REEL EKONOMİ/OSB TANITIM

OSTİM Organize Sanayi Bölgesi

OSTİM Organize Sanayi Bölgesi (OSTİM OSB), Başkent Ankara’da, 5 milyon metrekarede, 17 ana sektörde, 139 iş kolunda onbinlerce farklı ürün, 5 bin işletme, 50 bin çalışanıyla bir sanayi kenti. 17 üniversite, 6 teknopark, 5 sanayi bölgesi, onbinlerce işletme ve yüzbinden fazla profesyonelle yeni bir kalkınma ekosistemi olan OSTİM OSB, çağın gereklerine uygun altyapı, işbirliği ve dış tedariğe elverişli üstyapı unsurlarıyla rekabetçi ve yenilikçi projelerin bir parçası olmak isteyen yatırımcılara fırsatlar sunan bir cazibe merkezi.
OSTİM OSB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, farklı sektörlerde yedek parça ve yan sanayi imalatından komple endüstriyel tesis kurulumuna kadar çok geniş yelpazede faaliyet gösteren esnek imalat yeteneğine sahip işletmeleriyle Türkiye’nin en büyük tedarik merkezi olan OSTİM’in işbirliği, güçbirliği, ortaklaşa rekabet ve yenilikçilik ortamını geliştiren projeler, uzmanlaşmış çözüm ortakları ve müzakereci katılıma açık yönetişim anlayışıyla bölgesel bir kalkınma modeli olarak öne çıktığını söylüyor. Makine imalat, metal işleme, elektrik-elektronik, iş makineleri, imalat ekipmanları, otomotiv, plastik-kauçuk, tıbbi araç gereçler ana başlıklarında üretimin gerçekleştiği OSTİM, kümelenme çalışmaları başta olmak üzere Türkiye’de ve dünyada örnek model oluşturuyor. OSTİM’in Türkiye’de başarısını kanıtlayan ve uluslararası alanda örnek gösterilen bilgi ve tecrübelerini Ortadoğu, Afrika, Orta Asya ve Balkanlar başta olmak üzere tüm dünyada paylaştığını aktaran Aydın, son olarak Tunus ve Kenya’dan bu konuda talep geldiğini, Mayıs ayında da Balkanlar’a çıkartma yapacaklarını bildiriyor: “OSTİM’li işadamları heyetimizle bir konferansa katılacağız, ardından görüşmeler yapılacak. Bosna-Hersek, Makedonya, Arnavutluk ve Karadağ’ı ziyaret edeceğiz.”
Kümelenme çalışmaları: OSTİM, 6 ayrı sektörde kümelenme modelinin en başarılı örneklerini sergileyerek, yüksek nitelikli KOBİ’leri, üniversiteler, kamu ve sivil toplum kuruluşları gibi değer zinciri oluşturan paydaşlarla ortak vizyonda buluşuyor. Aydın, OSTİM OSB’yi daha rekabetçi hale getirmek amaçlı kümelenme çalışmalarından sözediyor: “Üniversitelerin OSTİM’le olan irtibatlarını geliştirmeye çalışıyoruz, buradaki ürünlerin satışı, pazarlaması ve ihracatı için Ekonomi Bakanlığımız ile UR-GE projelerini yoğun şekilde takip ediyoruz. Ankara Sanayi Odası ile birlikte Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın kümelenme konusundaki yeni desteklerine müracaat ettik. Firmalarımız bireysel rekabetini yaparken biz de kümelerle ve OSTİM Teknoloji A.Ş.’nin yürüttüğü ulusal projelerle onlara yeni potansiyel oluşturmaya çalışıyoruz.”
Sanal fabrika projesi hayata geçiyor: Orhan Aydın, OSTİM’in geçmiş deneyimleri, üretim gücü, çözüm ortakları ve paydaşlarıyla kritik sektörlerde tasarım, Ar-Ge, mühendislik, inovasyon ve hareketlilik merkezi olma yolunda ilerlediğini aktarıyor: “İşletmelerin çekirdek yeteneklerini, makine parkını, nitelikli işgücünü, bilgi ve yazılım sisteminde birleştiren OSTİM, ‘Sanal Fabrika’ Projesi ile ana sanayi kuruluşları için esnek tedarik zinciri, şemsiye işletmeler için entegre üretim merkezi, son kullanıcılar içinse hızlı, ekonomik ve kaliteli üretim yapan dev bir fabrikaya dönüşüyor. Proje, bu yılın sonu itibarıyla hayata geçecek. İlk uygulama birkaç atölyeyle başlayacak, çalışmayı kümelere uyarlayacağız, son aşamada ise tüm OSTİM’e yayılacak. OSTİM’deki bütün atölyelerin uzaktan müşterilerle çok hızlı bir şekilde iletişim kurabileceği bir çalışmanın donanım ve yazılım kısmını satın aldık ve yeni 5 kişilik bir ekip kurduk ve çalışmaya başladık.”
OSTİM’de sanayi-üniversite işbirliği: OSTİM ana sanayi, tedarikçi ve yan sanayicilerin buluşma noktası. Bu firmaların eğitim ihtiyacını OSTİM çözüyor. İlkokuldan çıraklık eğitim merkezine, endüstri meslek lisesinden yüksekokula kadar OSTİM’de insan kaynaklarını yetiştirecek eğitim kurumları mevcut. Aydın, Ankara’daki 20 üniversitenin kapısını çalarak OSTİM’le ilişkilendirdiklerini anlatıyor: “OSTİM’de Gazi Üniversitesi Meslek Yüksekokulu, Turgut Özal Üniversitesi Meslek Yüksekokulu, ODTÜ OSTİM Teknopark’ın yanı sıra Hacettepe, Atılım, Başkent, Çankaya Üniversitesi gibi Ankara’daki diğer üniversitelerin her biriyle etkileşim halindeyiz, onların da ilgisini ve bilgisini buraya taşımaya çalışıyoruz.”

OSTİM Ekopark kuruluyor
OSTİM’in 2014 yılında en önemli projelerinden biri OSTİM Ekopark. 4 Nisan 2014’te Bakanlar Kurulu Kararı’yla Teknoloji Geliştirme Bölgesi olarak ilan edilen OSTİM Ekopark, OSTİM OSB Bölge Müdürlüğü tarafından tahsis edilen 87 dönümlük alana kurulacak ve çevre teknolojileri ve enerji alanında Ar-Ge faaliyeti yürüten firmalara evsahipliği yapacak. Aydın, Türkiye’nin enerji konusunda yaşadığı sorunlara çözüm üreten kurum ve kuruluşların ortak noktası olacak OSTİM Ekopark’ın Teknoloji Geliştirme Bölgesi (teknokent) statüsünde faaliyet göstereceğini ve bünyesindeki firmalara çeşitli devlet desteklerinden yararlanma olanağı sunacağını açıklıyor: “OSTİM Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri Kümelenmesi’yle elde edilen bilgi birikimi ve işbirliği tecrübesi odağında gelişen merkez, enerji sorunlarının çözümüne yönelik çalışmalar için ülke çapında tüm paydaşların katkılarıyla ulusal bir referans ve hareketlilik merkezi olmayı hedefliyor.”
Teknokent’in işletme şirketinin kuruluşunun en yakın zamanda gerçekleştirileceğini aktaran Aydın, enerji teknolojilerinin yerlileştirilmesine yönelik çalışmaların da yapılacağı merkezde; Ankara’daki 8 üniversiteyle enerji teknolojileri alanında faaliyet yürüten bölgedeki kamu sanayi kuruluşu TEMSAN’ın da aynı çatı altında buluşacağını belirtiyor: “Enerji alanında Ar-Ge ve Ür-Ge yapan firmaların buluşma noktası olacak OSTİM Ekopark, Ankara ve yurt genelindeki tüm üniversitelere ve enerji sektöründeki firmalara enerji teknolojileri konusunda temel araştırmadan ticarileştirmeye varan süreçte Ar-Ge ve inovasyon olanakları sunacak. OSTİM OSB içinde yeralan bir teknokent olarak araştırmacıların bölgedeki üretim kabiliyetlerinden de kolaylıkla yararlanması hedefler arasında. Bir cazibe merkezi haline gelecek OSTİM Ekopark, enerji sorunlarının çözümü ve üretimi için ‘tek durak ofis’ olacak.”
Bir üniversite yerine birçok üniversiteyi buluşturan ve bu sinerjiyi tek bir sektörde; enerji alanında buluşturmasıyla farklılık yaratacak OSTİM Ekopark’ın Türkiye’de ilk ve tek olacağını vurgulayan Aydın, projenin bir başka farklılığına değiniyor: “Diğer üniversitelerdeki teknoparklar üniversite ağırlıklı oluşuyor. OSTİM Ekopark’ta ise tamamen OSTİM ağırlıklı, özel sektör dinamizmiyle işleyen bir yapı oluşturmak istiyoruz. Temiz enerjinin üretiminden tüketimine, enerji verimliliğine kadar uygulamaların olduğu, halkın, sanayicinin öğrencilerin görebileceği sergi alanları olacak. Su, rüzgar, güneş, termal, atık gibi temiz enerjinin her alanında enerji üretiminin nasıl olacağı görülebilecek.”
Etaplar halinde 5 yılda tamamlanacak olan OSTİM Ekopark Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin ilk aşaması olan 5 dönümlük alan üzerine inşa edilecek binanın iki yılda bitirilmesi öngörülüyor. Proje alanının tepesinde yeralan 2 bin metrekarelik bölüm üzerinde oluşturulacak kentsel güneş tarlasından elde edilen enerji, kampüsün ihtiyacını karşılamaya yönelik kullanılacak. Aydın, projenin ilk yıl 10 milyon TL, toplamda ise 80 milyon TL yatırım maliyeti olduğunu anlatıyor ve ilk etapta 10 bin metrekarelik kapalı alanda toplam 150 firma kurulabileceğinden sözediyor. Bölgede yeralacak çözüm ortaklarıyla ortaklaşa yürütülecek yapım aşaması tamamlandığında Ar-Ge birimlerine ek olarak; test ve analiz laboratuvarları, enerji alanında bilgi merkezleri, kütüphane, eşleştirme ve ticarileştirme merkezleri, müze, sergi ve konferans salonları hizmete girecek. Aydın, enerjiyle ilgili, bilgili, girişimci, yatırımcı, Ar-Ge ve Ür-Ge yapmak isteyenlerin buluştuğu bir sinerji merkezine dönüşecek OSTİM Ekopark’ta, temiz enerji üretimiyle ilgili Ar-Ge prototiplerinin üretimi ve küçük ölçekli üretimlerin yapılabileceği mekanların da bulunacağını ifade ediyor. Aydın, burada Ar-Ge’si yapılan ürünlerin OSTİM’li firmalar tarafından üretime dönüştürülmesinin hedeflendiğini kaydediyor: “Türkiye’nin en önemli açığı enerji harcamaları. OSTİM Ekopark’ta bunu azaltacak çözümler üretebileceğiz.” Bölgedeki ilk yapı; TSE Enerji Laboratuvarı ise faaliyete geçmiş durumda. OSTİM Ekopark’ta üretilen ürünlerin standartları bu laboratuvarda onaylanacak ve testleri yapılacak.

