banner565

banner472

banner458

banner457

Sodexo Türkiye CEO’su Ahmet Zeytinoğlu; “Aklımla düşünüp, kalbimle karar veririm”

Başarının çok çalışmaktan geçtiğine inanan Sodexo Türkiye CEO’su Ahmet Zeytinoğlu, “Ben aklımla düşünür, kalbimle karar veririm. Vicdan benim için çok çok önemlidir. Bir de çok empatik bir yönetim şeklim var” diyor.

CEO 01.06.2023, 00:00 21.06.2023, 09:37
15168
Sodexo Türkiye CEO’su Ahmet Zeytinoğlu; “Aklımla düşünüp, kalbimle karar veririm”

Antalya’da 1971’de Dünya’ya ‘merhaba’ diyen Ahmet Zeytinoğlu, evli, 9 ve 16 yaşında iki çocuğu var, aslen Eskişehirli. İlkokula Gaziantep’te başlayan Zeytinoğlu, ikinci sınıftan lisenin sonuna kadar Antalya’da eğitimini sürdürür. Ortadoğu Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden ise 1993’te mezun olur. En büyük hayali; inşaat şantiyelerinde görev alan babasının şantiye şefleri; ‘Yavuz Barhana ve Tuncer Ertan gibi olmak’tır: “Biri makine mühendisi, diğeri de inşaat mühendisiydi. Ben ilkokulda makine veya inşaat mühendisi olacağımı kafaya koymuştum.”
O dönem dayısının oğlu Süha Ağabeyi’nin Ortadoğu Teknik Üniversitesi’ni (ODTÜ) kazanmasıyla okulunu da belirleyen Zeytinoğlu, müteahhit olan Tuncer Amcası gibi müteahhit olmayı amaçlar. İlk hedefi inşaat olsa da lisede Matematik Öğretmeni Hatice Hanım’ın “Makine bölümünü yazma, çok zor bölüm, orada yorulursun. Mezun olma oranı çok düşük, inşaat bölümünü yaz” demesiyle bunu meydan okuma olarak görür; ODTÜ Makine’yi yazar, kazanır ve üniversiteden Şeref Öğrencisi olarak mezun olur.
Çok isteyerek makine mühendisi olduğunu vurgulayan Zeytinoğlu’nun üniversiteden sonra hedefi; kendi işini kurmak, üretimde çalışmak, fabrikatör olmaktır. Dönem arkadaşları global firmalara veya Türkiye’nin büyük firmalarına işe girerken; Zeytinoğlu, Ankara, Ostim’de küçük bir torna atölyesinde işe başlar. Bu sırada Şeref Öğrencisi olarak master eğitimini ve tezini tamamlar, fakat babasının vefatının ardından ayrılma dilekçesi bile vermeden bırakır. Sonrasında da çalıştığı şirket, Zeytinoğlu’nu ortak yaptığı için mastera devam etmeye gerek görmez, 3-3.5 sene aynı atölyede çalışır. Askere gider, ancak döndüğünde Türkiye ekonomik krize girmiştir ve ortaklar ayrılmıştır. Sonrasında baba mesleğini göreyim diye yaklaşık 3 yıl Arabistan’da şantiyede çalışır. Şantiyeciliğin kendisine uygun olmadığını gördüğünde Türkiye’ye döner, çeşitli fabrikalarda çalıştıktan sonra hizmet sektörüne geçer.


