İstanbul'da bulunan Türk-Alman Üniversitesi (TAÜ) ilk öğrencilerini bu yıl almaya başlıyor. Türk-Alman Üniversitesi kendisini akademik sınıflamada bir araştırma üniversitesi olarak tanımlıyor. Alman Dili, Almanya'da eğitim ve staj imkanı, akademik kadronun 3'te 1 oranda Alman öğretim üyelerinden oluşması ve 30 üniversitenin bulunduğu Alman Konsorsiyumu'na üye olması TAÜ'yü farklı kılıyor.




Türk Alman Üniversitesi

Türk ve Alman devletlerinin işbirliği ile 2008 yılında kurulan Türk Alman Üniversitesi (TAÜ), araştırma odaklı üniversite iddiasıyla ilk öğrencilerini almaya başlıyor. 2013-2014 yılında 138 öğrenci ile eğitime başlayacak TAÜ, asıl büyümesini 2015 ve sonrasında gerçekleştirecek. TAÜ Vekil Rektörü Prof. Dr. Halil Akkanat, iki ülke arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin üniversitenin kuruluşuna zemin hazırladığını hatırlatarak, “Araştırma odaklı üniversite vizyonuyla kurulan Türk Alman Üniversitesi, iki ülkenin eğitim birikimini bünyesinde barındıran yapısıyla kısa zamanda Türkiye’nin ilk 10 üniversitesi arasında yer alacaktır” diye konuştu. Akkanat, asıl büyümeyi altyapıların tamamlanma yılı olan 2015 sonrasında gerçekleştireceklerini ve en az 7- 8 mühendislik bölümü, iktisat, ekonomi ve kültür bilimlerinde 2 bölüm açacaklarını duyuruyor.

TAÜ’nün kuruluş hikayesi 1907 yılına dek uzanıyor. Dönemin Padişahı Abdülhamit’in Hicaz Demiryolu’nu Almanlara yaptırma sürecinde ortaya çıkan fikir ise daha sonra siyasi nedenlerle hayat bulmamış. Daha sonra sırasıyla 1956, 1996 yılında tekrar kuruluşu gündeme gelen üniversite gerekli vakıfın kurulmasına rağmen hayata geçmemiş. T.C. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Dışişleri Bakanlığı döneminde milletler arası anlaşmanın imzalanması, 2008 yılında ilgili kanunun çıkmasıyla üniversitenin kuruluşu gerçeklemiş. Devlet üniversitesi olarak kurulan Türk Alman Üniversitesi, iki ülkenin ticari ilişkilerini daha kurumsal hale getirmeyi hedefliyor. Almanya’da 3 milyona yakın Türk vatandaşı ikamet ederken Türkiye’de yaşayan Almanların sayısı ise 500 bini aşıyor.  Almanya’nın Türkiye’nin ekonomide en büyük ticari partneri olmasının yanı sıra yaklaşık 6 bin Alman firmasının da Türkiye’de faaliyet yürüttüğünü hatırlatan Akkanat, “Niteliği yüksek öğrencilerimizle iki ülke arasındaki gelişmeye önemli katkı sağlayacağız” diyor.



Mühendislik ve Fen Bilimleri ağırlıklı olacak

TAÜ 4 bini lisans 2 bini yüksek lisans ve doktora olmak üzere maksimum 5-6 bin öğrenci hedefliyor. Almanların en güçlü olduğu alanın mühendislik ve fen bilimleri olduğunu kaydeden Akkanat, üniversitenin 2/3 ağırlıklı mühendislik bölümlerinden oluşacağını, aynı zamanda hukuk alanına ağırlık vereceklerini söylüyor. Kendisi de hukukçu olan Akkanat, şu bilgileri veriyor:  “Türk hukuk sistemimiz ile Alman hukuk sistemi aynı kökenden gelir. Hukukçu akademisyenlerin büyük bir çoğunluğunun Almanya ile yakın ilişkileri bulunuyor. Üniversite olarak hukuk fakültesi önemli alanımız olacaktır. Ancak şunu belirtmekte fayda var, binlerce hukuk öğrencisi yetiştirme iddiasında olmayacağız. Hukuk alanında araştırma odaklı bir üniversite olmayı planlıyoruz.”

Üniversitenin bu yıl öğrenci alacağı bölümleri ise; hukuk, mekatronik mühendisliği ve işletme alanı oluşturuyor. Önümüzdeki dönem ise endüstri mühendisliği ile mikrobiyoloji veya siyaset bilimi bölümlerinin açılması hedefleniyor.



Almanya’dan akademisyen gelecek

Üniversite sanayi işbirliğinde Almanya’nın tecrübesinin önemli olduğunu ifade eden Akkanat, TAÜ’nde bu alanda iddialı çalışmalar yapacaklarını aktarıyor. Altyapıya büyük önem verdiklerini ve 20 bin dönüm alan üzerinde Türkiye’nin en büyük kapalı laboratuvarını kuracaklarının bilgisini veren Akkanat, sözkonusu alanlarda birçok projenin hayat bulmasının yanı sıra ileri düzeyde mühendislik araştırmaları da yapacaklarını duyuruyor. Binaların yapımı için 110 milyon TL kaynakları olduğunu aktaran Akkanat, üniversiteye ayrıca 3 yıl boyunca Kalkınma Bakanlığı’nın her yıl 10 milyon TL bütçe tahsis ettiğini, sadece laboratuvar için ise 12 milyon TL ile makine ve teçhizat sağlayacağını paylaşıyor.