Yerli üretim, milli marka vizyonu
Yerli üretimin ve milli markalar oluşturmanın şart olduğunu vurgulayan Aydın, ülkelerin gelişmesi, kalkınması ve refahının artmasının teknolojik düzeyleri ve yaptıklarıyla çok alakalı olduğuna işaret ediyor: “Türkiye’nin kişibaşı milli geliri 10 bin dolar. Ucuz işgücü, yerel imkanlar, kaynaklar, birilerinin yapmadığı, terk ettiği işleri yaparak, montaj sanayisiyle bu düzeye gelinebiliyor. Bu düzeyden daha ileriye çıkmak bu paradigmayla olmuyor. Birilerinin ürettiği teknolojiyi alarak burayı aşamıyorsunuz. Montaj sanayisiyle başkalarının yaptığını kendinize transfer ederek gelebileceğiniz yer burası. Kasla ve alın teriyle olmuyor, sizin bundan sonra akıl teri dökmeniz gerekiyor, bunu topyekün ülke ve millet olarak bir Kızıl Elma tayin edip ‘Ben kendi ülkemin ihtiyaç duyduğu teknolojisi, katmadeğeri yüksek, benim ihtiyacım ve bölgedeki diğer ülkelerinde ihtiyacı olan otomobilimi, uçağımı, rüzgar türbinimi, hidrolik santralimi, termik santralimi, haberleşme ve uydu sistemlerimi kendim yapacağım’ demeniz gerekiyor. Yalnızca demek de yetmiyor, üniversitedekilerin çalışma saatlarinin ona göre uyarlanması gerekiyor, bunu diyen gece uyumamaya başlayacak, dünyanın her tarafından kim ne katabiliyorsa bu kişileri bulacak, getirecek, beynini terletecek, herkes 8 saat çalışıyorsa 18 saat çalışacak, bütün halkı bunun farkında olacak, kendi yaptıklarını önemseyecek ve onları kullanır halde olacak, ‘Milli olarak ben bunları yapmazsam olmaz’ı devlet politikası haline getirecek, sabredecek, sıkıntı çekecek, terleyecek, zor yerlerden geçecek, dayak yiyecek ve bu zorlukları engelleri aştıktan sonra hedefine ulaşmış olacak. Bu bir irade, seferberlik, sabır, emek, akıl teri, alın teri, fikir teri ve odaklanma istiyor. Sadece siyasetçinin odaklanması yetmiyor, araştırmacılar, geliştiriciler, eğiticiler, öğreticiler, üreticiler, patronlar, sermaye hep beraber buraya doğru bizim akmamız gerekiyor, topyekün bir halk hareketi olması gerekiyor. Biz hayal üretmiyoruz, dünyaya bakıyoruz.”
Orhan Aydın, yerli üretim, yerli sanayi, KOBİ, kümelenme denilince OSTİM’in akla geldiğine dikkat çekiyor. KOBİ’lere şunları öneriyor: “Bize göre bu geleneksel yapımızla mevcut halimizle gelecekte varolamıyoruz. Yönetim, üretim şeklimizi gözden geçirmemiz, işbirliği ve güçbirliği yaparak kendi rekabet gücümüzü artırmanın yolunu ve yöntemini bulmamız lazım. Bunun için de OSTİM’de yeterince altyapı var. Üniversitelerdeki bilgi ve teknolojiyi kullanarak yenilikçilik tarafımızı, insan kaynaklarını geliştirmemiz, sürekli çaba sarfetmemiz gerekiyor. Yerimizde durmak için dahi kulaç atmamız gerekiyor. Bizim bulduğumuz akıl; kümelenme. Markalaşma ve inovasyon hep kulaç atmanın yöntemleri. Ankara çok şanslı bir yer. Türkiye’nin entelektüel birikiminin en yüksek olduğu yer Ankara, 20 üniversite, 8 teknopark, bürokrasi burada. Kendi otomobilimizi, kendi uçağımızı üretmek için bizim çözümlerimiz var, bunun için bizim yanımıza ortak ülkeler bulmamız gerekiyor. KEİ,  D8 gibi yapılarla pazarı büyüterek ortak çözümler üretebiliriz. Hepimize kazandıran bir çözüm. Pazarımız da büyüdüğü için bu yapılabilir hale gelir, bu zor bir iş. O zor işi yapamazsanız çıta atlayamazsınız.”
OSTİM Yatırım A.Ş. artık borsada: OSTİM Endüstriyel Yatırımlar ve İşletme A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, “OSTİM Yatırım A.Ş.’nin borsaya girmesiyle Türkiye’deki profesyonel lige çıktık. Bize, kurumsal, yönetimsel ciddi katkısı oldu, o kategoride oyun kurabiliyoruz” diyor.

OSTİM Temiz Üretim Merkezi olacak
Orhan Aydın, OSTİM’i Temiz Üretim Merkezi yapma projesinde gelinen aşamayı özetliyor: “Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’mızdan plan değişikliğimiz geçti. OSTİM OSB’de yeni bir sayfa açacağız. Fiziki mekanlarımız deprem dayanımı ve statik gibi alanlarda teknik yeterliliği sağlamıyor. Yeni konseptte enerji verimliliği, temiz üretim ve kendi enerjisini üreten binalar olsun istiyoruz. Bunu da buradaki firmalara en az yük getirerek, bir takım teşviklerle, desteklerle yaptırmak için yol arıyoruz. Yeni yapılacak binalar ve eskilerin yenilenmesiyle ilgili ayrı çalışmalar yürütüyoruz. Eskilerin yenilenmesiyle ilgili Çankaya Üniversitesi ile bir çalışma yürütüyoruz. 5 yıllık bir dönüşüm planımız var. Farklı bir OSTİM görmenizi diliyoruz. Almanya’da GİZ diye bir organizasyonla proje yürütüyoruz, KOSGEB’in yürüttüğü Enerji Verimliliği projesinin ve bir AB projesinin tarafıyız. 584 yeni sıfır parselimizde yeni konseptte binalar yapılacak, ruhsatları ona göre verilecek. OSTİM’li tüm firmaların çatılarının güneş panelleriyle kaplanmasıyla OSTİM büyük bir güneş paneline dönüşecek.
OSTİM Yönetim Binası da kendi enerjisini üreten, bacasından sıfır karbondioksit çıkaran, temiz enerjili akıllı bina. Aydın, OSTİM’in Temiz Üretim Merkezi olmasıyla ilgili ilk deneme çalışmasını OSTİM’in otoparkında gerçekleştireceklerini, 350 metrekarelik 2 ayrı güneş panelini toplam 700 metrekare alanda hayata geçireceklerini anlatıyor. Bu noktada da tamamen yerli üretim tercih ediliyor, Kırıkkale’de yatırım yapan bir firmanın yerli üretime geçmesi bekleniyor.

