banner565

banner472

banner458

banner457

Sürdürülebilir İş Dünyasının Pusulası: KURUMSAL YÖNETİM

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), XIII. Kurumsal Yönetim Zirvesi’ni ‘Sürdürülebilir İş Dünyasının Pusulası: Kurumsal Yönetim’ ana temasıyla çevrimiçi düzenledi.

KAPAK 01.03.2021, 00:00 29.03.2021, 15:22
23914
Sürdürülebilir İş Dünyasının Pusulası: KURUMSAL YÖNETİM

Kurumsal yönetim anlayışının Türkiye’de tanınması, gelişmesi ve en iyi uygulamalarıyla hayata geçirilmesi amacıyla faaliyetlerini sürdüren Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD), bu yıl Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) işbirliğiyle, ‘Sürdürülebilir İş Dünyasının Pusulası: Kurumsal Yönetim’ ana temasıyla; XIII. Kurumsal Yönetim Zirvesi’ni, 24-25 Şubat’ta çevrimiçi olarak düzenledi. İki gün boyunca kamu, iş dünyası ve uluslararası alandan uzmanları bir araya getiren Zirve’de, 11. Kurumsal Yönetim Ödülleri de sahiplerini buldu.
Zirvede, yakın gelecekte şirketlerin büyüyebilmesi ve sürdürülebilir olabilmesi için kurumsal yönetim anlayışıyla yönetilmesinin önemine değinildi.
Pandemi dönemi ve sonrasında ülkemiz sanayisinin ve ekonomisinin temelini oluşturan KOBİ’lerin ve tüm işletmelerin varlığını sürdürülebilmesinin anahtarı olan ‘Kurumsal Yönetim’in öneminin vurgulandığı XIII. Kurumsal Yönetim Zirvesi’ne KAPAK dosyamızda yer vererek okurlarımızın dikkatine sunuyoruz.

“Kadın girişimci ve yönetici sizi bir adım öne çıkaracaktır”
Sürdürülebilir olmak ve faaliyetlerine devam etmek isteyen şirketlerin kurumsal yönetim uygulamalarının şart olduğunu söyleyen TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, açılış konuşmasında, iş dünyasının en önemli sıkıntılarından birinin bu konu olduğunu ifade etti: “Türk iş dünyasının başkanı olarak, şu iki noktanın altını çizmek isterim. Her ikisinin altında da kurumsal yönetim anlayışı var. İlki, işe her zaman iyi bir ortakla yola çıkarak başla. Tek başıma hallederim deme. Kapıdan geçerken ortağına her zaman yol ver, önce ben geçeyim hevesinde olma. Başarının sırrı işte burada. İkincisi ise evlatların arasında ayrım yapma. Kurumsal yönetimde ayrımcılığa yer yok. Şunu çok açık söylüyorum, bir şirkette kadın girişimcinin, yöneticinin olması, kadın bakış açısının olması, kurumsal yönetim açısından sizi bir adım daha öne çıkaracaktır.”
Büyük bir hevesle ve kaynak ayrılarak kurulan işletmelerin bir kısmının maalesef belirli bir süre sonra yok olup gittiğine dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, “Burada giden sadece o şirketin sermayesi olmuyor, ülkenin sermayesi yok oluyor. İşte bu yüzden her ölçekteki şirket, imkanları ölçüsünde kurumsal yönetim unsurlarını işinde uygulamak zorunda” dedi. Bu konuda denetlenebilir bir ortama ihtiyaç duyulduğunu da vurgulayan Hisarcıklıoğlu, kurumsal yönetim şeklinin ‘Adillik’, ‘Şeffaflık’, ‘Hesap Verebilirlik’ ve ‘Sorumluluk’ ilkelerini esas aldığını aktardı.
TOBB ve Oda-Borsa camiası olarak, faaliyetlerini sürdürürken bu konuya büyük önem verdiklerini, kurumsal yönetimin kendilerindeki en önemli somut göstergelerinden birinin de Oda-Borsa Akreditasyon Sistemi olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, 20. yılını doldurdukları akreditasyon sisteminde bugün 365 Oda-Borsanın 282’sinin akredite olduğunu anlattı.
M. Rifat Hisarcıklıoğlu, kamuda, kurumsal yönetimin kamu politika süreçlerinin güçlendirilmesi açısından çok önemli olduğuna dikkat çekti: “Özellikle içinden geçtiğimiz bu zamanlarda, kamu-özel sektör istişaresine geçmişten çok daha fazla ihtiyacımız var. Etkin bir istişare ve tartışma ortamı geliştirdiğimiz sürece, kamuda sağlam bir kurumsal yönetim anlayışını oturtmuş olacağız.”