Hedeflere ulaşmada akademisyen kadrosunun önemli olduğunu hatırlattığımız Akkanat, üniversitenin akademisyen kadrosunun 1/3’ünün Almanya’dan geleceğini belirtiyor. Türk Alman Üniversitesi’nin yaşadığı temel sıkıntıyı ise eğitim dili Almanca olmasından kaynaklı olarak akademisyenlerin dil eksikliği oluşturuyor. Akademisyenlerin ağırlıklı İngilizce bildiğini hatırlatan Akkanat, lisans eğitimlerinin Almanca, yüksek lisans ve doktora eğitimlerinin ise İngilizce olacağını kaydederek Türkiye’de mühendislik, fen, ekonomi ve iktisat alanlarında iki dilli akademisyen sayısının yeterli olmadığını paylaşıyor. Akkanat, “İki dili de kullanan az sayıdaki akademisyenimizin üniversitemize gelmesini istesek de devlet üniversitesinin mütevazı ücret politikası nedeniyle bunu sağlayamıyoruz” diye konuşuyor.



Araştırma görevlisi Almanya ile ortak yetiştirilecek

Profesör veya doktora konusunda akademisyen sıkıntısı olsa da araştırma görevlisi alanında üniversite soruna kendi çözümünü geliştiriyor. Ortakları Alman Bilim Bakanlığı’nın desteğiyle araştırma görevlisi yetiştirme projesi yürüttüklerini açıklayan Akkanat, şu bilgileri veriyor: “Proje kapsamında araştırma görevlilerinin Türkiye’de bir profesör kadar maaş almasını sağlayacağız. Alman Bilim Bakanlığı görevlilerin hem eğitimini sağlayacak hem de Türkiye’de verdiğimiz maaş kadar da ücret verecek. Çalışmalara başladık; ilk akademisyenleri önümüzdeki yılın başında göndermeyi planlıyoruz.  Her ana bilim dalından en az 2 kişi eğitim alacak, 4-5 yıl içinde toplam 300 araştırma görevlisinin bu projede yer almasını planlıyoruz.  Böylece Türk kökenli araştırma görevlisi sorununu çözmeyi hedefliyoruz.”



Üniversite sanayi için yasa eksik

Halil Akkanat, Türkiye’de üniversite sanayi işbirliğinin yeterince gelişmemiş olmasını Almanya tecrübesini baz alarak yasal altyapının eksikliğine bağlıyor. Dünyada üniversite sanayi işbirliğinin en iyi geliştiği ülkenin Almanya olduğunu hatırlatan Akkanat, şu bilgileri veriyor: “Almanya’da bir sanayi kuruluşunun staj öğrenci alması için önemli vergi prim avantajları sağlanıyor. Ayrıca öğrencinin eğitim alabileceği özel alanlar oluşturuluyor. Almanya’da öğrencinin senede 3 ay çalışma imkanı var. Sadece 3 ay çalışarak da okul masraflarını karşılayan öğrenciler var. Sanayi kuruluşları geçici işçi statüsüyle öğrenciyi çalıştırıyor, hatta daha yüksek ücret ödeyebiliyor. Zaten öğrencinin kendi sigortası var. İş sahibi ayrı bir sigorta primi ödemiyor. Araştırma odaklı bir üniversite olarak bu soruna çözüm arıyoruz. Ayrıca Türkiye’de faaliyet yürüten 6 bin Alman şirket var. Şirketler sisteme alışkın oldukları için şimdiden bize başvurmaya başladılar.”

Türk Alman Ticaret Odası’nın da desteğini aldıklarını kaydeden Akkanat, ayrıca bütçe sıkıntısını aşmak için Almanya ile ilişkileri olan işadamlarının Türkiye’de ve Almanya’da vakıf kurduğunu, sözkonusu vakıfların işbirliği sağlayarak üniversiteye destek olacağını aktarıyor.



Binaları TOKİ yapıyor

Eğitim için fiziki koşulların önemli olduğunu aktaran Halil Akkanat, binaların yapımı için TOKİ ile önümüzdeki dönem sözleşme imzalayacaklarını, 24 ay sonra ise TOKİ’nin 75 bin metrekare inşaatları tamamlayarak anahtar teslim kendilerine sunacağını anlatıyor.



Yüksek lisansa öğrenci aranıyor

TAÜ’de devam eden yüksek lisans programına acil öğrenci aranıyor. Program kapsamında öğrenciler burslu olarak Almanya’ya gönderiliyor. 3 dönem Almanya’da eğitim alan öğrenciler 4. Dönemi Türkiye’de geçirerek tezlerini teslim edip mezun oluyor.  Programın 3 dönemdir devam ettiğini aktaran Akkanat, Almanya’da eğitim dili İngilizce olmasına rağmen ilk yıl 10 kişilik kontenjanı dolduramadıklarını, dolayısıyla hiç öğrenci gönderemediklerini, ikinci yıl ise 3 öğrenci gönderdiklerini söylüyor.