OSTİM 2 kuruluyor
OSTİM OSB Bölge Müdürü Adem Arıcı, yeni bir vizyonla kurulacak OSTİM 2’yi anlatıyor: “Bölgedeki firmaların işletmelerini büyütme ihtiyaçlarına OSTİM 2 çözüm bulacak. Ankara’nın mevcut gelişme politikalarına, gelişme sürecine ve işgücüne katılımına büyük katkı sağlayacak bir OSB planlıyoruz. Yeni kurulacak OSB alanı; mevcut bölgemize yaklaşık 6 km uzaklıkta, 786 hektarlık bir bölgedir. Seçilen alanın Çevre yolu ile Ankara Esenboğa havaalanı bağlantısı bulunmaktadır. Alanın kuzeyinde, 2023 Ankara planında yeralan lojistik üssü bulunmaktadır. Hızlı tren projesi de seçilen alandan geçmekte ve lojistik üssüne bağlanmaktadır. Aynı zamanda İstanbul’a bağlanan otoyolun güzergahındadır. Ankara-Eskişehir yoluna bağlantısı çevre yolu aracılığıyla mümkündür. Alanda her ihtiyaca cevap verecek büyüklükte en küçüğü 5 bin metrekare olmak üzere yaklaşık 500 sanayi parseli, kümelerin idaresi ve yönetimi için idari birimler, meslek lisesi / meslek yüksekokulu, sosyal /ortak kullanım mekanları, kültür-kongre merkezi, uluslararası fuar alanı, teşhir alanları, otel, enformasyon ve hizmet merkezi, alışveriş merkezi, sanayi çarşısı, sağlık tesisi, finans merkezi, kreş, toplu yemek hizmeti, lokantalar, ibadet alanı, spor alanı/merkezi, enerji üssü, lojistik üssü yeralacak.”
Adem Arıcı, kurulacak yeni bölgede, mevcut kümelerde ve bunları destekleyen üniversiteler, kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleriyle entegre OSTİM OSB’de başlayan fakat firmaların fiziki şartlarından dolayı üretimlerinde zorlandıkları; “Yerli Rüzgar Türbini Projesi (MİLRES), Yerli Taşıt Sistemleri ve Milli Metro Projesi, Milli Motor Projesi, Yerli ve Milli Otomobil Projesi, İnsansız Hava Aracı Projesi (Zeplin), TEMSAN ile birlikte Yerli Enerji Santrali Projesi ve bunların dışında ülkenin ithalat açığını kapatmaya yönelik yeni projelerin ve mevcut projelerin de daha sağlıklı hayata geçirilmesinin planlandığını belirtiyor.
OSTİM’in iletişim çalışmaları: Adem Arıcı, kurumsal hedefleri çerçevesinde OSTİM Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nün çalışmalarına da değiniyor: “Medya ile iletişimin yanısıra kurumiçi iletişim çalışmalarımız sözkonusu. Aylık olarak ‘KOBİ’lerin Sesi’ sloganıyla OSTİM Gazetesi’ni çıkarıyoruz. Web sitemiz düzenli olarak güncelleniyor. Sosyal medyada da iddialıyız, facebook ve twitter’daki sayfalarımızdan Bölgemizle ilgili tüm güncel gelişmeleri, haberleri günlük ve anlık olarak takipçilerimizle paylaşıyoruz. Facebook’ta 43 binden fazla takipçimiz var, Facebook’ta paylaştığımız tüm haberler 2279 takipçimizin olduğu Twitter’da da otomatik olarak yayınlanıyor.”

Enerjinin teknolojisi OSTİM’de üretilecek
OSTİM Ekopark Koordinatörü Altan Küçükçınar, Türkiye’de cari açığın en önemli kaleminin enerji olduğunu belirterek, Türkiye’nin yeterli enerji kaynakları ve teknolojisine sahip olmadığını söyledi. Küçükçınar, enerji teknolojisine hakim olmanın önemini vurguladı: “Bizim bu teknolojileri kendi kaynaklarımızla üreterek ulusal katmadeğeri artırmamız lazım, bunun yolu da Ar-Ge den geçiyor. Önemli olan üniversite ile sanayiyi biraraya getirecek çözümler bulmak. Biz, OSTİM Ekopark’ta böyle bir etkileşim yaratmak istiyoruz, enerji alanında referans merkezi olmasını planladığımız bölge teknokent statüsüne kavuştu. Kuluçka Merkezi’nin de olacağı Ostim Ekopark’ta enerji alanında Ar-Ge yapmak isteyen firmalar, üniversiteler ve kamu kurumlarının ilgili bölümlerini biraraya toplamayı, enerji alanında bir cazibe merkezi olmayı hedefliyoruz. Her üniversitenin enerji alanında faaliyetlerine, araştırmacılara, firmalara kapımız açık.”
OSTİM’in imalat yeteneğinin Türkiye’nin ihtiyacıyla birleştiğini aktaran Küçükçınar, şu açıklamayı yaptı: “Milli markalar ve teknolojik güçleriyle uluslararası alanda rekabet edebilecek Türk firmaları oluşturmayı hedefliyoruz. Enerji alanında teknoloji ihracatı yapan ülke olmak istiyoruz. Rüzgar türbinleri, güneş panelleri, enerjinin depolanması ve iletimine yönelik alanlarda çalışmak istiyoruz. Ostim Ekopark’ın mimarisine ve organizasyonuna ilişkin bir kentsel tasarım yarışması düzenledik. Yarışmayı 8 Artı Mimarlık ve Kentsel Tasarım Ekibi kazandı. Ostim Ekopark’ta tüm binaların da çevreci, akıllı, temiz enerjili, yeşil binalar; olmasını istiyoruz. Yenilenebilir enerji ve çevre teknolojileri konusunda buradaki binaların da bizatihi bir uygulama örneği olmasını istiyoruz.”

Milli markalar OSTİM’den çıkar
OSTİM Teknoloji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Doç.Dr. Sedat Çelikdoğan, aynı zamanda MİLRES (Milli Rüzgar Türbini Projesi) Üretim ve Montajdan Sorumlu Yetkilisi olduğunu belirterek, kümelerle milli markalar oluşturmayı hedeflediklerini açıklıyor:
Türkiye’nin ilk milli rüzgar türbini (MİLRES): İlk aşamada 500 KW, ikinci aşamada 2500 KW gücünde rüzgar türbini tasarımı ve imalatı projesi olan MİLRES, 2011’de, OSTİM, TÜBİTAK-MAM, TUSAŞ, İstanbul Ulaşım A.Ş., Sabancı Üniversitesi  konsorsiyumunda başladı. Proje 2014’te tamamlanarak İSKİ İstanbul Terkos Tesisleri’nde işletmeye alınacak. Bu konsorsiyumda OSTİM; üretim, test ve montaj, TÜBİTAK; elektrik donanımlar tasarım ve imalat, TUSAŞ; kanat tasarımı ve imalatı, İstanbul Ulaşım A.Ş; elektronik sistemler ve kontrol, Sabancı Üniversitesi; mekanik tasarım aşamalarında görev aldı. Çelikdoğan, aktarıyor: “İzmirli yerli bir firmanın ürettiği, tasarımı ve statik testleri TAI tarafından yapılan rüzgar türbininin kanatları bitti. Tasarımı yüzde 100, üretimi ise yüzde 90 yerli olacak rüzgar türbininin kulesi, kulenin iç kısmında yer alan şaft, mil, dişli kutusu, elektriğin üretildiği alternatörü hazır, göbek denilen parçanın üzerinde kullanılan parçaların 5-6 tanesini OSTİM Teknoloji A.Ş. olarak üretiyoruz,  tasarımları bitti, üretime geçtik. Kontrol panolarımız imal ediliyor, otomasyon ile ilgili yazılım yapıldı. Şasinin tasarımı son noktada, dökümcüye verilecek, parçaların montajına 2 aya kadar başlayacağız. Hidrolik sistemlerin parçalarının tasarımı bitti, dışarıdan 2 parçayı aldık, hidrolikle ilgili frenlerimiz geldi, tasarımımız bitti, pompa, motor ve sistemin kurulacağı boru hatlarının çizimleri yapılıyor, 1 aya kadar tamamlanmış olur. Haziran-Temmuz aylarında 500 KW gücündeki rüzgar türbinini İstanbul Sular İdaresi’nin arazisine İstanbul Terkos’a dikmek için hazırlanıyoruz.”
ARUS’tan 4 yeni ürün 3 marka: Aynı zamanda ARUS Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı da olan Çelikdoğan, OSTİM Teknoloji A.Ş.’nin kümenin projelerinde önemli rol oynadığını kaydediyor: “2 yıl önce kurulan ARUS, Türkiye’de marka çıkarmayı hedefledi ve bu hedefe ulaştı. 4 yeni ürünümüz, 3 markamız çıktı. Tramvayda markamız; Durmazlar Makina’nın İpekböceği. Bozankaya Grup, yüzde 100 alçak tabanlı tramvayı ve Türkiye’nin ilk milli,  elektrikle çalışan lastik tekerlekli Trambüs’ünü  Ankara’da üretti. İstanbul Ulaşım ise RTE markalı tramvay yaptı.”
Karbondioksit buzu üretme makinası: Çelikdoğan, OSTİM Teknoloji’nin karbondioksit buzu üretme makinası projesinden de sözediyor: “TÜBİTAK destekli proje hayata geçme aşamasında. İthal edilen bir makineydi. Duvarlar, elbiseler, yağlı, kirli herhangi bir yüzeydeki lekeler kurubuzla, zarar vermeden temizlenebiliyor, eksi 70 derecedeki kuru buz, kiri çıkardıktan sonra buharlaşıyor.”
Zeplin projesi; OSKUN: Bir başka proje ise Savunma Sanayi Müsteşarlığı’na sundukları İnsansız Hava Aracı (Zeplin) Projesi; OSKUN. Başlangıçta zeplinin sınır güvenliği için kullanılacağını aktaran Çelikdoğan, projenin OSTİM ve TAI ortaklığında yürütüldüğünü kaydediyor.
Ankara için metro aracı projesi: Ankara için metro aracı projesini de hazırladıklarını aktaran Çelikdoğan, havaalanı ile şehir arasında yapılacak hat için günlük 15 bin-20 binin üzerinde yolcu taşıyabilen metro aracı düşündüklerini dile getiriyor. 
Yerli otomobil OSTİM’den çıkar: Çelikdoğan, markalı ve katmadeğeri yüksek ürün ihracatının önemine değiniyor: “Dünya markası çıkarmamız lazım. Dünya markası yapmak tasarımdan geçiyor. Çok geç kaldık, devlet politikası şart. Güneş enerjisiyle ilgili bir çalışmamız var, bakanlığa arz edeceğiz. Yüksek hızlı tren meselesinde hazır satınalmaya karşıyız. İlan edilmiş yüksek hızlı tren pazarında 106 sete ihtiyaç var, milyarlarca dolardan sözediyoruz. Milli Hızlı Treni biz yapabileceğimiz kanaatindeyiz, 10 senelik bir sabır istiyoruz. Başbakan’ın istediği yerli otomobil çözümü bizde; OSTİM Teknoloji A.Ş.’de.”

