Zorlu bir hayat mücadelesi burada ve böylece başlar. Baba çok yaşlıdır, bir tuz üretim fabrikasında işe girer. Ancak ailenin geçimine yetmez. Vehbi Varlık 6 yaşında çırak olur; abisi ve ablası gibi, çalışmaya başlar. Mahallede meyve-sebze sandıkları yapan ustaların yanına çırak giren Varlık, yazları berber çıraklığı gibi farklı işler de yapar. Ama asıl işi bıçkı sandık imalathanelerindedir. Okuldan dönüşte öğleden sonraları ve her yaz çalışır. Bir süre sonra en çok sandık üreten kişi haline gelir, arkadaşlarını geçerek bu konuda ün bile kazanır. Bir süre sonra patronu onu bağımsızlaştırır, kendi işini yapar.
Sonrasında ama çok sonra değil, ortaokul ve lise yıllarına geldiğinde kendi hesabına çalışan insanların, patronlarının patronluğunu yapmaya başlar, özel işletmeci, bıçkıyı yöneten kişi olur.
Göçmenlik zordur, arayı çok çalışarak kapatırlar, tütün fabrikasında gece-gündüz çalışan anne de bir süre sonra mahalle kadınlarının gizli lideri olur, minyon yapılı Vehbi Varlık da mahallede arkadaşları arasında gizli liderdir, takımları o kurar, o yönetir. Kendi diliyle şöyledir: “Çekingenimdir, ancak arkadaşlarımı benimsedikten sonra muhakkak liderliği alırım.”
Tornacı olmak için sanat okulunu seçen Varlık’ın öğretmenleri onu teknik resim bölümünde okumaya yönlendirir. Okulun en başarılı 3 öğrencisinden biridir, okuldayken de çizdiği makina resimleriyle para kazanabilmektedir: “Çalışmayı severdim ama futbol da oynardım, mahallenin büyükleriyle futbol oynayan tek çocuğuydum. Okulumda Bursa’dan üniversiteyi kazanan tek öğrenci oldum. Davul zurnayla beni uğurladılar. Annem hep okumam için çabalardı. Ailemi rahat ettirme isteğiyle durmadan çalıştım, gizli liderlik rolü de üstüme kaldı. Kalabalık yaşamak, herkese iyilik yapmak, koşturmak, aileyi korumak, kollamak, zorluklar insanı liderliğe taşıyor. Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde gece okudum. Burs almak için başvurdum. Babamın patronunun çocuklarının kaldığı evin holündeki divanda 1 yıl kaldım. Sonra 4-5 arkadaşımla birlikte ev tuttuk. Gündüz makine ressamlığımı kullanacağım işletmelerde çalıştım, gece okudum. Aileme çalışıp para gönderiyordum. Öğrenciyken evlenmiştim.”
Bir gün bir kitap okudu...
Üniversite yıllarında Vehbi Koç’un hayatını okuyan ve özenen Varlık, ünlü insanların başarı hikayelerinden çok etkilenir. Çalıştığı işte kendisine verilen sorumluluklar ve güvenilmek Varlık’ı çok etkiler. İnter Gaz’da öğrenci bir teknik ressamken fabrika müdürlüğüne kadar yükselir. Patronu işletmeyi kendisine bırakmayı teklif eder ancak okulu bitirdiğinde Varlık’ın planı Bursa’ya geri dönmektir. Anlatıyor: “Beni bekliyorlardı, bu işi Anadolu’da ilk kez yapacak olmak da ayrı bir heyecan veriyordu. Tek kapılı bir Anadol’um vardı, ehliyetim yoktu, fabrika müdürüyken işçi arkadaşlarım ‘Abi araba al’ demişlerdi, haftasonları işçi arkadaşlarım gezdirirdi beni. Kendi işimi kurmak istiyordum, yakınlarım, akrabalarım, ‘Sen gel, istediğin sermaye senin’ dedikleri için döndüm, ancak öyle olmadı.
Tek kapılı arabamı sattım
“Arabamı sattım, 1980’de, bodrum katında oda büyüklüğünde küçük bir atölyede kardeşim, bir çırak ve ben, kuzine, fırın ve paslanmaz tezgah üretmeye başladık” diyen Varlık gelişmeyi özetliyor: “Şehir merkezinde cadde üstünde bir mağazamız oldu, Bursa’da şehir merkezinde Türkiye’nin ilk mutfak marketini oluşturdum. Bugün İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir, Samsun olmak üzere 6 bölge müdürlüğümüz ve 40 bayimiz var. İnoksan’da kadro kurarken çok seçici davrandık, yenilikçiliğe, kaliteye önem verdik. Türkiye’de endüstriyel mutfak üreten yokken bu alanda yurtdışına ilk açılan firma olduk. TSE, CE, ISO gibi tüm kalite belgelerine sahibiz.”
İnoksan; endüstriyel mutfakta olması gereken ve ihtiyaç duyulan her türlü ekipman ve yardımcı malzemeyi tüketicilerinin hizmetine sunabilecek genişlikte ürün yelpazesine sahip. Bu yelpaze; pişiricilerden, fast-food, restoran ve bar ekipmanlarına; servis ekipmanlarından, hazırlık ekipmanlarına; konveksiyonlu fırınlar, bulaşık ve bardak yıkama makinelerinden, sebze yıkama makinelerine kadar 3 bine yakın çeşitlilikte birçok cihazın üretimini kapsıyor. İnoksdesign markası ile açık büfe üretimi, endüstriyel çamaşırhane ürünleri de İnoksan alanında. Ürünleri 5 kıtaya yayılan İnoksan; dünya pazarlarında ağırlıklı bir yere sahip.
