Avusturya’nın eski Başbakan Yardımcıları’ndan Dr. Erhard Busek’in başkanlığını yaptığı Büyükelçi Elena Kirstcheva’nın da genel sekreterliğini yürüttüğü Viyana Ekonomik Forumu’nun çalışmalarını yıllardır izleyenlerden biriyim.
Başkanlığını yaptığım Marmara Grubu Vakfı ile de partnerlik anlaşması bulunan Viyana Ekonomik Forumu özellikle Balkanlar’da önemli etkinliklere imza atan bir kuruluştur.
Kalkınmanın motoru ekonomi başlığı altında jübile toplantılarında düşüncelerini ortaya koyan farklı vizyon sahipleri ve karar vericiler ufuk turlarını gerçekleştirirlerken Tuna Nehri’nin geleceğini de tartıştılar.
Dört özel oturumun gerçekleştiği jübile toplantısında dikkat çeken bir başka özellik de katılımcıların ortaya koydukları değer ölçüleriydi.
Özellikle de jübile toplantısında söz alan Dr. Erhard Busek’in bir cümlesi etkinliğe damga vuran bir kriter oldu. Dr. Busek, “Ortak Avrupa eğitimine ihtiyacımız var” dedi. Ortak Avrupa eğitimi, ortak kültürün, ortak yaşayış tarzının, ortak değerlerin ölçüsünden başka bir şey değildi.
Katılanların Avrupa denilince akla gelen ilk ölçüsü, karşılıklı saygı ve anlayış oluyor. Elbette ortak değerlerin varlığı da önemli ama önplanda zarafetle şekillenen anlayış var.
Basit ölçüler içinde ele aldığımız da Avrupalı olmanın zenginlikle, ekonomiyle, refahın bölüşülmesiyle biçimlenen tasvirinin esası zarafettir. İnceliktir. Karşısındakini öteki olarak değerlendirmemektir. Ancak böylelikle bir ve beraber Avrupa yaşar. Yaşayabilir.
Ne Alman, ne Avusturya ne de İngiltere’den katılanların oturumlarında “biz şuyuz, biz buyuz” sözünü işittik. Aksine mütevaziliğin bütün ölçülerine şahit olduk.
Yalnız buna şahitlik dahi, Viyana Ekonomik Forumu’nun varlık değerini ortaya koyması bakımından önemliydi.
10. yılını idrak eden Viyana Ekonomik Forumu’nu kutluyorum. İnanıyorum ki, Dr. Busek’in ve Büyükelçi Kirstcheva’nın elinde daha uzun yıllar Viyana deneme bonusu veren siteler Ekonomik Forumu Balkanlar’da ve Avrupa’da yol gösterici vasfını sürdürecektir.