OSTİM SAVUNMA VE HAVACILIKKÜMELENMESİ (OSSA) Savunma ve havacılıkta OSSA farkı
OSTİM Savunma ve Havacılık Kümelenmesi (OSSA), yüksek rekabet gücüyle önplana çıkan, savunma ve havacılık sektörlerinde mal ya da hizmet üreten KOBİ’lerin biraraya gelerek oluşturdukları ortak hareket sayesinde 1 Temmuz 2008’de kuruldu. Aselsan, Havelsan, TAI, TEI, Roketsan, FNSS, Boeing, Sikorsky vb. ana sanayi firmalarının onaylı alt tedarikçisi olan küme üyesi KOBİ’lerin cirosunun önemli bir bölümü savunma sanayisinden oluşuyor.
OSSA Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Ertuğ, istikrarla büyüyen ve gelişen OSSA’nın; ordunun ihtiyaçlarının karşılanmasında yerli üretimin payını artırmayı, savunma sanayi KOBİ’lerini ulusal ve uluslararası pazarlarda rekabet edebilir hale getirmeyi, artan işbirlikleri ve gelişen yeteneklerle tercih edilen alt tedarikçiler haline gelmeyi, nihai ürünlerle uluslararası pazarlara açılmayı, sektörel ihtisaslaşmayla bölgesel rekabet avantajı oluşturmayı, akademik faaliyetle ve üniversitelerle çalışarak KOBİ’lere teknoloji transferi yapmayı, yetenekleri gelişen alt tedarikçilerle yabancı rakiplere karşı rekabet avantajı oluşturmayı hedeflediklerini anlatıyor.
Kümenin bugün 135 üyesi ve 3200 nitelikli personel kapasitesi bulunuyor. Ekonomi Bakanlığı’nın Uluslararası Rekabeti Geliştirme (UR-GE) desteklerinin savunma sanayi ihracatına önemli katkı sağladığını belirten Ertuğ, OSSA’nın devam eden 2 UR-GE projesinden sözediyor. Biri 2 yıl önce başlamış. Proje dahilindeki 24 firmanın ihracatı bu süre içinde yüzde 105 artmış. Bir diğer proje kapsamında da 33 firmanın çalışmaları sürüyor.
Mithat Ertuğ, Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) öncülüğünde birçok projeye imza atıldığını, bugün Türkiye’nin eğitim uçağı, tank, insansız hava araçları gibi, satabilecek raf ürünleri bulunduğunu, bu ürünlerin geliştirilmesinde ana yüklenici firmaların öneminin yanısıra offset uygulamaları ve SSM’nin ürünlerde yerli payı şartı araması gibi uygulamaların alt yüklenicilerin de iş hacmini artırdığını belirtiyor.
Kümelenme çalışmalarının ardından firmaların üretim ve ihracat kapasitesinin de arttığını belirten Ertuğ, UR-GE projeleri kapsamında OSSA’nın ihracata yönelik her türlü faaliyetlerinin yüzde 75 oranında desteklendiğini anlatıyor: “SSM’nin bürokratik engellere takılmadan karar alabilmesi sektörün gelişimi açısından önemli. Türkiye’nin kendi ürünlerini geliştirmesi ihracatın artmasında etkili oldu. Savunma sanayinin aktörleri geçmiş yıllardan farklı olarak birlikte fuarlara katılabiliyor. Dolayısıyla yurtdışında güçlü bir tablo çiziliyor. Bu tablonun ardından siparişlerin gelmesi çok daha kolay oluyor. Bitmiş ürünler açısından Ortadoğu ve Afrika pazarı önplana çıkıyor.”

Endüstriyel İşbirliği Günleri, Ekim’de
OSSA Koordinatörü Hilal Ünal Türkan, yurtdışındaki tanıtım ve fuar çalışmalarından sözederek, “Artık uluslararası büyük firmalar alt yüklenici konusunda OSSA’ya yöneliyor. Mart ayında SSM yetkilileri ve ana yüklenicilerle katıldığımız Seattle Savunma ve Havacılık Tedarikçileri Zirvesi’nde sektör olarak önemli bir birliktelik tablosu çizdik ve yabancılar Türkiye’nin savunma sanayisinin geldiği noktadan etkilendi. Zirvede TAI dışındaki nihai ürün üreten firmalar da yabancı muhatapları ile görüşme imkanı buldu. Türkiye açısından olumlu sonuçlar elde ettik” diye konuşuyor.Türkan, kümenin programda UR-GE kapsamındaki 26 üye firmasıyla temsil edildiğini aktarıyor. Boeing firmasının ana sponsorluğunda gerçekleşen fuar boyunca; sektöre orijinal ekipman sağlayan üreticilerle aynı masa etrafında buluşan OSSA üyelerinin 270’in üzerinde iş görüşmesi gerçekleştirdiği, Boeing üretim tesislerinde teknik gözlem yapma fırsatı da bulan heyetin, firmanın üst düzey yetkilileri ve satın alma ekibiyle de kümeye özel toplantıda biraraya geldiği bilgisini veren Türkan, ABD programında ayrıca Türkiye oturumu gerçekleştirildiğine değiniyor. Türkan bu yılın Ekim ayında ‘Savunma ve Havacılıkta Endüstriyel İşbirliği Günleri’ni gerçekleştireceklerini de dile getiriyor.

