banner565

banner472

banner458

banner457

Daha etkin, verimli, esnek, uygun maliyetli, yeni nesil lojistik ve taşımacılığın anahtarı; Entegre Lojistik ve Karayolu Taşımacılığı

Yeşil ve dijital dönüşen lojistik ve taşımacılık sektörünün gelenekselden yeni nesile geçişinin anahtarı; ‘Entegre Lojistik ve Karayolu Taşımacılığı’. Karayolu taşımacılığı, Türkiye’nin Dünya ticaretindeki konumunu güçlendirirken, entegre lojistik hizmetleri firmaların lojistik ve taşımacılık sürecini daha profesyonel yönetmesini sağlıyor.  UTİKAD Başkanı Ayşem Ulusoy, sektörün teknolojik yatırımlara ağırlık vermesi gerekeceğini vurgulayarak, “Ulaşımda dijitalleşmeyi yaratacak ve sürdürülebilir kaynaklara yönelmeyi sağlayacak bilgi teknolojilerinin ivedilikle sektörümüze yayılarak dönüşümün sağlanması gerekmektedir” diyor.

DOSYA 01.03.2023, 00:00 27.03.2023, 09:25
23020
Daha etkin, verimli, esnek, uygun maliyetli, yeni nesil lojistik ve taşımacılığın anahtarı; Entegre Lojistik ve Karayolu Taşımacılığı

Değişen demografik yapı, göçler, ticari ihtiyaçlar, Rusya-Ukrayna Savaşı, Pandemi ile kırılan tedarik zincirleri, küresel resesyon tehdidi, iklim krizi, doğal afetler ve depremin Dünya ve Türkiye ekonomisine yansımaları ve derinleşen ekonomik kriz, lojistik ve taşımacılık sektörünün her geçen gün kendini yenilemesi, hizmetlerine yeni modüller eklemesi ve katmadeğerli hizmetler üretmesini gerektiriyor. Artık lojistik şirketleri, taşımacılık hizmetinin yanı sıra; depolama, depo yönetimi, ulaşım yönetimi, envanter yönetimi, tersine lojistik gibi ek hizmetleri de üstlenerek, lojistik kavramını bütünsel bir yaklaşımla ele alıyor. Dijital ve yeşil dönüşen lojistik ve taşımacılık sektöründe; ‘Entegre Lojistik ve Karayolu Taşımacılığı’ sektörün gelenekselden yeni nesile geçişinin anahtarlarından.

