banner565

banner472

banner458

banner457

YER-SİS; kalkınmaya veri rehberi

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü Türkiye’de Kentsel ve Kırsal Yerleşim Sistemleri Araştırması (YER-SİS) Projesi Tanıtım Webinarı’nda konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye’de bugüne kadar yapılmış en kapsamlı bölgesel kalkınma araştırması YERSİS’in bölgesel kalkınma politikalarının çok daha nitelikli ve detaylı planlanmasına imkân vereceğini söyledi. Varank, bulguların, kamu politikalarının planlanmasında çok önemli bir girdi teşkil edeceğini, özel sektör kuruluşlarının da yatırım, tedarik ve lojistik planlamalarında temel veri kaynaklarından biri olacağını söyledi.

KAPAK 01.06.2021, 00:00 21.06.2021, 09:38
17368
YER-SİS; kalkınmaya veri rehberi

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü Türkiye’de Kentsel ve Kırsal Yerleşim Sistemleri Araştırması (YER-SİS) Projesi Tanıtım Webinarı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Cevdet Yılmaz ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürü Barış Yeniçeri’nin de katılımıyla çevrimiçi gerçekleştirildi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, projenin tanıtım seminerinde yaptığı konuşmada; ‘Türkiye’de Kentsel ve Kırsal Yerleşim Sistemleri Araştırması (YER-SİS) Projesi’nin ülkede bugüne kadar yapılmış en kapsamlı coğrafi çalışma olduğunu belirterek, “Proje kapsamında uygulanan saha çalışmasıyla yaklaşık 38 bin köy, kırsal mahalle ve beldede anket yapıldı. Bu yerleşim yerlerindeki sosyoekonomik duruma ilişkin detaylı veriler toplandı” dedi.

Temel veri: YER-SİS’in bugüne kadar yapılmış en kapsamlı bölgesel kalkınma araştırması olduğunu kaydeden Varank, şunları söyledi: “YERSİS, bugüne kadar benzeri görülmemiş nitelikte bir çalışma. Araştırma, bölgesel kalkınma politikalarımızın çok daha nitelikli ve detaylı bir şekilde planlanmasına imkân verecek. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular, kamu politikalarımızın planlanmasında çok önemli bir girdi teşkil edecek. Ayrıca, özel sektör kuruluşlarının da yatırım, tedarik ve lojistik planlamalarında temel veri kaynaklarından biri olacak. YER-SİS Araştırması çok önemli bir boşluğu dolduruyor ve tüm politika yapıcılara nitelikli bir altlık sunuyor. ‘Yerleşim Sistemi’ dediğimiz şey aslında bir ülkedeki yerleşimlerin coğrafi dağılımını, sosyo-ekonomik yapılarını ve birbiriyle ilişkilerini ifade eder.”

“Sistemli ve sürdürülebilir bir uygulama olarak ele aldık"
Kendilerinin temel öncelikleri arasında olan kalkınma alanında elde edilen önemli başarıların verilerle de teyit edildiğini aktaran Varank, bunu sistemli ve sürdürülebilir bir uygulama olarak ele aldıklarını ifade etti: “Kalkınma çok yönlü bir yapı, söz konusu kavram eğitimden sağlığa, insan kaynağından alt ve üstyapılara, yatırım ve üretimden teknolojiye kadar birçok politika alanını içinde barındırıyor. Her bir politika alanının kendine özgü iç dinamikleri olsa da ‘mekan’ olgusu hepsini ilgilendiren ortak nokta. Hangi politikanın nasıl uygulanacağının yanı sıra uygulanacak yer de politikanın başarısını belirliyor, bu sadece kamu için değil özel sektör için de önemli. YER-SİS Araştırması bu anlamda önemli bir boşluğu doldurdu ve politika yapıcılara nitelikli bir altlık sundu. ‘Yerleşim Sistemi’ dediğimiz şey, ülkedeki yerleşimlerin coğrafi dağılımını, sosyo-ekonomik yapılarını ve birbiriyle ilişkilerini ifade eder. Sürdürülebilir kalkınma için dengeli bir yerleşim sisteminin oluşturulması şart. Bölgelerimiz gelişmişlik açısından oldukça heterojen bir yapıda. Bu durum, ulusal seviyede belirlenen kalkınma politikalarının bölgelerdeki yansımalarının ve etkinliklerinin farklılaşmasına yol açabiliyor.”

