TÜRKONFED’in, “Orta Gelir Tuzağından Çıkış: Hangi Türkiye? Bölgesel Kalkınma ve İkili Tuzaktan Çıkış Stratejileri” başlığı ile hazırladığı rapor Türkiye’nin 2023 vizyonu bakımından derinlikli bir analiz niteliği taşıyor. Raporda, yüksek gelire ulaşma yolunda olan orta gelir tuzağından çıkış hedefleyen “orta/yüksek gelirli Türkiye” ile yoksulluk tuzağından çıkış ve ivmelenme arayışı içinde bulunan “Yoksul Türkiye”nin kalkınma stratejileri incelendi.
TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça raporu kamuoyuna sunumunda, orta gelir tuzağından kurtulmak isteyen Türkiye’nin “Doğuda, Güneyde ve Kuzeyde 3 İstanbul’a daha ihtiyacı var. Zengin kentler, etkileşimleriyle komşu kentleri de büyütüyor. Yeni oluşturulacak bu metropollerin altyapı çalışmalarına hız vermeliyiz” dedi. Onatça, bölgesel kalkınma bankaları kurulmasını da önerdi.
2012 yılında ilki açıklanan rapor Türkiye’nin gerçeklerini sektörel ve bölgesel dinamikleri ile farklı açılardan tartışmaya açarak; bölgesel farklılıklar nedeniyle 6 bölgenin orta-gelir tuzağı riski dışında kalmayı başardığı; 12 bölgenin bu risk ile karşı karşıya kaldığı, 8 bölgenin ise orta-gelir tuzağında olduğu ortaya koymuştu. Raporun 2. cildi, yıl boyunca kalkınma ajansları, federasyonlar ve akademisyenlerle düzenlenen toplantılar sonucunda oluştu.
TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça bölgelerde iş dünyası temsilcileri, sivil toplum kuruluşu yöneticileri ve akademisyenlerle çalıştaylar gerçekleştirdiklerini, bu sonuçları Kalkınma Ajanslarından aldıkları bilgilerle desteklediklerini aktardı. Rapor Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Erinç Yeldan başkanlığındaki Kamil matadorbet giriş Taşçı, Doç.Dr. Ebru Voyvoda ve Mehmet Emin Özsan’dan oluşan akademisyen ekip tarafından kaleme alındı.
Zengin Türkiye, yoksul Türkiye
Türkiye’yi zengin ve yoksul olarak iki parçada tanımlayan raporun detaylarıyla ilgili bilgi veren Onatça, “Bugün zengin Türkiye’de vatandaşlarımız, Portekiz’in yaşam standartlarına sahip. Yoksul Türkiye’deki vatandaşlarımız da Ermenistan’ın yaşam standartlarında hayatlarını sürdürüyor. 2025 yılına geldiğimizde zengin Türkiye, İtalya’nın bugünkü yaşam koşullarına ulaşacak, yoksul Türkiye ise Çin olacak. Önerilerimiz hayata geçirilirse 2025 yılında zengin Türkiye, İngiltere düzeyine, yoksul Türkiye ise Sırbistan düzeyine ulaşacak” diye konuştu.
Sosyal yapı da güçlenmeli
Bölgesel gelişmişlik farklılıklarını kabul edilebilir oranlara düşürmeyen Türkiye’nin, orta gelir tuzağından çıkamayacağını anlatan Onatça, Hükümeti teşvikler konusunda bonkör bulduklarını, son verilen teşviklerin nisbi iyileştirme sağlamış olsa da tek başına tuzaktan çıkışı sağlayamayacağını söyledi.
Türkiye’de kentler ölçeğinde mikro kalkınma modellerine ihtiyaç bulunduğunu savunan Onatça, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğitim eksikliği büyümenin en önemli engelleri arasında yer alıyor. Orta gelir tuzağı ve yoksulluk tuzağındaki bölgelerde konuşlandırılacak üniversiteler ve mesleki eğitim merkezleri –altyapısı güçlü olmak şartıyla– bu bölgelerin tuzaktan kurtulmasında önemli rol oynayacak. Bu durumun bölgelerde hizmet sektörünün gelişmesi açısından da farklı pencereler açacağı kanaatindeyiz. Yeni fiziki altyapı kadar sosyal altyapının da fakir bölgelerde geliştirilmesi gerek.”
Bölgesel kalkınma bankaları
Merkezi planlamanın, kentlerin ve bölgelerin kendi rekabet üstünlükleriyle büyümelerine engel olduğunu kaydeden Onatça, her ne kadar Kalkınma Ajansları ile bölgesel planlamalar yapılıyor olsa da daha etkin, merkezi müdahaleden uzak ve uzun vadeli planlamalara ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Süleyman Onatça şunları söyledi: “Bu önerilerimizin hayata geçebilmesi için yöresel projeleri finanse edecek Bölgesel Kalkınma Bankaları kurmak akılcı bir yaklaşım olabilir. Türkiye’nin büyüme sürecinde finansal rakamlar kadar demokratikleşme çabaları da büyük önem taşıyor. Orta gelir tuzağının bir yansıması da orta gelişmiş bir demokrasi tuzağıdır. Türkiye bu tuzağı aşmadıkça ekonomi politikaları ne olursa olsun orta gelir tuzağından kurtulamayacak.”
TÜRKONFED: Orta Gelir Tuzağı Raporu
Bunlar da ilginizi çekebilir