Başkent Organize Sanayi Bölgesi (Başkent OSB), Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek devletten hiçbir destek almadan katılımcılarının imkanlarıyla 2001 yılında Ankara’da  Temelli-Malıköy’de,  Eskişehir Yolu 40.  Kilometre’de kurulmuş  ve  bölgede 2005 yılında üretime başlanmış. İki etaptan oluşan Başkent OSB, 1.014 hektar alanıyla Türkiye’nin büyük OSB’leri arasında yer alıyor. İki etapta toplam 707 sanayi parseli bulunan Başkent OSB’de orta ve büyük ölçekli proje, inşaat ve üretim aşamasında olmak üzere toplam 165 fabrika yer alıyor. Bölgede parsellerin büyüklüğü bin 800 ile 83 bin 708 metre kare arasında değişiyor.

Başkent  OSB Yönetim Kurulu Başkanı Şadi Türk, kurulduğu günden beri bölgeye yapılan yatırım tutarının 1  milyar TL olduğunu söylüyor. Bölgede 5 bin kişi istihdam ediliyor. Bölgede tüm sanayi tesisleri- nin tamamlanmasıyla bu rakamın 100 bin kişiye ulaşacağını öngören Türk, Başkent OSB’den 150 milyon dolar ihracat, 100 milyon dolar ithalat yapıldığı bilgisini  veriyor. Bölgede mevcut yatırımların yüzde67’si metal sektöründe. Yatırımların sektörel dağılımı ise şöyle: “Yüzde 67 metal sektörü, yüzde 9 maden sektörü, yüzde 8 kimya sektörü, yüzde 4 gıda sektörü, yüzde 3 matbaa sektörü ve yüzde 9’u diğer sektörler.”

Şadi Türk, “Başkent OSB, arazisinin düzgünlüğü ve genişliği, lojistik konumu, altyapısının tamamlanmış olması ve hızlı gelişimiyle  yatırımcılar tarafından tercih edilmektedir” diyor.   2011  yılından bu yana 50’ye yakın yatırımcıya  tahsis gerçekleştirilen Bölge’ye yabancı yatırımcıların ilgisi yoğun. Bu yatırımlardan üretimi tamamen yurtdışında (Hollanda, Fransa, Azerbaycan) olan firmaların Türkiye tesisleri Başkent OSB’de faaliyet göstermeye başlamış ve sayıları hızla artıyor. Bunun yanısıra bölgede yabancı ortaklı kuruluşlar da faaliyet gösteriyor.



Ucuz doğalgaz, ucuz su

Şadi Türk’ün verdiği bilgilere göre; Başkent OSB katılımcıları, Ankara’da kurulu bulunan diğer OSB’lere oranla yüzde 75 daha ucuz su, doğalgaz abone tarifesine göre yüzde 18 daha ucuz doğalgaz kullanıyor. Katılımcılarına verdiği hizmetlerde hiçbir kar amacı gütmeyen Başkent OSB, doğalgaz ve elektriği aldığı fiyattan dağıtımını yapıyor. Bölgede 2009 yılının Ağustos ayından itibaren doğalgaz kullanılıyor. Enerji ise   TEİAŞ’ ait 154/34,5 kV 25 MVA Temelli TM’den 34,5 kV çift devre 3x477 MCM iletkenli ENH ile sağlanmakta. Kurulu kapasitesi 76 MVA olan Baş- kent OSB’nin puant gücü 12 MVA, kapasite  kullanım oranı ise yüzde 15-16 seviyesinde. Bölgenin kullanma suyu ihtiyacı derin su kuyularından karşılanıyor. Su tüketimi günlük ortalama 1.500m3/gün.



Katılımcılara enerji desteği

Şadi Türk, Halk Bankası ile 27 Haziran 2012 tarihinde  yapılan  protokol  kapsamında katılımcıların enerji giderlerinin azaltılmasına yönelik yatırımlarının “Enerji Verimliliği Kredisi” ile destekleneceğini açıklı- yor. “21. Yüzyılda Rekabetin Temel Trendi Sürdürüle- bilir Ekonomide Enerji Verimliliği ve KOBİ’lerle İşbirliği” protokolü sayesinde  Başkent OSB katılımcıları pi- yasa koşullarının altında kredi kullanabilecek. Katılımcılar, enerji alanında iki ayrı kategoride tarifelendirilen “Yenilenebilir Enerji Kredisi” ve “Enerji Verimliliği Kredisi”nin yanısıra Sanayi Bölgeleri Destek Kredisi, Makine İmalat Sanayi Destek Paketi Kredisi’nden de avantajlı biçimde yararlanacaklar.



Yenilikçi, demokratik, bilimsel anlayış

Şadi Türk, yasal doluluk oranını beklemeden müteşebbis heyetten kurtulup genel kurul yönetim modeline geçiş yaptıklarını anlatıyor: “Bu model yöne- timdekilerin hesap verdiği bir yönetim modelidir. OSB’de yeri olan herkes yönetime hesap sorabiliyor.

‘Bölgeyi neden iyi yönetmediniz?’ diyebiliyor. Diğer OSB’lerin çoğunda maalesef böyle değil. İlgisiz, ala- kasız kişiler, yatırımcısı olmadığı OSB’yle ilgili karar alıyor. Daha da kötüsü bölgedeki sanayicilerin hiçbirine hesap vermiyor. Oysa genel kurul yönetim modelinde herşeyden önemlisi OSB’ye milyon dolarlık  yatırımı kim  yapmışsa o OSB’yi onlar yönetmiş oluyor. Demokrasinin gereği de budur zaten. Bu yönetim modelinde herşey şeffaf. Bütün sanayicilerin önüne böl- genin bilançosu gidiyor. Her yıl sanayiciler bakıyor, bu adamlar ne yapmış, neye ne harcamış….Geliyor genel kurulda başkana, yönetime hesap soru- yor. Yani yönetsel katılım oluşturuyor. Olması gereken  de doğrusu da bu zaten. Bu modelle yönetilen OSB’lere  yatırımcılar  daha sıcak bakıyor. Sanayicilerin yönetimindeki bir OSB’nin sanayicileri daha çok düşüneceğini iyi biliyorlar.”