Teşvik belgeli yatırım tutarlarında 13 kat artış: Kalkınmada öncelikli bölgelere daha cazip desteklerin sunulduğu yeni teşvik sisteminin yatırımcılar nezdinde büyük bir karşılık bulduğunu, özel sektör yatırımlarının ülke sathına daha dengeli bir şekilde yayılmaya başladığını aktaran Varank, “Düzenlediğimiz yatırım teşvik belgelerinin bölgesel dağılımından bunu rahatlıkla görebiliyoruz. 2020’de 4, 5 ve 6’ncı bölgeler için düzenlediğimiz yatırım teşvik belgesi sayısı 2008’e göre 5 kat artarak 2 bin 679 oldu. Bu belgelerle öngörülen yatırım tutarı 13 kat artışla 54.7 milyar lira, istihdam ise 10 kat artışla 131 bin oldu” dedi.

Bölgesel kalkınma yaklaşımı: ‘Bölgesel Kalkınma’ yaklaşımını temel bir politika alanı olarak belirlediklerini ifade eden Varank, bölgelerimizin potansiyelini harekete geçirmek, rekabet güçlerini artırmak için yoğun bir mesai harcadıklarını, gelişmişlik farklarını azaltmak için kamu yatırımlarından teşvik ve desteklere birçok alanda görece daha az gelişmiş bölgelere öncelik verdiklerini kaydetti: “Kalkınma ajanslarımız ve bölge kalkınma idarelerimiz aracılığıyla sayısız planlama ve analiz çalışması yapıyor, destek programları uyguluyor, tanıtım ve koordinasyon faaliyetleri yürütüyoruz.”

“Üreten Şehirler Programı’nı yakında devreye alacağız”
Nitelikli ve detaylı planlamaya imkan verecek: Bu kapsamda yer alan ‘Sosyal Gelişmeyi Destekleme (SOGEP)’, ‘Cazibe Merkezlerini Destekleme’ ve ‘Üreten Şehirler’ gibi programlara da değinen Bakan Varank, “Yakın zamanda devreye alacağımız ‘Üreten Şehirler Programı’ ile üretim ve ihracat merkezi konumundaki şehirlerimize odaklanacağız. Bu şehirlerimizdeki işletmelerin daha katmadeğerli üretim ve ihracat yapmaları için kurumsallaşma, pazarlama, yenilik ve ulaşım altyapıları alanlarında projeler geliştireceğiz. YER-SİS Araştırması bu ve benzeri bölgesel kalkınma politikalarımızın çok daha nitelikli ve detaylı bir şekilde planlanmasına imkân verecek” diye konuştu.

“Türkiye’de 18 etki alanı bölgesi tespit ettik”
“YER-SİS Araştırması, Türkiye’deki en kapsamlı coğrafi çalışma”: YER-SİS Araştırması’nın, yerleşimler arasındaki insan, mal, sermaye ve bilgi akışlarının analiz edildiği bir çalışma olarak tanımlanabileceğini belirten Bakan Varank, şunları ifade etti: “Bu anlamda ülkemizde bugüne kadar yapılmış en kapsamlı coğrafi çalışma özelliğine sahip. Araştırmada öncelikle eğitim, sağlık, ulaşım, iletişim, ticaret ve kargo boyutları itibarıyla Türkiye’deki tüm yerleşimler arasında gerçekleşen akışlar, yani ilişkiler analiz edildi.”

Bakan Varank’ın verdiği bilgilere göre; insanların eğitim ve sağlık hizmeti almak için nereden nereye gittikleri, bu hizmetler için ne kadarlık bir mesafeyi göze aldıkları, bir yerleşim yerindeki işletmelerin hangi bölgelerle ticari ilişki kurduğu, insanların nereleri telefonla aradığı ya da nerelere kargo gönderdiği gibi birçok coğrafi ilişki ağı ortaya çıkarıldı. Devamında bu akışlar neticesinde yerleşimler arasındaki ilişkilerin yönü ve yoğunluğu belirlendi. Son olarak da yerleşimlerin birbirlerine hizmet verme büyüklükleri ve etki alanları ortaya çıkarıldı.

