banner565

banner472

banner458

banner457

TSB Başkanı Atilla Benli: “2023 hedefi, 300 milyar TL’yi aşan bir prim üretimi”

Türkiye sigorta sektörünün prim üretimi 2022’de bir önceki yıla göre yüzde 123 artış ile 235 milyar TL oldu. Sektörün enflasyondan arındırılmış yıllık reel büyümesi yüzde 36 oranında gerçekleşti. Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli, büyüme trendinin 2023’te de sürmesini beklediklerini ve yılı 300 milyar TL’yi aşan bir prim üretimi ile kapatabileceklerini öngördüklerini belirtti. 

HABER 01.04.2023, 00:01 26.04.2023, 09:25
21690
TSB Başkanı Atilla Benli: “2023 hedefi, 300 milyar TL’yi aşan bir prim üretimi”

Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Atilla Benli, Türkiye sigorta sektörünün prim üretiminin 2022’de bir önceki yıla göre yüzde 123 artış ile 235 milyar TL olduğunu, sektörün enflasyondan arındırılmış yıllık reel büyümesinin yüzde 36 oranında gerçekleştiğini kaydetti.
2022 sonu itibarıyla BES ve OKS’de fon büyüklüğünün 433 milyar liraya ulaştığını, sistemdeki katılımcı sayısının 14.7 milyonu aştığını belirten Benli, “Devlet katkısının %25’ten %30’a çıkarılması, 18 yaş altının sisteme girişi, OKS’de 45 yaş üstü çalışanların da sisteme dâhil olabilmesi, emeklilik şirketlerine yatırım danışmanlığı imkânı verilmesi, BEFAS’ın devreye alınması ve hediye BES uygulaması öne çıkan reformlar oldu” dedi.
Türkiye sigortacılık sektörü olarak istikrarlı büyüme trendinin 2023’te de sürmesini beklediklerini söyleyen Benli, bu yılı 300 milyar TL’yi aşan bir prim üretimi ile kapatabileceklerini öngördüklerini kaydetti.
TSB olarak son yıllarda her daim gündemin içinde yer aldıklarını ve dönem dönem de gündem yaratan bir iletişim stratejisi içinde çalıştıklarını ifade eden Benli, “Sektörün rehber ve çatı kuruluşu TSB olarak hedefimiz belli: Türkiye ekonomisine katmadeğer sağlamak, sigorta sektörünü büyütmek, ürün kullanımını yaygınlaştırmak ve ürünleri sigortalılar lehine geliştirmek. Bu 4 alanla, ülkemizin ‘dünyanın en büyük 10 ekonomisi’ arasına girme hedefine destekte bulunuyor, ekonomimize doğrudan ve dolaylı katkılarımızla geleceğin güçlü ve büyük Türkiye vizyonuna, Türkiye Yüzyılı’na büyük bir gayretle hizmet etmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
Depremin, Türkiye sigortacılık sektörü üzerine etkilerinden de bahseden Benli, bölgede yapılan bazı çalışmaları işe şöyle anlattı: “İlk adımımız; depremin olduğu ilk günü 6 Şubat’tan 8 Mayıs’a kadarki OHAL dönemi boyunca vadesi biten tüm poliçelerin vadelerini otomatik olarak uzatmak oldu. Bu sayede vatandaşımızın teminatsız kalmasını önledik. İkinci adımda da bunlara ilişkin tahsilâtları 8 Mayıs’a kadar öteledik. Vatandaşımız prim ödemek isterse ödeyebilir ama eğer ödeme durumu yoksa tahsilât olmadan da tüm poliçe vadelerimizi 8 Mayıs’a kadar uzattık. Bu dönemde zorunlu trafik sigortasında gecikme cezasını da kaldırdık. Acentelerimizin orada çalışma şartlarının oluşmadığını düşünerek statik IP uygulamasını askıya alarak tüm Türkiye’den poliçe kesme imkânı getirdik. Zorunlu trafik sigortasında da minimum ilk tahsilât Mayıs ayında olmak üzere 6 taksit uygulamasını devreye aldık. OHAL ilan edilen bölgelerde DASK poliçelerinin, ağır hasar durumu hariç olmak üzere, otomatik olarak yenilenmesi sağlandı.”

Benli, Türkiye sigortacılık sektörünün sürdürülebilirlik, yeşil ve dijital dönüşüm çalışmaları hakkında da bilgiler verdi: “Dijitalleşme sektörümüzün risk mühendisliğinden, hasar süreçlerine, sigortalıya hizmetten, çalışan dönüşümüne kadar her safhada önemli bir değişime yol açtı ve açmaya devam ediyor. Şirketlerimiz son yılların sektörün dönüşümünde önlerine çıkan ve bugün dünya sigortacılığında unicorn dediğimiz milyar dolarlık değerlere ulaşan insurtech’lerle karşılaşıyor. Bugün ülkemiz sigortacılığında da birçok şirketimiz bir insurtech gibi yapılanma yönünde süreçlerini gözden geçiriyor, paydaşlarını da bu yönde geliştirmeye çalışıyor. İklim değişikliği derken, bu yönde yaşanacak risklere karşı DASK’ı dönüştürerek Zorunlu Doğal Afet Sigortası üzerine yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Ülkemizin iklim değişikliği ile mücadelesi ve enerji güvenliği için azami öneme sahip olduğunu düşündüğümüz yenilenebilir enerji projelerine destek vermeye devam ediyoruz. Bu yolda, rüzgâr enerjisi alanında 745 megavat, güneş enerjisi alanında ise 1400 megavat kurulu güce teminat veriyoruz."

Yorumlar (0)