KobiEfor ve NOSAB (Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi) işbirliğiyle; Sektörden Sektöre Çözümler ve Fırsatlar

24. yılını kutlayan KobiEfor tarafından NOSAB (Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi) işbirliği ve evsahipliğinde, Finansal Kurumlar Birliği (FKB), Hedef Filo, SOVOS Türkiye ve AKLease sponsorluklarında düzenlenen ‘Sektörden Sektöre Çözümler ve Fırsatlar’ toplantısı, NOSAB Yalçın Aras Konferans Salonu’nda, Bursa’da gerçekleştirildi. KobiEfor Dergisi Sahibi-Editör Yalçın Sönmez, “Döngüsel ekonomide, yatırım, üretim, istihdam ve ihracatla yüksek katmadeğerli büyüyeceğiz; başka seçeneğimiz yok. Sürdürülebilir, kaliteli adil değer paydaşlığı ile yarınlarımız daha iyi ve mutlu olacak” dedi.

KAPAK 01.01.2023, 00:00 25.01.2023, 09:36
30454
KobiEfor ve NOSAB (Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi) işbirliğiyle; Sektörden Sektöre Çözümler ve Fırsatlar

KobiEfor, 24. Yılı Etkinlikleri kapsamında düzenlediği ‘Sektörden Sektöre Çözümler ve Fırsatlar’ toplantısı ile Bursa’daydı. KobiEfor tarafından NOSAB (Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi) işbirliği ve evsahipliğinde, Finansal Kurumlar Birliği (FKB), Hedef Filo, SOVOS Türkiye ve AKLease sponsorluklarında düzenlenen ‘Sektörden Sektöre Çözümler ve Fırsatlar’ toplantısı, NOSAB Yalçın Aras Konferans Salonu’nda, Bursa’da gerçekleştirildi.
Toplantıya KobiEfor Dergisi Sahibi-Editör ve Kocaeli Alikahya OSB Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Sönmez, KobiEfor Genel Koordinatörü Nurdan Sönmez, NOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Erol Gülmez, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Üyesi Muhsin Koçaslan, FKB Başkan Vekili Selahattin Süleymanoğlu, Hedef Filo Satış Direktörü Petek Öztürk, UNDP (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı) Türkiye İklim Değişikliği ve Çevre Portföyü Proje Yöneticisi Özge Renklidağ, SOVOS Türkiye Kıdemli Satış Direktörü Ali Bulut, AKLease Satış Müdürü Murat Ateş, TOSYÖV Bursa Destekleme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Kazangil, TurSEFF-GEFF Lead Marketing Consultant Arif Ergin, GÜNDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı F. Elif Yağlı Ece, çok sayıda sanayici ve firma temsilcisi katıldı. Sunuculuğunu KobiEfor Yayın Grubu Haber Koordinatörü Deniz Yanıktaş’ın üstlendiği toplantıda, sektörel gelişmeler, hedef pazarlara yönelik yol haritaları, sürdürülebilirlik, yeşil ve dijital dönüşüm, yenilenebilir enerji ve özellikle güneş enerjisi alanlarında yeni fırsatlar ve riskler ile finansa erişim olanakları, destekler ve teşvikler anlatıldı.
İstiklal Marşı, Saygı Duruşu, KobiEfor tanıtım videosu ve KobiEfor Dergisi Sahibi-Editör Yalçın Sönmez, NOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Erol Gülmez ve BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Muhsin Koçaslan’ın açılış konuşmalarıyla başlayan toplantının sonunda KobiEfor Sahibi ve Editörü Yalçın Sönmez, KobiEfor Genel Koordinatörü Dr. Nurdan Sönmez ve NOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Erol Gülmez tarafından konuşmacılara ve sponsorlara teşekkür belgeleri verildi.


Daha iyi yarınlar ve mutluluk için; sürdürülebilir, kaliteli adil değer paydaşlığı
KobiEfor Dergisi Sahibi-Editör ve Kocaeli Alikahya OSB Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Sönmez, rekabetçi yerli üretim için ‘Rekabetin Akıl Gücü’ şiarıyla; KOBİ’lere ve girişimcilere iletişim platformu olan KobiEfor Sanayi Ekonomi Dergisi’nin 24. yılında ‘Sektörden Sektöre Çözümler ve Fırsatlar’ toplantısına katılan tüm konuşmacılara, evsahibi NOSAB’a, destek veren kurum, kuruluşlara, sponsorlara ve katılımcılara teşekkür etti. Puslu, sisli, çok zorlu ve sıkıntılı bir süreçten geçtiğimizi, Pandemi’yle başlayan bunalımın; iklim değişikliği ve Rusya-Ukrayna savaşıyla derinleştiğini; ekonomik krize yolaçtığını belirten Sönmez, “Tedarik zincirleri kırıldı, emtia, gıda ve enerji arz güvenliği bozuldu. Enflasyon, finansal dengesizlik, finansa erişim zorluğu, resesyon, belirsizlik ve öngörülemezlikle oluşan tedirginlik, ekonomide istikrar ve güven ortamını sarstı ve hasar verdi” dedi. Sönmez, bu türbülans gibi süreçte bir de iş ve insan ilişkilerimizle yaşam biçimimizi değiştirip dönüştüren, dijitalleşmenin ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın uyum sağlamak zorunda olduğumuz yeni standart ve kurallarıyla karşı karşıya bulunduğumuzu vurguladı: “Tam bir transformasyon yaşıyoruz. Bu değişim ve dönüşümün elbette zorlukları, riskleri ve tehditleri var. Ancak toplumsal bir seferberlikle farkındalığı ve bilinci oluşturarak, demokraside, hukukta ve ekonomide ihtiyaç duyduğumuz yapısal reformlarla güven ve istikrar ortamı sağlayarak, sürdürülebilir kalkınmanın ekosistemini hızlıca iyi hazırlayabilirsek; Ar-Ge ve inovasyonla ileri teknoloji geliştirerek, yüksek katmadeğerli rekabetçi yerli üretimle; yatırımları, üretimi, istihdamı ve ihracatı arttırarak, krizi fırsata çevirebiliriz. Bu süreçte gücümüze ve büyümemize katalizör olacak, Türkiye’nin; ‘Tedarik Zinciri Yönetim Merkezi’ olma potansiyelini de dikkate almamız faydalı olacaktır.”
Türkiye ekonomisinin 2023-2024 ve 2025 olmak üzere gelecek 3 yılının yol haritasını oluşturan Orta Vadeli Program (OVP) ile ekonomik hedefler ve büyüklüklerin açıklandığını ve OVP’nin temel amacının; ‘Yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı önceleyen büyümenin sürdürülmesi, verimli ve rekabetçi yerli üretim yapısının güçlendirilmesi, ithalat bağımlılığının azaltılması, kalıcı fiyat istikrarına ulaşılması, beşeri sermaye ve işgücü kalitesinin artırılması, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, sürdürülebilir, kapsayıcı büyüme ile adaletli paylaşıma yönelik ekonomik dönüşümün gerçekleştirilmesi’ olduğunu anımsatan Sönmez, bu hedeflere ulaşmak için hepimize görev ve sorumluluklar düştüğünü söyledi.