Cazibe merkezleri ile göç yavaşlatılabilecek: Bakan Varank, şu bilgileri verdi: “‘Etki alanı’ dediğimiz kavram, hizmet merkezi niteliğindeki bir yerleşim yerinin yoğun hizmet sunarak etkisi altına aldığı bölgeyi ifade ediyor. Türkiye genelinde bu şekilde 18 etki alanı bölgesi tespit ettik. Etki alanı yaklaşımı bize bir yerleşimin sadece kendisi olarak değil, etkileşim kurduğu yerleşimlerle birlikte değerlendirilmesi imkanını veriyor. Örneğin; bölge merkezi konumunda olan Diyarbakır, Malatya, Erzurum ve Van gibi illere yapılan yatırımların etki alanlarında bulunan yerleşimlere etkisini ölçebilecek, bu illere yapılacak kamu yatırımlarının ölçeğini bu durumu göz önünde bulundurarak ayarlayabileceğiz. Böylece bu iller, metropollere olan göçün yavaşlatılmasında birer cazibe merkezi olarak değerlendirilebilecek. Çalışma sonuçları ayrıca kırsal kalkınma politikalarının tasarımından yerelde etkin hizmet sunumu planlamasına kadar çok geniş bir alanda katkılar sunuyor. Tüm planlamacı ve icracı kurumlarımızın bu çalışmadan istifade edeceğine inanıyoruz.”

Çok boyutlu bakış ve en güncel yöntemler: YER-SİS Araştırması’nın içeriği, kapsamı ve sonuçları itibarıyla da birçok yenilikçi özelliğe sahip olduğunu belirten Varank, şunları dile getirdi: “Bölgesel gelişme ve mekânsal planlama literatüründeki en güncel yöntemlerle ülkemizdeki en küçük köylerden en büyük metropollere kadar tüm yerleşim yerleri araştırmanın kapsamına dahil edildi. Bu yerleşimler arasındaki ilişkiler, çok boyutlu bir bakış açısıyla ortaya konuldu. Bunu yaparken bölgesel gelişme ve mekânsal planlama literatüründeki en güncel yöntemleri takip ettik. Ayrıca bu araştırmaya özgü yöntem ve ölçütler geliştirerek literatüre katkı sağlayacak yenilikçi bir yaklaşım benimsedik.”

Ar-Ge projesi niteliğinde: Araştırmaya özgü yöntem ve ölçütler geliştirerek literatüre katkı sağlayacak yenilikçi bir yaklaşım benimsediklerine değinen Varank, insanların bir hizmeti almak için ortalama ne kadarlık bir mesafeyi göze aldığını ölçen bir coğrafi saçılım endeksi ürettikleri örneğini vererek, yine tam olarak kır ya da kent olarak sınıflandırılamayan yerleşimlerin belirlenmesi ve derecelendirilmesi için ‘geçiş hizmet merkezleri’ tanımını geliştirdiklerini, bu anlamda çalışmanın bir Ar-Ge Projesi niteliğine de sahip olduğunu söyledi.

Detaylı veri altyapısı: Araştırmanın bir diğer öne çıkan özelliği de Türkiye’deki kırsal alanlara yönelik detaylı bir veri altyapısını geliştirmiş olması. Proje kapsamında uygulanan saha çalışması ile 37 binden fazla köy, kırsal mahalle ve beldede anket yapıldı. Bu yerleşim yerlerindeki sosyo-ekonomik duruma ilişkin detaylı veriler toplandığını aktaran Varank, ‘temel geçim kaynakları, üretim yapısı ve nüfus hareketlilikleri’nin veri toplanılan ana başlıklardan sadece birkaçı olduğunu belirtti.

“www.yersis.gov.tr web adresinden istediğiniz veriye ulaşabilirsiniz”
Karar Destek Portalı: Bakan Varank’a göre; çalışmanın en önemli çıktılarından biri de dijital dünyanın gerekliliklerine uygun olarak geliştirilen Karar Destek Portalı: “Bu sistemle çalışmada kullanılan verilerden elde edilen sonuçları, coğrafi bilgi sistemi altyapısında görselleştirerek kamuoyu ile paylaşılıyoruz. www.yersis.gov.tr adlı web adresimizden tüm sistemi inceleyebilir, istediğiniz veriye ulaşabilirsiniz. Karar destek sisteminin başta akademik çalışmalar olmak üzere bu alanda yapılacak yeni ve kapsamlı analizlere öncülük etmesini umuyoruz.”