“İyi yönetilen, parasını dikkatli harcayan, planlamayı iyi yapan, gelir-gider dengesini iyi sağlayan, en az kadroyla çalışan, her projesini başarıyla uygula- yan, hesap verebilir bir OSB’yiz” diyen Türk, Baş- kent OSB’nin bölge sanayicilerinden oluşan yönetim kurulu tarafından yenilikçi, demokratik akla ve bilime önem veren anlayışla yönetildiğini vurguluyor. Bu yönetim anlayışından dolayı bölge yurtdışından gelen heyetlerin de (Hollanda, Türkmenistan,  Kazakistan, Oman Sultanlığı, Rusya vb.) önemli bir uğrak noktası haline gelmiş. Türkiye’deki  OSB uygulamaları hakkında bilgi almak üzere gelen ziyaretçi heyetlere bölge örnek oluşturuyor. Türk’e göre Başkent OSB’nin farkı, 1990’lı yıllardan bu yana kendi imkanları ve kaynaklarıyla katılımcısına yük oluşturmadan kendi kaynaklarını oluşturabilen tek OSB olmaları.



Kentsel Merkez Projesi

Şadi Türk, Başkent OSB’nin sadece sanayi tesisleriyle değil, çağdaş batı ülkelerini aratmayacak bul- varları, yolları, sokakları, yeşil alanları ve çevreye duyarlılığıyla da bir sanayi kentini yaşama geçirdiğini dile getiriyor. Başkent OSB’nin iki  etabının tam ortasından geçen Ankara Çayı’nın iki yakasında 1/500 ve daha büyük  ölçekli  Mimari  ve  Peyzaj Projesi hazırlanan “Kentsel Merkez”  planlanmış. Proje kapsamında sosyal donatı ve teknik alanlar, yeşil alan, kongre merkezi, fuar alanı, otel, kreş, hastane, cami, spor tesisleri, meslek yüksekokulları, eğitim tesisleri ve yenilikçilik merkezi yer alacak. Planlanan alanda yer alacak bankalar, PTT, restoran, iş sağlığı ve güvenliği merkezinin de Mayıs veya Haziran ayın- da faaliyete geçmeleri bekleniyor.



Yenilikçilik Merkezi

“Başkent OSB, kurulduğu günden bu yana büyük hedefleri olan bir sanayi bölgesi” diyen Türk, en bü- yük  hedefi  açıklıyor: “Yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası alanda da model olabilecek ‘Geleceğin Sanayi Kenti’ni kurmak.” Bu hedef doğrultusunda Başkent OSB, klasik sanayi üretimi yerine uluslara- rası rekabete olanak sağlayacak teknolojik üretime de önem veriyor. Teknolojik üretimini gerçekleştir- mek amacıyla 2005 yılında  ODTÜ ile yapılan Protokol ile üniversite-sanayi işbirliğinin temellerini atan Başkent Organize Sanayi Bölgesi, bugün Yenilikçilik Merkezi rojesi ile  de üniversite-sanayi işbirliğine katkı sağlamayı hedefliyor.



“Yaşanabilir, çalışılabilir, rekabet edebilir” bölge olma yolunda başlatılan proje ile hazırlanan fizibilite sonucunda yenilikçilik merkezinin temelleri atılmış. Başta Başkent OSB olmak üzere Ankara’nın yenilikçilik potansiyelini harekete geçirmek de projenin diğer hedefleri arasında yer alıyor. Üniversite-sanayi işbirliğinin kurulacak yenilikçilik merkezlerinde temelleneceğine inanan Türk, bu tür projelerin ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiğini düşünüyor.



KSS Projesi

KSS Projesi’nden sözeden Türk, proje kapsamında ekonomik canlılığa katkı sağlayacak bankalar ve ticarethaneler için ayrılan 27 bin 415 metrekare alanda 465 metrekarelik 14 adet bina ve küçük sanayi sitesi için ayrılan 61 bin 272 metrekare alanda 845 metrekarelik 48 adet (KSS) ticarethane ve imalathanenin inşaatına başlandığını, yakın zamanda faaliyete geçirileceğini anlatıyor. Böylelikle bölgede küçük sanayicilere de yatırım yapma olanağı sağlanmış olacak. İnşaatı bitmek üzere olan KSS’nin Mayıs-Haziran aylarında hizmete girmesi planlanıyor.



Dökümcüler kümelenecek

Başkent OSB’de yatırımcı yelpazesi her geçen gün genişliyor. II. etapta kümelenmeye önem verilerek, savunma sanayisinden sonra dökümcüler için de parselasyon çalışmaları yapılmış, 151 bin 600 metrekare yer tahsis edilmiş. Türkiye’nin önemli savunma sanayi kuruluşlarından Havelsan savunma sanayisine ayrılan kısımda yerini almış. Türk, ayrıca I. Etapta savunma sanayi sektörüne hizmet verecek yan sanayi kuruluşlarının yer almasına özen gösterdiklerini aktarıyor.



Lojistik Merkez

Lojistik konum avantajıyla Başkent OSB’den, Türkiye ve bölgeye 4 saatlik uçuş mesafesinde 56 ülkeye ulaşılabiliyor. Başkent OSB, Türkiye’yi batıda Avrupa’ya, doğuda Asya’ya bağlayan devlet demiryolu ile sınır oluşturuyor.  TCDD ile yapılan protokol kapsamında; Başkent OSB ile TCDD hızlı tren güzergahı arasında kalan 403.918.00 metrekarelik alan “Lojistik Üs” haline getirilecek. Alan sadece Ankara’nın değil, Ankara ve çevresinin, özellikle yükleme-boşaltma ve gümrükleme bakımından gereksinimlerini karşılayacak boyutlara ulaşacak. Lojistik Merkez Projesi’ni Türkiye’nin sayılı büyüklükteki lojistik merkezlerinden biri olarak planladıklarını aktaran Türk, bunun için 700 dönüme yakın bir alan ayırdıklarını ve projeyi yavaş ama emin adımlarla hayata geçireceklerini kaydediyor.



