İnşaat sektörü ekonomimiz için yaşamsaldır. Ancak artık sektöre her açıdan rekabetçi bir nitelik kazandırmanın da vaktindeyiz. Binalar gelecek içindir ve geleceği kapsamalıdır.
Türk inşaat sektörü tecrübeye dayalı bir rekabet gücü edinmiştir. Bu gücü inovasyonla ve geleceğin çözümleriyle pekiştirmek gerekir. O zaman bugünün sorusu, 2030, 2070 yıllarının binalarının nasıl olacağıdır. İnşaat sektöründe rekabetçilik bu sorulara yanıt arayarak gerçekleşecektir. Bu arayış stratejikse verimli olunur.
ABD’li bilim insanı Abraham Maslow “İhtiyaçlar Hiyerarşisi” isimli ünlü çalışmasında, insanın en temel fiziksel ihtiyaçlarını güvenlik, barınma, beslenme olarak ifade etmiştir. Bu tespit ışığında şöyle düşünebiliriz; konut sektöründeki en temel ihtiyaç, nüfusun daha büyük kısmının daha güvenli ve daha ekonomik şekilde barınma ihtiyacını karşılayabileceği, yaşamını daha güvenli bir şekilde sürdürebileceği yaşam alanlarının oluşturulabilmesidir.
Önümüzdeki yıllar sosyal yapımızı, kültürümüzü ve o halde öncelikler hiyerarşimizi değiştirecektir. Bu değişimi kavrarsak nasıl binalara ihtiyacımız olacağını da kavrarız. Örneğin “çekirdek aile” krallığına doğru ilerliyoruz. Birey/konut oranı düşecek. “Ekonomik yapı-bina” doğal kaynakları daha etkin olarak kullanmaya endekslenecek.
Enerji başa geçecek
Yapıların özellikle ısınma amaçlı enerji tüketimlerinin azaltılabilmesi için, güneş, rüzgar gibi doğal enerji kaynaklarından daha etkin şekilde faydalanabilmeleri, ısı kayıplarını engelleyebilmek için ise daha iyi yalıtım malzemelerinin geliştirilmesi en önemli ihtiyaçlar olarak ortaya çıkmıştır ve çıkacaktır. Enerji ticaretinde satıcı birimler aileye kadar küçülecektir. O halde binalarımızı şimdiden birer enerji üretim ve depolama santralleri olarak tasarlamamız kaçınılmazdır. Hatta insan vücudunun enerjisinden yararlanmayı düşünecek kadar “enerji cimrisi” olmalıyız.
Akıllı ev akıldan üstündür
Dijital teknoloji, elektronik ve otomasyon her yerde sıradanlaştı da niçin hala evlerimizi, binalarımızı teslim alamadı? “Akıllı bina” diyoruz, işte budur. Akıllı bina teknolojileri akıl almaz çözümler üretiyor! İletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve sensör teknolojileri, ev içerisindeki tüm cihazların birbiriyle ve bir merkezle, örneğin cep telefonumuzla bağlantılı olabilmesi ve insan etkisi olmadan kendi kendisini kontrol edebilmesini sağlamışken niçin hala “evde babaanne var” kolaycılığındayız?
Kendi kendini temizleyebilen iç ve dış yüzeyler, kendi kendisini ısıtabilen mekanlar, hane halkının evde olup olmamasına göre ısıyı ve enerji tüketimini kontrol edebilen konutlar, güneş ışığının şiddetine ve dış sıcaklığa bağlı olarak renk değiştirebilen ve böylece sıcak havalarda ısıyı yansıtabilen, soğuk iklim koşullarında ise ısıyı absorbe ederek enerji tasarrufu sağlayan dış cephe kaplamaları gibi birçok uygulama elimizin altında.... İşte inşaat sektörüne; rekabet gücü kazanmanın ve fark yaratmanın formülü olarak “inovasyon” alanı.
OECD tarafından hazırlanan Oslo El Kitabı’nda “inovasyon” kavramı ürün, süreç, organizasyonel yapılanma ve pazarlama yöntemlerinde, ekonomik değer yaratacak tamamen yeni veya önemli derecede geliştirilmiş çözümler olarak tanımlanmaktadır. Başka bir deyişle geliştirmiş olduğunuz yenilikçi bir çözümün inovasyon olarak tanımlanabilmesi için, ticari bir değer yaratabilmesi gerekmektedir. Bir şirketin tasarım, ürün geliştirme, üretim süreçlerinde ya da organizasyonel yapılanmalarında yenilik yapabilme ve bu yenilikleri ticarileştirebilme kapasiteleri, bilgi birikimleri ve tecrübeleri ne kadar yüksekse, o şirketin inovasyon kapasitesi ve buna bağlı olarak da rekabetçilik seviyesi o derece yüksektir. Yenilikçilik ile verimlilik, katmadeğer üretimi, rekabet gücü, sermaye birikimi, büyüme, istihdam yaratımı, sosyal refah arasında doğrudan bir ilişki mevcuttur. Bu ilişkinin önemini fark etmiş olan ülkelerde, inovasyon faaliyetleri hem özel sektör hem de kamu sektörü tarafından aktif ve istikrarlı şekilde desteklenmektedir.
İnşaat sektörümüzde mevcut malzemelere yeni ve üstün özelliklerin kazandırılması veya tamamen yeni ve üstün nitelikli malzemelerin geliştirilmesi, stratejik olarak en önemli inovasyon alanı olarak düşünülebilir. Daha hafif, daha esnek, dayanımı daha yüksek, daha uzun ömürlü, hem kullanımı hem de üretimi süresince çevreye daha az zararlı, doğal enerji kaynaklarından daha etkin şekilde faydalanabilen yapı malzemelerine ihtiyacımız olacaktır. Bu yapı malzemelerinin geliştirilmesinde ise, günümüzün en önemli teknoloji alanlarından biri olan nanoteknoloji çok önemli katkılar sağlayabilir.
Depozito Modeli önerisi
İnşaat sektöründen çürük ve dolandırıcı müteahhitlere karşı radikal bir öneri geldi. İnşaatçılar, Hükümet’ten bir daireyi iki kişiye satan ve konutu tamamlamadan kaçanlara karşı “depozito modeli” uygulamasını talep etti. Yapı Denetim Derneği’nin önerdiği modele göre, her müteahhitten inşaat maliyetinin yüzde 30-40’ı oranında depozito gibi “İş Yapım Teminatı” alınacak. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sıcak baktığı modele göre müteahhit inşaatı tamamladığında özel bir hesapta tutulan para iade edilecek.
Türkiye’de müteahhitleri denetleyen bir yapının olmadığını anımsatan TOBB İnşaat Sektörü Meclis Üyesi ve Yapı Denetim Derneği Başkanı Nazmi Şahin, “Elini kolunu sallayan müteahhit oluyor. Müteahhitliğe hem giriş hem çıkış kolay olduğu için çok kaza yaşanıyor” dedi. Türkiye’de kusurlu müteahhitlere ceza verilmediğini kaydeden Şahin, Hükümet’e “depozito modeli” önerisinde bulunduklarını söyledi. Müteahhitlerin bağlı olduğu bir oda kurulmasını isteyen Şahin, şunları ekledi:
“Müteahhitlerden İş Yapım Teminatı alınması gerekiyor. Böylece sayıları 200 bine ulaşan yap-satçı müteahhitler devre dışı kalacak. İnşaat yapmak isteyen müteahhit toplam maliyetin yüzde 30 veya yüzde 40’ını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda açılacak hesaba yatıracak. Müteahhit, inşaat belli bir seviyeye ulaşınca ya da tamamlanınca hesapta tutulan parasını alacak.
Böylece kamu da inşaatın garantisini vermiş olacak. Bu sistemle müteahhitin aynı daireyi iki kişiye satmasının ve inşaatı yarım bırakıp kaçmasının önüne geçilecek. Müteahhit de ‘inşaatı ne kadar çabuk bitirirsem paramı o kadar çabuk alırım’ diyerek işi hızlandıracak. Böylece müteahhit mağduriyeti engellenecek. Türkiye’de iskan almanın da teşvik edilmesi gerekiyor. Mesela bakanlığa yatırılacak bu depozitonun bir kısmı da iskan alındıktan sonra müteahhite verilmeli. Düzenlemeyle ilgili önerilerimizi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunduk, onlar da sıcak bakıyor.”

