bir yasa, kural ve gazetecilik ahlakına riayet etmesi zorunluluğundan dolayı, bunlar internet ortamında da yaşayacak” diyen Yücel, sosyal medyanın bunları taşıyıcı araç olacağını, demokrasinin de böyle gelişeceğini aktardı.
Sosyal medyada dergilerin, gazetelerden önce yuva bulduğunu dile getiren Yücel;  “sosyal medya kullanıcılarının kişiliği, kimliği, profili açık olmalı, biz bunun için çalışmalar yürütüyoruz.” dedi.

Twitter ve siyaset: Konferansa Singapur’dan canlı video bağlantısıyla konuşmacı olarak katılan Twitter Asya Direktörü Peter Greenberger, dünyada önemli olan ne varsa Twitter’da da olduğunu söyleyerek başladığı sunumunda, Twitter’ın seçim kampanyaları üzerindeki etkilerine değindi. Twitter’ın aylık 500 milyon sabit kullanıcı ile adeta bir imparatorluğa dönüştüğünü vurgulayan Greenberger, Twitter’ın bir sosyal ağ olarak algılandığını fakat aslında bunun çok ötesinde tamamen dünyaya açık bir konuşma platformu olduğunu söyledi.
Greenberger, Twitter’ın retweet özelliği sayesinde insanları daha kolay harekete geçirilebildiğine de dikkat çekti. Greenberger, Twitter üzerinden iletişimde başarısı kanıtlanmış adımları ise samimi mesaj tonu, görsellerle dikkat çekme yaklaşımı, ana konudan sapmamak, doğru zamanda doğru mesajı iletmek, olabildiğince güncel olmak, geri dönüşleri tahmin ederek paylaşım yapmak ve hashtag kullanmak olarak sıraladı.

Yorumlar (0)
banner557