Girişimci Bilgi Sistemi ve Sanayi Sicil Bilgi Sistemi de araştırmacıların erişimine açılacak: Bilimsel gerçeklik ve kanıtın 18 yıldır uyguladıkları politikalarda her zaman temel ilkeleri olduğunu hatırlatan Varank, veriye erişimi ve doğru kullanımını çok önemsediklerini vurguladı: “Bakanlığımız bünyesinde YER-SİS Araştırması’nın yanında Girişimci Bilgi Sistemi ve Sanayi Sicil Bilgi Sistemi gibi çok kıymetli veri altyapıları kurduk. Bu veri kaynaklarını hem kendi politika yapım süreçlerimizde etkin bir şekilde kullanıyoruz, hem de araştırmacıların erişimine açıyoruz. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programımız bu veri kaynaklarını kullanarak ve bilimsel yöntemlere dayanarak geliştirdiğimiz örnek bir program. Cari açığın azaltılması, karmaşıklık ve yoğunlaşma endeksleri, ileri-geri bağlantılar gibi birçok ölçütleri kullanarak yatırımı desteklenecek 919 ürünü adeta terzi usulüyle tespit ettik. İnşallah YER-SİS çalışması da kanıta dayalı bunun gibi bilimsel politika araçlarının geliştirilmesine önemli katkılar sağlayacak.”

“YER-SİS sonuçları, Dünya Bankası ve OECD ile paylaşılacak”
“45 gün gibi kısa bir sürede tamamlandı”: Açılış konuşmacılarından Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürü Barış Yeniçeri, Bakanlık, Kalkınma Ajansları ve bölge kalkınma idareleri, özel sektör ve akademi ortak çalışması olan YER-SİS’i, kamu, özel sektör ve üniversite işbirliğinin çok güzel bir örneği olarak niteledi. Araştırmada resmi istatistiklerin yanı sıra özel sektörün ve kamu kurumlarının veri altyapısından da azami ölçüde istifade edildiğini, mekânsal analizler için de araştırmanın çıtayı yükselttiğini belirten Yeniçeri, “Araştırmanın en önemli özelliklerinden birisi de çok kapsamlı bir saha çalışmasına dayanmasıdır. Kırsal alanlara yönelik veri ihtiyacı yaklaşık 37 bin köy, kırsal mahalle ve beldede yürütülen ve yaklaşık 100 sorudan oluşan bir anket ile giderilmiştir. Anketler kalkınma ajanslarımızın kaymakamlıklarımızın yoğun gayreti ve özverisiyle muhtarlar ve belediye başkanları ile yüzyüze gerçekleştirilmiştir. 45 gün gibi kısa bir sürede tüm ülke çapında tamamlanan anketler kamu kurumlarımızın organizasyon kabiliyetini göstermesi açısından da son derece önemlidir” diye konuştu.

Resmi istatistikler, idari kayıtlar ve anket verilerinin uzun bir veri temizleme kontrol sürecinden geçirilmiş böylece sağlıklı sonuçlar verecek nitelik kazandırıldığını kaydeden Yeniçeri, Araştırma süreci ve sonuçlarının Dünya Bankası ve OECD ile paylaşılacağını anlattı: “Çalışma çok fazla sayıda mekânsal analiz içermektedir. Bu yönüyle tek bir analize bağlı kalınmamış araştırma sonuçlarını doğrulayıcı ve tamamlayıcı nitelikte kapsamlı istatiksel ve ekonometrik analizler yürütülmüştür. Çalışma sonuçları 3 farklı yayında bir araya getirilmiştir. Bu yayınların pek çok politika ve uygulama için referans kitapları olacağını değerlendiriyoruz. Yayınlarımız internet üzerinden kullanıma sunulduğu gibi kamu kurumlarımız ve üniversitelerimiz ile de paylaşılacaktır. Araştırmanın en özgün çıktılarından birisi de oluşturulan internet tabanlı karar destek sistemidir. Araştırmanın ulusal ve bölgesel kalkınma politikalarının belirlenmesi kamu ve özel sektör yatırım karar süreçleri kent ve kır entegrasyonuna yönelik uygulamalar ve akademik çalışmalar başta olmak üzere pek çok alana katkı sağlamasını bekliyoruz.”

Özgün, hibrit model kullanıldı
Toplantının sunumunu yapan YER-SİS Proje ekibinden Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi ve Teknoloji Uzmanı Fulya Yatmaz, açılış konuşmalarından sonra; YER-SİS Proje Koordinatörü Dr. Leyla Bilen Kazancık’a söz verdi. Araştırma sonuçlarını paylaşan Kazancık, 81 il, 973 ilçe, 37.036 köy, belde, kırsal mahallede muhtarlar ve belediye başkanları ile yüz yüze anket yapıldığını anlattı. Kazancık, geçim kaynakları, tarımsal üretim yapısı, ürünlerin nasıl değerlendirildiği, işgücü hareketliliği, temel kamu hizmetlerine erişim, ulaşım ilişkileri, imalat sanayi altyapısı konularının yer aldığı Araştırma’da, literatüre girecek nitelikte; ‘merkezi yer ve ağ teorileri’nin bir arada ele alındığı yenilikçi ve özgün bir hibrit model kullandıklarını açıkladı.