Üretimini yaptığı pek çok cihaza Eurovent sertifikası almayı başaran Daikin, VRV sistemlerinin performansını da onaylattı. İklimlendirme sektöründe müşteri güvenini simgeleyen Eurovent sertifikası ile Daikin’in cihazlarında beyan ettiği performans dereceleri doğrulanmış oldu.
Daikin, mucidi olduğu ve sürekli geliştirdiği VRV sistemler için açıkladığı tüm değerleri Eurovent sertifikası alarak doğruladı. Tüm alanlarda tek bir dış üniteden ısıtma, soğutma ve havalandırma hizmeti verebilen VRV Sistemler’in mucidi olan Daikin, Eurovent sertifikası almaya hak kazanarak bu cihazların kalite ve güvenilirliğini onaylattı.
İklimlendirme ve soğutma ürünlerinin Avrupa ve uluslararası standartlara göre performans derecelendirmesini onaylayan Eurovent sertifikası, müşteri güveni açısından büyük önem taşıyor. Ticari projelerin bir numaralı tercihi olan VRV sistemler için açıklanan performans derecelendirmesi ve kalitesinin doğruluğunu sertifikalandıran Daikin, sektörünün öncü ve yenilikçi markası olarak Eurovent gibi güven tesis eden çalışmalara büyük önem veriyor. VRV sistemler, ISO 9001 kalite yönetim sistemi, ISO 14001 çevre yönetim sistemi ve OHSAS 18001 iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi sertifikasına sahip olan Daikin üretim tesislerinde, modern teknoloji imkanlarını kullanan kalifiye personel tarafından üretiliyor ve kontrol ediliyor.
Eurovent Sertifikası neden önemli?
Avrupa’da bağımsız bir kuruluş olarak görev yapan ve üretici firmalar tarafından yayımlanan teknik özellikler tablolarını sertifikalandıran Eurovent, iklimlendirme sektörü için büyük bir önem taşıyor. Oldukça detaylı ve zorlu bir sürecin sonunda alınabilen Eurovent sertifikası, ürün performansının Avrupa ve diğer standartlarla eş değerde olup olmadığını gözlemliyor. Bu sertifikayla birlikte firmalar, ürünleri için yayınladıkları teknik belgelerde yeralan bilgilerin (ses seviyesi, hava debisi vb.) doğru olduğunu onaylamış oluyorlar. Eurovent sertifikası alan firmalar, ürünlerinin bağımsız kontrol edilebileceğini kabul etmiş oluyor. Bağımsız örnekler alınarak yapılan testlerin sonucunda elde edilen sonuçlar, yayınlanan değerlerle aynı çıkmadığı takdirde Eurovent sertifikası verilmiyor, verildiyse bile iptal ediliyor. Eurovent logosu olan ürünler, üretici firmanın yayınladığı tüm özelliklerin doğru olduğunu garanti ediyor.
Daikin Türkiye hakkında;
Türkiye'de 1978 yılından beri distribütörler vasıtasıyla faaliyetlerini sürdüren Daikin, Temmuz 2011’de Airfel’i satın alarak Türkiye iklimlendirme sektörünün iddialı bir yatırımcısı oldu. Daikin Türkiye ısıtma, soğutma ve havalandırma alanında Türkiye’nin en geniş ürün gamına sahip şirketlerinden. Daikin Türkiye çatısı altında bulunan Daikin ve Airfel markalarının iklimlendirme sektörüne yönelik kombi, klima üniteleri, panel radyatörler, fancoil, klima santralleri vb. farklı ihtiyaçlara uygun son teknoloji ile üretilmiş ürünleri bulunuyor. Merkez ofisi İstanbul’da bulunan Daikin Türkiye; 6 bölge müdürlüğü, 189 bayi, 500 satış noktası ve 500’ün üzerindeki yetkili servisiyle Türkiye’ye hizmet veriyor. Türkiye’nin yanısıra Doğu Avrupa, Türk Cumhuriyetleri, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın da Ar-Ge, üretim ve lojistik üssü olarak konumlanan Daikin Türkiye, CIS ülkelerinin (Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Gürcistan, Özbekistan, Azerbaycan) ve Kuzey Irak pazarlarının sorumluluğunu da üstleniyor.

