banner565

banner472

KTO Karatay Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Murat Canıtez; “Üretim gücü olan Türk ekonomisi, krizleri atlatabilecek”

KTO Karatay Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Murat Canıtez; küresel ekonominin yıkılma seslerinin duyulmaya başlandığını, ancak üretim gücü olan Türkiye’nin bu krizleri atlatabileceğini öngörüyor: “Türkiye’nin içinde bulunduğu jeo-politik, jeo-ekonomik ve jeo-kültürel yapı, dünya tam bir iflasa ve çöküntüye gitse dahi, Türk ekonomisi dinamizmi, üretim gücü ve girişimci kültürüyle bu kaosu atlatabilecek imkan ve yeteneğe sahiptir” diyor.

EKONOMİST 01.05.2023, 00:00 24.05.2023, 09:16
20785
KTO Karatay Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Murat Canıtez; “Üretim gücü olan Türk ekonomisi, krizleri atlatabilecek”

KTO Karatay Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Anabilim Dalı Bölüm Başkanı Prof.Dr. Murat Canıtez ile dünya ve Türkiye ekonomisi üzerine konuştuk. Prof.Dr. Murat Canıtez, dergimiz KobiEfor’a yaptığı açıklamalarda; Türk ekonomisinin çıkış yolunun ihracat odaklıya doğru bir yapılanma olduğuna dikkat çekti.
Prof.Dr. Murat Canıtez, öncelikle global ekonominin istikrarı açısından II. Dünya savaşından sonra Bretton Woods anlaşmasıyla kurulan küresel bazdaki para düzeninin önemli olduğunu ancak 15 Ağustos 1971 yılında dönemin ABD Başkanı Nixon’un 1944 yılında yapılan Bretton Woods Anlaşması ile ABD Dolarının altınla olan sabit ilişkisini (1 Ons altın=35 USD) kestiğini ve USD’yi dalgalanmaya bırakma kararı ile aslında bugün yaşanılan küresel sorunun ve sonun başlangıcı için start verildiğini söylüyor.

“Küresel ekonominin yıkılma sesleri duyulmaya başlanmıştır"
Çünkü ABD başta olmak üzere tüm kapitalist devletlerin, borç sarmalıyla bugünlere geldiğini belirten Prof.Dr. Murat Canıtez, “ABD dolar cinsinden kağıtlar (devlet tahvilleri ve hazine bonoları gibi) ile yine dolar cinsinden yarattığı kayıtlı ve nominal USD sayesinde ağır borç batağını yıllarca bir illüzyon ile örtmeyi başarmıştır. Bugün artık Çin gibi gelişen Uzakdoğu ekonomileri başta olmak üzere, bu illüzyon, ilgili milli ekonomiler tarafından kabul edilmemekte bu nedenle ABD ekonomisine bağlı olarak küresel ekonominin yıkılma sesleri duyulmaya başlanmıştır” diyor.

“Türk ekonomisinin bu sürecin içinden başarıyla çıkacağı öngörülebilir”
Bu süreç içerisinde dünyadan bağımsız olmayan Türk ekonomisinin de muhakkak olumsuz yönde etkileneceğini söyleyen Prof.Dr. Murat Canıtez, ancak Türk ekonomisinin borç yükü ABD ve AB ülkeleri başta olmak üzere diğer ekonomiler kadar ağır olmadığına dikkat çekiyor: “Bu nedenle söz konusu parasal düzenle ilgili kaos sona erdiğinde, Türk ekonomisinin özellikle Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan’la olan doğalgaz anlaşmalarıyla enerji geçişinde hedeflediği noktaya gelmesi halinde çok büyük avantajlar yakalamış bir şekilde bu sürecin içinden başarıyla çıkacağı öngörülebilir. Ayrıca Türkiye’nin içinde bulunduğu jeo-politik, jeo-ekonomik ve jeo-kültürel yapı, dünya tam bir iflasa ve çöküntüye gitse dahi, Türk ekonomisi dinamizmi, üretim gücü ve girişimci kültürüyle bu kaosu atlatabilecek imkan ve yeteneğe sahiptir.”
Türkiye’nin jeo-politik, jeo-ekonomik ve jeo-kültürel yapısının; büyüme, faizler, döviz kurları, bütçe, cari açık ve dış ticaret konularında Türk ekonomisine dünyada hiçbir ülkede olmayan avantajlar sağladığına da değinen Prof.Dr. Murat Canıtez, “Örneğin; Katar fonlarının Türkiye’de yatırım yapması, Suudi petro-dolarlarının bir kısmının T.C. Merkez Bankası’na yönlendirilmesi ve diğer Körfez ülkelerinin de bu eğilimde olması, ilgili öngörünün en büyük göstergeleridir. Dalgalı olan küresel ekonomide, Türk ekonomisi açısından da büyüme, faizler, döviz kurları, bütçe, cari açık ve dış ticaret konularında önemli dalgalanmalar ve istikrarsızlıklar yaşanacağı öngörülebilir. Hatta maalesef ülkemizin yaşadığı büyük deprem yıkımından sonra bu olumsuzlukların şiddeti de artacaktır. Ancak üretim gücü olan Türk ekonomisinin bu krizleri atlatabileceği değerlendirilmektedir” açıklamasını yapıyor.

