banner565

banner472

banner458

banner457

Ortalama %5 istikrarlı ve dengeli büyüme hedefi ile 12. Kalkınma Planı (2024-2028); Türkiye Yüzyılı rehberi

12. Kalkınma Planı, TBMM Genel Kurulu’ndan geçti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2053 vizyonuyla çalışmalarını yürüttükleri Türkiye’nin gelecek 5 yılına dair yol haritasını ortaya koyan 12’nci Kalkınma Planı’nı tamamlamış bulunduklarını belirterek, “5 ana eksenden oluşan 12. Kalkınma Planı döneminde ortalama %5 istikrarlı ve dengeli bir büyümeyi, enflasyonu kalıcı olarak tek haneli rakamlara indirmeyi ve cari işlemler açığını sıfıra yakın bir seviyeye düşürmeyi amaçlıyoruz” dedi.

KAPAK 01.11.2023, 00:00 27.11.2023, 08:23
27192
Ortalama %5 istikrarlı ve dengeli büyüme hedefi ile 12. Kalkınma Planı (2024-2028); Türkiye Yüzyılı rehberi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin gelecek 5 yılına dair yol haritasını ortaya koyan 12. Kalkınma Planı’nı (2024-2028) tamamladıklarını sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla duyurdu: “2053 vizyonuyla çalışmalarını yürüttüğümüz, Türkiye’nin gelecek 5 yılına dair yol haritasını ortaya koyan 12’nci Kalkınma Planımızı tamamlamış bulunuyoruz.”
12. Kalkınma Planı’nda 5 ana eksen: Sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri ve iş dünyasının katkılarıyla ortak akılla hazırladıkları 12’nci Kalkınma Planı’nı Meclis’in takdirine sunacaklarını aktaran Erdoğan, “5 yıllık kalkınma planımız 5 ana eksenden oluşmaktadır. Bir, nitelikli insan, güçlü aile, sağlıklı toplum. İki, istikrarlı büyüme, güçlü ekonomi. Üç, yeşil ve dijital dönüşümle rekabetçi üretim. Dört, afetlere dirençli yaşam alanları, sürdürülebilir çevre. Beş, adaleti esas alan demokratik iyi yönetişim” açıklamasını yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, paylaşımında şöyle devam etti: “12’nci Kalkınma Planı döneminde; ortalama %5 oranında istikrarlı ve dengeli bir büyüme hedefliyoruz. 2028 yılında 1 trilyon 589 milyar dolar milli gelire, 17 bin 554 dolar kişi başına gelire ulaşmayı amaçlıyoruz. Yılda ortalama %3 istihdam artışı sağlayarak dönem sonunda işsizliği %7.5 düzeyine indirmeyi öngörüyoruz. Mal ihracatını 375 milyar dolara yükselterek, turizm gelirlerinde 100 milyar dolar seviyesine çıkarak cari işlemler açığını sıfıra yakın bir seviyeye düşürmeyi amaçlıyoruz. Enflasyonu kalıcı olarak tek haneli rakamlara indirmeyi, 2028 yılı sonunda %4.7’ye geriletmeyi hedefliyoruz. Türkiye Yüzyılı’na giden yolda devletimize ve milletimize rehberlik edecek 12’nci Kalkınma Planı’nın hayırlı olmasını diliyorum.”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz:
“Hedefimiz enflasyonu düşürmek”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Makroekonomik istikrarın güçlendirilmesine yönelik öncelikli hedefimiz, enflasyonu orta vadede kalıcı şekilde tek haneli rakamlara düşürmek ve fiyat istikrarımızı pekiştirmektir” dedi.
12. Kalkınma Planı’nın TBMM süreci Genel Kurul’da yapılan görüşmelerin ardından tamamlandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda 12. Kalkınma Planı’na ilişkin yaptığı sunumda, Planın beş yıllık kalkınma hedeflerini ve 2053’e yönelik uzun vadeli gelişme stratejisini içerdiğini belirterek, konuşmasında cari işlemler açığını kalkınmanın önündeki yapısal bir sorun olmaktan çıkaracaklarını vurguladı.
Kalkınma planlarında milli tasarrufu ve üretimi artırıcı, fiyatlarda istikrar ve dış ödemelerde dengeyi sağlayıcı, yatırım ve istihdamı geliştirici tedbirler öngörüldüğünü, kaynakların verimli kullanılmasının hedeflendiğini paylaşan Yılmaz, kalkınma planlarının, Türkiye’nin ve milletin hak ettiği yüksek refah seviyesine ulaşılmasında yol gösterici politika belgeleri olarak, kısa vadeli yaklaşımların ötesinde uzun vadeli ortak amaç ve öncelikleri ortaya koyduğunu söyledi.
Yılmaz, 12. Kalkınma Planı’nın, gelecek 30 yıllık bir perspektifle 2053 vizyonuna ulaşmayı sağlayacak şekilde hazırlandığını anlattı: “Bu süreçte en önemli güç ve ilham kaynağımız, milletimizi müreffeh, onurlu, hür ve bağımsız bir şekilde yaşatma sevdasıdır. Bu çerçevede Türkiye Yüzyılı’nın inşasında uzun vadeli yol haritamızı oluşturan 12. Kalkınma Planı döneminde milletimizin her bir ferdinin bugününü huzurla yaşamasını, aydınlık yarınlara umut ve güvenle bakmasını temin edeceğiz. Köklü demokrasisiyle hukukun üstünlüğünü ve siyasi istikrarı teminat altına almış, sosyal adaleti güçlendiren, küresel barışın, istikrarın ve adaletin sağlanmasında etkin bir güç haline gelmiş müreffeh bir Türkiye yolunda hazırladığımız 12. Kalkınma Planı ile kararlı bir şekilde uzun vadeli hedeflerimize yürüyeceğiz.”