Sur Yapı, ‘Prestij Tarz Kazandı’ sloganıyla Güneşli’de inşa edeceği Mirage Rezidans ve ‘Her Mevsim, Tek Mevsim’ sloganıyla Sultanbeyli’de yapımına başlayacağı Sur Yapı İlkbahar ile toplam 550 milyon TL’lik yatırıma imza atıyor. Sur Yapı, İstanbul’un Avrupa ve Anadolu yakasında iki yeni projesiyle 2015 yılında da yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor.
Şehirli ve dinamik bir yaşam vaat eden 342 rezidansın yeraldığı Mirage Rezidans, 17 katlı 3 bloktan oluşuyor, ayrıca 60 mağazalık bir alışveriş caddesi de bulunuyor. Sur Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Altan Elmas, Mirage Rezidans’ın TEM Otoyolu’na, Atatürk Havalimanı’na, E-5 Karayolu’na ve metro istasyonlarına yakınlığıyla dikkat çektiğini anlatıyor. Elmas, projenin kısa vadede büyük bir yatırım fırsatına dönüşeceğini düşündüklerini belirtiyor. Sur Yapı İlkbahar projesinde, kiraz, elma, erik ve zeytin ağaçlarından oluşan meyve bahçeleri ve her mevsim rengarenk açan çiçekler yeralıyor. Altan Elmas, Sur Yapı İlkbahar Projesi’nin Kuzey Ormanları, 3. Köprü ve TEM Otoyolu’na yakınlığı ve hemen yanı başında inşa edilen ve birkaç ay içinde hizmete girecek olan Sultanbeyli Devlet Hastanesi ile bulunduğu bölgeye değer kattığını söyledi.