Araştırmanın büyük yerleşimler arasında ticaretin yoğunlaştığını gösterdiğini kaydeden Kazancık, 13 kentsel hizmet merkezi grubu oluşturduklarını aktardı ve şu bilgileri verdi: “Ağ ilişkilerinde İstanbul en önemli merkez, onu; İzmir, Bursa ve Adana takip ediyor. Doğu bölgesindeki iller ve ilçeler sınırlı sayıda ilişki kuruyor, asıl ilişkiler İstanbul çevresinde yoğunlaşıyor. Marmara Bölgesi’nde İstanbul Merkezli, İç Anadolu Bölgesi’nde Ankara merkezli bir kümelenme, Ege Bölgesi’nde İzmir merkezli bir kümelenmeden, onun dışında, Antalya’da yerel bir kümelenmeden, Adana, Mersin ve Gaziantep’in olduğu bölgeden de bir yerel kümelenmeden bahsetmek mümkün. Çalışmamızda biz etki alanları ve bölgeler oluşturduk. Kısıtsız bir şekilde bölgeleri oluşturduğumuzda İstanbul merkezli tek bir bölge oluşturduk (mekânsal olarak hiçbir kısıt konulmadığında İstanbul tüm Türkiye’yi etkisi altına almaktadır). Alt bölgelerin de tespit edilmesi ihtiyacıyla komşu illerin komşu olması, üst hizmet merkezleri gibi bir takım kısıtlarla çalışmamızı tamamladığımızda 18 bölge oluşturduk. Araştırmacı, kendi amacına uygun olarak farklı kısıtlar oluşturarak, kendi bölgelerini oluşturabilir. Hiyerarşik olarak bir bağlanma etki alanı yapısı görülüyor. Çalışmamızda kırsal için de çok kıymetli veriler toplandı. Örneğin; Sivas, Erzincan, Çankırı’nın da olduğu bölgeler de oldukça seyrek nüfusa sahip. Yerleşimlerin geçim kaynaklarını sormuştuk, ‘En temel geçim kaynaklarınız nedir?’ sorusuna Türkiye’nin geneli ‘Tarımsal üretim’ demiş. Doğu Anadolu Bölgesi’nde özellikle hayvancılığın ön plana çıktığını, Marmara Bölgesi’nde ise fabrika işçiliğinin de önemli geçim kaynakları olduğunu görmekteyiz. Bu geçim kaynaklarının belde, kırsal mahalle ve köy arasında farklılaşıp farklılaşmadığını kontrol etmek istedik. Bu amaçla bu 3 grubu karşılaştırdığımızda 3’ünde de ‘tarım ve hayvancılık ile emekli maaşları ve sosyal yardımların en önemli geçim kaynakları olduğunu gördük. En önemli husus, beldelerde geçim kaynaklarının çeşitliliğinin arttığını görüyoruz. ‘Çalışmak için nereye gidiyorsunuz?’ sorusu sorulduğunda Doğu Anadolu Bölgesi ve İç Anadolu’dan daha çok mevsimlik inşaat işçiliği için, Urfa’nın olduğu bölgede, Ege ve Akdeniz kıyılarında mevsimlik tarım işçiliği için gidildiğini, Marmara Bölgesi’nde ise düzenli olarak her gün çalışmak için gidildiğini görüyoruz. ‘Ne üretiyorsunuz ve bunları nerelere satıyorsunuz?’ sorusuna örnek olarak seracılık ürünleri ve yağlı tohumlara ilişkin sonuçları göstermek istedik. Seracılık Türkiye’de belli bölgelerde daha sınırlı, ama yağlı tohumların daha genel üretildiğini, seracılık ürünlerin Türkiye geneline satıldığını ama yağlı tohumların satışta daha yerel kaldığını görüyoruz.”

Kazancık, araştırmada yürüttükleri analiz başlıklarını şöyle sıraladı: “Kentsel Hizmet Merkezleri. Kırsal Hizmet Merkezleri. Ağ Analizleri. Karar Ağaçları. Mekansal Ekonometrik Modeller. Birliktelik Kuralları. Kümelenme Analizleri. Etki Alanları ve Bölgeler. Veri Madenciliği Yöntemleri. Mekansal İstatikler.”  Kazancık, araştırmanın çıktılarını ise şöyle özetledi: “3 Araştırma Raporu: Türkiye’de Kentsel ve Kırsal Hizmet Merkezleri. İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Ağ İlişkileri. Türkiye’de Kırsal Yerleşimler Saha Çalışması. Karar Destek Sistemi: www.yersis.gov.tr İnternet Tabanlı. İnteraktif. CBS Altyapısıyla Desteklenen. Kamuoyuna Açık.”