Eğitime verilen önem

Rekabet edilebilirliğin esası üretim ve yenileşim. Üretim ve yenileşimin temeli de eğitim. Türk, “Eğitilmiş yenilikçi insan gücüyle uluslararası düzeyde rekabet edilebileceğine inanan Başkent OSB, eğitim yatırımlarına özen gösteriyor ve öncelik veriyor” diyor. Sanayici ihtiyaçlarına bağlı eğitim seferberliği başlattıklarını söyleyen Türk, 150 dönüme yakın bir alanda eğitim kompleksi yapmayı düşündüklerini açıklıyor. Bu amaçla Kentsel Merkez Projesi kapsamında ‘Sürekli Eğitim Merkezi’ ile başlayan meslek okulları ve üniversiteye uzanan bir dizi yapılanmanın stratejisi belirlenmiş ve uygulamaya başlanmış. Öncelik teknik meslek liseleri oluşturmak. Bu konuda ASO 1. OSB’nin tecrübelerinden yararlanacaklarını kaydeden Türk, ardından meslek edindirme eğitim çalışmalarının başlayacağını ifade ediyor. Üniversite-sanayi işbirliği çerçevesinde Gazi Üniversitesi ile bir protokol imzalayacaklarını belirten Türk, Milli Eğitim Bakanlığı ile de teknik meslek lisesi kurmak üzere görüşmelere başladıklarını ifade ediyor.



Yol sorunu artık çözülmeli

Şadi Türk, Başkent OSB’nin yaşadığı temel sıkıntıları şöyle özetliyor: “Başkent OSB’yi Eskişehir yoluna bağlayan 35 metre genişliğindeki 6 kilometre yolun ve Başkent OSB-Sincan bağlantı yolunun yapılması, Belediye otobüsü ve tren seferlerinin arttırılması gibi ulaşım ile ilgili konular.” Ankara’nın Temelli Sanayi Havzası’nda bulunan Başkent OSB ile birlikte Anadolu OSB, ASO 2.-3. OSB, Dökümcüler İhtisas OSB ve OSB’lerin çevresinde yapılan 25 bin adetlik konuta da hizmet verecek yolun imar planına uygun olarak Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından acilen yapılması gerekiyor. Türk, bu ulaşım sorunları nedeniyle bölgedeki katılımcıların istihdam sıkıntısı yaşadığına da dikkat çekiyor: “Başkent OSB-Sincan bağlantı yolunun yapılması önemli. İstanbul-Eskişehir Yolu’na bağlantıyı Sincan üzerinden sağlayacak yol, Sincan Belediyesi önderliğinde hayata geçirilecek. Karayolları’nın çift bulvar, 50’şer metrelik yol halinde yapacağı projenin bu yıl temeli atılır. Yaklaşık 150-200 milyonluk proje, 2013 yılı yatırım programına alınmış. Projenin hayata geçmesiyle Başkent OSB-Sincan arası arabayla 20 dakika olacak.”



II. Etap tamamlanıyor

Başkent OSB Bölge Müdürü İnşaat Mühendisi İsmet Üstündağ, Başkent OSB’nin I. Etap atıksu, yağmur suyu, kullanma suyu, elektrik ve doğalgaz şebekelerine ait altyapı çalışmalarının 2008 yılında tamamlandığını, yol asfalt kaplamalarının yapıldığını anlatıyor. 2009 yılında başlanan II. Etap yapı çalışmalarında ise doğalgaz altyapısı tamamlanmış, atıksu, yağmur suyu, kullanma suyu ve elektrik altyapılarında yüzde 90 seviyesine ulaşılmış. Yol kaplama işlemlerinin ise yüzde 60’ı tamamlanmış. Üstündağ, bölgenin altyapı çalışmalarının teknolojik gelişmeler de dikkate alınarak devam ettirildiğini söylüyor. Üstündağ, II. Etap’ın yıl sonunda hiçbir eksiği kalmadan tamamlanacağını ve büyük işletmelerin bu alanda yer alacağını kaydediyor.



Destek Hizmetler

İsmet Üstündağ, Başkent OSB’de oluşabilecek riskler (afet, yangın, iş kazaları vb.) için İtfaiye, Doğalgaz Acil Yardım ve 112 Acil Yardım birimleri kurulduğunu belirtiyor. İtfaiye Birimi, bölge yangın emniyetinin sağlanması ve acil durumlara karşı alınacak tedbirler konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Bölgenin güvenliği, alanında uzman özel güvenlik birimiyle sağlanıyor, giriş çıkışlar kontrol ediliyor ve devriye turları yapılıyor. Başkent OSB’de faaliyet gösteren firmaların ve çalışanlarının işlemlerini yapabileceği PTT ve Banka Şubesi de bulunuyor.



Tek Durak Ofis Hizmeti

İsmet Üstündağ, 5 bin 532 metrekaresi kapalı olmak üzere toplamda 18 bin metrekarelik alanıyla bölge yönetim binasının katılımcılarına tek durak ofis hizmeti verdiğini açıklıyor. Bina içerisinde yer alan 300 kişilik konferans salonu ve eğitim salonlarında katılımcılara belirli periyodlarla ücretsiz eğitim, bilgilendirme toplantıları, seminer ve konferanslar düzenleniyor.