“İstihdam ve üretimle deprem yaralarının sarılması Türk ekonomisini resesyondan uzak tutacak”
Kahramanmaraş merkezli depremlerde maalesef can kayıplarının çok büyük olduğunu ve devlet-millet olarak kaybedilen canlara dua etmekten başka bir şey elden gelmediğini ifade eden Prof.Dr. Murat Canıtez, ekonomik anlamda depremin 110 milyar dolar değerinde bir yıkıma yol açtığının yetkililer tarafından kısa bir süre önce açıklandığını hatırlatıyor.
Prof.Dr. Murat Canıtez, bu yıkımın telafi edilmesi süreci içerisinde ihracata arz edilebilecek ilgili ürünlerin depremle ilgili inşa sürecinde kullanılacağından ihracatın kısa ve orta vadede ilgili ürün grupları çerçevesinde olumsuz etkileneceğinin söylenebileceğini aktardı: “Bu bağlamda yine deprem konutlarının inşasına yönelik ilgili ürün gruplarının bazılarında ithalat da artabilecektir. Tüm bu olumsuz trendlere rağmen; istihdam ve üretim konusunda deprem yaralarının sarılması dünya resesyon şartlarındayken Türk ekonomisini resesyondan uzak tutacağı öngörülebilir.”

“Türkiye ekonomisini seçim sonuçları etkileyecek ve yön verecek”
Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ne ve sonrasına ilişkin Prof.Dr. Murat Canıtez’in değerlendirmesi ise şöyle: “Türkiye’deki seçim ve sonuçları; küresel ekonomiyi, yapıları, işbirliklerini ve kaosu derinden etkileyecek bir güce sahiptir. Türk ekonomisinin 2023 yılını ve devamını seçim sonuçları etkileyecek ve yön verecek diyebiliriz.”
Türkiye ihracatının %50’ye yakın bir kısmını AB ülkelerine yaptığını da anımsatan Prof.Dr. Murat Canıtez, “Ayrıca şartlar dikkate alındığında Türkiye’nin 2023 yılı ihracatında büyük yükselişler sürpriz olur. Üstelik 2023 yılı ilk çeyreğinde ihracatta nispi ve kıymet açısından artışlar gözlense de ithalattaki nispi ve kıymet artışları daha fazla durumdadır. Bu olumsuz tablo maalesef 2023 yılında devam edecek eğilimde olmasına rağmen; Türk ekonomisine turizm başta olmak üzere hizmetler ve diğer sermaye hareketlerinden oluşan büyük girişler bir kriz yaşanmayacağı anlamını taşımaktadır” diye konuşuyor.

“Türk ekonomisinin odağı mutlaka üretim ihracat yoğunluklu olmalı”
Türk ekonomisi ve ilgili kurumlarının odağının mutlaka üretim ve ihracat yoğunluklu olması gerektiğinin altını çizen Prof.Dr. Murat Canıtez, “Maalesef bu konunun mantıksal çerçevesi ile felsefesi tam olarak anlaşılmış değildir ve yine bu nitelikte doğru bir yapılanmaya yıllarca gidilememiştir. Sözü edilen temel teşhis konusunda tüm taraflar hem fikir olup, Türk ekonomisinde ve kurumlarında üretim ve ihracat odaklıya doğru bir yapılanmaya gidilmesi halinde problemler tedrici olarak çözüm bulacaktır” açıklamasını yapıyor.

Yorumlar (0)