“Uzun vadeli etkilerini göreceğiz”
Açılış konuşmacılarından TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Cevdet Yılmaz, bu dönemin yenilikler ve reform dönemi olacağını söyledi. Kalkınma ajanslarının 84 milyonun enerjisini harekete geçiren önemli yapılar olduğunu ifade eden Cevdet Yılmaz, ajansların olgunlaşma dönemine geçiş yaptığını kaydetti. YER-SİS Projesi’nin çok önemli ve değerli bir çalışma olduğunu belirten Yılmaz, bunun uzun vadeli etkilerini göreceğimizi dile getirdi: “YER-SİS önemli bir boşluğu doldurmuş olacak.”

Yer seçimi ve ölçek meselesinin stratejik kararlar olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Bu kararları kamunun ve özel sektörün alması çok önemli” dedi. Yılmaz, bu mekânsal boyutun önemini Devlet Planlama Teşkilatı’nın vurgulamış olduğunu anımsattı: “Bölgesel gelişme ulusal stratejisinin hazırlanması önemli bir kazanım. Bu çalışmanın kıymetini ne kadar vurgulasak azdır.”

Projenin sürdürülebilirliğine vurgu
Açılış konuşmalarının ardından gerçekleştirilen panelin moderatörlüğünü yürüten Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Doç.Dr. Çetin Ali Dönmez, Bakan Varank’ın sürdürülebilirlik vurgusunun çok önemli olduğunu söyledi. “Veri tabanını daha kullanıcı dostu hale getirmeyi düşünüyoruz” diyen Dönmez, Türkiye’de sanayi alanlarının geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. Dönmez, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yürüttükleri ‘akıllı şehir uygulamaları’nın çok önemli olduğuna değindi.

Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Fatih Metin, kayıtlı 2 milyon, kayıtlı olmayanlarla birlikte 3 milyon çiftçi ailesiyle 7/24 hizmette olduklarını söyledi. Araştırmanın Türkiye’nin tarımsal geleceği açısından önemini vurgulayan Metin, kırsal kalkınmanın sağlanmasının merkezinde sürdürülebilir kalkınma olduğuna değindi. Kırsaldaki mevcut sorunlara bütüncül yaklaşımı çok önemli gördüklerini paylaşan Metin, ortaya çıkan sonuçların özellikle kırsalda dönüşüm açısından olumlu olduğunu söyledi. Metin, veri paylaşımı ve her türlü işbirliğine hazır olduklarını ifade etti.

Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Fatma Varank, çalışmanın ve çıktılarının çok kıymetli olduğunu belirterek, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile özellikle sanayi alanlarının ve akıllı şehirlerin geliştirilmesi gibi birçok konuda ortak çalışma yürüttüklerini anlattı. Türkiye Mekansal Strateji Planı’nı yılsonuna kadar kamuoyuyla paylaşmayı düşündüklerini açıklayan Varank, YER-SİS’te 358 verinin açık veri olarak paylaşıma açıldığını, toplamda 800 verinin paylaşıma açık olacağını, bu verilerin daha sonra Ulusal Coğrafi Bilgi Platformu’na ekleneceğini dile getirdi. Proje sonuçlarının oldukça faydalı bir kaynak teşkil edeceğini kaydeden Fatma Varank, dinamik bir veri araştırmasının çok daha yararlı olacağını düşündüğünü paylaştı.

YER-SİS proje akademik danışmanlarından Dokuz Eylül Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mert Çubukçu, YER-SİS’in mekana bağlı karar aşamalarında önemli bir karar destek mekanizması olacağını düşündüğünü söyledi. YER-SİS’in önemli bir mekânsal veri tabanı sağladığını aktaran Çubukçu, yıllardır Türkiye’nin sayısal planlamasının geliştirilmesini sağladığını vurguladı. ‘YER-SİS Projesi’nin çok iyi bir bilgi kaynağı olacağını umduğunu belirten Çubukçu, bu çalışmada üretilen tekniğin sadece bizim ülkemize özel olduğunu dile getirdi ve “Kendi modelimizi kendimiz yarattık” dedi.

Yorumlar (0)