Türk Telekom Grubu “Akıllı KenTT” ve “Çağrı Merkezi” ile yatırımlarına devam ediyor. Türk Telekom Grubu Türkiye’nin ilk entegre akıllı şehir projesini Karaman’da başlattı. Proje, Türk Telekom Grubu CEO’su Rami Aslan, Grup Bireysel İş Birimi CEO’su Erkan Akdemir ve Grup Kurumsal İş Birimi CEO’su Mehmet Ali Akarca’nın evsahipliğinde ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan’ın katılımıyla düzenlenen basın toplantısında duyuruldu. Türk Telekom Grubu ve iş ortakları tarafından geliştirilen uygulamalarla, Karaman’da trafikten sağlığa, kamu hizmetlerinden enerji tasarrufuna kadar şehrin tüm ihtiyaçları Akıllı KenTT Operasyon Merkezi’nden yönetilecek. Şehir, vatandaşlar için daha yaşanabilir hale gelirken, ekonomik ve çevresel olarak da büyük kazançlar sağlanacak. Akıllı KenTT projesi Türkiye çapında gelişmekte olan belediyelerin hayatını kolaylaştıracak. Türk Telekom Grubu, aynı gün Karaman Çağrı Merkezi açılışını gerçekleştirdi. Yapılan yatırımla bölgede 250 gence istihdam sağlayacak merkez Avea ve TTNET operasyonlarının yanısıra Devlet Hava Meydanları İşletmesi’ne de (DHMİ) hizmet verecek.
Bakan Lütfi Elvan, “Türkiye’de ilk kez entegre bir akıllı kent uygulamasını Karaman'da başlatıyoruz. Akıllı bir kent kuruyoruz” dedi. Rami Aslan, dijitalleşme adımlarını, kamu hizmetlerine ve şehir hayatına taşıyarak, Türkiye’de yine bir ilki gerçekleştirdiklerini belirtti.

Öncü teknolojileriyle dikkat çeken Mitsubishi Electric, klima kontrol özgürlüğü sunan yeni MELCloud teknolojisiyle hayatı kolaylaştırıyor ve ortamları daha konforlu hale getiriyor. Evdeki klimanın uzaktan bir bilgisayar, tablet veya akıllı telefon kullanılarak internet üzerinden kontrolüne yönelik yeni bulut tabanlı çözüm MELCloud, kablosuz internet bağlantısı olan her yerde Mitsubishi Electric Klima Sistemleri’nin mobil olarak kontrol edilmesine ve izlenmesine olanak sağlıyor. Uygulama ücretsiz olarak mobil cihazlara indirilebiliyor.
Filli Boya’dan kişiye özel sınırsız renkler
Filli Boya, geliştirdiği Renxmatik sistemiyle yeni bir dönemi başlatıyor. Filli Boya Renxmatik Sistemi insan gözünün algılayabildiği tüm renkleri eksiksiz ve kesin olarak tanımlayarak kişiye özel, sınırsız renk üretiyor. Sistemle bir kumaş, kağıt, perde ya da favori bir eşyanın rengi 2 saniye gibi kısa bir sürede elde edilebiliyor. Renxmatik sistemi ister 1 litre ister 100 litre olsun, istenilen renk, ton ve miktarda boyanın kişiye özel üretilmesine imkan sağlıyor.

Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği’nin (İZODER) 12. Olağan Genel Kurulu’nda, başkanlığa oybirliğiyle Tayfun Küçükoğlu seçildi. İZODER’in yeni Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, “Hedefimiz, ülkemizin ihtiyaçları, alışkanlıkları ve olanaklarını dikkate alarak, bilimsel doğrular yolunda, yalıtım sektöründeki üretici, bayi, uygulayıcı ve halkımızı bilinçlendirmektir” dedi. Toplantıda İZODER 10. ve 11. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, başkanlığı boyunca yaptıkları çalışmaları anlattı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdürü Selami Merdin de yalıtım sektörünün ihtiyaç duyduğu mevzuatlarla ilgili bakanlıkça yapılan çalışmaları paylaştı.
Yönetim Kurulu şu isimlerden oluştu: Başkan BETEK Genel Müdürü Tayfun Küçükoğlu, Başkan Vekilleri; İZOCAM Genel Müdür Yardımcısı Fatih Öktem ve MARDAV Genel Müdürü Levent Pelesen, Başkan Yardımcısı; aynı zamanda İZODER Murahhas Üyesi Ertuğrul Şen, Yönetim Kurulu Üyeleri; KALEKİM Genel Müdürü Altuğ Akbaş, ODE Genel Müdürü Ali Türker, BASF Genel Müdürü Buğra Kavuncu, ONDULINE CEO’su Burhan Karahan, ERYAP CEO’su Emrullah Eruslu, BASAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Ateş, TRAKYA CAM Başkan Yardımcısı Haluk Sarıaltın, RAVABER Genel Müdürü Harun Hasyüncü, WEBER Genel Direktörü Levent Gökçe, KORAMİC Yönetim Kurulu Başkanı Murat Savcı, GROFEN Genel Müdürü Ümit Güneş.
EKOS COTTO ile doğanın renkleri havuz ve bahçelerde
Türkiye’de ateş tuğlası tekniğiyle klinker tuğla üretimi gerçekleştiren fabrikası EKOS Klinker Tuğla tarafından üretilen EKOS COTTO zemin kaplama tuğlaları; yüksek kalitesi, dayanıklılığı, doğallığı, renkleri ve güzelliğiyle yaşam alanlarında fark yaratıyor. Estetik değeriyle bahçe, yürüyüş yolu, havuz kenarı, balkon ve teraslar gibi dış mekanlara ayrıcalık katan EKOS COTTO zemin kaplama tuğlaları; uzun ömrü, kaydırmazlık özelliği ve dış etkenlere karşı dayanıklılığıyla tercih ediliyor. EKOS COTTO’lar mekanın ihtiyacına göre çok çeşitli ölçü ve şekillerde üretilebiliyor. Örneğin; altıgen, baklava, küçük üçgen, daire ve obruk ile kuşkanadı gibi özel şekilli cotto’lar da çok özel projelerde kullanılıyor.

Türkiye İş Bankası’nın İstanbul Levent’teki genel müdürlük binası, “mükemmel” seviyesinde yeşil bina sertifikası almaya hak kazandı. Avrupa'da sürdürülebilirlik konusunda saygın kuruluş ve tüm dünyada çevre dostu binaları belgeleyen İngiltere merkezli Bina Araştırma Kuruluşu (BRE) tarafından yetkilendirilmiş olan BREEAM In Use Denetçisi’nin yaptığı değerlendirme sonucunda, İş Bankası’nın 2014’te “çok iyi” olan yeşil bina sertifikası bu yıl “mükemmel” seviyesine yükseltildi. İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Levent Korba, yeşil bina tanımının yapı sektöründe doğaya saygılı, ekolojik, konforlu ve enerji tüketimini azaltan binaları tanımlamak için kullanıldığını vurgulayarak, “Türkiye’de bu sertifikayı alan ilk Türk bankası olduk. Bu yıl da sertifikamızı ‘mükemmel’ seviyesine yükselttik. Çevrenin ve doğanın korunması çerçevesinde hayata geçirdiğimiz çalışmalarımızın bu şekilde takdir görmesinden büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.

