Ajans / Levent Özdemir
Mutlu, huzurlu, yaratıcı=başarılı
Kabataş Erkek Lisesi mezunu Levent Özdemir, daha lise yıllarında reklamcı olmak istemiş, gönlü hep tasarımdan, sanattan yana. Ancak üniversitede tercihi İstanbul Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği. Sektöre adımını üniversite öğrencisiyken atan Özdemir'in ilk işi Podyum Ajans'ta asistanlık, hayali ise kendi şirketini kurmak. Reklam ajansında ışık da tutar, kamera da taşır. "Bizim işimiz emekçi işi, emekçi ruhun yoksa bu işi yapamazsın. Havayla civayla olmaz, emeğe saygıyla bakarak çalışılır" diye anlatıyor Özdemir. Sonrasında Nüans Ajans'ta yüzde 5 ortak ve junior art direktör olur. İdeali kendi şirketini kurmaktır. Dünyadaki markaları inceler, dünyada güvenilir ve yaşamaya devam eden tüm markaların sahiplerinin kendi adını veya soyadını taşıdığını keşfeder: "Bütün marka adı arayanlara öneriyorum, bir insanın zarar veremeyeceği tek şey, kendisi ve ailesinin adıdır. Dünyadaki ve Türkiye'deki bütün köklü, güvenilir markalara bakın; Ford, Mercedes, Hilton, Chanel, Beymen, Vakko (Vitali Hakko'nun birleşimi), Nursace (Nurettin Sabri Çelik'in adının başharfleri), Roman, İpekyol" O yüzden ajansıma Levent Özdemir adını verdim. Markanızın içeriği ne olursa olsun önemli olan markaya yapılan yatırımdır."
Ajansını kurduğunda 24 yaşındadır. İlk müşterisi bir denim firmasıdır. Özdemir'in deyimiyle "ilk müşteri kartopunu yapmak gibidir", referans referansı getirir, ajansın müşterisi bir başka müşteriyi getirir. "Ana amacım; referans, referans, referans, insan kazanmak, müşteri kazanmak. Ölene kadar bu felsefeden vazgeçmeyeceğim. Bütçesel hiçbir hedef koymadım, insanların yaptığım işi takdir etmesi daha önemli. İş geldiğinde "O işi en iyi nasıl yapabiliriz?" diye bakıyoruz" diyecek kadar işini iyi yapmaya ve müşteri memnuniyetine odaklı Özdemir, sürekli artan bir iş hacmiyle 17 yıldır çalıştıklarını, çalışmaya başladıkları firmalarla yollarının hiç ayrılmadığını vurguluyor: "Gençtim, ticaretten çok da anlamıyordum. Başımı önüme eğdim ve hep çalıştım, çok çalıştım. Türkiye ile Rusya ticareti hızla gelişirken inanılmaz çok iş yaptık."
Levent Özdemir Ajans Başkanı Levent Özdemir, birgün kendisi olsa da olmasa da Levent Özdemir markasını herkesin bilmesi ve yaptığı işleri konuşmasını istiyor: "Sadece doğru iş yapıyorum. Yaptığım her işe imzamı mutlaka atarım. Ahlaklı, erdemli yaşamak çok ama çok önemli."
Erdemli kişinin önce kendisine, ailesine ve etrafına hakkaniyetli davrandığını, hak yemediğini belirten Özdemir, yaptığı işte çok insan tanımanın önemine de değiniyor: "İstanbul'un yaklaşık 3'te birini tanırım, onlar da beni tanır. İşlerimi yaparken muhakkak birileriyle bir yerde iş yapmışımdır, fikir vermişimdir, birilerini birileriyle tanıştırıp ticaret yapmasını sağlamışımdır."
Reklam işi stresli ancak Özdemir işine tutkuyla, aşkla bağlı: "Fotoğraf çekerken uçuyorsun, hiç kimseyi görmüyorsun, iş aşkı bu, yerler çimen-çamur farketmiyor, gerektiğinde yerlere yatabiliyorum. Ben aşkla fotoğraf çekiyorum. Herhangi bir yere tatile gittiğimde de ilginç bulduğum her mekanın fotoğrafını çekiyorum. Hayata ve insanlara empatiyle bakmak, işin keyfini çıkararak çalışmak, insanı diri ve sağlıklı tutuyor." Özdemir, ajans başkanı olarak çalışanlarının streslerini azaltmaya önem verdiğini vurguluyor: "İstikrara çok önem veriyorum, bizde devamlılık esastır, çalışanlarımızla uzun yıllardır birlikteyiz, onların bütün sorunlarını çözerim. Bu işi mutsuz adam yapamaz, yaratıcı olmak için mutluluk şart, huzur ve mutluluk başarıyı getirir."