“Bursa, stratejik projeleri ile rol model bir kent”: Yalçın Sönmez, “Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma ve büyümesinde; tekstil, otomotiv, makine-metal, gıda, mobilya, raylı sistemler, havacılık, savunma sektörleri ile termal tesisleri ve kış turizminin merkezi Uludağ’la özel bir yeri, payı ve katkısı olan, sanayimizin, ticaretimizin ve ihracatımızın güçlü ili Bursa; stratejik projeleri ile rol model bir kent olarak öne çıkıyor. Buna en güzel örnek; ülkemizin üretim üsleri olan OSB’lerin ilki; Bursa OSB, 1961’de burada kurulmuştur. Nilüfer Organize Sanayi Bölgemiz de bu projenin başarılı ve parlak bir uygulaması olarak bayrağı dalgalandırıyor. Ben de bir OSB Başkanı olarak emeği geçenlere şükranlarımı ve saygılarımı sunuyorum” diye konuştu.
“Yüksek katmadeğerli büyüyeceğiz”: Türkiye’nin Dünya’da yoksulluğun ortadan kaldırılması, gezegenin korunması ve tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını hedefleyen ‘Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na duyarlı ve katkı verdiğini aktaran Sönmez, şunları ifade etti: “Döngüsel ekonomide, yatırım, üretim, istihdam ve ihracatla yüksek katmadeğerli büyüyeceğiz; başka seçeneğimiz yok. Sürdürülebilir, kaliteli adil değer paydaşlığı ile yarınlarımız daha iyi ve mutlu olacak. Kamu elindeki imkanlar ölçüsünde çeşitli destek ve teşviklerle bu sürece katkı sağlıyor; etkin ve verimli kullanmalıyız. Özel sektörümüz de geliştirdikleri yenilikçi ürün ve hizmetlerle yardımcı oluyorlar; değerlendirmeliyiz.” Sönmez, toplantının katılımcıların işlerinde ve projelerinde değer üretmesine faydalı ve yardımcı olmasını umduğunu belirterek sözlerini tamamladı.

“Orta ihracat sendromunu aşmak için büyüyecek KOBİ’lere ihtiyaç var”
BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Muhsin Koçaslan, Türkiye açısından 2022’nin zorluklarla mücadele yılı olduğunu, BTSO’nun iş insanlarına ‘Kendinize inanın, ülkenize güvenin’ çağrısında bulunduğunu, Bursa gibi üretim merkezi kentlerin ekonomideki sürükleyici rolünü güçlendirecek yeni bir bakış açısına ihtiyaç duyduğunu söyledi: “Ülkemizin sanayide yüksek katmadeğerli ve ileri teknolojili alanlara dönüşüm hedefine en hazır kent Bursa’dır.” Koçaslan, imalat sanayisinde orta-yüksek teknoloji yoğunluğu yüzde 52 ile Türkiye ortalamasının iki katı, ihracatta kg birim değeri 4.5 doların üzerinde, 800 milyar lirayı aşan ekonomik işlem hacminde yüzde 46 sanayi payıyla Türkiye’nin üretim ve ihracat üssü Bursa’nın 11 bin km2’lik toplam yüzölçümünde sanayiye ayrılan payın sadece binde 8, bu oranın Londra’da yüzde 3, Berlin ve İstanbul’da yüzde 1.5 olduğunu anlattı.
BTSO’dan KOBİ OSB Projesi: Koçaslan, Bursa yüzölçümündeki sınırlı payına rağmen kent ekonomisine yüksek seviyede katmadeğer sağlayan sanayinin, ölçek ekonomisine uygun, kapasite artışına imkân sağlayacak yeni yatırım alanlarıyla desteklenmesinin önemine değinerek, BTSO’nun 4 yılda 25 milyar dolarlık yatırım planıyla Türkiye’ye kazandırdığı TEKNOSAB’ın; yüksek teknoloji odaklı üretimi, güçlü altyapısı, ulaşım bağlantıları ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla mega endüstri bölgelerinin ülkemizdeki öncüsü ve yeni ekonomi modelimizin anahtarı olduğunu kaydetti. Şehir içinde kalan üretim tesislerinin de düzenli sanayi bölgelerine taşınmasının kent ve ülke için stratejik bir adım olacağını, BTSO olarak bu çerçevede KOBİ’lerin talepleri doğrultusunda KOBİ OSB projesini hazırladıklarını açıklayan Koçaslan, bir ülkenin kalkınmışlığının ve zenginliğinin göstergesi KOBİ’lerin isminin küçük, ekonomiye katkıları ise çok büyük olduğunu, Türkiye’nin yer aldığı OECD bölgesinde şirketlerin yaklaşık %99’unu temsil ettiğini, istihdamın %70’ini, katmadeğerin yaklaşık %60’ını karşıladığını belirtti.
BTSO Başkanı İbrahim Burkay’ın sıklıkla ifade ettiği ‘orta ihracat sendromu’nu aşabilmemiz için ekonomik ve sosyal kalkınmanın dinamosu olacak, işgücü verimliliğini artırarak bir üst ölçek büyüklüğüne geçecek KOBİ’lere ihtiyacımız bulunduğunu kaydeden Koçaslan, “Ancak bugün kentimizde KOBİ niteliğindeki sanayi işletmeleri, şehir içindeki plansız sanayi alanlarında yaklaşık 100-150 m2’lik tesislerde üretimlerini gerçekleştirmeye çalışıyor. 2018’de farklı sektörlerde faaliyet gösteren 2.500’den fazla üretici firmamızdan toplam 14 milyon m2’lik yatırım talebi topladık. KOBİ OSB ile şehir içindeki sanayi siteleri ve OSB arasında sıkışmış işletmeleri üretim ve lojistik altyapısı güçlü yeni bir alternatifle buluşturmayı hedefliyoruz.”