OSTİM İŞ VE İNŞAAT MAKİNELERİ KÜMELENMESİ (İŞİM)
İŞİM’den örnek 
sanayi-üniversite işbirliği
İŞİM ve ARUS’un Yönetim Kurulu Başkanı ve Çankaya Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ziya Burhanettin Güvenç, her iki kümede de Türkiye’de varolan potansiyelini öğrenmek için bir çalışma yaptıklarını belirterek, “İş makinesi, metro vagonu, tramvay, hızlı tren veya yük vagonu gibi ürünlerin üretiminde yerlilik katkısının ne kadar olabileceğini araştırdık. ‘Bu ürünlerin üretiminde kullanabileceğimiz yerli, kaliteli ürünün miktarı nedir?’ sorusuna yanıt aradık. Toplu şehiriçi ulaşım açısından yüzde 51 kaliteli yerli katkımızın olduğunu tespit ettik ve bu gerçeği bakanlıklara, belediyelere anlatmaya başladık, lobi çalışmalarını yapıyoruz” diyor.
Uzun vadeli hedeflerinin bu yerli katkı payını daha da arttırmak, ürünlerin tasarımını hazırlamak olduğunu vurgulayan Güvenç, teknolojiye sahip olmanın önemine işaret ediyor: “Örneğin 2 bin parçadan oluşan vagonu üretmeyi öğrenmek, bilmek, teknolojiye hakim olmak önemli. Şehirlerarası yük ve insan taşımacılığı, şehiriçi toplu ulaşımda kullanılan bütün araçların teknolojisine hakim olmak, endüstriyel ürün tasarımını, sistem entegrasyonunu yapmak, sinyalizasyon, elektronik, metal aksamları ve sarsıntısız konforlu ulaşım sağlayacak altyapı takımlarını da yerli üretmek istiyoruz. Hedefimiz, bu ürünlerin hepsinin yerli ve milli marka olmasıdır.”
Güvenç, ARUS’un yanısıra İŞİM ile de yerli iş makinesi üretme çalışmalarına başlamak gerektiğini vurguluyor.  Çankaya Üniversitesi işbirliğiyle İŞİM’de 300 projeye imza attıklarını ve 50 projenin devam ettiği bilgisini veren Güvenç anlatıyor: “Çankaya Üniversitesi öğrencilerimiz, okul bitirme projeleri kapsamında sanayicilerle çalışıyor. Projeye göre her projenin ekibinde ortalama 4-5 öğrencimiz, 1 veya 2 akademisyenimiz yeralıyor. Artık sosyal branş öğrencilerimiz de bu projelere dahil oluyor. İktisat, İşletme ve Uluslararası Ticaret Bölümlerimizin öğrencilerini de firmalara götürerek sorunlarına çözüm üretiyoruz. Bu nesiller boyu sürmesi gereken üniversitelerin sosyal sorumluluk projesidir.”
İŞİM Kümesi Koordinatörü Fevzi Gökalp, OSTİM’in kümelenme adımlarının ilklerinden İŞİM’in üye sayısının 121’e ulaştığını belirterek, kümeye üye olmak isteyen firmanın Ankara’da üretici olmasının yeterli şart olduğunu ifade ediyor. Gökalp, eş zamanlı olarak “İŞİM Kümesi Hafif İnşaat Makineleri ve Yedek Parçaları” ile “İŞİM Kümesi İş Makinaları ve Yedek Parçaları”  olmak üzere 2 UR-GE projesi tamamladıklarını belirterek şu bilgileri veriyor: “İhtiyaç Analizi ve SWOT yapılarak sonuç raporları 38 firmaya teslim edildi. 2 kez Sertifikalı Dış Ticaret Eğitimleri (120 saat) verildi ve toplam 125 kişi sertifika aldı. 12 kez UR-GE ve Pazar Bilgilendirme Toplantıları düzenlendi. Rusya, Almanya, Güney Afrika ve Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere 4 kez uluslararası fuarlara heyet götürüldü (Rusya/Moskova CTT 2012 Fuarı, Bauma Almanya 2013 Fuarı, Bauma Afrika 2013 Fuarı, Con-Expo Amerika 2014 Fuarı), 5 tesis ve saha ziyaretiyle 737 ikili iş görüşmeleri organize edildi. 2 kez Alım Heyeti getirildi. 38 firmaya 2 dilde 3’er dakikalık tanıtım filmleri çekildi. 2000 adet, 4 dilde firma ve ürün tanıtım katalogları bastırıldı. Yaklaşık 1600 tane katalogu bu fuarlarda dağıttık. 20 firmaya (2 ay) da danışmanlık hizmetleri verdirildi. Yurtiçinde de Komatek Fuarı, Uluslararası İş Makineleri Kongresi ve Türkiye Tünelcilik Semineri’nde ortak stantla temsil edildik. Almanya Münih’te düzenlenen Bauma İnşaat Makineleri, İnşaat Malzemesi Makineleri, İnşaat araçları ve Madencilik İhtisas Fuarı’na 17 firmayla katıldık, 2 günde 179 ikili iş görüşmesi gerçekleştirildi, firmalarımız henüz fuardayken sipariş alıp, temsilcilik anlaşmaları imzaladı. Güney Afrika’nın Johannesburg kentinde düzenlenen Bauma Afrika Fuarı’na 17 firmayla katıldık ve bu fuarda 186 ikili iş görüşmesi gerçekleştirildi.”
Gökalp, İŞİM firmalarının yarısından fazlasının ihracat yaptığından, küme üyesi bazı firmaların ihracata yeni başladıklarından sözediyor: “Firmalarımız, Türk Cumhuriyetleri, Ortadoğu ülkeleri, Cezayir, Libya, Tunus, Afrika ülkeleri ve ABD olmak üzere dünyanın birçok yerine ihracat yapıyor. Yeni UR-GE projemizle ihracatı arttırmayı, özellikle Afrika pazarını geliştirmeyi hedefliyoruz.” İŞİM’in öne çıkardığı projelerden biri de Çankaya Üniversitesi ile yaptıkları işbirliği sonucu oluşan öğrenci bitirme projeleri. Öğrenciler firmaların problemlerine çözüm üretecek okul bitirme projeleri yapıyor. Gökalp, bu projelerin birçoğunun firmalar tarafından hayata geçirildiğini anlatıyor. Kümenin ürünleri arasında hafif inşaat makineleri, iş makineleri ve yedek parçaları, beton santralleri, kırma ve eleme tesisleri, asfalt plentleri, araçüstü ekipmanları, konveyör ve iskele sistemleri yeralıyor. İŞİM Koordinatör Yardımcısı ve Dış Ticaret Uzmanı Esma Akyüz yeni UR-GE Projesi’ne başlayacaklarını açıklıyor.