Üretimden hizmete geçiş
Son 10 yıldır hizmet sektöründe çalışan Zeytinoğlu, anlatıyor: “Ben üretimi çok çok seviyorum. Ama üretimden hizmete geçme sürecim de çok enteresandır. Her 2-3 yılda bir şirket değiştirmeye başladım. Üretimi çok seviyordum ama sistemi kurduktan sonra sıkılıyordum. Bir gün ‘Ne yapmam lazım?’ diye düşündüm. Hayatımda kendime yaptığım en büyük yatırım; 105 Euro’ya internetten kişisel değerlendirme ve karakter analizi yapmaktır. Analizde mühendisliğin, rakamların olduğu bir sektörde çalışmam gerektiği ama bunun üretim olmaması gerektiği, hizmet sektörüne girmem gerektiği çıktı. Sektör değiştirdiğiniz zaman gemileri yakıyorsunuz. O zaman 3 tane fabrika yönetiyordum. ‘Hizmet sektörüne geçersen bir daha geri dönemezsin’ dediler. Büyük bir risk aldım ama ondan önce araştırmalar yaptım, sektörlere baktım, çok ciddi analiz yaptım. Sektördeki firmaların büyüklüklerine baktım, çok gelecek vadeden bir sektör olduğunu gördüm ve çalışabileceğim firmalara ulaştım, kapılarını çaldım, ISS ile görüştükten 6 ay sonra genel müdüre ihtiyaç olduğunu söylediler. ISS’de 3.5 yıl güzel anıların ve başarılı dönemin ardından Sodexo’ya geçtim. 8.5 yıldır Sodexo Türkiye’nin CEO’luğunu yapıyorum.”


Vicdan ve empatinin gücü
Sodexo Türkiye CEO’su Ahmet Zeytinoğlu, kendisini şu sözlerle özetliyor: “Ben aklımla düşünür, kalbimle karar veririm. Vicdan benim için çok çok önemlidir. İşin yüzde 80’i 90’ı bütün matematiksel analizleri yaparım ama vicdanımda içime sinmeyen bir karar olursa o kararı kesinlikle vermem. Vicdanımı dinlerim. Bir de çok empatik bir yönetim şeklim var. Bir karar aldığım zaman o kararın karşı taraftan nasıl algılandığını düşünürüm. Bu da özellikle insanla çalışılan bir ortamda bana çok büyük avantajlar sağladı. Ekibimin ihtiyacı olan her şeye elimden geldiği kadar yardım ederim. Genel olarak benim hayata bakışım bu. İstediğiniz kadar zeki olun, eğitim alın, başarının çalışmaktan geçtiğine, çalışmadan bir şey olmayacağına inanıyorum. Başarı istiyorsanız öncelikle çalışmalısınız. 30 senelik iş hayatımda çalışmadan başarılı olanı hiç görmedim.”
Zeytinoğlu’nun hem iş hem yaşam mottosu aynı: “Çok çalışmak ve akılla analiz edip; duygular, vicdanla karar vermek benim özel hayatımı da özetliyor. Bir de şuna inanıyorum; Türkiye Cumhuriyeti’nin başarısı her vatandaşın başarısının birinci anahtarı. Bütün gençlere aynı tavsiyede bulunuyorum; Türkiye Cumhuriyeti pasaportunun değerinin artması için ne gerekiyorsa yapmalısınız. Çok çalışıp kendinizi çok iyi anlatın, yaratıcı olun.”


“En büyük avantajımız; çalışanlarımız”
Zeytinoğlu, Birinci Dünya Savaşı’ndan önce İspanyol Gribi’nden beri tüm dünyada bu kadar büyük bir pandemi gerçekleşmediğini, sürecin çok değişik bir tecrübe kazandırdığını, arkasından çok ciddi bir ekonomik kriz geldiğini, zor günler yaşadıklarını, ayda 5 bin km yapan bir profesyonel yönetici olarak 3 ay evden çıkamadığını söylüyor: “Kriz yönetiminde Türk yöneticilerinin ne kadar başarılı olduğunu görüyoruz. Geçen yıl yüzde 100’ün üzerine çıkan çok ciddi bir enflasyonla karşı karşıya kaldık, bunu fiyatlara yansıtmakta zorlandık ama müşterilerimizin anlayışıyla verimlilik çalışmalarında çok ciddi bir yol aldık. Geçen yıl aldığımız aksiyonlar ve önlemlerle bu yıl iyi geçiyor; şimdiden hedeflerimizin üzerindeyiz. Bu dönemdeki en büyük avantajımız; birincisi çalışanlarımız, ikincisi ise Sodexo bize çok sahip çıktı. Biz yemekten hizmete, çalışan mutluluğundan sürdürülebilirliğe ve cinsiyet eşitliğine kadar her alanda en iyisini yapmaya uğraşıyoruz, bunun için çalışıyoruz. En büyük hedefimiz de sektördeki bu konumumuzu korumak ve insan odaklı yaklaşım, inovasyon, kültür, çevre bilinci konularında sektörümüze öncülük etmeye devam etmek. Her konuda üzerimize düşenin fazlasını yapıyoruz. Hem finansal hem inisiyatifler açısından çok başarılı bir şirketiz. Böyle olmaya da devam edeceğiz.”