“Faktoring ticaretin çarkını döndürür”
FKB Başkan Vekili Selahattin Süleymanoğlu, ‘Finansal Kurumlar Birliği: Birlikten Doğan Güç…’ başlıklı sunumunda, FKB’nin, bankacılık dışı finans sektörünü; 49 faktoring, 21 finansal kiralama (leasing), 20 finansman, 23 varlık yönetimi ve 6 tasarruf finansman şirketi olmak üzere toplam 119 üye şirketi ve 8 binin üzerinde çalışanı temsil ettiğini söyledi. Süleymanoğlu, ticareti finanse eden, nakit sıkıntısını çözerek işletmelere kolay ve hızlı finansman sağlayan faktoring sektörünün 2022’nin ilk 9 ayında, işlem hacminde yüzde 90, aktif büyüklükte yüzde 72, alacaklarda yüzde 72 büyüdüğünü aktardı. Toplam perakende, ticari motorlu araçlar, tekstil gibi sektörlerde yoğun kullanılan, KOBİ’lerin, ihracatçıların ve ekonominin uzandığı her yerde var olan faktoringin Pandemi ve sonrası dönemde finansmana ulaşımda ve teminatta yaşanan ciddi sıkıntılara çözüm olduğunu, krizi fırsata dönüştürdüğünü kaydeden Süleymanoğlu, faktoring şirketlerinin KOBİ’lere büyük destekler verdiğini aktardı. ‘Garanti, tahsilat ve finansman’ alanlarında hjzmet sunan faktoring şirketlerinin en önemli özelliğinin hız olduğuna, tahsilat takibini faktoringe devreden satıcının disiplinli bir tahsilat yapabildiğine dikkat çeken Süleymanoğlu, faktoring türlerini sıraladı: “Coğrafi Açıdan Faktoring Türleri; Yurtiçi Faktoring, İhracat Faktoringi, İthalat Faktoringi. Garanti Açısından Faktoring türleri; Garantili Faktoring (GKR), Garantisiz Faktoring (KR). Bildirim Durumuna Göre Faktoring Türleri; Bildirimli Faktoring (Teyitli / Teyitsiz), Bildirimsiz Faktoring.”
Muhabirli İhracat Faktoringinde Türkiye’nin 1. sırada olduğunu aktaran Süleymanoğlu, faktoringin ihracatçılara faydalarını anlattı: “Faktoring, verilen tahsilat garantisiyle ihracatçı firmanın rekabet gücünü ve yeni pazarlara girme imkanını arttırıyor, yurtdışı alacakları disipline ediliyor, lisan ve ihracat yapılan ülkenin kanunlarını bilmemekten dolayı doğabilecek sorunlar bertaraf edilebiliyor, yurtdışındaki yerleşik alıcı firmanın finansal durumu hakkında bilgi sahibi olunabiliyor, şirketi birçok maliyetli işlemlerden kurtarıyor.” Süleymanoğlu, FKB’nin dijital alandaki çözümlerini anlattı: “Dijital Ticaret Finansmanı’nda Ürünler; Ticari Alacağın Finansmanı, Temlik Karşılığı Finansman, Tedarik Zinciri Finansmanı, Bayi Finansmanı, Katılım Bankacılığı Ürünleri, Alacak Rehni ile Finansman. Teknoloji’de; e-İmza, E-Fatura / Arşiv, E-Defter, E-Teminat, E-Çek ve E-Temlik. Burada da çok önemli bir BT Çözümü’ne başladık;
MFKS (Merkezi Fatura Kaydı Sistemi). Diğer BT Çözümleri; TZFS (Ticaret Zinciri Fatura Sistemi), Özel Entegratörlük, FKBulut Ortak Veri Merkezi, Belgeli-Belgesiz İhracat Kredileri Sistemi. Entegrasyonlarımız; GİB/E-Belge, MFKS-TZFS, MFKS-TZFS-FaturamPara, MFKS-KBFKS, MFKS-KGF. Ticaretin Geleceği; e-ticaret, hızlı, güvenli, düşük maliyetli finansman. MFKS’nin 49 faktoring şirketi dışında 28 banka toplam 77 tane kullanıcısı var; 1.4 milyon riskli işlem engellendi, 1.5 milyar TL’ye yakın işlem var. MKFS Entegrasyonları; GİB, KOBIT (KGF), TKBB, TARES. Tedarikçi KOBİ’ler finansmana ihtiyaç duyuyor, TZFS, hiçbir teminat almadan daha uygun finansmana ulaşımı sağlıyor, uygun bir maliyetle ticaretini peşin finanse ediyor, üretimleri için kaynak sağlıyor, işletme sermayesi yaratıyor, böylece tedarik akışı sürekli bir hale geliyor. FKBulut Ortak Veri Merkezi, 2021’de özel bir ödül aldık, 2022’de yeni bir ödül daha aldık. Belgeli / Belgesiz İhracat Kredileri Modülü (BİK) ve Özel Entegratörlük; burada da Ticaret Bakanlığıyla özel bir çalışmamız var; Gümrük Beyannamesi, Elektronik Ticaret Gümrük Beyannamesi, Dahilde İşleme İzin Belgesi, Serbest Bölge İşlem Formu, Vergi, Resim, Harç İstisna Bildirimi gibi bunlara tek merkezden ulaşma imkanı sunuyoruz. FKB, e-dönüşüm alanında 2015’te başladığı Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarını 2018’de tamamlayarak özel entegratör olmaya hak kazandı. Faktoring ticaretin gerçekten çarkını döndürüyor. Bu dönem bizim için bir fırsat yarattı, kamu bankaları dışında, özel bankalarla kredi anlamında fiyatları yarıştırdık, algı tarafını halledersek, faktoring şirketlerinin çok daha büyümesini göreceğiz. Faktoring şirketleriyle çalışan şirketlerin memnuniyet oranı; yüzde 90, bankalarla oranı; yüzde 60-65 civarında. Türkiye’nin enerjisi çok büyük, ben Türkiye’ye inanıyorum. Tek eksiğimiz; birbirimizle mücadelemiz, lütfen birbirimize değil, dışarıdakilere rakip olalım, biz de sizlere destek olalım.”