Ağaçlandırma sürüyor

Kurulduğu günden itibaren sürdürülebilir kalkınmanın ancak çevre bilinci geliştirilerek sağlanabileceğine inanan Başkent OSB’de yoğun bir biçimde ağaçlandırma çalışmaları devam ediyor. Bölgede toplam 811 bin 200 metrekare yeşil alan bulunuyor. Ağaçlandırılan park alanı 157 bin metrekare, refüj alanı 35 bin metrekare. Bugüne kadar 20 bin adet ağaç,  50 bin adet çalı grubu bitki dikilmiş,  bunların sulanması amacıyla “Damlama Sulama Sistemi” kurulmuş.



Atıksu Arıtma Tesisi yapılıyor

Atık su arıtma tesisi için I. ve II. etaplarda toplam 150 bin metrekarelik alan ayrılmış. Bu alanda tesisin inşaatına başlanmak üzere projelendirilmesi yapılmış. Modüler biçimde planlanan atık su arıtma tesisinin öngörülen ilk modülü 4.000 metreküp/gün olacak. Arıtma, evsel ve endüstriyel nitelikli atık su, fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak yapılacak. İhalesi yapılacak tesisin 2014 yılında faaliyete başlaması planlanıyor.



Türkiye’nin en büyük camilerinden biri yapılıyor

İsmet Üstündağ’ın verdiği bilgilere göre; Kentsel Merkez Projesi kapsamında inşaat çalışmalarına başlanan, 3 bin kişinin aynı anda ibadet edebileceği Cami; 2 bin 371 metrekare kapalı, 2 bin 277 metrekare avlusu olmak üzere toplam 4 bin 648 metrekare alanı, 11 bin 489 metrekare rekreasyon alanı, kubbe yüksekliği (20 metre) ve kubbe açıklığı (38x40 metre) bakımından Türkiye’nin en büyük camileri arasında yer alacak. Projenin yılsonunda bitirilmesi planlanıyor.



Merih Asansör’den Ar-Ge, teknoloji ve kalite sinerjisi

Asansör bakım ve montaj firması olarak temelleri 1977 yılında atılan Merih Asansör, 12 yıl önce başladığı tam otomatik ve katlanır kapı imalatıyla sektörünün önde gelen kuruluşlarından. Merih Asansör Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Atik, üretim tesislerinin her türlü teknolojik ekipmana sahip CNC makinelerle işlem yapan, otomasyon ağırlıklı, mühendisler kontrolünde ciddi bir altyapıya sahip olduğunu söylüyor. Ürettikleri ürünlerde 0 hata ve yüzde 100 müşteri memnuniyeti hedeflediklerini belirten Atik, EN81-58 standardında yangına dayanıklı kapı ürettiklerini kaydediyor.



Hedef; yeni teknolojiler üretmek ve sektöre yön vermek

Malzeme temini, stoklanması, işlemesi, montajı, kalite kontrolü, paketlenmesi ve sevk edilmesine büyük önem verdiklerini vurgulayan Atik, “Bu da ürünlerimizden memnun müşteri anlamına geliyor ki her yıl üretim sayımızda mutlaka bir artış olmakta. Otomatik kapı imalatındaki 12 yıllık tecrübeyle bu işte çok daha eski olan firmalara rakip olabilmek, Merih Asansör’ün Ar-Ge, teknoloji ve kalite politikasının topyekün bir özetidir aslında. Kısa zaman öncesine kadar rakip olarak gördüğümüz firmaları takip etmek ve onlarla aynı seviyeyi yakalamak olan hedefimiz, artık ‘yeni teknolojiler üretmek ve sektöre yön vermek politikası’ olmuştur” diye konuşuyor.



Dünyaya açılan marka

Markalaşmaya ve dünya pazarında söz sahibi olmaya önem verdiklerini vurgulayan Atik, bu bağlamda ulusal ve uluslararası sektörel fuarlara katılarak pek çok ülkeden yeni müşterilerle tanıştıklarını, mevcut müşterileriyle de buluşma fırsatı yakaladıklarını anlatıyor: “Yıllar içinde gördük ki  Merih bir marka olmuştur. Bu bizi son derece gururlandırmakta. Özellikle Orta Doğu, Kuzey Afrika, Arap Yarımadası’ndan sonra şu an Avrupa’ya olan satışlarımız hızlanmış ve marka bilinirliliğimiz artmıştır. Hedef olarak Amerika kıtası ve Rusya çalışmalarımız devam etmektedir.”

Geçen yıl hem üretim tesislerinde hem de ürünlerinde bir çok gelişmenin adımlarını attıklarını ifade eden Atik, “2013 yılında bu adımların koşmaya dönüşeceğini ümit ediyoruz ve gelecekten beklentilerimiz çok parlak. 2013 yılında üretim miktarımızı arttırmak, mevcut fabrika alanımızdan daha çok faydalanmak ve fabrikamızın ön kısımında bulunan asansör kulesinin inşaatını bitirmeyi hedefliyoruz.”



Spesifik proje çözümleri

Merih Asansör’ün, sektörün ihtiyaçlarını ve beklentilerini doğru analiz ederek nokta atışı tasarımlarla ürün sınıflandırması yaptığını, beklentileri karşılayacak spesifik çözüm projeleri üzerinde çalıştığını dile getiren Atik, çoğu tamamlanmış ve bir kısmı devam eden projelerinden bazılarının “düşük trafik için tasarlanmış C-EKO serisi, dar kuyularda performansdan ödün verilmeden kompakt bir çözüm sunan B-20 serisi, eski asansörlerin revizyonunda otomatik kapı tercihini ön plana çıkaran L-FIT serisi ve ağır koşullarla büyük ölçü taleplerini karşılayacak H-MAX serisi” olduğunu söylüyor.