“Entegre lojistik; çok daha çeşitli ve katmadeğerli hizmet modelinin müşteriyle buluşturulması”
UTİKAD (Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Ayşem Ulusoy, “Entegre lojistik, lojistik hizmetlerini nakliye boyutundan çıkartarak çok daha çeşitli ve katmadeğerli hizmet modelinin müşteriyle buluşturulmasıdır” diyor.
Ayşem Ulusoy, entegre lojistiğin ürünlerin ihtiyaç duydukları özel koşulların sağlanmasından, tedarik zincirinin en verimli şekilde organize edilmesine ve tüm yasal süreçlerin, gerekli belgelerin temin edilmesi, mevzuatla ilgili bilgilendirmelerin yapılmasına kadar geniş bir yelpazeyi içine aldığını belirtiyor: “Geleneksel yöntemlerde firmalar, ürettikleri malı stoklayarak satış sürecine kadar depoda bekletir. Entegre lojistik hizmetlerinde üretim tamamladıktan hemen sonra depolarda saklanması için tüm ürünleri sevk eder. Depolarda bekleyen ürünler raflara yerleştirilir, satış zamanı geldiğinde ise tüm belgeler tamamlanır, siparişe hazır hale getirilir ve paketlenerek yola çıkılır. Çapraz sevkiyat süreci dediğimiz bu yöntem, tedarik zincirinde ortaya çıkabilecek tüm maliyetlerin azaltılmasında büyük rol oynayan bir anlayış sistemidir. Geleneksel yöntemlerde mevcut olan depo kavramı yerini daha pratik ve hızlı bir modele dönüştürmüştür. Bu model, üretimin senkronize olarak yapılmasını ulaştırmanın depolama faaliyet alanını ise ürünün giriş-çıkış ile hızla organize ederek bir uyum yaratır.”
Ayşem Ulusoy, geleneksel yöntemde ürünün depodan sevk edildiği yere kadar yapılan her işlem, şirketler için ciddi bir maliyet yarattığına dikkat çekiyor: “Şirketler yalnızca stoklama işlemi için bile daha büyük depolara geçmek zorunda kalır. Çapraz sevkiyat sayesinde ise yalnızca mal kabulü, bekletme ve sevkiyat işlemleri yapılır. Üretimin tamamlanacağı günün bilinmesi, sevkiyat işlemlerinin önceden organize edilmesi, en verimli şekilde taşınması gibi çeşitli prosedürler entegre lojistik destek planı içerisinde yer alır. Bu yöntemde gelişmiş teknoloji modellemeleri ve araçları kullanılarak verimlilik artırılır, kaynak kullanımı doğru şekilde yapılır ve yürütülen doğru süreçler koordinasyon kolaylığı sağlar. Olası risklere karşı önlem alınarak malın zarar görmeden ülkeden çıkışı planlanır. Şirketlerin pazar hacmini genişletmek aynı zamanda bilinirliğini arttırmak açısından avantajlar sağlayan entegre lojistik hizmetleri yüksek katmadeğer yaratması açısından artı değeri yüksek bir hizmet alanıdır.”