“Hızlı olursak riskleri fırsata çevirebiliriz”
UNDP Türkiye İklim Değişikliği ve Çevre Portföyü Proje Yöneticisi Özge Renklidağ, ‘Sürdürülebilirlik & Yeşil Mutabakat’ başlıklı sunumunda, Birleşmiş Milletler’in (BM) kalkınma ajansı olan UNDP’nin yaklaşık 170 ülke ve bölgede faaliyetlerini yürüttüğünü, yoksulluğu ortadan kaldırmak, eşitsizlikleri ve dışlanmayı azaltmak, ülkelerin ilerlemeyi sürdürebilmeleri için çalışmalarını sürdürdüğünü anlattı. 2015’te BM’de 193 ülkenin mutabakat sağladığı Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na (SKA) değinen Renklidağ, ana faaliyetlerinin 3 çatıdan; sosyal gelişim, çevre koruma ve ekonomik büyümeden oluştuğunu aktardı: “Suriye krizine yanıt ve dayanıklılık, kapsayıcı ve demokratik yönetişim, özel sektör ortaklıkları, kapsayıcı ve sürdürülebilir büyüme ve iklim değişikliği ve çevre çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın BM’nin kimseyi geride bırakmama ve zarar vermeme gibi ilkeleri paylaştığını, Dünya’da yeşil dönüşüm, sürdürülebilir ekonomi çalışmalarına devam edildiğini belirten Renklidağ, Mutabakat’ın Türkiye’nin de kalkınma hedefleriyle uyumlu ilerleyen bir süreç olduğuna dikkat çekti: “1980’den beri ihracata dayalı büyüme stratejimizi de destekliyor. Hem AB adaylığımız, hem Gümrük Birliği ortağı olmamız da Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyumlu. İklim değişikliğinden çok fazla etkilenen bir ülkeyiz. Karbon vergisi, eko etiket gibi yeni standartlar geliyor, hızlı olursak riskleri fırsata çevirebiliriz. Hızlı yeşil dönüşümle maliyetler azalacak, rekabet gücü sağlayacak. Bu firmalarımızın ülkemizin kurumsallaşmasını ve daha standart üretim yapmamızı sağlayacak. Avrupa’ya ihracatta ilk sıralardayız, bunu korumak için de oldukça önemli. Yeşil dönüşüm ve yeşil yatırımlarda oldukça fırsat var. Yurtdışındaki yatırımcı ve yatırım fonları da yeşil veya sürdürülebilir faaliyet gösteren şirketlere yatırım yapmayı tercih ediyor. Neler yapmalıyız? AB’de bir mevzuat tsunamisi var, bu mevzuatları sıkı takip etmeliyiz. Üretim ve dağıtımda temiz ve yenilenebilir enerji tercih etmeli, döngüsel ekonomi ilkeleri iş ve üretim süreçlerine entegre edilmeli, üretim süreçlerinde sürdürülebilir ve geri dönüştürülebilir malzemeler kullanılmalı, modern teknolojiler kullanarak karbon salımı, enerji tüketimi ve atıklar azaltılmalı.”  Renklidağ, İklim Değişikliği ve Çevre Portföyü olarak yürüttükleri çalışmalara değinerek, özellikle Bursa OSB’de dahil toplam 7 OSB’de KOSGEB desteğiyle uygulanan Türkiye’deki KOBİ’lerde Enerji Verimli Motorların Teşvik Edilmesi (TEVMOT) Projesi’ni anlattı: “Sadece Bursa’da 18 tane motor değiştirdik, 38 tonluk bir emisyon kazancı sağladık, yaklaşık 10 bin dolarlık bir hibeyi de firmalarımıza sağlamış olduk.”


