ÜNİVERSİTE

Fevziye Mektepleri...Işık Üniversitesi


1923’te buhranlı günler geride kaldı Selanik Feyziye’sinin tüm öğrencileri Anavatana-Türkiye’ye geldi. Okulun adı Atatürk’ün onayıyla 1934’te Işık Lisesi olarak değiştirildi. 1955-56 yıllarında yapılan çalışmalar sonucunda vakıflaşma işlemleri bitirildi. Nişantaşı’nda bir biri ardına yapılan binalarla okul son derece modern bir eğitim kurumu halini aldı. Ancak zaman içinde bu da yeterli olmadı. 1986’da Ayazağa Kampüsü kuruldu. Bunu 1996’da Işık Üniversitesi takip etti. 2000’de Erenköy’de ilköğretim Kampüsü’nü devreye sokan Feyziye Mektepleri Vakfı, 2003 yılında Şile’de Işık Üniversitesi Kampüsü’nü genç Işıklılar’ın hizmetine sundu.

İlklerin okulu FMV Işık Okulları
FMV Işık Okulları pek çok ‘ilk’leri hayata geçirmiş bir kurum. Cumhuriyetin ilanı ile ilk kez hazırlık sınıflarından itibaren yabancı dil öğreten, henüz resmi okullarda uygulanmadan Arapça ve Farsça’yı programdan çıkaran, yerine felsefe, sosyoloji, mantık, ticaret gibi dersleri koyan, ilk defa cinsiyet farkı gözetmeden karma eğitim yapan FMV Işık Okulları, Sokrates- Commennius programını Türkiye’ye getiren ilk okullardan biri olma özelliğini taşıyor. ‘Önce iyi insan yetiştirmek’ gayesiyle hareket eden Feyziye Mektepleri Vakfı Işık Okulları gelişimini geleceğe taşıyor.

Işık Üniversitesi ışığı
Işık Üniversitesi’nin temellerinde yukarıda kısaca anlatılan 130 yıllık geçmiş bulunuyor. Işık Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Nafiye Güneç Kıyak, Türk eğitim sisteminin en köklü kurumlarından biri olduklarını belirterek, bu ayrıcalığın avantajlarıyla öğrencilerine iddialı bir eğitim sunduklarını paylaşıyor.
“Şanslıyız. Köklü bir eğitim mirasına sahibiz. Bu tarih bize kimlik kazandırıyor” diyen Kıyak,  geçmişten bu yana eğitimden aldığını eğitime veren bir kurum olduklarına dikkat çekerek şöyle konuşuyor: “Eğitimde iddiamız bellidir. ‘Önce İyi İnsan Yetiştiriyoruz.’ Ayrıca bireye mesleki beceri kazandırma ve ekonomiye katkı sağlama temel misyonumuzdur. Işık Üniversitesi’nin kuruluşunda ‘Araştırma Odaklı’ eğitim kurumu prensibini benimsediklerini anlatan Kıyak, bugün ekonomide gelinen aşamanın kendilerini haklı çıkardığını ve bu alanda çalışmalarına devam edeceklerini paylaşıyor. 1996 yılında İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ve Mühendislik Fakültesi altyapısıyla kurulan Işık Üniversitesi’nde bugün 6 fakülte ve 37 bölüm bulunuyor. Önümüzdeki dönem Sağlık Bilimleri Fakültesi’ni açmak için YÖK’e başvurduklarını açıklayan Kıyak, “Ayrıca meslek yüksekokulu alanında çalışmalara yoğunlaştık. Bu yıl Sağlık Meslek Yüksekokulu ile teknoloji ile sanat ağırlıklı Işık Yüksekokulu’nu açacağız” diyor.