Levent Özdemir Ajans'ın 50'ye yakın aktif müşterisi bulunuyor. Özdemir, reklamcının günü ve ortamı yakalaması gerektiğine inanıyor: "İnsan ruhuna hitap etmek, insanı tanımak çok önemli. Bir reklamcı hiçbir zaman "ben oldum" diyemez, ölene kadar öğrenme, kendini geliştirme süreci devam eder, hiçbir zaman tecrübeyle olmaz, reklamcı günü yakalar."
Levent Özdemir'e göre yüzde yüz akılda kalan reklam her zaman en başarılı reklamdır, o gün satışı desteklemezse 3 yıl sonra destekler: "Başarılı reklam satışa yönelik değil, akılda kalan reklamdır. Bence marka, ne kadar çok kitle tarafından kabul görüyorsa markadır. Gelir düzeyi ayrımı yapılmadan tüketilen marka, markadır. Örneğin; Coca Cola, Obama'da aynı koladan, aynı şişeden, aynı hazzı alıyor, sokakta zar zor para kazanan aynı adam da aynı hazzı alıyor. Müjde bir markadır, bugün dünyadaki en pahalı elbisenin altına da Müjde giyiliyor, Anadolu'da bir kadın da Müjde giyiyor. Türkiye'de dünya markası yok, ancak çıkabilir. Türk halkı çok çalışkan, dünyayı dolaşıyor. Devlet desteği olursa gerçekten Türkiye'den dünya markası çıkacak, tekstil de olabilir, bir gıda markası da olabilir. Anadolu'dan marka çıkabilir. Sanatı destekleyen herkes dünya markası olur. Markalar kendilerini büyük görüyor, iyi üretiyorum, reklama ihtiyacım yok sanıyor. Bugün Coca Cola reklam yapmaya devam ediyorsa mantık çok basittir. Reklama ihtiyacı olmayan marka, marka olamaz. Dünyanın her yerinde varsanız dünya markası olursunuz." Özdemir'in çalıştığı markaya inanması şart: "Hayatımda hiçbir zaman elmanın çürük tarafını saklayıp, cilalayıp onu göstermedim. Ama bana gelen elmayı cilalarım, pırıl pırıl ayna gibi parlatırım."
Levent Özdemir Ajans, halkla ilişkiler hariç reklam, tasarım, organizasyon, sosyal medya, medya planlama ve satın alma hizmetlerini sunuyor. Halkla ilişkilerin özel uzmanlık gerektirdiğine inanan Özdemir, "Biz hiçbir zaman halkla ilişkiler ajansı olmayacağız. Markalarımıza sosyal medyada içerik hazırlayan bir ekip oluşturduk, markaların facebook, twitter sayfaları için hergün güncel içerikler oluşturuyoruz. Bir marka önce halkla ilişkiler ajansını iyi seçmek zorunda. Ben iyi bir reklam kampanyası hazırlarım, ancak kampanya iyi bir medya planlama ve satınalmayla hedef kitleyle buluşamazsa başarı yakalanmaz" diyor.
Levent Özdemir, gelecek hedeflerinden de sözediyor: "Daha fazla çizgiüstüne hizmet etmek adına bir oluşuma da gitmek istiyoruz. Ekibimizin yanısıra yalnızca çizgiüstüne hizmet eden ayrı bir ekip kuracağız. Bu ekip, minimum 5 milyon dolar ve üstündeki bütçeye sahip markalara hizmet sunacak. Gelecekte yabancı ortakla çalışmayı düşünüyorum, bu konuda görüşmelerimiz oldu. 2013'te en az 10 yeni markaya, gıda ve ilaç sektörüne de hizmet vermek istiyoruz."
Özdemir, markanın üretim aşamalarını bilmenin kreatif iş için öneminden sözediyor: "O markaya vakit ayırırım, o ürünle ilgili muhakkak bilgi alırım, satış noktalarına giderim bakarım, pazarı takip ederim. İstikrarlı hizmet için bu önemlidir. Yaratıcılık doğuştan gelmez, çalışarak gelişir, yüzde 100 eğitim, okul, akademi şart. Ancak alaylı olup da işini çok iyi yapanlar da var. Reklamcılık bakmakla görmek arasındaki farktır. Reklamcı görmek zorundadır."
Bunlar da ilginizi çekebilir