Bayraktar İnşaat, “Business Class” konforundaki ofisleri Başkent’te iş dünyasının hizmetine sundu. Ankara Söğütözü’ndeki A+ Via Twins ofisleri satışta. İlk 10 katında uluslararası bir oteller zincirine de evsahipliği yapacak, 33 katlı 2 kuleden oluşan Via Twins, ofisleri kiralama avantajları da sunuyor. 66 metrekareden 800 metrekareye kadar ihtiyaca uygun A+ ofis seçenekleri mevcut. Bugüne kadar her biri ayrı marka haline gelen ve toplam büyüklüğü 2 milyon metrekareyi aşan üst yapı projelerini üstlendiklerini hatırlatan Bayraktar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bayraktar, Via Twins Projesi’nin Ankara’nın en yeni ve en prestijli iş merkezi olacağını söyledi.

Tekfen Emlak Geliştirme’nin İstanbul’da hayata geçirdiği HEP İstanbul “Hayatımın Evi Projesi”nde çok avantajlı bir kampanya başladı. Birinci etap satışları tamamlanan projeden daire sahibi olmak isteyenler için ‘İkinci Şans’ fırsatı sunuluyor. Tekfen Emlak Geliştirme Satış ve Pazarlama Koordinatörü Emre Ülger, bu kampanyayla ev sahibi olmak isteyenlere avantajlı ödeme koşulları sunmaya devam ettiklerini söyledi. Proje, Beylikdüzü, Esenyurt ve Avcılar ilçelerinin tam kesişim noktasında, E-5 ve TEM bağlantı yolunun kavşak noktasında yer alıyor. HEP İstanbul’da, daire sahipleri 2017 yılı Nisan ayında yeni evlerine kavuşacak.
/images/upload/imsad.png

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından yayınlanan “30. Yıl” kitabı, 1984’te, İstanbul’da Salı Pazarı’nda kurulan Türkiye İMSAD’ın, geçmişten günümüze Türk inşaat malzemesi sanayinin kilometre taşlarının resmi güncesi niteliğindeki önemli belgelerden oluşuyor. Kitapta, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran-Symes, Türkiye İMSAD’ın kurucu üyeleri ve tüm zamanların başkanlarının, görüş, değerlendirme ve anekdotları yeralıyor. Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar, “İnşaat malzemesi sanayi ihracatımız bugün 21.3 milyar dolarla ülkemiz toplam ihracatı içinde yüzde 14 paya ulaşmıştır. 52.3 milyar dolar yurtiçi pazar büyüklüğü ve cari açığa yüzde 224 pozitif katkısıyla inşaat malzemesi sanayinin bu büyüklüğe ulaşmasında Türkiye İMSAD, üyeleriyle birlikte bir başarı öyküsüne imza atmıştır” dedi. Bakan İdris Güllüce, pastayı büyütmenin yolunun yurtdışına açılmak olduğunu vurguladı.

Kleemann, fütüristik tasarımlarıyla binalardaki dikey taşımacılığa yeni bir boyut kazandırdı. Kleemann, önde gelen otomobil markaları için yaptığı tasarımlarla dikkat çeken dünyaca ünlü endüstriyel tasarımcı Andreas Zapatinas imzalı asansör modelleriyle asansörde sınırları yeniden çizdi. Kleemann Ar-Ge departmanının, Andreas Zapatinas önderliğinde gerçekleştirdiği 2 yıl süren Ar-Ge süreci sonucunda ortaya çıkan tasarımlar, asansörlerde kabinden kapıya, butondan panele birçok yenilik içeriyor. Zapatinas’ın doğal kıvrımlar, yaratıcı renkler ve fütüristik çizgiler taşıyan asansör tasarımları yepyeni bir deneyim vadediyor.

Dünyanın beş büyük yapı fuarından biri olan, Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul, 21-25 Nisan 2015’te yapı dünyasını biraraya getiriyor. YEM Fuarcılık tarafından düzenlenen Fuar’ın İş Geliştirme Platformu kapsamında düzenlenen Konuk Ülke Projesi’nde bu yıl Kazakistan konuk ediliyor. 2014 yılı inşaat harcamalarında 15 milyar doları aşan Kazakistan’ın 2015’te ise 17 milyar doların üzerinde inşaat harcaması yapması öngörülüyor. YEM Fuarcılık Genel Müdürü Burcu Başer, 2015’te de Türkiye inşaat sektörünün yüzde 3.5- 4.0 oranında büyüyeceğini ve yine lokomotif rolünü sürdüreceğini öngördüklerini söyledi. Fuarda bu yıl Ekonomi Bakanlığı koordinatörlüğünde Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB) ile birlikte organize edilen “Yurtdışı Alım Heyetleri İkili Görüşmeleri” bu yıl 42 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilecek.