Yüzde 100 Türk sermayeli Türkiye’nin ilk medya ajanslarından biri AccessMedia, uzun vadede onları anlayabilecek global bir yatırım ortaklığına sıcak bakıyor. AccessMedia Ajans Başkanı İlknur Kaya Yüksel, perakende, bilişim, finans, kozmetik, gıda ve enerji sektörlerine yoğunlaşacaklarını söylüyor. AccessMedia Ajans Başkanı İlknur Kaya Yüksel, reklamverenin iş ve pazarlama hedeflerini; pazar dinamikleri ve tüketici profili açısından; pazar hacmi, dinamikleri, markanın pazardaki yeri, fiyatlandırma, dağıtım ve mevsimsellik değerlerini ele alan pazar analiziyle işe başladıklarını ve ikinci adımda planlamaya geçtiklerini anlatıyor: “İş ve pazarlama hedefleri doğrultusunda çözüm önerilerini içeren stratejiye uygun mecra karması hazırlıyoruz. İletişim yatırımının katmadeğerli geri dönüşünü hedefliyoruz. İçerik önerilerini reklamverenle paylaşıyoruz. Uygulama aşamasında geliştirdiğimiz etkin tekniklerle, efektif fiyatlarla medya satınalmaları yaparız. Mecraların periyodik performans değerlendirmelerini raporlarız. Anlık ve mevsimsel fırsatları takip eder hızla reklam verenimizle paylaşırız. Kampanya sonunda Planlama Post Analizi Raporu hazırlarız. Rakiplerin sektördeki konumunu inceleriz, düzenli, sürekli sektör ve rakip analizleri yaparız. Mecraların ayrıntılı (yıllık, haftalık, günlük) analizlerini yaparız.”
AccesMedia’nın bugüne kadar 60’ın üzerinde reklamverene hizmet verdiğini aktaran Yüksel, daha çok orta ölçekli reklamverenlerle çalıştıklarını ifade ediyor: “25’in üzerinde aktif müşterimiz var. Isıtma soğutma, inşaat, sağlık, eğitim, perakende, ofis mobilyaları, ulaşım, lojistik sektörlerine hizmet veriyoruz.” Yüksel, yüzde 100 Türk sermayeli Türkiye’nin ilk yerli medya ajanslarından biri olduklarını vurgulayarak, uzun vadeli hedeflerini ise şöyle özetliyor: “Bizim kurgumuzla bizi anlayabilecek bir global yatırım ortaklığı sözkonusu olabilir. Şu anda belli sayıda müşterisine hizmet veren ve bu çizgisini koruyan bir ajansız. Belli sayıda müşterimize hizmet anlayışımızı daha da yoğun yaşatarak markalarımızla büyümek istiyoruz.”
AccessMedia köprüsü
AccessMedia adı gibi reklam, halkla ilişkiler ajansları, reklamverenler ve mecralar arasında bir köprü konumunda. Çok uzun yıllar işin kreatif ve reklam tarafında olmalarına karşın işin bu tarafını seçtiklerini söyleyen Yüksel, bir anlamda orta konumda bulunmanın, dengeleri bulmaya çalışmanın çok keyifli olduğunu dile getiriyor: “Her şeyin merkezindesiniz. Reklamveren, mecralar, halkla ilişkiler ve reklamın ortasındasınız, hem yorucu hem de keyif veren bir iş. Rakamların, satınalmanın olduğu bir dünyada oldukça keyif alıyorsunuz. Sürekli çalıştığımız markalar adına en uygun satın alma hedeflerini, onların pazar paylarını bir öteye taşıyacak süreçleri koruyarak gerçekleştirmelisiniz. Bunun da en anlamlı yolu, uygun medya bütçeleri yaratmaktan geçiyor. Reklamverenlerin bütçelerini kendi bütçemiz gibi görüp; hassas, dikkatli, özenli ve markayı büyütmeye yönelik davranıyoruz, yaptığımız işten fayda görmeleri bizim en büyük amacımız. Hiçbir işe bir seferlik iş olarak bakmıyoruz, uzun vadeli çalışmaktan yanayız. Her işimizde önce müşterimizin fayda görmesi üzerine odaklanıyoruz. ”
İlknur Kaya Yüksel, sektördeki değişimden de sözediyor: “Günümüzde artık medya satınalma ve planlama ajanslarına kreatif ajanslar da müşteri getirebiliyor. Biz de medya planlama ve satınalma anlamında talip olduğumuz markaların işlerini birlikte çalıştığımız kreatif ajanslara götürebiliyoruz. İş ortağı olarak yaklaşık 7-8 kreatif ajansla çalışıyoruz.” Yüksel, en önemli artılarından birinin reklamverenlerin ajansa duydukları güven olduğunun altını çiziyor: “Zaman zaman başka ajanslarla çalışıyor olsa reklamverenimiz bizden onlara zarar gelmeyeceğini düşünüyor, bize fikir danışıyor. Güven telkin etmek, yıllardır bu algıyla yaşamak bizim için önemli bir artı, reklamveren güven duyarak bizimle masaya oturuyor, getirdiğimiz önerilere saygı duyarak, güvenerek yaklaşıyor. Böyle olduğu için de reklamveren, bütçesinin kendi faydası yönünde değerlendirileceğini, tam istediği gibi bir plan yakalayacağını biliyor.”