ANADOLU RAYLI ULAŞIM SİSTEMLERİ KÜMELENMESİ (ARUS)
Hedef; yerli ve milli marka
Anadolu’yu kapsayan ilk küme hareketi: ARUS Koordinatörü Dr. İlhami Pektaş, kümenin amacını “Tasarımından üretimine kadar herşeyiyle yerli üretim yapmak, işbirliği, güçbirliği ve milli marka oluşturmak” diye açıklıyor. Pektaş, ARUS olarak hedeflerinin ulaşım ağlarına (tramvay, hızlı tren, metro ve tüm raylı sistemlerde çalışan araçlar dahil) yerli üretim raylı ulaşım sistemleri üretmek olduğunu söylüyor. Pektaş, orta ve uzun vadede ARUS’un hedefleri arasında Ankara Milli Metro aracının üretilmesi, Türkiye’de marka haline getirilmesi, Milli Yüksek Hızlı Tren, Milli Yolcu ve Yük Trenleri’nin Türkiye’de üretilmesi ve yurtdışına ihraç edilmesinin yeraldığını anlatıyor.
ARUS, 120 üyesiyle Anadolu’yu kapsayan bir kümelenme. Üyeleri arasında; EGO, Durmazlar Makina, Bozankaya, Kardemir Karabük Demir Çelik ve Railtur’un temsilcileri, RAYDER, Demiryolu Taşımacılığı Derneği yeralıyor. Elektrikli lokomotif üreten TÜLOMSAŞ, dizel lokomotif üreten TÜVASAŞ, Sivas’ta yük vagonları üreten TÜDEMSAŞ ve Aselsan’ın da üye olması bekleniyor.
İlk yurtdışı açılımları İspanya Rail Group (İspanya Raylı Sistemler Kümesi) firmasıyla ikili görüşmeler, sonrasında İsviçre Swissrail (İsviçre Demiryolu Sanayi Kümelenme Grubu), Alman Demiryolu Sanayicileri Birliği (VDB) ve Japon Demiryolu Üreticileri Birliği (JORSA) ile ikili görüşmeler olmuş. Alman ve Türk kümesi arasında protokol imzalanmış. Almanlar’a Türkiye’de yüzde 51 yerli katkılı yatırım yaptırılacak. Çekler ve Japonlar ile de benzer anlaşmalar yapılacak.
Raylı ulaşımda yerli markalar: “Milli markalarımızı yurtdışına açmamız gerekiyor” diyen Pektaş, ARUS’un çıktılarından sözediyor: “Durmazlar Makina’dan Bursa Belediyesi’ne İpekböceği markalı Türkiye’nin ilk özel tramvayı. Araçlarını Durmazlar Makina’nın üreteceği, İzmir’deki 38 tramvay aracı ihalesini Gülermak firmasının kazanması. Bozankaya’nın kazandığı Kayseri’de 30 araçlık tramvay ihalesi. Ankara ile Esenboğa Havaalanı arasında çalıştırmak üzere milli metro aracı projesi. İstanbul Ulaşım’ın RTE markasının devamı yeni nesil İstanbul markalı tramvayı...”
Milli Tren 2018’de raylarda: Pektaş, Milli Yüksek Hızlı Tren ve Milli Elektrikli Dizel Tren Seti ve Milli Yeni Nesil Yük Vagonu projelerinin başladığını ve ARUS’un da bu projelere dahil olduğunu açıklıyor: “2017 yılında test sürüşleri tamamlanacak Milli Yüksek Hızlı Tren 2018’de ilk olarak Ankara-Sivas hattında hizmete girecek, daha sonra geliştirilen milli trenler tüm hatlarda görev alacak. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) koordinasyonunda yürütülen projelerin çözüm ortakları arasında TÜBİTAK; Aselsan, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), DATEM, ARUS ve Eskişehir RSC kümelenmesindeki 153 özel şirket yeralıyor. Milli Yüksek Hızlı Tren Projesi’nin yürütücüsü Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayii A.Ş. (TÜLOMSAŞ). ARUS milli hızlı trenin tasarım ve kompenent üretimini, montajını ise TÜLOMSAŞ yapacak. Milli Elektrikli Dizel Tren Seti (Milli Yolcu Treni) Türkiye Vagon Sanayii A.Ş. (TÜVASAŞ) tarafından Adapazarı’nda üretilecek. İki projede tasarım aşamasında. Milli Yeni Nesil Yük Vagonu (Milli Yük Treni) Türkiye Demiryolu Makinaları Sanayi A.Ş. (TÜDEMSAŞ) yürütücülüğünde Sivas’ta yapılacak.” Pektaş, şu bilgileri veriyor: “Türkiye’nin önümüzdeki 10 yılda yapılan demiryolları hatları dikkate alındığında ihtiyacı olan hızlı tren seti miktarı 100. Bu, 3 milyar dolarlık yaklaşık bir bütçe demek. Bu projeyle birlikte en azından bu bütçenin yüzde 60-70’inin ülkemizde kalması sağlanacak.”
Milli Metro Projesi, yürütücüsü ve tasarımdan son üretime kadar üreticilerinin ARUS üyeleri olacağını kaydeden Pektaş, Türkiye’de alınan raylı ulaşım araçlarının değişik markalarda olmasının yedek parça ve stok sıkıntısı yarattığına dikkat çekiyor.
Ankara metro ihalesinde getirilen “yüzde 51 yerli katkı” şartının Türkiye’de bakış açısını değiştirdiğini ve raylı sistemlerin yüzde 100’ünün yerli yapılması gerektiğini vurgulayan Pektaş, “Bunun için devlet politikası şart. En azından dış alımlarda yüzde 51 yerli katkı şartının mecburi olması gerekiyor. Lokomotiflerde TÜLOMSAŞ, Ortadoğu ve Asya ülkelerine ihracat yapıyor” diyor. Milli hızlı tren, milli yolcu ve yük trenlerini üretip, Türkiye’nin yanısıra dünya pazarlarına ihracatı planlanıyor. Aynı zamanda şehiriçi yerli raylı ulaşım sistemlerinde hem yurtdışına hem de kentiçi belediyelere satılması planlanıyor.
ARUS, UR-GE’ye başladı: Pektaş, tasarımdan üretime milli ve yerli raylı ulaşım sistemleri üretme hedefiyle Anadolu’daki raylı ulaşım sistemleri üreticilerini biraraya getiren ARUS’un, UR-GE Projesi’nin onaylandığı bilgisini de veriyor. Üç yıl sürecek, ARUS üyesi 30 firmanın katıldığı UR-GE Projesi kapsamında, ihtiyaç analizi, eğitim danışmanlık, yurtdışı fuarlar, yurtdışı iş görüşmeleri, ihracatı artırmak amaçlı çalışmalar ve yeni pazar arayışları olmak üzere yurtdışı pazarlama çalışmaları yapılacağından sözediyor.

OSTİM MEDİKAL SANAYİ KÜMELENMESİ
Medikal sektöründen Ar-Ge atağı
OSTİM Medikal Sanayi Kümelenmesi Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ataman, yaptıkları çalışmaların ardından 71 üye sayısına ulaştıklarını, kümeye üye taleplerinin arttığını anlatıyor. Kümede 26 paydaşları bulunduğunu belirten Ataman, anlatıyor: “UR-GE projesi kapsamında 1-4 Ekim 2013 tarihleri arasında, ‘Türk Sağlık Teknolojilerinde Ortadoğu ve Afrika Alım Günleri’ etkinliği ile 14 Ortadoğu ve Afrika ülkesinden 45 firmayı 4 gün boyunca Ankara’da konuk ettik. Burada 650’nin üzerinde iş görüşmesi yapıldı. Bu iş görüşmelerinin sonucunda saha ziyaretleri oldu, misafirler firmaların fabrikalarını, üretimlerini yerinde gördü. Ve 4 günlük etkinliğin sonucunda toplamda 1.5 milyon Euroluk bir satış gerçekleştirildi. Burada kurulan ticari bağlantıların bir kısmı halen devam ediyor.”
Yaptıkları bu çalışmanın Ekonomi Bakanlığı UR-GE projeleri içerisinde iyi uygulama örnekleri arasında yeraldığını vurgulayan Ataman, “11-15 Şubat 2014’te ABD, Los Angeles’a dünyanın sayılı medikal fuarlarından MDM Medikal Tasarım ve İmalat Fuarı’na, UR-GE projesi kapsamındaki 17 firmamızla katıldık. Firmalarımız FDA Sertifikasyon Eğitimi aldı. Etkinliğin son gününde ise bir network çalışması yaptık, ABD’de savunma sanayisi, biyomedikal gibi alanlarda başarılı olmuş yatırımcı Türkler’i ve akademisyenleri firmalarımızla biraraya getirdik. Bu çalışmaya katılan Türk sahipli bir ABD firması, 2 küme firmamızla işbirliğine başladı.”
Murat Ataman, Mart ayında tamamladıkları UR-GE Projesi’nin ardından 20 medikal küme firmasının katılacağı 2. UR-GE Projesi’ni yazdıklarını, Ekonomi Bakanlığı’ndan onay beklediklerini kaydediyor. Ataman, küme yönetimi olarak medikal sektörün ana sorunlarına çözüm bulmak amacıyla Sağlık Bakanlığı’nda Müşteşar Yardımcısı düzeyinde düzenli toplantılar gerçekleştirdiklerini de ifade ediyor.
OSTİM Medikal Sanayi Kümelenmesi Koordinatörü Bora Yaşa, 2. UR-GE Projesi’nde, eğitim, danışmanlık, yurtdışı fuarlara katılma, Türkiye’ye alım heyetleri getirmenin yanısıra tasarım ve mühendislik faaliyetleri ve Ar-Ge’ye ağırlık vereceklerini açıklıyor. Yaşa, küme firmalarının Ar-Ge çalışmalarından da sözediyor: “Bir firmamız öküzlerden aldığı damar ile yapay kalp damarı yaptı ve domuzlara taktı, domuzlar halen yaşıyor, proje tamamlanmak üzere. Bir başka firmamız böbrek taşı kırma ameliyatlarında kullanılan robotik kol üretti. Ürün Ankara’da bir ameliyatta kullanıldı, yakında Fransa’da bir ameliyatta da kullanılacak. Bir firmamız da kişiye özel, ten rengine göre protez kol ve bacak üretti. Afrika’ya satış yapan firma, bu konuda ödül aldı. Kümemizin yeni üyelerinden biri de TÜBİTAK projesiyle firmasını kurmuş genç girişimciler. Ürettikleri diş implantını bünyelerinde kurdukları diş kliniğinde diş hekimlerine kullandırtıyorlar. Yanık ve yaraları çabuk iyileştiren patentli cihaz geliştiren firmamız, 62 metreküplük dünyanın en büyük sterilizasyon kabinini üretti ve Suudi Arabistan’a ihraç etti. Bir firmamız da hastalara verilecek ilaçları hata yapmadan verilmesini sağlayan ilaç dolabı ile ödül aldı. Firmalarımızdan biri İsviçre Kraliyet Ailesi’nin hastanesine hastane yatakları ihraç etti.”
Küme firmalarının ortak Ar-Ge yapabileceğine inandığını belirten Yaşa, Drexel Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof.Dr. Banu Onaral’ın davetlisi olarak Küresel İnovasyon İşbirliği Forumu’na katıldıklarını anlatıyor: “2023 yılında tıbbi cihazlar sektöründe ihracat hedefimiz 5 milyar dolar. Bugün 1.7 milyar dolar hacmindeki pazarımızın yüzde 85’i ithalata dayanıyor. Ortadoğu ve Afrika ve Avrupa ülkelerine ihracat yapıyoruz.”   
OSTİM Medikal Sanayi Kümelenmesi Koordinatör Yardımcısı ve Dış Ticaret Uzmanı Pelin Yıldız ise Ekim-Kasım aylarında “Türk Sağlık Teknolojilerinde Ortadoğu ve Afrika Alım Günleri’ etkinliğinin yanısıra “Balkanlar Alım Günleri” de yapacaklarını açıklıyor.