Sem Transformatör:

“Enerjide üstün performans, hızlı çözüm”

Temelleri 1980 yılında atılan Sem Transformatör, trafo onarımı ile yola çıkmış, hemen akabinde trafo üretimine başlamış. Profesyonel tecrübeye sahip ekibiyle pazardaki gelişmeleri sürekli takip eden, teknolojiyi üretimine entegre eden, güçlü teknik altyapısı ve üretim kapasitesiyle Sem Transformatör, kısa sürede sektörünün önemli firmaları arasında yerini almış ve 1993 yılında TSE Belgeli üretime geçmiş. 1996 yılında ISO 9001 ve 2003 yılında ISO 14001 belgeleriyle başarısını ve kalitesini tescilleyen kuruluş, 2010 yılında son teknoloji ekipmanla donatılmış güçlü üretim kapasitesine sahip Başkent OSB’deki yeni fabrikasına taşınmış.

Sem Transformatör Satış Müdürü Cengiz Küçükerdem, ürettikleri uzun ömürlü ve güvenilir trafolarla sektörlerinde markalaştıklarını belirterek, üretimlerini bugün Başkent OSB’deki 12 bin metrekaresi kapalı toplam 18 bin metrekarelik fabrikalarında gerçekleştirdiklerini anlatıyor. Ürünlerine tasarım, kalite ve teknolojinin uyumunu yansıttıklarını kaydeden Küçükerdem, uluslararası IEC (International Electrotechnical Commission) standartlarında tasarladıkları ürünlerini uluslararası CESI, KEMA ve ICMET laboratuvarlarında test ettirdiklerini, ürünlerinin TSE standartlarına uygunluğunu belgelediklerini ifade ediyor.

“Enerjide üstün performans, hızlı çözüm” sloganıyla müşteri memnuniyetine özel önem veren firma, Türkiye pazarında markalaşma çalışmaları üzerinde yoğunlaşıyor. Uluslararası platformda da yerini alan Sem Transformatör,  Avrupa, Afrika, Asya ve Ortadoğu’da 35’ten fazla ülkeye üretiminin yüzde 60’ını ihraç ediyor. Makine parkurunu yenilediklerini aktaran Küçükerdem, 6-7 yıldır, her yıl ortalama yüzde 42 civarında büyüdüklerini söylüyor. Küçükerdem, hedeflerinin büyüme trendini sürdürmek olduğunu dile getiriyor: “2013 yılında Türkiye’de marka bilinirliliğimizi pekiştirmek için çalışacağız. Yeni pazarlara açılmak için yurtdışında farklı fuarlara da katılacağız. Birincil hedefimiz, daha büyük ve daha güçlü dağıtım ve güç trafoları üretmek.”

Cengiz Küçükerdem, “Türkiye’nin ve dünyanın trafo markası olmak” vizyonuyla üretimlerini son teknolojiyi kullanan en iyi makinelerle gerçekleştirmeyi, böylece müşterilerine en kaliteli malzemelerle ve güvenilir metotlarla üretilmiş ürünler sunmayı hedeflediklerini, müşteri memnuniyetini daima arttıracak politikalarla çalışmalarına yön verdiklerini anlatıyor.

Sem Transformatör, 10 kVA’dan 16000 kVA’ya kadar değişik güç, gerilim ve soğutma şekillerinde dağıtım ve güç transformatörleri üretiyor. Küçükerdem, standart ürünlerinin dışında müşteri ihtiyaçlarına göre uluslararası standartlara uygun olarak özel transformatörler de projelendirip ürettiklerinden sözediyor. Dağıtım ve güç trafoları bakımı hizmeti de sunan firma, elektrik dağıtım şirketlerinin transformatörlerine arıza durumuna göre yerinde veya fabrikada bakım onarım hizmeti veriyor. Firmanın bakım onarım hizmetleri şöyle: “Güç trafosu yerinde bakımı ve saha testleri. Güç trafosu onarımı ve fabrika testleri. Dağıtım trafosu yerinde bakımı ve saha testleri. Dağıtım trafosu onarımı ve fabrika testleri. Transformatör imalatı ve bakımıyla ilgili eğitici seminerler verilmesi. Transformatör arızaları ve onarımıyla ilgili eğitici seminerler verilmesi.”



Işık Mühendislik, kapasitesini yüzde 50 arttırmayı hedefliyor

Emniyetli, güvenilir ve yüksek kaliteli ürünler sunan Işık Mühendislik, FEM, CMAA, AISE ve DIN standartlarının gerektirdiğinden daha uzun ömürlü vinçler, hidroelektrik santraller için hidromekanik ekipmanlar ve komponentler üretiyor. Mühendislik, üretim, danışmanlık, montaj, otomasyon, devreye alma hizmetlerinin tamamını üstlenebilen ve anahtar teslimi çözümler üretebilen Işık Mühendislik, güçlü ve deneyimli mühendislik kadrosuyla esnek çözümler sunuyor.

Işık Mühendislik Genel Müdürü Gürel Gencer, bu yıl cirolarının yüzde 40’ını ihracatın oluşturacağını belirtiyor. Ürün ihracatını, kapalı alan yatırımlarını genişleterek kapasitelerini arttıracaklarını aktaran Gencer, “Bu yıl ek bina yatırımımızı tamamlayacağız, inşaat çalışmalarına başladık, 5 bin metrekare kapalı alanımızı 7 bin 500 metrekareye çıkartacağız, makine parkurumuzu genişleteceğiz ve böylece kapasitemizi yüzde 50 arttıracağız” diyor.

Geçen yıl yüzde yüz büyüdüklerini bu yıl da aynı rakama ulaşmayı hedeflediklerini ifade eden Gencer, “Biz mühendislik yönü kuvvetli bir firmayız, müşterilerimizin sorunlarını çözmek için çalışıyoruz. Özellikle karmaşık, herkesin yapmak istemediği, zor işlerle ilgilenip yapabildiğimiz için, mühendislik, otomasyon, elektrik, mekanik, hidrolik, yazılım hizmetlerini birarada verebildiğimiz için daha köklü ve uygun çözümler üretebiliyoruz. Bu nedenle müşterilerimiz bizi tercih ediyor” diye konuşuyor.