İlknur Kaya Yüksel’e göre yükselen mecra; outdoor: “Uygulama çeşitliliği, özellikle ifade sıkıntısı çekilen örneğin sağlık gibi bazı sektörlerde outdoor, iletişim çalışmasını anlamlı bir yere getirebiliyor. Outdoor gerçekten yükselen bir yıldız, farklı farklı uygulamalar ve kreatif çalışmalarla dikkat çeken ve bütçe sıkıntısı yaşamadan ilerleyebileceğimiz önemli bir mecra. Artık daha mobiliz, outdoor daha çok insana yaklaşan, insanın yanında bir mecra. İnternet, yaklaşık son 10 yıldır üzerine oynanan ancak hala gerçek değerini bulamamış bir mecra. Televizyon ise ölçümlemelerin yapılıyor olmasından sonra küçük ve orta ölçekli reklamverenlerin de artık kolayca yer alabileceği bir mecra haline geldi. Bu durum televizyondan global müşterileri biraz çekti. Bunu fırsata dönüştüren reklamverenler de uygun bütçeler ve satış politikaları sonucunda kolayca televizyonda yer alabiliyor. En ucuz ve hala en kolay ulaşılabilir mecra televizyon. Kan kaybeden mecralar ise gazete ve dergiler.”
Butik ajansların varolma sebebinin müşteriye her daim yakın olmalarından geçtiğini düşünen Yüksel şu değerlendirmeyi yapıyor: “Bu noktada özellikle global ajanslarla çalışmak istemiş ama orada mutlu olamamış reklamverenler bize geliyor. İşle ilgili konuştuğumuz ilk günden, medyaya çıktığımız güne kadar üst düzey yetkili olarak müşterimizin hep yanındayız. Herhangi bir sorun yaşadıklarında, fuarlarda yanındayız, gerektiğinde iletişim konusundaki diğer ajanslarla satınalma toplantılarına birlikte katılırız. En önemli misyonumuz; şeffaflık, her zaman hesapverebilir ve yaptığımız işin arkasında olmaya gayret ediyoruz.”
İlknur Kaya Yüksel reklamverenle aynı dili konuşabilmenin önemine de inanıyor: “Bütçesi, ölçeği ne olursa olsun her reklamverene aynı hassasiyeti gösterebilmek en temel politikamız. Onu biricik ve özel hissettiriyoruz. İlk önce onu, kazanma hedefleri doğrultusunda büyütmeye, beraber büyümeye inanıyoruz. Reklamverenleriyle birlikte büyümek orta ölçekli ajansların en önemle üzerinde durması gereken felsefe.”
İlknur Kaya Yüksel’in sektörün iş yapış biçimine de eleştirisi var: “Medya ayağının işin merkezinde olması, en başta kurgulanması gerekirken bazı ajansların bir takım paket yaklaşımlarından dolayı hızlı ve fast food ilerleyen bir iş haline geldi, gerçek anlamda pazarlama hedefi olan bu hedefini baştan kurgulayan reklamveren biliyor ki kreatif ve medya ayağı baştan planlanmalı. Birlikte yola çıkmamak, bazen kreatif işle işin satınalma tarafında ajansların ayrı tarafa gitmelerine neden olabiliyor. Aynı çerçeveden bakmak ve ortak bir hedefte ilerlemek önemli. Bu zincir bir iş, herkes aynı doğrultuda olduğunda başarı gelir. Bize göre başarı; reklamvereni doğru anlama, hesap verebilme ve sürekli üretmektir. Nerede olmanız gerektiğini doğru konumlarsanız başarılı olabiliyorsunuz. Doğru satınalma hedefe götürür. Doğru ve sürekli iletişim yatırımı yapan, yılboyu düzenli reklam iletişimi yapan her reklamverenin başarıya ulaşmaması imkansız, önemli olan doğru konumlamadır. Düzenli ve sürekli iletişim yatırımı yapmak çok önemlidir. Mecra çeşitliliği de çok önemlidir, her mecranın seslendiği farklı hedef kitleler var. Her müşterinin ihtiyacına özel çalışıyoruz, basmakalıp, baştan kurgulanmış işler yapmıyoruz. Müşteriyi anlıyor, yapmak istediğini kendi dinamiğinde görmeye çalışıyoruz.”