“Merkezinde sürdürülebilirlik olan global yeni bir ekosisteme doğru gidiyoruz”
TOSYÖV Bursa Destekleme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Kazangil, Türkiye’nin de imzaladığı Paris İklim Anlaşması sonrası hedeflerine ulaşmasının istikrarlı ve planlı bir çalışma sonucunda elde edilebileceğini anımsattı: “KOBİ’ler sürdürülebilir ekonomilere geçişin anahtarıdır ve pek çok ülkede ekonominin ve uluslararası rekabetin temel itici gücüdür. Değişime hızlı uyum sağlama güçleri KOBİ’lerin en büyük özelliğidir. KOBİ’lerin sürdürülebilir olmaları büyük önem taşımaktadır. İşte bu noktada TOSYÖV kuruldu.”  TOSYÖV ve TOSYÖV Bursa Destekleme Derneği hakkında bilgiler veren Kazangil, en büyük sorunlarından biri; yetişmiş ara eleman olan KOBİ’lerde ikinci kuşak yöneticilik ve liderlik sürecinin de sancılı yaşandığını, kurum içi eğitim ve şirket anayasaları hazırlanmasıyla bunların aşılacağını kaydetti. Kazangil, TOSYÖV Bursa Destekleme Derneği’nin, üniversite-sanayi işbirliği çerçevesinde Bursa Teknik Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi ve Mudanya Üniversitesi ile protokoller imzalayarak, çalışmalara başladığını paylaştı: “Ayrıca üniversitedeki öğrenci gruplarıyla projeler yapmaya onları işletmelerimizin geleceğine hazırlamaya çalışıyoruz. Üyelerimizi dijital dönüşüme hazırlarken dijital dönüşümün bir amaç değil bir araç olduğunun bilincindeyiz. TOSYÖV Bursa olarak biz, sürdürülebilir bir ekonomi ve bilhassa KOBİ’lerde farkındalık oluşturabilmek için çalışmalar yapıyoruz.”
Yeni Başkan olduğunu aktaran Kazangil, ilk etkinliklerini de Ekim’de, ‘KOBİ’lerde Kurumsal Sürdürülebilirlik’ başlığıyla gerçekleştirdiklerini kaydetti: “Merkezinde sürdürülebilirlik olan global yeni bir ekosisteme doğru gidiyoruz. Başta KOBİ’lerimiz olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlarımızın sürdürülebilirlik ekosistemine bir an önce uyum sağlamaları gerekiyor. Sürdürülebilirlik bir amaç veya alınması gereken bir belge değil, bir yol haritasıdır. Bu toplantılarda sürdürülebilirlik bilincinin yaygınlaşmasına önemli katkıda bulunuyor.”


EBRD’den yeşil projelerin finansmanında GEFF
TurSEFF-GEFF Lead Marketing Consultant Arif Ergin, Türkiye Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından geliştirilen TurSEFF ve GEFF’i anlattı: “TurSEFF (Sürdürülebilir Enerji Finansman Programı) 13 yıldır aktif olan bir program, önümüzdeki yıl itibariyle sona geliyor, birkaç sene daha devam ettikten sonra artık tamamen yoluna GEFF olarak devam edecek. TurSEFF, sürdürülebilir enerji ve kaynak verimliliği yatırımlarını hem kamuda hem özel sektörde finanse eden bir finansman programıdır, diğer kredi ve leasing programlarından farkı; krediyle veya leasingle beraber verilen teknik danışmanlık desteğidir. Bu destekler de Avrupa Birliği (AB), Hazine ve Maliye Bakanlığımız tarafından finanse edilmektedir, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı desteklemektedir. TurSEFF de GEFF de EBRD’nin toplam 28 ülkede uygulamaya koyduğu bir program, bu program kapsamında toplamda 5.7 milyar Euro yeşil proje finanse edildi. TurSEFF’in de bir parçası olduğu GEFF programı, yeşil projelerin finansmanı için EBRD tarafından geliştirilmiş ve donörlerce desteklenen bir çerçeve programıdır. 170’ten fazla anlaşmalı finansal kurumla 202.000’den fazla faydalanıcıya ulaşıldı. TurSEFF kapsamında finanse edilen bileşenler; enerji verimliliği, su verimliliği, hammadde verimliliği, atık yönetimi, yenilenebilir enerji. TurSEFF’te Ağustos’ta 2022 itibariyle 2.656 adet yeşil projeye toplamda 790 milyon Euro finansman sağladık, 667 MW toplam kurulu yenilenebilir enerji gücü, 1.1 milyon hanenin bir yılda tükettiği elektrik miktarına eşit enerji tasarrufu veya 1.2 milyon otomobilin yıllık CO2 eş emisyonuna eşit emisyon azaltımı sağlamış olduk. Tarıma da ciddi destekler sağladık. 250 bin Euroya kadar yatırımları online üzerinde finansmana ulaşabilirsiniz. Fonlar, Türkiye’de leasing firmaları ve bankalar üzerinden dağıtılıyor. Bu yatırımlar, CO2 emisyonlarında yılda 9 milyon tonun üzerinde bir azaltım sağladı. Dünya’nın sonu gelmiyor aslında yaşamın sonu geliyor, iklim değişikliği canlıları vuracak. TurSEFF, olumsuz etkilerin bertaraf edilmesi amacıyla geliştirilmiş bir finansman sistemiydi, bunun artık başarılamayacağı görüldü ve artık GEFF’te biz adaptasyon, yeni koşullara uyumlanmayla ilerliyoruz. GEFF’in lansmanı 2 hafta önce yapıldı, çok yeni başlayan bir program, GEFF’i ilk defa bir kalabalığa anlatmış oluyorum.”
Türkiye’nin ciddi anlamda su fakirliğine doğru gittiğini, önümüzdeki dönem GEFF’te su konusunu çok daha fazla odaklarına alacaklarını bildiren Ergin, GEFF’de sürdürülebilir tarım ve sürdürülebilir toprak yönetimini finanse edeceklerini açıkladı: “GEFF Türkiye’nin temel amacı; sürdürülebilir enerji, iklim değişikliğini azaltmak, yeşil ekonomi, kurumsal iklim yönetişimi, rekabetcilik, toplumsal cinsiyet eşitliği. GEFF tarafında şu anda elimizde 520 milyon Euro finansmanımız var. Su kaynaklarının ve denizlerin korunmasını gözeten yeni trend Mavi Ekonomi’yi konuşuyoruz. Türkiye su fakirliği çeken bir ülke olmaya doğru ilerliyor, ülkemiz Kahire iklim kuşağına girdi, çöl iklimi Türkiye’ye doğru yaklaşıyor. EBRD, EIB ve UfM, AB desteğiyle Mavi Akdeniz Ortaklığı’nı başlattı; Mavi Kredi geliyor. Mavi Akdeniz Ortaklığı, sürdürülebilir mavi ekonomi projeleri için hem sermaye harcaması hem de teknik yardım hibeleri sağlamak üzere önümüzdeki 8 yılda 6 milyar Euro’luk finansal araçlar geliştirecek.”