Türkiye’nin Dünya ticaretindeki konumu güçleniyor
Ayşem Ulusoy, Ulaştırma Altyapı Bakanlığı’nın 2022 yılı uluslararası karayolu taşımacılığına dair açıkladığı verilerin salgın ile tedarik zincirinde yaşanan değişikliklerin Türkiye’nin dünya ticaretindeki konumunu güçlendirdiğini ve ticarette yaşanan artışın karayolu taşımacılığına yönelik talebi arttırdığını vurguladığını söylüyor: “Özellikle son dönemde atılan adımlar karayolu taşımacılığımızdaki avantajlarımızdan faydalanma adına fark yaratmıştır. Avrupa’ya yönelik taşımalarda Bulgaristan, Romanya, Sırbistan, Macaristan gibi ülkelerde; Asya’ya yönelik taşımalarda ise Rusya, Kazakistan ve Azerbaycan ile yaşanan transit geçiş belgesi sorununun çözülmesi karayolu taşımacılığının ve genel manada Türk taşımacılığının önünü açtı. Özellikle İpek Yolu’nun üstünde olan ülkemizden geçişlerin kolaylaştırılması, birçok ülkeden gelen malın konsolide olarak nihai varış noktasına ulaşması için Gümrük Yönetmeliği’nde düzenlemelerin yapılması taşıma sektöründe olumlu yansımalar yarattı. Kamu idaresinin uluslararası düzeyde bu ve benzeri girişimleri karayolu taşımacılığındaki iddiamızı ve gücümüzü perçinleyecektir.”
Ayşem Ulusoy, karayolu taşımacılığının değer bazında Türkiye’nin dış ticaretinde ikinci sırada yer aldığını belirterek, “2020 ve 2021 yıllarında etkili olan COVID-19 salgını sebebiyle karayolu taşımacılığında küresel olarak yaşanan krizin etkisi oranlara da yansımıştır. Karayolu yük taşımacılığının toplam ithalat taşımalarındaki payı değer bazında 2021’de yüzde 20.79, ihracat taşımalarında ise yüzde 30.85 olmuştur. İthalat yüklerinin ağırlık bazında payı ise en fazla yüzde 5.36’lık oranla 2021’de olurken ihracat yüklerinin ağırlık bazında payı aynı yıl içerisinde yüzde 17.78 olmuştur” diyor.
Uluslararası karayolu taşımacılığında 2022’nin ilk 10 ayında yüzde 15 artış: Ayşem Ulusoy, şu bilgileri veriyor: “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı verilerine göre salgın öncesi dönemle karşılaştırıldığında 2022 Kasım ayı itibarıyla uluslararası taşıma faaliyeti gerçekleştirmek için yetki belgesi alan firma sayısı yüzde 50 artış göstermiş ayrıca Bakanlığın otomasyon sistemine yapılan araç kayıt sayısının 55 bin arttığı ve firmalara kayıtlı taşıt sayısının ortalama yüzde 33 artış gösterdiği belirtilmiştir. Uluslararası karayolu taşımacılığında 2022’nin ilk 10 aylık döneminde ise yüzde 15 artış yaşandı.
Yine Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın verilerine göre son iki haftada Azerbaycan’dan 3 bin adet 3’üncü ülke ve 3 bin adet transit, Gürcistan’dan 3 bin adet 3’üncü ülke, Belarus’tan bin adet boş giriş yük alma ve 500 adet 3’üncü ülke, Estonya’dan 200 adet tek tip, Yunanistan’dan 3 bin adet ikili geçiş belgesi ilave olarak alındı. Bu rakamlar sonucunda 2022’de 21 farklı ülkeden alınan ilave geçiş belgesi sayısı 320 bini, toplam geçiş belgesi sayısı ise 1.6 milyonu aştı. Türkiye’den karayolu ile yapılan ihracat taşımalarında Irak, Almanya ve Romanya hem taşınan yükün değeri hem de ağırlığı bakımından ilk 5’te yer alan ülkelerdir. İhracatta değer bazında birinci ülke olan Almanya ithalatta da değer bazında birinci ülke konumundadır. Karayolu ile ithalatta Türkiye’nin sınır komşularıyla hacimli ancak değeri düşük ürünlerde karayolu ile taşıma yapılmaktadır.”
En eski taşıma modu olarak tanımlanabilecek karayolu taşımacılığında diğer taşıma modlarıyla mukayese edildiğinde karayolunda görece yatırım maliyetlerinin düşük olduğuna işaret eden Ayşem Ulusoy, “Türkiye’de karayolu uzunluğu 2020’de 68.451 km iken 2021’de 68.526 km’ye ulaşmıştır. Türkiye, Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarına olan yakınlığı dolayısıyla önemli bir geçiş konumundadır. Orta Asya, Kafkasya ve Rusya Federasyonu’nu Avrupa’ya bağlayan uluslararası ulaştırma koridorlarının merkezinde yer almaktadır. Doğu-batı eksenindeki genişlik avantajı sayesinde ülkemiz önemini artırmaktadır. Uluslararası karayolu güzergahları aynı zamanda limanlara ve sınır kapılarına da bağlantı sağlamaktadır” diye konuşuyor.
“Savaş, küresel ve bölgesel sorunlar, aşılması gereken zorlukları da beraberinde getiriyor”: Ayşem Ulusoy, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş ortamının yarattığı küresel ve bölgesel sorunların sektörleri açısından aşılması gereken zorlukları da beraberinde getirdiğini ifade ediyor: “Kapanan hava ve deniz limanları ve yükselen petrol fiyatları küresel salgının ardından tedarik ve lojistik sektörüne bir kez daha darbe vuracak gibi görünüyor. Sınır kapılarında büyük yığılmalar mevcut. Özellikle Sarp sınır kapısında son günlerde ciddi yoğunluklar yaşandığını biliyoruz. Uzayan TIR kuyrukları, Gürcistan-Rusya hattında yaşanan tıkanma, sadece Rusya’ya yönelik nakliyeyi değil, bu ülke üzerinden Orta Asya’ya yapılan transit taşımaları da büyük sekteye uğratıyor. Karayolunda Gürcistan güzergâhına yüklenilmiş durumda ve zaten sınırlı kapasitelerle çalışan bu güzergâh ve geçişler yetersiz kalıyor. Tüm bu şartlar ve petrol fiyatlarının 100 doların üzerinde seyretmesi taşıma modlarında navlun seviyelerinin artmasına yol açtı.”
Yeşil ekonomiye geçişte çözüm; çoklu model taşımacılığının geliştirilmesi: Avrupa Birliği Paris İklim Antlaşması’na uygun olarak 2050 yılında sıfır emisyonlu bir kıta olma hedefini açıkladı ve bu hedef doğrultusunda sektörel bazda stratejiler oluşturdu. ‘Yeni Ekonomik Model’in, 14 Temmuz 2021‘de ‘FIT for 55’ isimli tasarıyla yayımlandığını ve AB alt komisyonları tarafından onaylandığını hatırlatan Ulusoy, AB Yeşil Mutabakatı’nın, yalnızca belli bir sektörü değil başta enerji olmak üzere tarım, sanayi, lojistik gibi pek çok sektörü etkileyeceğine değiniyor: “Süreç içinde hizmet sektörü içinde bulunan çalışma alanlarının dahi bu değişimin dışında kalamayacağı açıkça görülüyor. Taşımacılık tarafına geldiğimizde ise Dünya’da yıllık olarak gerçekleşen sera gazı emisyon miktarının neredeyse yüzde 30’u taşımacılık ve lojistik kaynaklı. Bu büyük bir oran ve Avrupa Birliği, taşımacılık kaynaklı emisyonların azaltılması için bir dizi önlemler ve kurallar paketi üzerinde anlaşma sağladı. Bunların ilki, temel amacı kara yolculuğunun azaltılması ve denizyolu ve raylı sistemlere aktarılması yani çoklu model taşımacılığın geliştirilmesi olan 14 Aralık 2021 tarihli ‘Yeni Ulaşım Taslağı’”.
Ayşem Ulusoy, Yeni Ulaşım Taslağı’na ilişkin bazı başlıkları şöyle sıralıyor:
• 424 şehrin birbirine bağlanması
• Raylı taşımacılıkta yolcu trenlerinin 160 km/saat, yük taşımacılığında ise 100 km/saat hıza ulaşması
• Raylı sistemlerle maksimum entegrasyon
• Büyük havalimanlarının raylı sistemlerle bağlanması
• Raylı sistemlerde altyapıların iyileştirilmesi
• Sınır geçişlerinde beklemelerin en aza indirilmesi
• TEN_T rotası üzerindeki tüm şehirlerin paralelde sıfır emisyona geçişi
• Projelerin bitiş tarihlerinin 2050’den 2040’a çekilmesi.