Sodexo Euro bazında 3 kat büyüdü
Zeytinoğlu, COVID-19 dönemini iş garantisiyle geçirdiklerini paylaşıyor: “Bir çalışan için ruh sağlığının, beden sağlığının, aile huzurunun bozulmaması ve iş garantisi çok önemli. Biz Sodexo olarak Türkiye’de herkese iş garantisi verdik ve COVID-19 bitene kadar kimseyi çıkarmayacağımızı tebliğ ettik. Bu, bize çok büyük bir artı kazandırdı. Son 8.5 yılda Sodexo, Euro bazında yaklaşık 3 kat büyüdü, çalışan bağlılığı yüzde 40’lardan 80’lere geldi, kadın çalışan oranı yüzde 30’lardayken bugün yüzde 50’leri geçti. Burada çok başarılıyız. Kapımız her zaman açık. Şirketimizin 3 tane kırmızı çizgisi var; Birincisi İSG (çalışanların sağlıklı gelip sağlıklı gitmesi), ikincisi gıda güvenliği (müşterilerimizin sağlıklı gelip sağlıklı gitmesi), üçüncüsü de kadın erkek eşitliği. Şirketimizde kadın çalışanlara pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Onlara gelebilecek her türlü mobbing, cinsel taciz gibi konular; ben şahsen ailemden, kız kardeşime, eşime ya da kızıma yapılmış gibi algılıyorum. Aksiyonlarımız da bu bağlamda oluyor. Bu tabii bizim açımızdan kadın çalışanların şirkete daha çok katılmalarını destekliyor.”

“Eğitimde eşitlik ve cinsiyet eşitliği önemli”
Yaklaşık 7-8 yıldır sosyal sorumluluk projelerine gönül veren Zeytinoğlu, eğitimde eşitlik için elinden geleni yapıyor: “Cinsiyet eşitliği konusu benim ince çizgim. Şirket içi ve dışında elimden geldiği kadar bu konuya ciddi zaman ayırıyorum. Professional Women Network Eşitlik Elçisi’yim. Şirketimizde de tüm ekibin katkılarıyla, benim kapıyı açmamdan sonra çok büyük motivasyonla şu an da yaklaşık 3 bin kız öğrenciye destek oluyoruz. Stop Hunger Projemiz kapsamında çok ciddi çalışmalar yapıyoruz. 9 Eylül Üniversitesi ve birçok üniversitede, üniversite öğrencilerine; eşitlik konusunda, kariyer günlerinde konuşmalar yapıyorum.”

Çevreye ciddi katkı
Zeytinoğlu’nun hobisi bahçe ve yürüyüş; her yıl yaklaşık 100 ile 400 aralığında çam ağacı dikiyor, çam fidesi üretiyor: “Bunu da Mustafa Kemal Atatürk’ün; Kaz Dağları’na diktirdiği fıstık çamlarının fidelerinden yapıyorum. İleride bunlar her yerde dikildiği zaman bir ağaç bir aileye ekonomik olarak da katkı sağlayabilir. Çam fıstığı çok pahalı biliyorsunuz.”


Favorisi; Antalya
Zeytinoğlu’nun seyahatlerinde favorisi; dünyadaki en iyi hizmet kalitesine sahip olduğunu düşündüğü, çocukluğunun geçtiği Antalya. Ama asıl sevdiği şehir içi gezileri. Senede bir kez tatilini oraya ayırıyor. Tarihi dokusu korunan ve  lezzetler açısından çok sevdiği bir şehir de Roma, ikincisi Milano. İtalya’yı da çok seviyor ve gezmekten çok keyif alıyor.

Yorumlar (0)