“Şirketlerin gelecekte var olabilmesi için kurumsal yönetim zorunluluk”
“Düzgün işleyen yönetim yapısı yatırımcı girişini artırıyor”: Dünya genelinde esen yatırım rüzgarının kurumsal yönetim ile yakalanabileceğini söyleyen TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Feyyaz Ünal, açılış konuşmasında şunları dile getirdi: “Ülkemizdeki şirketlerin yüzde 95’i aile şirketi. Fakat ortalama şirket ömrü çeyrek asır ile sınırlı, yani girişimciyiz ama bunu sürdüremiyoruz. Bu nedenle kurumsal yönetim ‘acaba yapsak mı’ denilen bir uygulama değil, şirketlerin gelecekte de var olabilmeleri için bir zorunluluk. Eğer şirketlerimizi kurumsal yönetmezsek ‘küçük şirket ülkesi’ oluruz. Şirketlerin önüne ‘öz’ takıları koyup yeni şirketler açmaya çalışır, imkanları böleriz. Halbuki dünya genelinde krizle birlikte esen bir yatırım rüzgarı var. Yönetim kültürü ve düzgün işleyen bir yönetim yapısı, tüm dünyada yatırımcıların şirketlere duyduğu güveni ve yatırım girişlerini artırıyor. İşte kurumsal yönetim, bu güveni yaratmamıza aracılık ediyor. Kamu, sivil toplum, özel sektör fark etmeksizin, yöneticilerin adil, şeffaf olmasını, gerektiğinde hesap vereceğini bilmesini ve sorumlu davranmasını sağlıyor” dedi.
Feyyaz Ünal, dünyanın artık sürdürülebilir kurumsal yönetimi konuştuğunu kaydetti: “TKYD olarak sürdürülebilirliğin hem sözcüsü hem de tarafıyız. Yaptığımız tüm çalışmalarda, etkinliklerimizden çalışma gruplarıyla oluşturduğumuz belgelere kadar her alanda ülkemiz kuruluşlarının sürdürülebilir bir gelecek için çalışmasına katkı sunmayı hedefliyoruz. Uluslararası pek çok kurumla yakın bağlarımızın da etkisiyle en iyi uygulamaların ülkemize gelmesini önemsiyor ve takip ediyoruz.”
“Bağımsız Üye Yerleştirme Programı’nı başlatacağız”: TKYD olarak önümüzdeki günlerde iş dünyasına önemli bir katkı sağlayacağına inandıkları yeni bir projeye başlayacaklarını da açıklayan Ünal, MY Executive ile birlikte hayata geçirecekleri ve iki bölümden oluşan projenin ilk adımı olarak, şirketlerin yönetim kurulları için ‘Bağımsız Üye Yerleştirme Programı’nı başlatacaklarını söyledi.