“Sektörümüzün teknolojik yatırımlara ağırlık vermesi gerekecektir”
Ayşem Ulusoy, şunları ifade ediyor: “AB lojistik sektörü emisyonlarının; yüzde 71’i kara, yüzde 14 deniz, yüzde 15 hava taşıması kaynaklı olarak gerçekleşiyor. Karayolu taşımacılığına yönelik alınan önlemlere ek olarak AB’nin taşımacılık kaynaklı emisyonların azaltılması için ortaya koyduğu diğer önlem paketi, kısa bir süre önce AB Komisyonu’nda kabul edilen ve parlamentoda onaya gönderilen ‘FUEL EU Tasarısı’ ile denizyolu taşımacılığına yönelik oldu. Avrupa Yeşil Mutabakatı ile belirlenen hedeflere baktığımızda sektörümüzün teknolojik yatırımlara ağırlık vermesi gerekecektir. Lojistik sektörünün teknoloji kullanımı artmaya devam ediyor ancak sektörün genel görünümüne bakıldığında büyük ölçekli firmaların bu tür yatırımlara daha fazla ağırlık verdiklerini görüyoruz. Küçük ölçekli firmalarda ise teknolojik yatırımlar sınırlı düzeyde kalmaktadır. Önümüzdeki dönemde lojistik ve taşımacılık süreçlerinde dijitalleşme ve otomasyon uygulamalarını geliştiren kurumların rekabet ortamında daha da güçlenmesi beklenebilir. Karbon emisyonunda karayolu taşımacılığının payının son derece yüksek düzeyde olduğu bilinen bir gerçek. Bu nedenle ulaşımda dijitalleşmeyi yaratacak ve sürdürülebilir kaynaklara yönelmeyi sağlayacak bilgi teknolojilerinin ivedilikle sektörümüze yayılarak dönüşümün sağlanması gerekmektedir.”‘Entegre Lojistik ve Karayolu

Taşımacılığı’nın şirketlere faydaları

• Entegre lojistikle firmalar, elinde bulunan tüm hammadde, sermaye, insan gücü ve teknolojiyi tam verimle kullanabiliyor.
• Müşteri taleplerini zamanında karşılandığından müşteri memnuniyeti artıyor. Faaliyetleri kazanç ve müşteri memnuniyeti çerevesinde gelişen firma,  uzun vadede çok daha profesyonel adımlarla kazanç   elde ediyor.
• Entegre lojistik, yük taşımanın yanı sıra pek çok ek hizmetin lojistik sürecine katılmasını, lojistik sürecinin profesyonel ve daha etkin, verimli, esnek ve kaliteli yönetilmesine olanak sunuyor.
• Entegre lojistik, firma ihtiyaçlarının önceden belirlenerek bu ihtiyaçların karşılanmasını sağladığı gibi gelecek dönemlerde karşılaşılabilecek tüm ihtiyaçların da önceden belirlenmesini kapsıyor.
• Karayolu taşımacılığı, çıkış ve varış noktaları arasında herhangi bir aktarım yapılmadan taşımaya imkan vermesi, diğer taşıma yöntemlerine göre hızlı olması, rota üzerinden birden fazla noktaya taşıma yapılabilmesi, esnek taşıma kabiliyeti ve özellikle kısa rotalarda sahip olduğu maliyet avantajı gibi pek çok artıya sahip.
• Karayolu taşımacılığı; diğer taşıma modlarıyla entegre olarak hizmet verdiği firmalara hız, düşük bekleme süreleri, ulaşımın yapılacağı noktaya direkt ulaşabilme, kapıdan kapıya teslim olanağı, verimlilik, kalite, esneklik, zaman ve maliyet tasarrufu gibi avantajlar sunuyor.  Kıtalar arası taşımalar bile birkaç haftada tamamlanabiliyor. Dünya ticaret rotalarını kapsayan geniş karayolu ağları sayesinde her noktadan belirtilen adrese gönderim yapılabiliyor.
• Diğer taşıma türlerine göre rota oluşturulması son derece kolay, Dünya’nın her yerine ulaşım imkânı veren bir taşımacılık türü.
• Karayolu taşımacılığında sermaye ihtiyacı hava, deniz ve demiryolu taşımacılığına göre çok daha düşük seviyede. Uygun fiyatlarla taşımacılık yapılmasını sağlıyor, taşıyıcı ve aktörlerin sayısının yüksek olması karayolu navlunlarının da rekabetçi seviyelerde belirlenmesine neden oluyor. Özellikle kısa rotalarda yapılan taşımalarda bu maliyet avantajı daha belirgin oluyor.
• Diğer taşıma modelleri için tamamlayıcı bir role sahip. Denizyolu, havayolu ve demiryoluyla belirli merkezlere gönderilen malların bu noktalardan nihai varış lokasyonlarına ulaştırılmasını sağlıyor.
• Dünya’nın her yerinde geçerli karayolu taşımacılığında altyapı geliştirme maliyetleri diğer taşıma modellerine göre çok daha düşüktür. Küresel bakıldığında; ülkelerdeki altyapıların karayolu taşımacılığı için yeterlilik seviyesi yüksek düzeydedir.
• Hava şartlarından en az etkilenen taşımacılık yöntemlerinden. Olumsuz hava şartlarıyla tedarik zincirinin durması ya da malların gecikmeli olarak gönderilmesi ihtimali en aza iniyor.
• Güvenli bir taşıma ve teslimat sürecine sahip. Özellikle bozulabilecek ya da değer kaybına uğrayabilecek malların taşınmasında tercih ediliyor. Taşıma sırasında malların çok sayıda aktarım sürecinden geçmemesi, soğuk taşıma zinciri gibi süreçlerin bozulmadan sürdürülebilmesine olanak veriyor.
• Karayolu taşımacılığı yükleme anlamında da belirli avantajlara sahip. Araçlara haftanın her günü ve saatinde yükleme yapılabildiği gibi, dağıtım ve malların boşaltımı sürecinde de esneklik sağlıyor.
• Araç çeşitliliği oldukça yüksek. Bu özelliğiyle karayolu taşımacılığı her yüke uygun bir taşıma çözümü sunuyor; katı, gaz veya likit yüklerin taşıması sorunsuz gerçekleştirilebiliyor.
• Paketleme süreci kolay ve maliyet olarak avantajlı. Paketleme için uygun materyal ve teknolojinin bulunması, paketlenme süreci ve taşınan malların muhafaza edilmesi nispeten daha kolay. Aktarmasız taşımalarda birden fazla paketleme sürecine ihtiyaç kalmadığı için maliyetler düşük oluyor.
• Kapıdan kapıya yapılan taşımalarda aktarım sayısının düşük olması nedeniyle başta tam kamyon yükü (FTL) olarak taşınan mallara yükleme-boşaltma sürecinde zarar gelme riski daha düşük. Karayolu taşımacılığı bu özelliğiyle hassas malların taşınması için en çok tercih edilen yöntemler arasında yer alıyor.
• Karayolu taşımacılığında evrakların doldurulma süreci deniz ve hava yolu taşımacılığına göre daha basittir ve daha az zaman alıyor.