Başkent OSB’nin düzenli, altyapı problemi olmayan bir bölge olduğunu vurgulayan Gencer, toplu ulaşım ve yol probleminin bir an önce çözülmesi gerektiğine değiniyor.



NURİŞ PREFABRİK SEKTÖRÜNDE LİDERLİĞE YÜRÜYOR

Nuriş Prefabrik Yapı İnşaat Sanayi Ticaret Ltd.Şti.,  1968 yılında Osman Turan tarafından Çankırı’nın Orta ilçesinde kuruldu.  1995 yılına kadar Ziraat Makinaları sektöründe hizmet veren firma, 1995’ten bu yana prefabrik yapılar yapıyor. Nuriş Prefabrik’in faaliyet alanları şöyle: “Prefabrik şantiye kampları. Konteyner yapılar. Çelik atölyeler, hangarlar. Okullar, sosyal tesisler. Konutlar.”

Nuriş Prefabrik Satış Pazarlama Direktörü Oğuzhan Turan, yurtiçi ve yurtdışında birçok projede yer alan Nuriş Prefabrik’in yurtiçinde baraj şantiyeleri, Hes şantiyeleri, yol, köprü vs. olmak üzere yüzlerce projeye imza attığını anlatıyor. 1999 Marmara depreminde 456 adet konut,  Van’da 1500 adet konteyner, Nizip’te Suriyeliler için yapılan konteyner kent projeleri de bunlardan bazıları. Oğuzhan Turan, Irak, Libya, Lübnan, Mozambik, Rusya, Belarus, Pakistan, Azerbaycan, Türkmenistan ve Romanya’ya ihracat yaptıklarını belirtiyor.

Nuriş Prefabrik, Başkent OSB’de 13 bin metrekaresi kapalı toplam 20 bin metrakere alan üzerine kurulu fabrikasında hizmet veriyor. Oğuzhan Turan, “Fabrikamızda yıllık; 15 bin adet konteyner, 250 bin metrekare prefabrik çelik bina imalatı yapmaktayız. Teknolojik yatırımlar yaparak süreçlerimizi iyileştirerek, çalışanlarımızı eğitip öğrenen bir ekip olmak, müşterilerimizden gelen geri dönüşlerle, kusursuz, güvenilir dayanıklı ve çevreye uygun yapılar yaparak sektörde lider olmak en büyük hayalimiz” diyor. Turan, Başkent OSB’nin kurulduğu günden bugüne hızla geliştiğini ve ‘Geleceğin sanayi bölgesi olma’ sloganıyla mevcut organizeler içinde farkını ortaya koyduğunu dile getiriyor: “Umarım sanayideki yapılaşma biraz daha hızlanıp bizlerin 5 yıl sonra hedeflediğimiz OSB bir an önce yapılanmasını tamamlayabilir.”



DCT Danışmanlık ile rekabet gücünü arttırmak

Türkiye genelindeki özel sektör, sivil toplum kuruluşu ve kamu kurumlarının ihtiyaçlarına yönelik olarak proje döngüsü yönetimi ve girişimcilik alanlarında eğitim ve danışmanlık hizmetleri sağlayan DCT Danışmanlık, çalışmalarında kaliteyi sürekli iyileştirmeyi ve başarılarını sürekli kılmayı hedefliyor, kurumsal yapısı içinde ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Sistemi’ni uyguluyor.

Tellioğlu Group Yönetim Kurulu Üyesi ve DCT Danışmanlık Şirket Müdürü Azat Tellioğlu, kuruluşundan bu yana başarıyla sunduğu ve geliştirdiği hizmetleriyle yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde önemli başarılara adını yazdıran DCT Danışmanlık’ın başarısının ve gelişiminin arkasında nitelikli insan kaynakları, bilgi birikimleri ve güvene dayalı iş ilişkilerinin yer aldığını söylüyor. Tellioğlu, “İşbirliği içerisinde olduğumuz tüm kurum ve kuruluşlarla tesis ettiğimiz karşılıklı güven, çalışma anlayışımızın en önemli değerini oluşturmaktadır. Güvene dayalı güçlü ilişkilerimizin bundan sonraki süreçte de tüm paydaşlarımız ile sürdürülmesi en önemli gayretimiz olacaktır” diyor.

Türkiye’nin dörtbir yanından gelen talepleri değerlendiren DCT Danışmanlık pazarlama ve satış temsilcileri, planlanan yatırım için proje başvurusu yapılabilmesi durumunda ilgili işletmeyi/kuruluşu yerinde ziyaret ederek analiz çalışması gerçekleştiriyor.

Azat Tellioğlu, bir işletmenin DCT Danışmanlık’a başvurabileceği durumları şöyle özetliyor:

“Yapmak istediği yatırım için fon arayışı içerisindeyse: Firmanın faaliyet gösterdiği sektör, ikamet ettiği şehir, yatırımın yapılmak istendiği şehir ve planlanan yatırımın kapsamı (makine-ekipman alımı, inşaat, tanıtım çalışmaları, yönetim sistemleri danışmanlığı v.b.) birlikte değerlendirilerek, firmanın hibe desteği için başvurabileceği, yatırımına uygun bir programın olup olmadığı araştırılır. Uygun açık program olması durumunda, firma yerinde ziyaret edilerek proje faaliyetleri netleştirilir. DCT Danışmanlık Uzman Proje Geliştirme kadrosu projeyi hazırlar, projenin ilgili hibe kuruluşuna teslimi sürecinde de firmaya destek verilir.