Planın hazırlık çalışmaları kapsamında 87 farklı alanda düzenlenen özel ihtisas komisyonlarına yaklaşık 8 bin 500 kişinin, katılımcı bir yaklaşımla yapılan ankete 43 binin üzerinde vatandaşın katıldığını belirten Yılmaz, küresel eğilimlerin 2053’e dair risk ve fırsatları bir arada barındıran farklı senaryolara işaret ettiğini, Türkiye için her türlü senaryoyu öngörerek gerekli adımları şimdiden hayata geçirmenin, geleceğin dünyasında Türkiye’nin konumunun yükseltilmesinde belirleyici olacağını kaydetti: “12. Kalkınma Planı, milletin temel değerlerini ve beklentilerini esas alarak kalkınma hedeflerine ulaşılmasını sağlayacak kapsamlı bir yol haritası olacak. Türkiye’nin muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarılması temel hedef olmaya devam edecek. Satın Alma Gücü Paritesi’ne göre kişi başı gelir 2022’de 37 bin 445 dolara kadar yükseldi, 2023 sonu itibarıyla milli gelirin ilk defa 1 trilyon doları aşmasını bekliyoruz. Plan dönemi sonunda milli gelir büyüklüğünün 1.6 trilyon dolara ulaşmasını hedefledik. Plan döneminde sanayi sektörünün verimlilik ve rekabetçiliği odağına alan üretim yapısıyla büyümede başat rol üstleneceği, hizmetler sektöründe döviz kazandırıcı alanların çeşitleneceği, tarım ve enerji sektörlerinde arz güvenliğinin sağlanacağı dengeli bir yapıda ülkemizin yıllık ortalama %5 büyümesi ve 2028 sonu itibarıyla fert başına gelirin 17 bin 554 dolara ulaşması hedeflenmektedir, beklenmektedir. Bu yıl sonu itibarıyla ise 12 bin dolar hedefini aşmayı öngörüyoruz. Orta Vadeli Programımızda üç yıllık perspektifte ise 15 bin dolara yakın kişi başına gelir hedefimiz var. İhracatta pazar çeşitliliğini sağlamak için girişimleri hızlandıracağız, cari işlemler açığını yapısal bir sorun olmaktan çıkaracağız. Kalkınmada en büyük kısıtlayıcı faktörün cari açık. Plan dönemi sonunda, ihracatın 375 milyar dolar, turizm gelirlerinin 100 milyar dolar seviyelerine yükselmesi sonucunda cari işlemler açığının sıfıra yakın bir düzeyde gerçekleşmesini öngörmekteyiz. Bütüncül bir perspektifle, para ve maliye politikalarını etkili bir şekilde kullanarak enflasyonla mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Özellikle belirtmek isterim ki makroekonomik istikrarın güçlendirilmesine yönelik öncelikli hedefimiz, enflasyonu orta vadede kalıcı şekilde tek haneli rakamlara düşürmek ve fiyat istikrarımızı pekiştirmektir. Bu çerçevede, tüm politika araçlarımız etkin ve kararlı bir şekilde kullanılmaya devam edilecektir. Enflasyonla mücadelemizi sürdürürken, hayat pahalılığının sebep olduğu olumsuzlukları bertaraf edecek şekilde gerekli politikalar da hayata geçirilecektir. Daha önceki dönemlerde olduğu gibi memur, işçi ve emekli vatandaşlarımızı enflasyonun olumsuz etkilerinden korumak ve refah seviyelerini artırmak da önceliğimiz olmaya devam edecektir. Maliye politikasının enflasyon hedefi ve cari işlemler dengesi uyum içinde uygulanacak. Ara malı, stratejik ürün ve teknolojiler için ürün bazlı çalışmalar yaparak yatırım yol haritaları hazırlayacağız. Başta OSB’ler olmak üzere uygun yatırım yerlerinin geliştirilmesini, artırılmasını, kiralama ve tahsis süreçlerinin kolaylaştırılmasını sağlayacağız. Plan, bir anlamda Türkiye’nin ortak aklı.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, İzmir İktisat Kongresi’nde ‘Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferlerle taçlandırılamazlarsa meydana gelen zafer kalıcı olmaz’ sözünü anımsatan Yılmaz, siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun iktisadi ve sosyal kalkınma perspektifiyle tahkim edilmezlerse ne tam bağımsızlığı ne de vatandaşa hak ettiği refahı sağlayabileceğini ifade etti.

Cevdet Yılmaz, 12 Kalkınma Planı’nı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sundu
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Üst gelir grubu ülkelerinden biri olarak dünyanın 10 büyük ekonomisi ve satın alma gücü paritesine göre ilk beş ekonomisi arasında yer almayı hedefliyoruz. İmalat sanayiinin milli gelirdeki payını %30’un üzerine çıkarmayı, küresel mal ticaretinden %2’nin üzerinde pay almayı, yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayii ihracatından %17 pay almayı ve kalkınma önceliklerimize halel getirmeden net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı öngörüyoruz” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 12. Kalkınma Planı’nı sunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, küresel ölçekte belirsizliklerin arttığı bir ortamda planların ileriye dönük karar alma süreçlerine yardımcı olma işlevinin daha da önemli hale geldiğini, kalkınma planlarının daha yüksek refah seviyesine ulaşılmasında topluma yol gösterdiğini, kısa vadeli yaklaşımların ötesine geçerek uzun vadeli temel amaç ve öncelikleri ortaya koyduğunu söyledi.
Türkiye’nin en yüksek insani gelişmişlik seviyesindeki ülkeler arasında sıralamasını ileri taşımaya ve üst gelir grubu ülkeler arasına girmesine yönelik hukuktan ekonomiye, eğitimden sağlığa, çevreden uluslararası işbirliklerine kadar birçok konuyu içeren kapsamlı bir politika çerçevesinin oluşturulduğunu belirten Yılmaz, Cumhuriyet’in birikimlerini temel alarak yeni yüzyılın kalkınma alt yapısını oluşturan eser ve hizmetlerin, 21 yıldır Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliğinde birer birer hayata geçirildiğini ifade etti.
Yılmaz, 12. Kalkınma Planı’nın, Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın koordinasyonunda katılımcı bir yaklaşımla kamu kesimi, özel kesim, sivil toplum temsilcileriyle akademik çevrelerin katkılarıyla hazırlandığını, 2053 perspektifinde dünyada gelişmiş ekonomilerin oluşturduğu güç merkezlerinin göreli ağırlığının azalmasının, uluslararası sisteme yeni oyuncuların katılımı ve stratejik ittifakların dahil olmasıyla küresel düzenin daha kapsayıcı ve çok kutuplu bir çerçeveyle yeniden şekillenmesinin beklendiğini kaydetti.
Küresel eğilimler: 12. Kalkınma Planı hazırlık sürecinde uzun dönemli perspektifle birlikte, küresel gelişmeleri de dikkate aldıklarını belirten Yılmaz, planın, küresel ve bölgesel düzeyde yaşanan jeopolitik gerilimler ve ekonomik dalgalanmaların yanı sıra salgın hastalıkların, doğal afetlerin, su, gıda ve enerji krizlerinin yeni risk ve belirsizlikleri meydana çıkardığı bir ortamda hazırlandığını aktardı.
Türkiye’nin 2053 hedefleri: Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin gelecekteki 30 yılın fırsatlarını iyi değerlendirip risklerini azaltarak, güçlü altyapısı, zengin kaynakları, genç ve dinamik nüfusu, tarihi ve kültürel birikimi ve eşsiz jeopolitik konumuyla hızlı bir kalkınma sürecine gireceğini dile getirdi: “Gelecek 30 yılda dünyayı şekillendirmesi beklenen gelişmeleri dikkate alarak ülkeyi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefi doğrultusunda, kapsamlı ve uzun vadeli bir yol haritasını, 12. Kalkınma Planı’yla TBMM’ye sunduk; Türkiye Yüzyılı’nda, dünyadaki başlıca bilim, teknoloji, üretim, ticaret, kültür ve sanat merkezlerinden biri olarak insanlığa katkı sunan, milli ve manevi değerlerini koruyarak bölgesinin ve dünyanın barış, huzur ve refahı için küresel gelişmelere yön veren etkili, güçlü, müreffeh bir Türkiye’yi hedefledik.”

“Türkiye’nin sağlık turizminde dünyanın merkezi olmasını hedefliyoruz”
Cevdet Yılmaz, bu vizyona ulaşma yolunda 2053 hedeflerini belirlediklerini açıkladı: “Üst gelir grubu ülkelerinden biri olarak dünyanın 10 büyük ekonomisi ve satın alma gücü paritesine göre ilk beş ekonomisi arasında yer almayı hedefliyoruz. İmalat sanayiinin milli gelirdeki payını %30’un üzerine çıkarmayı, küresel mal ticaretinden %2’nin üzerinde pay almayı, yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayii ihracatından %17 pay almayı ve kalkınma önceliklerimize halel getirmeden net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı öngörüyoruz. İnsani Gelişme Endeksi’nde ilk 20 ülke arasına girmeyi, ailenin güçlendirilmesini, gelir dağılımında adaleti sağlamayı, çalışma çağındaki her bireyin üretkenliğinden faydalanarak işsizlik oranını %5’in altına düşürmeyi hedefliyoruz. Bunun yanı sıra dünyanın en değerli 100 markası arasında en az beş markamızın yer almasını, en az beş üniversitemizin dünyanın ilk 100 üniversitesi arasında olmasını, ülkemizin Küresel Yenilik Endeksi’nde ilk 10 ülkeden biri olmasını ve Ar-Ge harcamalarının milli gelirdeki payının %4 düzeyine çıkmasını öngörüyoruz. Ayrıca, İstanbul’un bilim, teknoloji, kültür, sanat, turizm, ticaret ve finansta küresel bir merkez olmasını, ülkemizin turizm gelirlerinde dünyada ilk üç ülkeden biri ve sağlık turizminde dünyanın merkezi konumunda olmasını da hedeflemekteyiz.”

“İstikrarlı bir büyüme modeli uygulanacaktır”
Cevdet Yılmaz, 12. Kalkınma Planı’nın, ülkenin sürdürülebilir kalkınma sürecinin stratejik bir yaklaşımla yönetilmesini teminen mevcut kaynakların ekonomik ve sosyal açıdan en fazla katmadeğer üreten alanlara yönlendirilmesi için yol gösterici bir işlev üstleneceğini vurguladı: “Kalkınma Planı, toplumun tüm kesimleri için uzun vadeli bir perspektif ve hedef birliği sağlamaya hizmet edecektir. Kalkınma sürecinde insan odaklılık, katılımcılık, kapsayıcılık, hesap verebilirlik ve şeffaflık ilkelerini esas alan bütüncül bir yaklaşım izlenecektir. 12. Kalkınma Planı, milletimizin temel değerlerini ve beklentilerini esas alarak kalkınma hedeflerimize ulaşılmasını sağlayacak kapsamlı bir yol haritası olacak, ülkemizin muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarılması, temel hedefimiz olmaya devam edecektir. Bu kapsamda yeşil ve dijital dönüşümü odağa alan, sanayi sektörünün tarım ve hizmetler sektörleriyle bütünleşik olarak başat rol üstlendiği, ülkemizin dünya ticaretindeki konumunun güçlendiği, kaliteli finansman imkanlarının sağlandığı, nitelikli beşeri sermayeyle azami istihdam oluşturan istikrarlı bir büyüme modeli uygulanacaktır.”

Plan çerçevesinde atılacak somut adımlar
Cevdet Yılmaz, Plan’ın genel çerçevesinde atılacak somut adımları, şöyle sıraladı: “Hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi, temel hak ve hürriyetleri güçlendirmek; iyi yönetişim anlayışını kurumsallaştırmak; beşeri ve sosyal yapıyı geliştirmek; afete dirençli yaşam alanları, akıllı ve sürdürülebilir şehirler oluşturmak, ekonomide istikrar ve sürdürülebilirliği sağlamak; her alanda yeşil ve dijital dönüşüm odaklı rekabetçiliği tesis etmek; ihracata dayalı nitelikli büyümeyi sağlamak; enerji ve gıda arz güvenliğini tesis etmek ve uluslararası işbirlikleri ile stratejik ortaklıkları güçlendirmek.”
5 ana eksen: 12. Kalkınma Planı’nın; ‘istikrarlı büyüme, güçlü ekonomi’, ‘yeşil ve dijital dönüşümle rekabetçi üretim’, ‘nitelikli insan, güçlü aile, sağlıklı toplum’, ‘afetlere dirençli yaşam alanları, sürdürülebilir çevre’ ve ‘adaleti esas alan demokratik iyi yönetişim’ olmak üzere beş ana eksenden oluştuğunu belirten Yılmaz, istikrarlı büyüme, güçlü ekonomi ekseni kapsamında refah seviyesinin artmasını sağlayacak temel unsur olan milli gelirin istikrarlı biçimde büyümesine her dönemde olduğu gibi öncelik verdiklerini vurguladı.  Yılmaz, bu yıl hedeflenen büyüme artışıyla Satın Alma Gücü Paritesi’ne göre kişi başına gelirin yaklaşık 41 bin dolar seviyesine çıkmasını beklediklerini açıkladı: “2022 yılı itibarıyla Satın Alma Gücü Paritesi cinsinden GSYH büyüklüğüne göre dünyanın en büyük 11’inci ekonomisi olarak konumlanan Türkiye ekonomisi, yaklaşık 906 milyar dolar cari GSYH büyüklüğü ile dünyada 19. sırada yer almakta, 2023’te ise IMF tahminlerine göre 17. sıraya yükselmesi beklenmektedir.”

“İmalat sanayi kapasitesinin geliştirilmesine odaklanılacak”
“Vatandaşlarımızın refah seviyelerini artıracak politikalar önceliklendirilecek”: Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Plan döneminde sanayi sektörünün verimlilik ve rekabetçiliği odağına alan üretim yapısıyla başat rol üstlendiği, hizmetler sektöründe döviz kazandırıcı alanların çeşitlendirildiği ve tarım sektöründe gıda arz güvenliğinin sağlandığı bir yapı tesis edileceğini anlattı: “Bu çerçevede, Plan döneminde büyüme oranının yıllık ortalama %5 gerçekleşmesi ve dönem sonunda kişi başına gelirin 17 bin 554 dolara ulaşması hedeflenmektedir. Büyümenin Plan döneminde dengeli bir yapıda gerçekleşmesi, üretim faktörleri yönüyle verimlilik, üretim sektörleri yönüyle sanayi sektörü ve harcamalar yönüyle ise yatırımların ve ihracatın artırılmasına yönelik politikalar hayata geçirilecektir. İmalat sanayi kapasitesinin geliştirilmesine odaklanılarak sanayi sektörünün GSYH içerisindeki payının Plan dönemi sonunda %26.9’a ulaşması sağlanacak.”
Cevdet Yılmaz, küresel ticarette yeşil dönüşüm ve dijitalleşmenin, dünya genelinde önemli bir odak noktası haline geldiğine dikkat çekti: “Bu bağlamda, Türkiye’nin değer zincirlerindeki konumunun daha ileri seviyelere taşınması yoluyla katmadeğeri yüksek ihracat potansiyelinin artırılması, enerji ve imalat sanayinde ithalat bağımlılığının düşük seviyelere indirilmesi, turizmin yanı sıra yazılım gibi alanlarda hizmet gelirlerinin çeşitlendirilmesi ve böylece cari işlemler dengesinde sürdürülebilir bir iyileşme sağlanması amaçlanmaktadır. Gümrük Birliği’nin güncellenmesine yönelik AB kurumları ve üye ülkeler nezdinde çalışmalara devam edilecektir. Plan döneminde uygulamaya konulacak politika ve tedbirlerle ihracatın 375.4 milyar dolara, ithalatın ise 481.4 milyar dolara ulaşması ve turizmde hedeflenen gelir artışıyla cari işlemler açığının milli gelire oranının dönem sonunda %0.2 olarak gerçekleşmesi öngörülmektedir.”
“Kalıcı sosyal refahın zemini güçlendirilecektir”: Cevdet Yılmaz, bütüncül bir anlayış içinde para ve maliye politikası araçlarının etkin kullanımıyla enflasyonla mücadeleye kararlılıkla devam edilerek enflasyonun orta vadede tek haneli rakamlara düşürülmesi ve fiyat istikrarının sağlanmasının birincil öncelikleri olduğunu vurguladı: “Bu doğrultuda parasal aktarım mekanizmasının etkin işleyişi için tüm politika araçları kararlı ve bağımsız bir şekilde kullanılmaya devam edilecek, dalgalı döviz kuru rejimi sürdürülürken belirlenen hedefin gerektirdiği fiyat istikrarının sağlanması için gerekli ön koşullar tesis edilecektir. Enflasyonla mücadelemizi sürdürürken hayat pahalılığının yol açtığı zorlukları telafi edecek gerekli politikalar da hayata geçirilecektir. Memurumuzu, işçimizi ve emeklimizi hiçbir şekilde enflasyona ezdirmeyecek, vatandaşlarımızın refah seviyelerini artıracak politikalar önceliklendirilecektir. Dezenflasyon sürecinin başarıyla hayata geçirilmesi ile kalıcı sosyal refahın zemini güçlendirilecektir.”

12. Kalkınma Planı döneminde yapılması planlananlar ve hedefler
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın verdiği bilgiler şöyle:
Çalışma çağında olup işgücünün dışında yer alan bireylerin işgücüne dahil olma imkanları genişletilecek. Plan dönemi boyunca işgücüne katılım oranlarındaki artışa rağmen 5 milyon ilave istihdam sağlanarak işsizlik oranının dönem sonunda %7.5’e gerilemesi hedeflenmektedir. Plan döneminde yüksek oranlı ve istikrarlı büyümenin sağlanmasında finansmanın sürdürülebilir ve sağlıklı kaynaklardan temin edilmesi önem arz ediyor. Plan dönemi sonunda yurt içi tasarrufların milli gelire oranının %32’nin üzerine çıkarılması hedeflenmektedir. Bu çerçevede, BES daha cazip hale getirilecek, sürdürülebilir tüketim davranışlarının toplumda yaygınlaştırılması desteklenecek, finansal okuryazarlığın artırılması amacıyla hanehalkı ve firmalarda tasarruf yapma farkındalığı geliştirilecektir.
Sanayide yapısal dönüşüm hedefi: Plan döneminde ulaşılması öngörülen büyüme hedefleri doğrultusunda finansal piyasaların reel sektörün finansman ihtiyacını düşük maliyetle karşılayacak ve çeşitli finansal araçları kullanıma sunacak bir yapıya kavuşması amaçlanıyor. Sanayide yapısal dönüşümün hedeflendiği bu dönemde hem finansal piyasaların ortaya konulan politikaların hayata geçirilmesinde etkili olması hem de ülkemizin küresel bir finans merkezi olma yönünde kararlı adımlarla ilerlemesi sağlanacaktır. Bu kapsamda sermaye piyasaları geliştirilecek, finansal teknoloji ekosistemi güçlendirilecek ve faizsiz finansın sektör içerisindeki ağırlığı artırılacaktır.
Kamu maliyesinde öngörülebilir yaklaşımla istikrarlı ve sürdürülebilir yapının güçlendirilmesi, 12. Kalkınma Planı döneminin temel amacı. Maliye politikası, enflasyon hedefi ve cari işlemler dengesiyle uyumlu büyüme ortamını destekleyecek şekilde uygulanacaktır. Afet sonrası iyileştirmeye ve risklerin azaltılmasına yönelik harcamalar hariç kamu açığı, mali konsolidasyon uygulamalarıyla kontrol altında tutulacak. Mali disiplin, Plan döneminde makroekonomik istikrarın önemli bir çıpası olmaya devam edecek. Harcama programları gözden geçirilerek rasyonelleştirilmeye devam edilecek, vergi tahsilatında etkinlik artırılacak, vergi adaletini güçlendirici ve vergi tabanını genişletici reformlar yapılacaktır. Kamu maliyesi, para politikasıyla uyumu da gözetilerek fiyat istikrarının sağlanması, yeşil ve dijital dönüşümü yakalayan sürdürülebilir kalkınma ve büyüme ortamının tesisi, cari işlemler açığının kontrol altında tutulması ve gelir dağılımında adaletin sağlanmasında etkin bir araç olarak kullanılmaya devam edilecektir. Bu çerçevede Plan dönemi sonunda, GSYH’ye oranla, 2023’te %6.4 olarak öngördüğümüz kamu kesimi borçlanma gereğinin %1.8’e, 2023’te %6.4 olarak öngördüğümüz merkezi yönetim bütçe açığının ise %2’ye gerileyeceği öngörülmektedir.
Plan döneminde sosyal güvenlik sisteminin uzun dönemli mali sürdürülebilirliğini güçlendirmek amacıyla sosyal güvenlik kapsamı artırılacak ve sistem daha adil ve etkin bir yapıya kavuşturulacak. Mali sürdürülebilirlik amacı doğrultusunda prim tabanı genişletilecek aynı zamanda kayıt dışılıkla mücadele edilerek prim tahsilatlarının etkinliği artırılacak ve kişilerin istihdamda kalmasını sağlayıcı düzenlemeler yapılacaktır.
Kamu işletmeleri etkin ve verimli çalışarak ekonominin rekabet gücünü artıracak ve kamu maliyesi üzerinde daha az yük oluşturacak. KİT yönetişim reformu hayata geçirilecek, KİT’lerin nitelikli personel istihdam etmesi sağlanacak, kurumsal kapasiteleri geliştirilecek, organizasyonel yapıları güçlendirilecek ve aralarındaki koordinasyon artırılacaktır.
Milli gelirin 2003-2022 döneminde %5.4’lük reel ortalama büyüme hızına karşın aynı dönemde imalat sanayi %6.1 büyüyerek refaha daha fazla katkıda bulundu, son 10 yıla bakıldığında Türkiye’nin imalat sanayisi, üst-orta gelir grubu ülkelerin ortalamasından daha yüksek bir büyüme oranına sahip oldu. Plan dönemi boyunca başta öncelikli sektörler olmak üzere sanayide teknoloji, yenilikçilik, ürün kalitesi, verimlilik ve ihracat kapasitesi artışı, endüstriyel kapasitenin dönüştürülmesi, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi ve rekabetçiliğin artırılmasını hedeflemekteyiz.
İmalat sanayinde başta öncelikli sektörler olmak üzere tüm sektörlerde yeşil ve dijital dönüşüm ekseninde rekabet gücünün ve verimliliğin artırılması suretiyle yüksek katmadeğerli üretim yapısını sağlamak amacıyla sanayi envanteri oluşturulacak, sanayi ana planı hazırlanacak, veriye dayalı sanayi politikaları oluşturulacak. Ürün bazlı çalışmalar yapılarak ara malı, stratejik ürün ve teknolojiler için yatırım yol haritaları hazırlanacak, gübre ve petrokimya başta olmak üzere sanayinin ihtiyaç duyduğu yeni yatırımlar hayata geçirilecek, savunma alanındaki teknolojik kabiliyetlerin sivil alanda kullanımı sağlanacak.
Tarımsal altyapının güçlendirilmesi amacıyla 750 bin hektar alan sulamaya açılacak ve böylece sulamaya açılan brüt tarımsal alan kümülatif olarak 7.85 milyon hektara ulaşacak, ekonomik olarak sulanabilecek alan miktarı olan 8.5 milyon hektarın %92.4’ü sulanabilecektir. 2.5 milyon hektar tarım arazisinin toplulaştırılmasına yönelik çalışmalar yürütülecek ve arazi kullanım planlarının hazırlanması tamamlanacak, üretici örgütlenmesi güçlendirilecek, sera gazı salınımının azaltılması için çevre dostu tarımsal uygulamalar desteklenerek yaygınlaştırılacak. Orman yangınlarını önleyici tedbirler artırılacak. Yangınlarla mücadelede, yerli imkanlarla üretilecek yangın söndürme helikopterleri envantere katılacaktır.
Planda, enerji sektörü öncelikli gelişme alanlarına dahil edildi. 2053 yılı net sıfır emisyon hedefini esas alarak yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını değerlendirerek enerjide kendine yeterliliğini en üst seviyeye yükselten, nükleer teknolojiyi elektrik üretiminde kullanan, enerji verimliliğini artıran, enerji teknolojilerinde yerlileşmeyi önceleyen, yeni teknolojileri entegre eden ve uluslararası enerji ticaretinde stratejik konumu güçlendiren rekabetçi bir enerji sektörü yapısına ulaşmayı hedefliyoruz. Akkuyu Nükleer Güç Santrali bütün üniteleriyle devreye alınacak ve ilave nükleer santral kurulumlarına yönelik çalışmalara devam edilecektir. Tuz Gölü Doğal Gaz Yeraltı Depolama Tesisi’nin kapasitesi artırılacak ve Sakarya Doğal Gaz Sahası’ndan üretilecek doğal gazın ekonomiye kazandırılmasına yönelik faaliyetler sürdürülecektir. Madencilik alanında yerli kaynaklara yönelik arama, üretim ve Ar-Ge faaliyetleri artırılacaktır. Madencilik ürünlerinin yurt içinde işlenmesine ve uç ürün geliştirilmesine öncelik verilecek, denizlerde petrol ve doğal gaz arama faaliyetleri kapsamında sismik ve sondaj çalışmaları yoğunlaştırılacaktır. Yurt dışında uygun yatırım ve üretim imkanları belirlenerek maden, petrol ve doğal gaz arama ve yatırım konularında işbirlikleri geliştirilecek.
Türkiye’nin savunma ve güvenlik ihtiyaçlarını milli teknolojilerin ve yeteneklerin azami ölçüde kullanımını temin ederek karşılamayı, savunma ve havacılık sanayinin rekabetçiliğini küresel ölçekte artırmayı, savunma sanayinde edinilen kabiliyetlerin sivil sektöre yayılımını da sağlayarak ülke için önemli ekonomik değer üreten bir seviyeye taşımayı hedefliyoruz. Savunma sanayi ihracatının 6 milyar dolardan 11 milyar dolara çıkarılması sağlanacak, savunma sanayi yerlilik oranı %80’den 85’e yükseltilecektir.
Ziyaretçi başına turizm gelirinin artırılması hedefleniyor, 2028’de 82.3 milyon turist ve 100 milyar dolar turizm gelirine ulaşılması sağlanacak, kişi başına ortalama harcama 905 dolardan 1215 dolara çıkarılacak.
‘İş ve Yatırım Ortamı’ başlığı altında işlemlerin en az evrak sayısı, en kısa süre ve en düşük maliyetle yapılmasını hedefliyoruz. Nitelikli uluslararası doğrudan yatırımlardan daha fazla yararlanılması yoluyla yatırım, istihdam, üretim ve ihracat artırılarak ülkenin yurt içi ve uluslararası piyasalar için tedarik ve üretim merkezi haline gelmesini sağlayacağız.
• Ar-Ge harcamasının Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’ya oranının %2.05’e yükseltilmesini, Ar-Ge harcamalarında özel sektörün payının %61’den %67’ye çıkarılmasını hedefliyoruz.
KOBİ’lerin yenilikçilik kapasitelerinin ve ölçeklerinin büyütülerek tedarik zincirlerinde daha güçlü bir biçimde yer almalarını, daha etkin ve verimli olarak büyümeye ve istihdama katkılarının artırılmasını sağlayacağız.
Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yerli katmadeğerin artırılması ve orta vadede ülkenin teknolojide dışa bağımlılığının azaltılmasını amaçlıyoruz. Kamunun bilgi ve iletişim teknolojileri alımlarında yerlilik payının artırılması için alım süreçlerinde iyileştirmeler yapılacak.
Milli çözümlere dayalı siber güvenlik ekosisteminde yer alan ürün ve hizmetler küresel muadiller seviyesine ulaştırılacak, yapay zeka alanında da bir ekosistem oluşturulacak. Siber güvenliğe mevzuat bütünlüğü ve kurumsal yapılanmayla birlikte kapsamlı bir çerçeve oluşturulacak ve teknik altyapı bütünleştirilerek anlık takip mekanizması oluşturulacak.
İmalat sanayi başta olmak üzere ekonomi genelinde üretim, tüketim ve ticaret merkezlerinin birbirine bağlanması amacıyla modlar arası taşımacılığın yaygınlaştırılması, demiryolu yatırımlarında yük taşımacılığına odaklanılması ve lojistik maliyetlerin azaltılması yoluyla verimliliğin ve rekabetçiliğin artırılması sağlanacak. Plan döneminde, karasal yük taşımacılığında demiryolunun payı %5.76’dan 7.60’a çıkarılacak, devam eden demiryolu projeleri tamamlanacak ve mevcutlar modernize edilecek, demiryollarında elektrikli hat oranı %52’den %72’ye, sinyalli hat oranı ise %58’den %80’e çıkarılacak.
Doğu Akdeniz bölgesinde büyük ölçekli bir ana liman ve yeni bir tersane kurulmasına yönelik hazırlıklar tamamlanacak, trafik güvenliğinin artırılması, ulaşım talebinin doğru bir şekilde yönetilebilmesini teminen akıllı ulaşım sistemi uygulamaları yaygınlaştırılacak.
Ülkemizin alıcı ve satıcıların etkin bir biçimde buluşturulduğu, fiyatların etkin işleyen sağlıklı piyasa koşullarında belirlendiği, üretici ve tüketici haklarının korunduğu, kalite odaklı, kolay ve düşük işlem maliyetli bir ticaret ortamına sahip olması sağlanacaktır. e-İhracatın ihracat içindeki payının 2022’de %0.86 seviyesinden %10’a çıkarılması hedeflenmektedir. Bu kapsamda, Türkiye e-İhracat Platformu ve e-İhracat konsorsiyumları hayata geçirilecek, şirketlerin, pazaryerlerinin ve perakende e-ticaret sitelerinin yurt dışında satış yapabilmeleri desteklenecek, e-ihracat gümrük işlemleri sadeleştirilecek, e-ticaret hacminin düşük olduğu illerin e-ticarete katılım oranı artırılacaktır.
Tüketici hakem heyetleri 81 il merkezinde olacak şekilde yeniden yapılandırılacak ve ‘Tüketici Şikayet Platformu’ oluşturulacak. Bu çalışmalarla birlikte tüketici ürünlerindeki güvensizlik oranı %1.3’e düşürülecek.
• Kuracağımız izleme sistemiyle devlet yardımlarının etkinliğini analiz ederek artıracağız. Etki değerlendirme sistemine devlet yardımı uygulayan kurum ve kuruluşların adaptasyonunu sağlayarak devlet yardımlarının etkilerini ölçeceğiz, etkin olanları sürdürecek, öngörülen etkiyi doğurmayanları gözden geçireceğiz. Benzer nitelikte olanları tespit ederek uyumlaştıracağız, yeşil ve dijital dönüşüm başta olmak üzere ihtiyaç duyulan alanlarda etkili devlet yardımları geliştireceğiz.
Yükseköğretim sisteminin bu plan döneminde de güçlenmesi ve ülkenin gelişimi için temel aktörlerden biri olmaya devam etmesi sağlanacak. Dünya akademik başarı sıralamalarında 2028 itibarıyla en az 10 üniversitenin ilk 500’e girmesi sağlanacak.
Sağlıkta iyileştirmeler: Aile hekimlerince sunulan sağlık hizmetlerini nitelik ve nicelik olarak iyileştirmek suretiyle aile hekimi başına nüfusun 3 bin 40’tan 2 bin 700’e düşürülmesi hedeflendi. Sağlık tesislerine yönelik yatırım planlanmalarıyla fiziki altyapının dengeli dağılımı sağlanacak, mevcut hastane yataklarının kullanım etkinliği yükseltilerek fiziki altyapının dengeli dağılım oranı 1.42’den 1.38’e düşürülecektir.
Temel amaçlarımız; istihdam ve çalışma hayatı alanında başta özel politika gerektiren gruplar olmak üzere toplumun tüm kesimlerine yeterli bir gelirle kayıtlı, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlandığı koşullarda iş imkanlarının sunulması. Gençlerin istihdamının artırılması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesine önem verilecek. Kayıt dışılığın azaltılmasına yönelik bilinçlendirme ve denetim faaliyetleri artırılacak. Nitelikli işgücü kaybı önlenecek ve yurt dışında çalışan nitelikli vatandaşlarımızın Türkiye ile bağları güçlendirilerek mesleki bilgi ve tecrübe aktarımını sağlayacak mekanizmalar geliştirilecek.
Ailenin korunması ve güçlendirilmesine yönelik toplumsal yapıyı ilgilendiren her alanda aile dostu politikalar; kapsayıcı, bütüncül ve katılımcı bir şekilde geliştirilerek uygulanacak. Plan döneminde ailede refah ve yaşam kalitesinin en üst düzeye çıkarılmasını hedefliyoruz. Ailenin her türlü zararlı eğilimden korunması ve sağlıklı nesillerin yetişmesi önceliğimizdir. Kadınların ve kız çocuklarının eğitime erişimleri, sosyal, kültürel, sportif ve ekonomik hayata katılımlarının artırılması, kaynaklara erişimlerinin kolaylaştırılması, kadının toplum içindeki statüsünün geliştirilmesi sağlanacak, Plan döneminde kadınların her alanda ve her seviyede temsil edilmesine ve güçlenmesine yönelik çalışmalar yoğunlaştırılacak. Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve erken yaşta evliliklerle mücadeleye ilişkin yasal düzenlemelerin etkin uygulanmasına ve şiddete sıfır tolerans anlayışına titizlikle devam edilecek.
Çocukların fiziksel, sosyal ve zihinsel gelişimlerini destekleyici kültürel, sanatsal, bilimsel ve sportif faaliyetler özendirilecek, yaygınlaştırılacak ve erişilebilir hale getirilecek, gerek çocukların gelişimi gerek bakım verenlerin istihdamı ve sosyalleşmesi için erken dönem çocuk bakım imkanları artırılacak, daha erişilebilir hale getirilecek. Çocukların mesleki yönlendirilmesi ve çıraklık süreçleri, kanuni sınırlar, gelişimlerine uygun saatler ve çocukların çalışmasına uygun ortamlar çerçevesinde yapılacak. Başta sokakta, ağır ve tehlikeli işlerde, aile işleri dışında ücret karşılığı, gezici ve geçici tarım işlerinde olmak üzere çocuk işçiliğiyle mücadele edilecektir. Koruma ve bakım altındaki çocukların öncelikle aile odaklı hizmetlerden yararlanmaları için çalışmalar yürütülecek.
Kalkınmanın önemli itici gücü; gençler. 12. Kalkınma Planı’nda bu potansiyelin öne çıkarılması amaçlandı. Plan döneminde gençlerin eğitim hayatında kalmaları sağlanacak, daha erken yaşlarda etkin iş ve meslek danışmanlığı hizmetleri sunulacak, yetenekleri ve istekleri doğrultusunda işgücü piyasasında talep edilen mesleklere uygun dönemlerde yönlendirilmeleri sağlanacak. Eğitimde ve istihdamda yer almayan gençlerin profilleri belirlenerek eğitime, işgücüne ve istihdama katılımlarını destekleyeceğiz.
Engelliliğin, erken tanı ve teşhisle müdahale edilerek önlenmesi veya en aza indirilmesi ile başta bakım, eğitim ve istihdam olmak üzere engelli bireylere sunulan hizmetlerin iyileştirilmesi de amaçlandı. Engelli bireylerin toplumsal yaşamın tüm alanlarına engellerini hissettirmeyecek şekilde katılımlarının ve erişilebilirliğin sağlanması esas olacak.
Kültürel altyapı unsurlarının daha verimli ve etkili kullanılabilmesi için mimari, işletme ve yönetim modelleri işlevsel hale getirilecek, Türkçe’nin dünyada yaygın ve geçerli bir dil haline gelmesi ve hayatın her alanında doğru kullanımı sağlanacak, Türk sinemasının dünyada tanınan bir marka haline gelmesi için sinema endüstrisinin gelişimi de sağlanarak uluslararası rekabetçilik artırılacak.
Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin meydana getirdiği tahribatın giderilmesi çalışmalarında yerleşik kültürü yaşatan nüfusun ikametlerine dönmesi sağlanacak, tarihi ve kültürel dokunun bütüncül olarak ihya edilmesi ve tarihi dokunun bulunduğu eski kent bölgeleriyle yeni kent yerleşimleri arasındaki ilişki güçlendirilerek devam ettirilecek.
Finansal politikalar yoluyla gelir dağılımının iyileştirilmesi hedefinde ekonomik büyümenin toplumsal refaha dönüşmesi doğrultusunda tüm refah bileşenlerinin adil dağılmasını sağlayacağız. Böylece genel yaşam standardını önemli ölçüde yukarıya çekecek mali ve finansal politikaları geliştireceğiz. Bu doğrultuda, enflasyonla mücadelede kullanılacak makroekonomik politikalar, gelir dağılımını iyileştirici yönde uygulanacak. Sosyal transferler aracılığıyla fırsat eşitliğinin artırılması sağlanacak. Adalet, eşitlik, ödeme gücü ve artan oranlılık ilkelerinin gözetilerek vergilemenin gelir dağılımını iyileştirici etkisi perçinlenecektir.
Türkiye, coğrafi konum ve tarihi geçmişi sebebiyle geçmişten bugüne göç olaylarıyla karşı karşıya kaldı. 12. Kalkınma Planı döneminde, bütüncül, özgün, değişen ihtiyaç ve şartlara göre yenilenebilen, etkin ve sürdürülebilir bir göç yönetimi sağlanarak düzensiz göçün önlenmesi amaçlandı. Göç yönetimine ilişkin kurumsal kapasite de güçlendirilecek. Vize ve ikamet uygulamalarıyla düzenli göçü sağlıklı yönetmek, düzensiz göçü önlemek üzere planlı, öngörülü ve etkin göç yönetimi yürütülecek.
• Bölgeler arasındaki farkların azaltılması amaçlandı. Bölgelerin potansiyelleri harekete geçirilerek ekonomik ve sosyal gelişimi sağlanacak. Yeşil ve dijital dönüşümün bölgelerin kalkınmasında bir fırsat olarak değerlendirilmesi adına bölgesel gelişme stratejileri hazırlanacak. Özellikle Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinden etkilenen şehirlerin, şehircilik geleneklerine uygun, iklim dostu ve afete dirençli şehircilik anlayışıyla yeniden inşası gerçekleştirilecek, tüm ülkede tek koordinat sistemine geçilerek kadastro modernizasyonu da tamamlanacak.
Kentleşme, nüfus artışı, yenileme ve afetten kaynaklanan konut ihtiyacının arz talep dengesi gözetilerek karşılanmasını temel bir politika olarak benimsedik. Plan döneminde dar ve orta gelirlilere yönelik en az 375 bin sosyal konut üretimi hedeflenmektedir. Marmara Bölgesi başta olmak üzere riskli yapı stokunun yenilenmesi için gerekli çalışmaların hızlı ve etkin bir şekilde yürütülmesini sağlayacağız. Şehir dokusuna, estetiğine ve kimliğine uygun şekilde yerinde dönüşüm anlayışıyla, yaşam kalitesini yükseltmeyle kent aidiyetini ve yerel bağları güçlendirme amacı çerçevesinde yeni kurmuş olduğumuz Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, Plan döneminde yürütülecek kentsel dönüşüm faaliyetlerinde aktif rol oynayacaktır.
Ayrıca sürdürülebilir kırsal kalkınma anlayışıyla, üretici birlikleri ve aile işletmelerinin üretim kapasitesinin ve işgücünün istihdam edilebilirliğinin artırılması ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesi temel amaç olarak benimsenecektir. 2028 yılı itibarıyla KÖYDES Projesi kapsamında 145 bin kilometre köy yolunun yapımı veya onarımı tamamlanmış, 85 bin ünite içme suyu tesisi yapılmış veya onarılmış olacaktır.
• Afetlere Dirençli Yaşam Alanları çalışmalarında afet risk azaltma tedbirlerinin önemi bir kez daha görüldü. 12. Kalkınma Planı’nda ana eksenlerden birini de bu çalışma oluşturdu. Afet öncesi risk azaltma, afetlere hazırlıklı olma, afet anında etkin müdahale ile kayıp ve zararları en aza indirme ve afet sonrasında iyileştirme ve daha sağlam bir şekilde yeniden inşa faaliyetlerini içeren bütüncül bir afet yönetimi yaklaşımı benimsenmektedir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de her yıl can kayıplarına ve büyük ekonomik zarara yol açan taşkınlarla mücadele amacıyla 903 adet ilave taşkın kontrol tesisi yapılacak ve toplam taşkın kontrol tesisi sayısı 11 bin 600’e ulaşacaktır. Taşkın etkilerinin asgari seviyeye indirilmesinde önemli rol oynayan taşkın erken uyarı sistemlerinin tüm havzalarda kurulumu sağlanacaktır.
• Yeni Anayasa hedefi: Ekonomik ve sosyal kalkınmanın sağlanması bağımsız, tarafsız ve şeffaf yargı sisteminin egemen olduğu hukuk devleti ile demokrasi ve iyi yönetişim ilkelerinin etkin şekilde uygulanmasıyla mümkün. 12. Kalkınma Planı döneminde, temel hak ve özgürlükleri koruyan, hak ihlallerine karşı etkin mücadele eden, hızlı, öngörülebilir, adil, şeffaf, hesap verebilir, erişilebilir, güvenilir ve insan odaklı bir yönetim anlayışı adalet sisteminin temeli olmaya devam edecek. Hukukun üstünlüğü ilkesi doğrultusunda, hukuk devleti anlayışının daha da güçlendirilmesi 12. Kalkınma Planı döneminin önceliklerindendir. Plan döneminde, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını güvence altına alan, daha özgürlükçü, katılımcı ve kapsayıcı sivil bir anayasanın hazırlanması öncelikli hedeflerimizdendir. 12. Kalkınma Planı döneminde, katılımcı bir hazırlık süreciyle yeni bir ‘Yargı Reformu Stratejisi’ ve ‘İnsan Hakları Eylem Planı’ hazırlayacağız. Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde güvenliğin tüm yönleriyle ele alınarak huzur ve güven ortamının sürdürülebilir kılınması temel amaçtır. Bu kapsamda en yeni teknolojilerle milli savunma ve iç güvenlik alanlarında etkin bir kamu hizmeti tesis etmeye devam ederken özgürlük güvenlik dengesine azami ölçüde önem veren bir yaklaşımla tüm vatandaşlarımızın huzur ve güven içerisinde yaşamalarını sağlayacak politikalara öncelik vermeye devam edeceğiz.
Kalkınmasında işbirliği politikasını insan odaklı, karşılıklı güven ve dayanışma içerisinde, birlikte kalkınma ilkesi çerçevesinde yürüten Türkiye, bölgesel ve küresel düzeyde krizlerin çözümüne aktif katkı sunarak uluslararası kalkınma işbirliği alanında öne çıkan bir aktör oldu. Girişimci ve insani dış politika kapsamında geçtiğimiz Plan döneminde de milli gelirin binde 7’si oranında resmi kalkınma yardımı yapılarak küresel hedef aşıldı. Gelecek dönemde, ülkeler arasındaki farklı gelişmişlik seviyesini dikkate alarak refahın adil dağılımını önceleyen ve ulusal refahı artırmaya yönelik bir perspektifle kalkınma işbirliği faaliyetlerini yürüteceğiz.
Plan döneminde, başta en önemli ticaret ortağımız olan Avrupa Birliği ile mevcut ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla Gümrük Birliği’nin güncellenmesi olmak üzere, ikili, bölgesel ve çok taraflı ilişkilerin artırılması, dost ve müttefik ülkelerle işbirliklerinin güçlendirilmesi ve uluslararası platformlarda Türkiye’nin çıkarlarının etkin bir şekilde savunulmasını sağlayacağız. Türkiye’nin kalkınmada gösterdiği performanstan güç alarak küresel kalkınma çabalarına katkı sağlamak üzere en az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin sorunlarının uluslararası platformların gündeminde tutulmasına ve bunlara yönelik yapıcı çözümler geliştirilmesine aktif katkı sunacağız. İslam dünyasıyla ilişkilerimizin derinleştirilmesi kapsamında geçtiğimiz Plan döneminde çok sayıda çalışma yürüttük. İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) başta olmak üzere bu platformları etkin bir şekilde kullanmaya ve bu ülkelerle ilişkilerimizi daha da ileriye taşımaya devam edeceğiz. Geçtiğimiz dönemde Türk dünyası ile ilişkilerin derinleştirilmesi noktasında Türk Devletleri Teşkilatı’nın dönüşümüne öncülük ettiğimiz bu süreci, Türk Dünyası 2040 vizyonuyla taçlandırdık. Bu kapsamda başta Türk Yatırım Fonu olmak üzere Türk devletleri nezdinde yürütülen kalkınma işbirliği faaliyetlerimizi artırarak devam ettireceğiz. Önümüzdeki dönemde daha adil, şeffaf, etkin ve etkili işleyecek bir uluslararası sistem için çalışmalarımızı sürdürecek, mazlum coğrafyaların sorunlarına üyesi olduğumuz uluslararası kuruluşlardan daha etkin çözümler üretilmesine çalışılacak ve kurucu üyesi ve ortağı olduğumuz bölgesel kuruluşlarla ilişkilerimizi derinleştirerek siyasi, ekonomik, ticari, sosyal, kültürel ve bilimsel alanlardaki ortaklıklarımızı artıracağız.