Güneş enerjisi yatırımı nasıl yapılır?
GÜNDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Aydem Enerji Holding Yönetim Kurulu Üyesi F. Elif Yağlı Ece, dağıtım, bağlantı aşamasından son kurulum aşamasına kadar hepsini dikkate alarak hem GÜNDER Üyesi, hem de yatırımcı olarak tecrübelerini paylaştığını vurguladı: “İlk kurulumlar 2014’te başladı. Lisanssız santrallerle birlikte çok ciddi bir güneş kurulumu başladı. Türkiye’de şu anda 30’dan fazla panel üreticisi var, yılda 5 bin megawatt kadar üretim kapasitesi var. Çin yerine Türkiye’den panel tedarik etmek çok daha avantajlı. Mevzuat oturduktan ve elektrik fiyatlarındaki artıştan sonra çatı kurulumları yaklaşık 2 yılda kendini geri döndüren bir sistem haline geldi. Çatılarda sahaya göre yatırım maliyeti daha düşük. Sanayicilerin teknik kapasiteleri mümkünse önce çatılarını değerlendirmeliler. Saha kurulumları yaklaşık 3 yılda kendini ödüyor. Özellikle kamu bankalarından finansman bulmak mümkün. Aynı zamanda EPC+Finansman modeli de bulunuyor.”
Yağlı Ece, ‘Güneş enerjisi yatırımı nasıl yapılır?’ sorusunu da yanıtladı: “İlk önce çağrı mektubunun alınması, sonra projenin onaylatılması gerekiyor. Üretim Bağlantı Anlaşması’ndan sonra yatırım teşvik başvuruları yapılıyor. Yatırım uzun vadeli bir yatırım, o yüzden öncelikle dikkat edilmesi gereken konulardan biri özellikle doğru panel, invertör, konstrüksiyon vb. malzemelerin temini, kurulumun tamamlanmasının ardından santralin geçici kabulü ve mahsuplaşma için perakende sözleşmesinin tamamlanmasıyla işlem bitiyor. Dikkat edilmesi gerekenler ise şöyle: invertör seçiminde teknik olarak iyi ekibi, yaygın servisi olan birini seçmekte fayda var. Kayıpları minimize edecek projelendirme, tecrübeli montaj ekipleriyle çalışmak önemli. Çatı projelerinde gölgelenme olmamalı, çatıyı maksimum seviyede kullanacak yerleşim yapılmalı; saha projeleri enerji nakil hattına çok uzak olmamalı, sahanın güneşe bakış yönüne, sahanın tarım arazisi olmamasına, zemin yapısının sağlam olmasına, sahanın çok hafriyat ve tesviye ihtiyacı olmamasına dikkat edilmeli.”

Yağlı Ece, son mevzuat değişikliklerine de değindi: “Son mevzuat değişikliği ile devlet diyor ki kendi tüketiminin 2 katı kadar santral kurabilirsin, bunun 1 birimini kendin tüketirsin, 1 birimini ben satın alırım daha fazlasını devlete bedava verirsin. Mahsuplaşma aylık yapılıyor, devlet ödüyor veya siz ödüyorsunuz. Yıllık mahsuplaşma da yapılıyor, düzeltme varsa devlet size ödüyor, o yıl içinde tüketiminiz azaldıysa geçen yılı dikkate alıyor, arttıysa cari yılı dikkate alıyor devlet. Hangi tüketim fazlaysa o yılı dikkate alıyor. 2023 itibariyle bir tüketim noktası için farklı dağıtım bölgelerinde birden fazla üretim noktası olabilecek. Çatınızda sizin santraliniz olacak, başka bir bölgede de saha geliştirebileceksiniz, sanayiciler öncelikle çatısını kullanmalı, eksik kalan bölgeler için sahasını geliştirebilir. Aynı tüzel kişilik altında olursa birden fazla tüketim noktası, bir üretim noktasına bağlayabiliyorsunuz.”

“KobiEfor, 24 yıldır Türkiye’de ekonominin nabzını tutuyor”

NOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Erol Gülmez; “KobiEfor, yaklaşık 24 yıldır Türkiye’de ekonominin nabzını tutan bir dergimiz. Bölgelerde bu tip etkinlikleri yapıyor. Bursa’da böyle bir etkinliği yapacaklarını öğrenince evsahibi olmak istedik” dedi. Gülmez, şunları söyledi: “Malum, derdimiz; enerji fiyatları ve enerji tedariği. Önümüzdeki dönemde karbon ayak izinden dolayı, temiz enerji üretemezsek ürünlerimizi Avrupa’ya satamayacağız. Ve bu da aslında çok yakın bir zaman. Dolayısıyla rekabet edemeyeceğiz. Biz Bursa’da yıllar önce 17 OSB bir şirket kurduk; BOSBİR (Bursa Organize Sanayi Bölgeleri Enerji Üretim A.Ş.). Ben onun Yönetim Kurulu Üyesi’yim, bugün onun Genel Kurulu vardı, bir 3 yıl daha Yönetim Kurulu olarak devam etme kararı aldık.
BOSBİR olarak 2 yıl önce güneş enerjisiyle ilgili Amasya’da bir yatırım yaptık, bir deneme, pilot uygulama yaptık, bankadan kredi aldık, sistem kendi kendini ödüyor, elimizi cebimize atmadık, yaklaşık 5 milyon kilovatlık bir üretim oldu. Manisa’da 80 megavatlık hazır bir yatırım var, OSB’ler olarak sermaye artırıp bu yatırımı yapalım konusunu tartıştık. Enerji çok önemli, yoksa ürünlerimizi satamayacağız veya enerji tedariğinde sürekli aksamalarımız olacak. Toplantımız, 2023’te 15 cente kadar Türkiye’de enerji fiyatının düşeceği gibi bir öngörüyle sonuçlandı. 2023’te Türkiye’de biraz daha ucuz enerji kullanacağız gibi görünüyor.”


Hedef Filo ile ‘Bugünden Geleceğe’ operasyonel filo kiralama
Hedef Filo Satış Direktörü Petek Öztürk, ‘Bugünden Geleceğe’ başlıklı sunumunda, Basketbol Federasyonu’nun resmi sponsoru olduklarını belirterek, katılımcılardan sunumdaki QR kodu okutmalarını rica etti, ankete katılan 32 kişiden 16 kişiye basket maçı bileti hediye ettiklerini söyledi. “Biz şirketlere 12 aydan 48 aya kadar araç çözümleri sunan, uzun dönemli operasyonel kiralama hizmeti veren bir şirketiz.  Bizim misyonumuz; müşterilerimize kesintisiz hareket etme özgürlüğü vermek, onların hem iş hem yaşam kalitesini artırmak ve bunlara da kolay ulaşmalarını sağlamak için varız” diyen Öztürk, Hedef Filo’yu rakamlarla anlattı: “20 yıllık tecrübe, %100 yerli sermayeyle çalışıyoruz, 200 çalışanımız, 1200 tedarikçimiz, 2000 müşterimiz var, müşterilerimizin yaklaşık yüzde 80’i KOBİ’lerden oluşuyor, ağırlıklı KOBİ’lere hizmet veren bir şirketiz, 6 bölgede; 6 yıldır da Bursa’da varız, yolda 15000 aracımız ve 4.2/5.0 memnuniyet oranımız var, Dünya’da ilk olarak hem BMW hem Mercedes’in aynı anda iki markanın da partnerlik verdiği tek şirketiz.”
Öztürk, sürdürülebilirliği hem kendileri hem iş yaptıkları şirketler için çok önemsediklerini vurguladı: “Operasyonel kiralama hizmeti veriyoruz; biz aslında tamamen finansman işi yapıyoruz, sizin adınıza bir finansman sağlıyoruz, o finansmanla da sizin ihtiyaç duyduğunuz mobiliteye erişeceğiniz aracı satın alıyoruz. Dolayısıyla operasyonel kiralamanın temelinde araç finansmanı var; biz 2 şekilde sizlere hizmet verebiliriz, hem araca ihtiyaç duyduğunuz finansmanı hem de aracın 3-4 yıl boyunca yolda kalması için tüm hizmetleri Hedef Filo sağlar. Veya şu anda özmalda aracı olan şirketlere filo yönetimi hizmeti veririz, araçlarınızın yolda görebileceği bütün desteği; vergileri, kaskosu, lastiği, bakımı, hasarı, vale hizmetleri, ikame araçları gibi tüm hizmetleri verebiliriz. Size Operasyonel Kiralama ile Araç Finansmanı hizmeti veya Filo Yönetimi ile Özmal Araç Yönetimi hizmeti verebiliriz. Elektrikli araçlar (EV) geliyor. İngiltere’de 2030, Avrupa’da 2035’te üretilecek tüm araçların elektrikli olması planlanıyor, artık yolda içten yanmalı motorlu araç görmüyor olacağız. Türkiye’de 2023’te 50.000 elektrikli araç satışı öngörülüyor; hedef 2030’a kadar 200.000 şarj noktası. EV’ler akaryakıta göre yüzde 75 daha tasarrufludur. Hafif ticari araçlar daha da az tüketim yapıyor, etkili ve sessiz sürüş deneyimiyle daha az karbon salınımına yardımcı olur. Avrupa tedarikçilerinin karbon ayak izlerini de takip edecek. Sürdürülebilirlik gümbür gümbür geliyor, şu anda dönüşüm 3 şekilde; hybrid araçlar, plug-in hybrid araçlar ve EV. Biz yaklaşık 1.5 yıl önce Vodafone’nun bütün üst düzey yönetiminin; 55 üst düzey yöneticisinin aracında plug-in hybride geçtiler, çok da memnunlar. Mengerler’in de desteğiyle belki denemek isterseniz diye dışarıda iki elektrikli aracımız var; Mercedes-Benz EQE ve Mercedes-Benz EQS. Sizler için hazırladığımız podcastlar var, EV’lerle ilgili bilgi alabilirsiniz. Bizim size sağlayabileceğimiz en büyük destek danışmanlık. Filomuzu elektrikli araca çevirdik, geçiş döneminizde konforunuzu sağlayabilecek ürünler çıkarmak için varız.”

“Sovos olarak, e-dönüşümde Dünya’da lider firmayız”
SOVOS Türkiye Kıdemli Satış Direktörü Ali Bulut, ‘E-Dönüşüm Süreçleri Hakkında Tüm İpuçları’ başlıklı sunumunda, şu bilgileri verdi: “2019’da Foriba adlı özel entegratörü satın alarak Türkiye pazarına giriş yapan Sovos, 2022’de Digital Planet’i satın aldı. Türkiye’de yaklaşık 350-400 kişilik bir ekibimiz var. Sovos, tüm ürünlerini kendi yazıyor, özel entegratörlük ve vergi çözümleri üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Sovos Cloud portalı kullanan yaklaşık 60.000’in üzerinde müşterimiz var. KOBİ’lerle ve çok büyük firmalarla yakın çalışıyoruz. Bulut sistemlerimizde günlük ortalama 2.2 milyon e-belge işlemi gerçekleştiriliyor. Türkiye’deki e-faturaların yüzde 70’ini yönetiyoruz. Sovos, globalde e-dönüşüm ve e-belgeler konusunda Dünya’da lider bir firma, şu anda 70’ten fazla ülkede kendi ürünlerimizle ve kendi desteğimizi vererek hizmet veriyoruz. Stockholm’deki regülasyon ekibimiz, Dünya’da 200’den fazla ülkedeki vergi regülasyonlarını takip ediyor. Bursa’da da çalıştığımız, yurtdışında faaliyetleri olan çok büyük firmalar var. Biz globale açılan firmalara yardımcı oluyoruz, sadece Türkiye’de değil, bulundukları diğer ülkelerdeki vergi yükümlülüklerine danışmanlık, servis hizmetlerimizi ve ürünlerimizi sunuyoruz. Böylece tek bir tedarikçi ve tek bir entegrasyonla bu yükümlülüklerini yerine getirmiş oluyorlar. Fortune 500 şirketlerinin yarısı dahil, Google, Apple, Shell, BP ve Türkiye’deki bilinen bütün holdingler gibi birçok şirket müşterimiz. 16 farklı dil kullanan 3.000’e yakın çalışanı olan Sovos,  Türkiye’de ve Dünya’da satın almalarla büyüyor. Şu ana kadar yaklaşık 22 satın alma yaptık, sadece geçen yıl 9 şirketi satın aldık.”
Özel entegratör seçiminde dikkat edilmesi gerekenleri; “Erişilebilirlik, gizlilik ve güvenlik, GİB denetimleri, sektörel tecrübe, repütasyon ve referanslar, fonksiyonalite, SLA: Service Level Agreement” diye sıralayan Bulut, e-dönüşümde özel entegratörle çalışmanın avantajlarını anlattı: “Uzman ile çözüm üretme, hız, maliyet, güvenlik, geçmişe dönük e-belgelere ulaşılabilirlik, 7/24 destek. Müşterilerimizin verilerini güvenle saklıyoruz, geçmişe dönük e-belgelerine güvenle ulaşabiliyorlar.” Bulut, Türkiye’nin Dijital Vergi Dönüşüm Yolculuğu’na E-Defter ile başladığını, bugün E-Defter, E-Fatura, E-Arşiv Fatura, E-İrsaliye gibi ürünlerin e-dönüşümde en yaygın kullanılan ürünler olduğunu kaydetti: “Türkiye, Dünya’da, e-dönüşümde Şili ile birlikte en üstte yer alan bir ülke. Bir proje yaptıklarında tüm ülkeler gelip GİB’den bilgi alıyorlar. E-Fatura’ya geçenler, 2023’te, 1 Ocak’tan itibaren mutlaka e-Defter’e geçmek zorunda. Biz de bu konuda danışmanlık veriyoruz.”

AKLease’den özel ürünler; ECOLease ve Bumerang Leasing (Sat Geri Kirala)
AKLease Satış Müdürü Murat Ateş,  NOSAB’ın bu sene müşterileri arasında yer aldığını ve burada bulunmaktan ayrıca mutlu olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi: “Leasing (finansal kiralama) alternatif bir finansman modeli, banka kredisine benzer bir yapısı var. Sadece bizler nakit olarak kredi sağlamıyoruz, bir yatırım malının finansmanına aracılık ediyoruz. Yatırımcının belirlediği yatırım malını biz satın alarak yatırımcıya kiralamak yoluyla devrediyoruz, bir vade içerisinde yatırımcı üzerine düşen ödeme yükümlülüklerini yerine getiriyor ve yatırım sonunda da malın sahipliğini edinmiş oluyor. Yatırımcı menkul veya gayrimenkul sahip olmak istediği malı belirledikten sonra satıcı firmayla anlaşmasını yaparak leasing firmasına başvurusunu yapıyor. Bizler de bir banka kredisi çalışması yaparak, uygun görülmesi halinde bir sözleşme imzalıyoruz. Yatırımcı taahhütlerini yerine getirdikten sonra kira ödemelerinin sonunda malın kendisine sahip oluyor.”
Leasingde bireysel müşteriler haricinde tüm şirketlerle sözleşme yapılabildiğini aktaran Ateş, nelerin lease edilebileceğini aktardı: “Ulaşım araçları (ticari veya binek), gayrimenkuller, makine ve ekipmanlar ile tüm enerji yatırımlarını finanse edebiliyoruz.” Öncelikli olarak hizmeti ön planda tuttuklarını vurgulayan Ateş, tüm satın alma operasyonlarını aslında leasing firmasının üstlendiğini, dolayısıyla hizmet tarafında operasyonel kolaylık sağladığı için en önemli hizmetin bu olduğuna inandıklarını paylaştı: “Leasingin bir de vergisel avantajları var. Üretim mallarının KDV’si leasing yoluyla satın alınması durumunda %1’e düşüyor. Türkiye’de özellikle KOBİ’ler üzerinde KDV’nin hatırı sayılır bir maliyeti olduğunu düşünürseniz, leasingde finansmanın önemi ortaya çıkmış oluyor. Nakit akışına uygun, esnek veya sektöre göre mevsimsel ödeme planları yapıyoruz. Yatırıma özgü bir teşvik varsa, teşvikten olduğu gibi yatırımcının faydalanmasını sağlayabiliyoruz, teşvikten kazanılan tüm haklar leasing firması aracılığıyla tekrar devam ediyor. Leasing limitleri yatırımcıların banka limitleri tarafında serbestisini sağlıyor. Firmalara; banka tarafındaki limitlerini işletme sermayesinde kullanmalarını, yatırım malı finansmanının da leasing kanalıyla olmasını tavsiye ediyoruz. Genelde leasing işlemleri orta ve uzun vadeli oluyor, minimum 12 aydan başlayarak 5 yıl vadelere kadar çıkabiliyoruz.”
Murat Ateş, AKLease’e özel ürünleri de anlattı: “Sat Geri Kirala veya Bumerang Leasing de diyoruz, şirketinize ait taşınır veya taşınmaz malları leasing firmasına satıyor ve geri kiralıyorsunuz, yani iç finansman yaratıyorsunuz, işlemin Kanun’dan gelen bir avantajı ve bir takım vergisel avantajları da var. Sürdürülebilirlik temalı ECOLease, Türkiye’de leasing sektöründeki ilk ve tek yeşil ürün. ECOLease’de biz, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, kaynak verimliliği yatırımlarının finansmanına odaklanıyoruz. Daha çok öztüketime dayalı enerji yatırımlarından talep alıyoruz. 2021 Haziran’da lansmanını yaptığımız günden bugüne kadar ECOLease bünyesinde 2 milyar TL (105.8 milyon dolar) bir yatırım finansmanı sağlamışız. AKLease olarak; iş ve inşaat makinelerinde, hava ulaşım ve deniz ulaşım araçlarında, yenilenebilir enerji ve özellikle güneş enerjisi yatırımlarında ağırlıklı olarak faaliyet gösteriyoruz. Finansman koşulları proje bazlı, vadeler maksimum 5 yıla kadar değerlendiriliyor.”

Yorumlar (0)