Entegre lojistik nedir?
Entegre lojistik; “Firma ihtiyaçlarının önceden belirlenerek, bu ihtiyaçların karşılanmasını, bununla birlikte gelecek dönemlerde karşılaşılabilecek tüm ihtiyaçların da önceden belirlenmesini kapsayan profesyonel bir lojistik yönetim yöntemidir. Entegre lojistikle, firmaların elinde bulunan tüm hammadde, sermaye, insan gücü ve teknolojinin tam verimle kullanılmasını sağlıyor” diye tanımlanıyor.
Bir diğer tanıma göre; “Entegre lojistik yönetimi, depolama, depo yönetim sistemleri, ulaşım yönetimi, envanter yönetimi, gerçek zamanlı konum sistemleri ve tersine lojistik olmak üzere 6 adımdan oluşmaktadır. Bu adımlar, sürecin çok daha profesyonel şekilde yönetilmesini sağlamak için geliştirilmiştir.”

Karayolu taşımacılığı nedir?
Karayolu taşımacılığı; “Yüklerin otoyol ve kara araçları vasıtasıyla bir noktadan başka bir noktaya aktarmasız, güvenli, hızlı, zamanında ve ekonomik bir şekilde taşınması yöntemidir. Kısa mesafeli yollarda taşımacılıkta daha ekonomik olması sebebiyle oldukça sık tercih edilen bir taşımacılık modudur” diye tanımlanıyor. Bir diğer tanıma göre; “Gönderici firmadan alınan mal ve ürünlerin, alıcı firmaya veya firmanın istenilen sevkiyat noktasına kadar sadece karayolu kullanılarak taşınması ve firmaya teslim edilmesi süreci.”

Yorumlar (0)