banner565

banner472

banner458

banner457

01.11.2021, 00:01 22216

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN

Pandeminin, dijitalleşmenin ve iklim değişikliğinin etkilediği, iş ve insan ilişkilerinde paradigmaların değiştiği bir süreçten geçiyoruz. Zorunlu olduğumuz yapısal dönüşümü ve yenilenmeyi gerçekleştirerek risk ve tehditleri de içeren bu süreci fırsata çevirebiliriz.

Soğuyan havalarla birlikte Pandemi hayatımıza iyice yerleşti. Artan vaka ve ölümler, endişelerimizle üzüntülerimizi çoğaltıyor. Kapımızı çalmaya başlayan Grip’in de etkisiyle zorlu ve sıkıntılı bir kış bizi bekliyor. Pandemiye karşı mücadelede kendimizle birlikte toplumun sağlığı ve bağışıklığı için aşıları mutlaka yaptırmalıyız ve ‘Maske-Mesafe-Temizlik-Havalandırma’ tedbirlerine özenle uymalıyız. Başkalarını ve sevdiklerimizi de korumanın yolu kendimizi korumaktan geçiyor. Ayrıca herkes güvende olana kadar hiç kimse güvende değil. HEP BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ.

KobiEfor’un medya ana sponsoru olduğu 2 etkinliği bu ay ki dergimizin kapak konusu olarak işledik. Etkinliklerden birisi; Türkiye Bilişim Derneği (TBD) ve Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı (TOSYÖV) işbirliğiyle ‘Geleceği Şekillendiren KOBİ’ler, Tehdit ve Fırsatlar’ temasıyla yapılan 4. Ankara KOBİ’ler ve Bilişim Kongresi, diğeri ise TBD İstanbul Şubesi’nin ‘Yeşil Dünya, Teknoloji ve İhracatçı KOBİ’ler’ temasıyla düzenlediği 4. İstanbul KOBİ’ler ve Bilişim Kongresi Webinarı’ydı.

Kongreler, sürdürülebilir kalkınmanın vizyonunu; ‘Yeşil ve Akıllı Dijital Dönüşüm’ olarak gösterdi. KOBİ’lerin rekabetçi, katmadeğerli ve verimli olmalarının yolunun hızlıca bu dönüşümden geçtiği vurgulanarak, destek ve ekosistemin bu yaklaşımla uygulanması gerektiği belirtildi.
Pandeminin, dijitalleşmenin ve iklim değişikliğinin etkilediği, iş ve insan ilişkilerinde paradigmaların değiştiği bir süreçten geçiyoruz. Zorunlu olduğumuz yapısal dönüşümü ve yenilenmeyi gerçekleştirerek risk ve tehditleri de içeren bu süreci fırsata çevirebiliriz.

OSB Kanunu’nda değişiklikler içeren taslak çalışmanın gündemde olduğu bir dönemde Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu’nun (OSBÜK) 19. Olağan Genel Kurulu gerçekleştirildi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın da katıldığı toplantıda OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü, yasa taslağı için daha önce Bakanlığa iletilen değerlendirme ve talepleri açıkladı. Taslaktaki OSB’lerin faydalanacağı olumlu düzenlemelere teşekkür eden Kütükcü, OSB’lerin kazanımlarının korunmasını ve geliştirilmesini istedi. Bakan Varank, OSB’leri cazibe merkezi haline getirebilmek amacıyla Kanun’da değişiklikler yapılması için istişarelerde bulunduklarını ve dünya standartlarında yatırım ortamı sunmaya çalıştıklarını söyledi.

Sürdürülebilir kalkınma ve büyümemizde ekosistemiyle sanayimizin, üretimimizin, istihdamımızın ve ihracatımızın çevreci rekabetçi ekonomi üssü ve tüm dünyaya rol model olan OSB’lerimizle ilgili gösterilen duyarlılığı, özeni, şeffaflığı ve katılımcılığı çok değerli buluyorum. Dergimizin yayımlanma amacını oluşturan ve benim de aktif olarak hazırlık çalışmalarına katkıda bulunduğum OSB Yasası (4562 Sayılı Nisan 2000 tarihli) ile OSB’ler ilk olarak hükmi şahsiyet ve tüzel kişiliklerine kavuşmuş, yaptırım gücü kazanmış ve gelişimleri ivmelenerek bugünkü başarılı sonuçlara ulaşmışlardır.

Zamanın ruhuna, değişen koşullara ve ihtiyaçlara uygun, kazanımları koruyan, ekstra mali yük getirmeyen, OSB’lerin gelişip güçlenmesini sağlayacak düzenlemelerde OSB’lerin uyarılarına ve taleplerine pozitif ayrımcılık yapmakta fayda var. Ben de bir OSB’nin Yönetim Kurulu Başkanı olarak yapılan çalışmalarda emeği geçenlere teşekkür ediyor, OSBÜK değerlendirmelerine katıldığımı ve desteklediğimi belirtmek istiyorum. Yeşil ve akıllı OSB vizyonunu destekleyen Bakanlığımızın bu beklentileri değerlendirerek, sinerji oluşturacağını düşünüyorum.

Ülkemiz için fırsat olarak dillendirdiğim ‘Tedarik Zinciri Yönetim Merkezi’ olmada OSB’lerimiz, stratejik öneme sahiptir. OSB’lerimizdeki yatırım ortamını ve ekosistemi güçlü kıldığımız ve desteklediğimiz ölçüde ülke ekonomimiz de kalkınıp büyüyecektir. Finansal istikrara ve dengelenmeye acil ihtiyaç duyduğumuz, endişe verici bir süreçten geçiyoruz. Cumhurbaşkanımız’ın da yapılacağını açıkladığı demokrasi, hukuk ve ekonomi reformları bir an önce gerçekleştirilmelidir. Böylece ekonomi ve yatırım ortamında belirsizlikleri giderip, öngörülebilirliği ve güven ortamını sağlayarak yatırımları, istihdamı, üretimi ve ihracatı artırabiliriz. 29 Ekim 1923’te “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” şiarıyla ilan edilen Cumhuriyetimiz’in 98. yılı kutlu olsun. Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti, Yaşasın Demokrasi. “Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır.” 

Yorumlar (0)
banner557