Sürdürülebilir gelişim kaynağı: Ar-Ge
Kurumsal dinamiğin nereden geldiğini Varlık’ın anlatımından çıkarıyoruz: “66 ülkeye üretimimizin yüzde 35’ini ihraç ediyoruz, 350 çalışanımız var. Müşteri memnuniyetini esas hedef olarak alıyoruz ve üretimlerimizi bu yönde sürdürüyoruz. İnoksan’da hedefimiz 2023. Markalaşma konusunda Turquality desteği aldık. 2017’de üretimimizin yüzde 50’sini ihraç etmeyi hedefliyoruz. Bu yıl ilk 3 ayımız çok başarılı geçti, hedeflerimizi aştık. Bu yıl Ar-Ge ürünlerimizden 500 tabak/saat kapasiteli bulaşık makinesini piyasaya sürdük, yeni bardak yıkama makinesini de piyasaya süreceğiz, çalışmalarını bitiriyoruz. Gazlı kombi fırınların modellerini yenileyeceğiz. Piliç kızartma makinasında yepyeni bir model hazırlıyoruz. Mevcut ürünlerimizi iyileştiriyoruz.”
İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık; şirket içinde gruplarla futbol oynamaya devam ediyor, kayak yapıyor, yüzüyor. Ayrıca hergün sabah işadamlarından oluşan arkadaş grubuyla açıkhava yürüyüşü ve aletle jimnastik yapıyor. Bir yere ikinci kez gitmeyi sevmeyen Varlık, “Sürekli yeni yerler görmeliyim” diyor. 40’ın üzerinde sivil toplum kuruluşuna üyeliği bulunan Varlık, TÜSİD’in (Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği) kurucuları arasında yer alıyor ve RUMELİSİAD (Rumelili Yöneticiler İş Adamı ve Sanayiciler Derneği) Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütüyor.
Aile şirketinden önce “şirketin ailesi”
Aynı zamanda 10 şirketten oluşan grubun başkanlığını yürüten Varlık, işçilikten geldiği için çalışanlarının beklentilerine yanıt verebildiğini düşünüyor: “Bana ‘Baba’ diye hitap ederler, biz bir aileyiz. İşçiye değer veren bir yöneticiyim, zaman zaman fazla hoşgörülü olmanın bedelini ödüyorum. Ekip kuran, ekibini motive eden, insan ilişkileri çok güçlü bir liderim. Farklı olma arayışım hep sürer, ürettiğimiz hep farklı ve yeni olmalı. İnovasyonun peşindeyim. Türkiye’de ne yoksa onu biz yapmalıyız. Ortaklık evlilik gibidir, 33 yıldır ortağımızla işlerimizi yürütüyoruz. Kendim değil, çevremle birlikte hareket ederim, ‘ben’ duygusundan ziyade ‘ekip olma’ duygusu hakimdir. Orkestra kurmayı severim. Çalışkan ve hayat doluyum. Finans ilgim biraz zayıftır, para kazanma duygusunu ihmal ediyorum.”
Daha keyifli daha özgür çalışmak isteyen Varlık, “Cefa çekmeden sefa sürülmez, çekmeyen de kıymet bilemez” diyor, iş seyahatlerini seviyor, her gittiği yerden keyif almayı biliyor, kendi deyimiyle dikenine değil, gülüne bakıyor. Kosova’ya ise ilk kez 1980 yılında annesini götürmek için gitmiş. RUMELİSİAD üyeleriyle birlikte bölgeye küçük çaplı bir yatırım da başlatmışlar. Hürriyet, Bursa, Olay ve Dünya gazetelerini, KobiEfor ve Gastronomi dergilerini, televizyonda ise NTV, Kanal D haberlerini düzenli takip eden Varlık, şirkete 93 yayın girdiğini anlatıyor. 2 yıldır da haberleri cep telefonuyla internetten takip ediyor. Beymen, Vakko, Kiğılı, Damat’tan alışverişi tercih eden Varlık aynı zamanda kumaş alıp kendisine uygun klasik takımlar diktirip giyinmeyi seviyor. Farklılığı her daim seviyor: “Öğrenciyken bana ‘artist’ derlerdi. Kimsede olmayan ceketler giyerdim, Tarlabaşı’nda otururdum, saçlarım uzundu. Öğrenci odamı bile farklı düzenlerdim, elime bir boya alıp duvara savururdum, renk renk olurdu. Kendi odamı çok özel hale getirirdim, evimiz de farklıdır, detaylarını tamamlamak 3 yıl sürdü.”
“İnsansız boğulurum” diyen Varlık, her yıl işçileriyle 1 Mayıs’ı kutladıklarını dile getiriyor. Açıksözlü; “Ekonomi yoksa gerisi hikaye. İş ve aile dengesini kuracaksınız. İşiniz iyiyken bütün dertleri çözersiniz. 1 kızım, 1 oğlum, 1 torunum var.” Avcılarla ava gitmeyi seven ancak hayvan vurmayan Varlık, “Bursa’da, dağlarda gezmeyi seviyorum. Ben hayvan öldürmem, doğayı seyretmeyi seviyorum. Sinemaya, tiyatroya sık giderim. Her tür müziği severim ancak klasik müzik beni ayrı etkiliyor, müziği dinlerken orkestrayı ben yönetiyormuşum gibi dinlerim. İşyerine kapıdan girdiğimde tüm dünyayı unuturum, gece en az 2’de yatarım, sabah da 6-7’de kalkarım. Yaşanmış başarı öyküleri, insan geliştirme kitapları okuyorum” diye konuşuyor.
İnoksan orkestrasının şefi; Rumelili Vehbi Varlık
Bunlar da ilginizi çekebilir