OSTİM YENİLENEBİLİR ENERJİ VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ KÜMELENMESİ
OSTİM enerji teknolojilerinin üretim merkezi olacak
OSTİM Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri Kümelenmesi Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Çelik, araştırmacı, yatırımcı, üretici ve girişimci ile OSTİM’i enerji teknolojilerinin üretim merkezi haline getirmeyi hedeflediklerini söylüyor. Yenilenebilir enerji sektörü değer zincirinde yeralan tüm aktörlerin biraraya gelerek, rüzgar, güneş, enerji verimliliği, biyogaz v.b. gibi belirlenmiş stratejik alt gruplarda faaliyet gösteren firmaların Ar-Ge’ye dayalı üretim kapasitelerini ve küme üyesi firmaların ulusal ve uluslararası alanda rekabet güçlerini arttırmayı amaçladıklarını belirten Çelik, enerji sektörüne üretim yapan sanayicilerin kamu stratejisi talep ettiğini belirtiyor.
UR-GE Projesi kapsamında faaliyetlerine devam ettiklerini aktaran Çelik, “Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri Ekipmanlarının Yerli Üretiminde Ortaklaşa Rekabet” projesi için gerçekleştirilen “Stratejik Plan Çalıştayı”nda Türkiye’de enerji ekipmanlarının yerli üretiminin artırılması için destek istendiğini ifade ediyor. Yeni teknolojilerle yenilenebilir enerjide rekabet edebilmeye odaklandıklarını söyleyen Çelik, Türkiye’de Ar-Ge ile ilgili olarak TÜBİTAK, KOSGEB ve Bakanlıkların yeterli seviyede destekleri ve Ekonomi Bakanlığı’nın da ürün sonrası pazarlama destekleri bulunduğundan sözediyor. Çelik, “Tam bu noktada arada kalan üretime yönelik destek yok. Ürün olmalı ki pazarlanmalı, tanıtılabilmeli rekabet edilebilmeli. Kamunun enerji ekipmanlarının yerli üretimi diye bir stratejisi olması gerekir. Gündelik politikalarla bu iş yürütülemez” diyor.
Yerli teknoloji için heyecan: OSTİM Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri Kümelenmesi Koordinatörü Pınar Yalman, 2013 yılı Temmuz ayında UR-GE Projesi’ne başladıklarını, proje kapsamında Deloitte ile ihtiyaç analizi yapıldığını ve kümenin 3 yıllık yol haritasının belirlendiğini anlatıyor. Kümenin 60 üyesi bulunduğunu aktaran Yalman, UR-GE Projesi’nde 28 küme üyesi firma ile çalıştıklarını kaydediyor: “Mart ayında Çin’de Temiz Enerji Fuarı’na 15 firmamızla katıldık, ikili görüşmeler yapıldı. Yurtdışında bizimle aynı alanda çalışan kümelerle irtibata geçtik, bu kümelerden 2’siyle karşılıklı iyiniyet protokolü imzalama hazırlığındayız.  MİLRES Projesi’ne destek oluyoruz. OSTİM Ekopark Projesi’nde kümemizdeki firmaların Ar-Ge çalışmalarının üretime dönüşebiliyor olmasını sağlamayı amaçlıyoruz.”
Pınar Yalman, küme firmalarının çalışmalarından da sözediyor: “Bir firmamızın güneş enerjili akıllı kavşak projesi var. HES’lerle ilgili çalışmaları olan firmamız, küçük HES’leri anahtar teslim yapabilecek bir firma. Atık imhaları ve su arıtma sistemleriyle ilgili ihracat yapan firmalarımız mevcut. Firmalarımız özellikle Ortadoğu ülkelerine ihracat yapıyor. Küme üyesi firmalarımızın bazı projeleri ise şöyle: Hastaneler için güneş enerji kaynaklı PEM yakıt pilinden elektrik, oksijen ve hidroen üretim tesisi. Tehlikeli atık imha sistemi, tıbbi atık imha sistemi. Yeni arıtım sistemi. Dikey eksenli rüzgar türbinleri. Taşınabilir su arıtma sistemleri, mobil güneş enerjili sistem, taşınabilir esnek güneş seti. Atık çamurları geri dönüşümü. Çay atıklarından pelet elde edilmesi. Passive house. Yerli invertör imalatı.”

KAUÇUK TEKNOLOJİLERİ KÜMELENMESİ
Sektörel stratejik yol haritası hazırlıyor
OSTİM Kauçuk Teknolojileri Kümelenmesi, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereğince alınması zorunlu olan “Mesleki Yeterlilik Belgesi” için OSTİM Mesleki Eğitim Merkezi (OMEM) ile protokol imzaladı. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre; mesleki eğitim alma zorunluluğu bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yeralan işlerde, yapacağı işle ilgili mesleki eğitim aldığını belgeleyemeyenler çalıştırılamıyor.
OSTİM Kauçuk Teknolojileri Kümelenmesi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Korkmaz, bu nedenle kümenin tehlikeli ve çok tehlikeli sınıf olarak nitelenen işyerlerindeki çalışanlar için eğitim programı başlattıklarını açıklıyor: “Mesleki Yeterlilik Belgesi vermeye yetkili OMEM, küme üye işyerlerindeki çalışanları, 24 kişilik gruplar halinde toplam 40 saatlik eğitime alacak. Eğitimlerin 20 saati teorik, kalan kısmı da işyerlerinde uygulamalı olarak yürütülecek.” OMEM’de küme üyesi firma çalışanlarından 55 kişinin sözkonusu eğitimleri almaya başladığını ve Mayıs ayı sonunda sertifikalarını alacaklarını belirten Korkmaz, bu projeyi devam ettireceklerini ve OMEM eğitimlerinin maliyetinin ekonomik olduğunu vurguluyor.
Mustafa Korkmaz, OSTİM’in en genç oluşumu olan Kauçuk Teknolojileri Kümelenmesi’nin  “Ankara kauçuk sektörünün rekabetçi değer zincirini ve yenilikçi potansiyelini ortaya koyarak taraflar arasında iletişim, iş ve güç birliğini artırmak, ortaklaşa rekabetle yerli üretimin katma değerini ve sektördeki pazar payını yükselterek bölgesel ve ulusal kalkınmaya katkıda bulunmak” amacıyla yola çıktığını anlatıyor. Kümede 42 üye firmanın yeraldığını aktaran Korkmaz, kümenin stratejik yol haritasını çizmek için çalıştıklarını kaydediyor. Korkmaz, kümenin hedeflerini şöyle sıralıyor: “Ortak kauçuk laboratuvarı ve test merkezi kurmak istiyoruz. Uzun vadede ortak bir kauçuk hammaddesi işleme merkezi (Banburry tesisi) ve ağırlıklı olarak ömrünü tamamlamış lastiklerin geri dönüşüme kazandırılması için büyük çaplı bir geri dönüşüm merkezi kurmayı hedefliyoruz.” Her firmanın bir banburry makinasına ihtiyaç duyduğuna dikkat çeken Korkmaz, “Her firma için bu tesisi kurmak oldukça yüksek maliyetli. Bu nedenle tek bir merkezde hammaddenin işlenmesi ve firmaların buradan hammaddeyi alması avantaj sağlayacaktır. Geri dönüşüm merkezindeyse ömrünü tamamlamış lastikler granül hale getirilip zemin kaplamada çocuk parklarından koşu pistlerine, tartan pistlerine kadar birçok farklı alanda kullanılabilecek” diye konuşuyor.
Kauçuk Teknolojileri Kümelenmesi Koordinatörü Cenk Çınarbaş, önceliklerinin yeni Ar-Ge çalışmaları için ortak laboratuvar ve yurtdışından akredite olmuş test merkezi kurmak olduğunu söylüyor. Çınarbaş, “Türkiye’de üretimi yapılmayan sektöre yönelik bir nihai ürün yapılmasını da amaçlıyoruz. Kauçuk sektörü ara malı üretiyor, yan sanayiye hizmet veriyor. Biz markalaşmış yan sanayi ürünleri, direkt piyasaya sunabileceğimiz nihai ürünler, yerli marka üretmek istiyoruz” diyor.  Ortak tedarik projelerinden de sözeden Çınarbaş, küme olarak ortak laboratuvar, Banburry tesisi ve geridönüşüm merkezi kurulması, yasal mevzuat ve hukuk çalışmaları, Ar-Ge ve teknoloji geliştirmek için toplam 5 çalışma grubu oluşturacaklarını dile getiriyor: “Fizibilite çalışmaları yapacak bu çalışma gruplarımız en az 4 firmadan oluşacak, işbirliği yapan kurumlarda bu gruplara dahil olacak.” Çınarbaş, küme üyesi firmaların yüzde 34’ünün ihracat yaptığını, UR-GE Projesi ile bu oranı yükseltmeyi hedeflediklerini ifade ediyor ve proje kapsamında yürütecekleri çalışmalardan sözediyor: “Sektörel bir stratejik yol haritası hazırlayacağız. İhtiyaç analizlerimiz bittikten sonra küme firmalarımızda dış ticaret eğitimlerine başlayacağız. Sonra yurtdışı seminerlere ve fuarlara katılacağız. Satın alma heyetlerini Türkiye’ye getirme etkinliği de planlayacağız.”

