Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN), 1954’te kurulmuş, dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarlarından biridir. Merkez, evrenin Büyük Patlama sonrası nasıl şekillendiğini anlamaya yönelik deneylere ev sahipliği yapmakta; sağladığı uluslararası iş birliği ortamıyla hem temel bilimde çığır açan keşiflere imza atmakta hem de teknolojiye yön vermektedir.
CERN’in Önemi ve Temel Araştırmalar
CERN’deki araştırmalar, maddeyi oluşturan en küçük parçacıkları ve doğanın temel kuvvetlerini anlamamızı sağlar. Merkezin en önemli tesislerinden biri, İsviçre-Fransa sınırında 27 kilometre çevre uzunluğunda dairesel bir tüneli bulunan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC)’dır . LHC, bugüne kadar inşa edilmiş en güçlü parçacık hızlandırıcı olup, proton demetlerini ışık hızına yakın hızlarda çarpıştırarak yeni parçacıkların ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Nitekim 2012 yılında LHC’de yapılan deneyler sonucunda, diğer parçacıkların kütle kazanmasını sağlayan Higgs Bozonu adlı atomaltı parçacığın varlığı deneysel olarak doğrulanmıştır. Bu keşif, 2013 yılında Nobel Fizik Ödülü ile taçlandırılmıştır.
Teknolojik Dönüşüme Katkıları
CERN, temel fizik buluşlarının yanı sıra geliştirdiği teknolojilerle de dünyayı dönüştürmektedir. Örneğin; bugün hayatımızın vazgeçilmezi olan Dünya Çapında Ağ (World Wide Web) fikri 1989’da CERN’de bulunmuştur. Yine CERN’deki ileri dedektör ve hızlandırıcı teknikleri sayesinde geliştirilen PET ve MR gibi görüntüleme yöntemleri ile parçacık ışını temelli kanser tedavileri (hadron terapisi) tıp alanında adeta devrim yaratmıştır. Bu örnekler, CERN’de geliştirilen çözümlerin akademi dışında iş dünyası ve toplumda da büyük bir dönüşüm etkisi yarattığını göstermektedir.
Uluslararası İş Birlikleri
CERN, farklı milletlerden bilim insanlarını ortak bir amaç etrafında buluşturan eşsiz bir iş birliği platformudur. Günümüzde 20’den fazla ülkenin tam üye olduğu CERN, Türkiye gibi bazı ortak üyelerle birlikte küresel bir araştırma ağı haline gelmiştir. Yaklaşık 110 farklı ülkeden 13.000 civarında araştırmacı CERN projelerine katkı sunmaktadır. Böylece CERN, siyasal anlaşmazlıkların ötesinde bilimin evrensel diliyle ülkeleri bir araya getirmektedir. Örneğin; binlerce bilim insanının birlikte çalıştığı ATLAS ve CMS gibi deneyler bu küresel iş birliğinin somut örnekleridir.
Türkiye ve CERN: Ortaklık ve Gelecek
Türkiye’nin CERN ile ilişkisi 1960’lı yıllara uzanmaktadır. 1961’den itibaren gözlemci statüsünde kalan ülkemiz, yıllar boyunca CERN projelerine bilim insanlarıyla katkı sunmuştur. Mayıs 2014’te Türkiye ile CERN arasında ortak üyelik anlaşması imzalanmış; Ocak 2015’te Meclis onayının ardından Mayıs 2015’te ülkemiz ortak üye olmuştur . Bu statü, Türkiye’ye CERN Konseyi’nde temsil hakkı sağlarken, Türk bilim insanlarının CERN’de görev alabilmesini ve firmalarımızın CERN ihalelerine katılabilmesini mümkün kılmıştır.
Üyelikle birlikte Türk araştırmacıların CERN projelerine katılımı da hız kazanmıştır. 2014’te CERN’de görev alan Türk bilim insanı sayısı 100 civarındayken, bugün bu sayı yaklaşık 220’ye ulaşmıştır. Araştırmacılarımız ATLAS ve CMS gibi büyük deney ekiplerinde yer alarak Higgs bozonunun keşfi gibi başarılara katkıda bulunmuşlardır. Bu katılım, Türkiye’nin bilimsel görünürlüğünü artırmakla kalmayıp genç araştırmacıların yetişmesine de önemli katkı sağlamaktadır.
CERN ortak üyeliği, sanayi iş birlikleri açısından da yeni ufuklar açmıştır. Üyelik sonrasında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesinde kurulan Sanayi İrtibat Ofisi, Türk firmalarının CERN’ün yıllık toplam 550 milyon İsviçre frangına varan alım ihalelerine erişimine aracılık etmektedir. Nitekim bazı şirketlerimiz o tarihten bu yana CERN’e çeşitli elektronik ve mekanik bileşenler tedarik etmeye başlamıştır. Bu iş birliği, firmalarımıza ileri teknoloji üretiminde deneyim kazandırırken ülkemizin Ar-Ge ekosistemini güçlendirmekte ve sanayimizin küresel rekabet gücünü artırmaktadır.
CERN, önümüzdeki yıllarda mevcut Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nı geliştirerek Yüksek Parlaklıklı LHC aşamasına geçmeyi ve ileride yaklaşık 100 km çevreli yeni bir parçacık hızlandırıcı tesisi (Future Circular Collider) kurmayı planlamaktadır. Bu mega projelerde Türk bilim insanları ve mühendislerinin aktif rol alması, yeni keşiflere ortak olup ülkeye ileri beceriler kazandırmaları anlamına gelecektir. Uzun vadede Türkiye’nin CERN’de tam üyelik hedefi de gündemde kalmaya devam etmektedir. Sonuç olarak, CERN ile yürütülen iş birliği Türkiye’nin bilim alanındaki etkinliğini artırırken teknolojik yenilikler yapmasına ve sanayide rekabet gücünü yükseltmesine katkı sağlamaktadır. Bilimin sınırlarında yer almak, Türkiye’yi geleceğin teknolojilerine yön veren küresel aktörler arasında konumlandıracak önemli bir adımdır.
Kaynaklar:
- Bilim Genç (TÜBİTAK). “Türkiye CERN’e Ortak Üye Oldu.” (23 Ocak 2015)
- Anadolu Ajansı. “Evrenin bilinmeyen yüzde 95’i ‘yeni dev parçacık hızlandırıcı’ ile keşfedilecek.” (5 Şubat 2024)
- Ankara Üniversitesi Hızlandırıcı Teknolojileri Enstitüsü. “Türkiye-CERN İlişkileri.” (5 Temmuz 2024)
- TÜBİTAK Bilim Genç. “Türkiye CERN’e Ortak Üye Oldu.” (23 Ocak 2015)
- Gaziantep Sanayi Odası. “Türk Firmalar CERN’e Ürün Satabilecek.” (9 Aralık 2015)
FOTOĞRAFALTI: Haziran 2025 CMS haftasında CERN’de çekilen CMS İşbirliği toplu fotoğrafı. CMS deneyinde 6000’den fazla bilim insanı görev yapmakta olup, fotoğrafta yalnızca CERN’de bulunan katılımcılar yer almaktadır.