“Kurumsal yönetim, sürdürülebilir iş dünyasının pusulası”
Dünya Bankası (WB) Türkiye Ülke Direktörü Auguste Tano Kouame, açılış konuşmasında, tüm dünyada hükümetlerin ve ülkelerin kalkınma için iyi bir kurumsal yönetimin gerektiğinin farkında olduğunu, kurumsal yönetim ve kişi başına gelir arasında yakın ilişki bulunduğunu söyledi. Kouame, kurumsallığın; şirketlerin iyi yönetilmesine, kaliteli, güvenli ürün ve hizmetler sunmasına, güvenilir rapor hazırlamalarına, hesap verebilir olmalarına sağladığı katkılara değindi: “İyi kurumsal yönetim şirketler için olduğu kadar ekonomi ve ülkenin geneli için de gereklidir. Tabii ki ülkede yaşayan tüm vatandaşlar için de. Kurumsal yönetim; yatırımın gelmesi, yatırımın izlenmesi, istihdamın oluşturulması açısından çok önemlidir.”
Dünya Bankası’nın yaklaşımlarına kurumsal yönetimi de entegre ederek ülkelere bu şekilde hizmet sunduğunu, üye ülkelere kurumsal yönetim çerçevelerini güçlendirmelerinde yardımcı olduğunu aktaran Kouame, G-20’nin konuya ilişkin prensiplerinden birisinin; ‘ülkenin bu alanda bir eylem planı geliştirip uygulamasını sağlamak’ olduğunu vurguladı. Kouame, bu eylem planının kurumsal kapasitenin iyileştirilmesini ve sonrasında kurumsal yönetim bilincinin hem özel hem de kamu için oluşturulmasını amaçladığını anlattı: “Dünya Bankası, kurumsal yönetim konusunda üye ülkelere teknik yardım ve kredi sağlama şeklinde destek veriyor. Bu desteği; OECD, Finansal İstikrar Kurulu (IFC) ya da Basel Bankacılık Denetim Komitesi gibi kurumların standartlarına bakarak veriyoruz.”
“Türkiye, kadınların işgücüne katılımında büyük ilerleme sağladı”: Auguste Tano Kouame, Türkiye’de Dünya Bankası ile IFC’nin özel sektör ve TKYD ile yakından çalıştığını belirterek, “Kurumsal yönetim gerçekten bizim için sürdürülebilir iş dünyasının pusulası” dedi. Kurumsal yönetimin ihracat için önemine değinen Kouame, çevre olgusuna da dikkat çekerek şunları söyledi: “Kurumsal yönetimin diğer önemli bir noktası da kadınların şirketin her düzeyinde temsil edilmesi. Türkiye’de kadın istihdam oranı yüzde 34 ile OECD ortalamasının altında ve oldukça düşük. Kadınlar ekonomi için çok önemli bir değer ve ekonomik büyümenin kaynağı. Ancak iyi haber şu; Türkiye bu konuda gerçekten büyük bir ilerleme sağladı. OECD verilerine göre kadın yönetim kurulu üyelerinin oranı özelikle borsada işlem gören şirketlerde son 5 yılda iki katına çıkmış ve yüzde 18’e ulaşmış. Bu gerçekten oldukça iyi. Ancak yüzde 18 yine de OECD ortalamasının altında. Bunu artırmak gerekiyor.” Kouame, kadınların hem özel hem de kamuda daha fazla yer alması çağrısında bulundu.