GÜLNAZ KARAOSMANOĞLU OSTİM Vakfı Genel Sekreteri
OSTİM Vakfı, bölgenin entelektüel sermayesini geliştiriyor
OSTİM Vakfı Genel Sekreteri Gülnaz Karaosmanoğlu, tüm Ostim sisteminin bilgi ve deneyim birikiminin ifadesi; bir anlamda sosyal girişimcilik ve entelektüel sermayesinin temsilcisi olan OSTİM Vakfı’nın, toplumsal entelektüel sermayenin ortaya çıkarılmasında bölgesel tanıtım ajansı titizliğiyle çalıştığını anlatıyor.
Geleceğe hazırlık yaparken aynı zamanda oluşturdukları değerleri yarına taşımak adına “sürdürülebilirlik” için çalıştıklarını vurgulayan Karaosmanoğlu, “Her şeyden önce OSTİM OSB firmalarımızın rekabetçiliği için varız. Dolayısıyla bütün hizmetlerimiz, bütün operasyonlarımız projelerimiz bu başlangıç noktasındadır” diyor. Karaosmanoğlu, Ankara Kalkınma Ajansı 2012 Sosyal Kalkınma Mali Destek Programı kapsamında OSTİM Vakfı ve OSTİM OSB Müdürlüğü ortaklığında Bir Bilge Bin Bilge Projesi’ni gerçekleştirdiklerini açıklıyor: “Bir Bilge Bin Bilge Projesi ile Kıdemli Uzman Hizmet Sistemi aracılığıyla işletmelerin sorunlarına, deneyim sahibi, konusunda uzmanlaşmış belli bir bilgi birikimine sahip ve bu bilgisinin üretime dönüşmesini arzulayan kişiler tarafından ücretsiz olarak verilecek hizmetlerle çözüm üretilmesi amaçlandı, bu bilge kişilerle ihtiyaç sahiplerini buluşturmayı ve bu bağlamda bilgelere ulaşmayı hedefledik, bir portal oluşturduk. Projenin devamı niteliğinde, 1 yıl sürecek, Çalışma Bakanlığı’nın desteklediği ve yürütücülüğünü OSTİM Vakfı’nın üstlendiği yeni başlayan projemizle usta öğreticilere ulaşmayı hedefliyoruz. CNC tezgahı olan bir çok firma usta öğretici bulamamaktan yakınıyor. Usta öğreticilerin yeterliliklerinin arttırılmasının amaçlandığı projeyle çeşitli meslek kuruluşları, üniversiteler ve kurumların veri tabanlarından da yararlanılarak belirlenen 2 bin imalatçı firmada toplam 700’ün üzerinde CNC tezgahı bulunan OSTİM’de kaç usta öğreticinin bulunduğu anlaşılacak ve bölgenin entelektüel sermayesi tespit edilebilecek.”
Karaosmanoğlu, OSTİM Vakfı’nın entelektüel sermayenin geliştirilmesi için devam ettikleri sosyo-ekonomik ve sosyo-politik vizyonu geliştirici ortak paylaşım etkinliklerinin yanısıra yayınladıkları kitaplardan da sözediyor: “Hayata Dair 3’lü kitap serisini ve Sanayileşmenin Gizli Tarihi adlı kitabı bütün Türkiye’ye ücretsiz dağıtan OSTİM Vakfı talep eden herkese kitapları adresine gönderiyor. Yayıncılığa biraz daha derinleşerek devam edeceğiz. Küme el kitabı, OSTİM tarihçesi, OSTİM kuruluş hikayesi üzerinden sözlü ve yazılı tarih çalışması, OSTİM’in tarihi üzerinden OSTİM modelinin anlatılması gibi projeleri 2014 ve 2015 yılında hayata geçireceğiz.”

Ekonomi Bakanlığı, OSTİM kümelerini hareketlendiriyor
ARUS kümelenmesinin UR-GE kapsamında gerçekleştirdiği İhtiyaç Analizi Sonuçları ve Stratejik Yol Haritası Çalıştayı’nda konuşan Ekonomi Bakanlığı KOBİ ve Kümelenme Daire Başkanı Emrah Sazak; Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü olarak 2007 yılından bu yana kümelenme projelerinin bizzat uygulayıcısı olarak içinde olduklarını söyledi. 7 yılı aşkın bir süredir firmalarla, işbirliği kuruluşlarıyla, kamu kurumlarıyla birlikte çalıştıklarını ve bölgesel rekabet, sektörel rekabet ve firma rekabetinin artırılmasına yönelik sayısız çalışma yaptıklarını belirten Sazak, kümelenmenin özellikle sanayiye dayalı sektörlerde katmadeğeri yüksek üretimi ve ihracatı geliştiren bir yaklaşım olduğunu vurguladı. Sazak, şunları kaydetti: “2010 yılında uygulamaya başladığımız UR-GE Tebliği ile amacımız işbirliği kuruluşlarının öncülüğünde firmalarımızın sektörel birliktelikler içinde güçlenerek dünyada rekabet etmesini sağlamak. Vizyonu işbirliği kuruluşları önderliğinde bölgelerimizde ihracat seferberliği başlatmak olan tebliğ ile desteklenen projeler; sektöreldir,
coğrafi bir kapsamı vardır, işbirliği esastır ve ihracat odaklıdır.”
OSİAD (Ostim Sanayici ve İşadamları Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı 
Hedef yurtdışı pazarları
OSİAD Başkanı Adnan Keskin, OSİAD üyelerinin yurtdışına açılımını sağlamanın en önemli projeleri olduğunu söylüyor: “Yılsonuna kadar Güney Afrika ve Kuzey Afrika ülkelerine iş seyahatleri düzenlemeyi planlıyoruz. 320 OSİAD Üyemiz, Anadolu OSB, OSİAD A.Ş. ortaklarıyla birlikte yaklaşık 700 sanayici ve işadamıyız.” Yeni kurulan Hacettepe Üniversitesi Tahkim Merkezi’nin işyerlerinin hukuki sorunlarının uzlaşıyla çözülmesini sağlayacağını aktaran Keskin, yakın zamanda Merkez ile basın önünde işbirliği protokolü imzalayacaklarını açıklıyor: “İş Sağlığı ve Güvenliği eğitimleri veriyoruz. Sağlık Bakanlığı Kanser Araştırma Daire Başkanlığı ve HASVAK ile birlikte OSTİM’de, her ay bir kez 30 kişilik gruplara kanserde farkındalık eğitimi düzenliyoruz. Belediyelere gelen iş müracaatlarını değerlendirmek üzere Yenimahalle, Sincan, Etimesgut ve Çankaya Belediyesi ile işbirliği yapıyoruz.”
Keskin, OSTİM’deki en büyük sorunun faiz oranlarının yüksekliği ve finansa erişim olduğunu vurguluyor: “Türkiye’de faizler yükseldi, şu an finansa erişim çok zor, kalifiye eleman problemini bir türlü çözemiyoruz. Girdi ve üretim maliyetlerimiz çok yüksek. Karlılıklarımız da çok düştüğünden yeni yatırımlar yapılamıyor. KOBİ’lere finansın ulaştırılmasında bankaların yeni yöntemler oluşturmalarını istiyoruz.”

ÖZCAN ÜLGENERORSİAD (Ostim Organize Sanayi Bölgesi Sanayici İş Adamları ve Yöneticileri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı 
Ostimli sanayici üretmeyedevam ediyor
ORSİAD Başkanı Özcan Ülgener, yerel seçim süreciyle pek çok yerde olduğu gibi OSTİM ve İvedik Sanayi Bölgeleri’nde de durgunluk yarattığını, önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde havanın çok daha ılımlı olmasını temenni ettiklerini söyledi: “ORSİAD olarak, sanayicinin ayakta olabilmesi için daima objektif davrandık. Bugüne kadar sanayicimizi etkileyecek en ufak beyanatımız olmadı. Amacımız sanayici! Sanayicimizin morali düzgün olursa biz de iyi oluyoruz. Bugün gelinen noktada yıllardan beri süregelen, sanayicinin gündeminden düşmeyen, pek çok sıkıntıya çözüm ürettik. Üretmeye de devam ediyoruz. Sanayicimiz en başta bürokratik sıkıntıları olmak üzere, nitelikli elemandan tutun da piyasada sıcak para olmamasına kadar pek çok sıkıntıyla mücadele ederken siyasilerin de bunu gözönünde bulunarak havayı ılımlı bir hale getirmelerini bekliyoruz.”