banner565

banner472

banner458

banner457

“Türkiye krizi fırsata dönüştürebilir”

Fenerbahçe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Özlem Özdemir, beyin göçünden negatif etkilenen ülkeler arasında ilk sıralarda yer alan Türkiye’nin Pandemi ile birlikte krizi fırsata dönüştürerek, beyin göçünü tersine çevirebileceğini söylüyor.

HABER 01.03.2021, 00:01 29.03.2021, 15:30
22672
“Türkiye krizi fırsata dönüştürebilir”

Pandemi ile birlikte ‘beyin göçü’ yeniden gündeme geldi. Türkiye, beyin göçü veren ve nitelikli insan kaynağını kaybeden 34 ülke arasından ilk 10’lara yükseldi. Fenerbahçe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Özlem Özdemir, Pandemi ile birlikte Türkiye’nin beyin göçünü tersine çevirebileceğini söylüyor: “Salgın ile birlikte birçok sektör krize girdi. Avrupa birçok insanı işten çıkardı. Özellikle de yabancı uyrukluları. Eğitim sektörü de bu durumdan etkilendi. Avrupa’daki birçok üniversite yabancı öğretim üyelerinin görevlerine son verdi. Çoğu bilim insanı kendi ülkelerine dönmek zorunda kaldı. Türkiye bu durumda krizi fırsata çevirebilir. Tersine beyin göçü projelerinin böylesi kriz dönemlerinde yeniden gündeme gelmesi gerekiyor.”
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun (TÜBİTAK) 2019’da yurt dışındaki bilim insanlarının Türkiye’ye dönmelerini teşvik etmek amacıyla tersine beyin göçü projesi başlattığını ve 36 ülkeden 242 başvurunun geldiğini anımsatan Özdemir, “Pandemi döneminde tersine beyin göçü projesinin yeniden gündeme gelmesi bir farklılık yaratacaktır” diyor. “Yetiştirilmiş belli bir eğitim seviyesine gelmiş insan gücünün genel olarak ekonomik sebeplerle daha gelişmiş ülkelere göç etmesidir” sözleriyle ‘beyin göçü’nü tanımlayan Özdemir, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, İngiltere, Almanya, Fransa gibi gelişmiş ülkelerin beyin göçünden pozitif etkilendiğini, Türkiye’nin ise beyin göçünden negatif etkilenen ülkelerin ilk sırasında yer aldığını belirtiyor.
“Mutsuzluk da beyin göçüne yol açıyor”: OECD’nin beyin göçünün temel nedenlerini; ‘yurt dışında elde edilen imkanlar, artan gelir seviyesi, fırsatlar ve hayat kalitesi’ başlıkları altında topladığını belirten Özdemir, gelişmiş beyinlerin göç etmesinin sebebinin sadece maddi imkanlar değil, aynı zamanda ‘saygı görmek, takdir edilmek, ödüllendirilmek’ olduğuna değiniyor: “Lise seviyesinde gençlerin bile hayali yurt dışına gitmek. Gençlerin bilgiye kolay erişimle başka ülkelerle Türkiye’yi fırsatlar ve imkanlar bağlamında karşılaştırıyor. Ülkedeki ekonomik koşulların yanı sıra mutsuzluk da beyin göçüne neden oluyor.”
İş dünyasının ucuz işgücü bulmaktan vazgeçmesi gerektiğini vurgulayan Özdemir, “Nitelikli insanın isteyeceği ücret karşılığı da ona göre olur. Nitelikli insanın kendisine değer verildiğini hissetmesi ve mutlu olması şart. Yaratıcılığın ve girişimciliğin önündeki engeller, fesatlıklar ve hasetliğin önüne geçilmesi için tedbirlerin alınması gerekiyor. İş dünyasında rekabet mesai arkadaşının gelişmesine ve ilerlemesine engel olmakla başlıyor. Birlik ve beraberlik ruhu genç yaşta okullarda öğrencilere aşılanması, şirketlerin temel çalışma ilkeleri ve prensipleri arasında yer alması şart. Türk iş dünyası 5 milyonu aşan göçmenle 29 milyona ulaşmış çalışan nüfusunu hızla bilişim temelinde yeniden eğitmek zorunda. Bu çalışabilir durumda atıl bekleyen 18 milyon işsizi klasik koşullarda istihdam etmekten daha önemli. Mevcudu iyileştirmek, verimlileştirmek mi yoksa eskisi gibi devam edip işsiz kalabalıkları da mı bu verimsiz sınai işleyişe dahil etmek mi? Temel ikilemimiz ve 2030’lardaki dünya ekonomisindeki yerimizi bu soruya verilecek yanıt belirleyecek” diye konuşuyor.
“Bilişimde beyin göçünü engellemeliyiz”: Özdemir, ileri dijital teknolojinin şekillendiği bir üretim sistemini ifade eden 4. Sanayi Devrimi / Akıllı Sanayi / Sanayi 4.0 ve Sanayi 5.0 / Toplum 5.0 olarak adlandırılan ‘süper akıllı toplumu’ yaratmak için insan beynine olan ihtiyacın artacağına dikkat çekiyor: “Gelişmiş beyinlerin yurt dışına gitmesini engellemek için cazip iş ortamları ve olanaklarının yaratılmalı. Dünya eskisi gibi olmayacak. Bilim, bilgi ve dijital teknolojiye hâkim olan dijital imparatorluğa sahip olacaktır. Savaşlar artık topla tüfekle olmayacak. Bilişim alanında bizim beyin göçünü engellememiz gerekiyor. 2030’ları kazanmak istiyorsak 2020’lerde bilişim teknolojileri temelinde yeniden eğitilmeliyiz. Unutulmamalıdır ki sadece gençler göç etmiyor, her yaşta beyin göçü var. Bilişim sektöründe çalışanlar, doktorlar, mühendisler ön sıralarda göç ediyor. Teknolojik bakımdan uyumlu ve yetenekli girişimcilerin kendilerine değer verilmediği algısı ve bu duyguyu kuvvetlendirecek somut yaşanmışlıkları ortadan kaldırmakla işe başlanmalı.” 

Yorumlar (0)
banner557