‘Kamu Politika Süreçlerinin Güçlendirilmesi ve Politika Etkinliği İçin Kolaylaştırıcı Etkenler’
‘Kamu Politika Süreçlerinin Güçlendirilmesi ve Politika Etkinliği İçin Kolaylaştırıcı Etkenler’ oturumunun moderatörlüğünü yürüten TKYD Yönetim Kurulu Üyesi Eray Akdağ, istişare mekanizmalarının öncelikle kurumsal olması, bu alanda birçok ülkede olduğu gibi bir mevzuat oluşturulmasının önemini vurguladı.
ARGE Danışmanlık Ortağı Dr. Erkin Erimez, sürecin her aşamasında çok önemli olan katılımcılığın kalkınma ve yaratıcılık açısından önemli fırsatlar yarattığını söyledi. Kamunun uygulama öncesinde Etki Analizi çalışması yapmasının önemine işaret eden Erimez, bir fayda-maliyet analizinden sonra uygulama yapılması gerektiğini ifade etti. Uygulamadan 1 yıl sonra Etki Analizi’ni tekrarlamak gerektiğini de aktaran Erimez, paydaşların katılımı ve kapsayıcılığın önemine dikkat çekti. Kamudaki süreçlerin bir takım denetimlerden geçmesi gerektiğini savunan Erimez, şirketlerde Genel Müdür ile Yönetim Kurulu Başkanı’nın aynı olmasının da sıkıntı yarattığını, OECD araştırmalarına bakıldığında uygulama sonrası Etki Analizi’nin düşünülen yere gitmeyi kolaylaştırdığını dile getirdi. Başarının; katılımcılık, veri temelli ve istişare ile geldiğini aktaran Erimez, hedefin iş dünyasının tek başına hareket etmesi olmadığını söyledi. Üniversite-sanayi işbirliğine önem verilmesi gerektiğini paylaşan Erimez, OSB yönetimlerinin biraraya gelerek istişare etmelerinin önemine de değindi: “Yerelden politika geliştirmenin aslında önemli olduğunu görüyoruz. Sektörel değil, ülkesel kalkınma önemli.” Dünyadaki değişikliklerin de doğrudan bizi etkilediğini belirten Erimez, Türkiye’nin ciddi gelişmeye ihtiyacı bulunduğunu ifade etti.
Sanofi İlaç Pazara Erişim ve Kamu İlişkileri Direktörü Güray Karacar, kimi zaman yasa maddelerine hakim olunmasının zor olduğunu belirterek, düzenleyicilerin mümkün olursa karşı tarafa daha fazla zaman vermesi gerektiğini söyledi. “Kamunun açtığı bir takım koridorlar var, bizim de onu kullanmamız lazım” diyen Karacar, dünyada bulunan standartları gözardı ettiğimizi, yeterince ehemmiyet vermediğimizi ifade etti. Daha tutarlı olmamız, veriyle hareket etmemizin önemli olduğunu, otokontrol  ve empati kurma yeteneğimizi geliştirmemiz gerektiğini vurgulayan Karacar, Kalkınma Planları’nın son derece önemli olduğuna işaret etti. Şirketlerin, Kalkınma Planları’nın içinde ‘sektörümle ilgili ne planlar var, onu alıp kendi şirketime nasıl uyarlarım’ diye çalışması gerektiğini aktaran Karacar, ortak gelecek konusunda biraz daha fazla çalışmamız gerektiğini vurguladı. Karacar, şirketlerin kurumsal yönetim konusunda 4 ilkeyi; ‘adil, şeffaf, hesap verebilir ve sorumlu’ edinmesinin önemine de işaret etti.

Key Note: Türkiye’de Kurumsal Yönetime Sektörel Bakış: Bankacılık
Uluslararası danışmanlık firması Nestor Advisors’ın Yönetici Ortağı, Kıdemli Danışman Stilpon Nestor, TKYD ile birlikte başka bir toplantıda açıklayacakları Türk bankacılık sektörüyle Avrupa bankacılık sektörünü karşılaştıran bir çalışma yürüttüklerini duyurdu. SPK ile kurumsal yönetim prensipleri dahilinde bir çalışma yaptıklarını da aktaran Nestor, Covid-19 etkisiyle bankaların çevre, sosyal, yönetim gündeminin ve finansal risklerinin değiştiğini kaydetti.
Ekonomide sorun yaşayan ülkelerde sorunların çok daha büyüdüğüne dikkat çeken Nestor, genel olarak bankaların yönetim kurullarının uyanık olmaları gerektiğini vurguladı. Nestor, artık yönetim kurullarının hiçbir şekilde fiziksel temasları bulunmadığını, kontrol işlemlerinde zorluk, özellikle iç denetim ve siber güvenlik sorunları yaşandığını, son 1 yılda siber risklerin arttığını, Covid-19’un yarattığı değişikliklerin bazılarının uzun süre bizimle olacağını, bu değişikliklerle birlikte (dijital bankacılık gibi) artık bankaların ve kuruluşların çok daha atak olması gerektiğini ifade etti: “Müşteri deneyimi artık bankalarda eskisi gibi değil. Bankalar, networklerinin küçüldüğünü söylüyor. Müşteri de istihdam profili de değişiyor. Daha az sayıda ve daha teknolojiyi kullanacak bankacılar olacak. Piyasa stratejileri geliştirilirken yapay zekanın ve yapay zeka algoritmalarının kullanılmasını göreceğiz. Bankalar üzerinde sadece sosyal sorumluluk alma baskısı yok, sadece karbon ayak izlerini azaltmak için çalışmalara girmeleri beklenmiyor, bu faktörleri farklı süreçlerine adapte etmeleri yönünde bir baskı var. Çevre, sosyal ve yönetim faktörleri açısından güvenilirliğiniz olmalı, hem bankalar hem şirketler için. Toplam yatırımlar içinde sürdürülebilir araçların önemini görüyoruz. Sizin banka olarak, hem iklim değişiklikleriyle ilgili fiziksel riskleri anlamanız hem de bazı müşterilerinizi etkileyebilecek riskleri anlamanız gerekiyor. Yatırımcılar, bankaların kimin daha sonra görevi devralacağı konusunda nesil geçişi planlamalarına sahip olmalarını istiyor.”

