banner565

banner472

banner458

banner457

30.06.2023, 23:59 15964

İşgücü Piyasamızdaki Türbülans

Ekonomimizde olumlu iş ortamının ortaya çıkması için ilk şart; işveren ve çalışanlar arasındaki karşılıklı güvendir. Tarafların birbirlerine güvenmemesi halinde beraberce kaybederiz. Diğer taraftan birbirine güvenmeyen bir toplum olduğumuz dikkate alınırsa günümüz ekonomik şartlarında işverenler ve çalışanlar olarak beraberce kaybediyor olmamız ne yazık ki açık bir gerçektir.
Şirketlerde mavi veya beyaz yakalı her çalışanın kendi ekonomik durumunu iyileştirmeye ve bu maksatla fırsat bulduğunda işini değiştirmeye şüphesiz hakkı vardır ancak bir ekonomide bu iş değiştirmelerin sayısı çok arttığında kurumsal hafıza kayıpları nedeni ile bütün şirketlerin verimliliği ve karlılığı da düşeceğinden bu iş değiştirmelerinin kimseye bir faydası olmaz ve toplum olarak beraberce kaybederiz.
Hepimiz ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik zorlukların farkındayız. Yüksek cari açık, yüksek enflasyon, yüksek işsizlik oranları, sabit gelirlilerin düşen yaşam standartları hepimizi olduğu gibi iş dünyamızı ve işgücü piyasasını da olumsuz şekilde etkilemektedir. Bu durumun doğal bir sonucu olarak dengesizce dalgalanan ücretler ve bu ortamın cazibesinden faydalanmak isteyen bazı patronların da ‘ilginç’ teklifleri nedeni ile çalışanlarımızın yüksek bir oranının hızlı bir iş değiştirme gayreti içinde olduğunu gözlemliyoruz.
Ülke olarak ekonomik yapımızda bir çeşit türbülans yaşadığımızı kabul edersek, bunun bir alt seti olan işgücü piyasamızda da bir kaos yaşandığını kabul etmemiz ve kaos teorisini bu ortama uygulamamız mümkündür.
Her bir çalışan ‘benim iş değiştirmem bütün sisteme etki etmez’ düşüncesinde olsa da kaos teorisine göre başlangıç koşullarındaki her birimizin yaratacağı küçük bir değişiklik nihai olguda büyük bir farklılığa neden olacaktır ve bu durumda büyük resimde neler değişeceğini öngörmek mümkün değildir.
İşgücü piyasası karmaşık bir sistemdir ve kaos teorisinin öngörülmezlik ilkesi nedeni ile her birimizin sisteme küçük bir dokunuşumuz, diğer bir ifade ile iş değiştirme gayretimiz ile oluşan kaotik ortamın nasıl olumsuz sonuçlar doğuracağını hiçbirimiz, dolayısı ile kamu ve özel sektördeki karar vericiler de öngöremez. Bunun doğal bir sonucu ise etkili makro kararların alınamaması ve kaosun daha da derinleşmesi olur.
Kaos teorisinin türbülans ilkesine göre, karmaşık bir sistemdeki iki bitişik nokta, bir süre sonra çok farklı konumlara gelebilir. Bu durumda içinde bulunduğumuz kaos ortamında iş değiştirme çabası içinde olan çalışanların bir kısmı kendi hayat şartlarında kısmi bir iyileşme sağlarken, bir kısmının da olumsuz sonuçlarla yüzleşmesi kaçınılmazdır. Diğer taraftan yetkin bir personelin aşırı yüksek bir ücretle transferi ilk bakışta cazip gibi görünse de bu davranış şirket içi dengeleri ve çalışma barışını altüst eder.
Çözüm olarak, şirket patronlarının şirketlerinin sürdürülebilirliğini tehlikeye atmadan yüksek ve adil bir ücret politikası uygulamaları, personel ücretlerini bir harcama kalemi değil, şirketi için bir yatırım kalemi olarak görmeleri, çalışanların ise şirketlerine olan sadakat seviyelerini özellikle kriz dönemlerinde biraz daha yüksek tutmaları önerilebilir.
Ekonomimizde olumlu iş ortamının ortaya çıkması için ilk şart; işveren ve çalışanlar arasındaki karşılıklı güvendir. Tarafların birbirlerine güvenmemesi halinde beraberce kaybederiz. Diğer taraftan birbirine güvenmeyen bir toplum olduğumuz dikkate alınırsa günümüz ekonomik şartlarında işverenler ve çalışanlar olarak beraberce kaybediyor olmamız ne yazık ki açık bir gerçektir.

Yorumlar (0)
banner557