Öğrencilerinin tamamı iş sahibi
Işık Üniversitesi’nin toplam öğrenci sayısı 4 bin 700. Öğrencilerin okul sonrası iş sahibi olması önemli, özellikle günümüzde daha da önem kazandı. Bu nedenle bölümlerin müfredatı oluşturulurken sektörün sivil toplum kuruluşlarından görüşler alınıyor. Her bir öğrencinin mezun olmadan bir projenin içinde yer almasının önemli olduğunu paylaşan Kıyak, “İngilizce’ye büyük önem veriyoruz. Ayrıca eğitim modeli olarak öğrencimizin koçluk sistemi ile bilgilenmesini sağlıyoruz. Öğrencilerin kendi çabalarıyla oluşturduğu projelere ağırlık veriyoruz. Sanayiciler ile temas ederek işbirliği modellerini geliştiriyoruz” diye konuşuyor.
Işık Üniversitesi’nin mezun sayısı 4 bin 500’ü buluyor. Mezunların yüzde 100’e yakını iş sahibi. Ayrıca mezunların yüzde 60’ı uluslar arası şirketlerde çalışıyor. Yüzde 20’ye yakın mezun ise kendi işini veya aile işini yürütüyor. Ayrıca akademik alanda yetişen öğrencileri de bulunuyor.

Kampüs üniversitenin artıları
Işık’ın eğitim iddiasında kampüs kavramının önemli bir artısı bulunuyor. Zira kampüs ile öğrenciyi dış etkenlerden yalıtarak İngilizce’ye ağırlık verilebiliyor. Kıyak altını önemle çiziyor “Şehir üniversitesi olsaydık bu kadar iddialı olamazdık. Öğrenci şehrin dışında ama doğanın içinde kendini eğitime bırakabiliyor. Aslında Şile’yi seçerken Amerika’nın eğitim modelini benimsedik. Şehrin dışında sadece eğitimle anılan bir alan yaratmak istedik. Oxford bu mantıkla kurulmuş bir eğitim kurumudur. Şile’nin de bir eğitim ilçesi olmasını istiyoruz.”
Yaklaşık 10 yıldır Şile’de öğrenciye en iyi eğitim imkanını sunduklarını söyleyen Kıyak, tek dezavantajlarının ise yaratılan ‘uzak’ algısı olduğunu açıklıyor. Işık Üniversitesi’nin akademik kadrosu da ince elenmiş bir seçimle oluşturulmuş. Üniversite-sanayi işbirliğine önem veren kurum, proje bazlı çalışmalara imza atan akademisyenlere ağırlık veriyor. Işık Üniversitesi’nde şu an 200 öğretim elemanı eğitim veriyor.

Sanayicinin üniversiteye ihtiyacı var
Nafiye Güneç Kıyak, yıllardan bu yana kopuk olduğu dile getirilen ve sanayi üniversite işbirliği konusunda ise şu görüşü sunuyor: “Üniversitelerde akademik tecrübe büyüktür. Sanayicilerin küreselleşen dünyada artan rekabet nedeniyle üniversitenin bu bilgi birikimine her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.”
Teknoloji ve tasarım konusunda şirketlerin muhakkak üniversitelerden destek alması önerisinde bulunan Kıyak, “Ne kadar işlevsel olursa olsun tasarımı düzgün değilse bir ürünün dünyada rekabet şansı yok. Dolayısıyla üniversitelerde tasarım tecrübesi çok önemli. Tasarımı bir  şirket kendi başına yapamaz. Akademik bilgi gerekiyor” diyor.
Üniversite–sanayi işbirliği dendiğinde teknopark kavramının ön plana çıktığını hatırlattığımız Kıyak, Bioİstanbul Teknopark’ta yer aldıklarını ve bu alanda çalışmalara ağırlık vereceklerini sözlerine ekliyor.

Şile’ye yerinde katkı
Işık Üniversitesi’nin en önemli artılarından biri yaşadığı alanda ‘yerel katkıyı’ önemsiyor olması. Özellikle Şile’de kamu kurumlarıyla yakın ilişkiler geliştirdiklerini anlatan Kıyak, bölgeden gelen öğrencilere de destek olduklarını ve yüzde 50 burs imkanıyla bölgeden öğrenci aldıklarını anlatıyor. Bugüne kadar Şile’den gelen 20 öğrenciyi mezun eden Işık Üniversitesi’nde bugün 70 Şileli öğrenci eğitim görüyor.