Key Note: KOBİ’lerde Kurumsal Yönetim Nasıl Uygulanır?
IFC Avrupa ve Orta Asya Kurumsal Yönetim Lideri Merima Zupcevic, KOBİ’ler için en büyük zorluğun ‘kurumsal yönetime alışmak’ olduğunu söyledi. “Ön koşul; değişime motive olmuş olmak” diyen Zupcevic, kurumsal yönetimde ilk adımın belli prensiplere göre şirketi yönetmeye başlamak olduğunu, daha sonra çözümler ve araçların ortaya çıkacağını söylüyor. Önceliklenebilirlik ve sürdürülebilirliğin her zaman göz önünde bulundurulması gerektiğini  vurgulayan Zupcevic, kurumsal yönetimle bir şirketi yönetmek arasındaki farkı anlamanın önemine dikkat çekti: “Kurumsal yönetimde stratejik ve finansal planlara uygun kararlar vermek, şirketin amacı ve değerlerini belirleyen bir klavuzunun olması, aynı zamanda bir denetimin yapılması gerekiyor. Kurumsal şirketlerde yönetim kurullarında roller farklı kişilerce paylaşılmıştır. Ancak KOBİ’lerde, start-up olarak başladığında tek bir kişinin (kurucu veya kurucuların) farklı rolleri olması uygundur, aynı anda birden fazla iş yapabilir, işe yarar ama şirket büyümeye başladıkça bu sıkıntı yaratmaya başlar. Şirket büyüdükçe kurucu, tüm şapkaları hala giyiyorsa olmaz, idealde günün sonunda farklı kişiler tarafından şapkaların giyilmesi gerekebilir.”
Zupcevic, start-uptan hemen sonraki aşamanın aktif büyüme olduğunu, bu aşamada resmi strateji, yetki devri, hesapları ve işlemleri kontrol edecek bir sistem bulunduğunu, kurumsal gelişme aşamasında temel süreçler devam ederken bir danışma kurulu kurulduğunu veya danışmanlardan danışmanlık alındığını, iç kontrol ve temel iç denetim faaliyetleri gerçekleştirildiğini, profesyonel bir CFO işe alındığını aktarıyor. Bir sonraki aşamada Yönetim Kurulu, iç kontrol sistemi, performans raporları olan şirketin artık fonların da ilgisini çektiğini kaydeden Zupcevic, kurumsal yönetim prensiplerinin bazılarının KOBİ’ler için çok fazla olabildiğini vurguluyor: “Yatırımcı iyi kurumsal yönetim için para ödemeye hazırdır, iyi kurumsal yönetim, şirket sahibinin çok rahat uyumasını sağlar, tatile vakit kalır, sermaye genişlemeniz daha iyi olur ve krize dayanıklı olursunuz.” Zupcevic, risk değerlendirmesi, izleme ve beklenmeyen olaylar için hazırlığın önemine de değindi.

“Değer Yaratmak-Sürdürülebilir İş Dünyası ve Türkiye’nin Uluslararası Endekslerindeki Yerinin Kurumsal Yönetim Açısından Değerlendirilmesi”
“Değer Yaratmak-Sürdürülebilir İş Dünyası ve Türkiye’nin Uluslararası Endekslerindeki Yerinin Kurumsal Yönetim Açısından Değerlendirilmesi” oturumunun moderatörlüğünü yürüten TOBB Başkan Danışmanı ve Reel Sektör Daire Başkanı Hasan Çağlayan Dündar, Rosatam, Vodafone, CERN gibi büyük kuruluşların Türkiye’de KOBİ’leri tedarikçi etmeleri konusunda destek olduklarını söyledi.
T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Ahmet İhsan Erdem, kurumsal yönetim ilkeleri doğrultusunda çalıştıklarını belirterek, kurumsal dönüşüm sürecini başlattıklarını, dünyadaki iyi uygulama örneklerini dikkate alarak bir yol haritası oluşturduklarını, hizmetler ve stratejiler konusunda bir dönüşüm süreci başlattıklarını anlattı. Erdem, Türkiye’nin, Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi’nde 69. sıradan 23. sıraya yükseldiğini paylaştı: “Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Türkiye’ye yatırım yapmak isteyenlerin başvuru yeri. Kurumsal yönetim ilkeleri bağlamında sürdürülebilir bir yatırım ortamı uluslararası yatırımcıların tercih sebebi. Kamu ve özel sektör çok önemli reformlar gerçekleştirmeye devam ediyor. Kurumsallaşma mali yükler getirmiyor, aksine finansman maliyetlerini daha aşağı çekiyor, uzun yıllar sağlıklı bir şekilde devamını sağlayacak bir yol haritasını ortaya çıkarıyor.” KOBİ’ler tarafından üretilen verilerin daha iyi analiz edilmesi, dijitalleşme ve dijitalleşmenin tabana yayılmasının önemine değinen Erdem, KOBİ’lerin kurumsal yönetim ilkelerini bünyelerine katma imkanı bulacaklarını düşündüğünü ifade etti.
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Genel Müdürü Ece Börü, en yüksek kurumsal yönetim notuna sahip kuruluşlar arasında olduklarını belirterek, bu notu yükseltmek ve korumanın her zaman odaklarında olduğunu söyledi. Börü, 2010’da sürdürülebilirlik raporu yayınlamaya başladıklarını, BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne imza attıklarını, 2014’ten itibaren kaynak çeşitliliği sağlamak için Eurobond kredileri kullandıklarını, özellikle yeşil teknolojilere destek verdiklerini, yeşil ve sürdürülebilir firmaların talebiyle 2021’de de sürdürülebilir tahvil ihraç ettiklerini anlattı. Farklı departmanlar ve alt gruplarında da sürdürülebilir bir bakış açısıyla çalışmalarını sürdürdüklerini kaydeden Börü, ürünlerini bu yapıya göre geliştirip sunduklarını söyledi. Bu konuda mesai harcamayan şirketlerin yakın gelecekte olumsuz etkileneceklerini öngören Börü, şirketlerin hedef belirlemesi gerektiğini, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesiyle ciddi kar elde edilebileceğini vurguladı. Börü, iklim değişikliğiyle ilgili TSKB’nin çözümün bir parçası olarak azami çaba göstereceğini kaydetti.

Key Note: Kurumsal Yönetimde Sonraki Adım, Gelişim Alanları
EBRD Hukuki Dönüşüm Ekibi Yönetici Hukuk Müşaviri Pavle Djuric, yatırım yaptıkları ekonomilerde pazar ekonomisine geçişi desteklediklerini belirterek, “Ekonomilerin geliştirmesi gereken farklı özellikleri olmalı; ‘iyi yönetiliyor olmak, dayanıklı, yeşil ve kapsayıcı olmak.’ Tüm bunlar sürdürülebilirlik ve yatırım açısından çok önemli. Bu açıdan bunlar bizim desteklediğimiz ilkeler olmasının ötesinde aynı zamanda yatırımlarımız için gerçekleştirilmesi gereken sonuçlar.” Kurumsal yönetimin tüm şirketlerin sürdürülebilirliği için geliştirilmesi gereken bir omurga olduğunu söyleyen Djuric, Covid-19’un sürdürülebilir yönetimin gerekliliğini ortaya çıkardığını ifade etti: “Hem yapısı hem uygulamaları açısından kurumsal yönetim, sağlam bir temel teşkil eder. AB değişim getirmekte, ‘sürdürülebilir kurumsal yönetim’ adı altında iddialı bir başlık getirecek. Türkiye’nin de sürdürülebilirlik ilkesi ve uyum çerçevesi olan ve Sermaye Piyasası Kurulu tarafından 2020 Ekim ayında kabul edilmiş bir ülke olması çok güzel.”
Kurumsal yönetimle ilgili gelişme alanlarına da değinen Djuric, kurulların yeterince büyük olması, içlerinde yeterli çeşitlilik barındırması, kurulun en az dörtte birinin kadınlardan oluşması gerektiğini söyledi. Tüm Borsa İstanbul’a kote şirketlerde kurullarda kadın yönetici oranının yüzde 15.9’dan, yüzde 17’ye çıktığını bildiren Djuric, daha fazla cinsiyet eşitliğinin, kurumları sürdürülebilirlik hedeflerine yaklaştırdığını, yönetim kurullarının yenilenmesini çok önemli bulduklarını, azınlık haklarına saygının önemli olduğunu paylaştı.

XI. Kurumsal Yönetim Ödülleri liderleri; Garanti BBVA ve Darüşşafaka Cemiyeti
XIII. Kurumsal Yönetim Zirvesi’nin ikinci ve son gününde, XI. Kurumsal Yönetim Ödülleri çevrimiçi yapılan törenle sahiplerini buldu. 5 ana kategoride 6 şirket ve 3 sivil toplum kuruluşu, 2020’de da elde ettikleri kurumsal yönetim derecelendirme notları baz alınarak ödüle layık görüldü. Şirketlerin bir önceki yıl elde ettikleri kurumsal yönetim derecelendirme notlarının baz alındığı listeye göre, 2020’de BIST Kurumsal Yönetim Endeksi’nde en yüksek kurumsal yönetim derecelendirme notuna sahip ilk üç şirket; Garanti BBVA, Aksa Akrilik (Aksa Akrilik Kimya Sanayi A.Ş.) ve Doğuş Otomotiv (Doğuş Otomotiv Servis ve Ticaret A.Ş.) oldu. Garanti BBVA ve Aksa Akrilik ilk iki sıradaki yerini korudu. Garanti BBVA bu ödülün yanı sıra, ‘Yönetim Kurulu Kategorisinde En Yüksek Derecelendirme Notuna Sahip Kuruluş’ sıralamasında da listenin zirvesinde yer aldı.
‘Kurumsal Yönetim Endeksinde Son 1 Yılda Notunu En Çok Artıran Kuruluş’, Türk Traktör ve Ziraat Makineleri A.Ş. oldu. ‘En Yüksek Kurumsal Yönetim Derecelendirme Notuna Sahip Halka Açık Olmayan Şirket’ kategorisindeki ödüller iki farklı grupta değerlendirildi. ‘Halka Açık Olmayan Reel Sektör Şirketi’ kategorisinde Sütaş; ‘Halka Açık Olmayan Finans Şirketi’ kategorisinde ise Garanti BBVA Emeklilik ilk sırada.
STK’larda ilk sıra Darüşşafaka’nın: “En Yüksek Kurumsal Yönetim Derecelendirme Notuna Sahip İlk 3 STK” kategorisinin zirvesinde Darüşşafaka Cemiyeti yer alırken, ikinci; Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, üçüncü Türkiye İç Denetim Enstitüsü oldu.

Yorumlar (0)