Yapmak istediği yatırım için KDV muafiyetinden yararlanmak istiyorsa: Devlet teşviklerinden yararlanmak isteyen işletmelerin, Hazine Müsteşarlığı’ndan KDV muafiyeti için teşvik belgesi almaları gerekmektedir. DCT Danışmanlık teşvik belgesi almak isteyen tüm işletmelere hizmet veriyor.

Yönetim sistemleri danışmanlığı almak istiyorsa: İşletmeler ISO 9001, OHSAS 18001, ISO 14001, ISO 22000 vb. tüm yönetim sistemleri ihtiyaçları için DCT Danışmanlık’a başvurabilir. Kar amacı gütmeyen kuruluşlar, dernekler, vakıflar, yerel yönetimler, kamu kurum ve kuruluşlarına ağırlıklı olarak Avrupa Birliği ve Kalkınma Ajansı hibe desteklerinden yararlanmaları için proje hazırlama hizmeti veriyoruz.”

Tellioğlu, DCT Danışmanlık’ın son yıllarda büyük gelişim gösteren danışmanlık sektöründe Türkiye genelinde özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve kamu kurum ve kuruluşları arasındaki işbirliğini geliştirmek ve bu işbirliği temelinde ekonomik ve sosyal değer üretmek, toplumsal kalkınmaya somut hedefler ölçeğinde katkı sağlamak ve müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmak misyonuyla hareket ettiklerini kaydediyor. Tellioğlu, hizmet verdikleri kurum ve kuruluşların yaptıkları yatırımlarla rekabet güçlerinin artmasını sağlamak ve sektörde öncü olmalarına katkıda bulunmak vizyonuyla faaliyetlerini sürdürdüklerini sözlerine ekliyor.



Çelmeksan: Ar-Ge’siyle öne çıkacak

Çelmaksan A.Ş. 1990’da Ankara’da çelik-konstrüksiyon imalatına, 1995’te çelik saclar için eğme, bükme ve kesme kalıpları imalatına başladı. Taşıma paleti, konteyner, kalıp, soyunma dolapları, dosya dolapları, ranza, baraka ve hastane karyolaları imalatı yapan firma, 5 bin metrekaresi kapalı, 3 bin metrekaresi açık alanda üretim yapıyor. Çelmeksan Yönetim Kurulu Başkanı Soner Hasçelik, Fransa, İspanya, İtalya, Romanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerine üretimlerinin yüzde 90’ını ihraç ettiklerini söylüyor. Hasçelik, ürün gamlarını geliştirerek cirolarını yükseltmeyi hedeflediklerini belirtiyor: “Yeni yatırımlar ve yeni makinalarla üretim metodlarımızı daha verimli bir hale getirip pazarda daha çok yer almak istiyoruz. Ar-Ge çalışmalarımızı başlattık. Üretim çeşitliliğini arttıracağız. 2014 yılında kapalı alanımızı 3 bin metrekare daha arttırarak fabrikamızı büyüteceğiz.”

Hasçelik, Çelmeksan’ın mağazacılık sektörüne de yöneleceğini anlatıyor: “Çelmeksan otomobil fabrikalarının yedek parça taşıma paletlerini üretiyor. Ürünlerimiz tedarikçiler tarafından, lojistik sektöründe de stoklamada ve taşımada kullanılıyor. Üretimin verimililiğini arttırmak, stoklamada alan kazandırmak açısından paletler oldukça önemli yatırımlar. Çelik paletler dahil 4-5 çeşit ürünümüzde çok iddialıyız. Yeterli kalite ve standartta rekabetçi fiyatlarla Avrupa pazarına bu ürünlerimizle hakimiz. Ürün çeşidimizi 8-10’a çıkarmayı, 2013 ve 2014’te üretim kapasitemizi yüzde 70-80 arttırmayı hedefliyoruz. Pazar payımızı büyütmeye çalışıyoruz. Bu yıl yeni makina yatırımı yapacağız, tel işleme, transmisyon ve hasır işleme makinaları alacağız. Pazar geliştirme çalışmalarımız doğrultusunda yeni bir pazara adım attık, mağazacılara raf malzemeleri üretiyoruz.”



Hidroen’den ilk yerli türbin

Hidroen Elektromekanik A.Ş. 2010 yılında kurulmuş. Hidroen Elektromekanik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Soner Hasçelik, Hidroen’in Türkiye’de kamunun dışında ilk yerli elektromekanik ekipman firması olduğunu dile getiriyor: “İlk defa yerli türbin yapan firmayız. Anahtar teslim işler yapıyoruz. Erzurum Dumlu’da Temsan’ın 4.2 megawatlık hidroelektrik santralinin HES türbinini yaptık, bu bizim ilk referansımız.” Türkiye’deki HES’lerin büyük çoğunluğunun ithal malzemeler kullandığına değinen Hasçelik üretimleriyle bunun önüne geçtiklerini ve cari açığın kapatılmasına katkı sağladıklarını ifade ediyor: “3-4 proje için sipariş aldık. 2014’te, yaklaşık 15-20 milyon dolarlık 8-10 proje gerçekleştirmek istiyoruz. Türbinlerimizi İspanyol bir firmanın lisansıyla üretiyoruz, tasarım projelerini onlar hazırlıyor, biz üretimini yerli olarak yapıyoruz. Ar-Ge çalışmalarımızla yaklaşık 2-3 yıl içinde tüm projesini kendimizin hazırladığı yüzde 100 yerli türbinler üretmek istiyoruz. Üretim alanımızı genişleteceğiz, Başkent OSB II. Etap’ta 10 bin metrekarelik yeni yerimizde 3 bin 500 metrekare ek kapalı alan inşaatı planlıyoruz.

