banner565

banner472

banner458

banner457

İş Bankası’ndan Uluslararası Atatürk Konferansı; Atatürk’ün ekonomi politiği; iktisadi bağımsızlık ülküsü

Milli mücadelenin ardından elde edilen siyasi bağımsızlığın ancak iktisadi bağımsızlıkla mümkün olabileceği düşüncesinden hareketle Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türkiye’nin ilk milli bankası olarak kurulan Türkiye İş Bankası’nın Cumhuriyetin 100. yıldönümü kutlamaları çerçevesinde düzenlediği “Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış” konferansı İş Kuleleri Salonu’nda iki gün sürdü.

HABER 01.10.2023, 00:00 25.10.2023, 09:27
21272
İş Bankası’ndan Uluslararası Atatürk Konferansı; Atatürk’ün ekonomi politiği; iktisadi bağımsızlık ülküsü

Milli mücadelenin ardından elde edilen siyasi bağımsızlığın ancak iktisadi bağımsızlıkla mümkün olabileceği düşüncesinden hareketle Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türkiye’nin ilk milli bankası olarak kurulan Türkiye İş Bankası’nın Cumhuriyetin 100. yıldönümü kutlamaları çerçevesinde düzenlediği “Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış” konferansı iki gün sürdü.
İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bali ve Genel Müdürü Hakan Aran’ın evsahipliğinde İş Kuleleri Salonu’nda düzenlenen uluslararası konferans, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un açılış konuşmasıyla başladı. Bakan Ersoy, Cumhuriyetimizin kurulduğu 1923’ün hem öncesi hem sonrasıyla sembol bir tarih olduğunu belirterek, Lozan Barış Anlaşması ile İzmir İktisat Kongresi’nin önemini vurguladı. Bakan Ersoy, İzmir İktisat Kongresi’nde bağımsız bir ekonomiye kavuşmanın ilkelerinin belirlendiğini, yol haritasının çıkarıldığını anlattı: “İzmir’de alınan kararlar, benimsenen ilkeler doğrultusunda 26 Ağustos 1924’te Atatürk’ün direktifleriyle kurulan Türkiye İş Bankası, Cumhuriyet döneminin ilk ulusal bankasıdır. Ülkenin 100 yıl önceki kurucu iradesi, Mustafa Kemal Atatürk ve yönetim ekibi, Cumhuriyetin kurucu kadrolarının ışığı daima önümüzü aydınlatmaktadır.”
İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bali, iktisadi bağımsızlık hedefinde Atatürk’ün ekonomi stratejilerini anlatarak, Cumhuriyet’in bir yaş küçük kardeşi olan Türkiye İş Bankası’nın, kurucusunun iktisadi bakımdan ileri görüşlülüğünün başlı başına ispatı olduğunu, Atatürk’ün, henüz İstiklal mücadelesinin yaralarının sarıldığı bir ortamda İzmir’de toplanan İktisat Kongresi’nde dile getirdiği, “Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferlerle taçlandırılmadıkça kalıcı olamazlar” sözünün, yeni kurulacak Cumhuriyetin ekonomi şiarı olduğunu vurguladı: “Atatürk’ün ekonomi politiğinin esasını iktisadi bağımsızlık ülküsü oluşturuyordu. Atatürk’ün iktisadi vizyonunun yalnızca milli menfaati değil, bütün ulusların refahını ve kalkınmasını gözeten evrensel bir düşünce sistemi olduğu unutulmamalıdır. Bir kısmı yaşça emsali olan, bugün hâlâ dimdik ayakta duran iştirakleriyle, 99 yıllık bu kutlu mazinin -10 yılı genel müdürlük vazifesi olmak üzere- 37 yılına tanıklık etmiş olmanın bahtiyarlığı içindeyim.”
Roma Sapienza Üniversitesi’nde Avrasya Tarihi ve Türk Dili dersleri veren ve ‘Atatürk’ isimli kitabı bulunan İtalyan Akademisyen Doç.Dr. Fabio L. Grassi, ‘Atatürk’ü yeniden düşünmek, batı medeniyetini yeniden düşünmek’ başlıklı sunumla yorumlarını paylaştı ve Kemalizm’in değerlerinin korunmaya ve yüceltilmeye devam edilmesi gerektiğini söyledi.