Birleşmiş Milletler (BM) 2030 gündemi ve sürdürülebilir kalkınma amaçlarında Türkiye’nin insan merkezli kalkınma çabalarında kapsamlı ve bütüncül bir referans oldu. Türkiye, bu geniş kapsamlı küresel gündem etrafında uluslararası toplumla hareket etti. 12. Kalkınma Planı, ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarıyla sürdürülebilir kalkınma amaçlarını bütünsel bir şekilde gerçekleştirmek için Türkiye’nin çabalarını güçlendirmede önemli bir fırsat sunuyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte, yürütmenin etkin ve hızlı karar alma mekanizmaları aracılığıyla 12. Kalkınma Planı’nın etkili bir şekilde uygulanması amaçlanmaktadır. Kalkınma Planı, başta orta vadeli program olmak üzere diğer üst politika belgeleriyle kurumsal strateji belgelerinin temel dayanağını oluşturmakta ve kamu idarelerine önceliklerini belirlemede yön verecek bir politika seti sunmaktadır. Kalkınma Planı, aynı zamanda, bütçe sürecinde kaynak tahsisi açısından orta vadeli programlar için temel çerçeveyi oluşturmaktadır. Bu kapsamda, kamu idareleri yatırım ve cari harcamalarını, kurumsal ve hukuki düzenlemelerini Plan’da öngörülen politika ve tedbirleri dikkate alarak gerçekleştirecektir.”

Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi TBMM’ye sunuldu
Reel sektöre 376.5 milyar TL destek
2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunuldu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ‘2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi Basın Bilgilendirme ve Bütçe Bağlama Toplantısı’nda, 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin ‘dirençli şehirler, dirençli ekonomi ve dirençli toplum’ öncelikleri gözetilerek hazırlandığını, temel önceliklerinin depremle yıkılan şehirlerin daha iyi şekilde yeniden ayağa kaldırılması ve geleceğe dönük afet risklerinin azaltılması, bir diğer temel önceliklerinin de mali disiplini esas alan, maliye ve para politikaları koordinasyonunu güçlendiren bir anlayış içerisinde makro finansal ve fiyat istikrarını sağlama hedefine katkıda bulunmak olduğunu açıkladı: “Milli teknoloji hamlesi, milli enerji, gıda arz güvenliği, yeşil ve dijital dönüşüm gibi alanlara odaklanan 2024 yılı bütçemiz stratejik hedeflerimize daha hızlı ulaşmamızın önünü açacaktır. Bilim, teknoloji, tasarım ve inovasyonda bize sunulanla yetinmeyecek, yeni trendlerde belirleyici ve öncü olacağız.”
Türkiye’nin geçen yıl %5.5 büyüdüğünü ve ‘kesintisiz büyüme’ sürecini 13 yıla çıkardığını, 2023’ün ilk yarısında %3.9 büyüdüğünü, OECD üyesi ülkeler arasında olumlu ayrışarak 12 çeyrektir devam eden büyüme performansını sürdürdüğünü paylaştı: “Küresel iktisadi faaliyetlerdeki yavaşlamanın ve Şubat’ta yaşadığımız deprem felaketinin etkilerine rağmen 2023’ün genelinde ekonomik büyümemizin %4.4 gerçekleşmesini öngörüyoruz. 2024 için ekonomimizin daha dengeli bir talep kompozisyonuyla %4 büyümesini ve enflasyondaki düşüşün de teminiyle diğer ülkelerden olumlu yönde ayrışmasını bekliyoruz. 2023 yıl sonu itibarıyla istihdamdaki yıllık artışın yaklaşık 900 bin kişi olması, işsizlik oranının %10.1’e gerilemesi, 2024’te parasal sıkılaştırma koşullarının etkisiyle işsizlik oranının hafif bir yükselişle %10.3 seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor.”
2024’te 267 milyar dolar ihracat hedefi: Yıllıklandırılmış ihracatın Eylül itibarıyla 253 milyar doları aştığını küresel mal ticaretinde Türkiye’nin aldığı payın %1’in üzerinde gerçekleştiğini, bu yıl 255 milyar doların üzerinde ihracat, gelecek yılsa 267 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirten Yılmaz, ihracat desteklerini artıracaklarını, ihracat pazarlarını çeşitlendirme yönünde adımlar atacaklarını ve küresel ticaretteki yeni eğilimlerle uyumlu olarak çalışmalarını sürdüreceklerini anlattı: “Turizm sektörümüzün olumlu performansıyla seyahat gelirlerimizin 2023 sonunda 49 milyar dolara, 2024’te yukarı yönlü ivmenin sürmesiyle 52.5 milyar dolara ulaşarak, yeni rekorlar kaydetmesini bekliyoruz.”
En büyük pay eğitimin: Cevdet Yılmaz, 2023’te bütçeden 762 milyar lira deprem harcaması yapılacağını öngördüklerini, 2024 bütçesinde depremlerin yol açtığı hasarların süratle giderilmesi ve deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın ihtiyaçları için 1 trilyon 28 milyar lira kaynak ayırdıklarını paylaştı: “Bu tutarın GSYH’ye oranı %2.5. Milli Eğitim bütçesini 2024’te 1 trilyon 90.2 milyar liraya yükselttik. Yükseköğretimi de dahil ettiğimizde eğitim bütçemizi 2024’te 1 trilyon 615.2 milyar liraya yükseltiyoruz. Merkezi yönetim bütçesinden %14.6 ile en büyük payı yine eğitime ayırıyoruz. Sağlık hizmetleri için 779.6 milyar lira kaynak ayırıyoruz, Sağlık Bakanlığı ve yükseköğretim kurumları döner sermayeleriyle Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan yapılacak sağlık harcamaları da dikkate alındığında sağlık alanına ayrılan toplam kaynak 1 trilyon 650 milyar lira. Sosyal yardım ve destekler için 2024 bütçesinde (%4.5) 497 milyar lira kaynak ayrıldı. 2022 Ocak itibarıyla asgari ücreti vergi dışı tuttuk. Bu imkandan tüm çalışanlarımız yararlanmaktadır. 2024’te 595.1 milyar lira vergi istisnası öngörüyoruz.”
Cevdet Yılmaz, 2024’te bütçede tarıma 384 milyar lira; tarımsal destek programları için 91.6 milyar lira, tarım sektörü yatırım ödenekleri için 100.6 milyar lira, tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları, tarımsal KİT’lerin finansmanı ve ihracat destekleri için 191.8 milyar lira kaynak ayırdıklarını, son 2 yılda önemli ölçüde artırdıkları reel sektör desteklerine 2024’te de devam ederek ‘yatırım, istihdam, üretim ve ihracat’ odağıyla özel sektörle omuz omuza büyüme stratejisini sürdürdüklerini söyledi: “Reel kesim destekleri için bütçeden 376.5 milyar lira ödenek; Sosyal Güvenlik Kurumu işveren prim ödemeleri için 165.9 milyar lira, tarımsal krediler sübvansiyon desteği 86 milyar lira, Halk Bankası esnaf kredileri sübvansiyon desteği için 30.4 milyar lira, mesleki eğitime ödenen devlet katkısı için 25.2 milyar lira, ihracat başta olmak üzere diğer reel sektör destekleri için 69 milyar lira kaynak ayırdık. Savunma Sanayisi Destekleme Fonu için ayrılan kaynak da dahil edildiğinde savunma ve güvenlik sektörü için 2024’te 1 trilyon 133.5 milyar lira ödenek tahsis edildi.”
1 trilyon 592.9 milyar lira yatırım hedefi:  Yılmaz, “Sulama projelerinden, demiryolu projelerine, havalimanlarından, denizyolu yatırımlarına, birçok alanda yatırımlarımıza 2024 yılı bütçemizde ayırdığımız kaynağı (%14.4) 1 trilyon 592.9 milyar liraya yükseltiyoruz. Odağımıza insanı ve sosyal adaleti alarak bütçeyi hazırladık” dedi.

Yorumlar (0)