Türbinin dışında cebri boru, ızgara, baraj kapakları da ürettiklerini belirten Hasçelik, iç pazarın ardından Irak, İran, Suriye, Gürcistan ve Türk Cumhuriyetleri’ne ihracatı hedeflediklerini açıklıyor. Başkent OSB’de bulunmanın sanayici için büyük avantaj olduğunu vurgulayan Hasçelik, “OSB yönetimindeki herkese ayrı ayrı teşekkür etmek lazım. Ankara sanayisinin önünü açtılar. Benim için çok büyük bir imkan oldu” diyor.



Enerjide İMKON kalitesi

Temelleri 1979’da OSTİM OSB’de atılan İMKON İmalat Montaj İnşaat Sanayi Ltd. Şti, 2009’dan bu yana Başkent OSB’de 3 bin 200 metrekaresi kapalı olmak üzere toplam 7200 metrekare alanda kurulu fabrikasında üretimini gerçekleştiriyor. İMKON Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Yavuz,  endüstriyel tesisler, çelik binalar, çelik konstrüksiyon, sulama tesisleri kapak ve pompaj yapıları, demiryolu elektrifikasyon çelik portal ve sps yapıları, GSM ekipmanları ve galvanizli çelik imalatı konularında faaliyet gösterdiklerini söylüyor.  Yekpare 25 tona kadar parçaların fabrika içinde imalatını yapabilecek şekilde donatılmış tesislerinde yüksek kalite ve miktarlarda ağır çelik ve makine imalatını yaptıklarını anlatan Yavuz, Özbekistan, Kazakistan, Azerbaycan, Arnavutluk, Moldovya gibi ülkelere ihracat yaptıklarını dile getiriyor: “Üretimimizin yaklaşık yüzde 10’unu ihraç ediyoruz. Ortadoğu ve Afrika pazarında özellikle GSM ekipmanlarına daha çok ihtiyaç bulunuyor. O nedenle bu gelişen ve büyüyen pazarlarda bizde büyümek istiyoruz.”

Abdullah Yavuz, bu yıl, yapımı devam eden Eskişehir-İstanbul hızlı tren hattındaki işlerini en hızlı şekilde bitirmeyi hedeflediklerini kaydediyor: “Bu projede yaklaşık 3 bin 500 ton civarında bir imalatımız var. Bu yıl elimizdeki diğer projelerden Keçiören metrosu işimizide en kısa zamanda tamamlamak istiyoruz. Vodafone, Avea ve Turkcell’in tedarikçisiyiz.” Yüksek kalite ve müşteri memnuniyetine verdikleri büyük önem, zamanında iş teslim kabiliyetleri nedeniyle tercih edildiklerini belirten Yavuz, enerjinin her alanında faal olan İMKON’un markalaşma yolunda belirli bir düzeyi yakaladığına dikkat çekiyor: “Daha kurumsal ve uluslararası bir şirket olma yolunda hızla ilerliyoruz. Altyapısı düzgün, enerji sıkıntısı bulunmayan Başkent OSB’de bulunmaktan memnunuz. Kalite sistemi ve rüzgar enerjisi sektörüne yönelik Ar-Ge çalışmalarına da başladık. Muğla’da kurulan bir güneş enerjisi tarlasının tüm çelik yapılarını İMKON üretti, bu yıl daha çok rüzgar enerjisi konusuna yoğunlaşacağız. HES üretimlerimiz ise devam ediyor.”



C&C MAKİNA, YENİ YATIRIMLARIYLA BÜYÜYECEK

Temelleri 1999 yılında atılan ve taahhüt sektöründe faaliyet gösteren C&C Makina Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti, çelik konstrüksiyon sektöründeki uzmanlığını iş süreçleri deneyimiyle birleştirerek, şirketlerin iş ihtiyaçlarına birebir cevap veren çözümler geliştiriyor. ISO 9001 Kalite Yönetimi Sistem belgesine sahip firma, çelik konstrüksiyon imalat ve montaj, çelik yapılar, elevatörler, separatörler, konveyor bantlar, elektro filtre ve torbalı filtreler, havalı bantlar, bunkerler, silolar, depolama tankları, kazanlar, borular, bantlı ve zincirli götürücüler, helezonlar, klepe ve kompansatör imalatları yapıyor, çatı ve cephe kaplamaları ve izolasyon hizmeti sunuyor, kırıcı ünitesi, farin değirmeni, ön ısıtıcı, döner fırın, klinker soğutucu, çimento değirmeni, kömür değirmenleri, elektro filtre ve torbalı filtre, transport sistemleri montajı yapıyor.

C&C Makina Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Zülfükar Leymun, ağırlıklı olarak çimento sanayisine yönelik hizmet verdiklerini, baraj kapakları, cebri boru ve termik santrallerin yerel imalatlarını ve montajını gerçekleştirdiklerini belirterek, aylık imalat kapasitelerinin 3 ton civarında olduğunu söylüyor. 4 bin 500 metrekaresi kapalı toplam 11 bin metrekare alanda faaliyet gösteren fabrika içinde 70 kişi, yurtiçinde ve Rusya’daki şantiyelerinde ise toplam 250 kişi istihdam ettiklerini anlatan Leymun, 2013 yılına ilişkin hedeflerini açıklıyor: “Bu yıl OSTİM’de yeni bir firma kurduk. ‘Deniz Araç Üstü Ekipmanları’, iş makinası, kamyon üstü vinçlerin üretimine Mart’ta başlayacağız. Yurtiçi ve yurtdışında 2 yeni projeyle ilgileniyoruz. 2 mobil vincimiz var, yeni şantiyelerle birlikte bu rakamı 3-4’e çıkarmayı planlıyoruz. Biz çimento ekipmanlarında uzmanlaştık. C&C Makina’yı uzun vadede anahtar teslim işlerde görmek istiyoruz. Özellikle yurtdışındaki projeleri ilk elden almayı hedefliyoruz.” Başkent OSB’de olmaktan memnun olan Leymun, tek sıkıntılarının işçilerini servislerle taşımak olduğuna değiniyor, çünkü yakın çevrede işçi bulunamıyor.