New York Üniversitesi Ekonomi Profesörü ve 2011 Nobel Ödülü’nün Sahibi Thomas J. Sargent, günümüz makro ekonomik politikası üzerine değerlendirmelerini aktardı: “Tekeller ve korumacılık tüketicilere zarar veriyor, insanları tekellerin etkisinden kurtarmaya çalışan politikaları beğeniyorum. Çin’den bir atasözü vardır ve aslında Atatürk de bunu biliyordu. Benim ülkemdeki devlet adamlarına bakınca, bunu unuttuklarını görüyoruz: ‘Uzun bir maratona çıkmaya hazır değilseniz kısa mesafeli koşuları da pekâlâ kaybedersiniz’.”
Aynı gün Doç. Dr. Y. Doğan Çetinkaya, ‘Atatürk Dönemi İktisat Politikaları, Çağdaşlık ve Türkiye İş Bankası’; Araştırmacı Yazar Bilsay Kuruç, ‘Cumhuriyet: 20. yüzyıla giriş’, eski UNESCO Genel Direktörü Irina Bokova da ‘Atatürk’ün en büyük miraslarından biri olan kadın hakları’ temalı konuşmalar gerçekleştirdi.
‘Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir’ başlıklı panelde Koç Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği ve Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Çiğdem Gündüz Demir, Antalya Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Havva İşkan Işık ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Başkanı Prof.Dr. Burcu Özsoy bilimsel alanda 100 yıl içerisinde elde edilen kazanımlara ilişkin görüşlerini paylaştı.
‘Yükselen Yeni Nesil İstikbal Sizsiniz’ panelinde ise Milli Tenisçi Çağla Büyükakçay, Milli Satranç Oyuncusu Batuhan Daştan, Milli Pentatlet İlke Özyüksel ve Milli Güreşçi Evin Demirhan Yavuz, Atatürk’ün gençliğe verdiği önemi ve bıraktığı mirası milli sporcular olarak geleceğe nasıl taşıdıklarını anlattı.
Konferansın ikinci gününde geleceğin bankası olma vizyonlarını anlatan İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, “Cumhuriyet bizlerden ‘fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller’ ister. Kurucumuzun böyle bir ülküsü varken nasıl olur da bir banka olarak kalabilirsiniz? İş Bankası bu milli ülküyü düstur edinmiş, ülkemizin medeniyet ufkunda bir güneş gibi doğması için çalışmış ve çalışmaktadır” diyerek Banka’nın çalışmaları hakkında bilgiler verdi.
MIT Dijital Ekonomi Girişimi’nin Kurucu Ortağı Andrew McAfee, içinde bulunduğumuz dijital çağa ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Cumhuriyet’in kurulduğu ortama, yüz yıl boyunca kat edilen mesafeye ve bundan sonrası için yapılması gerekenlere ilişkin görüşlerini aktaran Prof.Dr. İlber Ortaylı, ‘Cumhuriyetin İlk Yüzyılı’ başlıklı konuşmasında, Türkler’in batılılaşmasının savaş odaklı gerçekleştiğini, bu yüzden savaşlarda başarı için ihtiyaç duyulan mühendislik, tıp, finans gibi alanlarda gelişildiğini anlattı. Türk kurmaylarının hem dünya bilgisi hem de dünya görüşüyle çok iyi yetişmiş olduğuna dikkat çeken Ortaylı, Mustafa Kemal Atatürk’ün daha kongreler döneminde ‘şekl-i idaremiz Cumhuriyet’ olacak dediğini ifade etti. Ortaylı, sağlıklı doğum politikasının sürdürülmesi, eğitimin iyileştirilmesi, askeri eğitimin budanmaması gerektiğini ve sanayileşmede eleman yetiştirilmesi ve yetişmiş elemanın tutulmasının önemini vurguladı.
Tarihçi, Filozof Yuval Noah Harari, yapay zekânın daha önceki tüm devrimlerden farklı olduğunu, tarihte ilk kez bir teknolojinin kendi kendine kararlar verebildiğini aktardı: “Şu anda aşina olduğumuz ChatGPT gibi yapay zekâ çalışmaları, organik yaşamın gelişimiyle kıyaslanacak olursa henüz amip aşamasında. Bu organik bir evrim değil. İnorganik bir zekâ ve organik varlıklara göre milyonlarca kez daha hızlı ilerliyor. Organik hayat milyarlarca yılda evrildi ama yapay zekâda bu sadece birkaç on yıl sürebilir. Yapay zekâda asıl sorun; risklerin gerçek anlamda tespit edilememesi. İnsanlık kendisine göre daha zeki ve güçlü bir şey yarattı, bunun üzerindeki kontrolünü yitirme riski var. Yapay zekâya harcadığımız her 1 dolara karşılık insana da 1 dolar harcamalıyız. Atatürk eskiye bakmadı gelecek için vizyon oluşturdu. İşte bu ruha şimdi de ihtiyacımız var.”

Yorumlar (0)